Katalog

2 KASIM 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR Yedi yıl önce açılmıştı 15 Cumhuriyet ile yaşıt Sanat yaşamının 75. yılını süren Naile Akıncı, geçen bahar Kibele Galerisi’nde açılan kapsamlı sergisinden sonra şimdi de son 15 yılda ürettiği yapıtlarını sanatseverlerle paylaşıyor. NAZLI PEKTAŞ Naile Akıncı resim sergisi Kızıltoprak Sanat Galerisi’nde bugün açılıyor ‘Bebek’ Ghetto veda ediyor Kültür Servisi İstanbul’un sayılı canlı müzik mekânlarından biri olarak tüm seslere ve renklere açık bir müzik anlayışını yaşatan Ghetto, Beyoğlu’ndaki mekânına veda ediyor. Ghetto’nun veda konseri 30 Kasım Cumartesi gecesi Fatima Spar & The Freedom Fries konseri ve sürpriz müzisyen konuklarla olacak. 2007 yılının başında kurulan Ghetto, 7 yıl boyunca yerli sanatçıların özel çalışmaları, akustik konserlerin yanı sıra sergiler, tiyatro oyunları, defilelere, yardım konserlerine ev sahipliği yaptı. Fazıl Aysu 102 yaşındaydı İnönü Stadı’nın mimarı öldü Kültür Servisi İnönü Stadı, Ali Sami Yen Stadı, Karagümrük Stadı ve bugün Lütfi Kırdar Kongre Salonu olarak hizmet veren Spor ve Sergi Sarayı’nın mimarlarından Fazıl Aysu (102) yaşamını yitirdi. Aysu, 1931’de İstanbul Erkek Lisesi’ni, 1936’da da Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. Akademi’deki öğrenciliği sırasında birçok mimarlık bürosunda çalıştı. Mimar Ginter’le Yıldız Sarayı Şale Köşkü restorasyon ve dekorasyonu; Seyfi Arkan’la Florya Atatürk Evi dekorasyonu ve Sedad Hakkı Eldem’le Yalova Termal Oteli dekorasyonu işlerini yaptı. Okulu bitirdikten sonra Akademi’de Prof. Bruno Taut’un asistanı oldu. Çeşitli okul projeleri ve Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi projesinde görev aldı. Daha sonra Tekel inşaat bürosunda büro şefi olarak çeşitli tütün bakımevi, yönetim binası ve Tekirdağ Şarap Fabrikası (daha sonra rakı fabrikası oldu) projelerinin hazırlanmasında, Bursa Yenişehir ve Safranbolu Bağlar yöresi imar planlarının hazırlanmasında görev aldı. Cumhuriyet ile yaşıt, yaşayan kadın ressamımız Naile Akıncı, sanat yaşamının 75. yılını açtığı sergilerle kutluyor. Sayfalarımızdan da izlediğiniz gibi, sanatçı bu vesile ile geçen bahar, İş Sanat Kibele Galerisi’nde kapsamlı bir sergi açmış, başlangıcından günümüze sanat yaşamının değişik evrelerini izleyici ile paylaşmıştı. Akıncı, Kızıltoprak Sanat Galerisi’nde, bugünden başlayarak kasım sonuna kadar sürecek ikinci bir sergi ile 19982013 yılları arasındaki 15 yıllık süreçte ürettiği yapıtlarını sanatseverlerle paylaşıyor. Sanatçı, sanatının 75 yıllık birikimini izleyici ile paylaşırken; 1938’de girdiği Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’nden mezun oluşunun da 61. yıldönümünü kutluyor. Çalışmalarını İstanbul’daki evinde sürdüren Akıncı’nın peyzajları, sadece resim sanatı içindeki bir türün başlığı altında sıralanan resimler değildir. Onun resimlerinde, ışığın tuvale sızan öykülerini okuruz. Naile Akıncı’nın resmi, adeta ışığın izini sürmektedir. Işığı, manzaraları içinde başlı başına bir konudur. İzlediği yerdeki şeyler, onun ışığı ile bedenlenerek kendilerini resme verirler. Resimlerinde, paletinden tuvaline akan onca renk, sanatçının mekânlarla girdiği diyaloğun ardında, zamanlar ve mekânlar arası bir yolculuktan sonra Naile Akıncı’nın resmi olur. Akıncı’nın bu sergisinde başta adeta kendisinin bir alametifarikasına (ayırıcı özelliğine) dönüşen “Eyüp Çeşitlemeleri”, “Bebek Çeşitlemeleri”, 1962 yılında kısmen yerleştiği Marmara ve Ekinlik Adaları’nın kendine özgü yöresel renk ve karakterleri, bu süreçte yaşamlarından etkilendiği Adalı kadınları, balıkçıları, atları ve kedileri konu alan bazı dü zenlemeleri, otoportreleri ve natürmortları yer alıyor. Akıncı’nın yaşadığı ya da sevdiği mekânlara dair çeşitlemeler yapmasındaki ısrarı, sanatçı dehası ve kendisi arasındaki bitmeyen rekabeti de ortaya serer. Hâlâ resim yapıyor olması, yalnızca hayatla kurduğu bağın kuvvetiyle açıklanamaz. Resim yapma eylemi ve bedeni arasındaki ilişki, Cumhuriyet ile yaşıt bu kadın sanatçının tutkusu ve yeteneği arasındakileri, şimdinin hızıy la tuvale sermektedir. Portreleri ya da manzaraları, tuvalin sınırları içine sığınmaz. Geçmiş, şimdi ve gelecek arasında kimi zaman belgesele yaklaşan dilleri, kimi zaman lirizmin içinden süzülen yalınlıklarıyla orada, Naile Akıncı’nın varlığıyla bulunurlar. Naile Akıncı’nın “Eyüp Çeşitlemeleri”, “Bebek Çeşitlemeleri”, “Boğaziçi”, “Küçüksu”, “Ortaköy”, “İstinye”, “Haliç”, “Arnavutköy”, “Altınoluk”, “Ekinlik” adlı resimleri hem anlattıkla rı adreslerin gün içindeki halleri, hem de o yerlerin güncesidir. Zira bugün oralarda dolaşırken, aynı manzarayı yalnızca Akıncı’nın resminde bulabiliriz. Rant ve yağmalama, yaşadığımız yerlerin hafızasını çoktan sermayeye satmıştır. Naile Akıncı, doğayı okur, onunla yan yana oturur ve konuşan resimler yaratır. Anlattıklarına izleyeni dahil eder ve onları da kendileriyle konuşturur. Resimlerinde, ışık ve renk o yerin kendi diline, yeni bir dil ekler. ‘Gerilimin efendisi’nden sessizler Kültür Servisi “Gerilimin efendisi” Alfred Hitchcock’un sessiz filmleri Türkiye’de ilk kez gösterime sunuluyor. İstanbul Modern Sinema, British Council işbirliğiyle ustanın ilk dönem yaptığı dokuz sessiz film gösterilecek. Sessiz filmlere İngiltere’den John Sweeney, Türkiye’den ise Replikas, Hakan Ali Toker ve Erdem Helvacıoğlu gibi müzisyenler canlı performanslarıyla eşlik edecek. 7 17 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek “Hitchcock 9” başlıklı program, “sessiz filmler sinemanın en saf halidir” diyen Hitchcock’un sonraki filmografisine ışık tutuyor. Yönetmenin 1920’lerdeki sessiz sinema döneminden hayatta kalmayı başarabilmiş bu filmler, British Film Institute tarafından geçen yıl temizlendi ve onarıldı. Dokuz film arasında yönetmenin 25 yaşında yaptığı kara komedi tarzındaki ilk filmi aldatma, kara mizah ve cinayet gibi birçok takıntısını yansıtan, güvensizliklere ve sadakatin sınırlarına dair 1925 yapımı bir melodram “Zevk Bahçesi” (The Pleasure Garden), 1929 yapımı sessiz filmlere geçiş döneminde İngiltere’de çekilen en iyi filmler arasında sayılan gerilimpolisiye “Şantaj” (Blackmail), 1928 yapımı “Hafif Meşrep” (Easy Virtue), 1927 yapımı “Yokuş Aşağı” (Downhill), uzun plan kullanımları ve parti sahnelerinin özenli koreografisiyle dikkat çeken 1928 yapımı “Çiftçinin Karısı” (The Farmer’s Wife) yer alıyor. Programda ayrıca romantik komedi ve melodram öğeleri içeren “Şampanya” (Champagne), Hitchcock’un tek özgün senaryosu olan “Ring”, Hitchcock tarafından “ilk gerçek Hitchcock filmi” olarak nitelendirilen “Kiracı: Sisli Bir Londra Hikâyesi” (The Lodger: A Story of the London Fog) ve yönetmenin ilk döneminin en iyi ve en yetkin eserlerinden biri olarak görülen son sessiz filmi 1929 yapımı “Aşk Üçgeni” de gösterilecek. Gösterimler kapsamında 7 Kasım Perşembe günü İngiliz sinema yazarı ve gazeteci Ian Haydn Smith, Alfred Hitchcock’un 50 yıllık sinema kariyerini değerlendireceği bir söyleşi gerçekleştirecek. Sinema biletleri 8 TL, gösterimler üyeler ve müze ziyaretçileri için ücretsiz. http://www.istanbulmodern.org Canlı müzik eşliğinde 9 Hitchcock filmi İstanbul Modern’de ‘Şampanya’ Merih Pirhasan bugün toprağa verilecek Kültür Servisi Edebiyatımızın önde gelen yazarlarından Vedat Türkali’nin eşi, tiyatro ve sinema oyuncusu Deniz Türkali ile sinema yönetmeni, şair Barış Pirhasan’ın annesi, eski Türkiye Komünist Partisi üyelerinden Merih Pirhasan bugün son yolculuğuna uğurlanacak. Merih Pirhasan, bugün Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Batman’da sinema atölyesi BATMAN Cumhuriyet) Batman Belediyesi tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Yılmaz Güney Kürt Kısa Film Festivalleri kapsamında atölye çalışmalarına da yer veriliyor. Bu yıl ilk kez festival kapsamında yer verilecek olan atölyelerde, sinema yapım süreçlerine ilişkin eğitimler verilecek. 1317 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek 4. Yılmaz Güney Kürt Kısa Film Festivali programı öncesinde, bugün kamera atölyesi, yarın ve 4 Kasım’da senaryo atölyesi, 56 Kasım’da ise kurgumontaj atölyesine yer verilecek.