18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAYIS 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Bakanlık yetkileri bekletince, kamuda 200 bin işçiyi kapsayan toplusözleşmeler de gecikti İşçi zammını unuttular İşçinin sözleşmesi 31 Aralık’ta sona erdi, Türkİş ile hükümet arasındaki ücret görüşmeleri hâlâ başlamadı. Türkİş de izlenecek yol haritasını belirlemek üzere sendika başkanlarını pazartesi günü toplantıya çağırdı. MUSTAFA ÇAKIR Bıçak Sırtı... Sabah sabah piyasacıların değerlendirmelerini dinliyordum... Başbakan Erdoğan’ın sözü güvenilir yabancı medyaya verdiği demecin bize göre gece yarısı olması, hemen arkasından da Dışişleri’nin düzeltme yapmasına şükrediyorlardı... Haberdeki ifadeler Suriye için tartışılmaz savaş ilanı anlamına geliyormuş, neyse ki asıl açıklamasında yeri olmadığı belirtilen düzeltme ile ortaya çıkabilecek olumsuz gelişmeler önlenmiş... Savaş ilanı söz konusu olmayınca, siyaseten ve piyasalar üzerinden olabilecek felaketler önlenmiş... Gerçi aynı güncel haber yorum programının devamında Suriye gelişmeleri üzerinden Başbakan Erdoğan’ın ABD’nin Suriye kırmızı çizgilerine ilişkin önemli iddiası sürdürülüyor. Başbakan başka açıklamalarında da yer aldığı üzere Esad yönetiminin muhalefete kimyasal silah kullandığı tezinde ısrar ediyor. Bu konunun ABD ziyareti esnasında Obama görüşmesinde de odakta olacağının altı çiziliyor. Hemen yakınında gündeme gelen bir diğer haberde ABD, BM sorumlularının kimyasal silahı muhalefetin kullandığı açıklamaları bir çelişki olarak duruyor. Bir başka altı çizilmesi zorunlu çok anlamlı çelişki, dış kaynaklı haberlerde ABD ile Rusya’nın Suriye için barış, uzlaşma formüllerinde tarafların dengeli temsillerini öngördükleri, bu yolda girişimlerini sürdüreceklerini içerirken, Başbakan ile Dışişleri Bakanımızın tüm açıklamalarında çok sert bir biçimde Esad iktidarına son verilmesi, muhalefetin desteklenmesi, Esad yönetimin insan haklarına aykırı saldırılarına suskun kalınmaması tezine ağırlık verilmesi... Başbakan bir adım ileri yine çok ağır bir dille, BMABDAB isimlendirmesi yapmadan dünyayı insanlık suçlarına seyirci kalmakla suçlaması... Tamam resmi düzeltmeye göre Türkiye savaş ilanı yapmamış, Obama görüşmesinde sonuç alınması bekleniyor... Ancak Türk tezi ile ABDRusya uzlaşması çerçevelerinin sonuç dengeleri arasında uçurum var... Kim kimi hangi yolda, hangi insan hakları adına, ya da çıkar dengeleri uğruna hizaya getirecek? HHH Kürt açılımı gelişmeleri, bizim için sadece Suriye gelişmeleri kadar değil, uzun soluklu sonuçları ile çok daha yaşamsal... Bana göre ABD başta zengin Kuzey dünyasının yeni dengeleri, koşullarında, söze göre iktidarları ile PKK eksenli Kürt cephesinde yine aynı nedenlere dayalı zorunlu değişen politikaları arayışlarında varılan uzlaşmanın güncel çatışma, ölümleri durdurmuş olması bile soluk aldırıcı... Medyatik kampanya boyutu olsa bile insanların köylerine doğru adım atmaları, yatırım düşleri, sokaklara çıkabilmeleri, düş görebilmeleri çok güzel... Bence sadece umutların yeşermiş olması, nefes alınabilmesi bağlantılı bile, uzlaşmanın gerisinde insan hakları, demokrasi, barış içinde birlikte, ülkemizde, çatışmadan, parçalanmadan yaşayabilmeye yönelik adımlar, içerik bugün dünden daha önemli ve zorunlu... Aksi daha sert kırılmalara, acılara yol açabileceğinden... İran’ın malum çıkar dengeleri ile bağlantılı bu barışı kırma tuzaklarına duyarlı olmak anlamlı. Irak merkezi yönetiminin silahlı PKK militanlarının Türkiye’den döneceklerle Kuzey Irak, Suriye’de yerleşmelerinden kaygılanarak tepki göstermesi de doğal. Yine de iktidarlarının Irak Kürdistanı yönetimine, uzlaşmalarına güvenerek, ABD’nin çok daha dengeli hesapları içinde sırtını dönmediği, dahası desteğini çekmediği Irak merkezi yönetimini yok sayan alaycı çıkışlarının sürpriz bedelleri olabilir. Bölgede kimin eli, nereye kadar kimin cebinde hiç belli olmuyor. Suriye’de başını yeterince belaya sokmamış açıkta kalmamış, ağır bedeller ödemeye mahkum olmamış, çok daha ağır uzun soluklu bedeller ödemeye mahkum olmaktan hiç ders almamışçasına... İktidar cephesinin kamuoyuna dönük siyaset yapıp, kazançlı çıkmak uğruna afra tafralarının geçmişte olduğu gibi siyasi getirilerinin sürüp gideceğini hiç ama hiç sanmıyorum... Yeni dünya sömürü düzeni çarklarında, dengelerinde zengin Kuzey dünyası çıkarları adına öylesine büyük sıkışıklıklar, sürpriz krizler söz konusu ki... Genel politikalarda ilkeler, çerçeveler hak götüre... Hele de bölgemiz, yoksul dünyaya yönelik olarak duyarlılıklar hak götüre. Bir gün sırtını sıvazlayıp belirli bir çıkışa yönelttikleri iktidarları; ülkeleri, halkları, ertesi gün dengelerin değişimine bağlantılı olarak hemen satıp ortada bırakıverdiklerini, son yıllarda sayısız örneğini yaşamadık, ders almadık mı? İttifaklar yakın tarihle bile kıyaslanmayacak kadar esnek, değişken... Günümüzde askeri işgaller, darbelerin ekonomik getirisinin olmaması kuşkusuz insanlık adına sevindirici bir gelişme... Son etkin silahlı terör örgütü PKK’nin silahlardan arındırılması operasyonunun damdan düşer gibi gündeme girmesinin gerçeği de bu olmalı... Ama zengin Kuzey dünyası, güç odaklarının çıkar koşullarında, yeni askeri müdahalelerin öngörülmediği yoksul Güney dünyası, bataklığa çevrildikten sonra yaşananlara seyirci kalmanın bedelleri bölge halklarına çok daha pahalıya mal olmakta... Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de, hatta işgal yaşamamış gibi görülen Pakistan’da, kan dökülmesinin önü alınamıyor... Türkiye’nin aynı bataklığa çekilmesi kaygısı, paranoya olarak hafife alınabilir mi? Çalışma Meclisi 9 yıl sonra iş başında! Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik Çalışma Meclisi’ni 9 yıl aradan sonra sendikaların en hassas oldukları “taşeron, kıdem tazminatı, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi” gibi konuları görüşmek üzere toplantıya çağırdı. Türkİş ise bakanlığa, “kıdem tazminatı ile özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi konularında yapılacak görüşmelerin tarafı olmayacağız” yanıtını verdi. İşçi ve işveren örgütlerinin katıldığı Çalışma Meclisi eylülde toplanacak. En son 2004’te bir araya gelen Çalışma Meclisi için, 1617 Mayıs’ta da hazırlık toplantısı yapılacak. Çalışma Meclisi’nin gündeminde “alt işveren (taşeron), kıdem tazminatı, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi, sendikal örgütlenme, toplu iş sözleşmelerinde yetki, 6331 sayılı kanun çerçevesinde iş sağlığı ve güvenliği uygulaması, istihdam politikaları” bulunuyor. ANKARA Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sendikalara yetki vermek için yeni yasanın çıkmasını beklemesi, kamudaki yaklaşık 200 bin işçinin 20132015 dönemi toplusözleşmelerinde gecikmeye neden oldu. 5 aydır zam yolu gözleyen işçi, Türkİş ile hükümet arasında imzalanacak çerçeve sözleşmeyi bekliyor. Kamu işvereni sözleşme imzalamak isteyen sendikalara, “önce çerçeve sözleşmesi çıksın ondan sonra” yanıtını veriyor. Sendikalardan “çerçeve sözleşme” bir an önce imzalansın talepleri gelirken, Türkİş de izlenecek yol haritasını belirlemek üzere sendika başkanlarını pazartesi günü toplantıya çağırdı. Kamudaki 101 işyerinde veya işletmede çalışan yaklaşık 200 bin işçiyi kapsayan toplusözleşmeler 2 yıllık dönemlerle imzalanıyor. Sözleşmelerin büyük bölümü 31 Aralık 2012’de sona erdi. Bir bölümü de 1 Mart itibarıyla bitti. İşçi zam için 1 Ocak 2013 31 Aralık 2014 dönemini kapsayan toplusözleşmelerinin imzalanmasını bekliyor. Sendikalar tek tek kamu işvereni ile sözleşme görüşmelerini yürütüyor. Ancak zam için Türkİş ile hükümet arasında imzalanacak çerçeve sözleşme bekleniyor. Mayısın ortasına gelinmesine karşın Türkİş ile hükümet arasındaki görüşmeler hâlâ başlamadı. Sendikalar, gecikmenin temel nedeni olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sendikalara yetki vermek için “Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası” ile ona dayalı olarak açıklanan işkolu istatistiklerini beklemesi ni gösteriyor. Petrolİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, sendika olarak, öncelikle kamu işyerlerindeki ilk giriş ücretinin yukarıya çekilmesini, düşük ücretlerin iyileştirilmesini, ücretlerde vergi matrahlarının yükselmesinden kaynaklı azalmaların telafi edilmesini, kamudaki ücret ortalamasının ciddi bir oranda yukarıya çekilmesini hedefleyen bir strateji izleyeceklerini söyledi. Öztaşkın, “Bunun yanında işyerlerinin çeşitli sorunları var. Türkİş ile hükümet arasında imzalanacak genel çerçeve protokolüne işyerlerindeki sorunların çözümünü içeren bir maddenin de konulması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Kardemir’de grev kararı alındı Karabük Demir Çelik Fabrikaları (Kardemir) ile yetkili Çelikİş Sendikası arasında ocakta başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri uzlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine grev kararı alan sendika yöneticileri bugün, işçilerle fabrikada bir araya gelerek gelişmeler hakkında bilgi verdi. Görüşmeye yaklaşık 3 bin işçi ellerinde “Zafer birlik ve beraberlikle gelecek”, “Kavgamız emek ve ekmek kavgası”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız”, “Üretiyoruz, istiyoruz alacağız”, “Aç kalsak da beraberiz”, “Potalarda eriyen biziz, siz çelik sanırsınız”, “Ne azını, ne fazlasını alın terimizi istiyoruz” yazılı dövizlerle katıldı. PTT’nin satışına engel kalmadı PTT’nin anonim şirkete dönüşmesini sağlayacak tasarı, çalışanların itirazına karşın TBMM’de kabul edilirken, ÖİB de Şeker Fabrikaları’na ait 7 taşınmazın satışı için harekete geçti. sir ve Tokat’taki bazı taşınmazları özelleştirmek üzere harekete geçti. ÖİB’nin taşınmaz satış ilanı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre Başkanlık, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ’ye ait Kırşehir, Nevşehir, Ankara, Erzurum, Muş, Balıkesir ve Tokat’taki 16 farklı taşınmazı satacak. Satışa konu taşınmazlar içerisinde kantar binaları, yatakhaneler ve arsalar yer alıyor. İhaleler kapalı zarf içerisinde teklif almak ve görüşmeler yapmak suretiyle pazarlık usulü ile gerçekleştirilecek. İhale Komisyonu’nca gerekli görülmesi halinde ihaleler pazarlık görüşmesine devam edilen teklif sahiplerinin katılımı ile ve açık artırma usulü ile sonuçlandırılabilecek.Ayrıca EPDK, Boğaziçi, Akdeniz ve Gediz Elektrik Da ğıtım anonim şirketlerinin devrini onayladı. Ekonomi Servisi Özelleştirme konusunda engel tanımayan AKP hükümeti, son dönemde çalışanların yaptığı protesto ve eylemleriyle sık sık gündeme gelen PTT yasasını da kabul ettirerek, satışı önündeki engelleri temizledi. PTT’nin anonim şirkete dönüşmesini sağlayacak Posta Kanunu Tasarısı önceki gece TBMM’de kabul edildi. Tasarıda amaç; posta hizmetlerinin güncel rekabet koşulları ve sektörel gelişmelere uyumlu şekilde düzenlenmesinin sağlanması olarak tanımlandı. Önceki akşam kabul edilen tasarı, sermayesinin tamamı Hazine’ye ait olacak ve bütün mali hakları Hazine Müsteşarlığı’nda kalacak şekilde kurulacak PTT AŞ’nin bütün hak ve yetkilerinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından kullanılmasını öngörüyor. Öte yandan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), Türk Şeker’e ait Kırşehir, Nevşehir, Ankara, Erzurum, Muş, Balıke Şekef Fabrikaları da gidiyor VEFAT Sivas Divriği İmirhan Köyü’nden YILDIZ Ailesi’nin değerli büyüğü VEFAT Olcay’ın sevgili eşi, Kerim ve Sinan’ın biricik babası, Dilan’ın dedesi, güzel ve temiz insan CELAL YILDIZ (CELAL DEDE) Hakk’a yürüdü. Işıklar içinde yatsın. Not: Cenaze 11.05.2013 Cumartesi günü (bugün) saat 13.00’te Yenibosna Cemevi’nden kaldırılacaktır. YVES BERTRAND’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Cenazesi 11 Mayıs 2013 Cumartesi öğlen vakti Alaçatı Eski Kabristan’ında defnedilecektir. YILDIZ AİLESİ AİLESİ Yurttaş gazlı içecek düşkünü BAŞSAĞLIĞI 68 devrimci öğrenci gençlik kuşağının önemli ve unutulmaz adı, Deniz’lerin yol arkadaşı ve vakfımızın değerli üyesi BOZKURT NUHOĞLU’nun sevgili babası Dr. AHMET NUHOĞLU yaşama veda etmiştir. Ailesine, dostlarına, eş ve arkadaşlar ile 68’liler topluluğuna başsağlığı dileriz. 68’LİLER BİRLİĞİ VAKFI YÖNETİM KURULU Ekonomi Servisi Türkiye’de 2011 yılında tüketilen içecek türlerinden ilk sırayı 3.3 milyar litre ile gazlı içecekler aldı. CocaCola Kurumsal Sosyal Sorumluluk Raporu, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, Ambalajlı Süt Üreticileri Derneği, Meyve Suyu Endüstrisi Derneği ve Türkiye Maden Suyu Üreticileri Derneği’nden alınan verilere göre, tüketimde ilk sırayı gazlı içecekler aldı. Listede ikinci sırayı alkollü içecekler aldı. Ülkedeki alkol tüketimi 2006’da 885 milyon litre iken 2011’de 1 milyar 127 milyon litreye yükseldi. Alkollü içecekler içinde ilk sırayı bira oluşturdu. Verilere göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “milli içki” olarak nitelendirdiği ayran tüketimi ise ancak 750 bin ton oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle