22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NİSAN 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP, anayasa değişikliklerinde tek oturum ve açık oylama önerdi 5 Ölüm arkadan gelsin!” Bebek’te Özdemir Asaf’ın meyhanesinde Demirtaş Ceyhun’la olalım... Oktay Rifat’la Venedik’e gidelim... Edip Cansever’le Mehmet Ali’nin Hatay Lokantası’nda körkütük sarhoş olalım. Hayat bizim! Sevgi bizim! Tüm güzellikler bizim! ??? Edip Cansever’in güz ölülerini bırakan kuşlarını, derinliği, sessizliği, gün ortasının o alacakaranlık bakışlarını buluşturalım hüzünlerimizde... Bak çevreci İzmirli avukat dostum Noyan Özkan da ölmüş dün sabah kalp krizinden İzmir’de... Hayat ince bir çizgi. Hayat ve ölüm aynı çizgide. Yaşı yok ölümün! O zaman bu kıyımlar, faili meçhuller niye? Kendi kendimize soralım! Korkmayalım kendilerini entelliboş görenlerden, softalardan, yobazlardan... Dikkat edelim, ne zaman ne yapacakları, hangi tuzakları kuracakları belli olmaz “çözüm süreci” adına. Maskaralar sürüsüne hiç yüz vermeyelim... Biz inadına “demokrasi ve özgürlük” isteyelim. Tepkimizi şiirlerle gösterelim: “Çizeriz yeryüzünü kaygısız ayaklarla Yüzümüzdür bir yağmur ağırlığınca düşer Sonra pek anlamadan içkiler ne çabuk biter Ne kadar konuşursak o kadar sessizlik olur Adımızı sorarız birine, o bize adını söyler.” ??? Sessizlik bize göre değil... Biz, nice işkencelerden geçtik, ölümler gördük, gözaltında kayıplar! Biz, Susurluk çetesinin neden ortaya çıkarılmadığını... Biz, gladyoyu gördük, binlerce faili meçhul cinayeti, yargısız infazları... Biz çaresizlik içinde bilinmeyen limanlara sığınmadık hiçbir zaman. Biz, Madımak’ı gördük, Gazi’yi... Devlet içinde örgütlü silahlı çeteyi... Biz, Manisalı liseli çocukların zindanlarda yattığını gördük. Unutmadık ey halkım, unutmadık bunları! Hep kandırıldık ey halkım, kandırıldık! Paslı günlerin döküntülerini yaşadık, arkadaşlarımızı yitirdik. Biz, güz ölülerini bırakan kuşlar gibiyiz... “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz Biz o renksiz, o yalnız, o sürgün medüzalar Aşar söylediklerimizi çeker gideriz Ülkemiz, toprağımız, her şeyimiz Kıyısında camların bozbulanık rakılar.” Sahi, aşk nedir bilir misiniz?.. ‘Fire’ kurnazlığı MAHMUT LICALI Aşk Nedir Bilir misiniz?.. Sessizlik bize göre değil... Otları dağlayan alevler gibi çıplaklık değil tutku... Sakın aldanma! Sevgi, aşk, demokrasi, özgürlük, barış onlarda öyle değil. Sakın unutma! Bu sabah uyandığında Vicente’yi oku, Cemal Süreya’yı... Köpürüp akan ırmağın kıyısında, Kaçkarlar’ın zirvesinde, o masmavi Gökova Körfezi’nde. El değmemiş ilkyaz çimenlerinin üzerine yat, nisan çiçeklerinin gölgesinde dinlen. Aydınlık bir coşkuyu yaşa! Sevgilini düşün, çocukları düşün, yaşadığın coğrafyayı... İster Munzur Vadisi’nde soluklan, ister Sümbül Dağları’nda. Karadeniz’de ol, Ege’de ol... Moda’da, İstinye’de... Esmer yüzlere konan nisan güneşinde Jose Gorostiza’yı sev yürekten. Yüreğine nakış gibi işle insan sevgisini. Özgürlük destanlarının sayfalarını karıştır inadına... İnadına haykır “demokrasi ve özgürlük” diye... Korkma! Yılma! Din bezirgânlarına sakın inanma! Mavi evlerde, tutuşan bahçelerde sevgiyi öğret bilmeyenlere. Çocukları sevmeyi öğret! ??? Alevlerin o alacakaranlığında yitik sevdaları toplayalım birlikte. Gizemli hüzünleri, bakışları kendi kıskançlığımızın içinde saklamayalım. Savaş değil barış isteyelim.... Aşk! Sevgi! Kirli sabahlarda uyanmak zamanı değil artık. Acele edelim! Vahşi ormanlar gibi soluyan bencilliğimizi bir koya bırakıp kumsalda yürüyelim. Toroslar’da karların içinden çıkıp bize gülümseyen kardelenler olalım insanlık için. Haydi gelin Carlos’un, Oktay Rifat’ın, Ahmed Arif’in, Rıfat Ilgaz’ın kapısını çalalım... Urla iskelesinde Necati Cumalı ve Seferis’le rakı kadehlerimizi tokuştururken Tanju Okan’a el sallayalım... Denize bakalım haydi birlikte ve haykıralım: “Sanki kendi kendilerine Sıra sıra doğuyor çocuklar. Dünyanın en güzel şeyidir aşk (aşk ve aşkın sonuçları). Dans edin kardeşlerim dans edin! ANKARA AKP, anayasa değişikliklerinde parti içindeki fireleri engellemek için “gizli oy” kuralı yerine “açık oy” önerdi. Anayasa değişikliklerinin iki tur yerine tek tur yapılmasını da isteyen AKP, bu yolla milletvekillerini baskı altında tutacak. AKP’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu anayasa değişikliği önerisinde, anayasanın başlangıç ve değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek ilk 3 maddesinin yanı sıra anayasa değişikliklerinin nasıl yapılacağına ilişkin maddede de değişiklikler önerdi. Bu düzenlemeler şöyle: nın değiştirilmesine ilişkin oylamaların “gizli” yapılması hükmü bulunuyor. Bu şekilde milletvekilleri üzerinde ret ya da kabul oyu vermesi için baskı oluşturulamıyor. AKP ise önerisinde, “Anayasa değişikliği Meclis üye tamsayısının en az beşte üç çoğunluğu ile kabul edilir” derken mevcut anayasadaki “gizli oylama” hükmünün kaldırılmasını istedi. Böylece anayasa değişiklikleri açık oylama usulüyle gerçekleştirilerek hangi milletvekilinin ne yönde oy kullandığı da ortaya çıkacak. 12 Eylül referandumuna sunulan anayasa paketinin TBMM’deki görüşmeleri sırasında siyasi partilerin kapatılmasını düzenleyen maddesi, AKP’nin fire vermesi nedeniyle yeterli çoğunluğa ulaşamadığı için paketten düşmüştü. Bu durum parti içinde sıkıntı yaratmıştı. Son olarak yerel seçimlerin öne çekilmesine ilişkin anayasa değişikliği de parti içindeki fireler nedeniyle yaşama geçirilememişti. ‘Tek tur’ görüşme: AKP’nin önerisinde anayasa değişikliklerinin iki tur yerine tek turda yapılması öngörülüyor. Buna göre muhalefetin zaman zaman taktik olarak kullandığı ilk turda destek verip ikinci turda desteğini çekerek parti içindeki fireleri artırma girişimi de önlenmiş olacak. Temel yasa gibi görüşme ihtimali: AKP’nin önerisinde anaOylar açık oturumda verilecek: Mevcut anayasada, anayasa PROF. DR. FEYZİOĞLU ‘Anayasa tanımamazlık’ İLHAN TAŞCI ANKARA Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, AKP’nin anayasa değişikliğini mevcut hükümler yerine “kendine göre” belirlediği kurallarla gerçekleştirme eğilimini “anayasa tanımamazlık” olarak niteledi. Feyzioğlu, “Değiştirilmesi yasak olan ilk üç maddeyi değiştiririm demek, diğer maddeleri de tanımamak anlamına gelir. O zaman da kendini ve tüm kurumları inkâr etmiş olur” değerlendirmesini yaptı. AKP, anayasanın değiştirilmesi için Meclis’te gereken 367 oy sayısını 330 oya indirmeyi öneriyor. AKP’nin kendi anayasa taslağını getirmesi durumunda referanduma götürmek için gereken 330 sayısı için halen Meclis’te 5 eksiği bulunuyor. AKP içinde bazı hukukçular, TBMM’nin yeni anayasa için “kurucu meclis” görevi üstlenebileceği, mevcut anayasa kurallarına bağlı kalmadan kendi yöntemiyle anayasa yapabileceğini ileri sürüyor. AKP’nin “kendi anayasamı kendi kuralımla” yaparım yaklaşımı ise hukukçularda karşılık bulmadı. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, anayasa değişikliğinin ancak mevcut anayasadaki değişikliğe ilişkin kurallar çerçevesinde yapılabileceğine dikkat çeğişikliklerinin “temel yasa” olarak görüşülmesinin yolunu açabileceğine dikkat çekiliyor. “Temel yasa” uygulaması, tasarıdaki maddelerin tek tek görüşülerek oylanması yerine birden çok maddenin bölümler halinde tek madde gibi görüşülmesini içeriyor. Bu şekilde anayasa değişikliği görüşmeleri çok daha hızlı biçimde gerçekleştirilebilecek. kerken yürürlükteki anayasanın herkesi bağlayacağına vurgu yaptı. Hükümet de yok olur! Anayasanın değiştirilemez, hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk üç maddesinin yok sayılması ve değiştirilmesi yönündeki eğilimi Prof. Dr. Feyzioğlu, şu sözlerle değerlendirdi: “İlk üç maddenin değiştirilmesine teşebbüs edilmesi, anayasanın diğer maddelerinin de gayri meşru ilan edilerek yok sayılması fikrine dayanır. Bu durumda TBMM’nin, yüksek mahkemelerin, hükümetin, hiçbir kamu kurum ve kuruluşunun varlığını izah edemeyiz. ‘Anayasa bizi bağlamaz’ demek bunu diyenin kendi varlığını ve yetkilerini inkâr etmesidir. Çünkü bütün bu kurumlar dayanağını anayasada bulurlar. Değiştirilmesi yasak olan ilk üç maddeyi değiştiririm demek anayasayı tanımamaktır. Anayasanın ilk 3 maddesini tanımayan, diğer maddelerini de tanımadığına göre bütün kurumları da inkâr etmiş olur.” Prof. Dr. Feyzioğlu, mevcut anayasa değiştirilerek anayasa değişikliği için aranan oy oranının yeniden düzenlenebileceğine dikkat çekerken “Elbette bu durumda anayasanın baştan aşağı değiştirilme sürecinin siyasi etik açısından değerlendirilmesi gerekir” yorumunu yaptı. fa Şentop, yarınki toplantıda komisyonun nisan sonuna kadar çalışması gerektiğini söyleyeceklerini belirtti. Komisyonda anayasa yapmak konusunda sonuç almaya yönelik bir bakış açısı olmadığını söyleyen Şentop, AKP’nin tek seçeneğinin komisyon olmadığını belirtti. Şentop, hafta başında sorunu partilerin çözmesi gerektiğini söyleyerek devreden çıkacağının sinyalini vermesine karşın TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in liderler turu yapması gerektiğini söyledi. “Komisyonla ilgili sorunumuz, siyasi irade konusundaki zaaftır. Liderlerin yeni anayasa konusundaki iradelerini net ve güçlü şekilde açıklamalarını istemek doğru olur” diyen Şentop, AKP’nin masadan kalkması durumunda ortada komisyon kalmayacağını ifade etti. rumunda komisyonun çalışmalarına son verilebileceği değerlendiriliyor. BDP’den öneri BDP’nin anayasanın başlangıç bölümüyle ilgili önerisinde herkesin ırk, dil, din, mezhep, cinsiyet, etnik köken ayrımının yanı sıra “cinsel yönelim” ayrımı yapmaksızın eşit olduğu vurgusu yapıldı. BDP önerisinde savaş zararlarının tespiti ve tazmini ile ilgili bir meclis komisyonunun kurulması yer aldı. BDP, azınlık vakıfları mülkiyet hakları ve mallarının iadesiyle ilgili de anayasaya özel bir hüküm konulmasını talep ederken Roman yurttaşların hayat standartlarının yükseltilmesi ve Roman kültürüne uygun olarak önlem alınması da anayasa önerisinde yer buldu. AKP’li komisyon üyesi Musta Komisyon toplanacak yasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve kabulünde belirlenen hükümlerin dışında yasaların görüşülmesi ve kabulü hakkındaki hükümlerin uygulanacağı belirtildi. Bunun anayasa de TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında yarın toplanarak komisyonun çalışmalarına devam edip etmeme kararını verecek. Muhalefet partileri AKP’nin başkanlık sistemi önerisi nedeniyle uzlaşmaya varılamadığı görüşünde birleşirken AKP’nin başkanlık sisteminde ısrar etmesi du 4. YARGI PAKETİ ‘Ne çektin be Türkiye’ İstanbul Haber Servisi Uluslararası Af Örgütü, dün Karaköy’deki ÜsküdarHaliç iskelesi önünde düzenlediği gösteride 4. yargı paketinin yetersizliğine dikkat çekerek AKP hükümetine “Yargı reformu programını, ifade özgürlüğü hakkını koruyan uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin koşullarına uyulması” çağrısında bulundu. Aktivistler, Karaköy’deki eylemle harfleri yan yana getirerek “Ne çektin be Türkiye” yazısı oluşturdular. “İfade özgürlüğü, şimdi, bu yasayla olmaz” pankartı açan eylemciler adına Evren Emre Çakmak tarafından yapılan açıklamada “İfade özgürlüğü hakkı, uluslararası standartlara uymayan yasalar tarafından adil olmayan bir şekilde kısıtlanmaya devam ediyor. Gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, aktivistler, sanatçılar ve birçok kişi görüşlerini barışçıl şekilde ifade ettikleri için yargılanıyor. Birçoğu uzun yargılanma süreleri boyunca cezaevinde” denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle