19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2012 CUMARTESİ [email protected] 12 DIŞ HABERLER ‘Türkiye’deki nükleer silahlar yenilenecek’ Dış Haberler Servisi NATO’nun, Belçika, Hollanda, İtalya, Almanya ve Türkiye’de bulundurduğu taktik nükleer silahları yenileyerek ABD yapımı F35 saldırı uçaklarınca taşınan hassas güdümlü silahları konuşlandıracağı bildirildi. Düşünce kuruluşu Avrupa Liderlik Ağı (ELN) tarafından yayımlanan, geçen yıla kadar NATO karargâhında ABD misyonunun silah kontrolü danışmanı olan Ted Seay’in kaleme aldığı raporda, ABD’nin, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 5 Avrupa ülkesindeki, Soğuk Savaş döneminden kalan 180 adet B61 taktik nükleer bombasının yerine daha gelişmiş, hassas güdümlü B6112’leri yerleştirmeyi planladığı belirtildi. Planı eleştiren raporda, nükleer silahların modernizasyonu “pahalı ve gereksiz” diye nitelendi ve Rusya ile gerginlikleri daha da arttırabileceği belirtildi. İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesinin haberine göre raporda, planın 4 milyar dolara mal olacağı, pilotları B61 bombaları konusunda eğitim almış Avrupa ülkelerinin de ellerindeki uçakları F35 uçakları ile değiştirmek gibi “pahalı bir karar” ile karşı karşıya kalacakları vurgulandı. Raporda, NATO’nun planlarının, NATO ve Avrupa’nın nükleer gücünde çok büyük bir artışa yol açacağına da işaret edildi. ELN Başkanı Ian Kearns da ABD, F35’lerce taşınan hassas güdümlü B6112’leri yerleştirecek ‘Güneş Kral’ ve Sultanlık... “Yarı başkanlık sistemine ne dersiniz?” başlıklı yazısında (10 Mayıs), Cengiz Çandar anlatıyor… Erdoğan’ın gönlündeki arslan damardan “Fransız usulü yarı başkanlık” sistemiymiş.. ABD tipi başkanlık, Kongre’nin başkanı denetleyen “gücü” yüzünden “güçler ayrılığının” aşırı derecede vurgulanmış olması hasebiyle makbul bulunmuyormuş… “Erdoğan’ın 2014’te cumhurbaşkanı seçileceğini varsayarsak 2019’a kadar cumhurbaşkanı diyelim, 2019’da bir daha seçilirse 2024’e kadar (başta!)” diyor Cengiz ve ekliyor: “Cumhuriyetin 100. yıldönümü, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının ikinci dönemine isabet edecek... Yeni anayasada cumhurbaşkanının mevcut yetkilerine biriki küçük ilave, örneğin, Fransa’da olduğu gibi cumhurbaşkanının ülkeyi yeni seçimlere götürme yetkisi söz konusu olursa, çok radikal anayasal değişiklik bile yapmadan, Türkiye, Erdoğan’ın ‘damak tadına’ uyacak bir yarı başkanlık sistemine geçebilir.” Karar kısacası verilmiş. Erdoğan ne derse eli mahkum zaten o olacakmış... Hal böyle olduğuna göre biz de artık alın yazımız olan şu Fransız sistemini biraz daha yakından inceleyelim. Yazgımıza dönüşecek olan yarı başkanlık sisteminin içinde bakalım neler var? Yarı başkanlık dendiğinde, başkanın güçleri, kulağa sanki nispeten daha azmış gibi geliyor değil mi? Ne gezer… Tersine… Yakından incelendiğinde, başka hiçbir demokratik liderin, Fransa cumhurbaşkanının sahip olduğu güçlere sahip olmadığı görülüyor. Fransa’daki sisteme bu nedenle “devlet benim!” diyen XIV. Louis’e yapılan göndermeyle seçilmiş bir “Güneş Kral/Roi Soleil sistemi” dendiği de oluyor. Mitterrand, Chirac sık sık “Roi Soleil” lakabıyla anılagelen güçlü başkanlar olarak tarihe geçtiler. Hırsı boyunu aşan cüce Sarkozy de genelde “Roi Soleil/Güneş Kral” karikatürleriyle bilinirdi. Elysee Sarayı’na yerleşen tüm başkanlara özetle güçlü Cumhuriyetçi geleneğe rağmen birer “seçilmiş kral” gözüyle bakıldı. Bizde bunun karşılığı tam manasıyla “Sultanlık” oluyor… “Seçilmiş kral/sultan”; ağırlığı fazla olmayan başbakanla hükümet ve yönetimin önde gelen tüm kadrolarını atıyor. Silahlı kuvvetlerin başı o oluyor; nükleer güce başvurup başvurmamak kararını bizzat o alıyor. “Ulusun sıra dışı tehdit/tehlikeyle karşılaşması halinde”, tepeden tırnağa olağanüstü güçlerle donatılıyor… Uluslararası antlaşmaları o görüşüyor ve o imzalıyor. Uluslararası zirvelerde, ülkeyi yalnız o temsil ediyor… Dış politika ve milli savunma kararlarını o alıyor… Meclisi ve bakanlar kurulunu feshedebiliyor. Anayasayı değiştirmek gerektiğinde, halkoylaması düzenlemek suretiyle dilediği değişikliği hayata geçiriyor… Aynı şekilde… Yasa geçirmek için, gene “referandum” aracını kullanabiliyor… Anayasa mahkemesinin de parçası sayılıyor ve 9 mahkeme üyesinden 3’ünü bizzat o seçiyor… Görev süresince kendisi ayrıca hiçbir biçimde cezai kovuşturmaya uğratılamıyor… ydınlanma ‘cemaat kültürü’ farkı Fransa’da “yarı başkanlık sistemi” böyle. Böyle bir sistemde nasıl oluyor da seçilmiş “Güneş Kral”, astığı astık kestiği kestik klasik bir despota dönüşmüyor? Biat geleneğinden gelen sultanın tebaasından farklı olarak, “Güneş Kral”ın ülkesindeki halk “yurttaş” mertebisine çıkabilmiş çünkü…. Hoşgörüyü Voltaire’den… Güçler ayrılığını Montesquieu’den… Toplumsal sözleşmeyi Jean Jacques Rousseau’dan küçük yaşta öğrenmiş…. Aydınlanmanın… Fransız devriminin “özgürlük, kardeşlik, eşitlik” değerlerinin rahlesinden geçmiş… Bilgiyi baştacı eden ansiklopediciler; Diderot’yu, D’Alembert’i düstur edinmiş… Düzeni, dogmayı, otoriteyi sorgulayan; din, dünya işlerini ayırmayı ilke edinen; eleştirel aklı tüm değerlerin üstünde tutan bir eğitim sisteminin içinden süzülmüş olan… Yurttaşlardan söz ediyoruz… Dünyanın en ileri düzey “yurttaşlık donanımını” alan bir halk bu. “Yurttaşlık haklarının” ayırdına varmış olan bu halk, en son Sarkozy örneğinde gördüğümüz gibi, gözünün kesmediği “Güneş Kral”ı alaşağı ediveriyor… Sistemin “emniyet supabını” bu bağlamda doğrudan doğruya Fransız yurttaşlarının bilinç düzeyi oluşturuyor. Güce had bildirmekte Fransız İhtilali günlerinden bu yana hiçbir engel tanımadıkları için; sistemin “fren ve dengesini”, bizatihi yurttaşlar kurabiliyor… Bizdeki durum ne? Bizde “dinci nesil” yetiştirmeyi şiar edinen bir sistem, böyle bir denge kurabilir mi? Fransa’nın aydınlanma kültürüne taban tabana zıt “cemaat” ve “biat” kültürünün “yarı başkanlık” sistemiyle varacağı yer yalnız “sultanlık” değil, “halifelik” olacaktır. Nükleer gücü çok arttıracak NATO’nun Avrupa’daki taktik nükleer silahları yenilemesine karşı çıkarken “NATO devletleri, bu ek kabiliyet olmadan da tam güven içindedir ve Avrupa’daki tüm taktik nükleer silahları modernize etmek yerine kaldırmaya odaklanmalı” dedi. ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey’nin davetlisi olarak ABD’de bulunan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in F35’ler hakkında brifing aldığı ve Türkiye’nin 2 adet F35 için ön sipariş verdiği bildiriliyor. Suriye’nin BM Temsilcisi Caferi, İngiliz, Fransız ve Belçikalıların muhaliflerin saffında yer aldığını söyledi. r a l ı c n a b a y e d ’ ‘Suriye Mısırlı adaylar TV’de kapıştı ’ r o y ı ş a sav Dış Haberler Servisi Mısır’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine az bir süre kala, Arap dünyasında ilk kez, başkan adayları canlı yayında kozlarını paylaştı. Eski Dışişleri Bakanı ve Arap Ligi lideri Amr Musa ile ılımlı İslamcı bağımsız aday Abdulmunim Ebul Futuh, iki özel kanalda yayımlanan tartışma programında birbirlerinin geçmişiyle ilgili iğneleyici sözler kullandılar. Hüsnü Mübarek döneminde düşünülemeyecek söz düellosu, çok sayıda Mısırlıyı ekran başına topladı. Mısırlılara, ABD ve Avrupa’dakine benzer bir başkanlık seçiminin havasını tattıran tartışmayı çok sayıda insan, kahvehanelerden izledi. İki hafta sonra yapılması beklenen seçimler, ordu önderliğindeki geçiş yönetiminin sivillere devri açısından en önemli adımı oluşturuyor. Daha önce Mübarek’in dışişleri bakanlığını yapan deneyimli diplomat Musa ve Mübarek’in cezaevine gönderdiği İslamcı aday Ebul Futuh, devrik liderin yerine geçme şansı en yüksek olan iki aday olarak görülüyor. ONTV ve Dream televizyonlarından canlı yayımlanan ve sağlık, istihdam, eğitim başlıklarının masaya yatırıldığı Amr Musa ve Abdulmunim Ebul Futuh, halka ABD seçimleri havası tattırdı Fransa’nın ‘devlet benim!’ geleneği Dış Haberler Servisi Suriye’nin başkenti Şam’da önceki gün meydana gelen patlamalarla ilgili olarak taraflar birbirlerini suçlarken, Suriye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Temsilcisi Beşşar Caferi, ülkesindeki çatışmalarda El Kaide parmağı olduğunu, çatışmalarda öldürülenler arasında İngiliz, Fransız ve Belçikalıların bulunduğunu söyledi. Caferi, BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada, ülkesindeki son çatışmalarda 12 yabancının öldürüldüğünü, 26 yabancının da gözaltına alındığını bildirdi. Öldürülen yabancıların listesini BM Genel Sekreteri Ban Kimun’a ve Güvenlik Konseyi’ne ilettiklerini duyuran Caferi, gözaltına alınan 26 yabancının “Suriye’ye terör operasyonları için girdiklerini ve terörist olduklarını itiraf ettiklerini ve bazılarının El Kaide bağlantılı olduklarını” öne sürdü. Caferi, gözaltına alınanların çoğunun Tunuslu ve Libyalı olduklarını, birinin Filistinli birinin de Ürdünlü olduğunu da söyleyerek, Suriye televizyonunun “itirafları” yayımladığını belirtti. Suriye’deki son bombalamaların “El Kaide yöntemlerinin izlerini taşıdığını” Burhan Galyun, Şam’ı suçladı. savunan Caferi, bir kez daha Türkiye ve Körfez ülkelerini, yabancı teröristleri ve muhalifleri desteklemekle suçladı. Muhaliflerin oluşturduğu Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Burhan Galyun ise Şam yönetiminin, BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın barış planını “yeni bir teknikle, terörizmle yıkmaya çalıştığını” öne sürdü. Suriye rejiminin, El Kaide ile çok yakın işbirliği içinde olduğunu savunan Galyun, Şam’daki son patlamaların “taktik değişikliğine” işaret ettiğini söyledi. Galyun, “Bombalamaların zamanlamasına dikkat etmeliyiz. Bombalamalar, yönetim ağır silahları şehirlerden çeker çekmez başladı” diye konuştu. ABD, Şam’da meydana gelen ve 55 kişinin ölümüne, 400 kişinin de yaralanmasına yol açan bombalamaları kınarken, Savunma Bakanı Leon Panetta, saldırıların arkasında El Kaide’nin olup olmadığına ilişkin bir bilgileri olmadığını söyledi. Panetta, Suriye’deki gelişmelerde El Kaide parmağı olduğundan endişe ettiklerini ve örgütün faaliyetleri hakkında bilgi edinmeye çalıştıklarını da belirtti. BM Güvenlik Konseyi de saldırıları kınadı ve Suriye’deki tüm taraflara, Annan planına uymaları çağrısı yaptı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iki güçlü adayının iki özel kanalda yayımlanan tartışması, halkı ekran başına topladı. Mübarek döneminde düşünülemeyecek düello, Arap dünyası için de bir ilk. tartışma programında iki aday da birbirlerine “öldürücü” darbe vuramadı. İki saati geçen tartışmada, İslam, şeriat, İsrail, eski rejime yakınlık temaları ağır bastı. Karşılıklı suçlamalar (AFP) Amr Musa, Müslaman Kardeşler’den bir yıl önce ayrılan Ebul Futuh’a “Yalnızca bir grup için çalıştın, Mısır için değil” suçlaması getirirken 60 yaşındaki Ebul Futuh da rakibinin geçmişine atfen “Eğer sorunun parçasıysan, çözüm getiremezsin” ifadesini kullandı. Dışişleri bakanlığı döneminde yaptıklarını savunan 75 yaşındaki Musa, bu görevi PENTAGON’DA SKANDAL EĞİTİM Mekke ve Medine’yi vurma planı Dış Haberler Servisi ABD ordusunun, İslamın ABD’nin düşmanı olduğu, bu yüzden sivil kayıplara bakılmaksızın Mekke ve Medine’nin Hiroşima gibi yok edilmesi gerekebileceği yönünde görüşleri içeren eğitim materyalleri basına sızdı. Pentagon’un, askeri okuldaki bir öğrenciden gelen itiraz üzerine dersi askıya aldığı bildirildi. Planlar, ABD’li yetkililerin geçen 10 yılda vermeye çalıştıkları, ABD’nin İslamla değil aşırılarla savaşta olduğu mesajıyla taban tabana zıt. Basına sızan planlara göre geçen ay yasaklanan eğitim materyalleri çerçevesinde askerlere brifing veren Albay Matthew A. Dooley, bir brifing 2001’de bıraktığını vurgulayarak, “Düşen rejim, Musa içinde değilken düştü” diye konuştu.Mısırlılar, 23 ve 24 Mayıs’ta seçimlerin ilk turu için sandık başına gidiyor. Seçimlerin ikinci turunun iki aday arasında haziranda olması bekleniyor. 80 milyon nüfuslu ülkedeki ilk başkanlık seçimini hem bölge hem dünya yakından izliyor. Mübarek’in devrilmesinden sonra bütün Mısır’da kampanya yürüten Musa, daha ziyade laikler, liberaller ile devrime destek veren ancak daha fazla kargaşadan endişe eden orta ve üst sınıfın oluşturduğu “sessiz kalabalık” tarafından de, sözünü ettiği savaş senaryosunda, tercih ediliyor. Müslüman Kardeşsilahlı çatışma kurallarını belirleyen Celer’le yollarını 2011’de ayıran Ebul nevre sözleşmelerinin hükmünün kalFutuh imkânsızı başararak liberalmayacağını söylüyor. Dooley, bu çerler, sosyalistler ve dini muhafazaçevede Dresden, Tokyo, Hiroşima, kârlardan oluşan bir koalisyonu Nagasaki örneğinde olduğu gibi gearkasına aldı. Müslüman Kardeşrektiğinde savaşın sivil nüfusa kadar ler’den Muhammed Mursi, Mügidebileceğini belirtiyor ve Mekke ile barek’in son başbakanı Ahmet ŞeMedine’nin tahrip edilmesinden söz fik, sol kanattan Hamdin Sabahi ediyor. İslamın yalnızca bir din değil, seçimde yarışacak diğer adaylar. ideoloji olduğunu söyleyen Dooley, İsMısır’da aylar süren seçimlerin arlamın çoktan Batı’ya “topyekun savaş dından ocak ayında parlamentonun açtığını” öne sürüyor. üçte ikisini başta Müslüman KarSızan belgelerde “İslami teröre kardeşler’in Özgürlük ve Adalet Parşı mücadele etmek için 1.4 milyar tisi olmak üzere Müslüman partiler Müslümana ‘topyekun savaş’ ilan etaldı. Selefistlerin Nur partisi de ikinme olasılığı masada olmalı” deniliyor. ci büyük gruba sahip. A T.C. MANİSA 6. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2011/5658. E Tapu Kaydı: Manisa İli, Merkez İlçesi, Horozköy Mah. 1925 ada 8 parsel’de kayıtlı zemin+birinci kat, 9 nolu bağımsız bölümden ibaret dubleks mesken taşınmazın tamamı. Hali Hazır Durumu: Satışa konu taşınmaz Manisa İli Merkez İlçesi Güzelyurt Mah. 5726 Sok. no: 48 adresinde bulunan 9 nolu bağımsız bölümden ibaret dubleks mesken olup; dış kapısı çelik kapı, zemin katta oda, salon, mutfak, hol, camlı teras bulunmaktadır. 1. katta üç oda, hol, banyo ile bir balkon bulunmaktadır. 2. katta bir oda, banyo ile teras bulunmaktadır. Mutfak hazır mutfak yapılmış, duvar ve tavanlar saten alçı üzeri plastik boyalıdır. Duvar kenarlarında kartonpiyer süsü bulunmakta, salon ve odalar laminat parke hol, mutfak, banyo ile balkon ve teras l. sınıf granit seramik kaplıdır. Daire içi kapıları ahşap mobilya kapıdır, banyo ve WC l. sınıf fayans ile kaplıdır. Pencereler pvc, doğrama ve camlar ısı camlıdır. Doğalgaz ile ısıtılmaktadır. Elektrik ve suyu bağlı, yaklaşık 240 m2 alanlıdır. Site içinde bulunan yapının bahçe düzenlemesi yapılmış ve site içinde tüm maliklerin kullandığı havuz mevcuttur. Yapıda kullanılan işçilik malzeme ile gayrimenkulün semt pazarına eğitim kurumlarına çarşı ve alışveriş merkezlerine yakın mesafededir. İmar Durumu: Manisa Belediyesi İmar İşlerinin 27/02/2012 Tarih ve 954 sayılı yazısına göre satışa konu taşınmaz ayrık nizam mesken alanında kalmaktadır. Muhammen Bedeli: 415.000,00 TL Satış Saati: 10.3010.35 Arası Satış Şartları: 1Satış 18.06.2012 günü yukarıda belirtilen saatler arasında Manisa 6. İcra Müdürlüğü Manisa Adalet Sarayı l. Kat. 1146 nolu satış (Müzayede) Salonu adresinde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedele alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 28.06.2012 günü Manisa 6. İcra Müdürlüğü Mani“Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” sa Adalet Sarayı l. Kat. 1146 nolu satış (Müzayede) Salonu adresinde yukarıda belirtilen saatler arasında ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masrafların geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde Türk Lirası peşin para veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alım harcı, damga vergisi ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye ücreti satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İşbu ilan tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 29475) Kurban yakınından Breivik’e pabuç ? Dış Haberler Servisi Norveç’te düzenlediği saldırılarla 77 kişiyi katleden Anders Behring Breivik’in başkent Oslo’daki duruşmasında, ölenlerden birinin erkek kardeşi Breivik’e ayakkabı fırlattı. Ayakkabıyı fırlatan kişi ayrıca Breivik’e “Sen bir katilsin, cehenneme git” şeklinde bağırdı, bu olay üzerine salondakiler “bravo” diyerek alkışladı. Breivik’e çarpmayan ayakkabı savunma avukatına isabet etti. Avukat, “Neyse ki sadece bir ayakkabıydı” diye tepki gösterdi. Güvenlik görevlileri olaya müdahale ederek ayakkabı fırlatan kişiyi dışarı çıkarttı. Breivik, “Biri bana bir şey fırlatmak isterse, girerken veya çıkarken bana fırlatsın, avukatımın üzerine değil” şeklinde konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle