22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 11 MAYIS 2013 CUMARTESİ kultur@cumhuriyet.com.tr 16 KÜLTÜR Geçmişin merhametli sesi ASLI ULUŞAHİN Tümata müzik topluluğu ‘Işığın Sesi’ konserlerini sürdürüyor Borusan Filarmoni’den Brahms, Korngold ve Şostakoviç Tümata, bir müzik oluşumu. Onları herhangi bir topluluktan ayıransa “tahrip edici müziğe karşı, merhametli müzik” düsturuyla hareket etmeleri. Tümata’nın kurucusu Yard. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç, “elektronik, yüksek desibelli veya aşırı agresyon içeren müzik tiplerini” merhametsiz olarak niteliyor ve bunların yabancılaşmaya, duygu kontrolsüzlüğüne, kalp rahatsızlığı gibi fiziki zararlara neden olduğunu savunuyor. Kendi yarattıklarının ise “ağrı gideren, spazm çözen, kalp kaslarını güçlendiren, hatta komadaki hastaları uyandıran, kanser tedavisinde yararlı” bir müzik olduğu kanısında. Zaten R. Oruç Güvenç de yaşamını müzikterapiye adamış bir bilim insanı. “Merhametli müziği” nasıl oluşturduklarına gelince konu ilginçleşiyor. Grup, bilinen en eski müzik aletleriyle, bilinen en eski şarkıları seslendiriyor. Kullandıkları enstrümanlardan bazıları koşaney, şankopuz, pazırık çengi, Göktürk yaylı kopuzu, dombra, drehleier, scheitholz ve yatuga. İsimleri bize pek tanıdık değil. Çünkü geçmişi milattan öncesine dayanan enstrümanların çoğu artık kullanılmıyor. Güvenç’ten onları bize tanıtmasını istiyoruz: “Örnek verecek olursak pazırık çengi, Rus araştırmacılar Rudenko ve Griaznov’un Güney Sibirya bölgesinde yaptıkları kazılarda bulunan bir çengi örneği. Geçmişi MÖ 1700’e uzanan bu enstrüman aynı zamanda arpın atası. Başka bir ilginç örnek ise MÖ 2450’li yıllara tarihlenen Bilinen en eski enstrümanlar u Tümata müzik topluluğunun “Işığın Sesi” konseri, İstanbul ve Ankara’nın ardından, bugün Manisa’da, yarın ise İzmir’de. Avusturya, İsviçre, İspanya, Moğolistan ve İran’dan gelen konukların da aralarında bulunduğu grup, farklı kültür ve inanışlardan, unutulmaya yüz tutmuş eserleri gün ışığına çıkarıyor. Oya gibi işlenmiş bir yorum EGEMEN BERKÖZ boğa başlı Sümer çengi.” Arşivlerinde 400 kadar benzer enstrüman olduğunu yine ondan öğreniyoruz. Tümata aynı zamanda bugün müzelerde sergilenen kimi çalgıları kendi atölyelerinde bire bir imal ederek konserlerinde kullanıyor. Geçmişin müzik aletleri, geçmişin ezgilerini de “Işığın Sesi” sahnesine taşıyor. R. Oruç Güvenç, programlarının kapsamını şöyle anlatıyor: “Bir repertuvar haritası çıkaracak olursak, Orta Asya’dan Anadolu’ya ve Avrupa’ya uzanan, bizle Bilinen en eski şarkılar ri 14 bin yıllık arşiv ve 4 bin yıllık işitsel bulguların izlerine ulaştıran bir kervan haritası oluşturduğunu söyleyebiliriz.” Orta Asya Türk boylarına ait eserler, MÖ 800’lü yıllara ait Sümer tabletlerinden günümüz notalarına aktarılan 3 bin yıllık Sümer ilahisi gibi kıymetli şarkılar, yeni gün yüzüne çıkan ilahiler, çok eski Alman, Japon, İsviçre ve Avusturya halk şarkıları konserde izleyicilere ulaştırdıkları eserlerden bazıları. Ayrıca bu ilginç müzik sunumu, çeşitli kültürlerin dans örnekleriyle de destekleniyor. 1200 yıllık bir gelenek olan “baskı dansı”, aynı zamanda “karacorga” olarak bilinen çok eski bir Şaman tedavi dansı, Uygur Türklerinin “sapai” isimli enstrümanlarla yaptıkları ritmik danslar ve sema gösterisi sahne performansını şölene dönüştürüyor. Daha önce İstanbul ve Ankaralı sanatseverlerle buluşan “Işığın Sesi” konseri, bugün Manisa Belediyesi Şehir Tiyatroları salonunda, yarın da İzmir Gediz Üniversitesi tiyatro salonunda izleyici karşısında olacak. Tüm etkinliklerin ücretsiz olduğu bu proje hakkında ayrıntılı bilgiye www. tumata.com adresinden ulaşabilirsiniz. Fuar kapsamında konferans, söyleşi, panel, şiir dinletisi düzenlenecek Kitap Fuarı Diyarbakır yolcusu Kültür Servisi Diyarbakır 4. Kitap Fuarı kapılarını 14 Mayıs’ta açıyor. TÜYAP Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek fuar, 19 Mayıs’a kadar devam edecek. Dördüncü kez düzenlenecek fuarda geniş bir konu yelpazesi içinde konferans, söyleşi, panel, şiir dinletisi gibi 50 kültür etkinliğinde 300 yazar okurla rıyla buluşacak. Fuar, bu yıl Surdibi Fotoğraf Sergisi’ne de ev sahipliği yapacak. Fotoğraf sanatçısı ve şair Mehmet Özer’in Diyarbakır Sur Belediyesi ile birlikte Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf Atölyesi’nin 2012 yılında Sur içinde yaptığı çalışmalardan oluşan sergi, Diyarbakır’ın dünden bugüne öyküsünü anlatıyor. Tiyatro Kumpanyası tarafından sahnelenen, Ahmed Arif’in şiirlerinden oluşan “Hasretinden Prangalar Eskittim” isimli oyun da ilk kez Diyarbakırlı seyircilerle buluşacak. Oyunculuğunu ve yönetmenliğini Kemal Kocatürk’ün üstlendiği oyun, 15 Mayıs Çarşamba akşamı Diyarbakır Şehir Tiyatrosu’nda ücretsiz izlenebilir. Borusan Filarmoni Orkestrası’nın 9 Mayıs Perşembe akşamı Lütfi Kırdar’daki konserinin doruğu, bana göre, ikinci bölümde seslendirdiği Dmitri Şostakoviç’in Op.47 Re Minör 5. Senfoni’siydi. 1936’da “Lady Macbeth” operası nedeniyle Pravda’da eleştirilen Şostakoviç’in korku içinde geçirdiği aylardan sonra “klasik biçimde” bestelediği ve yeniden göze girmesini sağlayan bu senfonisi bestecinin o korku dönemindeki iç çatışmalarını, ruhsal gelgitlerini yansıtır bir bakıma. Borusan Filarmoni, sürekli şefi Sascha Goetzel’in yönetiminde inceliklerle örülmüş bu önemli senfoniyi, dramatik ve lirik bölmelerini gereğince vurgulayarak ve ayrıntıları oya gibi işleyerek olağanüstü yorumladı. Konserin ilkyarısında ise ilginç bir ortak yanları olan iki besteciyi dinledik. 1897’de ölen Johannes Brahms ile onun ölümünden yaklaşık iki ay sonra doğan Erich Wolfgang Korngold’u. Orkestra, 19. yüzyılın ikinci yarısının önemli bestecilerinden Brahms’ın Op.81 Re Minör Trajik Uvertür’ünü seslendirdikten sonra 20. yüzyılın ilkyarısında ürün veren Avusturyalı besteci Korngold’un Op.35 Re Majör Keman Konçertosu’nda Hollandalı kemancı Isabelle Van Keulen’e eşlik etti. “Son romantik” Korngold’un keman ustalıklarına önemli yer verdiği ve daha önce, ilk seslendirişini yapan efsane kemancı Yascha Heifetz’den dinlediğim konçertoyu başarıyla yorumlayan Van Keulen, dinleyicilerin yoğun ve ısrarlı alkışına karşın bir kez bile “bis” yapmayarak şaşırttı. Yazımı, bu konserden birkaç gün önce izlediğim, Şostakoviç’le başlayıp biten bir başka konsere değinmeden bitirmek istemiyorum. Süreyya Operası’ndaki konserde, İstanbul Oda Orkestrası’nın Hakan Şensoy yönetiminde seslendirdiği iki Şostakoviç yapıtı arasında, yine orkestranın eşliğinde bariton Prof. Mesut İktu’dan İkinci Dünya Savaşı için bestelenmiş Rus ezgileri dinledik. Hüzün, korku, kaygı, umut duygularıyla örülmüş bu ezgiler, Mesut İtku’nun Rus “duyarlığını” duyuran sesiyle, çocukluğumun “karneli” yıllarına ve daha çok da Nâzım’ın tutukevinde radyodan savaşı izleyişine götürdü beni. Ve “karlı kayın ormanına”, “Bu yoldan otuz yıl önce de geçtim / vagonda şarkılar vardı yine” dizelerine... Anlamlı bir konserdi. Sergi TÜrVAK SinemATiyATro mÜzeSi’nde Mesut İktu’dan Rus ezgileri Atilla Dorsay’ın objektifinden Sultan Kültür Servisi Sinema yazarı ve eleştirmeni Atilla Dorsay’ın çektiği Türkan Şoray fotoğraflarından oluşan “Atilla Dorsay’ın Objektifinden: Türkan Sultan’a Armağan” sergisi bugün TÜRVAK SinemaTiyatro Müzesi’nde açılıyor. Sergide 2007’den günümüze uzanan süreçte çekilen 40’ı aşkın fotoğraf yer alıyor. Dorsay’ın arşivinden fotoğraflara aralarında Kadir İna nır, Mehmet Açar, Taha Akyol, Refik Durbaş, Rıza Kıraç, Zeynep Oral, Ahmet Ümit ve Türker İnanoğlu gibi birçok ünlü ismin özel yazılarıyla katkıda bulunduğu, “Türkan Sultan’a Armağan” isimli albümkitap da TÜRVAK Müzesi’ndeki sergi kapsamında ilk kez okurlarla buluşacak ve kitabın geliri de UNICEF’e bağışlanacak. Albümün önsözünde Atilla Dorsay şöyle diyor: “Onu ilk yıllarında uzaktan ve dalgın bir gözle izleyen bir hayranı iken, ilk kez Mart 1970’te Cumhuriyet gazetesi için bir söyleşi yapmak amacıyla bir araya geldik. Ve ben uzaktan çok az tanıdığım bu Yeşilçam yıldızının gerçek yüzünü tanıdım: Parlak fasadının ardındaki korkuları, çekingenlikleri, hiç bitmeyen alçakgönüllülüğü ve utangaçlığı, yine bitmeyen heyecanını ve onu simgeleyen titreyen ellerini. Ve insancıllığını, sinema aşkını, seyircisine görkemli saygısını. Ve daha başka şeyleri. O gün doğan dostluğumuz, sanırım hep süregeldi. Kimi zaman küçük bunalımlar atlatsa da…” “TARAKLI – GÖYNÜK TURU” 1819 Mayıs Gezginler Kulübü Orhan Kural’ın katılımıyla … Kişi başı 280 TL Tek kişi farkı 90 TL. Birleşik Rehberler Turizm Tel : 212 252 65 78
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle