18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 2013 PAZAR [email protected] 18 KÜLTÜR Müziğin aşırı dozu olmaz MURAT BEŞER ‘Ölmeden Önce Dinlemeniz Gereken 1001 Albüm’ ilginç ve şaşırtıcı bilgilerle donatılmış Dört usta Arnavutköy Art Gallery’de Kültür Servisi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tasarım Bölüm Başkanı Prof. Yurdaer Altıntaş, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Resim Bölüm Asistanı Evren Karayel Gökkaya, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Heykel Müzesi Müdürü ve Heykel Bölümü eski Başkanı Ferit Özşen ve sanat tarihçisi, yazar, ressam ve heykeltıraş Gürol Sözen’in “Dört Usta Sanatçı’nın Karma / Karışık İstanbul’u” adlı resim ve heykel sergisi açıldı. Sergiyle ilgili olarak Evren Karayel “İstanbul’un günlük yaşamında yıllar geçtikçe artan olumsuz unsurlara karşı duyduğum tepkinin bir karşıtıdır resimlerim. Dünyanın hiçbir coğrafyasında olamayacak kadar bir arada uyumlu yaşayan, gerilimi, uçurumu ile ayakta durabilen şaşırtıcı bir kent İs Karmakarışık İstanbul Led Zeppelin Evren Karayel, “Haliç’te” Size bir teklifim var, az zamanınızı alacak; 4 ay kadar. Türkçe çevirisinde son okuma editörlüğünü yaptığım bir kitap çıktı, “Ölmeden Önce Dinlemeniz Gereken 1001 Albüm”. Basit bir hesapla, yapmanız gereken şey şu: Tanesine 1 saat diyelim, günde 12 albüm dinlersek maliyeti 83 buçuk gün. Hadi mazeretlerimizi de dahil edelim 90 gün olsun, yani 3 ay… Bir ayda da kitabı okusak, topu topu 4 ay, değmez mi? Kısa insan ömründe çok uzun bir süre diyorsanız, yazının kalan kısmını okumanıza gerek yok. Durun vazgeçtim, şöyle düşünün! Şayet size önerdiğim şey “Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap” olsaydı ne yapardınız? İnanın bunun (ne koşulda olursa olsun) nasıl hesaplanacağını bilmiyorum. 1001 kitabı okumanız hayatınıza sığar mı, hesaplamak bile istemiyorum, ama 1001 albümün maliyeti diğerine göre hayli düşük, değil mi? En azından albüm işi yapılamaz değil, kitaba göre… Hem bir kitabı yeniden okuma isteğiniz nadir rastlanacak bir durumken hepimizin onlarca kez dinlediği albümler yok mu? İkna olduğunuzu varsayarak sürdürüyorum. Kitap 50’li yıllarda başlıyor; yani Castro’nun devlet başkanı olduğu, uzaya ilk uydunun fırlatıldığı ve hulahupun gençleri çıldırttığı günlerde… Şaşırtıcı derece ilginç bilgilerle donanmış yazılar. Hangi şehrin taşımacılık idaresi, bir topluluğa dava açarak adını değiştirtti? Sadece yoğun bir biçimde kaydettiği birkaç saat ile rock tarihine derin iz bırakan ruh hastası kimdi? Hangi efsane albüm bir genelevin üst katında kaydedildi? Bazen şaşırarak bazen gülerek öğreneceksiniz, okudukça… 1001 albüm seçimini öznel bulanlar çıkabilir, zira her liste tartışmalı, en azından tartışmaya açıktır, her ne kadar bazı plaklar tartışmasız olsa da. Ancak insanlara iddialı bir biçimde din Bu kitapta önerilen 1001 albüm, çeşitli ölçütler göz önüne alınarak ve tarihin filtresinden geçirilerek oluşturulmuş, 90 uluslararası müzik eleştirmeninin yazılarıyla hazırlanmış. lenmesi gereken 1001 albüm tavsiye ediyorsak bunun hiç bitmeyen bir tartışma olacağını bilmeliyiz. Bu kitapta önerilen 1001 albüm, çeşitli kriterler göz önüne alınarak ve tarihin filtresinden geçirilerek oluşturulmuş. Her halükârda seçkin bir diskotek ve herhangi bir ticari şaibe yok. Bir dönem, sanatçı, plak şirketi ya da ticari çevre öne çıkarılmış değil. Sadece bu kültürün Amerikan ve İngiliz egemenliğinde olmasının doğal sonuçlarından kaynaklanan durumlar var ki, bunlar da anlaşılabilir ölçüde makul şeyler. Örneğin bir Led Zeppelin diskografisinden tek bir plak seçmenin ne kadar zor olduğunu kabul edersiniz sanırım. O nedenle bazı isimlerden birden fazla albüm var burada. 1001 Albüm kitabı, rock, pop ve alternatif kulvarlarında oldukça tatminkâr bir seçkiye sahipken bir parça caz albümlerinin azlığı ile dikkati çekiyor. Bu 1001 albüm arasında en az bir Louis Armstrong, bir Dizzie Gillespie, bir Charlie Parker, bir Chet Baker, bir Chick Corea (daha da sayılabilir) albümü olmalıydı. Korkmayın toplama albümler yok ama tek bir sanatçı imzasıyla gerçekleşmiş Shaft ya da Purple Rain gibi efsane film müzikleri yerini almış. Bunun dışında geri kalanına son 60 yılın en iyi albümleri (ki tüm zamanlar da) demek yanlış olmaz. 90 uluslararası müzik eleştirmeninin yazılarıyla hazırlanan 960 sayfalık kitap, bazı albümleri kapaklarını çokça görmemize rağmen fark etmemizi ya da iyi bildiğimiz albümleri yeniden başka duygu ve bilgiler eşliğinde keşfetmemizi sağlıyor. Önerimden kurtulmak için bu kadar albüm bana fazla diyorsanız, sizi kitabın editörü Robert Dimery ile yanıtlayalım: “Müzik aşırı dozu olmayan tek şeydir.” [email protected] tanbul. Ahmet Hamdi Tanpınar’ı ‘Beş Şehri’nden biri İstanbul benim için sihirli ayrıntılarla doludur” derken Gürol Sözen de “Kıyamet gününden keyfe keder küçük notlar bu sergi. Martılar, güvercinler ve hele kumrularla soluk alıyoruz. Bir de lacivert sularla. Sevincin sesi çıkmadığı için bir parça sevinç...” diyor. Sergi, 22 Nisan’a dek Arnavutköy Art Gallery’de izlenebilecek. arnavutkoyartgallery.com OPUS AMADEUS ODA MÜZİĞİ FESTİVALİ Fellini’ye Nino Rota’lı anma EGEMEN BERKÖZ Bursa’da ‘Yazmaya Çizmeye Devam!’ Kültür Servisi Karikatürist, çocuk kitapları ve oyun yazarı, belgesel film yönetmeni Behiç Ak’ın “Yazmaya Çizmeye Devam!” adlı sergisi bu kez Bursa’da açıldı. Behiç Ak’ın sergisi bu kez de Nilüfer’de Nâzım Hikmet Kültürevi’nde görülebilecek. (0 224 413 36 34) Ünlü İtalyan sinema yönetmeni Federico Fellini ölümünün 20. yılında İstanbul’da anımsandı. Opus Amadeus Oda Müziği Festivali’nin Fulya Sanat Merkezi’ndeki son konserinde Fellini’nin birçok filminin müziğini yapan besteci Nino Rota’nın adını taşıyan topluluğu dinledik. Deborah Vico (piyano), Giannina Guazzaroni (keman), Federica Torbidoni (flüt), Diletta Torbidoni (obua) ve Cecilia Amadori (çello) oluşan topluluk Rota’nın Fellini filmlerine yaptığı müziklerin yanı sıra İtalya’nın diğer ünlü film müzikleri bestecisi Ennio Morricone’den de örnekler sundu. Festivalin düzenleyicisi Mehmet Mestçi’nin Fellini ile “Amarcord” filminin kendisi için öneminden söz ettiği ve Nino Rota’nın Fellini’ye yazdığı ilginç mektubu okuduğu kısa konuşmasının ve Fellini filmle u Mehmet Mestçi’nin düzenlediği festivalde, ünlü besteci Nino Rota’nın adını taşıyan topluluk, Rota’nın Fellini filmleri için yaptığı müzikleri ve Ennio Morricone’nin film müziklerini seslendirdi. Konser “Love Story” ile sona erdi. rini afiş görselleriyle anımsatmasının ardından başlayan konserde Nino Rota’nın Fellini’nin “Amarcord”, “Casanova”, “Dolce Vita” (Tatlı Hayat), “Cabiria Gecele ri”, “Boccaccio ’70”, “Ruhların Giulietta’sı”, “La Strada” (Sonsuz Sokaklar), “Sekiz Buçuk” ve Visconti’nin “Il Gattopardo” (Leopar) filmlerine yaptığı müziklerin yanı sıra; Ennio Morricone’den de Sergio Leone’nin “Bir Zamanlar Amerika” ve “Bir Zamanlar Batıda”, Roland Joffe’nin “Mission” ve Giuseppe Tornatore’nin “Cinema Paradiso” filmlerinin müziklerini dinledik. Konser, topluluğun bitmek bilmeyen alkışlara teşekkür olarak çaldığı “Love Story” (Aşk Hikâyesi) filminin müziğiyle sona erdi. Salonun tümüyle dolu olması ne kadar sevindiriciyse festivalin yine bu salondaki ilk iki konserinde nerdeyse dörtte üçünün boş olması hem üzücüv hem de düşündürücüydü, bana göre.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle