25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 2012 CUMA 6 Fotoğraf: VEDAT ARIK HABERLER Kıvrıkoğlu 1000 yıl sürer demişti 28 Şubat sürecinde Genelkurmay 2. Başkanlığı görevinde olan Bir’in, bu süreçte yargıya Genelkurmay Başkanı adına talimatlar gönderdiği, ordu içinde faaliyet gösteren “Batı Çalışma Grubu”nun başında olduğu iddia ediliyordu. Bir, daha sonra 1. Ordu Komutanlığı’na atandı. 28 Şubat’ın akıllara kazınan sözlerinden biri Çevik Bir’e aitti. Bir, Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun “1000 yıl sürer” dediği 28 Şubat sürecinde tankların Sincan’dan geçmesini “Demokrasiye balans ayarı yaptık” şeklinde değerlendirmişti. Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri’ydi. 2000 yılında kadro yetersizliğinden emekli olana dek 28 Şubat konuşmalarında sürekli adı geçti. Özkasnak, “Postmodern darbe olmasaydı, 1999 seçimlerinde bu netice alınamazdı” sözleriyle de gündeme gelmiş, bir komutanın 28 Şubat’ı postmodern olarak tanımladığının altı çizilmiş ve Özkasnak da bu tanımı doğrulamıştı. Özkasnak ayrıca, “28 Şubat bir kriz yönetimidir. Kriz yönetiminin amacı; savaş veya bir çatışmaya girmeden isteklerinizi karşı tarafa kabul ettirmektir. Bu amaç hasıl oldu yani kriz yönetimi başarı ile idare edildi” demişti. 28 Şubat postmodern darbesinin sembolü haline gelen “1000 yıl sürer” sözü dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’na ait. Kıvrıkoğlu, 28 Şubat’tan sonra İsmail Hakkı Karadayı’nın yerine Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturdu. Çevik Bir’in lojmanının önünde ambulans bekledi. ? Postmodern Darbe Postmodern Yargı Türkiye’de işbaşında olan iktidar, irticanın rejim için tehdit olarak algılandığı dönem ile hesaplaşıyor. İrtica, artık tehdit olarak algılanmaz ise ona karşı önlemler de ortadan kalkar. İrticayı, hiçbir zaman tehdit olarak algılamamış olanlar, onu tehdit olarak görmemelerinin doğal sonucu olarak, tehdidi orada değil, irticada tehdit görenlerde ararlar. 28 Şubat’ta irtica tehdit olarak algılanıyordu, onlar oldu. Şimdi tehdit algısı, irticada tehdit görenlere kaydı, bugün de bunlar oluyor. Demokrasi tanımında uzlaşmaya varamamış toplumların yaşadıkları iki ucu pis değnek durumunun doğal sonucu. Dün patlak veren soruşturmalar ve gözaltılar, beklenmeyen şeyler değildi, bir süredir olaylar o yöne doğru kayıyordu. Dolayısıyla şaşırtıcı bir yön yoktur. Olayların daha geriye ve daha ileriye olmak üzere iki yöne de yürümesi beklenmelidir. Belirtmeye gerek yok ki. Kimse bir darbe girişiminin veya darbe ithamının soruşturulmasına karşı çıkamaz. Yeter ki hukukun sınırları içinde kalınsın. ??? Şimdiye kadarki uygulamalar, geçmiş darbe girişimlerinin soruşturulmasına destek vermiş olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun endişelerinin haklı olduğunu düşündürüyor. Kılıçdaroğlu öç ve intikam duygusuyla adalet olamayacağını söylüyor ki, haklıdır. Daha ilk günden kimi yandaş kanallarda intikam tamtamları çalınmaya başlamış, mümkün olan en geniş çemberin çizilmesi ve sorumluluk çizgisinin mümkün olduğu kadar genişletilmesine çalışılmıştır. Demokrasilerde, elindeki gücü rejimin kuralları ve sınırları dışında kullanarak hukuk dışı amaçlara yönelmek pek de âlâ geniş anlamda darbe girişimi olarak nitelenebilir. Darbe girişimleri ya top tüfek, tank uçak gibi silahlar kullanılarak, maddi cebir unsuruna dayanılarak ya da devletin erki yani manevi cebir kullanılarak yapılabilir. Her iki durumda da sonuç aynıdır. Gücü, özde hukuk dışı yöntemlerle kullanarak hukukun amaçladığının dışındaki hedeflere varmak. Eğer darbe soruşturmaları yapılırken de, hukukun sınırları aşılır ve devletin organlarının gücü, kuralları dışında, anayasa ve demokrasinin kitabında yazılanın ötesinde amaçlar için kullanılırsa, sonuçta darbe başarılı olmuş olsaydı, meydana gelecek olan ne idi ise yine o meydana gelmiş olacaktır. ??? Değerli hukukçu, İstanbul Barosu eski başkanlarından Turgut Kazan, 12 Eylül’ün yargılanması gündeme geldiği zaman şu saptamayı yapmıştı: 12 Eylül birçok icraatını yargı kisvesi altında yaptı. Yargı da aynı yöntemleri uyguladığında, darbecilerle aynı yere varabiliyor. Nitekim Evren, “Bunları bağımsız mahkemeler yargılayıp, mahkum etti” dedi durdu. Tabii ki, Evren’in iddiasının aksak yanı o yargının adil olmayışıydı. Ama ne yazık ki, ülkemizde adil olmayan olağanüstü yargıya, yalnız darbe veya sıkı yönetim dönemlerinde değil, “ileri demokrasi” dönemlerinde de rastlanıyor. Delilleri tartışıp değerlendirmeden, bunların şaibeliliğiyle ilgili raporları incelemeden karar veren mahkemeler, sıkıyönetim veya askeri yargı dönemlerinde de egemen olsalar, o dönemler dışında da egemen olsalar, durum değişmeyecek, aynı kalacaktır. Önemli olan, hukukun ve demokrasinin kurallarına uygunluktur. 28 Şubat, kimilerince postmodern bir darbe olarak yargılanıyor. Hesap sorulması isteniyor. Demokrasilerde bu tür hesaplar nasıl sorulur? Yargı yoluyla. Ama eğer hesabın sorulacağı yargı da postmodern bir yargı ise adalet olmayacak. Çünkü postmodern darbe ne ise postmodern yargı da odur. ? ? 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda oturan Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, bu göreve 30 Ağustos 1994’te gelmişti. 28 Şubat postmodern darbesi olduktan sonra Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le işbirliği yaparak Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in planladığı iddia edilen askeri darbeyi engellediği iddia edilmişti. Yine basında yer alan ses kasetlerinde 2007 yılında İsmail Hakkı Karadayı’nın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’yu etkileyerek demokratik süreci engellediği savunulmuştu. ? Özkasnak Erbakan ve Karadayı Çevik Bir, 2009 yılında Ergenekon soruşturması kapsamında dönemin savcısı Zekeriya Öz’e ifade vermişti. Savcı Öz, emekli orgeneralin ifadesini 28 Şubat’la ilgili şüpheli sıfatıyla aldığını açıklamıştı. 28 Şubat soruşturması kapsamında 31 kişi için gözaltı kararı çıktı, 28’ine ulaşıldı 28 Şubat operasyonu İLHAN TAŞCI Lojmanın önünde ambulans bekledi ANKARA “Bin yıl sürecek” denilen ve “postmodern darbe” olarak nitelendirilen 28 Şubat dönemine ilişkin soruşturmaya ilişkin operasyon için Özel Yetkili Ankara Savcısı Mustafa Bilgili düğmeye bastı. 28 Şubat ile ismi özdeşleşen, o dönemde Sincan’da “balans ayarı” için yürütülen tankların sorumlusu olarak gösterilen emekli Orgeneral Çevik Bir ile emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan’ın da aralarında bulunduğu 31 kişi için gözaltı kararı çıktı, 28 kişi gözaltına alındı. 3 kişi hakkında ise yurtdışında olduğu için işlem yapılamadı. Gözaltına alınan isimlerin tamamının ortak özelliği ise 28 Şubat döneminde Çevik Bir’den doğrudan talimat alan ve Genelkurmay 2. Başkanlığı emrindeki isimler olması. Gözaltılara ilişkin ilk resmi açıklamayı HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici’nin gazetecilerle tanışma toplantısında yapması dikkat çekerken “Başsavcılık bizim toplantıyı da sabote etmiş gibi oldu” esprisini yaptı. Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekiliği hazırlıklarına son şeklini verdikten sonra çarşamba günü akşam saatlerinde 28 Şubat dönemine ilişkin soruşturma kapsamında operasyon yapılacak Ankara, İstanbul, Çanakkale, Eskişehir ve Niğde emniyetlerine operasyon talimatlarını gönderdi. İstanbul’da 11 gözaltı ALİ AÇAR Kamuoyunda “postmodern darbe” olarak nitelendirilen 28 Şubat 1997 sürecine ilişkin Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması kapsamında, İstanbul’da da aralarında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir’in de bulunduğu 11 subayın evinde arama yapıldı. Çevik Bir’in evinde yapılan aramalar sırasında cumhuriyet savcısının da hazır bulunduğu belirtildi. Bir’in İstanbul’da Harp Akademileri’ndeki lojmanında sabah saatlerinde arama yapıldı. Soruşturma kapsamında emekli Tuğgeneral İdris Koralp’in Bakırköy Yeşilyurt’taki evine gelen polis ekipleri, gerekli izin evraklarını göstererek aramaya başladı. Arama sırasında İdris Koralp’in de evde bulundu İdris Koralp’in evinde de arama yapıldı. İşte o isimler ? Ankara Emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, emekli kurmay albaylar Hüsnü Dağ, Arslan Daştan, Oğuz Kalelioğlu, Sezai Kürşat Ökte, Ahmet Nazmi Solmaz; emekli kıdemli albaylar Serdar Çelebi, İbrahim Selman Yazıcı, emekli albaylar Mustafa Kemal Savcı, Ziya Batur, Ruşen Bozkurt, Mehmet Şinasi Çalış, Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu, İsrafil Aydın, Yahya Cem Özarslan; emekli Binbaşı Ahmet Aka, emekli Başçavuş Hamza Özaltun. ? İstanbul Emekli Orgeneral Çevik Bir, emekli tuğgeneraller İdris Koralp, Ünal Akbulut; emekli albaylar Yüksel Sönmez, Eser Şahan, Cengiz Çetinkaya; emekli Binbaşı Salih Eryiğit; emekli yüzbaşılar Orhan Nalcıoğlu, Mustafa Babacan; emekli Başçavuş Necdet Batıran, Aydın Karaşahin. ? Çanakkale Emekli Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci; Niğde’de emekli kıdemli Albay Ümit Şahintürk. ? Eskişehir Emekli Albay Alican Türk. ? Niğde: Emekli Tümgeneral Ümit Şahintürk. ğu öğrenildi. Yaklaşık 6 saatlik aramanın ardından Koralp de gözaltına alındı. Emekli Albay Cengiz Çetinkaya’nın Kadıköy’deki evine de sabah saatlerinde gelen 9 kişilik polis ekibi, 28 Şubat dönemine ait belge ve bulgu aradı. Ayrıca İstanbul’daki soruşturma kapsamında Fenerbahçe Orduevi’nde de arama yapıldığı belirtildi. Cumhuriyet savcısının da katıldığı aramaların ardından Çevik Bir’in de aralarında bulunduğu 6 kişi, İstanbul Adalet Sarayı’ndaki adli tabiplikte sağlık kontrolünden geçirildi. Sağlık kontrolünden geçirilen 6 kişi sorgulanmak üzere uçakla Ankara’ya götürüldü. Öte yandan emekli Tuğgeneral Ünal Akbulut’un, “Balyoz Planı” soruşturması kapsamında 7 Nisan 2010 tarihinde Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildiği ve savcılıkta ifade verdikten sonra serbest kaldığı belirtildi. Sekizde düğmeye basıldı En arka koltukta İstanbul’da gözaltına alınan Çevik Bir sağlık kontrolünün ardından THY’ye ait uçakla Ankara’ya gönderildi. Arka kapıdan uçağa bindirilen Çevik Bir en arka koltuğa oturtuldu. Ankara’da da sağlık kontrolünden geçirilen Çevik Bir, emniyete götüldü. yurtdışında Üç kişi Operasyonu yürüten Ankara Özel Yetkili Savcısı Mustafa Bilgili, son dönemde sıklıkla şikâyet konusu olan sabaha karşı operasyon eleştirilerine karşı tüm operasyonların eşzamanlı olarak “08.00’de” yapılması talimatını verdi. Edinilen bilgiye göre, özel yetkili savcılık, emekli Orgeneral Çevik Bir’in evinde yapılacak aramada bir savcının da hazır bulundurulmasını istedi. Tüm şüphelilerin konut ve işyerlerinde yapılan aramalarda da mutlaka mekân sahiplerinin aramalara nezaret etmesinin sağlanması talimatı verildi. Emekli askerlerden Ankara’da gözaltına alınan Hüsnü Dağ ile İstanbul’da gözaltına alınan Orhan Nalcıoğlu’nun avukat olmaları nedeniyle İstanbul ve Ankara barolarının aramalara müşahit olarak çağrılmaları talep edildi. Avukat Hüsnü Dağ’ın evinin aranmasına savcı Kemal Çetin katıldı. Emekli Tuğgeneral Kılıçarslan Ankara Birlik Mahallesi’ndeki evinde gözaltına alınırken yapılan aramanın ardından polis ekipleri evden evrak ve doküman çıkardı. HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, 31 kişi hakkında arama ve gözaltı kararı bulunduğunu belirtirken gözaltına alınanlar arasında Çevik Bir, Abdullah Kılıçarslan ile İdris Koralp’in de bulunduğu söyledi. Hamsici, “İlk sorduğumuzda Nuh Mete Yüksel’in evinde de arama yapılıyor gibi bir bilgi geldi ama doğrulanmadı” derken eski DGM Savcısı Yüksel de, “Bana intikal eden bir şey yok. Evimde arama da yok” dedi. 31 adreste arama Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen, 28 Şubat soruşturmasıyla ilgili akşam saatlerinde yazılı bir açıklama yaptı. Görüşen, soruşturmanın 2011/206 esas numarasıyla yürütüldüğünü belirterek şu bilgileri verdi: “Kamuoyunda 28 Şubat süreci olarak bilinen ve ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini OrtaArama ve gözaltı işlemlerinin dan Kaldırmayı veya Görevlerihalen devam ettiğini belirten Hüseyin ni Yapmasını Kısmen ve TamaGörüşen 31 şüphemen Engellemeye Teşebbüs Etliden 3’ünün yurtdımek’ suçundan 11 Nisan 2012 şında olması nedetarihinde Ankara 11. Ağır Ceza niyle gözaltına alıMahkemesi’nden alınan arama namadığını belirtirkararı doğrultusunda 12 Nisan ken şüphelilerin 2012 günü saat 8.00 itibarıyla yarın adliyeye çıkaAnkara’da 17, İstanbul’da 11, rılmasının planlanNiğde’de 1, Çanakkale’de 1 ve dığını kaydetti. Eskişehir’de 1 olmak üzere toplam 31 ayrı adreste arama yapılmakta olup ve yine arama kararı alınan 31 şüpheli ile ilgili soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı tarafından gözaltı kararı verilmiştir. Askeri mahallerdeki aramalar, cumhuriyet savcısı denetiminde merkez komutanlığı görevlileri tarafından yapılmakta, ayrıca 2 şüphelinin avukat olması nedeniyle bu şüphelilerin aramaları cumhuriyet savcısının bizzat denetiminde ve ilgili baro tarafından gönderilen avukat nezaretinde gerçekleştirilmektedir.” 28 Şubat soruşturması kapsamında sosyolog emekli Albay Alican Türk’ün Tepebaşı ilçesi Batıkent Mahallesi Çay Sokak Çamlıevler Sitesi’ndeki evine gelen savcı ve polisler saatlerce arama yaptı. Türk’ün dairesinde arama yapılırken polis bina çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Emekli Albay Türk’ün aynı zamanda sosyolog olduğu, biri “Faili meçhul cinayetler ve gerçekler” olmak üzere iki kitabı bulunduğu bildirildi. Türk, hakkında gözaltı kararı olduğu belirtildi. 28 Şubat soruşturması kapsamında Niğde’nin Altunhisar ilçesi Kızılyer Küme Evleri’nde yaşayan emekli Kıdemli Albay Ümit Şahintürk’ün de evinde arama yapıldı. (CAN HACIOĞLU) Süleymaniye komutanı Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri 17 adreste arama yaparken İstanbul’da 11, Niğde, Eskişehir ve Çanakkale’de de 1 adreste arama yapıldı. Ankara’daki evinde arama yapılan ve hakkında gözaltı kararı olan emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayı sırasında Özel Kuvvetler komutan yardımcısıydı. Kılıçarslan’ın Birlik Mahallesi’ndeki evinde arama sürerken ambulans geldi. Eskişehir’de gözaltına alınan emekli Albay Alican Türk asker selamı vererek, “Bu sancılı süreç geçecektir” dedi. C MY B C MY B Yoğun güvenlik önlemi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle