23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2012 PERŞEMBE 16 Çokça kullanılan anonim bir söz şöyle: “Arzu varsa çözüm de vardır.” Ancak durum her zaman böyle gelişmeyebiliyor. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) da böyle oldu. Daha önce de ifade ettik ve her türlü platformda eleştirdik. “Türk Ticaret Devrimi” olarak nitelendirilebilecek 6102 sayılı yeni TTK’de yürürlüğe girmesine sayılı günler kala, büyük bir ve konsolide finansal tablolarını düzenliyor. “budama” işlemi yapıldı. 30 Haziran Yeni TTK madde 88’de Kamu Gözetimi, 2012’de resmileşirken sıradan bir Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu güncelleştirme kanunu haline geldi. (KGK) tarafından yayımlanan TMS’ye, Bu çerçevede, ticari defterlerin Türkiye kavramsal çerçevedeki muhasebe ilkelerine Muhasebe Standartları’na (TMS) uygun ve bunların ayrılmaz parçası yorumlara olarak düzenlenmesini öngören hüküm de uymak ve bunları uygulamak zorunda 6335 sayılı kanun ile yürürlükten kaldırıldı. oldukları belirtiliyor. Amaç, uygulama birliği Evet, defterler, TMS’ye göre tutulmayacak. ve uluslararası standartlara uyumlu finansal Başka bir deyişle, defterler, Vergi Usul tabloların hazırlanması. Kanunu’na göre tutulmaya devam edilecek. Bu durum, yeni TTK’nin yürürlüğe girmesinden sonra TMS’nin herhangi bir öneminin kalmadığı algısını oluşturdu. Bu SSK’li eşim bu yıl, SSK’li algı pek de yanlış babam 2000’de vefat etti. değil. Yeni TTK’de bu Hiçbir sosyal güvenliğim yok. yönde çelişkili Onlar üzerinden maaş hakkım hükümler bulunuyor. Sorularınız için malivar mı? M. Örgün Yürürlükteki TTK cozum?ismmmo.org. Bazı duruml arda hem koca gerçek ve tr adresine mail atahem de babada n maaş bilirsiniz. Tüm sorular tüzelkişilerin, 1 Ocak bağlanması mümkün. Ölüm eposta ile tek tek 2013 tarihinde veya cevaplanacaktır. tarihi ve bağlı olunan kurum özel hesap dönemi önemli. SGK müdürl üğüne uygulanması nedeniyle başvurunuz. daha sonraki bir tarihte başlayacak hesap dönemi için münferit HABERLER Öte yandan, yeni TTK’nin geçici 1. maddesinde, KGK’ye, TMS’den muaf olacakları tespit etme konusunda yetki verilmiş. Kurum henüz bu yetkilerini kullanmamış ve bir belirleme yapmamış olduğu için hangi gerçek ve tüzelkişilerin TMS yerine ne kullanacakları ve finansal tablolarını hangi standartları esas alarak düzenleyeceği belirsiz. Muhtemelen en kısa sürede bu belirlemeler yapılacak ve tereddütler giderilecek. Anılan kurum başkanı tarafından değişik toplantılarda açıklanan niyetlerine göre, 2012 Ekim ayı sonuna kadar bu belirleme yapılmış olacaktı. Umarız daha fazla gecikilmez. Anonim şirketler tarafından yapılacak genel kurula sunulacak mali tablolar açısından ise durum biraz daha net. Yeni TTK uyarınca, anonim şirket yönetim kurulu, geçmiş hesap dönemine ait, TMS’de öngörülmüş finansal tablolarını, eklerini ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, bilanço gününü izleyen hesap döneminin ilk üç ayı içinde hazırlamak ve genel kurula sunmak zorunda. KGK bu konudaki görüşünü de bir an önce açıklamalı. Bütün bu düzenleme ve açıklamalar, şu gerçeği gözler önüne seriyor. Önümüzdeki yıl düzenlenecek finansal tabloların TMS’ye uyumlu olması gerekebilir. Bu durumda yine muhasebe meslek mensuplarına büyük görevler düşüyor. Bugüne kadar altından kalkılan pek çok zorlukta olduğu gibi bu zorluğun altından kalkmak için gerekli hazırlıkların vakit kaybedilmeksizin yapılması gerekiyor. ‘Evlilikte’ kıdem tazminatı! Kıdem tazminatı, işverenin, 1475 sayılı kanunda gösterilen fesih hallerinde en az bir yıllık çalışması olan işçiye, vefatı halinde ise, işçinin hak sahiplerine ödeyeceği paradır. Kanunun 14. maddesine göre, “Kadın evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile hizmet akdini sona erdirerek” kıdem tazminatı alabilir. Burada öncelikle, iş sözleşmesinin devam etmesi gerekmektedir. Ve bu hak, sadece kadın işçiye verilmiştir. Erkek işçinin, evlendikten sonra bir yıl içinde bu madde hükmüne istinaden hizmet akdini feshetme yetkisi yoktur. Yani, erkek işçinin evlilik nedeniyle kıdem tazminatı alma hakkı yoktur. KGK, ‘Arzu ve Çözüm’ ‘Parmaksız Zeki’ TSK’yi Yargılıyor!.. Demek ki doğruymuş!.. Geçen haziran ayı başlarında, The Taraf gazetesinin polislikten ayrılma yazarı Emre Uslu, korkunç bir iddia ortaya atmış, MİT ile PKK’nin açığa çıkan Oslo görüşmelerinde, kamuoyundan saklanan çok önemli bir madde olduğunu yazmıştı. Güneydoğu’da PKK’ye karşı savaşan güvenlik güçleri savaş suçlusu olarak yargılanacak!.. Uslu, bu şartın MİTPKK mutabakatında yer aldığının altını çizerek Başbakan’a “Mert ol, bu talimatı sen verdiysen açıkla, vermediysen neyi, kimi savunuyorsun” diye çağrı da yapmıştı... Ben de tüyler ürperten bu iddiayı iki hafta üst üste köşemde yazmış ve üst katlardaki pek muhterem yetkililere “doğru mu” sorusunu yöneltmiştim... Tık çıkmadı, ne bir ses, ne bir nefes!.. Önceki gün, Silivri mahkemesinde taşlar yerine oturdu!.. ??? Ergenekon davası sürecinde birkaç kez “değerli görüşlerine” başvurulan gizli tanık Deniz, kimliğini açıkladı: Şemdin Sakık... Namı diğer “Parmaksız Zeki!..” Tam 18 yıl Doğu ve Güneydoğu’da Türk askerine silah sıkan, pusu kuran, sivil yurttaşlar dahil binlerce insanın kanına giren PKK’li teröristlerin lideri, terör örgütünün Abdullah Öcalan’dan sonra iki numarası olarak gösterilen, 1993’te Bingöl’de 33 silahsız, sivil giysili askerin kurşunlanarak öldürülmesinin baş sorumlusu olan muhterem!.. Parmaksız Zeki, 1998 yılında Kuzey Irak’ta, bordo bereli özel kuvvetler tarafından derdest edilmiş, yargılanmış ve idama mahkum edilmişti... İdam cezasının kaldırılmasıyla ölümden kurtulmuştu... Anlaşılan şimdi de “hizmetlerinin karşılığı” olarak hücresinden kurtulmak istiyor!.. Demek ki içinde Genelkurmay Başkanı, üst düzey komutanlar, gencecik subaylar, parti başkanları, gazeteciler, profesörler bulunan Ergenekon ve Balyoz davasının savcıları, iddianamelerini, Türkiye Cumhuriyeti’ne yeminli düşman olduğunu defalarca ispat etmiş teröristlerin ifadelerine dayanarak hazırlamış... Demek ki yıllarını bu vatanın bölünmemesi uğruna harcamış, canını defalarca ortaya koymuş, kanını hiç sakınmadan bu millet için dökmüş kahramanlar, binlerce insanın katili, binlerce şehidin celladı bu alçakların anlattığı masallarla içeriye tıkılmış... Demek ki bu dava hep ileri sürüldüğü gibi bir “darbe” davası değilmiş... Biz yıllardır, yazdığımız yüzlerce yazıda boşuna “bu bir darbe davası değil, temizleme operasyonu!” diye yazmamışız... Demek ki İlker Başbuğ’un söylediği, “Silivri’de Türk ordusunun PKK’ye karşı yürüttüğü mücadele yargılanıyor” sözleri gerçekmiş... Demek ki “Oslo mutabakatı” doğruymuş!.. Vah bu ülkeye, yazık bu millete... EŞ VE BABADAN EMEKLİ AYLIĞI HAKKI... 29 Ekim Kutlamasından 10 Kasım’da Saygı Duruşuna PERİHAN ERGUN Cumhuriyetimizin 89. yılını kutlama amacıyla Ankara’nın Ulus Meydanı’nda I. Meclis önünde toplanan Atatürk ve Cumhuriyet gönüllüleri şimdi de 10 Kasım’ı Anmak ve ulu önderimize borçlulukla saygı duruşunda bulunmak için Anıtkabir yolunda olacaklar. 29 Ekim’de yüz binleri aşarak, iktidarın tüm yasadışı barikatlar kurarak engellemelerine karşın, milyona ulaşan yurtseverler bu kez de 10 Kasım’da Atatürk’ün huzurunda 09.05’te saygı duruşunda bulunmak için sıraya girecekler. Bu göreve kaç saat sonra ulaşabileceklerini tahmin edemiyorum. Ama ona aşkla, borçlulukla bağlı olanların sayısını belirleyemediğim değerbilir halkım bu beklemeyi gururla sürdürecektir. Ne mutlu orada bulunabileceklere. Bu kutsal görevi başta sağlık veya başka nedenlerle yerine getiremeyen gönüllüler de mekânlarına asacakları şanlı bayrağımızın eşliğinde tüm yurtta vefat saatini belirleyen seslendirme başladığında Anıtkabir’e ulaşanlarla gönül birlikteliğiyle saygı duruşuna geçeceklerdir. ??? Bu duyguları yaşarken 1938’in sonbaharı başında, birisi de bizde olmak üzere sokağımızdaki iki üç radyonun başına komşularımızın toplandıklarını, sağlık duaları eşliğinde gözyaşlarıyla ellerini Yaradan’a açtıklarını ve Gazi M. Kemal Atatürk’ü bizlere bağışlamasını diledikleri o acılı günleri hâlâ tüm canlılığıyla yaşıyorum. Buna benzer görüntüler, öğrencisi olduğum ilkokulda da devam ediyordu. Derslerdeki öğreti bütünlükle onun yaşamı ve Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki Kuruluşlar kapsamındaydı. Hiçbirimizde çocukluk keyfi ve neşesi yoktu. Okullar öğrencilerini kasım başından itibaren bir kez de olsa Dolmabahçe Sarayı’nın önüne toplu halde götürüyor, hasta yatağındaki Ata’larına selam durduruyorlardı. Öğretmenimiz tüm okulla birlikte bizleri de oraya götürmüştü. Kalabalığın önünde olanlar Atatürk’ün olduğu yerin penceresinden bizlere el sallayarak selam verdiğini söyleseler de ben bunu görememiştim. Hakk’a yürüdüğü günün sabahı tüm öğrencileri okulun salonunda toplamışlardı. Hepimiz sessizce iyileşmiş olmasını istediğimiz haberi bekliyorduk. Acı haber radyodan yansıdığında çığlıklarla gözyaşları gökyüzüne çıkacak gibiydi. Bu durum evlerimize gönderilene dek sürdü. Evde de durum aynıydı. Anneannem Kuran’ı açmış rahmet surelerini okuyordu. ??? Dolmabahçe’deki salonda halka arz için konulan katafalkı biri okulumla, ikincisi de ailemle olmak üzere iki kez ziyaret etmiştim Ankara’ya ulaştırılabilmesi için cenazesi Dolmabahçe’de Gülhane Parkı rıhtımından Haydarpaşa’ya gönderilmek üzere asker aracına konmuştu. Onun son yolculuğunda bulunabilmek için Beyoğlu’nun Tepebaşı semtinde oturduğumuz halde geçişini beklemek üzere kendimize ancak Eminönü’nden Sirkeci’ye dönen üç yol ağzında yer bulabilmiştik. Cenazenin geçişini izleyenlerin çığlıklarla döktükleri gözyaşları sanki onun kaybından duyulan isyanın yansımalarıydı. Bunları görüp yaşayan, Atatürk sevgisi ve saygısıyla yetişen bir yurttaş olarak, yeniden yaratıp yaşattığı Türkiye insanının beyninden ve kalbinden ne yaparlarsa yapsınlar onu söküp çıkaramazlar. ??? İhaneti kendilerine vazife bilen iktidar yandaşları, şaşkın söylemleri ve yazılarıyla ne derlerse desinler, gerçekleri bilenlerin gönlünden, beyninden Cumhuriyetle Mustafa Kemal Atatürk’ü çıkaramayacaklardır. T.C. Atatürk’ün tanımıyla sonsuza dek payidar olacaktır. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com 10 Kasım’da Anıtkabir’de... 29 Ekim bu milletin, bu ülkenin aydınlık insanlarının Cumhuriyet için ayağa kalkışıydı... Tek sözcükle dirilişiydi... 10 Kasım ise bu armağanı bizlere altın tepsi içinde sunan, büyük devrimciye, Mustafa Kemal Atatürk’e minnetimizi, sevgimizi, saygımızı gösterme günüdür... Siz bakmayın bazı kalemşorların, “sakın yapmayın”, “tadında bırakın” şeklindeki mide bulandırıcı telkinlerine... Alın elinize Türk bayraklarını, Atatürk posterlerini koşun Anıtkabir’e... Sabah saat 09.05’te orada buluşalım... Sizleri bekliyorum... HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com SİNCAN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2012/316 Esas Davacı BOZTAŞ BETON BORU VE İNŞAAT SANAYİİ A.Ş. İİK. mad. 179 kapsamında borca batık olduğu ve İİK. 179/a kapsamında tedbirler alındığında mevcut iyileştirme projesi uygulanarak şirketin ekonomik hayatına devam edebileceğini beyan ederek İflas Ertelemesi davası açmış olup; Mahkememizce verilen 17/10/2012 tarihli tensip kararı uyarınca İİK. 179/a maddesi gereğince Hukukçu Cemalettin Koçak, İşletmeci Yrd. Doç. Dr. İsrafil Zor ve Mali Müşavir İsmail Can şirkete tedbiren denetim kayyımı olarak atanmış olup, şirket denetim görevi kayyım heyetine verilmiştir. Açılan bu davanın yargılaması 27/11/2012 günü saat 10.35’e bırakılmıştır. Şirketin borca batık olmadığı ve iyileştirme projesinin yeterli bulunmadığını iddia eden alacaklıların veya diğer ilgililerin bu ilanı takiben varsa itirazlarını mahkememize bildirmeleri ilanen tebliğ olunur. 22/10/2012 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 69034) 1/ Daha sonra anlatılacak 1 olanlara ilgi 2 çekmek, oku 3 ru sürüklemek 4 için yazılan 5 söz. 2/ Kütahya’ya özgü 6 bir sürahi türü. 7 3/ Bir ilimiz... 8 “Fiiller, ey 9 lemler” anlamında eski sözcük. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 4/ Azerbaycan’ın pla 1 K A R A K O Ç T ka imi.. “Denizçakı 2 Ü N İ T E Ö L Ü sı” da denilen, dar ve 3 L A K N A R İ N uzun kavkılı deniz yu 4 C K A T M E R E K İ P muşakçası. 5/ Yu 5 Ü R A T E T K A murtadan yeni çıkmış 6 L A T civcivin ağzının kıyı 7 E K K L İ P P sında bulunan ve son 8 R E P O S A B A T A B U T L U K radan kaybolan sarı 9 renk... Gaetano Donizetti’nin bir operası. 6/ Osmanlılarda gece bekçisi... Japon lirik dramı. 7/ Badana ya da boya yapmakta kullanılan, silindir biçimli fırça... Sulu hamurun kızgın tavaya dökülmesiyle yapılan tatlı bir yiyecek. 8/ Çaylak, toy... Yunan abecesinde bir harf. 9/ Görkem, heybet. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Anadolu’nun bazı yörelerinde geceleri insanların üstüne çöküp korkuttuğuna inanılan düşsel yaratık. 2/ Alçak enlemlerde esen düzenli rüzgâr... Kuyruksokumu kemiği. 3/ İnce ve keskin ses... Deniz kıyısında dalga aşındırmasıyla oluşmuş sarp ve yüksek yer. 4/ Akla ve sağduyuya aykırı olan... İlk damıtılan ve içinde anason bulunmayan rakı. 5/ Bir nota... Tarımda kullanılan azotlu gübre... Anlamlı iz. 6/ Dikilitaş. 7/ Kimi hayvan ve bitki hücrelerinde bulunan, iğne biçiminde billur madde... Uygun bulmama, geri çevirme. 8/ Cinsel güçsüzlük. 9/ Güreşte bir oyun... İnce ve düzgün dokunmuş pamuklu kumaş. 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle