16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ARALIK 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Savcılık, Patriot eylemi yapan öğrenciler hakkında ‘terörden’ soruşturma başlattı 7 Erdoğan hassasiyeti ALİCAN ULUDAĞ Bir Anketin Düşündürdükleri Habertürk gazetesiyle Konsensus Araştırma ve Danışmanlık Kurumu, 2012 yılını geride bırakırken zaman zaman kendi kendimize yönelttiğimiz o sorunun yanıtlarını 1500 kişiyle telefonla yaptığı görüşmeler sonunda almış. “Bugün Seçim Olsa” başlığı altında özetleyebileceğimiz soruları yanıtlayan 81 ildeki katılımcıların yüzde 50.4’ü AKP diyor. Hatırlayanlar, iktidar partisinin, üstelik “ustalık dönemi” diye adlandırılan bu yılın sonundaki nabız yoklamasında yüzde 52’lerden ortalama 2 puanı yitirdiğini görecektir. Aynı kaynaklar, inişin sürdüğünü de söylemekte. “Yitirilen oyları muhalefet partilerinden hangisi kaptı” diye merak edenleri hayal kırıklığına uğratacak sonuçlar ise şöyle: Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Benden daha çok dolaşan bir başka lider var mı” sorusuna karşın kırsal ve kentsel kesimde yaşayan ve o anketi yanıtlayan 1500 kişiden yüzde 27.9’u CHP için oy kullanacağını söylemiş. Demek ki önemli olan liderin gezmesi kadar gittiği yerlerde seçmene partisinin neler yapacağını anlatmasıdır. CHP’nin bugünkü genel başkanı da kurmayları da yakın zamanlara kadar kökleri Müdafaai Hukuk Cemiyeti’ne, yani ulusal kurtuluş hareketine dayanan oluşum için üstüne basa basa “yeni” takısını yerleştirmekte ısrar ediyorlardı. Dilim döndüğü kadar sayın genel başkana da, çevresine de o ünlü “Şeyh uçmaz, mürit uçurur” özdeyişimizi anlatarak bir kitle partisi olmalarını öğütleyenlere gerçek dostları diye bakmamalarını söyledim. 2000’li yılların banka reklamları arasında çok beğenilen “Yok aslında birbirimizden farkımız. Ama biz Osmanlı Bankası’yız” sloganını partiler de kullanırlarsa, halk öncelikle gücü elinde tutan, yağ, un gibi tüketim maddelerini bedava dağıtanlara oy verir dedim. Emektir, sendikadır, alın teridir, grevdir toplusözleşmedir, çalışan büyük seçmen kitlesinin beklentisidir CHP’yi kapitalist dünyadan ayıran. Hele CHP’ye oy vermek istemeyen sosyal demokratlara yuva olması beklenen DSP’yi, baraj altında kalmak şöyle dursun, yüzde 1’lerden bile yoksun bırakan ihanet cephesi! Kaçı ciddiye aldı söylediklerimi? Kaçı terbiyeli davranarak “Sana ne be adam” demek istedi, ama yaşıma hürmet edip sesini çıkarmadı, bilemem. Bildiğim tek şey, 1980 öncesinde, oy oranı yüzde 44’leri bulmuş olan aziz Ecevit’in önderliğindeki CHP’nin sendikalar, gençlik ve kadın kolları gibi ayrı masaları olduğu ve hemen her üniversitede sosyal demokrasi dernekleri aracılığıyla genç seçmenlerle diyalog oluşturduğuydu(*). Bu saydığım yan kuruluşlar, yazının başlarında anlattığım “şeyhi uçuran müritler”dir. Onlardan zaman zaman aldığım epostalardan her ay İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Maçka sosyal tesislerinde konferanslar düzenleyerek birlikte yemek yediklerini de öğrenmekten öyle mutluluk duyuyorum ki. Dün çalışma masamda, o dönem birlikte parlamenterlik ve Bakanlar Kurulu üyeliği de yaptığım Erol Tuncer’in Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı’nca yayımlanan “1961” seçimleri adlı kitabını buldum. Tuncer o dönemin hiç bilmediğim yanlarını da belgelere dayanarak irdelemiş ve kitabına almış. Mesela merhum Menderes için “27 Mayıs darbesi yapılmasaydı DP’yi zaten seçime götürüyordu” diyenlere dönemin başvekilinin mayıs ayı başında Ankara Radyosu’nda yaptığı üç konuşmasında, muhalefetin ülkeyi harman eden dolaşmalarından şikâyet ederken “Önümüzde bir erken seçim yok ki...” dediğini, o konuşmaları kitabına alarak anımsatmış (**). Öylelikle, kimi ezberleri bozan bir yeni kitabını daha; 1946, 1950, 1954 ve 1957 seçimlerini irdeleyen kitaplarının devamı olarak politikacıların ve araştırmacıların kitaplıkları için birer hazine olarak sunmuş. (*) CHP’nin Ankara İl Başkanı Zeki Alçın, İstanbul’da o dönemin düşünce dergisi Özgür İnsan’ı yeniden yaşatmaya çalışan Süha Akıncı, Prof. Dr. Semih Eryıldız, Faruk Erginsoy ve özellikle Ankara’da TESAV Toıplumsal Araştırmalar Vakfı’nın başkanlığını da yapan değerli araştırmacı dostum Erol Tuncer. (**) Erol Tuncer’in kitabını edinmek için [email protected] ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’a yönelik ODTÜ’deki olaylı protestoya ilişkin gözaltılar gündemdeki yerini korurken, Türkiye Komünist Partili (TKP) öğrencilerin yaptığı “Patriot” eylemi ve buna ilişkin Başbakanlık’a verilen mektup hakkında çifte soruşturma açıldı. “Terör” suçlarına bakan savcılık, mektupta geçen ifadeler nedeniyle olayı “terör bağlantısı” yönünden, Basın Savcılığı ise “2911 sayılı yasaya muhalefet ve devlet büyüklerine hakaret” suçundan araştırmaya başladı. Mektubu Başbakanlık’a veren öğrencinin kaldığı evin kapısını, hakkında gözaltı kararı olduğunu söyleyen TEM polisleri tarafından çaldı. TEM Şube’de ifade veren öğrenciye, “Mektubu ne maksatla okuyup Başbakanlık’a verdiniz? Başbakan’ın okullara sokulmaması yönünde tehditler için herhangi bir plan organize ettiniz mi? Bu tür eylemler için herhangi bir yerden ya da örgütten talimat aldınız mı?” soruları yöneltildi. ODTÜ’deki protestoya ilişkin gözaltıların yaşandığı 21 Aralık günü Yüksel Caddesi’nde toplanan TKP’li öğrenciler, Suriye sınırına Patriot füzeleri konuşlandırılmasını protesto etti. “Yabancının roketi, padişahın fermanı gençliğe sökmüyor” pankartı açan öğrenciler, hazırladıkları bir mektubu burada okuduktan sonra, Başbakanlık’a vermek üzere yürüyüşe geçti. Polis, öğrencileri YKM önünde durdurdu. Yapılan pazarlıklar sonucu, gruptan sadece 3 kişinin Başbakanlık’a gitmesine izin verildi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi M.D. mektubu verirken adını ve telefon numarasını da evrak kayıt birimine bildirdi. Cebeci’de bir arkadaşının yanına misafirliğe giden TKP’li öğrencinin kapısını 10 kadar TEM polisi çaldı. Polisler, öğrencinin hakkında gözaltı kararı olduğunu söyledi. Eve çağrılan öğrencinin avukatları, kendilerinin Emniyet’e gideceğini belirterek, polislerin gitmesini istedi. Avukatlar ve öğrenci, ilk olarak eyleme ilişkin Basın Savcılığı’nın soruşturma başlatması nedeniyle önceki gün Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne gitti. TKP üyesi M.D, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve okumuş olduğu basın açıklaması ile devlet büyüklerine hakaret” suçlarından ifade verdi. İfadenin ardından M.D’yi, Güvenlik Şube’nin kapısından TEM ekipleri aldı. TEM Şube’de, “Baskı ve tehdit unsurları ile devlet büyüklerine hakaret, halkı kanunlara uymamaya tahrik etmek” suçlamasıyla M.D’nin sorgusu yapıldı. ‘Terörist’ diye damgalanıyorlar ipotek altında AYŞE SAYIN ANKARA ODTÜ öğrencilerinin protesto eylemleri ile ilgili tartışmalar sürerken, üniversite yönetimlerinin bu tür eylemlere katılan öğrencileri “terörist” faaliyette bulundukları gerekçesiyle ya okuldan attığı ya da finalvize sınavlarına sokmayarak geleceklerine de “ipotek koyduğu” ortaya çıktı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in, BDP milletvekilleri Mülkiye Birtane ve Altan Tan’ın soru önergelerine verdiği yanıtlar, üniversitede herhangi bir protesto eylemine katılan öğrencilerin, üniversite yönetimleri tarafından “kaydın silinmesi”ne kadar uzayan çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya kaldığını ortaya koydu. ri dağıtmak, propaganda yapmak” suçundan aldıkları cezalar nedeniyle okulla ilişiği kesildi. Ayrıca terör örgütüne üye olmak suçundan da 2 öğrencinin tutuklu olarak yargılaması sürüyor. Öğrenciler aleyhine üniversite yönetimince açılan dava bulunmamakla birlikte, ilişiği kesilen ya da uzaklaştırma cezası alan 25 öğrenci, üniversite yönetimi aleyhine Hatay İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Çakırözer ödülünü eski TGC Başkanı Nail Güreli’den aldı. Cemal’e ödülünü TGC Başkanvekili Turgay Olcayto verdi. Simavi ödülleri sahiplerini buldu Alanındaki en saygın ödüllerden sayılan ve 1977’den bu yana verilen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Sedat Simavi Ödülleri düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Gecede gazetemiz Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’la yaptığı söyleşi ile “Gazetecilik” ödülünü alırken gazetemiz yazarı Ahmet Cemal de “Lanetlenmiş Ağustosböcekleri” adlı deneme kitabıyla “Edebiyat” dalında ödülünü aldı. Taksim The Marmara Otel’de dün akşam düzenlenen törene aralarında TGC Başkanı Orhan Erinç, gazetemiz yazarları Emre Kongar, Şükran Soner, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in de bulunduğu çok sayıda aydın, gazeteci ve yurttaş katıldı. Gecede açılış konuşmasını yapan Erinç, 2012’de gazetecilere uygulanan baskıların tavan yaptığını belirterek “2013 yılında umuyoruz ve diliyoruz ki bu tehlikelerle karşı karşıya kalmayalım. Hapisteki gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını sağlayacak yasal değişiklikler yapılsın” dedi. Çakırözer ise aldığı ödülün “halkın bilgi edinme hakkının korunmasına destek” anlamını taşıdığını söyledi. Cemal ise yaptığı konuşmada, “Bu ödülü rahmetli İlhan Selçuk’a borçluyum. Selçuk’un sayesinde köşe yazarı oldum” dedi. Gecede radyo, televizyon, sosyal bilimler, fen bilimleri, sağlık bilimleri, görsel sanatlar ve spor alanında da ödüller sahiplerine verildi. Sınav izni de yok BDP’li Altan Tan’ın Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde 8 Haziran 2012 tarihinde gözaltına alınıp tutuklanan 10 öğrencinin üniversite yönetimince sınavlara sokulmadığı iddialarına da yanıt veren Ergin, ilgili mevzuat gereği, bir üniversiteye devam ederken tutuklanan veya hüküm giyen öğrenciler ile cezaevindeyken üniversiteyi kazananların “okulların kabul etmesi koşuluyla” güvenlik görevlileri nezaretinde ara, yıl sonu, bütünleme ve mazeret sınavlarına, talepleri halinde katılabildiklerini ifade etti. Öğrencilerin sınava girme hakkı elinden alındı Eylemlere katıldığı için tutuklu bulunan öğrencilere de bazı üniversite yönetimleri “sınava girme hakkı” bile tanımadı. Bu kapsamda en çarpıcı örnek, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nden geldi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Uludere olayını protesto, Halepçe katliamını protesto eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle üniversite yönetimi tarafından son 1 yılda 50 öğrenci hakkında disiplin işlemi yapıldı. Ergin’in verdiği bilgiye göre üniversite yönetimi, YÖK Disiplin Yönetmeliği kapsamında “İzinsiz gösteri yapma, bölücü örgüt ve yasadışı örgütlerin bildirisini dağıtma, kamu malına zarar verme, kamu görevi yapan özel güvenlik çalışanlarını taşlama ve yaralama” eylemleri nedeniyle öğrencilerin okulla ilişkisini kesti. Bu kapsamda son 1 yıl içinde 7 öğrencinin “yasadışı terör örgütü lehine bildi İnönü tüm yurtta anıldı Başbakan’ın İnönü azabı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bulduğu her fırsatta Türkiye’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü hedef alan, son olarak serbest kıyafet tartışmalarında “Üniforma meselesiyle ilgili birkaç kitap karıştırırsan orada Cizvit papazlarını, Mussolini’yi, Hitler’i göreceksin, bir de tabi İsmet İnönü’yü göreceksin” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan, İnönü’nün 39. ölüm yıldönümünde üslup değiştirdi. Erdoğan, “İnönü, değerli bir siyaset ve devlet adamı olarak yakın tarihimizin en önemli şahsiyetleri arasında yer almaktadır” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de mesajında İnönü’nün milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasında, Cumhuriyetin temellerinin atılmasında ve Türkiye’nin kalkınmasında mühim bir rol oynadığını belirtti. Haber Merkezi Milli Mücadele kahramanlarından ve Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, ölümünün 39. yıldönümünde başta Anıtkabir olmak üzere yurt genelinde düzenlenen törenlerle anıldı. ANKARA: İnönü, ölümünün 39. yılında Anıtkabir’deki mezarı başında anıldı. Törene, İnönü ailesi üyelerinin yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, milletvekilleri, İnönü’nün kızı Özden Toker ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları katıldı. İSTANBUL: CHP İstanbul İl Başkanlığı 2. Cumhurbaşkanı ve eski CHP Genel Başkanı İnönü’yü dün Maçka’daki anıtı önünde andı. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ile Ferit Mevlüt Aslanoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ile CHP İlçe Başkanları ve partililerin katıldığı törende, anıta çelenk bırakılmasının ardından, saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu. İZMİR: İnönü, İzmir’de 1884 yılında Konak’taki doğduğu evde anıldı. “İsmet İnönü Anı Evi”nde toplanan yurttaşlar, Türkiye’nin, İnönü gibi devlet adamlarına ihtiyaç duyduğunu vurguladı. MALATYA: İsmet İnönü, memleketi Malatya’da törenle anıldı. İnönü Anıtı önündeki anma töreni Vali Vasip Şahin, 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Burhanettin Aktı, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, CHP Milletvekili Veli Ağbaba katıldı. Sınav başvurusu yönetimden döndü Ergin’in verdiği bilgiye göre tutuklanan Afyon Kocatepe Üniversitesi öğrencilerinden 3’ünün final sınavlarına katılma talepleri, 25 Haziran 2012’de üniversite yönetimleri tarafından reddedilirken, 3 öğrencinin 22 Haziran’da yaptıkları “final sınavına katılma” başvurusu da “sınavlar sona erdi” gerekçesiyle üniversite yönetiminden döndü. Bu öğrencilerden sadece birinin belli derslerden sınav hakkının “saklı tutulması”na olanak tanıdı. Sınav talebinde bulunan öğrencilerden sadece 2’sinin sınava katılma talebi yerine getirilerek sınava girmesi sağlandı. Kamu hastaneleri ve özel hastanelere aldırılacak cihazın satış yetkisi tek firmaya verildi Fotoğraf: KAYHAN AYHAN Gelecekleri Sağlıkta ‘avuç içi’ endişesi HİCRAN ÖZDAMAR Kürtçeye ilgi çok düşük kaldı AYŞE SAYIN İZMİR Sağlık harcamalarındaki usulsüzlükleri önlemek amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından özel ve kamu hastanelerine aldırılmak istenen “avuç içi damar okuma” cihazı, yeni bir usulsüzlük kapısı araladığı gerekçesiyle endişe yarattı. Cihazların satışının tek firmaya verilmesi ve istenilen özellikte olmaması nedeniyle tekel oluştuğunu vurgulayan sağlık yöneticileri, uygulamanın 15 Ocak’ta başlamadan önce SGK’nin gerekli önlemleri alması gerektiğini vurguluyor. Sistem, temmuz ayında Konya’da başladı. Eylül ayına dek 20 kente yayılan sistem, kasım ayı itibarıyla 61 kente yükseldi. Ye ni yılla birlikte sistemin ülkedeki özel ve kamu kurumlarına yayılması planlanırken, cihazın 2 bin 500 dolar olan fiyatı nedeniyle kuruluş temsilcileri sistemin yaygınlaşamayacağını kaydediyor. Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Başkanı Dr. Reşat Bahat, cihazın geliştirilmesini ve tek firmaya verilen satış hakkının diğer firmalara da sağlanmasını istediklerini söyledi. Bahat, konuyu SGK yetkilileriyle görüştüklerini belirterek, “Verilen rakamlar yüksek. Bu rakamlarla her hekimimize bu cihazı sağlayamayız. Sanıldığı gibi kurumlarımızın çok parası yok. Bu cihaz beklentilerimizi çözmüyor. Cihazlar, hasta gelmeden hastalıkları üzerine hangi işlemleri ya pıldığını sistemde gösterecek. Böylece hastalarımızı takip etme ve doğru bilgiye ulaşma olanağı olacak. Ancak bu rakamlarla bunu yaygınlaştırmamız olanaksız. Bir cihazın maliyeti 2 bin 500 doları buluyor. Bir cihazla 100150 hastaya işlem yapıyorsunuz. Bu hastaneler için 1015 araca ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Biz ‘parmak damar izi’ sistemi de kullanılsın diyoruz. Böyle olursa rekabet oluşur ve fiyatlar düşer” dedi. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Mete Güzelant, küçük değişikliklerle büyük yalanların gizlenmek istendiğini belirterek, “Yurtdışında 700 dolara satılan ürünün, Türkiye’de 2 bin 500 dolar üzerinden ve bir firma tarafından satılması düşündürücüdür. Bu cihazın alımını Sosyal Güvenlik Kurumu istiyor, ödemesini de kurumun yapması gerekir. Güvenilirliğinin de sorgulanması gerekir” diye konuştu. Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Beyazıt İlhan da, yurttaşların sosyal güvencesiz bırakıldığını, bu nedenle de birçok insanın başkasının kimliğiyle sağlık hizmeti almaya yöneldiğini belirterek, “Bu devleti yönetenler, sağlık hizmetini her geçen paralı hale getirmeye devam ediyor. Genel sağlık sigortasıyla birlikte insanlar borçlandırılıyor. Milyonlarca liraya bu cihaz alımı yapılacağına bu kaynak yurttaşlarımızın sağlığı için harcanabilir” dedi. ANKARA Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bu yıl ilk kez “seçmeli ders” olarak konulan Kürtçe ve lehçesi olan Zazacaya Diyarbakır’da yapılan başvurunun 6 bin civarında kaldığını açıkladı. Hükümetin eğitimde 4+4+4 sistemine geçilmesiyle birlikte seçmeli ders olarak ilköğretim kurumlarında Kuran ve Siyer’in (Peygamber’in Hayatı) yanı sıra Kürtçeye başvurularla ilgili ilginç istatistikler ortaya çıktı. BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın soru önergesini yanıtlayan Dinçer, seçmeli dersler kapsamında yer alan Kuranıkerim dersi için 23 bin 177 başvuru olurken, Hazreti Muhammet’in Hayatı (Siyer) dersi için 24 bin 31 başvuru oldu. Kürtçenin en yoğun konuşulduğu illerin başında gelen Diyarbakır’da “Yaşayan Diller ve Lehçeler” kapsamında seçmeli olarak okutulan Kürtçe için 5 bin 860 başvuru olurken, Zazacaya da 142 öğrenci başvuruda bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle