25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2012 PERŞEMBE 4 HABERLER Darbe Komisyonu’na bilgi veren eski Başbakan, 28 Şubat’ın kendisini hedef aldığını söyledi Bilmece Türkiye’nin bugün karşı karşıya bulunduğu en önemli sorun Kürt sorunu. Sorunun siyasi, kültürel, sosyal, etnik yanı olduğu gibi, hem bunlarla iç içe hem de bunların yanında bir de terör yönü var. Ülkemiz otuz yıldan fazladır terör ile mücadele ediyor. Terör ile mücadelede ağırlığı TSK çekiyor. Şu anda Silivri’de görülmekte olan Ergenekon davasında, TSK’nin eski Genelkurmay başkanlarından İlker Başbuğ, “terör örgütünün başı olarak” tutuklu bulunuyor. İlker Başbuğ’un uzunca bir süredir tutuklu bulunması, onun kaçma şüphesi olmasından veya delilleri karartıp tanıklara baskı yapması olasılığından doğuyor. Bu arada eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un yargılandığı davada Şemdin Sakık gizli tanık olarak ifade veriyor. Sakık’ın ifadelerine göre eski Genelkurmay Başkanı hakkında karar verilecek. Şemdin Sakık PKK’nin önde gelenlerinden. Melih Aşık dünkü “Açık Penceresi”nde Şemdin Sakık’ı Kuzey Irak’tan alarak Türkiye’ye getiren Engin Alan’ın Silivri’de tutuklu sanık olarak bulunduğunu yazıyordu. ??? Melih aynı yazıda, Şemdin Sakık’ı Diyarbakır’da sorguya çeken Cemal Temizöz’ün de aynı şekilde Silivri’de Ergenekon sanığı olarak tutuklu bulunduğunu belirtiyor. Şemdin Sakık ile birlikte “terör örgütü darbeci Ergenekon!” örgütü ile ilgili davada tam 40 gizli tanık var. Gizli tanıklar arasında başka davaların sanıkları olduğu gibi, Ergenekon’da sanıkken gizli tanık olanların da bulunduğu biliniyor. İnsanlar, gizli tanığa ve tutuklu sanıklara bakıp haklı olarak soruyorlar: Terörist kim? Devlet terörist olarak kiminle mücadele ediyor? Terör ile mücadele bu şekilde devam ettiği takdirde nasıl sonuçlanır? Böyle bir mücadeleden kim galip çıkar, kim mağlup? Bütün bunlara akılla, mantıkla, yasayla yanıt vermek güç, güçten de öte imkânsızdır. Olay tam içinden çıkılması güç bir bulmacaya dönmüştür. Bu bulmacayla ilgili yukarıdaki sorulara yanıt vermeden, herhangi bir yorum yapmak, herhangi bir karara varmak mümkün değildir. Bulmacanın içinden çıkılması güç düğümünü çözmeden, altından kalkması güç sorularının üstesinden gelmeden kimse bir şey konuşmasın! Kimse herhangi bir yorumda bulunmasın! Evet, bu nasıl bir terör ile mücadeledir? Pirelerin filleri yuttuğu bu düzen nasıl bir düzendir? ‘Meclis’e boğa girdi’ Başbakanlık’ta kendini yaktı Pazartesi günü gerçekleşen “kurusıkı tabancalı” saldırı girişiminin ardından Başbakanlık önünde bu kez de bir kişi kendini yaktı. Ömer Aldemir isimli vatandaş benzin dolu bidonla Başbakanlık Merkez Bina’nın girişine geldi. Ardından bağırarak üzerine benzin döktü ve kendisini ateşe verdi. Olayın hemen sonrasında Başbakanlık korumaları ve polis müdahale etti ve Aldemir’i yangın söndürücü tüplerle söndürdü. Aldemir daha sonra hastaneye kaldırıldı. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurullah Zengin, Aldemir’in yüz, boyun ve el bölgesinde yüzde 10 oranında ikinci dereceden yanık bulunduğunu söyledi. Ömer Aldemir’in aileden miras kalan bir arsayla ilgili belediyeyle yaşadığı bir sorun nedeniyle eylemi gerçekleştirdiği bildirildi. ERDEM GÜL / ŞULE KÖKTÜRK (Fotoğraf: AAYUNUS EGE) BDP açlık grevi nedeniyle Anayasa Komisyonu’na önerilerini sunmadı Eylem uzlaşmayı da tıkadı AYŞE SAYIN ANKARA AKP ve CHP’nin ardından “yasama” bölümüyle ilgili önerilerinin bir bölümünü TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunan MHP, milletvekillerinin “Kuran’a el basarak”, laiklik üzerine yemin etmelerini önerdi. TBMM Anayasa Yazım Komisyonu’nun dünkü toplantısında AKP “yasama”, CHP ise “yasama ve yürüt me” ile ilgili önerilerini toplantının başında komisyona sundu. BDP cezaevlerinde süren açlık grevlerini gerekçe göstererek öneriyi komisyona sunup sunmama konusundaki tavrını, Diyarbakır’da toplanan MYK’de alınacak karara göre belirleyeceğini bildirdi. BDP’li komisyon üyesi Ayla Akat Ata, açlık grevleri konusunda adım atılması gerektiğini belirterek, “Bu şartlar çerçevesinde bu nitelikteki bir çalışmanın gerekliliği ve yararını değerlendirmek durumundayız” dedi. MHP ise “yasama” bölümüyle ilgili önerilerinin bir kısmını sunabildi. MHP’nin önerisindeki en çarpıcı düzenleme ise milletvekillerinin “inandıkları mukaddes kitap huzurunda” yemin etmesinin önerilmesi oldu. MHP’nin “dokunulmazlıklarla” ilgili önerisine göre milletvekilleri, Meclis’teki oy ve sözlerinden, Meclis’te ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanı’nın teklifi üzerine Meclis tarafından başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamayacak. Öte yandan CHP, AKP’li Hakan Şükür gibi milletvekillerinin asli görevi dışında iş yapmasını engellemek için öneri getirdi. Buna göre, milletvekillerinin, milletvekilliği dışında ücretli ya da ücretsiz olarak herhangi bir işte çalışması mümkün olamayacak. CHP’de değerlendirme BÜYÜKŞEHİR TASARISI GENEL KURUL’DA MYK’de ‘üslup’ eleştirisi AYŞE SAYIN Saat Dokuzu Beş Geçe Dolmabahçe’ye! ATATÜRK ÖLMEDİ HEPİMİZ ATATÜRK’ÜZ! 10 Kasım günü Atatürk’ün ölmediğini ve ölmeyeceğini göstermek için Atatürk maskelerimizle saat dokuzu beş geçe Dolmabahçe’deyiz $WDWUN PDVNHOHULQL]L VWDQGODUÕPÕ]GDQ ya da Dolmabahçe’de alabilirsiniz. Büyükşehir Tasarısı’nın TBMM’deki görüşmelerinde sık sık gergin anlar yaşanıyor. MHP’li vekiller kürsüyü işgal etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, CHP ve MHP’nin yoğun engellemesi nedeniyle AKP’nin hızla geçirmek istediği Büyükşehir Belediye Yasa Tasarısı’nın görüşmeleri yavaş ilerliyor. Dün akşamki görüşmelerde tartışmalar MHP’li vekiller kürsüyü işgal etmesine kadar vardı. Genel Kurulu’nda önceki gün tasarının komisyon raporunun usulsüz olduğu yönünde başlayan usul tartışmaları dün de sürdü. İki farklı usul tartışmasının ardından TBMM Başkanvekili Sadık Yakut tasarının geneli üzerine BDP’li Hüsamettin Zenderlioğlu’ya söz verince MHP’li vekiller Başkanlık Divanı önünde toplanarak bunu itiraz etti. Başkanlık Divanı’na doğru gelen MHP’li vekillere Yakut “Beni mi döveceksiniz? Her şeyi yapabilirsiniz” diye tepki gösterdi. Bu sırada bazı CHP’li vekiller de divan önüne gelerek itirazlarını dile getirdi. Divan önünde gelen AKP’li vekiller de tartışmaya dahil oldu. Yakut, vekillerin Başkanlık Divanı önünde beklemesine karşın bir kez daha Zenderlioğlu kürsüye çağırdı. MHP’li Mehmet Günal, Yakut’un tutumu üzerine kürsüye giderek MHP’li vekilleri yanına çağırdı. AKP’li vekiller de kürsüye gelmeleri üzerine MHP ile AKP’li vekiller arasında itişmeler yaşandı. Gerginliğin büyümesi üzerine birleşime ara verildi. ANKARA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasında “bahtsız bedevi” polemiğine yol açan Fitch’in not artırımıyla ilgili zamanlama masaya yatırıldı. Bazı MYK üyelerinin ise üstü örtülü olarak, Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’a yanıt verirken kullandığı üslubu eleştirdiği öğrenildi. Kılıçdaroğlu, MYK’de ekonomiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’a, İstanbul’da ekonomi muhabirleriyle yaptığı toplantı sırasında Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu yükselten açıklama yapmasını hatırlatarak, “Bizim bundan haberimiz yok muydu?” diye sordu. Öztrak ise açıklamanın “sürpriz” olduğunu belirterek, “Açıklama 8 Kasım’da bekleniyordu. Bu Fitch’in ilk kez yaptığı bir şey” dedi. Toplantıda, Fitch’in “sürpriz” açıklamayı AKP’nin Suriye politikasından vazgeçmesi için “alelacele” yapıldığı değerlendirildi. Toplantıda bazı üyeler, Başbakan’ın, “bahtsız bedevi” sözlerine yanıt verirken Kılıçdaroğlu’nun kullandığı “kutup ayısı” ve “horoz” ifadeleriyle ilgili rahatsızlığı da üstü kapalı olarak dile getirdi. Bazı üyeler, “CHP olarak biz AKP’nin yarattığı gündemin peşine takılmayalım, kendi gündemimizi oluşturalım” dedi. Toplantı sürerken basın toplantısı düzenleyen CHP Sözcüsü Haluk Koç, AKP’nin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu “başkanlık sistemi” önerisini, Türkiye için “felaket, çöküş senaryosu; tarih önünde intihar etme tablosu” olarak nitelendirdi. Ergenekon davasında terörist Şemdin Sakık’ın “gizli tanık” yapılmasını da eleştiren Sakık, “Öteki tanıklar kim ben merak ediyorum... Hangi tecavüzcü, hangi sapık, hangi terör örgütü yandaşı” dedi. al i n e k s a m k r ü t a At ! l e g e y ’ e ç h a b Dolma Eski Başbakan Tansu Çiller, “Tankla, topla değil ezber bozan sivil darbe” diye tanımladığı 28 Şubat’ın hedefinde kendisinin olduğunu söyledi. Partili milletvekillerinin ikna odalarında, otellerin arka odalarında korku ve şantajla partiden kopmaya zorlandığını savunan Çiller, öldürülecek Kürt işadamları listesini gördüğünü, MOSSAD’la PKK konusunda gizli bir görüşme yaptığını da belirtti. Çiller, Yeniköy’deki evinde TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu 28 Şubat Alt Komisyonu’na 5 saat bilgi verdi. Çiller komisyon üyelerine şunları söyledi: Sivil darbe: 28 Şubat bildiğimiz tankla topla tüfekli yapılan bir darbe değildi. O yüzden başlangıçta ne olduğunu algılayamadım. Toplumun bilinci morfinlendi ama sonra anladım ki hedefteki isimlerden biri bendim. Erbakan’a karşı yapılan bir iş değildi. 28 Şubat ezber bozan bir darbedir. Medya da bana karşıydı: Bu sadece TSK’nin darbesi değildi. Kartel medyası da bana karşıydı. Özelleştirmeden pay aldıktan sonra daha çok pay istediler. Nakit teşvik sistemini kapatıp havuz sistemini getirince kartel medya bana düşman oldu. Koalisyonu yıkmak için Erbakan’ın ‘kanlı mı kansız mı’ sözleri kullanıldı. Meclis’e boğa girdi: 28 Şubat bir süreçti. Erbakan istifa kararı aldı. Görevi bana devredecekti ancak hükümeti kurma görevi bana verilmedi. Bir tarafta çoğunluk olduğu bilinmesine rağmen azınlığa hükümet yetkisi verildi. Azınlık çoğunluğa dönüştürülünceye kadar şantaj, baskı, tehdit ve vaatlerle 47 milletvekili istifaya zorlandı. Meclis’e boğa salındı. Boğa kim: Komisyon üyelerinin ‘Boğa kimse söyleyin, bulmaca çözmek zorunda kalmayalım” sözleri üzerine Çiller gülerek, “O boğanın kim olduğunu biliyorsunuz” diye espri yaptı, salonda kahkahalar yükseldi. Erbakan’la kurmayacaktım: Başlangıçta Erbakan’la hükümet kurmaya niyetim yoktu ama ANAYOL hükümetinin güvenoyu sorunu çıkınca böyle bir kompozisyon oluştu. Erbakan’ı askerlerle, toplumla barıştırmak için bu girişimde bulundum. Erbakan da askerlerle barışmak istediğini söyledi. Yeniydim çeteleri bilmiyordum: Başbakan olduktan iki ay sonra Sivas, Erzurum olayları oldu. Ben nereden bileyim çete nedir. İçişleri Bakanı, istihbarat ve güvenlik birimlerine soruyordum. İçişleri Bakanı ‘onlar birbirlerini öldürüyor’ diyordu. Erbakan ‘Paşalar beni seviyor’ dedi: Batı Çalışma Grubu’nun belgelerini gördüm. İçişleri Bakanı Meral Akşener getirdi. Generalleri emekli etmek istedim. Erbakan karşı çıktı, ‘generaller beni seviyor, onlar yerlerinde kalsınlar’ dedi. Öldürülecek Kürt işadamları listesi: Bu süreç benimle alakalı değildi. 1993 öncesi vardı sonra da devam etti. Hedef göstermek için değil, devletin arkalarında olduğunu hissettirmek korkmayın demek için için o listeyi açıkladım. İçişleri Bakanlığı’ndan böyle bir liste geldi. Ben o listeyi gördüm ve ‘kim yapmışsa bunun gereğini yapın’ dedim. Ben anayım nasıl yaparım?: (Haraç alınıyor dediğiniz insanlar öldürüldü? Siz ne yaptınız sorusu üzerine gözleri dolarak.) Ben anayım. Beni nasıl bununla ihtam edip bağlantılı olarak düşünebilirsiniz? Bunları öldürtmüşüm gibi nasıl düşünebilirsiniz. MOSSAD’la görüştük: (Mehmet Eymür’ün ifadesinde siz, Mehmet Ağar ve Sönmez Köksal’ın MOSSAD ile görüştüğünüz söyleniyor sorusu üzerine.) Kimler vardı hatırlamıyorum. PKK ile ilgili görüştük. Gizli bir görüşmeydi. Daha sonra Türkiye’ye teslim ettiler. Bundan da DSP kazançlı çıktı. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çiller, 28 Şubat sürecinde Meclis’in kapısına bir kilit vurulmadığını ancak demokrasinin en temel ilkesinin ihlal edildiğini belirtti. “Batı Çalışma Grubu’nun, altında en üst düzeyde komutanların imzası olan belgesinde tek hedef ana hedef Tansu Çiller’i siyaseten bitirmek olarak ortaya konmuştur” ifadelerini kullanan Çiller, milletvekillerinin DYP’den korku ve şantajla koparıldığını savunarak şöyle konuştu: “Toplumun hafızasında ve siyasetçinin vicdanında bir hançer gibi batırılmış duran bir eski fotoğrafın, bir eski başbakanın darağacına giderken o son hazin bakışının ortaya koyduğu refleks ve korku şemsiyesi altında bütün bunlar daha kolay ve daha etkin bir biçimde uygulanabilmiştir.” Menderes göndermesi HEDEF 1 MİLYON ATATÜRK İrtibat: (0212) 292 10 53 www.gencturk.org www.facebook.com/gencturklerizbiz twitter.com/GencTurk1919
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle