Katalog

5 KASIM 2013 SALI CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA KÜLTÜR 17 ARTİST 2013, ‘MÜDAHALE VAR MI?’ SERGİSİNE EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR ‘Fikrini kendine sakla’  ARTİST 2013 Koleksiyoner Onur Ödülü sahibi Erol Evgin, politikacının sanata karışmaması gerektiği kanısında resmedeceğim. Şu sıralar, tuvale, Roma, 32. Uluslararası İsBizans, Selçuklu ve tanbul Kitap Fuarı’yla Osmanlı’nın bize bıeşzamanlı düzenraktığı mimari küllenen 23. Uluslatürel mirası yansıtırarası İstanbul Sayorum” diyor.  nat Fuarı’nın (ARBir mimar gözüyle TİST 2013) Koleksişehirlerimizi çok çiryoner Onur Ödülü’ne kin bulduğunu söyledeğer görülen müzisyen Evgin, şehirleriyen Erol Evgin ve mizde eskiyle yeninin eşinin sanat koleksihoyrat bir komşuluğu yonu ilk kez sergileolduğu düşüncesinde: niyor.  “Anıtsal yapıBedri Rahmi Eyülar bize ait olduğu boğlu, Nuri İyem, kadar biz de onlaDevrim Erbil, Leyra aidiz. Onların da la Gamsız, Turan bizden kendi ruh ve Erol’un yanı sıra ülbilinçlerine uygun kemiz genç sanatçıdavranılmasını beklarının işlerinden de leme hakları var. Bu oluşan koleksiyon seranıtsal yapıların oru Evgin, ülkeyi yöneten gisi 10 Kasım’a dek tak özelliği yüzyıllaTÜYAP’ta 7 No’lu ra meydan okurcabirinin, uzman olmadığı salonda ziyaret edilebilecek. sına güçlü, mağrur, ağıriçin, sanat konusunda ‘bu Erol Evgin, yaklaşık 200 resmi başlı duruşları ve soykötüdür’ diyemeyeceğini kapsayan koleksiyonunu 40 yılda lu yalnızlıkları... Bu soysöylüyor. Evgin’e göre, oluşturmuş: lu yalnızlığı tuvale yansı“Akademide mimarlık öğren‘Yeni Türkiye’, gençler ve tıyorum.” cisiyken resim hocamız Neşet Evgin’e göre, sanatla mümkün. Günal, Devrim Erbil, heykel hoTürkiye’nin içinde buluncamız da Şadi Çalık’tı. Türk saduğu süreç kültür ve sanatnatının abideleriyle çalıştık... O la aşılabilecek: yıllarda mimarlığın temelinde bu dersle“Dünya başka bir yere giderken biz hâlâ rin eğitimi vardı. Bedri Rahmi Eyüboğlu, başörtüsünü tartışıyoruz. İnsanları bölmeCevat Dereli’nin sergileri olurdu. Bu serye çalışıyorlar. Konserlerime her kesimgileri izlerdik, ama paramız yoktu resim den insan geliyor ve hepsi bir arada aynı alamazdık. Sonra yavaş yavaş almaya baş şarkıları söylüyor, demek ki bu topraklarladık. Böylece 40 yılda yaklaşık 200 resim da ortak noktamız çok. İçinde bulunduğulik bir koleksiyonumuz oluştu.” muz süreci kültür ve sanatla aşacağız. MiEvgin, çok varlıklı olmadan da koleksiyon zah ve sanat insanı korur, gençler Gezi’de oluşturulabileceği kanısında: bize bunu gösterdi.” “Ödül beni onurlandırdı ancak Yeni Türkiye’nin gençler ve sanatla mümTürkiye’de çok daha büyük ve zengin kokün olduğunu vurgulayan Evgin, politikacıleksiyonların olduğunu biliyorum. Benim nın sanata değer vermesi, en azından uzmankoleksiyonumun bir özelliği var: Çok para lık alanı olmadığı için konuşmaması gerektiyatırmadan, çok varlıklı olmadan da bir ğini söylüyor: koleksiyon var etmenin mümkün olduğu“Sen ülkeyi yöneten biri olarak ‘bu könu gösteriyor. 2001’den bu yana resim yatüdür, kakadır’ diyemezsin, çünkü uzpıyorum. Bu işe bir ömür veren insanlaman değilsin, o zaman kendi fikrini kenra ayıp olmasın diye kendime ressam dedine saklayacaksın. Türkiye’nin yaşadımiyorum.” ğı bu kavga ortamını ben de yaşıyorum, Müzikle resmin birbirini besleyen sanatlar hissediyorum. İnsanlar ayrışıyorlar, buna olduğunu belirten Evgin, mimarlığı da susçok üzülüyorum. Ülkeyi yönetenlerin bukun bir müziğe benzetiyor. na bir çözüm bulması gerekiyor. Gençler 2014’te bir resim sergisi açmayı tasarlayan ‘Yeni Türkiye’ diyor. ‘Yeni Türkiye’ gençEvgin, “Bu topraklardan bize kalan mirası ler ve sanatla mümkün...” CEREN ÇIPLAK Kızsız Erkeksiz Politik müdahaleye sanatsal müdahale ASLI ULUŞAHİN 32. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’yla eşzamanlı gerçekleştirilen 23. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı (ARTİST 2013), “Müdahale Var mı?” isimli sergiye ev sahipliği yapıyor. Ali Şimşek’in küratörlüğündeki sergide, her disiplinden sanatçının katılımıyla “direu Fuarın organizatörü niş” yorumÜmit İyem, “Gezi lanıyor. KoBaşbakan met ve ŞükDirenişi’nin sanatçıları Tayyip Erdoğan’ı ran Moral’ın biz ne yapıyoruz diye yüzünden zift yanı sıra çoğu akarken gösteren düşünmeye ittiğini” genç, 60 kakolaj çalışmasının söylüyor. Sergiye dar sanatçının sahibi Nova işlerinin yer katılan fotoğraf sanatçısı Kozmikova, aldığı sergi, direnişin sanata Denizhan Özer ise 10 Kasım’a yansımalarının “İktidar kendisinden artarak devam kadar kitap edeceğini söylüyor. bekleneni yapıyor. fuarının Beylikdüzü’ndeMüdahale var, ama karşı hayatın her evreki alanında, 7. müdahale de var. Çünkü sinde var olduSalon’da gösanat bir karşı çıkış ğunu belirtti. rülebilir. Fotoğraf sanatdilidir” diyor. TÜYAP İcçısı Denizhan ra Kurulu Özer , sergiye Başkan YarTarlabaşı’ndaki çatışmaların dımcısı ve sanat fuarının oren şiddetli olduğu zamanlarganizatörü Ümit İyem, serda çektiği fotoğraflarla katıginin 2 Kasım’da yapılan lıyor. Öncesinde, direniş foaçılışında, Gezi Direnişi’nin toğraflarını Güney Kore’de, “onları salladığını, biz ne Moğolistan’da da sergileyen yapıyoruz diye düşünmeye ittiğini” söyledi. Yıllardır Özer, “İktidar birtakım antidemokratik yapılarla yafuarda genç sanatçılara yer şantımıza müdahale ediyor. verdiklerini belirten İyem, Bu çok normal, onlardan ancak bu kez direniş sayesinde “gençlerin söyleyecek bekleneni yapıyorlar. Ama biz de onlara karşı müdaçok sözü olduğunu” fark ederek işi onlara devrettikle halede bulunmak zorundayız. Çünkü sanat bir karşı rini aktardı. çıkış dilidir” dedi. Küratör Ali Şimşek, KarÇağdaş sanatçı Fulya Çaşı Sanat oluşumunda yıllarlışkan ise sergiye “Patlat!” dır kamusal alan, soylulaşisimli çalışmasıyla katılıyor. tırma, kentsel dönüşümü tarÇalışkan, plastik hava kabartıştıklarını, bu sergiyi de yicıklarının arkasına saklanmış ne tartışarak kolektif bir çaharflerden oluşan işini, “Yıllışmayla ürettiklerini anlatlar boyu birikip Gezi sütı. Etkinliğin halka açık, karecinde yol bulan öfkemimusal bir alanda olduğuna ze karşılık gelen kavramlar dikkat çeken Şimşek, Gezi bu işte patlatılmayı bekliDirenişi’yle kimlik kazanan yor” sözleriyle anlattı. direnme kavramının aslında Yaşam tarzımıza müdahale etmediğiniz için çok teşekkür ederiz. Anladığımız kadarıyla biz istediğimiz gibi yaşamakta serbestiz. Siz de kendi yaşam tarzınıza uymayan şeylere müdahale etmekte serbestsiniz. Denizli ilinde şahit olmuşsunuz. Yurtlar yetersiz diye kızlı erkekli öğrenciler aynı evde kalıyormuş. Bunun denetimi de yokmuş. Ve bu sizin muhafazakâr demokrat yapınıza çok tersmiş. Vali Bey’e talimatı vermişsiniz, bunun bir şekilde denetimi yapılacakmış. Nasıl bir denetim hayal ediyorsunuz acaba? Devrim muhafızları mı olacak, kapıları çalıp içeriye bakan? Kızlı erkekli evlerde kalanları yaka paça birbirinden ayıran? Yoksa ev sahiplerine mahalle baskısı mı uygulayacaksınız? Valilik bu uygunsuz duruma göz yumanlara gizliden gözdağı mı verecek? Hocalar okulda notlarını mı kıracak çocukların? Ailelerin kulakları mı çekilecek? Geceleri kızlı erkekli kalınan evlerin kapıları mı işaretlenecek? Aslında sizin niyetinizin ne kadar iyi olduğunu biliyoruz. Öğrencilere evlilik teşvik kredisi vermeye hazırlanıyorsunuz. 1824 yaş arası evlenen üniversite öğrencilerinin cebine 10’ar bin lira kredi koyacak, okul ve yurtları onlara bedava yapacak, varsa eski borçlarını sileceksiniz. Hele bir de okurken çocuk yaparlarsa kredi ödemelerini erteleyeceksiniz. Eğitimini tamamlayıp, askerlik yapıp, işe girmeden önce evlenmeyi düşünmeyenler için okumanın bedeli 13 bin lira kaybetmek olacak. Ama sizin aklınıza uyanlar, parayı ceplerine koyacaklar ve daha okurken evlenip çoluk çocuğa karışacaklar. Aklı başında hiçbir anne babanın istemeyeceği şeyi devlet eliyle teşvik edeceksiniz ve nihayetinde eğitimini tamamlasa bile muhtemelen erken ve yanlış evlilik yapıp çalışmaya fırsat bulamadan evinin kadını olacak yeni nesiller yetiştireceksiniz. Bravo, biz Meclis’teki yetişkin kadınların kılık kıyafetleriyle uğraşırken, çocuk gelin kâbusuyla boğuşurken, siz gençleri alelacele gerdeğe sokma peşindesiniz. Birileri sizi cinsellikten fena korkutmuş. Kızlı erkekli bir hayatı kâbus sanıyorsunuz. Reklam panolarındaki mayolu kadınlardan bile korkuyorsunuz. Artık siz önünden geçerken vitrinlerinin kepenklerini indiren iç çamaşırı mağazaları var bu ülkede. Aynı merdivenden çıkamayan, aynı koridorlarda dolaşamayan, aynı parklarda gezemeyen, aynı evlerde yaşayamayan, kızsız erkeksiz, endişeli kasvetli, muhafazakâr itaatkâr nesiller yetiştirmek için elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz. Biz devlet babanın bugüne kadar iyisiyle kötüsüyle çok kabuk değiştirdiğini gördük. Şefkatini, sevgisini çocuklarından sakınmakta üstüne yoktu. Ama diyorduk ki, belki bizi uykumuzda seviyordur. Şimdi siz onu bile yapmıyorsunuz. Hiç gocunmadan uykularımızı kaçırıp rüyalarımızı çalıyorsunuz. KAMİL KÜLTÜR MASARACI l ÇİZİK Altan Öymen, Sırma Köksal, Kevser Ruhi, Hikmet Altınkaynak, Sibel K. Türker, Güray Öz, Funda Erkal Öztürk. (soldan sağa) Tepeyran Ödülü Türker’in Kültür Servisi Çankaya Belediyesi ile Niğde Kültür ve Sanat Platformu’nun ortaklaşa düzenlediği Tepeyran Roman Ödülü’nün üçüncüsü, pazar günü kitap fuarında yapılan törende yazar Sibel K. Türker’e verildi. Türker ödüle Can Yayınları’nca basılan “Hayatı Sevme Hastalığı” isimli romanıyla değer bulundu. Hikmet Altınkaynak’ın ve Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Funda Erkal Öztürk’ün açılış konuşmasını yaptığı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kutlama mesajı gönderdiği törende Altan Öymen, Tepeyran’ın siyasetçi kimliğinden söz etti. Güray Öz’ün moderatörlüğünde Sırma Köksal ve Kevser Ruhi’nin ödüle değer bulunan yapıtı üzerindeki değerlendirmeleri sonrası, Türker’e plaketle Tepeyran’ın “Küçük Paşa” romanının 100 yıl sonra yapılan yeni baskısı armağan edildi. Türker de yaptığı konuşmada, aynı romanla üç ayrı ödül aldığına çok şaşırdığını söyledi. Tepeyran Roman Ödülü’nün seçiciler kurulu Tahsin Yücel, Doğan Hızlan, Metin Celâl, Güray Öz, Osman Şahin ve Hikmet Altınkaynak’tan oluşuyor.