19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 2012 CUMA 12 Erdoğan’ın “sınır ihlali” ile ilgili 5. madde açıklamasına destek Avrupa Konseyi Genel Yazmanı Thorbjorn Jagland’dan geldi. ABD Dışişleri Sözcüsü Victoria Nuland, bu açıklamalara dayalı olarak “5. maddenin yürürlüğe sokulup sokulmayacağı” sorusuna şu yanıtı verdi: “Henüz bu aşamaya geldiğimizi sanmıyorum. Türk muhataplarımızla görüşüyoruz ve olaylara dair gerçeklerin neler olduğunu belirlemeye çalışıyoruz. Türklerin bu konuyu Brüksel’de (KAAÖ karargâhında) gündeme getirmesi beni şaşırtmaz, ama şu anda böyle bir şey olduğuna dair duyum almadım.” KAAÖ sözcüsü Carmen Romero ise “Türkiye sınırındaki ihlalden kaygı duyuyoruz. Üyelerimizin güvenliğini önemsiyoruz!” dedi. KAAÖ olasılığına karşı Moskova’dan Başbakan Vladimir Putin’den “KAAÖ Soğuk Savaş dönemi kalıntısıdır” sözleri ile tepki geldi. ??? Başta Ankara olmak üzere, BM’nin, KAAÖ’nün, ABD’nin Annan Planı’nın çökmesi durumunda nelerin yapılacağı konusunda bir “B” planlarının olmadığı anlaşılıyor. Tampon bölge mi, KAAÖ’lü 5. madde mi, KAAÖ’süz BM’li 51. madde mi, belli değil… Amerikalı tarihçi yazar Vebster Griffen Tarpley: “Tampon bölgenin kurulması modern Türkiye’nin parçalanmasına yol açar.” Alman Sol Parti meclis grubu dış siyasa sözcüsü Jan van Aken: “Türkiye, Suriye’de askeri bir tampon bölge kurmaktan kaçınmalıdır.” AKP’nin eski Dışişleri Bakanı, Ortadoğu uzmanı, emekli büyükelçi Yaşar Yakış: “Esad yönetiminin kısa sürede devrileceğini öngörerek yanlış bir siyasa izlendi. Bugün Suriye’de günde 80 kişi ölüyorsa, Esad rejiminin çökmesi durumunda ülkede çıkacak daha büyük kargaşada yarın 160 kişi ölecektir. Ayrıca Türkiye sınırında Kürtler ve Alevilerin yaratacakları özerk bölünmeler tehlikeli gelişmelere yol açacaktır...” Prens, diplomat, dışişleri bakanı, başbakan Klemens von Metternich, Napolyon’un darmadağın ettiği Avrupa siyasasını ve sınırlarını düzenlemek amacıyla güçsüz Avusturya’nın başkenti Viyana’da 181415’te uluslararası kongre topladı. 39 yıl aralıksız başbakanlık yapan Metternich’in “Bir sorunu sürüncemede bırakmak istiyorsanız, komisyona havale ediniz!” sözü ünlüdür. Dünyada barışı sağlamakla görevli BM’de Suriye kararları çökünce “Suriye Halkının Dostları” adı ile “Metternichvari” bir oluşum devreye sokuldu. İlk toplantının Tunus’ta, ikincisinin İstanbul’da, üçüncüsünün Paris’te yapılacağı açıklandığında, daha o an havanda su dövüleceği belli olmuştu! Şimdi Türkiye, sığınanlar ile Suriye’den gelecek “huzurşiddet” ya da “barışsavaş” haberleri arasında sıkışmış durumda. Bu sorun gündemimizi daha çok işgal edecek… DIŞ HABERLER [email protected] Suriye’de kırılgan ateşkes Şam yönetimine verilen süre dün dolarken, silahların sustuğuna dair gelen ilk haberler temkinli bir iyimserlik havası estirdi.... Ancak ilerleyen saatlerle birlikte ülkeden saldırı ve ölüm haberleri geldi Şam’ın Şekeri mi? Dün sabah saat 6.00’da, Birleşmiş Milletler’in eski yazmanı ve Suriye sorununda arabulucu Koffi Annan’ın öngördüğü 6 maddelik planın “ateş kesilmesini ve askeri birliklerin çekilmesini” öngören maddesi yürürlüğe girdi. Dün öğleden sonra bu satırlar yazılırken gelen ilk haberlere ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamasına göre komşumuzdaki şiddette düşme gözlenmiş, ateş kesilmiş, askeri birlikler kışlalarına çekilmeye başlamıştı. Tabii bu oluşumun ne kadar süreceğine temkinli yaklaşmak gerekir! Son durumun bilançosu Suriye’de 13 ayda yaklaşık 9 bin kişi öldürülmüş, 20 binin üzerinde çoluk çocuk Türkiye’ye sığınmak zorunda kalmıştı. Türkiye daha önce de Iraklı diktatörlerin Kürtlere yönelik şiddet uygulamasında yüz binlerin sığınmasına ve onların bakımına, yabancıların seyirci kalmasına alışıktı. ??? TürkiyeSuriye arasındaki soğukluk giderilmiş, sınırdaki mayınlar temizlenmeye başlanmış, ikili ticaret ve ekonomi gelişmişti. Bir yıl geçmeden nerelere gelindi, şimdilerde nelerden söz ediliyor? ABD’de bazı kaynaklar, örneğin Tankların kışlalarına geri dönmesi gerek silcisi Kofi Annan’ın 6 maddelik planıyla ilgili olarak “Bu altı maddelik planın şu anda uygulaması oldu mu, olmadı mı? Ben bunun uygulandığı kanaatinde değilim. Böyle bir şey ortada yok. Ama biz başından beri biliyorsunuz Sayın Annan’ı destekledik, destekliyoruz” dedi. Suriye’de halkın taleplerinin dikkate alınması gerektiğini söyleyen Erdoğan, “tankların kışlalarına dönmesi gerektiğini” de dile getirdi. Erdoğan, “Suriye hakkında söz söylemeye hakkımız var. 910 kilometre sınırımız var ve sınır ihlalleri yapılmış bir ülkeyiz” diye konuştu. aşbakan Tayyip B Erdoğan, BM ve Arap Birliği Özel Tem Değerlendirme yapmak için erken nının ardından durumu bütün kurumlarla yakından takip ettiklerini söyleyerek şiddet olaylarının bir düşme eğilimi gösterdiğini, ancak kesin değerlendirme yapmak için henüz çok erken olduğunu söyledi Davutoğlu “Çekilmenin tam ve kapsamlı olması önem taşır. Şehirlerin dışına çekilerek, şehirler üzerindeki baskıyı sürdürmek çekilme anlamına gelmez” dedi. Davutoğlu, G8 dışişleri bakanları ile telekonferans yoluyla yaptığı toplantıda bakanların Türkiye’nin insani boyut konusundaki tavrı nedeniyle teşekkür ettiklerini söyledi. ışişleri Bakanı AhD met Davutoğlu, Suriye’de ateşkes ila Savaş çığırtkanlığı yapılıyor gili olarak “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiçbir döneminde yapmadığı kadar, savaş çığırtkanlığı yapmaya başladı. Hiçbir ülkenin içişlerine doğrudan müdahale etmeyi benimsemiyoruz” dedi. Türkiye’nin bütün komşularıyla kavgalı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Hangi gerekçe ile biz savaş tamtamları çalıyoruz? Türkiye’nin ne işi var bir başka ülkenin seçim işinde? Kofi Annan geliyor, anlaşıyor, uzlaşıyor. Mesele yok, siz de Annan’ı destekleyin. ‘Ben onu da desteklemeyeceğim, illa ben savaş açacağım’. Bu doğru bir politika değil” diye konuştu. HP lideri Kemal KıC lıçdaroğlu, Suriye’deki gelişmelerle il Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Birliği’nin özel temsilcisi Kofi Annan’ın sunduğu plana göre Suriye yönetimine verilen süre dün sabah doldu. Sürenin dolmasının ardından sıcak bölgelerde çatışma ve operasyonların durduğu bildirilirken, daha sonra Halep ve diğer kentlerden saldırı haberleri geldi. Suriye devlet televizyonu, Halep’te “terörist” saldırıda 1 askerin öldüğünü, 24 kişinin yaralandığını duyurdu. Muhaliflerin oluşturduğu Suriye Ulusal Konseyi sözcüsü de 2’si Hama kentinde olmak üzere 8 kişinin öldürüldüğünü, Halep ve Dera kentlerinde de onlarca kişinin tutuklandığını söyledi. Suriyeli muhalif yapılanmalardan sorumlu Hama Genel Devrim Konseyi üyesi Ebu Adnan sabah saatlerinde yaptığı açıklamada sıcak bölgelerde çatışma ve operasyonların durduğunu, saat 6.00’dan önce ise bazı yerlerde patlamalar meydana geldiğini bildirdi. Muhalefet kaynaklarına dayanan bazı siteler, başkent Şam’a yakın Zanadani kentinde gece saatlerinde operasyonlar olduğunu, Şam’ın bazı semtlerinde ve Deyrezzor kentinde patlamalar meydana geldiğini duyurdular. Muhalif kaynaklar, ordunun kontrol noktaları ve tanklarının yerlerinde durduğunu, bazı bölgelerde tankların yer değiştirdiğini söylediler. Şam yönetimi ise akşam saatlerinde yaptığı açıklamada “Annan planı doğrultusunda başlatılan ateşkese uyulduğu” belirtilen açıklamada “Muhaliflerin de ateşkese uymasını bekliyoruz” denildi. Kofi Annan ise Suriye yönetiminin plana tam olarak uymadığını söyledi. “Esad yönetimi tam olarak planı uygulamıyor, ateşkes kırılgan” açıklamasını yaptı. Ateşkesin hemen öncesinde Şam yönetiminden yapılan açıklamada, herhangi bir saldırganlık durumunda hükümet güçlerinin karşılık verme hakkına sahip olduğu vurgulandı. Çin, Suriye yönetiminin ateşkesi kabul etmesi ve uygulamasından memnuniyet duyduklarını bildirdi. Annan: Plan uygulanmıyor Çin memnun bundan önceki seçimlerde başkan adayı John McCain “Suriye’ye askeri harekât gerekli” sözleri ile savaş tamtamları çalıyor. Bazı Batılılar, Türkiye ile Suriye arasında “askeri tampon bölge” öneriyor. Temizlenen mayınların yerine sınıra başta TSK olmak üzere yabancı askerler yerleştirilecek, demektir. Beşşar Esad’ın sınırdaki askerleri, “vur deyince öldür uygulaması” ile yalnız Türkiye’ye sığınmak için kaçan Suriyelileri değil, sınır aşan atışlarıyla iki Türk görevlisini de yaraladı. Bu olayın ardından geçen yıl şapır şupur öpüştüğü Esad’a Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bizi oraya gelmeye zorlama” demekle kalmadı, “Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün (KAAÖ)” 5. maddesinin uygulanabileceğinden söz etti. Daha önce BM Sözleşmesi’nin 51. maddesi de anımsatılmıştı. (Her iki maddenin içeriği için kutuya bakınız.) KAAÖ’nün 5. maddesi BM’nin 51. maddesinden gücünü almakta, “sınır ihlali durumunda” Türkiye’ye Güvenlik Kurulu’nun kararını beklemeden Suriye’ye “askeri müdahale hakkını” tanıyor. Yıllardır Kuzey Irak’tan Türkiye’ye yönelik sınır ihlalleri yapılıyor, ama her nedense Türk yetkililer bu konuda bugüne değin söz konusu maddeleri ağızlarına almamışlardı. KAAÖ’yü Irak sınıra davet etme önerisini İlhan Selçuk Cumhuriyet’te yazmıştı! Şam’da rejim yanlısı gösteriye katılanlar ateşkesi kutlamak için halay çekerken, YouTube’da yayınlanan ve İdlib’e bağlı bir kasabada çekildiği söylenen görüntülerde muhalifler rejim karşıtı sloganlar attı. (AFP) NATO: Müdahil oluruz Haber Merkezi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye ordusunun Türkiye sınırında ateş açmasına NATO’nun da tepki göstermesi talebine, NATO sözcüsü Carmen Romero’dan destek geldi. Suriye’deki gelişmeleri çok yakından takip ettiklerini vurgulayan Romero, “NATO müttefiklerini koruma görevimizi çok ciddiye alıyoruz” dedi. Erdoğan, Çin’de yaptığı açıklamada, NATO’nun “herhangi bir üyesine yapılan saldırıyı bütün üye ülkelere yapılmış” sayan 5’inci maddesine dikkat çekerek NATO’nun Türkiye sınırını koruma yükümlülüğü bulunduğunu söylemişti. Öte yandan Kilis’in Öncüpınar Gümrük Kapısı karşısındaki Esseleme Sınır Kapısı yakınlarında mevzilenen Suriyeli askerler, önceki gece Türkiye’ye mayınlı sahadan geçmek isteyen 10 kişilik gruba ateş açtı. Çatışmaya giren Suriyeli muhalifler, mayınlı alandan geri çekilirken tim komutanı mayına basarak öldü. Kilis’te devriye gezen askerler, konteynır kent yakınlarında kamera ve fotoğraf çekimi yapan bir kişiyi yanındaki arkadaşıyla gözaltına alındı. İngiltere Başbakanı David Cameron, Rusya ve Çin’e, Suriye yönetimine baskının arttırılması için uluslararası topluma yardımcı olması çağrısı yaptı. Cameron, “Şimdi tekrar BM’ye gidip baskıyı arttırmamız gerekiyor” diyerek, Şam yönetimine destek veren Rusya ve Çin’in BM’den daha güçlü kararlar çıkartılması için yardımcı olmasını istedi. Önceki gün yapılan G8 dışişleri bakanları toplantısında konuşan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye’deki şiddet olaylarının kendilerini “alarma” geçirdiğini söyledi. ABD, İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve Rusya dışişleri bakanları, toplantıya video konferans yoluyla katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu da dinlediler. ‘Baskı artsın’ Mahkeme Ebu İsmail’in annesinin ABD vatandaşı olmadığına hükmetti Selefi adaya yeşil ışık Bin Ladin’in yerini çocuk pornocusu aldı Dış Haberler Servisi ABD Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) “En çok aranan 10 kişi” listesinin başında artık El Kaide örgütünün öldürülen lideri Usame bin Ladin’in yerine bir çocuk pornocusu yer alıyor. BBC’nin internet sitesindeki habere göre Pakistan’da öldürülen bin Ladin’in yerine, geçen salı günü, çocuk pornosu yapan Eric Justin Toth (30) yerleştirildi. Eski öğretmen Toth, okulda kullandığı bir kamerada çocuk pornografisi bulunmasının ardından Maryland eyaleti federal yasalarınca suçlandığı 2008 yılından bu yana aranıyor. Illinois, Indiana ve Arizona eyaletlerinde kaçağı arayan ama bulamayan FBI, Toth’u en çok aranan 10 kişi listesinin tepesine koydu. Bir suçlunun bu listede yer alması için kaçak durumdayken topluma karşı gerçek anlamda tehdit oluşturması ve başına 100 bin dolar ödül konacak kadar kötü biri olması gerekiyor. FBI en çok aranan 10 kişi listesini ilk kez 1950 yılında, bir gazetecinin büroya kaçak durumdaki “en azılı çocukların” isimlerini ve tariflerini sorması üzerine hazırlamıştı. KAAÖ 5. MADDE: “Taraflar, Kuzey Amerika’da veya Avrupa’da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa BM Yasası’nın 51. maddesinde tanınan bireysel ya da toplu özsavunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan Taraf ya da Taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır. Böylesi herhangi bir saldırının ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal Güvenlik Konseyi’ne bildirilecektir. Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere son verilecektir.” Kahire mahkemesi önünde bekleşen kalabalık, sonucu tekbir getirerek kutladı. (AP) BM 51. MADDE: “Bu Antlaşmanın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin doğal olan bireysel ya da ortak meşru savunma hakkına halel getirmez. Üyelerin bu meşru savunma hakkını kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyi’ne bildirilir ve Konsey’in işbu Antlaşma gereğince uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde etkilemez.” Almanya’da bedava Kuran tartışması OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT Radikal İslamın en etkili kolu kabul edilen Suudi Arabistan destekli Selefilerin Almanya’da 25 milyon Almanca Kuran dağıtma atağı gündemi karıştırdı. Paskalya tatili sırasında birçok Alman kentinde standlar açan Selefilerin şu ana kadar 300 binden fazla Almanca Kuran’ı Almanlara dağıttığı, kampanyanın Avusturya ve İsviçre’yi de içerdiği bildirildi. Kölnlü bir işadamı olan İbrahim ebu Naci tarafından gerçekleştirilen kampanyayı takibe alan iç istihbarat örgütü Anayasayı Koruma Dairesi’nin bu etkinliği bir kültürü tanıtma değil “koordine bir Selefi eylem” olarak tanımladığı gözlendi. Kampanya çerçevesinde, kırmızı kapaklı bir Kuran satın alana bir de mavi kapaklı Kuran hediye ediliyor. Dış Haberler Servisi Mısır’da radikal İslamcı Selefi hareketinin cumhurbaşkanı adayı Hazem ebu İsmail’in adaylık yolundaki engel kalktı. Mısır Seçim Kurulu geçen hafta, Ebu İsmail’in annesinin ABD vatandaşı olduğunun belirlendiğini açıklamış, karar protestolarla karşılanmıştı. Seçim yasası uyarınca cumhurbaşkanı adayları ve yakınlarınının başka bir ülke vatandaşı olmaması gerekiyor. Ancak dün başkent Kahire’de bir mahkeme, Ebu İsmail’in annesinin ABD vatandaşı olmadığına karar verdi. Mahkeme önünde bekleyen Ebu İsmail taraftarı binlerce kişi kararı tekbir getirerek sevinç gösterileriyle karşıladı. Ebu İsmail’in aday olamaması halinde, ülkenin en güçlü siyasi hareketi Müslüman Kardeşler’in adayı Hayrat el Şatır’ın şansının artacağı belirtiliyordu. Mahkeme kararının ardından 2324 Mayıs tarihlerinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için yarışın kızışması bekleniyor. Mısır’da halk ayaklanmasıyla devrilen eski cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in eski istihbarat şefi Ömer Süleyman da cumhurbaşkanlığına adaylığını koydu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle