19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EKİM 2013 PAZARTESİ 14 DIŞ HABERLER [email protected] Barzani, özerkliğin bölgedeki Kürtlerin hakkı olduğunu ancak doğal yollardan sağlanması gerektiğini söyledi ‘Şiddet çözüm değil’ Dış Haberler Servisi Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, bağımsızlık ve özerkliğin Kürt halkının hakkı olduğunu, ancak bunun şiddetle sağlanamayacağını söyledi. Barzani, Fransız haber ajansı AFP’nin kendisiyle yaptığı röportajda, “Çağ anlayış çağı, Kürtlerle yaşadıkları devletlerin diyaloğunu teşvik ediyoruz. Devlet hakkı doğal yoldan sağlanmalı” diye konuştu. AFP Kürtlerin, Türkiye, Suriye, Irak ve İran’da yaşadıklarını hatırlattığı haberinde, bu ülkelerdeki Kürtlerin on yıllardır ayrımcılığa maruz kaldığını savundu. Aynı röportajda, Suriye de dahil gereken her yerde “teröristlere” karşılık vermeye hazır olduklarını söyleyen Barzani, “Terörist suçlulara karşı herhangi bir yerde doğrudan saldırılar düzenlemekte tereddüt göstermeyiz. Bizim görevimiz yapabiliyorsak Kürtleri korumaktır” dedi. Barzani’nin sözleri, Suriye’de PKK bağlantılı PYD ile El Kaide bağlantılı örgütlerin çatışmaları ve başkent Erbil’de geçen ay güvenlik güçleri karargâhına düzenlenen saldırıların ardından geldi. Erbil’de 29 Eylül’de düzenlenen saldırıda güvenlik kuvvetlerinden 7 kişi ölmüş, 60 kişi de yaralanmıştı. Saldırıyı El Kaide bağlantılı Irak ve Levant İslam Devleti örgütü üstlenmişti. Örgüt, saldırının Suriye’de cihatçılara karşı savaşan Kürt kuvvetlerine destek sağlamak isteyen Barzani’ye cevap olduğunu açıklamıştı. Barzani, Kürtlerin Suriye’deki iç savaşa karışmaktan kaçınması ve bütün taraflara eşit mesafede durması gerektiğini de vurgulayarak “Kürtlerin hiçbir şey kazanmayacakları bir savaşa sürüklenmemesini” istedi. Barzani, Suriyeli Kürtlere kendilerini korumaları amacıyla askeri eğitim verdiklerini de ilk kez açıklarken bunun Kürtlerin savaşa girmesini hedeflemediğini savundu. Suriye’de Kürtler, Beşşar Esad yönetimine bağlı kuvvetlerle çatışırken, on binlerce Suriyeli Kürt mülteci de Kuzey Irak sınırına yığıldı. Bu arada, Halep’te 3 gündür Beşşar Esad yönetimi karşıtları arasında yaşanan çatışmalarda 50 kişi öldü. Muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin açıklamasına göre, bölgede Irak ve Levant İslam Cumhuriyeti (ISIL) militanlarıyla Özgür Suriye Ordusu çatışıyor. Yapılan açıklamada, ölenlerin 30’unun ÖSO’ya bağlı Ebabil Tugayı’na, 14’ünün ise ISIL’a bağlı oldukları ve ISIL’ın bölgedeki hâkimiyetini artırdığı belirtildi. VİETNAM Tutukluluğu uzatıldı Mursi: Artık uzlaşma yok KAHİRE (AA) Mısır’da devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin tutukluluk hali 30 gün uzatılırken oğlu Usame Mursi, “Cumhurbaşkanının meşruiyetten vazgeçmeyeceğini” belirtti. Muhammed Mursi’nin oğlu Usame Mursi imzasıyla aile adına yayımlanan bayram mesajında, Mursi’nin, ülkedeki askeri darbe sırasında ödenen ağır bedeller nedeniyle mağdur olan, bu süreçte yakınlarını kaybedenlere selamlarını ilettiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: “Cumhurbaşkanı son nefesine kadar direnecek. Zorla alıkonulması, komik ve kanun dışı yargılanması onu yenilgiye uğratmayacaktır. Mursi bunca şehit, yaralı, tutuklu ve kayıpların ardından orta yollu çözüm, müzakere ya da geri adım atmayı kabul etmeyecek. Demokrasiden vazgeçmeyecektir. Barışçıl devrimin devam etmesi yalnızca bir cumhurbaşkanını savunmak için değil bir grup halk düşmanının bugünü ve geleceğini çaldığı vatanı savunmak içindir.” Öte yandan tutukluluk halinin uzatılması kararı yanı sıra Mursi ve 14 İhvan lideri hakkında da “Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde göstericileri öldürmeye teşvik etmek” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşmasının da 4 Kasım’da yapılacağı açıklandı. Cumhuriyet ‘Dışsallıklarını’ Yaratamadı mı? Türkiye Cumhuriyeti 20. yüzyılın başında yedi düvele karşı çıkarak uygar dünyada yerini hazırlamaya başlamıştı. O gün de, bugün de Müslüman dünyadaki tek ülke konumundadır. Atatürk ve Cumhuriyet devrimleri Avrupa hukukunu, kadın haklarından alfabeye, kılık kıyafetten çağdaş yaşama kadar 20. yüzyılda Müslüman dünyasındaki parlayan tek ülkeydi. Cumhuriyetin kurtuluş, kuruluş ve yaşam felsefesinde başlatılan olağanüstü hukuksal ve kültürel süreç neden sonuçlandırılamadı? Yanlışlar, eksikler, beklenmeyen iç ve dış dinamikler nelerdi? Yoksa Cumhuriyet “kendi dışsallıklarını” yaratamadı mı? Cumhuriyetin sömürgeleşen ve çöken Osmanlı’dan farkı olumlu ve güçlü olmasıydı. Kulluk düzeninden, büyük eksiklikleri de olsa “vatandaşlık düzenine” geçilmişti; hukuk alanında, günlük hayata ilişkin çağdaşlık boyutunda büyük gelişmeler sağlanmıştı. Türkiye Cumhuriyeti Batı dünyasında ve İslam dünyasında parlayan yıldız, özenilen bir örnek ülke konumundaydı. 50’ler, 60’lar ve 70’lerde bağımsızlık mücadelesi yapan geri kalmış ülkeler Türkiye’yi (ve Atatürk’ü) örnek alıyorlardı. Bütün bunlara karşın amaçlanan sonuçlara neden yeterince ulaşılamamıştır? Kimilerine göre Cumhuriyetin demokratikleşme alanındaki zaafları en önemli etken oldu. Bu çevrelere göre demokrasi için toplumda, “demokratikleşme kültürünün oluşması gerekir”. Bu da tepeden inme sağlanamaz. Avrupa bunun için içerde, çok şiddetli çatışmalara sahne oldu. Türkiye Cumhuriyeti ise toprak ve köy ağaları, tutucu çevreler, Köy Enstitüleri, Ankara bürokrasisi arasında sıkışmıştı. “Asgari müşterek” oluşturmak çok zordu. Üstelik küresel dış odakların Türkiye’nin iç dinamiklerini doğrudan yönlendirme olanakları artmıştı. Bürokrasi, sermaye, din, asker kullanılan faktörlerin başında geliyordu. Türkiye yaşamakta olduğu kutuplaşmaları kaldıramaz; asgari müşterekleri oluşturmak zorundayız. Çünkü kutuplaşmalar daha da tırmandırılırsa ortada kazanan taraf kalmayacaktır. Başta halk olmak üzere büyük bedeller ödenecektir. Özveride bulunma zamanıdır; tek taraflı baskı ve dayatmalar bugünü kurtarsa da yarın daha büyük ve geri dönülmez kaos ortamını getirir. Toplumsal olayların tarihine baktığımız zaman “asgari müştereklerde birleşemeyen milletlerin (ve devletlerin) ortadan kalktıklarını görürüz”. Gerçek demokrasi çatısı altında çağdaş hukuk, devlet, din, küresel dinamikler dörtgeninde sağduyuyu yakalamak zorundayız. Taraflar “doğru yalnız benim penceremden görülür” bencilliğinden kurtulmak zorundalar. Türkiye toplumsal sağduyuyu yakalamalıdır. Önümüzdeki tek seçenek budur. Bölgemizde Afganistan’dan Mısır’a kadar asgari müşterek yaratamayan toplumların içine düştükleri kaosu en acı bir biçimde görüyoruz. Herkesin ideoloji ve inanç bencilliğinden sıyrılması gerektiğini hâlâ neden göremiyoruz? Hele dünyanın en sorunlu Ortadoğu coğrafyasında. Yerin altında (ve üzerinde) yalnız petrol, gaz ve su bulunmuyor; bunların oluşturduğu siyasal bir bataklık da var. Asgari müşterekleri oluşturamaz isek bütün tarafların bu bataklığın içine gömülebileceğini artık görmek zorundayız. Efsane komutana görkemli veda Vietnam’ın efsane komutanı General Vo Nguyen Giap, yüz binlerce kişinin katıldığı bir cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Başkent Hanoi’de geçen hafta hayatını kaybeden 102 yaşındaki General Giap için yürüyen kortejin uzunluğu 40 kilometreyi buldu. Törende konuşan Vietnam Komünist Partisi Başkanı Nguyen Phu Trong, Fransız sömürgeciliğine ve Amerikan işgaline karşı savaşın askeri önderi General Giap’ın Vietnam tarihine damgasını vurduğunu söyleyerek “Giap sonsuza kadar Vietnamlıların kalbinde yaşayacaktır” dedi. (Fotoğraf: AP) Suriyeli Kürtlere askeri eğitim Eksikler ve yanlışlar Sicilya açıklarında batan tekneyi rakip kaçakçıların hedef aldığı belirtildi Göçmenlere ateş açılmış u İtalyan gazetesine konuşan yasadışı göçmenlerden 22 yaşındaki Molhake el Roarsan, ateşle 3 kişinin kol ve bacaklarından yaralandığını gördüğünü söyledi. İtalyan Ansa Ajansı’na konuşan görgü tanıkları da ateşi doğruladı. dan yaralandığını gördüğünü, olayın rakip insan kaçakçıları arasındaki bir anlaşmazlıktan kaynaklanmış olabileceğini belirtti. El Roarsan, teknenin telsizinden ve telefondan bir kişinin bağırarak kıyıya çıkmalarını istediğini, ancak kaptanın durmadığını da söyledi. Olayın ardından, kurtulanlar tarafından teşhis edilen teknenin Tunuslu kaptanı Malta’da tutuklandı. İtalyan Ansa Ajansı da görgü tanıklarına dayanarak olay sırasında her taraftan kurşun yağdığını, teknede büyük panik yaşandığını duyurdu. Geçen cuma günü meydana gelen olayda 31 kişi hayatını kaybetmiş, 200’den fazla mülteci de kurtarılmıştı. Teknede Libya’nın Zvara Limanı’ndan perşembe günü yola çıkan çoğu Suriyeli 400 kişi bulunuyordu. İtalya’nın Lampedusa Adası açıklarında da 3 Ekim’de yine bir mülteci teknesi batmış, 359 kişi hayatını kaybetmişti. Her iki olay dikkatleri Avrupa’da mülteci sorununa çekerken, çözüm ve yardım çağrıları yapılıyor. Dış Haberler Servisi Sicilya Adası açıklarında batan yasadışı göçmenleri taşıyan tekneye ateş açıldığı bildirildi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) açıklamasına göre, olaydan kurtulan Suriyeli göçmenler, rakip insan kaçakçısı çetelerin tekneye ateş açtığını söyledi. İtalyan La Stampa gazetesine konuşan yasadışı göçmenlerden 22 yaşındaki Molhake el Roarsan, açılan ateşle 3 kişinin kol ve bacakların Asgari müşterekleri yaratmak Söylenti faciaya yol açtı Dış Haberler Servisi Hindistan’ın Madya Pradeş eyaletinde bir Hindu tapınağı dışındaki köprüde yaşanan izdiham 91 kişinin ölümüne yol açtı. Yetkililer, köprüden düşüp boğularak ölenler de olduğunu, yaralı sayısınınsa 100’ü geçtiğini duyurdular. Polis yetkilileri, köprüye bir traktörün çarptığını bunun üzerine yaylanan köprünün çökebileceği söylentisinin izdihama neden olduğunu da söylediler. Bazı kaynaklarsa izdiham çıktığında köprünün üzerinde 20 bin kişi bulunduğunu, köprüden Sindh Nehri’ne düşüp bulunamayan çok sayıda kişi olduğunu bildirdiler. Görgü tanıklarına göre, panik içindeki kalabalığa “lathi” adı verilen odundan yapılma coplarla müdahale eden polisin tutumu durumu kötüleştirdi ve polisten kaçmak için köprüden atlayanlar oldu. Ancak yetkililer, Hindu festivali nedeniyle polisin aldığı önlemlerin normal olduğunu savundular. Kurtarma çalışmaları sürerken öfke içindeki halkın polisi taşladığı da gelen haberler arasında. Eyalet Başbakanı Şivraj Singh Çuhan, Ratangarh tapınağı yakınındaki olayda ölenlerin yakınlarına 250 dolar, yaralananların yakınlarına da 90 dolar tazminat ödeneceğini açıkladı. Tapınak, 500 bin Hintli hacı tarafından ziyaret ediliyor. Hindistan’da dini festivallerde sık sık izdihamlar yaşanıyor. Geçen şubatta festivalden dönen 36 kişi Ganj Nehri yakınlarında hayatını kaybetmişti. Ocak 2011’de de 120 kişi ölmüştü. 90 Yıllık CUMHURİYETİMİZ’in Kirli hesaplar, akıl almaz senaryolarla ortadan kaldırılmasına ve giderek kulun değil, insanın, bireyin en doğal hakkı olan haber alma Haluk Tamdoğan (19569 Ekim 1978) Ekrem Ekşi (195514 Ekim 1980) özgürlüğünün yok edilmesine karşı çıkarak bu gerçeği AİHM’de belgelendirmeniz, CUMHURİYET okurlarını onurlandırmış ve çok mutlu etmiştir. Umarız tüm özgür ve bağımsız basın kuruluşlarımız da bu savaşıma aynı bilinç ve coşku ile katılacaklardır. Saygılarımızla Öpüşmeye davayı öpüşerek kınadılar Fas’ta öpüştükleri bir fotoğrafı Facebook hesabından paylaştıkları için haklarında dava açılan bir çifti desteklemek üzere toplanan yaklaşık 50 kişi parlamento binası önünde “öpüşme” eylemi yaptı. Yerli ve yabancı medyanın ilgi gösterdiği sakin geçen “kissin” eyleminde 10 kadar çift birbirini öperek, 3 gün gözaltında tutulan genç çifte destek verdi. Tutuklanmaları sosyal medyada büyük etki yaratınca serbest bırakılan genç çift de destek eylemine katıldı. Protestoya karşı çıkan bir grup ise çiftlere sandalye atarak eylemcileri dağıtmak istese de eylem tamamlandıktan sonra olaysız dağıldı. İTÜ Taşkışla’dan çıkıp her gün içinden geçtikleri, duvarlarına afiş yapıştırdıkları, yazı yazdıkları, mitinglerde haykırdıkları O PARK, “GEZİ PARKI”, o yapıştırdıkları afişleri okudu, o yazılan sloganları attı günlerce... Dile geldi sanki o günler, hem de fazlasıyla... Yeni sloganlarla, yeni özlemlerle, yeni insanlarla... İTÜ’lü Arkadaşları CUMHURİYET okurları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle