19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2013 CUMA 14 HABERLER Bu anılarımı okuyanlar, o dönemde yaşananlara bütün olarak bakmamalılar ‘Öcalan’a özgürlük’ istediler ? STRASBOURG (Cumhuriyet) Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) üyesi bir grup parlamenter Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için yazılı bildiri hazırladı. AKPM üyelerinin imzasına açılan bildiride, Kürt sorununun çözümü için Türk hükümeti, PKK ve Abdullah Öcalan arasında yürütülen ve “Oslo ve İmralı süreçleri” olarak adlandırılan müzakerelerin “umut verici” olduğuna işaret edildi. Bildiride Öcalan’ın müzakerelerde “pozitif rol” oynadığı ve “Türkiye’de Kürt sorununun müzakere edilerek barışçıl biçimde çözümünde kilit şahsiyet” olduğu savunuldu. anlatıyor IŞIK KANSU 3 Hasan Fehmi Güneş haber vermedi MİT baskını ıkıyönetimin kaldırılmasına ilişkin karşılaştığımız direnişe benzer bir durum da Milli İstihbarat Teştilatı (MİT) ile ilgili gelişmelerde yaşandı... Yıl 1979. Başbakan Bülent Ecevit, istihbarat konularıyla ilgili eski İmar İskân Bakanı Selahattin Babüroğlu’ndan bir çalışma yapmasını rica etmişti. AOÇ’de bir Atatürk Köşkü vardır. Orada yeni bir istihbarat örgütüne ihtiyaç olduğu konusunda bir çalışma yapılıyordu. O toplantıyı takip eden günlerin birinde Başbakan, ben ve Dışişleri Bakanı Gündüz Ökçün bir araya gelmiştik. Ecevit, yurtdışında yüksek düzeyde eğitim görmüş genç bir insanı MİT’te görevlendirmek istiyordu. MİT direndi. Onu örnek göstererek, “Bakın, böyle bir şey bile yapamıyoruz. Bir kararname hazırlayalım. ‘MİT size bağlı, feshettik bu örgütü, aynı kararname ile şöyle bir örgüt kurduk’ diyelim. Onun adı MİT olmaz da Türkiye Haberalma Örgütü olur. Sadece ülke bütünlüğüne yönelik istihbaratı değil, iç güvenliğe ilişkin istihbaratı da üstlensin. Bunu aynı kararname ile bir gecede yapabiliriz” dedim. Ecevit güldü, “Niye aynı gecede” diye sordu. “Çünkü, ertesi güne kalırsa onlar bizi feshedebilir” dedim. Ecevit, Ökçün’e baktı, “Gündüz, doğru söylüyor. Neyse bunu şimdi konuşmamış olalım” dedi ve kapattı. S Avukatlara ‘gemi bozuk’ yanıtı ? Haber Merkezi İmralı’daki terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarına konulan görüş yasağı devam ediyor. Öcalan’ın avukatlarının talebini değerlendiren İmralı Cezaevi İdaresi, avukatları İmralı Adası’na götürecek Tuzla gemisinin “bozuk” olduğunu gerekçe göstererek görüşün gerçekleştirilemeyeceğini bildirdi. Polis servisine bombalı tuzak ? BATMAN (Cumhuriyet) Batman’da yaklaşık 40 polisi taşıyan servis aracına patlayıcılı tuzak kuruldu. Batman Emniyeti’nde görevli polisleri taşıyan midibüs, merkeze bağlı Güvercin mezrası yolundan geçişinden sonra tahrip gücü yüksek bir patlama meydana geldi. Polisleri taşıyan servis aracının geçişinden saniyeler sonra büyük bir gürültüyle meydana gelen patlama, can ve mal kayıbına yolaçmazken kent merkezinden de duyulan ses paniğe yol açtı. Güvenlik güçleri bölgede operasyon başlattı. ‘MİT, baskını haber vermedi’ Amasya’daki ir gün bakanlıkta çalışırken Amasya Belediye Başkanı Gündüz Türem telefonla aradı. “Burada bir Amerikalı diplomat var. Yöreyi geziyor. Benden randevu aldı, bir emriniz var mı” dedi. “Kendisiyle konuş, bana bilgi ver” dedim. Alexander Peck’ti diplomatın adı. Belediye başkanına “Buraların demografik yapısı çok ilginç. Geziyorum bu bölgeyi, doğası çok güzel” falan gibi sözler söylemişti. Öğrenmek istediği şuydu: “Burada bir çatışma çıkarsa nereden çıkar? AleviSünni çatışması mı çıkar, işçiişveren çatışması mı çıkar? Kömür ocağında bir göçük olursa, çalışanlarla aileleri ile işveren arasında mı çatışma çıkar? Sağsol arasında mı çıkar? Nedir buradaki durum” diye sormuştu. Türem, Peck soruları sorarken bir mektup zarfının arkasına not etmişti. Bana da gönderdi o zarfı. Amasya Valisi Aydemir Ceylan’a telefon ettim, “Böyle biri var ilgilenin” dedim. Devlet misafirhanesinde konuk edilmesini de söyledim. Çünkü, Peck’in Amasya’da misafir olduğu kömür işletmesinin sahipleri, o yöredeki ülkücü hareketlerin içindeki kişilerdi. Aynı günlerde Trabzon’da bir polis öldürülmüştü, Trabzon’a gittim cenaze törenine. Trabzon’daki şehit edilen polisin cenaze töreni sırasında genç bir gazeteci, “Buralarda bir Amerikalı geziyor. Haberiniz var mı” diye sordu. “Haberimiz var, izliyoruz” dedim. Bu sözlerim yayımlandı gazetelerde. Meğer Amasya’daki Alexander Peck, Trabzon’da da gezmiş, incelemeler yapmış. Benim “İzliyoruz” sözüm üzerine ABD Büyükelçiliği’nden büyük bir B CIA ajanı tepki geldi. Önce bana başvurdular, “Dışişleri Bakanlığı ile görüşülsün” dedim. Bir erken tartışmaya girmek istemiyordum. Dışişleri Bakanı Gündüz Ökçün ile görüştüler. Gündüz’ün aktardığına göre Amerikalılar çok öfkelenmişler, “Nasıl izlerler bizim diplomatımızı? Biz Türk diplomatlarını izliyor muyuz? Bu sözünü geri alsın bakan, yoksa biz bunu büyüteceğiz” demişler. Nazilerden ülkücülere yardım Eylemlerin ardındaki güçler açısından İçişleri Bakanlığı dönemimdeki gözlemlerim de ilginçtir: Bakanlığım sırasında bir Alman firması, Ege Bölgesi civarlarında, Kütahya olabilir, bir inşaat yapıyordu. Bu inşaatın güvenliği ile ilgili bir randevu istendi. Verdim. Biri çıktı geldi. Gelen kişi Doktor Kanapin. Almanya’daki eski faşistlerin o güne yansıyan temsilcilerinden, Nazi yani. Türk Enstitüsü diye uyduruk bir enstitü var, onun başında. Türkiye’de suç işleyip Almanya’ya kaçan faşist ülkücülere, orada oturma, iş izni veriyor, iş buluyor. Doktor Kanapin benim yanıma geldiğinde ben bunları bilmiyordum. Doktor Kanapin olduğunu da bilmiyorum. Görüşme sırasında, Kanapin’e, Doçent Bedrettin Cömert’i öldürmekten aranan Rıfat Yıldırım’ın Almanya’ya kaçtığını, orada muhtemelen Türk Enstitüsü’nde çalıştığını, Türkiye’ye iadesinin gerektiğini, iade edilmediği takdirde bir çılgınlık yapacağımı falan söyledim. Niyetim öyleydi, bir ekip gönderecek, özel bir arabaya bindirip getirtecektim Rıfat Yıldırım’ı. “İlgileneceğim” dedi Kanapin. Sonradan öğreniyorum ki, Rıfat’a başka bir pasaportla çıkış yaptırılmış. O pasaportla Almanya’da bulunuyor. Suç işleyip kaçan çok sayıda faşist katil ve eylemciye ve bu arada Rıfat’a Türk Enstitüsü’nde çalışıyormuş gibi belge veren de Doktor Kanapin. Kanapin’in Türk Enstitüsü’nün başında olduğunu sonradan saptadım. Yalnızca Rıfat Yıldırım değil, Mehmet Şener gibi İpekçi cinayetine adı karışmış olanlar da oralarda yuvalandılar, rahat ettiler. Kendi ocakları gibi kabul edildiler. Kutsal dava adamları gibi kabul edildiler. Frekansları aynıydı. Doktor Kanapin’in beni ziyaret etmesinin nedeni, beni anlamaya çalışmasıydı... Bağımsız, laik, demokratik cumhuriyeti sonsuza dek bitimsiz çizgiye oturtacak bir gayreti göstermezsek Doktor Kanapin ile Alexander Peck gibi kişilerin maceralarını konuşmaya devam ederiz biz. O dönemde MİT öyle bir yapıdaydı ki Ankara’daki Mısır Büyükelçiliği’ne düzenlenen baskının istihbaratı MİT’e önceden gelmiş, ama bilginin bize ulaşması eylemden sonra. Baskını yapacakların hangi otelde kalacakları bile bildirilmiş. Bize haber verilmiyor. Benim İçişleri Bakanlığı görevini üstlenmem öncesinde Ankara’da Doğan Öz cinayeti, Balgat kahve taraması, Bahçelievler katliamı, Tepecik otobüs taraması, Yükseliş Koleji kahvesine bomba konulması gibi olaylar olmuştu. Benim görevim sürecinde Ankara’da sarsıcı iki olay oldu. Biri Piyangotepe’de kahve taranması sonucu gerçekleşen katliamdır, diğeri de Mısır sefareti baskınıdır. Benden önceki dönemlerde işlenen cinayetlerin hemen tamamı, göreve geldikten sonra kurulan dedektif ekipleri tarafından çözüldü. O dosyalar okunduğunda, Türkiye’deki tertibin ne olduğu gözler önüne serilir. Karaman: Hisselerim sembolik ? İstanbul Haber Servisi Deniz Feneri davasının beşinci oturumunda, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın oğlu sanık Ömer Zahit Karaman hakkındaki iddiaları yanıtladı. Karaman, “Deniz Feneri e.V. ile hiçbir bağlantım olmamıştır. Benim kardeşimle iki tane şirketimiz var. Geçimimi bu şirketlerden sağlıyorum. Babamın ortak olduğu şirketlerde benim sembolik hisselerim vardır. Yüzde 1 gibi bir orandır bunlar” dedi. Asker nöbette intihara kalkıştı ‘Yurdakul cinayeti yüreğimde bir hicrandır’ Benim dönemimde işlenen Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul cinayeti benim yüreğimde bir hicrandır. O dönemde Adana faşist saldırıların en yüksek olduğu yerdi. Adana’da sadece güvenliği sağlamakla kalmadı, karaborsacıya da mani oldu, yağ depolayanlara da. Öğretmenler öldürüldü, çözdü. Cevat’ın öldürülmesi planı üst düzeyde bir proje, bir emirdi. Gittiğim Adana’da Sıkıyönetim Komutanlığı’nın çok olumsuz tavrı ile karşılaştım. Adana polisi de Cevat’ın öldürülmesi üzerine Emniyet Müdürlüğü’nün önünde oturma eylemi yapıyordu. Ben gidiyordum, elinden tutup kaldırıyordum “Siz burada oturursanız katiller kaybolurlar, yakalayamazsınız” diyordum. “Sıkıyönetim yakalasın, bizim bütün çalışmalarımızı engellediler” diyorlardı. Ankara’dan götürdüğüm dedektif arkadaşlar katilleri buldular. Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılandılar ama yeterli derinliğe inilmedi. İnilseydi, Ankara bağlantısına varılırdı. Çünkü Adana’dan gelip geçen bazı önde gelen kişiler, geçmişte bakanlık yapmış kişiler, Cevat için “Adana’da bu adam burada kalsa da gitse de yakasını bırakmayacağız” diye beyanat verdiler. Gazetelerde çıktı. Bu anılarımı okuyanlar, o dönemde yaşananlara, Cevat olayı şöyle, Abdi İpekçi olayı böyle, Mamak otobüs taraması şu, Kahramanmaraş katliamı bu diye ayrı ayrı bakmamalılar. Bunların hepsi bir olayın gerçekleşmesine dönük eylemlerdi. Türkiye oraya sürüklenmek isteniyordu. Türkiye, o noktaya tam olarak değil belki, ama onun alternatifi olabilecek bir noktaya da sürüklendi, bugün de onu yaşıyoruz. ABD, ajanını nasıl çekti? Peck, Amerika Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) ajanıydı. Güney Kıbrıs’ta görevliydi. Ankara’da bir akreditasyonu yoktu, ama Türkiye’de dolaşıyordu. Gündüz Bey’e “Bu adam CIA ajanı, Türkiye’de bir görevi yok. Akreditasyonu yok. Sorduğu sorular çatışmaya elverişli yer aradığı izlenimi veriyor. Bu nedenle ulusal çıkarlarımıza aykırı buluyorum davranışlarını. İlk Bakanlar Kurulu toplantısında ‘istenmeyen adam’ ilan edilmesi için başvuracağım” dedim. Hayretler içinde kaldı. Konuyu sanırım Ökçün, ABD Büyükelçisi’ne aktarmış, büyükelçi de “İçişleri Bakanı böyle bir şey yaparsa ne çıkar” diye sormuş. Gündüz Bey de “İçişleri Bakanı’nın Bakanlar Kurulu’ndaki kredisi iyidir. Onun istediği doğrultuda karar çıkar” demiş. Büyükelçi, “Ne önerirsiniz” denilince “Adamı çekin” demiş. Ve çektiler Alexander Peck’i. 12 Eylül darbesi sonrası MHP Genel Merkezi’nde arama yaptılar. O dönemde MHP Genel Sekreteri olan, emekli general Necati Gültekin’in randevu defterinde, Alexander Peck’in de adı yazılıydı. MHP’liler Peck ile görüşmüşlerdi. l İlMANİSA (Cumhuriyet) Sarıgö vata a ı’nd nlığ uta Kom ma dar çe Jan janaki ınd yaş 21 ni görevini yapan t darma er A.K., önceki gece saa i etin nöb aki 22.00 ile 24.00 arasınd ıSar an fınd tara leri üst re, tutmak üze Nöı. kıld göl Kapalı Cezaevi’ne bıra A.K., bet yerine giden 12 aylık asker a gialım bun enle ned bir en mey bilin i bağin tüfe de piya rip yanındaki G3 h seSila tı. bas ğe teti ve adı day şına an si üzerine nöbet kulübesine koş leekip lık sağ u um dur r erle ask diğer ahay ve an alan rine bildirdi. Ağır yar teede tan has . A.K olan si ti tehlike asker daviye alındı. Son dönemlerde at dikk ş artı n ana yaş nda intiharları İzmir çekiyor. Son olarak önceki gün Yenifoça’da 21 yaşındaki Yasin ateşŞimşek başına dayadığı tüfeği ıştı. kıym ına leyerek can Öğretmen intihar etti ? İZMİR (AA) Aydın’ın Kuşadası ilçesinde velilerin, öğrencilere tacizde bulunduğunu ileri sürdüğü öğretmen Y.K. (52), intihar etti. Kuşadası’nda bir grup veli, ilköğretim okulunda görevli sınıf öğretmeni Y.K’nin öğrencileri taciz ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuş, öğretmen, gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılmıştı. Öte yandan, Y.K’nin meslektaşları, iddialara tepki gösterdi. Öğretmenler, bugün karne dağıtımı töreninde öğrencilerle fiziki temas kurmayarak ve karneleri masalara koyarak olayı protesto edeceklerini ifade etti. Okulda imamhatip tepkisi ? İstanbul Haber Servisi Fatih Gazi İlköğretim Okulu öğrenci, veli ve öğretmenleri okullarının imam hatip okuluna dönüştürülme kararına tepki göstermek amacıyla okulun önünde bir araya geldiler. Öğrenci ve veliler 32 metrelik dev bir pankart açarak okulun çevresinde insan zinciri oluşturdu. Dersliklerdeki öğrenciler de camdan slogan atarak eylemcilere destek verdi. BİTTİ Hasan Fehmi Güneş, anlatacaklarını bitirdiğinde, “Bütün bu süreç, bir bomba düzeneği gibi içimize konan cinayetlerin üzerine gittiğiniz, CIA ajanları ve Doktor Kanapin ile uğraştığınız için mi bir ilişkiniz kullanılarak görevden ayrılmak zorunda bırakıldınız” diye sorduk. “Kendi kusurumu, kendi yanlışımı başkalarına atarak kendimi aklamak istemiyorum. Ben daha dikkatli olmalıydım” karşılığını verdi. “Ama istifanıza giden süreç bir operasyondu” diye ısrar ediyoruz, Güneş, “Senin takdirin” demekle yetindi. Güneş’e son sorumuz; “Sizin kurduğunuz sistem oturtulsa, MİT değiştirilse, istihbarat demokratik devlet için güçlendirilse, ulusal çıkarı koruyan bir yapı kurulsaydı, yabancı parmaklar engellenseydi, 12 Eylül’e giden, daha sonra Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Çetin Emeç ve Ahmet Taner Kışlalı gibi cinayetlere giden süreç durdurulabilir miydi?” oldu. İşte yanıtı: “Durdurulabilirdi, kesin olarak durdurulabilirdi. Yakın geçmişte Başbakanlık ya Mumcu’yu, Aksoy’u öldüren süreç durdurulabilirdi pan biri, suç işleyen, adam öldürenler için ‘Bunlar devlete yardımcı güç’ dedi. O devlete yardımcı güç dediği kişiler bu cinayetleri işlediler. Bunlar, tarikat şeyhlerinin elini öperek belli yerlere gelmeye çalışanlar aynı zamanda. Bütün kutsal değerleri kötüye kullandılar. Dünyamızı, aydınlık Türkiye’yi karartmaya çalıştılar. Bunların gerici hedefleri dış güçlerin de işine gelmektedir. Çünkü, o tarz yönetilen bütün ülkelere onlar egemenler. Büyük bir oyun bu. Mısır Büyükelçiliği baskınını gerçekleştiren çocuklar Filistinliydi. İstedikleri Mısır’ın, Camp David Antlaşması’ndan çıkmasıydı. Antlaşmayı ABD, Mısır ve İsrail devlet başkanlarına imzalatmıştı. Camp David Antlaşması bir ABD ürünü idi. Bu çocuklar, Mısır, Camp David Antlaşması’ndan çıksın istiyorlardı. Buradaki operasyondan sonra beni Amerika’ya davet etti ler. Programı istedim, ben Amerika’yı hiç görmemişim o zamana kadar, köylü çocuğuyum, İstanbul’u zor görmüştüm, babam götürmese görmeyecektim. ABD programına göre gösterişli karşılıyorlar, yemekler düzenliyorlar, toplantı, geziler yapıyorum. Resmi görüşmem 3 saatlik ve sadece CIA Başkanı ile. Bir bakan ya da yardımcısı yemeğe geliyor. Bakan yardımcılığı var onlarda, İçişleri Bakanlığı yok. Adalet Bakan Yardımcısı İçişleri Bakanlığı konularına bakıyor. Bakan Yardımcısı benimle muhatap oluyor. CIA Başkanı ile ne konuşacağız o belli değil. Nereden çağırıyorlar? Camp David Antlaşması’nın tartışıldığı bir eylemden sonra çağırıyorlar beni. Benimle konuşacakları o. Bu bakan düzeyinde bir davet değil. ‘Nihayet Emniyet Genel Müdürü düzeyinde, en fazla MİT Başkanı düzeyinde’ diyerek, Amerika’ya gitmedim. Kendi büyüklüğümüzü, ağırlığımızı, bağımsız davranabilme yetimizi taşıyabilmeliyiz. Bizimle niye ilgilendiklerini bilmeliyiz. Biz neyiz onların gözünde? Bizim doğrultumuz ne kadar onlarınkiyle örtüşebilir? Bilmeliyiz. Bilmezsek, işte bugüne geliriz.” Yol verme kavgası kanlı bitti ? İstanbul Haber Servisi Gaziosmanpaşa’da Yasin Başkurt adlı sürücünün kullandığı otomobille, ismi bilinmeyen bir başka sürücünün kullandığı araç karşı karşıya geldi. Bu sırada, iddiaya göre Başkurt ile diğer sürücü arasında yol verme tartışması başladı. Sözlü tartışma kısa sürede kavgaya dönünce diğer otomobilin sürücüsü Başkurt’a silahla iki el ateş etti. Aracına binerek olay yerinden kaçan saldırgan kayıplara karıştı. Ağır yaralanan Başkurt olay yerinde hayatını kaybetti. Bir kişiye 1.1 milyon lira ? ANKARA (AA) Süper Loto çekilişinde 6 bilen 1 kişi 1 milyon 154 bin 293 lira 20 kuruş ikramiye kazandı. Kazandıran numaraların 7, 12, 26, 30, 34 ve 47 olarak belirlendiği çekilişte 5 bilenler 3 bin 326 lira 75’er kuruş, 4 bilenler 76 lira 70’er kuruş, 3 bilenler 6 lira 85’er kuruş ikramiye almaya hak kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle