17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 KASIM 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 23 bin 544 hasta organ nakli için bekliyor. Bağışlar yetersiz, çoğu beklerken ölüyor Yarını bekliyorlar Cenazesine de kimse sahip çıkmadı Türban Dinin Emri mi? Hâlâ “laik” olduğu varsayılan TC’nin Başbakanı son olarak bodoslamadan bu konuya da daldı ve fetvasını verdi: “Başörtüsü dinimizin emridir.” Başbakan üsteledi; “Ama muhalefetin bir temsilcisi, ‘başörtüsü siyasi simgedir’ diyor. Başörtüsü nasıl siyasi simge olabilir yahu. Başörtüsü dinin gereğidir. Cehalet çok kötü bir şey, dinimizin böyle bir emrinin olduğunu bilmeyecek kadar cahil ve bu adam milletvekili.” Başbakan’ın “adam” diye söz ettiği milletvekili varsayalım “dinen cahil”… Milletvekili olamayacak ya da milletvekili ise konuşmayacak mı? Başbakan’ın “sen kimsin?” kontenjanından küçümsediği… kadınlar, sanatçılar ve Geziciler diye upuzun devam eden listede söz sahibi saymadığı kesimlere yeni bir kategori daha eklendi: “Dinen cahil vekiller!” Konuşmaya ehil millletvekili olabilmek için “laik TC” de bundan böyle “din sınavı” mı vermek gerekecek? Nerede kaldı Erdoğan’ın savunduğu “laik devlet” ilkesi? “Demokrasi” dersi vermek üzere çıktığı Arap Baharı ülkelerinde bizzat kendisi; “Kişi laik olmaz ama devlet laik olur. Laik devlet her inanca eşit mesafededir” dememiş miydi? Mısır’a ve Tunus’a… “Türkiye’nin laik devlet örneğinden siz de ders çıkarın!” demiyor muydu? Bunlar, iki yıl önce Erdoğan’ın, “Türk modeli” ihraç etmek hevesiyle sahip çıktığı pozisyonlardı. Geçen zamanda köprülerden çok su aktı… Arap Baharı kış oldu. “Model” yandı kül oldu. Erdoğan şimdi desteksiz gürlüyor. “İnançlara eşit mesafede olan laik bir ülke başbakanı” gibi konuşmak yerine, bir “baş imam” gibi konuşuyor: alkol yasaklarını “Din böyle emrediyor” diye savunuyor; “Başörtüsü dinin gereğidir” diyor; bunu “siyasi simge” olmakla eleştiren milletvekillerini “dinsizlikle” suçlayan bir üslupla; “Dinimizin böyle bir emrinin olduğunu bilmeyecek kadar cahil ve bu adam milletvekili oluyor ve bu adam geliyor parlamentonun kürsüsünde veyahut kendi partisinin genel merkezinde bunu söyleyebiliyor” diye esip üfürüyor. Muhalefet vekilleri anlaşılan “kendi partilerinin genel merkezinde” dahi, dinin emirlerini içeren konularda görüş belirtebilmek için Erdoğan’dan icazet almak durumunda kalacaklar. Gelelim esas meseleye… Gerçekten bu doğru mu? Türban konusunda dinin kesin emri var mı? İslam Avrupa’nın ikinci dini olalı beri konu, Türkiye sınırları dışında da yaygın bir şekilde tartışılıyor. AB basını; Eski Kıta’da yaşayan 30 milyon Müslüman hasebiyle, türbanın “dini emir olup olmadığı”yla yakından ilgileniyor; “Kuran’da türban zorunluluğu için açık emir var mıdır yok mudur” sorusunu zaman zaman, Türk basınında görmediğimiz ölçüde ayrıntılı şekilde masaya yatırıyor… Dini, tarihi ve sosyolojik açıdan çok aydınlatıcı bulduğum bu çözümlemelerden biri 22 Şubat 2004 tarihinde Repubblica gazetesinde çıktı. “Sağnak”ta vaktiyle de söz ettim ama konunun önemi nedeniyle tekrar burada alıntılıyorum. Cezayir asıllı İslam uzmanı bir sosyolog olan Khaled Fouad Allam imzasını taşıyan “Kuran yasası türbanı dayatmaz/La legge del Corano non impone il velo” başlığını taşıyan yazı özetle şöyle: “Aksi iddia edilse de, hicab/tesettür hiçbir zaman İslamda bir dogma; yasal zorunluluk ya da dini simge olmamıştır. Hicab’ın Kuran’da fiili bir temeli yoktur. Sözcük itibarıyla çok geniş anlamlar içeren hicab’ın başörtüsü anlamındaki spesifik kullanımı (Harran doğumlu) 14. yüzyıl İslam fıkıhçısı İbn Teymiyye’nin icadıdır. Köleden (ya da cariyelerden) farklı olarak özgür kadına örtünme kuralı bir aidiyet ve kimlik sembolü olarak İbn Teymiyye ile çıkmıştır… İbn Teymiyye, 31. ayetteki genel ilkeyi, ilkesel içeriğinden soyutlayarak maksimalist (aşırı) bir yoruma tabi tutar ve bu yoruma kural getiren, yasal ve de bağlayıcı bir değer yükler. Altı çizilmesi gereken husus, bunun sadece bir yorum olmasıdır. Yorumdan, kural çıkartılmıştır. (Başörtüsünün) 14. yüzyılda kurala dönüşmesi, büyük İslam imparatorluklarının çöküşü ile İslam dünyasında baş gösteren krizin sonucu ve dışavurumudur. Ümmet günümüzdeki gibi, o dönemde de boy ölçüşülmesi gereken bir ‘öteki’ sorunuyla karşı karşıya kalmış; başörtüsü, savunmada kalan Müslüman kimliğin ayırt edici özelliği ve bu kimliğin denetimini güçlendirmek hedefiyle ortaya çıkmıştır!.. Günümüz köktendincilerin İbn Teymiyye’yi referans alması bir rastlantı değildir. İslam hukuku ve semantik anlamda hicabın geçirdiği en tayin edici mutasyon, sömürge döneminden çıkılan 20. yüzyılın ikinci dilimine rastlar. Modernizasyon süreci, İslam toplumlarının geleneksel yapılarını temelinden sarsmış; kadınların sokağa çıkması, eğitim alması ve iş dünyasına katılmasıyla referanslar değişmiştir. Bu sosyal dönüşüme tefsirciler, başörtüsü kullanımını dayatmacı neokonservatif yorumlarla meşrulaştıran bir şer’i hukuk icadıyla karşılık vermiştir. İslami kimlik ve cinsler arası ayrımın ayırt edici sembolüne dönüşen başörtüsünü kamusal alana sokmak, toplumsal cinsiyet duvarı çekmek içindir. Kadın erkek eşitliğini güçlendirmesi gereken kamusal alan, böylelikle tam tersine, cinsler arası ayrımcılığın altının çizildiği ve vurgulandığı bir alana indirgenmiş olmaktadadır…” Devam edecek. Kozlar KKTC’de paylaşıldı l KOCAELİ (Cumhuriyet) Gölcük’te 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde annesi öğretmen Seçil Melda D. tarafından evde bırakılan, açlık ve susuzluk nedeniyle yaşamını yitiren 2 aylık Berk adlı bebeğin cenazesine de kimse sahip çıkmadı. D’nin anne ve babasının Gölcük Cumhuriyet Savcılığı’na geldikleri ancak bebeğin cenazesini almak istemedikleri bildirildi. Morgda bulunan cenazenin Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Kocaeli Valiliği talimatıyla bugün belediye tarafından Saraylı’daki deprem kurbanlarının olduğu 17 Ağustos Mezarlığı’nda toprağa verileceği bildirildi. Cadde ortasında bıçaklandı Mehmet Yıldırım, 1 yıldan bu yana ayrı yaşadığı ve boşanma davası süren Songül Yıldırım (43) ile Yeni Cadde’de karşılaştı. Aralarında çıkan tartışma üzerine Yıldırım, eşini bıçakladı. Caddenin ortasında 3 ayrı yerinden bıçaklanan 7 çocuk annesi kadın, hastaneye kaldırıldı. l IĞDIR (DHA) İşsiz olan şampiyonu Rusya oldu ALİ DENİZ USLU GİRNE Dünya Tavla Federasyonu iş birliğiyle yapılan 1. Merit Açık Uluslararası Tavla Şampiyonası dünyanın birçok ülkesinden tavla ustalarını Kuzey Kıbrıs’a getirdi. Zorlu maçların sonunda şampiyonluk kupasını kaldıran Rus Sergey Erokhin oldu. Girne Merit Park Hotel’de Dünya Tavla Federasyonu (WBF) iş birliğiyle 30 Ekim3 Kasım arasında yapılan şampiyona kapsamında, 21 ülkeden toplam 134 oyuncu Kuzey Kıbrıs’a geldi. Aralarında; 2009’da dünya şampiyonu olan ve halen dünyanın 2 numaralı oyuncusu olan Japon Masayuki Mochizuki, yine Japon tavla ustası Michihito Kageyama, İsrail’den aynı zamanda bir satranç grand masterı olan Shimon Kagan, Amerikalı Douglas Mayfield, İngiliz John Broomfield’ın da olduğu önemli isimlere Türk tavla ustaları Feza Diyarbekir, Sabri Büyüksoy, Cemalettin Yüksel, Haluk Oral ve Abdullah Sorgüven de eşlik etti. Tavlanın İstanbul Haber Servisi Türkiye’de 20 bin 830 böbrek, 2 bin 47 karaciğer, 235 pankreas, 393 kalp ve 39 akciğer hastası organ nakli için bekliyor. Organ bağışının istenilen düzeyde olmaması nedeniyle çoğu hasta bu bekleyiş sırasında hayatını kaybediyor. Uzmanlar, organ nakillerinin artması için hem topluma hem de hastaların beyin ölümünün gerçekleştiği merkezlere önemli görevler düştüğünü belirterek “Bu hastaların yarınlarına ışık olmak için organ bağışı artmalıdır” diyor. 39 Kasım Organ Nakli Bağış Haftası nedeniyle açıklama yapan Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yalçın Polat, organ bağışlarının önemine dikkat çekti. Böbrek yetmezliğinin hemodiyaliz, periton diyaliz ve böbrek nakli olmak üzere üç tedavi yönteminin bulunduğunu anımsatan Polat, en iyi tedavi biçiminin böbrek nakli olduğunu söyledi. Polat “Eğer bir kişinin böbrek nakli şansı varsa, bir an önce nakil olması en doğrusudur. Nakil ile tedavi, kişiye iş ve sosyal yaşantısından kopmayacağı, sağlıklı bir yaşam sunmaktadır” dedi. Canlı vericili nakillerde, vericinin sağlığına hiçbir zaman olumsuz etki olmadığını vurgulayan Polat, karaciğer nakillerinde de vericinin tüm kara Sağlıklı bir yaşam için l ZEHRA’NIN UMUDU KOL NAKLİ Laiklik nerede kaldı? Samsun’un Çarşamba ilçesinde arkadaşlarıyla sokakta oynarken düşüp kolunu kıran, götürüldüğü özel hastanede kolu alçıya alındıktan 2 gün sonra kangren olunca dirsek hizasından kesilen 5 yaşındaki Zehra Toprak’ın ailesi yardım bekliyor. Baba Adem Toprak, “Kızım kolunun tamir edilip geri takılacağını sanıyor” dedi. (DHA) DHA ilköğretim okulunda taciz İZMİR (DHA) Bayraklı ilçesinde ilköğretimde okuyan 13 yaşındaki bir erkek öğrencinin başka bir okula gizlice girerek 7 yaşındaki erkek öğrenciyi kandırıp evine götürdüğü ve taciz ettiği iddia edildi. Olaya büyük tepki gösteren veliler, bunun ilk olmadığını belirterek önlemlerin artırılmasını istediler. Okul yönetimini yeterince önlem almamakla suçlayan veliler, ayrıca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe vererek eğitimin yarım güne çekilmesini istediler. Veliler aksi halde çocuklarını okula göndermeyeceklerini kaydettiler. Daha önce de okul yönetimini bu tür olaylara karşı uyarmak zorunda kaldıklarını anlatan veliler, “Dışarıdan biri nasıl okula elini kolunu sallayarak girebiliyor?” diye tepki gösterdiler. Gözaltına alınan 13 yaşında erkek öğrenci tutuklandı. Farklı ketagorilerde toplamda 70 bin Avro’yu aşan para ödülünün verildiği turnuvanın şampiyonu, Rus Sergey Erokhin oldu. Türkiye’den Erkan Varlı da sıralamaya girdi. Danışman çiftler şampiyonasında ise, Yunanistan’ın en güçlü oyuncularından oluşan Haris Christidis Konstantinos Mitrelis ekibi Amerikalı Douglas Mayfield ve Türk Gökhan Kazandağ çiftini 1110 yenerek kupayı aldı. Büyük para ödülü ciğerinin alınmadığını, uygun görülen parça alınarak naklin gerçekleştirildiğini anlattı. Polat, “Nakil sonrası, doktorunun belirleyeceği istirahatten sonra (yaklaşık 2 ay) kişi iş yaşamına geri dönebilmektedir” dedi. 5 yaşındaki Yasin, çocuk parkının yanına açılan 2 metrelik çukura düştü Ölüm tuzağı gibi ‘Kuran türbanı dayatmaz!’ Samatya sanığı: 3 kişi beni tehditle eve götürdü CANAN COŞKUN Samatya’da geçen yıl Maritsa Küçük’ü (85) canavarca hisle öldürdüğü ve Ermeni yurttaşlara yönelik 4 saldırıyı gerçekleştirdiği iddiasıyla tutuklanarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Murat Nazaryan, daha önce korktuğu için konuşmadığını ifade ederek cinayet suçlamasını reddetti. Nazaryan, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 3. celsesinde suskunluğunu bozdu. Nazaryan, tanımadığı 3 kişinin tehditle kendisini eve götürdüklerini, kanını faturaya bulaştırdıklarını iddia etti. Sanık, saldırganların Küçük’ü dövüp bıçakladılarını öne sürdü. Küçük ailesinin avukatı Eren Keskin cinayetin birden fazla kişi tarafından işlendiğine dair şüpheleri bulunduğunu belirterek bunun tespiti için dosyanın İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesini talep etti. Mahkeme, savcının talebi üzerine sanığın ceza ehliyetinin olup olmadığına bakılmasına da karar vererek duruşmayı erteledi. l BURSA (Cumhuriyet) Merkez Yıldırım ilçesi Şirinevler Mahallesi’nde belediye ekipleri tarafından içme suyu çalışmaları nedeniyle Deliçay deresinin içerisine yaklaşık 2 metre derinliğinde çukur açıldı. Çocuk parkının hemen yanına açılan ve içi su dolan çukurun etrafında arkadaşlarıyla birlikte oyun oynayan 5 yaşındaki Yasin Demirel ayağının kayması sonucu çukura düştü. Küçük çocuğun çırpındığını gören çevredeki yurttaşlar suya atladı. Yapılan ilk müdahalenin ardından yoğun bakım ünitesine alınan Yasin’in hayati tehlikesinin sürdüğü belirtildi. Çığlıklar üzerine olay yerine giderek Yasin’i çukurdan çıkartan Orhan Sanga, “Çukurun yanına gittiğimizde çocuk suyun üzerinde görünmüyordu. Birkaç arkadaşımız suya atladı. Ancak bulamadılar. Yaklaşık 5 dakika kadar uğraştıktan sonra çocuğa ulaşarak çıkarttık” dedi. Belediye ise topu müteahhit firmaya attı. Fotoğraf: HARUN KAYMAZAA Uludağ’da 30 hektar inde ormanlık alan yandı Alkol muayenes l BURSA (Cumhuriyet) Uludağ Milli Parkı’nda yer alan Sarıalan ile Süleymaniye köyü arasındaki ormanlık bölgede önceki gün belirlenemeyen bir nedenle başlayan yangına 13 su tankı, 3 arozöz, 2 dozer, 1 grayder ve 100 işçi ile müdahale edildi. 30 hektarın etkilendiği yangın dün sabah saatlerinde kontrol altına alındı. geriye saymaya başla l r e l t s e t i n e y 100’den 7’şer 7’şer Tiryakiye park da yasak İstanbul Haber Servisi Sağlık Bakanlığı, sigarayla savaşta ikinci dönemi başlatıyor. Bakanlığın 20142017 Ulusal Tütün Kontrol Programı Eylem Planı’na göre çocuk parkı, hastane ve ibadethane bahçelerinde sigara yasağı getiren yeni uygulamada, lokanta, kahvehane, kafe ve restoranların açık alanlarında sigara içmeyenler için de bölüm oluşturulması zorunlu olacak. Sabah gazetesinin haberine göre, yeni uygulama ile birlikte alışveriş merkezi, sinema, tiyatro gibi yerlerin girişinde tütüm kullanımının engellenmesine yönelik pasif etkilenim mesafesi tespit edilecek, AVM’lernin kapısının önünde sigara içimi engellenmiş olacak. Ambargo delen kuşlar l NEW YORK (AA) Amerikalı sanatçı Duke Riley, özel olarak eğittiği güvercinleri kullanarak Küba’dan ABD’ye puro getirdi. Böylece, 50 yıllık ticaret ambargosunu deldi. Riley’nin “Düşmanla Ticaret” adlı projesi kapsamında “Bitiş Çizgisinde Görüşürüz” başlıklı sergisi, New York’taki Megnan Metz galerisinde 11 Ocak 2014’e kadar izlenime sunuldu. Mel Gibson, Roman Polanski ve Yılmaz Güney gibi, “yasalarla sorun yaşayan” sanatçıların isimlerini verdiği güvercinleri 8 ay boyunca eğittiğini anlatan Riley, ABD’nin Florida eyaletindeki Key West’ten havalanarak 160 kilometre uzaklıktaki Havana’dan puro getirmek üzere çıktıkları yolculuğun, vücutlarına monte edilen özel kameralar sayesinde kaydedildiğini söyledi. Küba’ya uçan 50 güvercinden 11’inin Havana’dan purolarla geri döndüğüne dikkat çeken Riley, Yılmaz Güney adlı güvercinin ise yuvasına dönemeden telef olduğunu belirtti. ANKARA (AA) Trafikte alkol muayenesinde, 100’den geriye 7’şer sayma, parmakburun testi, düz çizgide yürüme ve dönme, gözler kapalıyken ayakta durma gibi testler uygulanacak. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın sağlık kurumlarında sürücülerin alkol ve uyuşturucu muayenelerine standart getirilmesi için Sağlık Bakanlığı’na yazdığı yazıda, mevcut alkol muayenesinin gerektiği gibi yapılmadığı, kollluk kuvvetlerince getirilen adli vakaların “Darp, cebir muayenesi” gibi algılandığı belirtilerek raporların “alkol kokusu alınıyor”, “genel durumu iyi, koopere”, “alkollü olduğu kanaatine varılmıştır”, “orta düzeyde alkollüdür” benzeri sübjektif, kanaat edinmek için yeterli olmayan verilerden ibaret olduğu ifade edildi. Alkollü sürücü vakalarının önemli bir bölümünde mevcudun dışında, ek göstergelere ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekildi. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nca yayımlanan genelgeyle, ek veriye ihtiyaç duyulan vakalarda düşünme, algı ve dil gibi beyinsel faaliyetlerin yerinde olup olmadığının tespiti için 100’den geriye 7’şer sayma, parmakburun testi, düz çizgide yürüme ve dönme, gözler kapalıyken ayakta durma gibi testler uygulanacağı duyuruldu. Hedef cinsiyet duvarı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle