17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER n Baştarafı 1. Sayfada 13 n Baştarafı 1. Sayfada GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK S. Arabistan’dan gelen gemideki bombalar TIR’la İstanbul’a gönderilecekti “Başörtüsünü Meclis’e taşıyan AKP’ye, grup başkanvekilleri çıkar kürsüye bir güzel verip veriştirirler ve CHP.. türbana ne karşı ne de yandaş olmadığını Meclis tutanaklarına geçirerek tarihsel görevini yapmış… Genel Başkanı’nın Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda gazetecilere ‘insanların kılık kıyafetine karışmayan parti’ olduklarını söylemesiyle birlikte ve ne yazık ki sonuçta A. Gül’ün açığa vurduğu ‘türban sürecine CHP katkısına’ son nokta konulmuş oluyor.” (Güncel30 Ekim 2013) 31 Ekim 2013. CHP’nin Meclis’te zorba AKP’ye karşı savaşımlarında öne çıkan grup başkanvekillerinden Muharrem İnce; Her zamanki ateşli üslubuyla konuşmaya başlıyor. “Başörtüsü dinin emridir, diyor Başbakan” dedikten sonra, AKP’nin ikiyüzlülüğünü sergiliyor: “Yetimin hakkını yememek, ihalelere fesat karıştırmamak, milletin içine nifak sokmamak, milleti ayrıştırmamak, açları doyurmak, onlara iş bulmak, ölülerimizin arkasından kötü konuşmamak da dinin emri değil mi?” diye RTE’ye yükleniyor ve… …konuşmanın sonunda CHP’nin Meclis’te türbanlı başlar sorununa bakış açısını özetliyor: Önce soruyor: “Meydanlarda ‘Benim başörtülü bacım’ diyor. Başörtüsüz senin bacın değil mi?” Sonra, AKP Grubu’nun alkışları arasında şöyle diyor: “Başörtülüler de bizim bacımız, başörtüsüzler de bizim bacımız!” Ne ki, CHP’nin başörtüsünü oy için, siyaset için kullanmayacağını vurgulayan son cümleleri, daha önceki cümlelerini söyler söylemez başlayan, iktidarın ve muhalefetin katıldığı coşkulu alkışlar arasında kaynayıp gidiyor… HHH 1 Kasım 2013Gazeteler: Başbakan RTE: “Başı açık da kapalı da bacımız!” CHP adına Muharrem İnce: “Başörtülü de başörtüsüz de bizim bacımız!” CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, başı örtülü kadın vekillerin Meclis’e girmesiyle ilgili olarak: “Bugün çok mutluyum. Konuşan milletvekillerimize teşekkür ediyorum.” HHH 1 Kasım. Bir başka haber: Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin kadın vekilleriyle mutluluğu paylaştığı akşam yemeğine, ne ki partide aynı görüşü onaylamayanları da temsilen; Birgül Ayman Güler, Dilek Akagün Yılmaz, Nur Serter ve parti yönetiminin izlediği politikalar nedeniyle grup başkanvekilliğinden istifa eden Emine Ülker Tarhan katılmıyor. HHH 1 Kasım 2013. İleriden geriye dönüşün kanıtı, tarihsel olayı AKP’li erkek vekillerin başı örtülü vekillerle fotoğraf çektirerek havasında kutladıkları gün ve saatlerde... Başbakan RTE konuşuyor: 23 Nisan 1920’de, Ankara Ulus’ta, eski Meclis binası önünde çekilen bir fotoğrafı anlatıyor. Gazi Mustafa Kemal’in Millet Meclisi’ni açış gününü özellikle cumaya rast getirdiğini, o gün kurbanlar kesildiğini, Hacıbayram Camii’nde birlikte namaz kılındığını, Meclis’in dualarla açıldığını söylüyor ve… “…Gazi Mustafa Kemal ve çevresindekiler ellerini semaya açmış, dua ediyorlar” diyor. O fotoğrafa baktım. Mustafa Kemal’in bir yanında fesli, öteki yanında cüppeli birileri var. Açılışı yapılan ilk Meclis’te, toplumda adı ve yeri olmayan, tek olsun ama olsun, kadın yok! Başbakan ikide bir ilk Türkiye Millet Meclisi’nin açılışını resmeden fotoğrafı neden önümüze koyuyor? Çünkü geçmişe özlemini kanıtlıyor bu fotoğraf!.. Kılık kıyafet özgürlüğünü nasıl anladığını özetleyen fotoğraf bu. HHH Türk orduları yedi düvelin koruyup desteklediği Yunan ordularını kovalayarak İzmir’de girdiği gün: Ankara’da ilk Meclis kulisinde fesli, cüppeli üyeler aralarında şöyle söyleşiyorlardı: “Düşmandan kurtulduk. Mustafa Kemal’den nasıl kurtulacağız?” HHH 2 Kasım 2013. Dünün ve olası geleceğin özeti: Bugünkü iktidar; Gazi Mustafa Kemal’in, yobaz direnişlere karşın kurduğu çağdaş, laik, sosyal hukuk devletinin temel öğelerini bir bir yıkarak Atatürk’ten kurtulmaya çalışıyor… Ama gerçek şu: Atatürk ebedi önder. O ise gelip geçici! Çantalardan bomba çıktı AKIN BODUR İSKENDERUN Suudi Arabistan’dan İskenderun Limanı’a gelen bir RoRo gemisinden İstanbul’a gönderilmek üzere bir TIR’a yüklenilen 3 ayrı çantada yapılan aramada uzaktan kumandalı bombalar bulunduğu iddia edildi. Savcılık, olayla ilgili “gizlilik kararı ” vererek geniş çaplı soruşturma başlattı. Gümrük Muhafaza ve Kaçakçılık İstihbarat Müdürlüğü ekiplerince yapılan aramada, 3 ayrı James Bond çanta içerisinde kalem şeklinde 6 cam tüp içerisinde düzeneği kurulmuş, bombalar ele geçirildiği öne sürüldü. Uzak mesafeden patlatılma özeliği bulunan düzeneğin cep telefonuyla çalıştığı iddia edildi. Reyhanlı nüfusuna kayıtlı olan TIR şoförü gözaltına alındı. Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı cihatçı örgüt 30 Eylül’de internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada Türkiye’yi tehdit etmişti. Açıklamada, “... Yahudileri ve onların Türk diyarındaki müttefiklerini uyarıyoruz. İslam ümmetine hükmetmek isteyen Yahudi müttefiki Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyoruz. Irak ve Şam İslam Devleti olarak, Erdoğan hükümetine Pazartesi 25 Zülkıde’ye kadar süre tanıyor. Izaz (Cilvegözü) ve Babıl Hava (Reyhanlı) sınır kapılarını açmazsa yeminle Yahudilerin dostları devletin yüzünden acı çekecektir. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Tehdit etmişlerdi Sadece Reyhanlı veya Cilvegözü’nde değil, İstanbul ve Ankara’nın ortasında inşallah” denilmişti. alilik: Malzemeler Suriye’ye gidiyordu Öte yandan Hatay Valiliği tarafından yapılan açıklamada ise söz konusu gemide ele geçirilen malzemeler “Güç kaynağı, telsiz bataryası, şarj cihazı, telsiz şarz yuvası, uzaktan kumanda, telsiz anteni, devre ve kulaklık” olarak sıralandı. Valilik açıklamasında söz konusu geminin Suudi Arabistan’dan değil Mısır’dan geldiği ve malzemelerin Suriye’ye götürülmek istendiği bilgisine yer verildi. V CHP’li Aksünger: NSA ofisine gittim, almadılar. Meclis inceleme yapsın Askeri üs gibi MAHMUT LICALI ANKARA CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, pek çok ülkede usulsüz bir şekilde telefon dinlemesi yaptığı ortaya çıkan ABD’nin Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) Türkiye’deki ofisine gittiğini ancak içeri giremediğini belirtti. Aksünger, “Kapalı bir askeri üs gibi gözüküyor. Ben bir milletvekili olarak oraya giremedim” dedi ve “Yasama organı TBMM’nin bir komisyon bünyesinde karar alarak gidip inceleme yapması gerekiyor” çağrısında bulundu. NSA’nın Türkiye’deki faaliyetleri hakkında dinleme iddialarını TBMM’de gündeme getiren Aksünger, çarpıcı açıklamalar yaptı. Aksünger, iktidarın NSA’nın dinleme iddialarına karşı sessiz kalmasının iki farklı gerekçesi olabileceğini belirterek, “Ya bu konuyu komplo teorisi olarak görüyorlar ya da çok iyi biliyorlar ancak işbirliği neticesinde sessiz kalıyorlar” diye konuştu. NSA’nın, aynı zamanda Ortadoğu’daki ülkelerin dinleme trafiğini de Türkiye’den yönlendirdiğini kaydeden Aksünger, geçen yıl konuyu gündeme getirmesine karşın yasadışı dinlemelerin araştırılması amacıyla kurulan komisyonda tek bir satır bile yer almadığını ifade etti. NSA’nın, 40 ülkede dinleme yaptığını kaydeden Aksünger, şunları söyledi: “Türkiye’nin bu işin helal dinleneni olduğunu düşünüyorum. Bizi dinleyin, diyen bir ekibin hazırladığı zemin üzerine oturuyor bu süreç. 1950’lerde Marshall yardımları kapsamında dayatılan bir kurum bu NSA. Bu konuları MİT’e, Emniyet İstihbarat’a soruyoruz. ‘Böyle bir şey bilmiyoruz’ diyor.” ‘İktidar kayıtsız’ Türkiye’de NSA’nın yaptığı dinlemelerin bilinmesine karşın bu duruma göz yumuluyorsa bunun intihar etmek anlamına geldiğini ifade eden Aksünger, “Türkiye’nin içişlerine müdahale, stratejik bilgilerini çalma ve casusluk olarak değerlendirilebilecek faaliyetleri yumuşatılarak olağan bir şey gibi davranılması, bu ülkenin geleceğine çok ciddi zarar verir” dedi. NSA faaliyetlerine karşı iktidarın kayıtsızlığının AKP’nin ne kadar partizanca hareket ettiğini gösterdiğini belirten Aksünger, NSA’nın Türkiye’de paravan şirketler aracılığıyla pek çok faaliyet yürüttüğünü, bu kurumun Türkiye’deki faaliyetlerinin incelenmesi gerektiğini söyledi.NSA’nın Türkiye’deki adresinin belli olduğunu söyleyen Aksünger, bu adresin “İsmet İnönü Bulvarı, No. 94 Bakanlıklar, Ankara” olduğunu bildirdi. NSA’nın, İnönü Bulvarı üzerinde kamu binalarının arasında bir bölgede bulunduğunu, buraya kendisinin gittiğini, ancak giremediğini anlatan Aksünger, “Kapalı bir askeri üs gibi gözüküyor. Ben bir milletvekili olarak oraya giremedim. Yasama organı TBMM’nin bir komisyon bünyesinde karar alıp giderek inceleme yapması gerekiyor” diye konuştu. ABD’den yanıt yok Türkiye, temmuzdaki girişiminin ardından bir kez daha dinlenip dinlenmediğini soracak DUYGU GÜVENÇ ANKARA Rusya’ya sığınan ABD Ulusal Güvenlik Kurumu’nun (NSA) eski çalışanı Edward Snowden’ın sızdırdığı ilk bilgilerde bazı Türk temsilciliklerinin de dinlendiğinin ortaya çıkmasının ardından Türkiye’nin temmuz ayında yaptığı girişimlere ABD’nin hâlâ yanıt vermediği öğrenildi. Snowden’ın geçen günlerde sızdırdığı son belgelerle aralarında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de bulunduğu 35 lideri dinlendiği ortaya çıkarken, Türkiye, bu aşamada dinlenip dinlenme diğini bilmiyor. Fransa’da 70, İspanya’da ise ayda 60 milyon telefon görüşmesinin de dinlendiği ortaya çıkarken NSA’nın dinleme ve eposta ile milyarlarca dinleme ve takip yaptığı anlaşıldı. Bu dinlemelerin uzantılarının Türkiye’yi de kapsaması bekleniyor. Ancak bu aşamada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve diğer Türk yetkililer ile halkın dinlenip dinlenmediği henüz bilinmiyor. ABD nezdindeki ilk girişiminden yanıt alamayan Ankara, çıkacak bilgiler ışığında izahat isteğini tekrarlamaya hazırlanıyor. l Füzede yeni teklif istenmedi BARKIN ŞIK ANKARA ABD ve NATO’dan gelen tepkiler üzerine, füze ihalesinde yeniden teklif verme süresinin 31 Ocak 2014’e uzatıldığı yönündeki haberlerin yanlış olduğu ortaya çıktı. İhalede Çin’in gerisinde kalan ülkelere, “Teklifinizde verdiğiniz fiyatı 31 Ocak’a kadar koruyabilir misiniz?” denildiği öğrenildi. Yeni teklif istenmesinin ise söz konusu olmadığı kaydedildi. ABD ile Fransa İtalya konsorsiyumunun fiyat teklifinin Çin ile sözleşme görüşmeleri sürerken geçerliliğini korumasının daha fazla bilgi paylaşımı ve ortak üretim konularında Türkiye’nin elini güçlendirmesi için istendiği bildirildi. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ise Çin ile yapılan füze anlaşmasına ilişkin, “Tercihimizdeki 1,2, ve 3’ü belirledik. Süreç henüz başladı. Bu durumda iki ve üçüncüler yeni tekliflerini gönderirlerse en azından mevcutla olan sözleşmemizdeki görüşme aşamalarında faydalı olur. Dolayısıyla herkes son teklifini hâlâ göndermekte serbesttir” demişti. Bakanın açıklamasına karşın, ihalede Çin’in gerisinde kalan ABD ile Fransa İtalya konsorsiyumundan yeni bir teklif istenmediği öğrenildi. Füze savunma sistemi ihalesini 3.44 milyar dolara Çin Halk Cumhuriyeti’nden CPMIEC firmasına veren Türkiye’nin, bu ülkeyle yürüttüğü görüşmelerde şu ana kadar herhangi bir pürüz yaşamadığı bildirildi. Kaynaklar, Çin’in en düşük fiyat teklifini verirken Roketsan ve Aselsan’a yüzde 30 iş payı taahhüdünde bulunduğunu kaydetti. İhaleye katılan diğer firmaların yüksek fiyatın yanı sıra yerli katkı payına ve teknoloji transferine sıcak bakmaması nedeniyle ihaleyi kaybettikleri belirtildi. Çin ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı yetkilileri arasında görüşmelerin olumlu seyrettiği kaydedildi. Karara tepkili ABD ve NATO, Türkiye’nin bu kararından vazgeçmesi için lobi faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak kaynaklar, şu anda Türkiye’nin kararında geri adım atmasıyla ilgili bir gelişmenin olmadığını vurguladı. Kaynaklar, “İkinci ve üçüncü sıradaki ülkelerin temsilcileri SSM ile yürüyen diğer projeleri nedeniyle müsteşarlıkla temasları oluyor. Ancak bu temsilciler füze ihalesiyle ilgili görüşme yürütmüyor” dedi. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ‘NSA’nın yine kapısını çalacağım’ Aksünger, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Haftaya milletvekili arkadaşlarımla birlikte NSA’nın bulunduğu yere gidip kapısını çalacağım. Burada ne yapıyorsunuz diye soracağım” dedi. 29 Ekim günü sabahtan akşamın ilerleyen saatlerine dek, hangi kanal, neyi, nasıl verecek diye kumanda aleti üzerinde tepinmekten parmaklarım dolama olacaktı desem, abartmış sayılmam. Görünen meydan yorumcu istemez. 90. yılı kutlamak için buluşma yeri olarak seçilen tüm meydanlar doluydu. Tabii polisin kapattıkları hariç! Kutlamalar üç büyük kentle de sınırlı değildi. O nedenle mitinge dönüşen kutlamaların “taşıma” olduğu da söylenemez. Klasik bir haber girişi olan şu cümle gerçek oldu: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı bütün yurtta coşku ile kutlandı. HHH Ulusal bayram kutlamalarının büyük bir kitlesellik kazanıp mesaja dönüşmesi 19 Mayıs 2012 ile başlamıştı. O günün bir rastlantı ya da dönemsel refleks olmadığı 29 Ekim 2012’de, ardından 10 Kasım 2012’de görüldü. 2013’ün ulusal bayramları da aynı ivme ile devam etti. 90. yılı onlardan biraz daha farklı kılan ise güç birliğiydi. Başta Ankara Tandoğan, İzmir Gündoğdu, İstanbul’un Taksim’den Kadıköy’e tüm kutlamaları olmak üzere 29 Ekim her yerde güç birliği anlayışı ile dalgalandı. Yine bütün bu süreçlerin ürünü olan Gezi ruhu 29 Ekim’in de bünyesindeydi. 29 Ekim, araya giren yazdan sonra hazirandaki büyük Gezi buluşmasının devam edeceğini de gösterdi. Şimdi sıra 90. yılda oluşan birlikteliği kalıcı hale getirmek. Bayramlar, büyük kutlamalar özünde sonuçtur. Ancak Türkiye’nin geldiği noktada bunları sonuç değil, başlangıç yapmak gerekiyor. Hükümet koalisyonu önümüzdeki 20 ayda yapılacak üç seçimde ana planlamasını, “karşıtlık üretmek” üzerine kurmuş görünüyor. Plana göre, millet hükümetin, devlet hükümetin, devletle millet buluşmuş ilerliyor, bir de buna karşı olanlar var! Olmasa bile yaratmak gerekiyor ki, hükümetin etrafında örülen koalisyon kenetlensin. Bu planın parçası olmamak gerekiyor. 90. yıl ruhunun hedefi ve işlevi bu olamaz. 90. yıl ruhu öncelikle şu soruyu sorup yanıtını bulmalı: 100. yılda nasıl bir Türkiye olacak? Belki de işe soruyu şu şekilde değiştirerek başlamalı: 100. yılda nasıl bir Türkiye istiyoruz? Bir başka deyimle, ne yapacaksak kendimiz yapacağız. Artık, sadece yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz. Artık, “Bu halkla mı hedefimize ulaşacağız?” bahanesi kalmamıştır. Artık, “Bir yerden başlamak lazım” aşaması geçilmiştir. 29 Ekim’de oluşan “hedef ortaklığı” somut bir başlangıçtır. HHH İbn Haldun, Mukaddime’de şöyle bir tez ortaya atıyor: İslam coğrafyasında kurulan devletler ortalama 100 yıl yaşar. Bir devlet kurulduğunda, şehirleşmiş medeni unsurlar yönetir, onun dışındaki bedeviler devlete karşıdır. Şehirleşenler zamanla mücadele etmeyi bırakır ve bedevilere yenilirler. Devlet yönetimine gelen bedeviler zamanla medenileşir, onların dışında yeni bedevi gruplar oluşur. Sonra yönetime yeniler gelir. Bu döngü her 2025 yılda bir tekrarlanır. En çok 4 ya da 5 kez sürer, devamında devlet çöker. Yeniden altını çizelim, bu tez bir bilim kurucusu olarak dünyada da kabul görmüş İbn Haldun’a ait. İbn Haldun’a hak veren kimi kuramcılar, Osmanlı’nın da kuruluşunun 100. yılı hemen sonrasında, 1402 Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilerek çöktüğünü, bölgede üzerine devlet kuracak başka bir yapı olmadığı için yenilenerek devam ettiğini söylerler. Sözümüz bütün bunlardan dışarı; diyalektik işliyor, sorunlar beraberinde fırsatları da getiriyor. Cumhuriyetin pek çok kazanımının erozyona uğradığını düşünenler ayağa kalktılar. Artık oturmak olmaz. Hedef bellidir: Üç seçim çok önemli basamaktır. 100. yıl tüm Türkiye’nindir... Tekin rekabetten memnun n İstanbul Haber Servisi Sarıyer’deki villasının yatak odasında ölü bulunan eski DYP milletvekili, Olağanüstü Hal Bölge (OHAL) ve İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu’nun ölümün ilişkin soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kozakçıoğlu’nun ölümüne ilişkin soruşturmada intihardan başka şüphe oluşturacak başka delil bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. ‘Kozakçıoğlu’nun ölümü intihar’ Çin ile görüşmeler ‘Sarıgül’ün adaylığı motivasyonumu artırır’ KIRŞEHİR (Cumhuriyet) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün CHP’den İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı aday adayı olmasıyla ilgili, “Beni hiç etkilemez. Tam tersine bir motivasyon katar. Sonuç itibarıyla siyasi partilerde ne kadar rekabet olursa demokrasi o kadar gelişir, projelerinizi o kadar anlatırsınız. Şu anda 3 aday adayı arkadaşımız var. İnşallah 9 Kasım günü ben de aday adaylığımı açıklayacağım. Mustafa Bey daha partiye dahil olmuş değil. Partiye dahil olduktan sonra tabii ki talebini açarsa hep beraber İstanbul ile ilgili, siyasetle ilgili hayallerimizi anlatırız. Örgütümüz, partimiz ve İstanbul halkı kimi uygun görürse Cumhuriyet Halk Partisi’’nin adayı da o olur” diye konuştu. Kurtböke mezarı başında anıldı azetemizin eski genel yayın yönetmeni, Türkiye GaG zeteciler Sendikası (TGS) genel başkanlarından Oktay Kurtböke, ölümünün 14. yıldönümünde dün Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Törene Kurtböke’nin eşi Gufran ve kızı Pürlen Kurtböke, Cumhuriyet Vakfı adına imtiyaz sahibi ve yazarımız Orhan Erinç, yazarımız Şükran Soner, gazeteciler Arif Kızılyalın, Ümit Gürtuna, yazar Erol Toy, Kurtböke’nin dostları ve yakınları katıldı. Anmaya Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de çelenk gönderdi. Tören Zincirlikuyu Mezarlığı’nda din görevlisi Sakıp Özler’in ettiği duayla sona erdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) AKP’de seçim öncesi son kamp n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, 23 Kasım’da Kızılcahamam’da kamp yaparak seçim çalışmalarıyla ilgili hazırlıkları masaya yatıracak. Bugün açılacak kampta, milletvekillerine seçim ve anayasa çalışmaları, üzerinde uzlaşmaya varılan 60 madde, demokratikleşme paketi ve çözüm sürecine ilişkin bilgi verilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle