16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ARALIK 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Alanı dolduran yüzlerce öğrenci ve öğretim görevlisi, yeni YÖK Yasa Taslağı’nı protesto etti 9 Beyazıt ODTÜ gibi ESKİ YÖK ÜYESİ SERİM: Neler Oluyor Neler... Zaman hızlandı, hevesler kabardı. İçeride dışarıda senaryolar uçuşuyor. Savaş tamtamları çoktan çalmaya başladı. Herkes kendini ayarlamaya, böyle zamanların iktidar biçimlerine uydurmaya hazır. Ölçü şöyledir: İki dirhem demokrasi, dört dirhem istikrar. Siz bilmezsiniz ne kadar önemlidir bu istikrar. Bir kere istikrar yakalandı mı, cihan devleti olmanın kapısı ardına kadar açılır. İstikrar önemlidir, mühimdir, vazgeçilmezdir. Peki, istikrarın ölçüsü nedir? İki dirhem Meclis, dört dirhem muktedir bir başkan. Budur. Peki, bu dirhemleri saydam tüpün içine koyup sallasak, ateşe koyup denesek olur mu? El Hak olur... Bakın nasıl olur: Birincisi, en tehlikeli şey üniversitedir. Çünkü üniversite her şeyden kuşku duyan bilimi öğrenmenin yeri. Kuşku kadar tehlikeli bir şey var mı? Dogmadır esas olan ve bu üniversite denilen yerlerin başına boşuna mı bildiğimiz, güvendiğimiz, zamanı gelince şu kuşkucu öğrencileri bir çırpıda gözden çıkarıverecek muhteremleri getirdik biz. İşte gördünüz ne işe yaradıklarını. Yakındır ki üniversiteyi hepten hünkârın medreselerine dönüştürelim de, “kalemiye sınıfını” bir tamam bağlayalım. Hazırlıklar tamamdır, matbuat üç beş eksikle görevdedir. ??? Başa dönelim. Neler oluyor neler... Hevesimiz kabarmıştır. Haritalar değişiyor, bize düşeni almamızın önündeki engel şu savaş düşmanı pasifistlerden gayrısı değildir. Üç beş sergerdenin üniversite bahçelerinde, dar sokaklarda bağırıp çağırmasına aldıracak değiliz. Ama biz hak bilir, kadir bilir politika erbabıyız. Şimdi bizim “stratejik derinliğimize” değerli destekler çıktığını gördüğümüz zaman pek bir seviniyoruz. Bakın, dine mine inanmayan, bu nedenle de söyledikleri münafık cepheyi çat diye ortasından çatlatabilecek değerli müderrislerimizden Mete Tunçay Bey nasıl da güzel anlatıyor olması gerekeni, derin hayalimizi: “Ben bir Yeni Osmanlılık düzeninden yanayım ama bu Türklerin egemenliğinde bir Osmanlılık değil. Kastettiğim, Osmanlı içindeki çeşitli grupların fırsat eşitliği temelinde bir arada yaşaması. Bunu sadece Kürt meselesi için demiyorum. Mesela Balkanlar da felaket durumda. Yani Osmanlı’nın bir zamanlar yönettiği bütün ülkelerin, çağdaş, federatif ilkelere göre bir araya gelmesi bir ütopya olarak hoş bir şey. O zaman bunların aralarındaki çatışmalar sona erebilir. Bütün bu grupların eşit hak ve ayrıcalıklarla bir arada yaşaması kolay olmayabilir ama belki de uzun vadede amaçlanması gereken ideal budur.” (Şenay Yıldız söyleşisi Akşam) Bu mudur? Budur! ??? Gerçekleri gördünüz mü gerisi tamamdır. Gerçek nedir? Demokrasidir. Yani şu kuvvetler ayrılığı meselesinin istikrar parantezi içinde çözülmesidir. İstikrar ne peki? Hızlı adaletle hapishanelerin dolup dolup taşması, demokrasi yani istikrar karşıtlarının buraları sık sık ziyaret etmelerinin sağlanmasıdır. Gerçeğin öbür ucunda da bu çok elverişli koşullarda ekonomiyi genişletme projemiz gelir. Dışarıdaki Kürtlerle Neçirvan Barzani kardeşimizin dediği gibi “tamamen duygusal” bir şekilde (Bakınız Time söyleşisi. Time bulamadınız, Radikal’de Çandar’ımızı okuyun.) büyük, yani hani Mete Hocamızın dediği gibi ütopik bir federasyonla Irak petrollerinin bir bölümü üzerinde beraberce eyleyebilsek, Maliki’dir Esad’dır koyversek gitseler, pek iyi, pek âlâ olmaz mı? Elbette olur. Koşulu, müderrislerimizin yanımızda saf tutması, şu ODTÜ’lü baldırı çıplakların susturulması, Kürtlerin de, pekâlâ olabilir, şekil 1A’da görüldüğü gibi “demokratik” yöntemlerle ikna edilmesidir. “Bunun sonu savaş diyorlar.” Yahu kardeşim Türk savaştan korkar mı? Bir Türk dünyaya bedel değil mi? Sessiz talimat aldılar İLHAN TAŞCI ANKARA Eski YÖK üyesi Bülent Serim, ODTÜ’deki protestoların ardından bazı üniversite rektörlerinin kınama açıklamaları ve YÖK’ün denetleme kurulunu devreye sokmasını “Yaratılan yandaşlar kendi üzerine düşeni, yapıyor” sözleriyle değerlendirdi. YÖK’ün iktidardan “sessiz talimat” aldığını söyleyen Serim, “Üniversitelerin büyük bir kesimi iktidar yandaşına dönüştü, ancak ODTÜ gibi örnekler de var. Hazmedilemeyen bu” dedi. Eski YÖK üyesi, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Bülent Serim, ODTÜ’nün “öğrenciliğin ve öğretim elemanlığının nasıl olması gerektiğini” tüm Türkiye’ye gösterdiğini belirtirken “Onurlu mücadale alkışlanmaya değer” dedi. Öğrencilerin demokratik haklarını kullandığına işaret eden Serim, “Başbakan’ın Diyarbakır’a gidiyor gibi 3 bin 600 polisle üniversiteye gitmesi her şeyi çığrından çıkarmıştır. Hatta Başbakan ODTÜ’den ayrıldıktan sonra olayların çıkması daha da düşündürücüdür” yorumunu yaptı. İSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet) KESK’e bağlı EğitimSen, Öğretim Üyeleri Derneği, Üniversite Konseyleri Derneği’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda öğretim görevlisi ve öğrenci derneği, “Üniversite A.Ş’ye YÖK’e ve yasasına geçit yok” diyerek yeni yükseköğretim yasanın daha güçlü bir baskı ve denetleme aracı olacağını söylediler. İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda toplanan öğrenci, öğretim görevlisi ve demokratik kitle örgütü temsilcisi, “Her yer ODTÜ, her yer direniş”, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek” sloganlarını attı. Grup adına açıklama yapan İsmail Akça, “yeni YÖK Yasa Taslağı” adı altında “demokrasi oyunu” oynandığını belirterek “Taslak metninde de görüldüğü gibi, YÖK kaldırılmak bir yana başına bir ‘T’ getirilerek daha güçlü bir baskı ve denetleme aracı olarak korunmaktadır” dedi. Yeni yasa ile birlikte kadrolu ve sözleşmeli olarak iki istihdam biçiminin tarif edildiğinin altını çizen Akça şunları söyledi: “Araştırma görevliliği, burslu öğrenci statüsüne dönüştürülmektedir. Rekabet ve performans değerlendirmesi üzerinden emekçiler birbirinin kurdu haline getirilmek ve baskı altına alınmak istenmektedir. Yasa taslağında, üniversite sermaye ve iktidarın kıskacında alınmaktadır. YÖK’ün zihniyetini aynen sahiplenmekte ve derinleştirmektedir. 12 Eylülcülerin izinden yoluna devam eden devlet, sermaye ve AKP iktidarı, bu süreç karşısında saf tutabilecek tüm kesimleri ortadan kaldırmaya uğraşmaktadır.” Öğrenciler, İstanbul Üniversitesi’nin ana giriş kapısına “Üniversite A.Ş’ye YÖK’e ve yasasına geçit yok” yazılı pankart asarken açıklamaya, BDP milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel ve bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de destek verdi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) ÖĞRENCİ KOLEKTİFLERİNDEN YÖK YASASI TASLAĞI’NA KARŞI BİLİNÇLENDİRME BROŞÜRÜ Üniversiteler AŞ olacak MERT TAŞÇILAR ANKARA Öğrenci Kolektifleri, hazırladıkları broşürle üniversite öğrencilerini, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ve üniversitelerin yapısını değiştirecek olan yeni YÖK Yasa, Taslağı’na ilişkin bilinçlendirmek için harekete geçti. Broşürde, YÖK Yasa Taslağı’nın üniversiteleri ve bilimi piyasalaştıracağının vurgusu yapılırken devlet üniversitelerinin holdinglere teslim edilmek istendiğinin altı çizildi. Öğrenci Kolektifleri hazırladıkları 12 sayfalık broşürle “YÖK Yasası’na hayır!” dedi. Broşürde, “YÖK Yasası’nın önemi AKP için çok büyük. Peki ya üniversiteliler? Onların söz hakkı yine yok” ifadeleri dikkat çekti. Üniversitelerin “AŞ”, rektörlerin de “CEO” olacağının altı çizilen broşürde, “Yeni YÖK Yasası’yla akademisyenlere ‘Sermayenin çıkarları için bilgi üret ve her koşulda siyasi iktidarı destekle’ deniliyor. Akademisyenleri güvencesizliğe, kölece çalışmaya zorlayacak, bilimi sermayenin ve AKP’nin hizmetine sokmaya çalışacaklar” ifadelerine yer verildi. Broşürde yasa taslağına ilişkin açıklayıcı bilgiler bulunurken, “Peki, ya kâr getirmeyen bölümlere ne olacak?” denildi. Broşürde bu duruma, 2010 yılında Londra’daki Middlesex Üniversitesi’nin dünyaca ünlü felsefe bölümünün fazla para getirmediği gerekçe gösterilerek kapatılması örnek gösterildi. Broşürde, hazırlanan yasanın anayasanın 130. ve 131. maddelerine açıkça aykırı olduğu vurgulanırken “Yasanın mimarı YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya bile bu durumu itiraf etmek zorunda kalmıştır” denildi. Broşürün sonunda yer alan ifadelerde öğrencilerin “müşterileştirildiği” belirtilirken şu ifadelere yer verildi: “Üniversitelere mali özerklik’ adı altında oluşturulacak, kendi finansmanını kendi yaratan üniversite anlayışı, daha fazla paralılaştırma, öğrenciyi daha fazla müşterileştirme demektir. Yasa sadece eğitimi paralı yapmakla kalmıyor, bilimi de patronların hizmetine açıyor.” ‘Emekçiye kapanıyor’ Rejim çığrından çıktı Türkiye’de rejimin dört kırılma noktası yaşadığını vurgulayan Serim, bunları ve gerekçelerini şöyle anlattı: “İlki 2002 yılın AKP’nin tek başına itkidar olmasıydı. İkincisi, 2007’de Cumhurbaşkanı’nın değişmesi. Üçüncüsü 2010’da yargının referandumla ele geçirilmesi ve dördüncüsü de 2011’de AKP’nin yüzde 50 oyla iktidarını sürdürmesiydi. Bütün bunları üst üste koyduğumuzda geldiğimiz nokta şu: İster adına sultanlık rejimi deyin, ister iktidarı tek başına yönetme isteği deyin Türkiye’de son derece çığrından çıkmış bir rejim var. Bu iktidar suskun üniversite istiyor. Çünkü yargı, ordu, medya ele geçirildikten sonra üniversiteler ele geçirildi ve suskun üniversite yaratıldı da. Ama öyle bir noktaya gelindi ki herkes tepkisini ortaya koyuyor. ODTÜ’deki olayda onlardan biri. 29 Ekim kutlaması, 13 Aralık Silivri çıkarması suskun üniversiteyi isyan eder hale getirdi. Haklı olarak bir birikimin sonucuydu. Sadece Başbakan’ın oraya gitmesinin protestosu değildi. ” Üniversitelerin tamamen yandaş kılındığının zannedildiğini, ancak ODTÜ gibi istisnalar olduğunun görüldüğünü kaydeden Serim, “İşte o yandaşlar şimdi kendilerine düşeni yapıyor. YÖK’ün denetleme kurulunu devreye sokmasını da doğal karşılıyorum. Çünkü AKP’nin penceresinden baktığı zaman olup biteni hazmedemeyecektir, kabul edemeyecektir. Sessiz talimatı almıştır. Artık Sayın Başbakan talimat vermiyor. Oraya getirdiği kişiler onun nasıl bir tavır istediğini biliyorlar” dedi. Ankara’da da bir grup öğrenci, YÖK yasa taslağını protesto etti. Cebeci Kampusu’nda toplanan öğrenciler, çeşitli pankart ve dövizler açarak sloganlar eşliğinde Kızılay’a yürüdü. Sakarya Meydanı’nda gruptakiler adına yapılan açıklamada, YÖK yasa taslağı ile üniversite kapılarının emekçi çocuklarına kapatılacağı öne sürüldü. Polis yine gaza sarıldı KOCAELİ (AA) Merkez Bankası önünde toplanan Dev Sağlıkİş Kocaeli Bölge Temsilciliği ile bazı sivil toplum kuruluşları üyelerinden oluşan grup, asgari ücret zammını protesto etmek için yürüyüş yapmak istedi. Çevik kuvvet ekipleri tarafından yürümelerine izin verilmeyen gruptakiler ile polis arasında arbede yaşandı. Arbede sırasında panzerden tazyikli su sıkılarak uzaklaştırılan göstericiler, bir süre sonra tekrar polis barikatının önüne gelerek oturma eylemi başlattı. Polis, uyarılara rağmen eylemlerini sürdüren gruptakilere, biber gazı ve tazyikli su sıkarak müdahale etti. Müdahale sırasında çıkan arbedede yere düşerek yaralanan 2 gösterici ise hastaneye kaldırıldı. (Fotoğraf: AA YUNUS EMRE GÜNAYDIN) ODTÜ’DE 30 YIL HEM YÖNETİCİ HEM AKADEMİSYEN OLARAK GÖREV YAPAN CHP’Lİ PROF DR. SENCER AYATA: Kınayanların desteği yok TÜREY KÖSE ANKARA ODTÜ’de 30 yıl boyunca hem yönetici, hem de öğretim üyesi olarak görev yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sencer Ayata, “İfade özgürlüğünün engellenmesi söz konusu değildir, Başbakan’ın konuştuğu salonda hiçbir öğrenci yoktur. ODTÜ’yü kınayan açıklamalar öğretim üyesi desteği olmayan girişimlerdir” dedi. Ayata sorunun orantısız şiddet kullanılmasından kaynaklandığını vurguladı. Ayata, ODTÜ’yü kınayan rektörlerin görüşlerini kendi senatolarında bile kolay kolay kabul ettiremeyeceklerini belirterek üniversitelerin kendi içlerinde ciddi gerilime ve çatışmalara sürüklendiğine dikkat çekti. OD TÜ’de laboratuvarların çok uzaktan atılan mermilerle tahrip edildiğini vurgulayan Ayata, “O laboratuvarlar araştırmanın, yeniliğin ve gelişmenin yuvası. Yenilik üreten bir üniversitenin oluşması en az elli yıl sürer” dedi. Ayata, şu görüşleri dile getirdi: “ODTÜ’nün hedefi erdemli, eleştirel düşünebilen, yaratıcı bireyler yetiştirmek olmuştur. Önce bilimsel bilginin ve her türlü otoritenin sorgulanması öğretilir. En makbul öğrenci hocasını en çok eleştiren öğrencidir, diye düşünülür. Karşı da çıkar, protesto da eder. ODTÜ, çocuğun hocaya ‘al eti senin kemiği benim’ diye terk edildiği ‘sıbyan’ mektebi değildir. ODTÜ’de öğrenciler ‘vur odunu kafasına el pençe divan dursun’ anlayışı ile terbiye edilmezler.” ‘AKP İL BAŞKANLARI GİBİLER’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, bazı üniversite yönetimlerinin ODTÜ’yü hedef alan açıklamalarına “Bu tavır göstermektedir ki bazı üniversitelerimiz içinde bulundukları yapıların tarihsel misyonlarının yüzlerce yıl gerisinde kalmışlardır. Bu yapılardan bilimsel ve akademik üretim beklenemez. Üniversiteleri, iktidar akademilerine dönüştürmeyelim” diye tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de ODTÜ’yü kınayan rektörleri “AKP il başkanı” gibi davranmakla suçladı. Tekin, AKP’ye yakın rektörler eliyle ODTÜ üzerinde baskı kurulmaya çalışıldığını söyledi. CHP Milletvekili Aykan Erdemir, “İyi ki ODTÜ var. ODTÜ var olduğu sürece Türkiye için hâlâ umut var” dedi. CHP milletvekilleri Gürkut Acar ile Celal Dinçer de, basın toplantısında ODTÜ’yü kınayan açıklamalara tepki gösterdi. Acar, “Üniversitelerin görevi dindar, kindar, itaatkâr gençlik yetiştirmek değildir. Şimdi hedef ODTÜ’dür. ODTÜ’nün direncini kıramayacaklardır” dedi. Hükümet YÖK ve rektörlerden memnun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, YÖK’ün ODTÜ olayları ile ilgili inceleme başlatmasına ilişkin “Görevini yapsaydı ve kendi soruşturmasını kendi açsaydı da YÖK’ün inceleme başlatmasına gerek kalmasaydı. Bu anlamda YÖK’ün tavrını olumlu buluyorum” değerlendirmesini yaptı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da gazetecilerin soruları üzerine ODTÜ’deki olayları “Büyüyen Türkiye’nin küçülen zihniyeti” diye nitelendirirken, üniversitelerin ODTÜ’ye karşı ortak açıklama yapmasıyla ilgili olarak “Üniversitelerin Türkiye’ye getirmek istediği o münevver seviyeyi yakalayan bir açıklama, bir ortak akıl olarak görüyorum” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle