16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK 2012 ÇARŞAMBA [email protected] 20 KÜLTÜR ? ‘Sergiye bazı küçük metinler eşlik etse de, tüm şehirlerin kareleri yan yana gelmedi. Serginin biraz anarşik biçimde gezilmesinden yanayım. Fotoğrafta, gördüğünüzden ziyade görmek istediğinizi yansıtırsınız. Ben bu 13 şehirden çektiğim karelerle, iç içe geçmiş bir başka yeni şehir yaratmayı hedefledim.’ Milli Reasürans, İspanya’da UNESCO Dünya Kültürel Mirası listesindeki 13 şehri fotoğraflayan José Manuel Navia ile 2013’ü karşılıyor EVRİM ALTUĞ Yüz Yıl Önce Balkanlar 2012, ülkemizin Rumeli’deki yarısını büyük oranda yitirerek bugünkü sınırlarına çekildiği Balkan Savaşları’nın yüzüncü yılı. Yüz yıl önce Osmanlı İmparatorluğu, Adriyatik kıyılarından Hicaz’a, Girit’ten Bağdat’a dek uzanıyordu. Balkan Savaşları, 1912’nin 8 Ekim günü Karadağ’ın Osmanlı’ya savaş ilan edip bugünkü Arnavutluk’taki İşkodra’ya saldırmasıyla başladı. Sırbistan, Kosova’yı, Yunanistan, Yanya’dan Selanik’e uzanan çizgiyi, Bulgaristan, Çatalca’ya dek Trakya’yı ele geçirdi. Savaş sonunda, türlü insani acıların yanı sıra doğubatı doğrultusunda yaklaşık bin kilometrelik bir alan Osmanlı’nın elinden çıkarak Balkan devletleri arasında paylaşıldı. Edebiyatımızın önde gelen isimlerinin doğum yerlerine bakmak bile bu sınırların genişliği üstüne bizi düşündürebilir: Çağdaş şiirimizin temelini oluşturan iki şairden Yahya Kemal Üsküp’te, Ahmet Haşim Bağdat’ta doğdular. İlk büyük Türkçe sözlük sayılan “Kamusı Türkî”nin ve yine ilk Türk romanı sayılan “Taaşşukı Talat ve Fitnat”ın yazarı Şemşettin Sami Arnavutluk’ta Fraşer adlı küçük bir kasabadan çıkmıştır. Nâzım Hikmet Selanik’te, kız kardeşi Samiye, Halep’te doğdu. Bugün de okullarımızda okutulan “Ömer’in Çocukluğu” adlı özyaşamöyküsünün yazarı Muallim Naci, İstanbul’da doğar ama yetim kalınca Varna’daki dayısının yanına gidip orada okur ve yine orada öğretmenlik yapar. Sabahattin Ali, bugün Bulgaristan’da bulunan Ardino, Necati Cumalı, Yunanistan’ın Makedonya sınırındaki Florina doğumludur. Bu liste uzar gider... Atlas Tarih dergisi, geçen ay özel bir sayıyla bu tarihsel olayı inceledi. Yanı sıra okurlarına “Yüz Yıl Önce Balkanlar” adlı bir de albüm armağan etti. Bu albümdeki kartpostallara bakıp şaşmamak elde değil. Selanik’in, Filibe’nin, minareli, cumbalı görünümleri, sanki birer düş şehirleri gibi... Bugün, yüz yıl öncesinin hesaplaşmasına girişmenin anlamı yok. Ama tarih bilinciyle bu olayların, yaşadığımız ülkenin oluşumuna yol açan etmenlerden biri olduğunu, bugünkü nüfusumuzun üçte birini Balkan topraklarından göçenlerin oluşturduğunu, o topraklarda nicelerimizin atalarının anılarının, eserlerinin kaldığını bilmeliyiz. Önümüzde sınırların, dil ve kültür farklılıklarının önemsizleştiği, ekonomik, kültürel ve insani işbirliğinin öne çıktığı bir Avrupa Birliği deneyimi var. Balkanlar’ı da bu bakışla düşünmek yakın gelecek için görünür tek seçenek. İnsanların sınır engellerine takılmadan serbestçe dolaşabildiği, istediği yerde yer alıp yerleşebildiği, çalışabildiği ve yaşayabildiği Balkan toprakları, yeni bir kültürel zenginlik ve harmanlanma sürecini de başlatacaktır. Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum; Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum. Kalbimde vardı “Byron”u bedbaht eden melâl Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl... (Yahya Kemal) Bir başka yeni şehir yaklaşımınız nedir ? Sergiye bazı küçük metinler eşlik etse de, tüm şehirlerin kareleri yan yana gelmedi. Serginin biraz anarşik biçimde gezilmesinden yanayım. Fotoğrafta, gördüğünüzden ziyade görmek istediğinizi yansıtırsınız. Ben bu 13 şehirden çektiğim karelerle, iç içe geçmiş bir başka yeni şehir yaratmayı hedefledim. Dünyada yok olmaya yüz tutan kültür varlıklarını takip ediyor musunuz ? Son zamanlarda endişe verici gelişmeler var. Kariyerim sürecinde Mali’ye gitmiş ve Timbuktu’daki tahribattan önce bölgenin zenginliğine bizzat tanıklık etmiştim. Dışarıdan bu haberlere maruz kalmamak mümkün değil. Avrupa’da yaşanan ekonomik kriz, bu sergi ve kitabı gibi kültürel projeleri nasıl etkiliyor ? Bu tür krizlerde genelde kültür harcamalarında kesinti yapılır. İspanya örneğine baktığımızda, kültürel projelere kamu fonlarından yapılan harcamalarda, projelerin büyüklüğünün, kriterlerin önüne geçtiğini görebiliyoruz. Benim ekibim, üç kişiden oluşuyor. Bir arkadaşım dijital, diğeri edisyon ile ilgili, ben de basınla ilişkileri yürütüyorum. Yaptığımız her şeyin bütçesi ucu ucuna. Kriz bizi etkiliyor, ama engellemiyor. Kriz, yapılacak işin daha fazla sorgulanmasını gerektirdiği için bu işin kalitesini artırıyor. Fotoğraflar nasıl bir teknik birikimle çekildi ? Çok fazla, komplike kamera ve objektiflerim olsun istemiyorum. Çünkü fotoğrafı ne kadar karmaşıklaştırırsak, kendimizden de o kadar uzaklaşıyoruz. Fotoğraf ve edebiyat, zamanı işleyen iki önemli alan. Zaten felsefe ve edebiyat eğitimi görmüş biri olarak, fotoğraflarla bir yazar gibi metin üretir gibi çalışmaktan hoşlanıyorum. Zamana karşı aldığımız mesafe ve ışık da, bir kâğıda alınmış notlar gibi, tek bir kamera ve lensle gerçekleşiyor. Yeni bir yıla hazırlandığımız şu günlerde Cervantes Enstitüsü ile işbirliğine giden Milli Reasürans Sanat Galerisi, 2013’ü Photo Espana ve La Fabrica tarafından teması belirlenen İspanya’nın UNESCO “Dünya Mirası” şehirlerinden 13 tanesini ele alan fotoğraflarla karşılıyor. Üretiminde, kâğıt ve kalemine sığınan bir yazar gibi düşünerek, tek bir kamera ve objektifi yeğleyen José Manuel Navia’nın fotoğraflarından oluşan sergi, beraberinde toplam 78 kareyi buluşturan, 10 bin tirajlı, “Dünya Kültür Mirası Listesi: İspanya’nın 13 İncisi” başlıklı İngilizceİspanyolca bir kitabı da getiriyor. 12 Ocak’a dek görülebilecek sergide, İspanya ve dünyanın önde gelen yapılarından Kurtuba Cami / Sinagog Cordoba, San Esteban Manastırı Salamanca, Toledo Santa Maria la Blanca Sinagogu Toledo, Tarragona Kilisesi Tarragona ile Merida Roma Amfitiyatrosu Merida gibi yapıların öne çıktığı fotoğraflar yer alıyor. İzlediğimiz bu karelerde romantizm, hüzün ağır basıyor, neden? Buradaki duyguya nostalji diyelim isterseniz. Eski Yunan kelimesi ‘Nostos’dan hareket ettiğim başka bir projem var. Bu yönüyle fotoğraf, bu hasretleri, özlemleri yakalamak için çok iyi kullanılabilen bir araç. Fotoğraf nostaljiyi üretip, tüketen, dozuna göre ilaç veya zehir olabilen bir mefhum, öyle mi ? Kesinlikle öyle, zaten eski tıbba baktığınızda, bizi öldürebilecek zehirlerin küçük dozlarda tedavi edici olabileceğini görürsünüz. Tıpkı merhum bir İspanyol yazarın ‘Yazmak beni iyileştiriyor’ dediği gibi, fotoğraf da beni iyileştiriyor. Serginin izlenme tekniği konusundaki Sanatçılar Girişimi’nin ‘Reddediyoruz’ etkinliğine katılan Fransız müzisyenoyuncu Mathieu Chardet: ‘Demokrasi kazanılan bir hak’ Kültür Servisi Yaklaşık 30 yıldır Fransa’da yaşayan obua sanatçısı Ayser Vançin ve Fransız müzisyenoyuncu Mathieu Chardet geçen pazar günü gerçekleşen “Reddediyoruz Sanatçılar Girişimi” isimli etkinlikte yer aldılar. Fransa’da uzun yıllardır Nâzım Hikmet şiirlerini müzikal şeklinde yorumlayan ikili uluslararası festivallerin dışında Türkiye’de de Ayser Vançin ve Mathieu Chardet Bursa, Adana ve Bartın gibi şehirlerde konserler verise şunları söylüyor: diler. ? Demokrasinin “Bugün Türkiye’de Vançin, Nâzım Allah tarafından yaşanan politika buHikmet şiirlerini günkü Fransa ve İtalbesteliyor, Chardet verilmediğini ise hem Fransızca söyleyen Chardet, ya’nın politikasıyla da kıyaslanabilir. Hükühem de Türkçe seshükümetlerin metler toplumlardan delendiriyor. İkili, son mokrasiyi çalmak istidiktatör gibi olarak Bosna Hersek’teki Mostar Fes kendi istediklerini yor. Demokrasi bize Allah tarafından verilmetivali’nde üniversidayatmaya di. Demokrasi kazanıteli gençlerle Nâkalktığını lan bir hak. Pek çok vazım Hikmet üzerine atle başa geliyorlar ama çalışmalar yaptı. En vurguluyor. sonradan hiçbiri gersevdiği Nâzım şiirçekleşmiyor. Diktatör leri arasında “Dünyanın En Tuhaf Mahluku” ve gibi kendi istediklerini dayat“Asya Afrika Yazarlarına”yı da mak istiyorlar. Sanatçılar, hiçsayan Chardet’ye göre, Nazım bir zaman politik hareketlerin Hikmet’in yasaklanmasının nede esiri olmamalı, ancak onlara ni halka çok yakın bir kişi olma ışık tutmalı. Politik hareketlerin sından ileri geliyor: “Bu tür yazı yıldızı olup yön göstermeliler. lar ve şiirler ne kadar çok insa Sanatçıların politikacılarla oyuna hitap ederse o kadar tehlike na girmemesi gerekiyor.” Haziranda Türkiye’ye birkaç li kabul edilir. Yasaklanmasıgösteri gerçekleştirmek üzere teknın nedeni bu bence.” Chardet, Türkiye’de özellikle rar gelmeyi planlayan ikili şu günsanat alanında hâlâ sansür ve ya lerde ise Ataol Behramoğlu ile bir saklamaların yaşanmasıyla ilgili proje üzerine çalışıyor. Brian Kuan Wood, SALT Beyoğlu’nda ? Kültür Servisi Amerikalı yazar Brian Kuan Wood, sanatçı, müzisyen ve yazar Hassan Khan’ın SALT Beyoğlu’nda gösterilen sergisi üzerine söyleşi yapacak. 4 Ocak Cuma saat 18.30’da Açık Sinema’da eflux journal editörü ve yazar Brian Kuan Wood’un konuşmacı olacağı söyleşide, sanatçının sergideki “The Twist (2012)” adlı heykeli ve “Hito” Steyerl ile Franco “Bifo” Berardi’nin eflux journal’daki yazıları üzerine konuşulacak. SİYAD ÖDÜLLERİ 21 OCAK’TA SAHİPLERİNE VERİLECEK Türkiye’den 59 yapım yarışıyor Kültür Servisi Sinema Yazarları Derneği’nin (SİYAD) verdiği sinema ödülleri bu yıl 45. kez sahiplerini bulacak. SİYAD’ın 91 üyesinin oylarıyla iki turlu bir seçim sonucunda belirlenecek ödüllerle, 2012 yılı boyunca sinemalarımızda gösterilen yerli yapımlar içinde film, yönetmen, kadın ve erkek oyuncu performansları gibi 11 kategoride “en iyiler” açıklanmış olacak. SİYAD’ın Türk Sineması Ödülleri değerlendirmesine dahil olacak 59 adet Türkiye yapımı film bulunuyor. Ayrıca 2012’nin en iyi yabancı filmini getirip Türkiye sinemalarında ticari dolaşıma sokan şirket de ödüllendirilecek. Ödül töreninde sinemaya büyük hizmetleri olan dört sanatçıya da ödül verile“Tuncan Okan cek. EleştirSinema Emek Ödülü” Sevin men Tuncan Okan’ın anısı Okyay’a verilecek. na sunulan “Tuncan Okan Sinema Emek Ödülü” SİYAD onursal üyesi, sinema yazarıçevirmen Sevin Okyay’a verilecek. Yönetmen Feyzi Tuna ve oyuncu Necla Nazır gecede onur ödülü alacak diğer isimler olurken müzisyen, besteci, oyun yazarı ve oyuncu Arif Erkin’e de SİYAD tarafından sinema emek ödülü takdim edilecek. Ödül töreni 21 Ocak Pazartesi günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılacak. ³%XJQGHQ JHOHFH¼H ELU oHÀLW DUPD¼DQ´ 2NWD\ $NEDO ³%DÀXFX V|]O¼´ 0HKPHW $OL %LUDQG ³ %XQFD J|QO JF YH J|] HPH¼L LoLQ $OW¾QND\QDN DON¾ÀODQPDO¾´ 7DODW +DOPDQ ³(GHEL\DWOD LOJLOHQHQ KHUNHV EXQGDQ \DUDUODQDFDNW¾U´ 'R¼DQ +¾]ODQ ³+LNPHW $OW¾QND\QDN GDKD JQFHO ELU \D]DUODU V|]O¼ LOH o¾NW¾ NDUÀ¾P¾]D´ <NVHO 3D]DUND\D Kç7$3 En güzel \HQL \èO DUPDäDQè $/',1,= 0," ³g]OHGL¼LPL] ELU V|]ON´ 7DKVLQ <FHO
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle