19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2013 CUMA [email protected] 10 EKONOMİ IMF: Ekonomik iyileşme zayıfladı Babacan: Vergi artışı olmayacak Ekonomi Servisi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gelir vergisi reformu kapsamında yapılan çalışmalarda ciddi yanlış anlaşılmalar olduğunu, vergi oranlarını artırma planları olmadığını belirterek “Bu düzenleme, vergi kaçıranların üzerine gidebilmeyle ilgili bir tedbir. Geliri yüksek olup bunu vergiye yansıtmayanların peşine gideceğiz. Dürüstçe vergisini ödeyen vatandaşların üzerine ilave bir yük söz konusu değil” dedi. Davos’ta CNBCe’nin sorularını yanıtlayan Babacan, özelleştirme çalışmalarına ilişkin ilk adımları atılan Vakıfbank ile ilgili takvimin net olmadığını, hisselerin Hazine’ye devrinin birkaç ay sürebileceğini, en son Ziraat Bankası’nı özelleştirmeyi planladıklarını söyledi. Sıcak para girişiyle ilgili konuşan Babacan, “Şu anda uygulanan faiz koridoru çok önemli. Türkiye’yi kısa vadede daha az cazip hale getirip, uzun vadede cazibe yaratıyor. Bu konuda fazla endişe edilmemeli” diye konuştu. Japonya’yı yakından takip ettiklerini söyleyen Babacan “Orada olabilecek problem tüm dünyaya yayılabilir. Henüz kriz bitmiş değil ama Avrupa kaynaklı komple çöküş ihtimali azalmış durumda” dedi. Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, global finansal piyasalarda şu ana kadar risk iştahında görülün büyük artışın, reel ekonomideki gelişmelerin çok önünde gitmekte olduğunu söyledi. Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısının yapıldığı Davos’ta konuşan Lagarde, “Şu anda finansal piyasalarda genel bir iyimserlik trendi görüyorsunuz. Ancak bu, reel ekonomideki rakamları yansıtmıyor” dedi Finans sektörüne yönelik reformlar konusunda işin tamamlanmasının öncelik olması gerek Döviz Kurunun Ekonomik Etkileri Ekonomik hedefler, beklentiler arasında genellikle döviz kuru tahminleri de yer alır. Ekonomik gelişmeler zaman zaman kur dalgalanmasına bağlı olarak açıklanmaya çalışılır; nedenler arasında döviz kuruna sık sık yollama yapılır. Kurun, enflasyon, dış ticaret, firmaların finansal performansı üzerine etkilerini özetlemeye, yinelemeye çalışayım. Yabancı paraların ulusal paraya karşı değer yitirmesi; başka bir deyişle ulusal paranın değer kazanması enflasyon üzerinde olumlu etki yapar. İthal edilen tüketim malları, ara malları göreceli olarak ucuzlar, ithal girdisi kullanan firmaların maliyetlerini olumlu yönde etkiler. Enflasyonu kontrol altında tutmak isteyen, enflasyon hedeflemesi yapan ülkeler, döviz kurunda aşırı yükselmeleri önlemek gereğini duyarlar. Fiyat istikrarı amacı, beraberinde kur dalgalanmalarını sınırlı düzeyde tutmak, enflasyon hedefi ile uyumlu tutarlı kur politikası izlemek gereğini getirir. 2012 yılının son üç ayında fiyat artış hızının yavaşlamasında, 2011 yılının son çeyreğinde aylık fiyat artışının yüksek düzeyde oluşunun yarattığı baz etkisi yanı sıra TL’nin özellikle yılın son aylarında yabancı paralara karşı değer kazanması da etkili olmuştur. TCMB’nin yıl sonu alış kurları baz alındığında TL, ABD Doları’na (USD) karşı 2011 yılı sonuna göre yüzde 6.2 oranında (EURO) Avro’ya karşı da 3.9 düzeyinde değer kazanmıştır. Yine TL’nin döviz sepetine (yüzde 50 USDyüzde 50 Avro) karşı değer kazanması, yıl sonu kurlarına göre yüzde 5’in hafifçe altındadır. Genelde ihracatçılar, yurtdışında yerleşik olanlara hizmet satanlar, düşük döviz kurundan TL’nin değerli oluşundan yakınırlar. Kurun dış pazarlarda talebi sınırladığını, ihracat artışını frenlediğini savunurlar. Bu bağlamda genelleme yapılamaz. Yorum yapabilmek için talep ve arz esnekliklerine, üretim yapısına bakmak gerekir. İhracatçıların dış pazarlarda fiyat indirimi yoluyla ihracat gelirlerini artırmaları, talebin fiyat esnekliğine bağlıdır. Esneklik 1’den yüksekse, fiyat indirimi sonucu satışlar fiyat indirim hızından daha hızlı artıyorsa toplam döviz gelirleri artar. Dış talep esnek değilse, fiyat indirimi yoluyla ihracatçının satış hasılatı kur etkisiyle belki TL olarak artar, ama ülkenin döviz geliri artmaz. Ayrıca dış pazarlarda talep fiyat yoluyla uyarılsa dahi, ülkede talebi karşılayacak üretim, arz esnekliği yoksa, kurun yükselmesi yine de istenen sonucu doğurmaz. İhracat yapan sanayi dalları büyük ölçüde montaj sanayisi, üretim dış girdi ithaline bağlı ise kur değişiminin bu tür sanayi dalları üzerinde etkisi sınırlıdır. Yüksek döviz kuru bir yandan ihracat gelirlerinin TL karşılığını artırırken öte yandan üretim maliyetini de artırır. Kur yükselmesi sonucu ihracatçı firmalar, girdi temininde iç üretime, iç pazara yönelirlerse, iç üretim, ithal girdi ikamesi olursa, ithalat üzerinde azaltıcı bir etki doğurur. Döviz kurunun firmaların gelirleri üzerinde etkisi incelenirken bilanço yapılarını, finansman kaynaklarını da dikkate almak gerekir. Türkiye’de büyük firmaların önemli bir bölümü, bankaların hemen tümü dövizde açık pozisyonda çalışmaktadırlar. Açıkçası döviz yükümlülükleri döviz varlıklarından çok daha fazladır. Böyle bir yapıda açık pozisyonda olanlar, TL’nin değer kazanmasından kazançlı çıkarken, yabancı paranın değer kazanması halinde bir yandan borçlarının TL tutarı artarken, gelir tablosunda da kambiyo zararlarına neden olur. İhracatçı olsalar bile, yabancı parayla borçlu olanlar, denge sağlamamışlarsa, riskten kaçınma önlemleri almamışlarsa, kur yükselmesinden zarara uğramakta, TL’nin değer kazanması ise kur farkı gelirlerini, kambiyo kârlarını artırmaktadır. 2012 yılında ekonominin büyüme hızının belirgin biçimde yavaşlamasına karşın bilançolarda kâr artışları görülürse, bunun nedenini faaliyet etkinliğinden çok kur değişmesi, TL’nin yıl sonu itibarıyla değer kazanmasıyla açıklamak gerekir. Uluslararası Para Fonu hükümetlerin ekonomik büyümeyi teşvik etmeye çalışmalarına rağmen, küresel ekonomik iyileşmenin zayıfladığını açıkladı. tiğini vurgulayan Lagarde, gölge bankacılık ve türevlere sınır ötesi çözüm ve uygun denetimgözetime ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi. Öte yandan IMF son yayımladığı raporda dünya ekonomisi için aşağı yönlü risklerin devam ettiğini ifade ederek “gelişmiş ülke ekonomilerinde toparlanma hâlâ zayıf” vurgusu yaptı. IMF, Avro bölgesinde ekonominin bu yıl yüzde 0.1 oranında küçülmesini bekliyor. Oysa bundan sadece 3 ay önce, IMF yüzde 0.2 oranında büyüme sağlanacağı tahmininde bulunmuştu. Küresel durgunluk riski güçleniyor Ekonomi Servisi Kriz kâhini Nouriel Roubini, Davos’ta yaptığı konuşmada küresel ekonominin halen beş büyük riskle karşı karşıya olduğunu belirterek bu risklerden herhangi birinin tek başına ekonomik durgunluk için yeterli olacağını söyledi. Küresel ekonomide aşağı yönlü risklerin yeniden güç kazandığını ifade eden Roubini, bu riskleri şöyle sıraladı: ? ABD’de borç tavanı sorunu henüz neticelendirilmiş değil. ? Avro bölgesindeki sorunlar çözülmeyecek, özellikle yılın ikinci yarısından sonra yeniden ateşlenecek. ? Çin, ekonomisini yeniden canlandırmaya zorlanıyor, yılın ikinci yarısında bu beklentiler olumsuza dönecek. ? Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in oluşturduğu BRIC ülkelerinin yavaşladığı görülüyor. ? Pakistan ve Ortadoğu’da jeopolitik riskler büyüyor. Avro bölgesi gerileyecek IMF, yayımladığı son raporda, daha önceki büyüme tahminlerine rağmen Avro bölgesinin 2013’te ekonomik gerileme içinde olmaya devam edeceğini kaydetti. IMF, Avro bölgesinde süregiden sorunların küresel ekonomiyi de etkilediğini belirtti ve “Avro bölgesi küresel tahminler açısından büyük bir tehlike yaratmaya devam ediyor. Reformlar aynı hızla sürdürülmezse bu bölgenin tümünde ekonomik durgunluğun uzaması tehlikesi artacak” öngörüsünde bulundu. Bununla birlikte IMF, bu yıl dünya ekonomisinin yüzde 3.5, 2014’teyse yüzde 4.1 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor. Kuş uçurtmuyorlar Dünyanın önde gelen isimlerinin toplandığı zirvede, alınan yoğun güvenlik önlemleri nedeniyle her yıl yapılan protesto gösterilerine rastlanmıyor. En zengin ve en güçlülerin buluştuğu kayak cennetinde güvenlik önlemlerine yaklaşık 6.5 milyon Avro’luk bütçe ayrıldı. Davos kasabasının semaları, Avusturya Hava Kuvvetleri’ne ait Eurofighter uçakları tarafından korunuyor. Binaların çatılarına keskin nişancılar yerleştirildi ve silahlı güvenlik güçleri sokaklarda devriye geziyor. Kredi büyümesi yüzde 15’i aşarsa gereğini yaparız Ekonomi Servisi Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, kredi büyümesi konusunda uyardı. Başçı “Krediler tarafında dikkatli olmamız gerekiyor. Yüzde 15’lik kredi büyümesi yüzde 4’lük büyüme için fazlasıyla yeterli. Kredi büyüme hızında sapma olursa gerekli adımları atarız” dedi. Davos’ta CNBCe televizyonunun yayınına katılan Başçı, iç talep çok güçlü olduğu için büyümede yüzde 4’ün rahatlıkla aşılacağını ifade etti. Başçı, sürdürülebilir bir büyüme için cari açığın GSYİH’ye oranının yüzde 5’in altına çekilmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’de yurtdışı finansman imkânlarının çok bol ve ucuz olduğunu belirten Başçı, “Yapmaya çalıştığımız, bu finansmanı uzun vadeye yönlendirmek, yurtdışından üç yıldan uzun vadeli borçlansınlar, o yüzden daha ziyade kısa vadeli zorunlu karşılıkları artırıyoruz. Türkiye olarak düşük faiz ortamından yararlanın ancak yararlanırken mümkün olduğu kadar borçlanma vadelerini de uzatın diyoruz. Ve aşırıya kaçmamak gerekiyor” dedi. Başçı önümüzdeki aylarda özelikle 1 yıl ve daha uzun vadeli mevduatın payının daha da artmasını beklediklerini söyleyerek buradaki teşviki de giderek kademeli şekilde artırdıklarını, ileride zorunlu karşılık artışı gelirse bunu yine kısa vadelerde yapacaklarını belirtti. Muhtar Kent Güven tarihin en düşük seviyesinde Avrupa zaman kazanma peşinde Ekonomi Servisi Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, ekonomik problem olarak başlayan dünyadaki krizin politik krize döndüğünü söyledi. Dünya Ekonomik Forumu’nda CNBCe’nin sorularını yanıtlayan Şahenk, “ABD sonunda doğru yolu buluyor. Avrupa halen zaman satın almaya çalışıyor. Avrupa’da karar vericiler olayın gerçeğini konuşmaktansa tiyatroya devam ediyorlar. Dünya bu problemin büyüklüğünü anladı. Belli şekilde de karar alınması gerektiğini gördü” dedi. İş dünyasının kendi memleketinin barometresi olduğunu, Türkiye’nin geleceğine inandıklarını dile getiren Şahenk, “Türkiye’nin bölgede güç olacağına inanarak yatırım seferberliğini daha büyük düşünmeye başladık. Yunanistan’da, Hırvatistan’da olsun bölgede toplam 15 bin tekne kapasitesi olan bir büyüklüğe geldik” diye konuştu. Ekonomi Servisi Ekonominin önündeki en büyük sorunun büyüme olduğunu söyleyen CocaCola Company Üst Yöneticisi (CEO) Muhtar Kent’e göre sorulması gereken soru şu: İş dünyası, hükümet, sivil toplum altın üçgene nasıl dönüşür? Dünya Ekonomik Forumu’nun açılışında konuşan Kent “Toplumumuzda güven tarihin en düşük seviyesinde” diyerek “yapmamız gereken, büyüme için cebiri kırmak” ifadelerini kullandı. Büyüme ve istihdam yaratımının küresel ekominin gelişmesinde en önemli anahtar olduğunu anlatan Kent, “Dünya nüfusunun yarısından fazlası 27 yaşın altında. Açık ki bugünü ve geleceği çözmenin yolu yeni neslin fikirlerinden ve enerjisinden geçiyor. Gençlere desteğimiz, büyüme yaratabilecek ve sosyal problemleri çözebilecek yetenek ve liderliğin her yerden gelebileceği inancına dayanıyor” diye konuştu. Ferit Şahin Cimbom ‘Para Ligi’nde ilk 20’yi zorluyor Ekonomi Servisi Deloitte’un ‘Futbol Para Ligi’ raporuna göre Real Madrid, 512 milyon Avro’luk gelirle 500 milyon Avro gelir eşiğini geçen ilk spor kulübü olurken, Türk kulüpleri de ilk 20’de yerini almaya gittikçe yaklaşıyor. Futbol Para Ligi’ndeki 20 büyük kulübün hemen ardından gelen 10 kulüp içinde, Sneijder 107.9 milyon Avro’luk geliriyle Arda Turan ve Emre Belözoğlu’lu İspanyol ekibi Atletico Madrid ve 95.1 milyon Avro’luk geliriyle Galatasaray da yer aldı. Dünyanın en çok gelir elde eden 20 futbol kulübünün toplam gelirleri, 2011/12 sezonunda yüzde 10’luk bir büyümeyle toplamda 4.8 milyar Avro’ya ulaştı. 2012/13 sezonunda ise en büyük 20 futbol kulübünün toplam gelirlerinin 5 milyar Avro’nun üzerine çıkması bekleniyor. Manchester City, ilk Premier Lig şampiyonluğu ve UEFA Şampiyonlar Ligi’nde yer almasının ardından, Futbol Para Ligi’nde 5 sıra yükselerek 7. sıraya oturdu. 2011/12 sezonunda 20 toplam geliri Avrupa futbol pazarının dörtte birini oluşturdu. İngiltere Premier Ligi 7 takım ile, Futbol Para Ligi’ne en çok katkı yapan lig. Bu 7 takımın 5’i ilk 10 içinde yer aldı. MERKEZ BANKASI KURLARI DÖVİZ CİNSİ 1 ABD DOLARI ALIŞ 1.7625 SATIŞ 1.7710 1.8592 25 OCAK 2013 EFEKTİF ALIŞ SATIŞ 1.7613 1.7737 1.8386 1.8704 1ABD Doları: 0.9526 5.5972 0.9304 6.5163 89.58 1.0004 5.5592 3.7502 Avustralya Doları Danimarka Kronu İsviçre Frangı İsveç Kronu Japon Yeni Kanada Doları Norveç Kronu Suudi Arabistan Riyali SERBEST PİYASA ALIŞ SATIŞ ABD Doları 1.7690 1.7720 Avro 2.3630 2.3670 İngiliz Sterlini 2.7800 2.8300 İsviçre Frangı 1.8850 1.9150 24 Ayar Altın 94.90 95.25 Cum. Altını 638.50 641.50 1 AVUSTRALYA DOLARI 1.8471 1 DANİMARKA KRONU 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 0.31486 0.31641 0.31464 0.31714 2.3498 2.7882 1.8913 2.3611 2.8028 1.9035 2.3482 2.3646 2.7862 2.8070 1.8885 1.9064 0.26898 0.27178 0.26879 0.27241 1.7623 6.2051 1.7703 6.2868 1.7558 1.7770 6.1120 6.3811 1 Avro: 1.3332 ABD Doları 1 İng. S: 1.5826 ABD Doları 1 Kuveyt D.: 3.5499 ABD Doları 0.31644 0.31857 0.31622 0.31930 GECELİK FAİZLER 1 Günlük Repo 4.75 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 0.47139 0.47224 0.46785 0.47578 100 JAPON YENİ 1.9640 1.9770 1.9567 1.9845 fonbul.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle