19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 NİSAN 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Necmettin Erbakan başbakanlıkta tarikat liderlerine iftar yemeği vermişti. Emekli Generale Balans Ayarı! Silivri Olağanüstü Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülen Ergenekon, Balyoz, Odatv gibi siyasi davaların gündemine dün sabah bir yenisi eklendi. 28 Şubat 1997’de Genelkurmay İkinci Başkanlığı’nı yapan emekli Orgeneral Çevik Bir ile aynı dönemdeki 30 silah arkadaşının gözaltına alınmaları ile başlayan yeni bir soruşturmayı, AKP sözcüleri farklı yorumlarla açıklıyorlar. Partinin resmi sözcüsü Van Milletvekili Hüseyin Çelik “Dizginleri artık halk eline aldı” derken, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “andıçlar ve mağduriyetlerden hesap sorulması” yorumunu yeğliyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de dün başlatılan bu yeni soruşturma dalgası ile ”Türkiye’nin, geçmişte karanlıkta kalan bazı olaylarını aydınlatmak istediği”ni söylüyor. Bu üç AKP yetkilisinin farklı yorumlarının birleştiği nokta iktidar partisinin 12 Eylül sürecini 1999’lara kadar çekerek ülke gündemini meşgul edecek bir dizi yeni davayı başlatmak istediğini gösterir. Silivri’de dünyanın sayılı büyüklükteki bir adalet kampusu ile bir dizi ceza ve tutukevi inşaatının yapılmasının sürdüğünü görenler, o tarihlerde bir anlam veremedikleri bu bayındırlık(!) çalışmasının gerekçesine anlam verememişlerdi. Hükümet mesela, önceki gün Çaycuma’da onca yurttaşımızın can kaybına neden olan köprü ayağını onarmayı ihmal edebiliyor ama, daha çok okul ve doğuya, güneydoğuya fabrika yapacağı yerde Silivri gibi turistik bir sahil kentini yüksek duvarlı ceza ve tutukevleri ile doldurmaktan geri kalmıyor. O ceza ve tutukevlerini doldurmak için de yeni soruşturmalar birbirini izliyor. Ergenekonlar, Balyoz’lar, Odatv’ler derken şimdi sahneyi 28 Şubat’ta başkentin Sincan ilçesinden geçerek Yenikent’teki tatbikat olayına giden tanklar için “Demokrasiye balans ayarı yaptık” diye övünmeye kalkan bir emekli orgeneral ile onun emrini yerine getiren 30 asker için açılan dosyalar izliyor. Şayet soğukkanlılıkla düşünülse, Çevik Paşa hangi amaçla o balans ayarını yapmış olursa olsun, 28 Şubat süreci bir siyasi bumerang gibi, “Balansçı”larını da vurmakla kalmamıştır. Gerçi aynı sürecin sonucunda Refah Partisi kapatılmıştır. Ama o kapatmanın sahiplerine bir zararı olmadığı, yerine Fazilet Partisi’nin kurulması ile anlaşılmıştır. Dahası, onunla da kalınmayarak FP’nin yerini bugünkü AKP ve Tayyip Erdoğan’lı tek adamlı sistem almıştır. Andıçların bugünkü siyaset büyüklerini mağdur ettiği fantezisi şöyle dursun, onları besleyip büyütmekle kalmadığını görmüyor muyuz? Öylesine beslenip güçlenmişler ki, hesap üstüne hesap sormanın sonunu getiremiyorlar. Ve konuşurken söyledikleri hesap sorma arzularının besledikleri kinin sonucu olduğu kuşkusunu yurttaşlarda uyandırdıklarını da fark edemiyorlar. Sincan’da 31 Ocak 1997’de İran Büyükelçisi’yle RP’li Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın katıldığı Kudüs Gecesi’nden dört gün sonra tanklar Sincan sokaklarında yürüdü. Postmodern darbe olarak da adlandırılan süreçte irticai faaliyetlere karşı bir dizi tedbirler uygulandı Siyasetin dönüm noktası BARKIN ŞIK ANKARA REFAHYOL Hükümeti döneminde yapılan, 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan sürece, “28 Şubat” adı verildi. Postmodern darbe olarak da adlandırılan süreçte ordu, bürokrasiyi yanına alarak irticai faaliyetlere karşı bir dizi tedbirler uyguladı. 8 yıllık kesintisiz eğitim bu dönemde alınan en etkili kararlar arasındaydı. Türkiye’yi 28 Şubat’a taşıyan olaylar zinciri, REFAHYOL Hükümetinin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın önce İran ardından da Kaddafi’nin çadırında gerçekleşen Libya gezisiyle başladı. Başbakanlık konutunda tarikat liderlerine verilen iftar yemeği, gerginliği tırmandıran ana unsurlardan birini oluşturdu. Temiz toplum özlemiyle bir dakika karanlık eylemi yapanlara, Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın “Mum söndü yapıyorlar” demesi, laik çevreleri ayağa kaldırdı. Sincan’da 31 Ocak 1997’de düzenlenen “Kudüs Gecesi” de 28 Şubat sürecinin kritik kavşakları arasında yer aldı. İran Büyükelçisi’yle RP’li Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın gecede yaptığı konuşmalar, sahnede sergilenen oyun, asılan posterler gündeme damgasını vurdu. Sincan’da 4 Şubat 1997’de yürüyen tanklar ise uzun süre yatışmayan bir heyecan dalgasına yol açtı. İçişleri Bakanlığı’nca görevinden el çektirilip Ankara 2 No’lu DGM’de yargılanan dönemin Sincan Belediye Başkanı Yıldız’ı, Adalet Bakanı Kazan’ın cezaevinde ziyaret etmesi, Sincan olayının MGK’ye kadar yansıyan bir kesitini oluşturdu. Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe’nin 10 Kasım’da yaptığı konuşmada kullandığı ifadeler RP’nin başını ağrıttı. Türkiye, şubat ayına girerken gözler çoktan MGK toplantısına çevrilmiş, gergin bir bekleyiş başlamıştı. Genelkurmay Başkanlığı’nın hazırladığı radikal İslamcı örgütlenmeye dönük raporun MGK gündemine alınması, TSK temsilcilerinin irticai faaliyetlerin artmasından duydukları sıkıntıyı açıkça dile getirmeye başlamaları da dikkatli gözlerden kaçmadı. 28 Şubat günü toplanan MGK’de sonradan “Askerlerin durumdan vazife çıkarması” diye değerlendirilen bildiri yayımlandı. Gazete manşetlerine “Muhtıra gibi bildiri” diye geçen, REFAHYOL hükümetinin yıkılmasına, 8 yıllık temel eğitime geçilerek eğitim sisteminde köklü bir değişimin gerçekleştirilmesine yol açan yeni bir süreç böylece başladı. 28 ŞUBAT KARARLARI Milli Güvenlik Kurulu ile Erbakan’ın başbakanlığındaki 54. hükümet arasında yapılan kritik toplantı ardından alınan kararlar Türk siyaset tarihine “28 Şubat Kararları” olarak geçti. Tarihi toplantıda alınan 18 maddelik karar metni şunlardan oluşuyordu: Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan rejim aleyhtarı faaliyetler karşısında ödün verilmemelidir. Anayasanın 174. maddesinde koruma altına alınan Devrim Kanunları’nın ödün verilmeden uygulanması esastır. Hükümet, icraatında Devrim Yasaları’na uygunluğu sağlamakla görevlidir. Savcılar, Devrim Yasaları’nın ihlalini oluşturan davranışlar karşısında harekete geçmelidirler. Yasaları ihlal eden dergâhlar kapatılmalıdır. Sarık ve cüppeli giyim şeklinin özendirildiği görülmektedir. Kılık ve kıyafetleri bu yasaya ters düşen kişilerin onurlandırılmamaları gerekir. Anayasanın 163. maddesinin kaldırılmasının yarattığı hukuki boşluklar, irticai akımların ve laikliğe aykırı tutumların güçlenmesine yol açmıştır. Bu boşlukları telafi edecek yasal düzenlemeler getirilmelidir. Eğitim politikalarında yeniden Tevhidi Tedrisat Kanunu ruhuna uygun bir çizgiye gelinmelidir. Temel eğitim 8 yıla çıkarılmalıdır. 12345678 Batı Çalışma Grubu Batı Çalışma Grubu (BÇG), 28 Şubat sürecinde irticai faaliyetleri izlemek üzere kuruldu. Milli Güvenlik Kurulu kararlarının uygulanıp uygulanmadığının da denetimi yapan BÇG’nin 27 Mayıs darbesindeki Milli Birlik Komitesi ve 12 Eylül darbesindeki Milli Güvenlik Konseyi’nden farkı 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısı öncesinde kurulmuş olmasıydı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki BÇG’nin faaliyetlerini Emniyet İstihbarat Dairesi hükümete rapor etti. MGK toplantısında TSK, irticai faaliyetlerin artmasından duydukları sıkıntıyı hükümete aktardı. 28 Şubat’ın öne çıkan isimleri Necmettin Erbakan: 28 Şubat 1997’deki MGK bildirisinin hedef aldığı Erbakan, 27 şubat 2011’de hayatını kaybettiğinde Saadet Partisi’nin Genel Başkanı’ydı. Vural Savaş: Dönemin Fadime Şahin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’ydı. RP’ye açtığı davada Batı Çalışma Grubu’na ait belgeleri kullandı. Şener Eruygur Hurşit Tolon: O dönem Korgeneral olan Şener Eruygur, Ergenekon davası sanığı oldu. 2005’te emekli olan Orgeneral Hurşit Tolon, Ergenekon’dan tutuklandı. Ardından tahliye edildi. Ancak daha sonra yeniden tutuklandı. Mesut Yılmaz: MGK’nin 28 Şubat kararlarını uygulayan AnayolD hükümetinin Başbakanı Mesut Yılmaz, 14 yıl sonra, “Başta Erbakan olmak üzere hükümet bu kararlara karşı dik durabilseydi, asker daha ileriye gidemezdi” dedi. Tansu Çiller: 28 Şubat dönemindeki hükümetin Başbakan Yardımcısı olan Tansu Çiller, postmodern darbenin ardından siyasette zor günler geçirdi. 2002’de yapılan erken genel seçimlerde DYP’nin seçim barajını aşamaması üzerine genel başkanlık görevinden istifa ederek aktif politikadan çekil ve yerini Mehmet Ağar’a bıraktı. Fadime Şahin: Aczmendi tarikatı lideri Müslüm Gündüz’le basıldıktan sonra gündeme gelen Fadime Şahin 13 yıl boyunca izini kaybettirdi. 28 Şubat sürecinde meşhur olduktan sonra adını ve soyadını mahkeme kararıyla değiştirdi. Müslüm Gündüz: Aczimendi tarikatı lideri Müslüm Gündüz, Fadima Şahin’le birlikte basıldığı gecenin ardından 28 Şubat’ın sembol karakterlerinden biri haline geldi. Örgüt kurmak ve yönetmek suçlamasıyla tu tuklu yargılandığı davadan beraat etmesinin ardından Elazığ ve İstanbul’da cemaati ile birlikte yaşamına devam ediyor. Ali Kalkancı: Fadime Şahin’le ilişkisi sebebiyle gündeme gelen 28 Şubat döneMüslüm Gündüz minin sahte şeyhi Ali Kalkancı, o dönem bol bol yayınlanan zikir görüntüleriyle hatırlanıyor. Sahibi olduğu kimya fabrikasında ele geçirilen uyuşturucu haplar sebebiyle 28 Şubat 2009’da tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildi. Nuh Mete Yüksel: Ankara DGM Başsavcısı olarak görev yapan Nuh Mete Yüksel, Başsavcı olduğu dönemde kapatılan Refah Partisi’nin milletvekilleri Ahmet Tekdal, Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan ve İbrahim Halil Çelik hakkında, “anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs” gerekçesiyle idam istemişti. İmam hatip okulları toplumdaki bir ihtiyacı karşılamak üzere kurulmuşlardır. Bu ihtiyacın fazlası olan imam hatip okulları, meslek okullarına dönüştürülmelidir. Ayrıca kökten dinci grupların kontrolünde olan Kuran kursları kapatılarak MEB’e bağlı okullarda düzenlenmelidir. Devlet dairelerinde ve belediyelerde kökten dinci bir kadrolaşma hareketi sürdürülmektedir. Hükümet, bu kadrolaşmanın önüne geçmelidir. Cami yapımı gibi dini konuları siyasi amaçlar için istismar etmeye dönük olan her türlü davranışlara son verilmelidir. Pompalı tüfekler kontrol altına alınmalıdır. İran’ın Türkiye’deki rejimi istikrarsızlığa itmeyi amaçlayan çabaları yakın takibe alınmalıdır. İran’ın Türkiye’nin içişlerine karışmasını önleyici politikalar uygulanmalıdır. Yargı mekanizmasının daha etkin çalışmasını sağlayacak ve yargı bağımsızlığını güvence altına alacak, hükümetin tasarruflarından koruyacak düzenlemeler bir an önce getirilmelidir. Son dönemde TSK mensuplarını hedef alan tahriklerde büyük artış gözlenmektedir. Bu sataşmalar TSK içinde rahatsızlığa yol açmaktadır. İrticai faaliyetlere karıştıkları için TSK’deki görevlerine son verilen subay ve astsubayların belediyelerde istihdam edilmelerinin önüne geçilmelidir. Partilerin belediye başkanları ve il, ilçe yöneticilerinin konuşma ve davranışları da Siyasi Partiler Yasası’nın sorumluluk alanına sokulmalıdır. Tarikatların denetimindeki finans kuruluşları ve vakıflar aracılığıyla ekonomik güç haline gelmeleri dikkatle izlenmelidir. Laiklik aleyhtarı yayın çizgisi olan TV kanalları ve radyoların verdikleri mesajlar dikkatle izlenmeli ve bu yayınların anayasaya uygunluğu sağlanmalıdır. Milli Görüş Vakfı’nın bazı belediyelere yaptığı usulsüz para transferleri durdurulmalıdır. Grup Yorum afişi asan gençler tutuklandı SEYFETTİN METE 9101112131415161718 ÇORUM Çorum’da Grup Yorum konseri afişi asan 3 genç gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarılan gençlerden 2’si tutuklandı. Çorum Pir Sultan Abdal Derneği üyesi 19 yaşındaki İ.D.T, 17 yaşındaki T.O.G, ve 23 yaşındaki G.T, 15 Nisan’da İstanbul’da gerçekleşecek olan konser nedeniyle şehir merkezinde afiş asmak istedi. Bu sırada polis, üç kişiye kimlik sordu. Dernek üyeleri ve polisler arasında tartışma çıktı. Olay yerinden kaçan dernek üyeleri yakalanarak gözaltına alındı. 3 kişiden T.O.G, “polise mukavemet” suçlamasıyla çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakılırken İ.D.T. ve G.T. tutuklanıp Çorum L Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Tutuklamalara tepki gösteren Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Halil Top, “Bu nasıl bir demokrasidir anlamış değiliz” dedi. VEFAT Baromuzun 5924 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT ABDURRAHMAN ÖNDER BELLER vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 13.04.2012 Cuma günü (bugün), Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip ebedi istirahatgâhına defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle