18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2012 PERŞEMBE 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y B Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y 16 13 15 15 18 16 20 14 15 13 16 16 12 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y PB B PB PB PB PB B 13 14 15 20 24 24 21 24 20 22 17 14 14 HABERLER Oslo K Helsinki A Stockholm PB Londra PB AmsterdamY Brüksel Y Paris PB Bonn PB Münih B Berlin Y Budapeşte A Madrid Y Viyana B 1 5 3 11 11 11 11 10 8 11 14 14 13 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam B B B Y B Y A A Y A Y Y B 13 10 18 20 12 4 25 20 19 14 20 27 27 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Kasım GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada liderleri karalayarak, üstelik gerçekleri saptırarak siyaset yapıyor. Tarihe not düşmek gazetecinin görevi ise önce Z’den örnek verelim. Kasım ayı başlarında eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Darbeleri Araştırma Komisyonu’na davet edildi. Konu 28 Şubat süreciydi ve komisyona davet, Baykal’ın o tarihle ilgili bildiklerini anlatmasını içeriyordu. Fakat komisyon bir sürprizle karşılaştı. Baykal yazdığı bir metni okudu.Komisyonun, milletvekillerini sorgulamaya hukuksal yetkisi olmadığının, bu nedenle komisyonun önce kendi hukuksal konumunu saptaması gerektiğinin altını çizdi. Komisyon Başkanı Nimet Baş’ın soru yöneltme girişimlerine yanıt vermeyi gereksiz görerek toplantıyı terk etti. Nimet Baş, eleştiriye tahammül edemeyen lideri gibi Baykal’ın komisyonu sorgulamasına dayanamadı. Aynı gün sarıldı kâğıda kaleme. Baykal’a altını üstünü araştırmadığı üç konuda, üç soru içeren bir mektup yazıp gönderdi Baykal da Baş’ın mektubunda yazdığı soruları aynı gün yanıtladı. ??? Örneğin 28 Şubat denilince askerleri ve medyayı suçlayanlara konuşma olanağı tanıyan Nimet Hanım’a, siyasal, toplumsal marifetleriyle 28 Şubat’a neden olmasına karşın demokrasi mağduru ilan edilen Necmettin Erbakan ve partisi RP ile Tansu Çiller’in DYP’sinden kurulu REFAHYOL hükümetinin nasıl oluştuğunu anımsattı. Hafızai beşerin nisyanla malul olduğunu örnekleyen Bayan Baş’a; 28 Şubat öncesi parti genel başkanları hakkında Yüce Divan soruşturmaları başlatıldığını… sonra önergeyi verenlerin kendi önergelerini TBMM’de reddettiklerini, ardından siyasal tehdit ve şantajlarla hükümet pazarlıkları yapıldığını ve... .... bu ortamda REFAHYOL’u kuranların; mal varlığı şaibeli tartışmaları aylardır süregelen DYP lideri Tansu Çiller’i, “Bizimle beraber olan sütten çıkmış ak kaşıktır” diye bağırlarına bastıklarını anlattı... ??? “27 Nisan muhtıra sürecinde TBMM kürsüsünden şu cümleyi sarf ettiniz: ‘Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına Silahlı Kuvvetler kayıtsız kalmayacaktır’. Nereden biliyordunuz” sorusu yönelten Baş’a, herhalde yaşam boyu yararlanacağı ya da unutamayacağı bir ders verdi. “Eğer tutanaklardan o cümleyi bulup çıkaramazsanız komisyon başkanı olarak sizin gerçeklerin değil, insanları karalama, suçlama ve itham etmenin peşinde koştuğunuz bir kez daha kanıtlanmış olacaktır” dedi. Bu ağır suçlamadan sonra Nimet Baş’ın davranışını merak etmiş olabilirsiniz... Tık yok! ??? Ya iktidarın A’sı? İktidardaki “muhteşem on yılını” kutladığı 3 Kasım günü yaptığı konuşmadaki örneğin çok partili yaşamın İsmet İnönü liderliğindeki CHP’nin değil, Adnan Menderes ve arkadaşlarının ortak harekâtıyla başladığı, idamları CHP’nin alkışladığı, DP hükümetinden davet almadığı için 1955 Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılmayan CHP’nin 1950’den itibaren hiçbir Cumhuriyet Bayramı’na katılmadığı gibi kuyruklu yalanları anımsar iseniz... ... örneğin bu iki olayın AKP’nin A’dan Z’ye kimi yetkililerine yalandan kim ölmüş ki özdeyişinin ne kadar yakıştığını bir kez daha saptamış olacaksınız. ??? ABD Başkanlık seçimi: Üst sınıfa karşı alt ve orta sınıfı, karşı adayın umursamadığını söylediği yüzde 47 yoksulu, görkemli ve zengine karşı mütevazı yaşamı, radikal sınıflara, örneğin Mormonlara karşı olanları temsil eden Barack Obama’nın zaferi! ABD Başkanlık seçimini Barack Obama’nın kazanması tüm dünyaya olduğu gibi Ankara’ya da rahat bir nefes aldırdı. Yapımı sürmekte olan “akıllı ve çevre dostu” yeni genel merkez binalarını dün basına tanıtan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Emin Sazak, seçim sonuçlarını yakından takip ettiğini belirterek “Tüm dünya gibi biz de memnunuz Obama’nın seçilmesinden. Her ne kadar Romney seçilse de izlenmekte olan devlet politikalarını tamamen değiştiremeyeceği bilinse de, genel algı Romney’nin etrafındaki neoconların savaş istediği yönündeydi. Bu yüzden Romney’nin başkan seçilmesi negatif bir etki yaratacaktı. Bizim üçüncü ülkelerdeki işlerimizi dahi etkilerdi. Çünkü savaşlar, çatışma ortamı iş dünyasının arzu etmediği durumlardır. Kimse savaş istemiyor artık” diye konuştu. Herkes Obama’dan Memnun koydu beklentisini. Fitch’in not artırımının ilk etkisini borsada gösterdiğine dikkat çeken Sazak, “Ancak bu Türkiye’nin genel algısına olumlu katkı yapan bir gelişme. O katkıdan biz müteahhitler de payımızı alacağız” diye konuştu. Obama’nın ikinci dört yılına ilişkin Ankara’da devlet kademelerinde yapılan tahminler özetle şöyle: İran konusunda, ABD olası bir Cumhuriyetçi başkana göre çok daha sağduyulu hareket edecektir. Ekonomik yaptırımlar politikası artarak sürecektir. Obama’nın izleyeceği yeni Suriye politikasını, görevi bırakacağını açıklayan Hillary Clinton’ın yerine atanacak yeni dışişleri bakanı belirleyecek. 20 Ocak’ta göreve başlayacak yeni ismin kim olacağı konusunda John Kerry’nin ismi yoğun biçimde dillendiriliyor. İsrail yönetimi bu seçimde çok açık biçimde Obama’nın rakibi Romney’i destekledi. Buna rağmen seçimi kazanan Obama, İsrail’in Filistin ile barış görüşmelerine oturması konusunda baskı yapabilir. ABD’nin Obama döneminde dış politikada kriz bölgelerinden çekilerek sorunları bölgesel müttefikler ile çözme yönündeki stratejisi sürecektir. rmeniler Obama’ya karşı Ermeni soykırım iddialarının 100. yılı olan 2015 AnkaraWashington ilişkilerinin test edileceği yıl olacak. 2015 yaklaşırken Obama üzerindeki baskı çok artacak. Ancak ABD’deki Ermeni diyasporasının bu seçimlerde Obama’ya karşı kampanya yürütmüş olması sadece Beyaz Saray ekibi tarafından değil, Ankara tarafından da dikkatle izlendi. Kıbrıs konusunda adanın kendi dinamikleri dışında bir çözüm süreci için Washington’ın devreye girmesi beklenmiyor. E Ah Bahtsız Bedevi, Ah Kutup Ayısı... Çok sevindik çok... Ulus olarak neredeyse zil takıp oynayacağız... Neden mi? Obama yeniden seçildi.. Burun farkıyla olsa bile! Önemli biriymiş bizim için, ezilmişlerin, yoksulların yanındaymış. Ne Şemdinli’de düğün evinin yakınında kurulan bombalı tuzak, bir çocuğumuzun ölümü, ne zindanlardaki açlık grevleri, bedenlerin parçalanması ne de şehit cenazeleri. Obama, eşini ve kızını yanına alarak zaferini kutluyor, ABD’nin çıkarları için var olduğunu tüm dünyaya açıklıyor. Ezilen, yoksulluktan kıvranan dünya halkları, savaşlar; Suriye’de mezhep çatışması, El Kaide; Türkiye’nin bölgede yalnızlaştırılması, dibe vuran dış politikamız... Ergenekon davasında sahne alan Şemdin Sakık; Uludere katliamı; faili meçhuller, derin devlet... ??? Tüm bu anlatıklarım bir masal... Boş verin, keyfinize bakın... Kömür torbaları, gıda paketleri... Dağıtılmaya başlandı, gidin alın. Demokrasi, temel hak ve özgürlükler, gözaltında kayıplar, zindanlarda ölümler, Berfo Ana... Boş verin! Çağı atladık... Bakın bakın... Obama ikinci kez seçildi... Yaşasın ABD! Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’dan başlayarak Afganistan’a uzanan coğrafyada demokrasi falan gelmedi. Libya, Irak, Mısır ve Tunus... ABD elçisinin Libya’da öldürülmesi... Geçin efendiler geçin, bir başka bahara... Kış geldi havalar soğudu. Yağmur, kar, fırtına... Aman lodosa dikkat, sobalarınızı, bacalarınızı temizleyin. ??? Türkiye’de siyaset kızıştı, bel altından vurmalar başladı... Helal olsun! Siyasetimizin delikanlısı, Kasımpaşalısı, yiğidi, aslanı, grup toplantısında “bahtsız bedevi” deyişini Kılıçdaroğlu’na etiketleyince yanıtını aldı: “Libya, Suriye, Mısır, Suudi çöllerinde dolaşan ben değilim, sensin. Aynaya bak, kim bedevi göreceksin. Benden uyarması, kutup ayısına dikkat et!” Bahtsız bedevi ve kutup ayısı... Argo deyişi bilen bilir... Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı okşarmış... Dilim varmıyor! Siz anladınız... ??? Siyasetimizin geldiği çizgi bu olduğuna göre, Meclis grupları kahve sohbetlerine döndüğüne, halkımız da bundan hoşlandığına göre söylenecek söz yok. Başa döneyim... Ergenekon sahnesinde Şemdin Sakık... Terör örgütü liderliğinden tutuklu eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ haklı olarak tepki gösterdi: “Silivri’de TSK’yle PKK karşı karşıya getirildi...” Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, Sakık için tam tersini söyledi: “Dürüst adamdır!” “Bahtsız bedevi” ve “dürüst adam” sözcükleri öyle uzun uzadıya tartışılamadı. Çünkü ABD’de seçimler vardı, beyaz adam değil siyahi adam kazandı. Mutluyuz... Hepimizin gözü aydın olsun! Yaşama sevincimiz artsın! Obama’yı seviyoruz ve seveceğiz. Kürecik’e bir kalkan yetmez Türkiye, daha fazla kalkan kuracağız. Gerekirse Suriye’ye bile gireriz... Hayır girmeyiz! Büyük patronun emrindeyiz, o ne isterse yapacağız... Yaşasın adalet, yaşasın hukuk, yaşasın demokrasi ve özgürlük... Ah bahtsız bedeviler, ah bahtsız halkımız... Kutup ayısının çölde ne işi var? ??? Öyle demeyin, çöl kaplanlarının olduğu yerde kutup ayısı bulunmaz ama çöl ayısı bulunur... Lafın gelişi. Boş verin, canınızı sıkmayın! Şu bayram günümüzde Obama seçilmişken... ildiğimiz ekiple çalışacağız Devlet kademesindeki karar vericiler de iş dünyası gibi Obama ile devam edecek olmaktan çok memnun. Onların gerekçesi ise “Huyunu suyunu bildikleri, karşılıklı çalışma kanallarının açık olduğu bir Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı yönetimiyle çalışmanın kolaylığı.” Nitekim Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, başarısını kutlamak için Obama’ya rutin bir telgraf yerine kapsamlı bir kişisel mektup yazmayı tercih etmesi de Ankara’nın memnuniyetinin işareti olarak gösteriliyor. B eni döneme ekonomi damgası Obama’nın dört yıl daha işbaşında kalacağını ortaya koyan seçim sonucunun, Türkiye’nin kredi değerlendirme notunda 18 yıl aradan sonra gelen artışla birlikte değerlendirildiğinde “umut verici bir tablo” ile karşı karşıya olduklarını belirten Sazak, “Bence TürkAmerikan ilişkilerinde önümüzdeki dört yıla damgasını vuracak olan konu ekonomidir, ticarettir. Kredi notundaki artışın ardından Türkiye’ye yönelik yatırımlar ve ortaklık önerilerinde artış olacaktır” sözleriyle ortaya Y SAKIK’A KARŞI ‘HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ’ Şemdin Sakık’ın Ergenekon davasında “gizli tanık” olduğunun ortaya çıkması kamuoyu vicdanını yaraladı. Sanıklarının bir bölümünün avukatlığını da yapan Şahin Mengü, tepkisini şöyle dile getiriyor: “Bu konuda biz yurttaşlara düşen temel görev hukukun üstünlüğünü savunmaya devam etmek. Mesele sadece Sakık meselesi değil. Bugün o, yarın başka bir hukuksuzluk. Silivri davaları bir bütün olarak Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesinin ne hale geldiğinin göstergesi. Şimdi bu ilkeyi savunmak için toplumsal bir tepki gösterilmesi gerekir. Bu konuda başı da, içeride tutuklu milletvekilleri bulunan ana muhalefet partisi CHP çekmelidir.” linton’ın halefi Kerry mi? TürkAmerikan ilişkilerinin ilgi alanına giren bölgesel meseleler hakkında C Ulu önder, ölümünün 74. yılında anılıyor, sivil toplum örgütleri tüm Türkiye’yi Anıtkabir’e çağırıyor 1 milyon Atatürk Haber Merkezi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, aramızdan ayrılışının 74. yıldönümünde tüm yurtta törenlerle anılacak. ? ANKARA Atatürk’ün 74. ölüm yıldönümünde Ankara’da ilk olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığındaki heyet Anıtkabir’e giderek mozoleye çelenk bırakacak. Anıtkabir bu resmi törende emniyet tedbirlerinin kontrolü ve tören hazırlıklarının yapılabilmesi için 9 Kasım saat 14.00’ten 10 Kasım saat 10.00’a kadar ziyarete kapalı. Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Anıtkabir’in Tandoğan girişinde yüz binlerce kırmızı karanfil dağıtacak. TGB ve yurttaşlar kapıların açılması ile birlikte Anıtkabir’e yürüyecek. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ise 09.05’te Zafer Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk bırakacak, ardından Anıtkabir’e gidecek. ? İZMİR Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “Ata’ya Saygı Yürüyüşü”, Alsancak Limanı’ndan başlayarak Vasıf Çınar Meydanı’nda sona erecek. Karşıyaka Belediyesi’nin geleneksel “Ata’dan Ana’ya Saygı Koşusu” ise 11 Kasım Pazar günü yapılacak. Atatürk anıtından Zübeyde Hanım’ın mezarının bulunduğu parka dek sürecek koşu saat 10.00’da başlayacak. Bir İnsandan Daha Fazla Kültür Servisi “Atatürk: Bir İnsandan Daha Fazla...” başlıklı fotoğraf sergisi, 10 Kasım’da Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde açılacak. Sergide Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu’ndan seçilen 30’ı aşkın fotoğraf yer alacak. Sergi, 30 Kasım akşamına kadar ücretsiz ziyaret edilebilecek. ? İSTANBUL İstanbul Valiliği, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, ilçe belediyeleri çeşitli etkinliklerle Atatürk’ü anacak. “Atatürk maskeni al, Dolmabahçe’ye gel” afişleri ve ilanlarıyla 1 milyon Atatürk’ü Dolmabahçe’ye getirecek olan Genç Türk grubu, Atatürk’ün ölmediğini ve ölmeyeceğini herkese gösterecek. Genç Türk’ten yapılan açıklamada, “10 Kasım günü Atatürk’ün ölmediği ve ölmeyeceğini göstermek için Atatürk maskelerimizle saat 09.05’te Dolmabahçe’deyiz” denildi. Şişli Belediye Başkanlığı 09.05’te Maçka Demokrasi Parkı’ndaki Atatürk anıtı önünde anma programı ve 12.00’de Şişli’deki Atatürk Evi önünden Cevahir AVM önüne yürüyüş düzenleyecek. Cevahir AVM önünde ise Atatürk’ün sevdiği şarkılar sanatçılarca seslendirilecek. Küçükçekmece Atakent’teki ArenaPark Alışveriş Merkezi’nde ise Atatürk özel bir programla anılacak. 10 Kasım Cumartesi günü saat 16.00’da başlayacak programda Abidin Yurdakul büyük bir Atatürk portresi çizecek. Atatürk fotoğrafları sergisi de gezilebilecek. ? Baştarafı 2. Sayfada Ancak Obama’nın Usame bin Ladin’i öldürtmesi nedeniyle dünyadaki Müslümanların bir kesiminin kendisine karşı olumsuz düşünceler beslediğini de unutmamak gerekir. ABD’de Başkanlık Seçimi ding’e (Ulus İnşası) başlamalıyız, üretimimizi ülkemizde yapmalıyız, araştırmaya, teknolojiye daha çok yatırım yapmalıyız.” İkinci kez seçilmesi sonucu Obama’nın hem iç ve hem de dış politikada daha cesur adımlar atabileceğini düşünüyorum. Halkın, kamunun yararına siyasa üretmesi daha olanaklı gözükmektedir. Ancak ABD Kongresi’nin ve büyük lobilerin tutumu bu siyasaların ne kadarının gerçekleşeceğini etkileyecektir. Dış politikaya gelince, Obama’nın ilk başkanlık döneminde dış politikadaki girişimleri ve seçim kampanyasında vurguladıklarını göz önünde tutarak şu yargıya varmak olanaklı: Kaba deyimiyle Obama “dünyanın farkında”, Türkiye’nin konumunu da anlıyor. Obama, Ortadoğu’da daha fazla oyalanmak istemiyor. Asya politikasının daha yoğunlaşması gereği üzerinde duruyor. Obama yönetimi özellikle Ortadoğu politikalarını yürütmede ve güdeceği Asya politikasında, özellikle Türki cumhuriyetlerle olan ilişkilerinde Türkiye’nin dostluğuna önem veriyor. Ancak bama yönetiminin olumlu yanları Obama’nın önemli gördüğüm söylemlerinden biri de şu: “Yıllardır, ABD sermayesi yurtdışına gitti; üretimi yurtdışında yaptı ve bu durum ABD’deki işsizliğin büyümesine, ekonominin dışa kaymasına neden oldu. (Kendi deyimiyle) Artık Nation Buil O unutmamak gerekir ki Obama yönetimi Amerika’nın çıkarlarına ters düşen bir politika güdemez; Musevi, Ermeni lobileri gibi örgütlerin isteklerini, görüşlerini tümüyle göz ardı edemez. Obama’nın dış politikada en önemli gördüğüm tutumu ise şu: Kuşkusuz ABD’nin “Süper Güç” olarak kalmasını istiyor, istemek zorunda da. Ancak bunu durmadan savaşarak değil acaba barışçı yollarla, karşımdakini daha iyi tanıyarak, uzlaşarak; kısacası, “Süper Güç” konumunu fazla “Çirkin Amerikalı” olmadan sağlayabilir miyim çabasında. Bu çabayı başarıyla sürdürmesi, sürdürebilmesi dış politika açısından Obama yönetiminin en anlamlı, en olumlu yönü olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle