17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 2013 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Marmaray ve Sonrası Türban Sonrası BAŞÖRTÜSÜ kavgasını kadınlar değil erkekler verdi. Bir yanda tutuculuğu kapitalizmin ekonomik, sosyal ve siyasal sistem mücadelelerinden alıp bir bakıma daha kolay ve hazırlop din alanına çeken erkek kavgacılar vardı, bir yanda da onların yobazca saç örttürme tutkularını seyreden masum meraklılar. Türban serbestliği için saç saça dövüşen kadınlar da görmedik, henüz televizyon ekranlarında ve geceyarısı panel sohbetlerinde yüz gösteren genç “mücahide”ler yeni yeni ortaya çıkmaktalar, Avrupa taklidi ve haminnelik karışımı postmodern tavırlarıyla. Belki, artık pantolon giyip giymeme konusunda modacıların katılımıyla renklendirilmiş kadın yoğunluklu ilericilikgericilik kavgaları da herhalde yeniden görülebilecek. osyal, ekonomik ve siyasal evrimlerin kılık kıyafet alanına yansıması her zaman ilginç olmuştur. Fes ve şapka konusunun bizim yakın tarihimizdeki yeri ve önemi kolay unutulabilir mi? O konuda gözden kaçırılmaması gereken ilginç bir nokta daha var: Türban konusuna kadınlardan çok erkeklerin öncülük etmesine karşın, fesşapka konusundaki “devrim”de kadınların pek dikkate değer bir katkısı olmadı. Daha doğrusu, kadınların toplum yaşamındaki ilericilikleri kıyafet gibi bir alanda değil, çok daha somut ve anlamlı, hem de üstelik rizikolu bir alanda tarih sayfalarına geçti: Anadolu kadınlarının İstiklal Harbi’ndeki özverileri, katlanışları ve dirençleri türban alanındaki çekişmelerle aynı zeminde yan yana konabilir mi? Ya ezeli analık ve analar? uhaftır, bir kavmin kuzeydoğu Asya’dan kopup on yüzyılı aşkın bir tarihten ve geniş coğrafyaya yayılmış bir göçten sonra burada karar kırıp devlet kurması size ilginç gelmiyor mu? “Anatolia” Grekçe anlamı da olan bir yer adı, onu “Anadolu”ya çevirmek oraya ana eteğine tutunurcasına güçlü kararlılıkla sarılışın belirtisi değil midir? “Ana” ve “dolu” sözcüklerinin bu tutunuşta yadsınamaz bir payı olduğunu söylemek pek çocukça bir yorum mu olur? “Semantik” başta olmak üzere başka bilim alanlarına da kaymak çok mu hafiflik sayılmalıdır? Marmaray’ın, yakın dönemde, İstanbul’un kronik hale gelmiş ulaşım ve trafik sorunlarını çözeceğini ve Boğaz köprüleri üzerindeki tıkanıklığı azaltacağını söylemek yanıltıcı olur. HALUK GERÇEK İTÜ İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi stanbul’da yaşanmakta olan ulaşım ve trafik sorunlarının en temel nedeni, kentin çok göç alması nedeniyle nüfusun hızla büyümesi, bu büyümenin planlı ve sağlıklı bir kentleşme sürecine oturtulamaması. Plan dışı ve çarpık bir azmanlaşmaya koşut olarak kentteki motorlu araç ve otomobil sayılarının çok hızlı artması, yetersiz toplu taşıma sistemi, yol ağındaki sorunlar, ulaştırma ve trafiğin etkin biçimde yönetilememesinden kaynaklanan kapasite kullanım sorunları da diğer nedenler arasında sayılabilir. 19802012 yılları arasında, İstanbul’un nüfusu yaklaşık 3 katına çıkarken motorlu araç ve otomobil sayısı 11 katına çıkmıştır. 2012 yılı trafik tıkanıklığı göstergelerine göre İstanbul, açık arayla Avrupa’nın trafiği en tıkalı kenti. Araçlı yolculukların yaklaşık yüzde 52’sini taşıyan toplu taşıma sistemi çok büyük ölçüde lastik tekerlekli otobüs ve minibüslerle gerçekleştiriliyor. Son yıllarda raylı sistem projelerine önemli yatırımlar yapılmakla birlikte raylı sistemin araçlı yolculuklar içindeki payı yalnızca yüzde 10, toplu taşıma yolculukları içindeki payı ise yüzde 18 kadar. Yaygın ve entegre bir metro ağının gerçekleşmesi için bir on yıl daha beklemek gerekiyor. Deniz ulaşımının İstanbul’a sağladığı olanaklar yeterince kullanılamıyor. Boğaz’ı geçen yolculukların ancak 1/5’i denizyolu ile yapılmakta. Yaşanabilir kentlerin vaz İ geçilmez ve temiz ulaşım türleri olan yaya ve bisiklet ulaşımı altyapısı yok denecek ölçüde yetersiz. Gittikçe artan motorlu araç trafiğinin daha rahat akabilmesi için yapılan yollar, köprüler, kavşaklar, tüneller trafikteki yeni artışlarla kısa sürede doluyor ve bu kısır döngü sürüyor. Günümüzde trafik, yönlendirildiği yere akan bir sıvı olarak değil, fakat bütün kullanılabilecek mekânı genişleyerek dolduran bir gaz olarak görülmekte. Marmaray, İstanbul’un gelecekteki raylı sistem ağının omurgasını oluşturacak, gerçekten çok önemli bir proje. Ayrılıkçeşme ve Kazlıçeşme istasyonları arasındaki yaklaşık 13.5 km’lik Boğaz geçişi kesimi işletmeye açılan proje, GebzeHalkalı arasında tamamlandığında 5.2 milyar ABD Doları yatırım yapılmış olacak. Bunun yaklaşık 1 milyar doları işletilecek trenlere harcanacak. Yenikapı istasyonu, HacıosmanŞişhane metrosuna ve Atatürk Havaalanı’ndan Aksaray’a gelen hafif metroya bağlandığında, 5 istasyonluk bu kesim üzerinde günde yaklaşık 180200 bin kişinin yolculuk yapması öngörülüyor. İnsanlar Üsküdar’dan Sirkeci’ye, 4 dakikada olmasa bile, 14 dakikada (derin istasyon peronlarına iniş ve çıkışlar için gerekli sürelerden nedense söz edilmiyor) geçebilecekler. Marmaray Projesi tamamlandığında 2017 yılında günde yaklaşık 1 milyon ki S Köprüler çıkmazı T şi, 2023 yılında ise 1.5 milyon kişi bu hat üzerinde yolculuk yapacak. Marmaray, İBB’nin öngördüğü diğer raylı sistem projeleri ile entegre olduğunda 2023 yılında 11 milyon kişi toplu taşıma ile 45 dakika içinde Yenikapı’ya ulaşabilecek. Bu durum, kuşkusuz, tarihi yarımadanın korunması gereken dokusu üzerinde çok büyük bir yenileme ve yapılaşma baskısı oluşturacak. Marmaray’ın, yakın dönemde, İstanbul’un kronik hale gelmiş ulaşım ve trafik sorunlarını çözeceğini ve Boğaz köprüleri üzerindeki tıkanıklığı azaltacağını söylemek yanıltıcı olur. Bunun birkaç nedeni var. Öncelikle, kent kıyıdan uzaklaşarak, kuzeye doğru hızla büyüyor ve yapımı planlanan 3. köprü, 3. havaalanı ve kuzeydeki yeni yerleşim alanları nedeniyle bu büyüme sürecek. Bu durumda, Marmaray Boğaz geçişleri için kuzeye kaymış olan yolculuk taleplerinin istek hattına uzak kalacak. İkincisi, İstanbul’da özellikle Boğaz geçişlerindeki trafik tıkanıklıkları nedeniyle bastırılmış, bekleyen bir hareketlilik talebi var. Köprüler üzerindeki araç trafiğinde başlangıçta küçük bir rahatlama olsa bile, bir süre sonra bu bastırılmış talep ortaya çıkacak ve durum eskisi gibi olacak. İBB tarafından 2011 yılında tamamlanan İstanbul Ulaşım Ana Planı’na göre de 2023 yılında üç köprü de tıkanacak. Bu durum, uzmanlar tarafından sık sık dile getirilen “köprüler çıkmazı”nı doğruluyor. Hiçbir ulaşım politikası aracı tek başına ulaşım ve trafik sorunlarını çözemez. Birbirleriyle uyumlu ve birbirlerini tamamlayan politika araçlarından olu şan çözüm paketleri gerekli. Örneğin, otomobil kullanım talebini azaltmak için raylı sistemi ve toplu taşımayı geliştirirken otomobile ayrılan kent mekânlarını ve kentin merkez bölgelerindeki otopark olanaklarını azaltmak, uygun bölgelerde tıkanıklık fiyatlandırması uygulamak (otomobille bu bölgelere girişleri paralı yapmak), kentin çeperlerinde otomobil sürücülerinin toplu taşımaya ve raylı sisteme aktarma yapacakları parketbin alanları oluşturmak, bisiklet ve yaya ulaşım olanaklarını geliştirmek, kamyon ve TIR’larla taşınan yük trafiğinin RoRo gemileri ve demiryolu (RoLa) ile taşınmasını sağlamak gibi çözümler birlikte uygulanarak iyi sonuçlar alınabilir. İstanbul Ulaşım Ana Planı, 2023 yılında Boğaz’ın iki yakası arasında günde yaklaşık 4 milyon yolculuğun yapılacağını öngörüyor. 3. köprü de bulunduğu yer nedeniyle mevcut köprüler üzerindeki trafikte önemli bir rahatlama sağlamayacak, çevresinde şimdiden oluşmaya başlayan yeni yerleşim alanlarından kaynaklanacak trafiğe hizmet edecektir. Bu nedenle Marmaray’a ek olarak Boğaz’ın iki yakası arasındaki talep istek hattı üzerinde ikinci bir demiryolu tünel geçişinin planlanması şimdiden yapılmalıdır. Öte yandan, kentin kuzeydeki orman alanları ve su havzaları içine yayılarak azmanlaşması durdurularak, dengeli bir arazi kullanım planını kararlı biçimde uygulayarak gereksiz araçlı yolculuk taleplerini azaltmak mümkündür. İstanbul gibi bir kentte trafik tıkanıklığı her zaman olacaktır. Önemli olan bunu katlanılabilir düzeylerde kalacak şekilde yönetebilmektir. Türban, Sarıgül ve Kalkandelen Herkes türbanla meşgul: Neyin simgesi? Özgürlüğün mü… Köleliğin mi… Dindarlığın mı… Din ticaretinin mi… Eşitliğin mi… Erkek egemenliğinin mi… Başkaldırının mı… Boyun eğmenin mi? HHH Türkiye pek çok konuda ayrıştı ve bölündü… AKP’nin politikaları ve Başbakan’ın üslubu, bu ayrışmayı ve bölünmeyi düşmanlık aşamasına taşıdı! Bütün bu bölünme, ayrışma ve düşmanlaşmanın altında, sistematik bir biçimde, demokrasi, laiklik, özgürlük, eşitlik gibi evrensel kavramların içlerinin boşaltılması ve boşaltılan yerlerin mezhepçi bir anlayışla doldurulması çabası var! HHH Bu arada siyaseti sadece İstanbul’da değil, bütün Türkiye’de etkileyecek bir başka olay yaşanıyor: Mustafa Sarıgül CHP’ye dönüyor ve İstanbul Belediye Başkanlığı’na aday oluyor… AKP yandaşı medya bundan son derece rahatsız… Sarıgül’e yapılan cephe saldırısı da olayın önemini vurguluyor bence! Sarıgül, yaşamöyküsünü de “Ne Bir Eksik Ne Bir Fazla” adıyla Remzi Kitabevi’nden yayımladı. Bence genç, yaşlı, siyasete atılmak isteyen, istemeyen, herkes tarafından okunması son derece gerekli bir kitap. Kitabın girişinde “Kalemi elime aldığımda bir amacım vardı; siyasete atılmak isteyen tek bir gencin bile olsa hayatını değiştirmek! Yoksul bir aile çocuğunun da siyasette yükselebileceğini göstermek…” diyor. İlerde yine alıntılar yapacağım bu kitap gerçekten herkes için bir “yaşam dersi”. HHH Bir başka önemli çalışma, Zülal Kalkandelen ile Can Başkent’in ekitap olarak yayımladıkları “Veganizm: Ahlakı, Siyaseti ve Mücadelesi”. Veganlar, vejetaryenlerden farklı, hayvan ürünlerini hiçbir biçimde kullanmayanlar… Yalnız et yememekle kalmıyor, süt, yumurta, peynir gibi gıdalardan da uzak duruyor, deri ve yün de giymiyorlar. İnsan, hayvan, doğa ve toplum hakkında son derece idealist, ilginç görüşleri var. Gezi Parkı Direnişi’nde de yer almışlardı. Bu kitap üzerinde de ilerde duracağım. Söyleşi biçiminde yazıldığı için çok rahat okunan bir eser; internetten bedava indirebilirsiniz… Okumanızı ve ufkunuzu genişletmenizi öneririm.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle