19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2013 CUMA 6 HABERLER CASUSLUKLA SUÇLANAN SUBAYLARDAN MEKTUP Oramiral Nusret Güner’in istifası, TSK’nin terfi sistemini kilitledi Deniz de ‘bitti’ operasyonu’ OZAN YAYMAN BARKIN ŞIK ‘Askeri tasfiye lanmaktadır” görüşlerine yer verildi. Halkın gözünde vatan haini olarak gösterilmek istendiklerine vurgu yapan subaylar, “Operasyonla mukaddes peygamber ocağında hizmet etmeyi kendilerine onur sayan, kalpleri vatan sevgisiyle dolu, canlarını bu uğurda seve seve feda etmeye ant içmiş vatan evlatlarının, tasfiye edilmesi amaçlanmaktadır” denildi. Herkes tarafından oluşturulabilecek dijital dosyalara, adlarının, soyadlarının, TC kimlik numaralarının yazıldığına ve devletin gizli belgelerini temin ederek suç örgütüne üye olmakla suçlandıklarına vurgu yapan subaylar, mektuplarında şu görüşlere yer verdiler: “İsnat edilen suçlamalar, tamamen asılsız ve uydurma dijital bir senaryoya dayanmaktadır. ” Kendilerini “askeri tasfiye davası mağdurları” olarak adlandıran subaylar, “Bizi suçlu gösteren hiçbir somut delil yok. Buna karşın, anlaşılmaz bir şekilde 8 aydır suçlu gibi ceza çektiriliyoruz” dediler. ANKARA Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’in istifasıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda, tek oramiral olarak Kuvvet Komutanı Emin Bilgel kaldı. Aynı durum Hava Kuvvetleri Komutanlığı için de geçerli. İki kuvvet için de ağustos ayı şurasında ya mevcut komutanların görev süresi 1’er yıl uzatılacak ya da korgeneral/koramirallikten bir üst rütbeye yükselecek isim doğrudan kuvvet komutanlığına atanacak. Korgenerallikten orgeneralliğe terfi ederek doğrudan Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın başına geçen Orgeneral Mehmet Erten döneminde ise Uludere’de 34 yurttaşın yaşamını yitirdiği bombardıman ve Suriye tarafından RF4 uçağının düşürülmesi olayları yaşandı. 30 Ağustos’ta Deniz Kuvvetleri Komutanı olması beklenen Güner’in istifasının ardından, önümüzdeki Yüksek Askeri Şura toplantısında, koramiral rütbesinden oramiral rütbesine yükselebilecek tek isim kaldı. Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Bülent Bostanoğlu, önümüzdeki ağustos ayında ya oramiral rütbesine yükselmesinin ardından doğrudan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na atanacak ya da Bilgel’in görev süresi bir yıl uzatılacak. Bilgel’in görev süresinin uzatılması durumunda, Bostanoğlu, 1 yıl oramiral rütbesiyle Donanma Komutanlığı yaptıktan sonra, Deniz Kuvvetleri’nin başına geçecek. Ancak TSK kulislerinde, Bostanoğlu’nun da “Balyoz” ve “casusluk” davaları gibi yargılama süreçlerinden rahatsız olduğu ve istifa edebileceği dile getiriliyor. Bu durumda, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, “koramirallik” seviyesine düşecek. Bostanoğ GÜNER’İN KIZI İDDİANAMEDE ÇIKTI İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen askeri casusluk iddianamesinde, istifa eden Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner ve kızı A’nın da suç örgütünün mağduru olduğu öne sürülüyor. İddianamede, örgütün Oramiral Güner ve kızını da hedef seçtiği, bunun için A.G’nin odasına gizli kamera yerleştirdiği öne sürülüyor. “Sunay” adlı gizli belgedeki 6 Eylül 2010 tarihli kayıtta, “Nusret Paşa’nın kızı konusunda çok hassas olduğunu unutmayın”, 12 Ocak 2011 tarihli kayıtta “Mustafa Koç astsubay, Nusret Paşa’nın lojmanına girdiği anlardan birinde A’nın odasına gönderdiğiniz kamerayı yerleştirmiş. Çok iyi oldu diyor dediğiniz süre kaldıktan sonra alacak” ve 4 Nisan 2011 tarihli kayıtta da “Mustafa Koç, A.G’nin odasına yerleştirdiği kamerayı almış. Kullanılabilecek iyi görüntüler var. Ekte gönderiyorum” notları yer alıyor. Sürpriz zirve! ürosu) ANKARA (Cumhuriyet B Gül, h l a l u Cumhurbaşkanı Abd e Gev n a ğ o d r E p i y a y T Başbakan l a r e n e r g nelkurmay Başkanı O i z r p r s ü r i b n ü d l e l i e Necdet Öz i. Gül, Çand i r t ş l e k e r ç e g e m ş ü r ö g zel ile kaya Köşkü’ne gelen Ö nce bir süö n e d e l m e g n a a k b ş a B doğan’ın re baş başa görüştü. Er lmesiyle e g saat 16.45’te Köşk’e ildi. ç e g e y e m ş r ü de üçlü gö lu ile birlikte terfi sırasında bulunan Koramiral Can Erenoğlu ise Balyoz davası kapsamında tutuklu bulunduğu için bu şansını yitirdi. Havada da durum farksız Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda da benzer gelişmeler yaşanıyor. Orgeneral Mehmet Erten’in görev süresinin 1 yıl uzatılmaması durumunda, Korgeneral Abidin Ünal’ın, orgeneralliğe terfi ederek, kuvvetin başına geçmesi bekleniyor. Hava Kuvvetleri’nde terfi edebilecek diğer isim ise Korgeneral Akın Öztürk. Ünal ve Öztürk ile birlikte terfi sırasında bulunan Korgeneral Rıdvan Ulugüler de Balyoz davası kapsamında tutuklu bulunuyor. Ulugüler’in ağustos ayında emekliye ayrılması bekleniyor. rın perde arkası ise Balyoz davasından tutuklu bulunan Tümamiral Semih Çetin tarafından kaleme alınan ve kısa süre önce yayımlanan “Bir İhanetin Öyküsü” adlı kitapta yer aldı. Kitaba göre, Güner, Ağustos 2011’de Donanma Komutanı olduktan sonra Hasdal Cezaevi’ni ziyarete gitti ve Çetin’i ziyaret etti. Çetin, o görüşmede Güner’e, “Komutanım, yardımcınız, filo komutanlarınız, üs komutanlarınız tutuklu. Bu şartlar altında yaptığınız Donanma Komutanlığı görevinden zevk almanız, bu görevi gerektiği gibi yapmanız mümkün değil” dedi. Güner, “Aynen öyle. Hislerime tercüman oldun” yanıtını verdi. Savcıya kravat iddiası İstifaların perde arkası Donanma Komutanı Oramiral Güner’in istifasıyla sonuçlanan olayla Çetin, Donanma’ya yapılan baskın sonrasında Oramiral Bilgel ile savcılar arasında yaşananları ise kitabında şu şekilde kaleme aldı: “Tutanaklar imzalandı. Saat ne redeyse gecenin 2’si olmuştu. Üs Komutanı’na savcılarla birlikte Komutanın makamına geçmelerini, benim de birazdan geleceğimi söyledim. Durumu Ankara’ya rapor edecektim. Konuşmamı bitirip dışarı çıktığımda Genel Sekreteri Donanma Komutanlığı amblemli hediye torbalarından biriyle görünce şaşırdım: Hayrola, nedir bunlar? Kravat komutanım. Donanma Komutanı savcılara hediye edecek. Bir yanlışlık olmasın? Emir subayı şimdi telefonla söyledi. Komutan emretmiş... Adeta nutkum tutulmuştu. Kimliği belirsiz bir ihbar mektubu ile gecenin bir yarısı Donanma Karargâhı’nı yerle bir eden savcılara, bugünün anısına denizci motifi taşıyan kravat hediye edecektik. Yapacak bir şey yoktu. Savcılar Komutan’ın odasındaydı. Tartışmanın bir olanağı yoktu. Donanma Komutanı ‘Sizi biraz üzdük bu akşam’ diyerek gülümseyen savcıya, ‘Gerçekten çok üzüldüm’ diyerek hediyesini takdim ederken sinirden ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.” İZMİR Askeri casusluk yaptıkları savıyla tutuklanan ve halen cezaevinde bulunan muvazzaf subaylardan bir bölümü, bir mektup kaleme alarak yaşadıkları sürece dikkat çekti. Operasyonun, askeri tasfiye süreci olduğuna vurgu yapılan mektupta, “8 aydır suçlu gibi ceza çekiyoruz. Yürekleri yaralayan bu durumu, adil bir yargı sisteminin içine sindirebilmesi mümkün olamaz” denildi. İzmir’de tutuklu bulunan muvazzaf subaylar, Avukat Murat Ergün aracılığıyla kamuoyuna bir mektup yazdı. “Bizler, bir ülkede evrensel hukuk ilkelerine uyulmadığında, insanların başına neler gelebileceğini bizzat yaşayarak gören, İzmir Şirinyer’de özgürlüğü elinden alınmış Türk Silahlı Kuvvetleri personeliyiz” denilen mektupta, “Daha önce çeşitli adlarla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı uygulanmış olan dijital komploların bir benzeri, belki de en kapsamlısı şu an bizlere karşı uygu BAZI TUTUKLULARIN ADRESİNDE DELİL BİLE BULUNAMADI Tamamına yakını dijital delil OZAN YAYMAN İZMİR İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen askeri casusluk soruşturmasının ardından hazırlanan iddianamede, elde edilen delillerin tamamına yakınının dijital içerikli olması dikkati çekti. Tutuklu askerlerin bazılarında ise delil bile bulunamadığı belirtildi. İzmir Emniyet Müdürlüğü Ahlak Bürosu’nun başlattığı operasyon, süreç içerisinde İzmir Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından devralındı. Çoğunluğu subay olan askeri personelin, bazı kadınlarla para ya da çıkar karşılığı ilişkiye girdikleri, gizlice çekilen görüntülerin internete verilmemesi karşılığında askeri gizli belgeleri aktardıkları savlanıyor. Eskort kızların subayları tek tek fişlediği, özelliklerine göre sınıflara ayırdığı, aile durumları, cinsel eğilimleri, gelir durumları ve zafiyetlerini listeledikleri de iddianamede yer aldı. Savcılık tarafından mahkemeye sunulan ve İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede dikkat çeken bir başka unsur da, askeri casusluk yaptıları savunulan sanıkların adreslerinde yapılan incelemelerde ele geçirilen deliller. Bu deliller bilgisayar, DC, harici harddisk, flash bellek, cep telefonu, ara kablo, harita metot defteri sayfası, sim kart, cep telefonu bataryası, müzikçalar, otel isimlerinin yazılı olduğu saman kâğıttan oluştu. 310 sanığın adresinde yapılan incelemeler sonucu bu ve benzeri nitelikteki materyaller delil olarak yansıtılırken, bazı sanıkların adresinde yapılan incelemelerde, bu metaryallerin bulunmadığına vurgu yapılarak “Adı geçen sanığın adresinde suç unsuruna rastlanmamıştır” denildi. ÇHD İstanbul Şube Başkanı Tanay F Tipi’nden meslektaşlarına mektupla teşekkür etti Dayanışma mesajı İstanbul Haber Servisi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı, Halkın Hukuk Bürosu avukatı Taylan Tanay, tutuklu bulunduğu Kocaeli F Tipi Cezaevi’nden ÇHD’li meslektaşlarına mektup gönderdi. Tanay, “Derneğimize, devrimci avukatlık pratiğimize yönelik terörün, mücadelemizi bırakın bitirmeyi, bir milim dahi geriye götürmeyeceğini bugünden, dosta düşmana gösterdiniz” dedi. Tanay, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal’a gönderdiği mektupta ise “Bize, avukatlık mesleğine yönelik terör karşısında bir kez daha diz çökmediniz” ifadelerini kullandı. ÇHD’li avukatlar ise dün “Tehlikedeki Avukatlar Günü”nde bir araya gelerek tutuklu avukatların serbest bırakılmasını istediler. İzmir Barosu’na üye avukatlar da İstanbul’da meslektaşlarına yönelik baskı ve tutuklamaları, İzmir Adliyesi’nde yaptıkları eylemle protesto etti. Tanay, cezaevinden faksla gönderdiği mektubunda, “Mücadelemizden, sizlerin yoldaşı olmaktan gurur duyduk. Son yaşadıklarımız bu gururu büyüttü. İşkence ve saldırılara bedenlerinizle barikat olmaktan çekinmediniz” dedi. Her türlü bedeli ödemeye hazır olduklarını vurgulayan Tanay, şöyle devam etti: “Yüzlerinize asla acı asılmasın. Müvekkilleri tereddütsüz darağacına yürümüş, sokakta, dağda, gözaltında, zindanda halkı için ölümü kucaklayanların, her türlü bedeli ödeyenlerin avukatları olarak, onlara layık olacağız. Yaptığımız her şeyden onur duyuyoruz. Bugün mücadele nöbeti sizdedir. Sizleri dışarda yalnız bıraktığımız için üzgünüz”. Kocasakal’a mektup Tanay önceki gün de İstanbul Baro Başkanı Kocasakal’a mektup gönderdi. Tanay, mektubunda “Tutuklanmamızla sonuçlanan haksız saldırıya karşı gösterdiğiniz dayanışma nedeniyle şahsım ve ÇHD adına teşekkür ederim. Bize, avukatlık mesleğine yönelik terör karşısında bir kez daha diz çökmediniz. Tüm demogoji ve çarpıtmalara karşın koşulsuz bizi, bizim şahsımızda avukatlık mesleğini savundunuz. Sizi uykusuz bıraktığımız, yorduğumuz için üzgünüz. Elbette gayret ve yorgunluğunuz boşa çıkmayacaktır. Mesleğimizin onuru, halkımızın geleceği için bu bedeli ödemekten pişman değiliz. Bize suç olarak yöneltilen pratiğimizden onur duyuyoruz. Sizi, sizin şahsınızda hiçbir meslektaşımızı utandırmayacak, faşizmin önünde diz çökmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Fotoğraf: UĞUR DEMİR ÇHD, Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyeleri İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Ankara’da yargılanan İnsan HakAvukatlara hapis ları Derneği (İHD) üyesi 4 avukat, ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl 3 ay ile 7.6 yıl arası değişen hapis cezalarına çarptırıldı. İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan, karara “Kimsenin hukuk güvenliği kalmamıştır. Artık totaliter bir rejim ve polis devleti vardır” diye tepki gösterdi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına göre eski İHD Ankara Şube Başkanı avukat Filiz Kalaycı, terör örgütü üyesi olmak suçundan 7.5 yıl, diğer sanıklar İHD Ankara Şube Başkanı Halil İbrahim Vargün, İHD MYK Üyesi Hasan Anlar ve Murat Vargün de yine aynı suçdan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tehlikedeki avukatlar ÇHD, Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyeleri de Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde bir araya gelerek açıklama yaptı. Avukat Gülvin Aydın, Avrupalı avukatların, “Tehlikedeki Avukatlar Günü”nü, İspanya’ya ve tutuklanan 9 avukat için bir kez daha Türkiye’ye ithaf ettiğini belirtti. Aydın, “Bugün ETA militanlarını savundukları için tutklanan İspanyol avukatlara ithaf edilmişti. ÇHD tutuklamaları nedeniyle, Avrupa’daki protestoların gündemine Türkiye de eklenmiş oldu” dedi. AKP önünde eylem Halk Cephesi üyeleri, Halkın Hukuk Bürosu, ÇHD ve İdil Kültür Merkezi’ne yapılan operasyonları dün Mecidiyeköy’deki AKP Şişli İlçe Binası önünde protesto ederek tutuklanan 55 kişinin serbest bırakılmasını istedi. Halk Cepheliler, AKP ilçe binası önünde “AKP iktidarı, baskı ve gözaltılarla milyonları örgütlememizi engelleyemeyecek” yazılı pankartlar taşıdı. Burada grup adına yapılan açıklamayı okuyan Figen Şen, “AKP iktidarı halkın avukatlarına, sanatçılarına, gazetecilerine, tutsak ailelerine ve mahalle derneklerine saldırıyor. Bu saldırıların nedeni AKP’nin adalet isteyen avukat, sanat bir cephe diyen sanatçılardan korkmalarıdır” dedi. Kitle, Grup Yorum’un verdiği mini konserin ardından dağıldı. (ALİ AÇAR) İstanbul Haber Servisi İdil Kültür Merkezi’nden yapılan açıklamadaysa el konulan albüm çalışmasına ilişkin Kültür Bakanlığı yetkililerinin arayarak bilgi istediğini ve incelemede bulunacaklarını söyledikleri bildirildi. Grup Yorum tarafından yapılan açıklamada, “Polis baskını sırasında yaşananları ve stüdyomuza, aletlerimize verilen zararı, etrafta yaratılan tahribatı anlattık. Bakanlık yetkilileri de meseleyle ilgileneceklerini söylediler” denildi. Bakanlık devrede
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle