Katalog

5 OCAK 2013 CUMARTESİ SAĞLIK CUMHURİYET SAYFA 9 Konserveyle tuz düşman ? İstanbul Haber Servisi Karnın üst orta kesiminde ağrı, halsizlik, iştahsızlık ve özellikle geceleri gelen mide şikâyetleri mide kanserinin habercisi olabilir. Memorial Hizmet Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ömer Necip Aytuğ, erken dönemde teşhis ve tedavisi büyük önem taşıyan mide hastalıklarının, dikkat edilmediği takdirde kansere yol açabileceğini söyledi. Aytuğ sigaranın ülsere neden olduğu, aşırı tuz ve konserve yiyeceklerin mideye zarar verdiğine dikkat çekti. Kitap Korkusu Sınır kişilik bozukluğuna Bu devirde edebiyat öğretmeni olmak da zor. Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar”ında bile müstehcenlik bulanlar varken, “Şeker Portakalı” gibi bir romanı yasaklamaya kalkanlar varken insanın içinden öğretmenlik yapmak gelmez. Konuyla ilgili bir televizyon kanalı arayınca, haberi ilk duyduğum an, “Hangi bölümü müstehcen bulmuşlar, insanları mı fareleri mi?” diye sordum. Hangi kitabın kime göre tehlikeli, bize uygun mu değil mi diye araştırmasına giriştiniz mi iş gelir “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”e kadar uzanır. Öyle ya, 7 cüceyle küçücük kızın ne işi var? Sansür kafası, tiyatroyu sevmez, baleyi sevmez, heykeli, resmi sevmez ama kitap dedin mi iyice delirir. Nâzım Hikmet’in “Kurtuluş Savaşı Destanı”ndan tutun da Aziz Nesin’in kitaplarına kadar yasaklı kitaplar listesi hâlâ devam ediyor Türkiye’de... Bu yakınlarda emniyet bunları güncelleyecek mi, yoksa yasak kalkacak mı bu tartışılıyor. Hâlâ günümüzde evler basıldığında silahların yanında kitaplar da “yasadışı faaliyetin delilleri” olarak sergileniyor. ??? Çocuklar artık beş yaşında internette geziyor, bilgisayarları bizden iyi kullanıyor. Ama gel gör ki “kitap korkusu” ülkemiz belleğinden bir türlü silinemez. Toplu tecavüzler, çocuk yaşta yaşlı adamlarla zorla evlendirilen kızlar, aile içi ilişkiler türünden her tür rezillik her gün haber olur ama kitapta yazılınca kıyamet kopar. Devletin genelev işlettiği memlekette fahişeleri yazınca müstehcen olur. Edebiyat öğretmeni olmak zor, yazar olmak daha da zor. Çünkü kimi yazarlar bile çıkıp ötekileri ihbar ediyor. Ahlaksızlıkla suçluyor. Hayyam da girer işin içine, Yunus Emre de, Nedim de... ??? Bu kitap korkusu bizim genlerimize yerleşmiş bir kere. Dünya üzerinde kitap yasaklayarak, yakarak, toplatarak, yazarları hapse tıkarak devam eden bir düzen var mı diye sormak lazım... Ne oldu bunları yapan rejimlere? İster faşist, ister komünist hepsi çökmedi mi? Demek düzeni kitap okuyanlar çökertmiyormuş. Ya da sadece düzenin istediğini okuyanlar o düzeni koruyamıyormuş. Kalp pilini izliyor ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektör Yardımcısı ve İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kamil Adalet, Türkiye’de 100 binin üzerinde kalp pili taşıyan insan olduğunu belirterek “Kalp pilinin bir ömrü var, 710 yıl olabilir. Bunu belirlemek için rutin kontrolleri yapmak gerekiyor. Kalp pilleri beklenmedik şekilde bozulabilir, bu durum hayati tehlike yaratır. Kalp pili taşıyan kişileri hastaneye gitmelerine gerek kalmadan uzaktan takip eden sistem 2 hafta içinde Türkiye’de kullanılacak” dedi. dikkat İstanbul Haber Servisi Duygu durumunuzda anlık değişiklikler yaşıyor, neşeli ve mutluyken bir anda sinirleniyor, duygularınızı dengelemede zorluk yaşıyor ve boşluk hissiyle şüpheci ve aşırı kaygılı davranıyorsanız “sınır kişilik bozukluğu hastalığıyla (borderline)” karşı karşıya olabilirsiniz. Uzmanlar, bu hastaların mutlaka tedavi olması gerektiğini belirterek “Sınır kişilik bozukluğu olanlarda terk edilmek en büyük korkulardır. Bu nedenle terk edilmemek için elinden geleni yaparlar” diyorlar. Üsküdar Üniversitesi Feneryolu Polikliniği’nden Uzman Psikolog Zehra Erol, duygularda iniş çıkışlar, kaygı, öfke kontrol zorlukları, terk edilme korkusu, intihar davranışlarının hastalığın belirtileri arasında geldiğini söyledi. Erol özetle şunları söyledi: “Reddedilmek çok ciddi rahatsızlık verir. İlişkilere çok önem verirler, sıklıkla da ilişki problemi yaşarlar. Yaşadıkları olayların sorumlusu olarak çevrelerindeki kişileri suçlarlar. Bu rahatsızlığın tedavisinde terapi çok önemlidir.” Sınırda yaşıyorlar Uyanık olun İstanbul Haber Servisi Cinsel işlev bozukluklarından depresyona, trafik kazasından iş kazasına, hipertansiyondan çarpıntıya kadar birçok şikâyetin temelini “uyku bozuklukları” oluşturuyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar ise horlamanın ve beraberinde uyku apnesinin çiftlerin cinsel hayatı ile aile ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor. Hekimler, “Uyku hastalıkları günlük aktivitenizi ve sosyal yaşantınızı bozmasının yanı sıra çok daha ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilir” diyor. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bahadır Baykal, özellikle birçok insanda görülen horlamayı basit bir semptom olarak kabul etmenin çok doğru olmadığını, şiddetli horlamanın, uyku apnesi (uykuda solunumun durması) sendromunun en sık görülen belirtilerinden biri olduğunu vurguladı. Uyku apnesi sendromunda sabahları yorgun uyanma, ağız kuruluğu, baş ağrısı, gündüz aşırı uyku hali, kilo vermede güçlük çekme, depresyon, unutkanlık, dikkat eksikliği, kolay sinirlenme, iş veriminde azalma ve cinsel isteksizlik ile erektil disfonksiyon gibi sorunların görülebildiğini anımsatan Baykal, uzun dönemde ise yüksek tansiyon, kalp krizi, kalp yetmezliği, kalpte ritim bozuklukları, felç ve ani ölüm riskini arttırdığına dikkat çekti. Baykal, “Cinsel fonksiyon bozukluğu yaşayan hastaların nedeni araştırılırken mutlaka uyku apnesi ve horlama ile ilgili muayene yapılmalı” dedi. Sağlıkta Napolyon Tabipler Birliği: Kamuözel ortaklığı modeliyle devlet sağlık hizmetlerinden çekilecek, yurttaşın cebinden çıkan para artacak. SİBEL BAHÇETEPE devri ? Kamuözel ortaklığı yasasıyla Uluslararası Tahkim devreye gireceğini kaydeden Özdemir Aktan, özetle şunları söyledi: “Yani insanlar Türkiye’ye gelecek, yatırım yapacak, bunu da riske atmak istemeyecekler, fiyatlandırmayı da ben yaparım diyecek. SGK’nin ödeme kapsamı da ister istemez daralacak. Örneğin Ankara Numune, Zekai Tahir Burak, Sami Ulus hastaneleri boşaltılacak, şehrin dışında Etlik ve Bilkent’teki şehir hastanelerine taşınacak. Yasayla hastanenin otoparkını, yemekhanesini, korumasını, temizliğini de o şirkete veriyor. Üstelik boşalttığı yeri ‘siz burayı alın, ne isterseniz yapın’ dedi. TTB’nin açtığı dava sonucu Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Tek bir amaç var, Türkiye’ye yabancı sermaye girişini sağlamak. 2549 yıllık anlaşmalar yapmak tam kapitülasyondur. İnsanları en fazla cezbedenlerden biri İstanbul’daki hastanelerin yerleri. Örneğin Şişli Etfal Hastanesi Şişli’nin, Taksim İlkyardım Hastanesi Taksim’in göbeğinde. Haydarpaşa Numune Hastanesi Haydarpaşa Port projesi içinde düşünülen yerler arasında. Buralar İstanbul’un en kıymetli yerleri arasında geliyor. Ayrıca şehrin göbeğindeki hastaneleri şehrin dışına taşımak da mümkün değil, ulaşım sorunu yaşanabilir. Haydarpaşa, Şişli Etfal gibi hastaneler tarihi hastanelerdir. Bunların olduğu yerde korunması gerekli. Yasa çıkarsa hepsi yok olacak.” Meclis’te görüşmeleri süren “Kamuözel ortaklığı” modeli ile Türkiye’de devlet hastanesi modelinin ortadan kalkacağı, özellikle yabancı sermayenin hastane yatırımları yapacağı, devletin tamamen sağlık hizmetlerinden çekileceği, sağlığın tamamen paralı hale geleceği belirtiliyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, tasarının yasalaşması ile şehir hastanelerinin kurulmasına başlanacağını, yurttaşın birçok sağlık hizmetinin bedelini cebinden karşılayacağını belirterek “Türkiye’ye yabancı sermaye girişi bununla başlamış olacak. Kamu hastaneleri yabancı sermaye gruplarına 2549 yıllık anlaşmalarla kiralanacak. Bu tam bir kapitülasyondur” dedi. Prof. Özdemir Aktan, ülkemizde sağlık harcalamalarının giderek arttığını, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) sağlık hizmetlerinin yüzde 50’sini sağladığını, kamu özel ortaklığı ile birçok ödemeden çekileceğini, sağlığın da tamamen özelleşeceğini vurguladı. AKP iktidarlığı ile ilaca ve doktora ulaşımın kolaylaştığı, hastaların bir torba tetkik ile hastanelerde dolaştığını ancak hastalara teşhis koyacak sorumlu hekimlerin bulunamadığını anlatan Aktan, söz konusu modelle yurttaşların sorunlarının katlanacağını anlattı. Sağlık Bakanlığı’nın yeni sistem ile sağlıktan tamamen çekileceğini ifade eden Aktan, “Yasa tasarısında bir şirket gelecek, o hastaneyi yapacak, işletecek, devlet de buna karşılık bir kira ödeyecek. Bu hastanenin ek sağlık hizmetleri, yemeği, güvenliği, temizliği, kafeteryaları da ihaleye verilecek şirkette olacak. Bu da yetmezmiş gibi hastanelerin boşalttığı yerler de bu şirketlere verilecek, istenilen bölümler ihaleye çıkarılacak” dedi. Sesim kısık deyip geçmeyin ? İstanbul Haber Servisi Uzun süren ses kısıklığı bazı hastalıkların habercisi olabilir. Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Cem Erdurak, gırtlağın solunum, konuşma ve yutma fonksiyonlarının her üçünü de bulunduran önemli bir organ olduğunu, bu nedenle bu organlardaki en ufak bir rahatsızlıktaki ilk bulgunun ses kısıklığı olabileceğini söyledi. Erdurak, “Uzun süredir devam eden bir ses kısıklığınız varsa mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmalı” dedi. Konumları cezbediyor ‘Erken’de göze dikkat ? İstanbul Haber Servisi Türkiye’de her yıl doğan yaklaşık 1.3 milyon bebekten en az 130 bini düşük doğum ağırlıklı dünyaya geliyor, bu bebeklerin 3’te 2’si “prematüre” olarak tanımlanıyor. Birinci Göz Hastanesi’nden Doç. Dr. Yaprak Banu Ünver, erken doğan bebeklerde görülen en önemli göz probleminin “Prematüre Retinopatisi ( ROP)” olduğunu belirterek “Körlükle sonuçlanabilen, oksijenizasyon bozukluğuyla giden bir hastalık, erken tanısı ve tedavisi çok önemli” dedi. GAZİOSMANPAŞA 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ MAL AÇIK ARTIRMA İLANI Satılmasına Karar verilen Taşınmazın Cinsi ve Özellikleri. TAPU KAYDI: İstanbul ili,Sultangazi ilçesi, Gazi Mahallesi, Çavuşbaşı Mevkii, l100 Ada, 8 Parsel, 220,00 m2, arsa nitelikli ana taşınmaz, 2. kat, 6 No’lu bağımsız bölüm, 28/220 arsa paylı, daire nitelikli, 14/07/2008 tarihli yönetim planı şerhli taşınmaz. NİTELİKLERİ: İstanbul ili, Sultangazi ilçesi, Gazi Mahallesi, Çavuşbaşı Mevkii, 1100 Ada, 8 parsel, 220,00 m2, arsa nitelikli ana taşınmaz, 2. kat, 6 No lu bağımsız bölüm, 28/220 arsa paylı, daire nitelikli, 14/07/2008 tarihli yönetim planı şerhli taşınmaz. İstanbul ili, Sultangazi ilçesi, Yunus Emre Mahallesi, 1388/1 Sokak No: 29 mevkiinde bodrum kat+zemin kat+3 normal kattan ibaret 5 katlı bir apartmandır. Apartmanın dış cephesi sıvalı, boyasız vaziyettedir. Apartmanın dış kapısı demir olup, giriş sahanlığı ve kat sahanlıkları ile merdiven basamakları mermer kaplıdır. Her katta 4 daire mevcuttur. Apartman 4 yıllıktır. Borçlunun maliki bilindiği 2. kat 6 nolu dairenin sadece iç bölümlerin tuğla duvarları örülmüş olup, kaba inşaat halindedir. Sadece dış pencereler PVC ve ısıcamlı olarak takılmıştır. Satışa konu taşınmazın konum itibarı ile alt ve üst yapısı tamamlanmış her türlü belediye ve sosyal imkânlardan istifade edecek konumda civarın talep gören Konut alanında kalmaktadır. İMAR DURUMU: Sultangazi Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 04.04.2012 tarih ve M.34.6.SGA.0.13306009/3099182668 sayılı yazılarında; Bahis konusu parsel, 30.12.2011 T.T.li 1/1000 ölçekli Sultangazi Uygulama İmar Planında ikiz nizam 4 katlı (H= 12,50 m) konut alanında kalmaktadır. KIYMETİ: 70.000,00 TL Birinci Satış günü: 19.02.2013 11.0011.10 Saatleri arasında İkinci Satış günü: 01.03.2013 11.0011.10 Saatleri arasında Gaziosmanpaşa 3. İcra Müdürlüğü Adresinde Açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en DOSYA NO: 2012/501 Tal. çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla Yukarıda yazılı yer ve saatler arasında ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2) Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit veya bu miktar kadar bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Satıştan mütevellit binde 4.5 ihale damga resmi, KDV ile 1/2 tapu harç ve masrafları alıcıya, 100,00 YTL için Yüzde 0,02 aşan kısım için Yüzde 0,01 Tellaliye resmi satıcı(borçluya) ait olacaktır. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaklardır. 4)İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5)Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6)Satışa iştirak edenlerin Şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İc.İfl.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Yönetmelik Örnek No: 27 Adlarına tebligat yapılamayan ilgililere gazete ilanı tebligat yerine geçerlidir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 544)