17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 KASIM 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 saldırılarda bulunmamışlar mıydı? Cemevlerinde ibadet neredeyse yasadışı örgüt suçu sayılacaktı. Kin ve intikam güdüsü toplumu sarmış, ayrışma başlamıştı. Gerçekten hangi yöne gidiyordu Türkiye? Bir bilinmeze doğru! Koşar adım! Sözüm ona “asrın lideri” böyle istiyordu... Türkiye çağdaşlaşıyor, gelir düzeyi yükseliyor, demokrasi Marmaray’a binmiş Üsküdar’dan Yenikapı’ya geçiyordu. Geçiyordu ama şu Gezi eylemcileri yok mu, işi gücü bırakmış şimdi de vagonlardaki “imdat kolunu” çekip ortalığı karıştırıyorlardı. HHH Türkiye halkı karanlıkları yırtıp aydınlığa çıkmasını çok iyi bilir... Kendilerini “sultan”, “hükümdar”, “padişah” sanan ve “Ben devletim” diyenlerin bir gün siyaset sahnesinden halkın özgür iradesiyle nasıl sandığa gömüldüğüne tanık olmuştur. Peki, onların kuyrukçuluğunu yapanlar? Onlar “rüzgârgülü”ne benzer, çabuk vaziyet alırlar hiç kuşkunuz olmasın! 30 yıl önce Kenan Evren’in ardından Turgut Özal’ın ibrikçiliğini yapanların çoğunun bugün nerelerde olduğunu biliyoruz. Şimdilerde kalemleriyle, televizyon programlarıyla boy gösterip yeniyetme yandaşlarla birlikte koro halindeler: “Yetmez ama evet! Padişahım sen çok yaşa!” Kendi öz değerlerine sahip çıkanlar kazanacaktır bu demokrasi ve özgürlük mücadelesini... Sünniler, Aleviler, Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler... Hep birlikte omuz omuza yürüyerek! Kadın bedeninden siyaset yapanlar, onlara destek verenler, Şafak Pavey’i aşağılayanlar, cehaletin bataklığına gömüleceklerdir... HHH Kadıköy’de pazar günü çığlık çığlığa olan Alevi yurttaşlar, demokrasi ve inanç özgürlüğü istiyorlardı... Alevileri ötekileştirmek isteyen Hızır Paşa’lara “dur demek için” Kadıköy’e gelmişlerdi. Geleneklerine, göreneklerine sahip çıkmazlarsa, haksızlığın, zalimlerin önünde boyun eğerlerse başlarına neler geleceğini biliyorlardı... Muhalefet liderlerine yanıt vermeme kararının altından seçim hesabı çıktı Erdoğan sandık EMİNE KAPLAN için susacak ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan bir süreden beri muhalefet liderlerini doğrudan muhatap almamayı ve yanıt vermemeyi tercih ediyor. Erdoğan’ın yerine muhalefetin eleştirilerine parti yöneticileri yanıt veriyor. AKP’nin bu stratejisinin altından yerel seçime yönelik oy hesabı çıktı. Partinin yaptırdığı anketlerde, Başbakan Erdoğan’ın kutuplaşmaya yol açan söylemiyle muhalefet liderlerini doğrudan hedef alan açıklamalarının AKP karşıtı seçmeni kendi partilerine kilitlediği, Zulüm Sarmalından Kurtulmak... Yeni bir yağmacılık türü başladı ve tüm hızıyla sürüyor. Eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü rafa kaldırılıyor... İstanbul’da Kadıköy’de on binlerin çığlığı bu yüzdendi. Devletin Alevisi yapılmak istenen yurttaşlarımız buna karşı çıkarken, Diyanet’in kaldırılmasını istiyorlardı. Yaşar Kemal’in söylediği gibi Türkiye 21. yüzyılda bir değer yağmacılığının içindeydi. Bunun demokrasiyle, inanç özgürlüğüyle bağdaşan bir yanı var mıydı? Yoktu! Nice acılar içinden geçmiş bir toplum, bir dönem SünniAlevi çatışmasıyla “derin güçlerin” oyunuyla Kahramanmaraş, Çorum, Madımak’ı yaşamıştı. Kan gölü! Ölümler! Devletin desteğinde Alevi katliamı! Tarihi ve kültürüyle binlerce yıllık Anadolu coğrafyasında hep ezilmişti Alevi yurttaşlar... Derin milliyetçiliği, faşizmi “devlet yönetimi” sanan düşünce yapısı Osmanlı’dan bugüne dek sürüp gelmişti. Bunun adı, dinci faşizmdi! Baskı! Şiddet! Gözdağı! İster Alevi olsun ister Sünni, çağdaş, aydınlık yarınlar için çaba gösteren Türk, Kürt, Laz, Çerkez tüm insanlarımız için “zulüm sarmalı” geçerliydi... HHH Çoğulcu bir demokratik rejimin “tek partili bir rejime” doğru gittiğini görüyorduk. Demokrasi açığı gün gün daha da büyürken kazanımlarla elde edilen özgürlüklerimiz kısıtlanıyordu. Alacakaranlık kuşağındaydık! CHP’li Şafak Pavey’e nefretle saldıranlar, günümüz Türkiyesi’nde demokrasi kahramanı olmuşlardı. Pavey’i aşağılayıcı, seçkinci bir tavırla suçlayan iktidar yanlısı kalemler, üstünlük taslıyorlardı. Bunların demokrasi ve özgürlük anlayışı buydu! Demokrasinin “D”sinden haberi bile olmayanlar, çanak yalayıcılar bir de utanmadan kendilerini “liberal demokrat” olarak görüyorlardı. Aynı kişiler daha önceleri de Alevilere karşı benzer u AKP’nin yaptırdığı anketlerde, Başbakan Erdoğan’ın kutuplaşmaya yol açan söylemiyle muhalefet liderlerini doğrudan hedef alan açıklamalarının AKP karşıtı seçmeni kendi partilerine kilitlediği ortaya çıktı. Parti yönetimi bu sonuç üzerine, yerel seçim sürecinde Başbakan Erdoğan’ın muhalefet liderlerini doğrudan muhatap almaması kararı aldı. bu oranın yüzde 50 olduğu sonucu çıktı. Kutuplaşma siyasetinden uzak politikaların benimsenmesi durumunda ise kilitlenme oranının yüzde 40’lara gerilediğinin belirlenmesi üzerine parti yönetimi yerel seçim sürecinde Başbakan Erdoğan’ın muhalefet liderlerini doğrudan muhatap almaması, muhalefetin eleştirilerine parti yöneticilerinin yanıt vermesi kararı aldı. Başbakan Erdoğan’ın son dönemde yaptığı “Muhalefet liderlerinin adını ağzıma almayacağım. Onları yardımcılarıma havale ediyorum” sözlerinin arkasında yeni stratejiyle AKP karşıtı seçmen kitlesinin partilerine kilitlenmesini önleme amacı olduğu kaydedildi. AKP, bu kapsamda Gezi olaylarının hemen ardından TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesini de seçim sürecinde gerginliği daha da artıracağı ve partiyi olumsuz yönde etkileyebileceği kaygısıyla askıya aldı. Parti yöneticileri, “Gezi olayları artık gündemden kalktı. Komisyon kurulması durumunda Meclis’te konunun tekrar ısıtılması ve yeni tartışma alanları açılmasına gerek yok. Komisyonun kurulması şimdilik gündemimizde yok” değerlendirmesini yaptı. Gezi’ye askı GÜL’ÜN ADAYLIĞI Guardian yazdı Köşk yalanladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İngiliz The Guardian gazetesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yeniden adaylığını değerlendiren makaledeki “Tüm seçenekler masada” ifadesine Çankaya Köşkü’nden açıklama geldi. Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, Guardian’daki makalenin başlığının ve girişinin “yazarın yorumu” olduğunu ifade etti. Guardian’daki Simon Tisdall imzalı röportajda “Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir kez daha önümüzdeki yaz yapılacak başkanlık seçimlerinde ülkenin otoriter başbakanı Tayyip Erdoğan’a meydan okumaya hazır olduğunun işaretini verdi” ifadesi yer aldı. Tisdall’ın makalesinde Gül’ün, ikinci dönemi düşünüp düşünmediği sorusu üzerine “ ‘karar vermek için çok erken’ olduğunu belirtti ancak baskı üzerine Gül, aday olmayacağını söylemedi, ‘tüm seçeneklerin masada’ olduğunu ifade etti” diye yazdı. Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever makale üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Sever, Cumhurbaşkanı Gül’ün İngiliz Guardian gazetesine verdiği röportajda, Cumhurbaşkanlığı için ikinci kez aday olup olmama konusunda bugüne kadar söylediklerini yinelediğini, ilave bir ifadesi olmadığını belirterek, haberin başlık ve giriş bölümünün tamamıyla yazarın kendi yorumu olduğunu vurguladı. Sever, “Cumhurbaşkanımızın ilave bir ifadesi olmamıştır. Söyleşide tırnak içinde söyledikleri bunu açıkça ortaya koymaktadır. Haberin başlık ve giriş bölümü tamamıyla yazarın kendi yorumudur” değerlendirmesinde bulundu. Şişli Evlendirme Dairesi Nikâh Salonu’nda basın toplantısı düzenleyen Mustafa Sarıgül, baba ocağı CHP’ye döndüğü için mutlu olduğunu söyledi. Sarıgül, açıklamanın ardından kendisine destek vermeye gelen kadınlarla bir süre çalınan müzik eşliğinde oynadı ve onlarla konuştu. (AA) ‘Hep birlikte önce İstanbul sonra ülkeyi kurtaracağız’ Sarıgül’den teşekkür ALİ AÇAR Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP’ye dönüş kararını değerlendirerek karar veren herkese teşekkür etti, “CHP’nin İstanbul’dan başlayacak iktidar yolculuğunda bugün beyaz bir sayfa açılmıştır. Birlikte tüm birikimlerimizi, tüm enerjimizi, yerel yönetim tecrübelerimizi önce İstanbul’da sonra Türkiye’de ortaya koyacağız” dedi. CHP PM’de partiye dönüş dilekçesi kabul edilen Sarıgül, dün Maçka’daki Şişli Evlendirme Dairesi Nikâh Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. Alkışlar ve “El ele, kol kola, omuz omuza” sloganları eşliğinde salona giren Mustafa Sarıgül, baba ocağına dönmekten mutlu olduğunu ve ülke adına çok önemli bir gün olduğunu söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, MYK ve PM üyelerine teşekkür eden Sarı u CHP yönetiminin aldığı kararla iktidar yolculuğunda beyaz bir sayfanın açıldığını söyleyen Sarıgül, ‘’Ötekisi, berisi olamadan, senden benden ayrımı yapılmadan herkesin birbirini anlayışla karşıladığı yeni bir dönem başlatacağız’’ diye konuştu. gül, “Bu karar Türkiye’nin özlediği büyük demokratik buluşmaya önemli bir katkıdır. Bu karar haktan, hukuktan, adaletten yana olan bir karardır. Bu karar birlikte sevgiyle geleceğe yol almanın bir başlangıcıdır. İnanıyorum ki CHP’nin İstanbul’dan başlayacak iktidar yolculuğunda bugün beyaz bir sayfa açıyoruz. Birlikte tüm birikimlerimizi, tüm enerjimizi, yerel yönetim tecrübelerimizi önce İstanbul’da sonra Türkiye’de ortaya koyaca ğız” dedi. Geride kalan yıllar için hiç kimseye küskünlüğü ve kırgınlığı olmadığını, kısır çekişmelerden uzak, beraberlik günü olduğunu vurulayan Sarıgül, “Tehlike yanımızdan geçerken hiçbirimiz seyirci kalamazdık. PM aldığı bu kararla önümüzdeki ilk hedef olan yerel yönetimlerde iktidara gelmenin yolunu açmıştır. Ötekisi, berisi olamadan, senden benden ayrımı yapılmadan herkesin birbirini anlayışla karşıladığı yeni bir dönem başlatacağız. Önce İstanbul’u sonra güzel ülkemizi Rabbimin izniyle sevgisizlikten, umutsuzluktan, karamsarlıktan, mutsuzluktan birlikte kurtaracağız” diye konuştu. Mustafa Sarıgül, TDH gönüllüleri ile birlikte 9 Kasım günü Ankara’da CHP Genel Merkezi’nde saat 10.30 Kemal Kılıçdaroğlu’ndan parti kimlik kartını ve parti rozetini alacağını söyledi. MUHALEFET EKSİK RAPORLARA TEPKİ GÖSTERDİ Bütçede Sayıştay raporu kavgası FIRAT KOZOK CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI FARUK LOĞOĞLU: Partimizi güçlendirecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye katılmasını “CHP’nin önünü açacak, yerel seçimlerde ve genel seçimlere giden yolda partimizi güçlendiren bir gelişme” diye değerlendirdi. Loğoğlu, dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisinin hazırlıklarının sürdüğünü anlattı. Loğoğlu, Şişli Belediye Başkanı Sarıgül’ün partiye dönmesiyle ilgili soruya, “Burada olan, Sayın Sarıgül’ün CHP’ye yeniden üye olarak kabul edilişi, yani işlem odur. İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığı falan o ikinci bir aşama. Ben bu dönüşün Türkiye için ‘CHP için’ CHP’yi sevenler için hayırlı olmasını diliyorum. PM yetkisini kullanmıştır. Buna saygı duymanız lazım. Ben bunun CHP’nin önünü açacak, yerel seçimlerde ve genel seçimlere giden yolda partimizi güçlendiren bir gelişme olarak görüyorum” yanıtını verdi. Loğoğlu, “Türkiye’de Cumhuriyetin temel vasıflarına karşı saldırı olduğunu” ifade ederken, “Başörtüsü dahil her şeyi simgeleştiren veya dinimizin emriymiş gibi fetvacı, dayatmacı bir edayla siyasi istismar konusu yapan, saldırgan AKP zihniyetine karşı CHP mücadelesini TBMM çatısı altında ve dışında aralıksız sürdürecektir. CHP’nin başörtüsüyle hiçbir zaman kavgası olmadı. Fakat Türkiye’de her şeyi simgeleştiren bir zihniyet var, AKP zihniyeti var” görüşünü dile getirdi. ANKARA Plan ve Bütçe Komisyonu, görüşmelerine Sayıştay tartışmalarıyla başladı. Komisyon’da dün TBMM, Cumhur başkanlığı, Sayıştay ve Kamu Denetçiliği bütçeleri görüşüldü. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, bütçe sunumuna başlamadan önce bazı komisyon üyeleri usul hakkında söz istedi. Sayıştay raporlarındaki eksiklikler konusunda bilgi isteyen komisyon üyeleri, raporlardaki eksiklikleri eleştirdi. Komisyonun CHP, MHP ve BDP’li üyeleri sağlıklı raporlar gelmeden bütçe görüşmelerine başlanamayacağını ifade etti. CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, “Geçen hafta bu raporu yırttım attım. Bize rapor diye geldi. İki sayfa... Yüzde 95’i bu şekilde. Bizi kandırmasınlar. İade edin sayın başkan. Bu hepimize bir hakarettir” diye konuştu. Tartışmaların ardından söz alan Çiçek, Meclis bütçesiyle ilgili rakamları anlatırken Meclis’in işleyişinde yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi. Çiçek’in konuşmasının ardından Sayıştay tartışmaları tekrar alevlendi. Vekillerden gelen eleştiriler u Plan ve Bütçe Komisyonu’nun ilk günkü çalışmalarına Sayıştay tartışmaları damgasını vurdu. Muhalefetin “Sayıştay raporları eksik ve yetersiz”eleştirilerine Sayıştay Başkanı “Raporların arkasındayım”yanıtını verince tansiyon yükseldi. üzerine Komisyon Başkanı Lütfi Elvan, “Sayıştay Başkanlığı’ndan Meclis’e 151 rapor gönderildi” deyince muhalefet sıralarından “Bunlar rapor mu, adam mı kandırıyorsunuz?” eleştirileri yükseldi. Tartışmalar üzerine Başkan Elvan, birleşime 5 dakika ara verdi. Ancak gerilim aradan sonra da sürdü. Bir kez daha söz alan Başkan Cemil Çiçek, “Meclis Başkanlığı’nın raporların içeriğine müdahale yetkisi bulunmadığını” anımsattı. Tartışmaların ardından söz alan Sayıştay Başkanı Recai Akyel, “Meclis’e sunmuş olduğumuz tüm raporlar mevzuat ve uluslararası muhasebe standartlarına göre hazırlanmış raporlardır. Sonuna kadar arkasındayız” dedi. Bu sözler üzerine CHP’li milletvekilleri 23 sayfalık raporlardan örnekler göstererek “Daha da gerek yok, oturumu kapatın. Ayıp ayıp” diyerek salonu terk etti. Yemek arasından sonra gerilim kaldığı yerden sürdü. Akyel’in kurumuyla ilgili bütçe sunumunu yapacağı sırada CHP’li milletvekilleri Akyel’i dinlemeyeceklerini belirterek topluca salonu terk etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle