25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İKİ TABUR ASKER, IRAK’IN KUZEYİNE GEÇTİ 7 MAHMUT ORAL Bordo berelilerden operasyon ANKARA/DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı iki tabur bordo bereli, Irak’ın kuzeyindeki PKK hedeflerine yönelik sınır ötesi iki günlük nokta operasyon düzenledi. Bordo berelilerin bir taburu helikopterlerle sınırın 5 kilometre derinliğine atılırken diğer tabur Türkiye sınırından Irak’ın içine doğru “süpürme” harekâtı yaptı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel de dün Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten ile birlikte Malatya ve Diyarbakır’da konuşlu Hava Kuvvetleri Komutanlığı birliklerinde inceleme ve denetlemelerde bulundu. Sınır ötesi operasyon, Özel döneminde, “sıcak takip” kapsamında Irak’a düzenlenen ikinci sınır ötesi kara operasyonu oldu. Hak ihlallerinde büyük artış Kandil de vuruldu Diyarbakır’da bulunan 2’nci Hava Kuvvet Komutanlığı 8’inci Ana Jet Üssü’nden önceki gece 22.30’da peşi peşine kalkan 6 savaş uçağının PKK’nin yönetim merkezi ve eğitim kamplarının da bulunduğu Kandil Dağı’ndaki terör yuvalarını bombaladığı öğrenildi. DİYARBAKIR İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2012 yılı ilk 9 aylık Hak İhlalleri Raporu’nu açıkladı. 26 bin 939 ihlalin yaşandığı belirtilen raporda, silahlı çatışmalarda yaşamını yitirenlerin sayısındaki artış dikkat çekti. İHD Diyarbakır Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici çatışmalarda 200 güvenlik görevlisinin yaşamını yitirdiğini, 385 güvenlik görevlisinin yaralandığını, 193 PKK militanın öldüğünü söyledi. 17 şüpheli ölüm, 5 asker ve polis, 22 kadın, 28 erkek ve 12 çocuk intiharının yaşandığını, 3 bin 177 kişinin gözaltına alındığını anlatan Bilici, 1162 kişinin tutuklandığını, 104 kişinin örgüt militanları tarafından kaçırıldığını söyledi. Hangisi Kazanır? Bir çatışma durumunda, Erdoğan mı kazanır, Gül’ü mü… Partide ve kamuoyu nezdinde hangisi daha güçlüdür? Bu sorunun yanıtını vermek kolay değil… Çünkü her şeyden önce bir “çatışma durumunun” ortaya çıkması gerek… Oysa çatışma ancak şu iki durumda olabilir: 1) Erdoğan, ihtirasını dizginleyemez, hem özel yetkiler alamadan cumhurbaşkanlığına çıkar hem de Gül’ün başbakanlığını engellemeye kalkarsa... 2) Ya da Gül “kenara itilmeyi” önceden görüp, Erdoğan’ın karşısında cumhurbaşkanı adayı olarak çıkarsa… Birinci seçenekte, bugünkü yetkilerle cumhurbaşkanlığına çıkan Erdoğan, Gül’ün başbakanlığını engelleyemez. İkinci seçenekte, Gül, Erdoğan’a karşı muhtemelen cumhurbaşkanlığı seçimini kazanır. Belki yanılıyorum, ama yukardaki sonuçları gördüğüm, her ikisinin de bunları en az benim kadar gördüğüne inandığım için, bugünden baktığımda, bir çatışmanın yaşanacağını sanmıyorum… Bir başka deyişle, büyük bir sürpriz olmazsa, önümüzdeki yıllarda AKP içindeki rol dağılımının, Erdoğan Cumhurbaşkanı, Gül Başbakan olarak yapılacağını düşünüyorum. Bu rol dağılımı sonuca ulaşır mı?.. Her ikisi de bu makamlara oturabilir mi?.. Erdoğan ihtirasını dizginleyebilir mi?.. Yerel ve genel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi ne sonuç verir?.. Bunları şimdiden kestirmek çok kolay değil. Bir de parti genel başkanlığı sorunu var: Erdoğan son çare olarak, hiç olmazsa Çankaya’ya AKP Genel Başkanı olarak çıkmak istediğini açıkça belirtti. Bu, ancak Gül de buna rıza gösterirse gerçekleşebilir… Ama o zaman Başbakan Gül, partisine hâkim olamayan bir başbakan konumuna düşecektir ki, bunu kabul etmesi pek beklenmez. ??? Bu tahminlerim neye dayanıyor? Bir insanın neler yapacağını veya yapabileceğini kestirmek için, geçmişte neler yaptığına bakılır. Ben de geçmişe baktığımda yukardaki tabloyu görüyorum, çünkü bu olasılıklar geçmişte aynen yaşandı ve benim gelecekte olacağını tahmin ettiğim gibi sonuçlandı. Medyada kimse söylemiyor, sadece İsmet Berkan 2 Kasım 2012’de Hürriyet’te kısaca değindi: “Başbakan Erdoğan, 29 Ekim resepsiyonuna eşi Emine Erdoğan’la geldi ve ‘Bizi daha önce beraber davet etmeyenler utansın’ dedi. Onu eşi Emine Erdoğan’la birlikte davet etmeyen iki Cumhurbaşkanı oldu; biri Abdullah Gül. Esasen 2007’de 27 Nisan muhtırası ve 367 kararı yüzünden alelacele genel seçime gidildikten ve seçimde yüzde 47 oy alındıktan sonra Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül’ün yerine bir başka kişinin Cumhurbaşkanı olmasını istedi. Erdoğan’a göre gerginliği yumuşatmak için Gül’den daha az sembol bir isim Çankaya’ya çıkmalıydı ama olmadı Gül adaylıkta ısrar etti. Belki de Başbakan, gerginliklerin Necdet Özel’in Genelkurmay Başkanı olmasına kadar sürmesinden Abdullah Gül’ü sorumlu tutuyor olabilir.” Evet, aynen Berkan’ın anımsattığı gibi, Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçiminde Gül’den desteğini çekti ama Gül ısrar etti ve AKP’deki gücünü kullanarak seçildi. Şimdi halk Erdoğan’ın sürekli gerginlik yaratan, çatışmadan yana olan kavgacı tavrından bıktı usandı… Ayrıca Erdoğan’ın tek adamlık sendromunun diktaya gittiğini düşünen çok insan var… Bu durumda Gül, gireceği her seçimde Erdoğan’ı mağlup edebilme şansını yakalayabilir… Galiba bu konuda üçüncü bir yazı daha gerekecek! Açlık grevi 57. gününü doldururken bazı STK’ler süresiz dönüşümsüz eylemde Dışarıda da grev DİYARBAKIR/ SAMSUN / İZMİR (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi, anadilinde eğitim ve savunma talebiyle yaklaşık 700 tutuklu ve hükümlünün sürdürdüğü açlık grevleri 57. gününü doldurdu. DTK Daimi Meclis üyesi bir grup, açlık grevlerine dikkat çekmek için DTK binası önünde süresiz dönüşümsüz açlık grevine başladı. Burada yapılan açıklamada, “Durum artık ‘kritik eşik’ belirlemesinin ötesine geçmiştir. Vicdanlı olan hiç kimse duyarsız kalamaz” denildi. Hakkâri Üniversitesi öğrencileri ve Samsun HDK bileşenleri, TKP, ÖDP, Halkevleri, Devrimci 78’liler Derneği ve EmekliSen, açlık grevlerine dikkat çekmek için Devrimci 78’liler Derneği’nde 2 günlük sembolik açlık grevi eylemi başlattı. Mersin, Malatya, Antalya, Muş, Hatay gibi birçok kentte açlık grevlerine dikkat çekmek için eylemler yapıldı. İzmir’de de “Ölümleri durduralım” kampanyası başlatıldı. Ziraat Mühendisleri Odası Lokali’nde bir araya gelen kitle adına, PEN İzmir Temsilcisi Asuman Susam tarafından okunan çağrı metninde, “Siyasetçileri, medyayı, cezaevlerinden her an gelebilecek ölüm haberlerini durdurmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz” denildi. Kampus karıştı: 15 yaralı Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampusu’nda bir grup öğrenci cezaevlerindeki açlık grevine dikkat çekmek amacıyla slogan ve pankartlarla rektörlük binasına yürümek istedi. Özel güvenlik görevlileri barikat kurarak öğrencilerin geçişini engellemek istedi. Özel güvenlikçilerin biber gazı ve cop kullanıldığı olaylar sırasında 8’i güvenlik görevlisi olmak üzere 15 kişi yaralandı. Erdoğan’dan randevu yok ERDEM GÜL Baydemir: Bırakırım BDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, “Bütün yaşamım boyunca silahlı muhalefet yöntemini benimsemedim. Sivil itaatsizliği tercih ettim. ve her platformda da bunu savundum. Cezaevinde ölüm çıkarsa ben çıkıp halkımdan özür dileyeceğim. ‘Ben sizi yanılttım’ diyeceğim. Ben özeleştiri vereceğim halkıma ve ben bir gün Diyarbakır Belediye Başkanlığı yaparsam bana haram olsun” dedi. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, daha önceki Hayata Dönüş başta olmak üzere cezaevlerindeki açlık grevlerinde arabululucuk yapan aydınların da içinde olduğu bir heyet tarafından istenen acil görüşme talebini kabul etmediği ortaya çıktı. Erdoğan’a randevu talebi, AKP’li bazı milletvekillerinin aracılığıyla geçen hafta “gayri resmi” olarak Kızılcahamam kampı öncesinde Erdoğan’a iletildi. Bu girişimin ardından pazartesi günü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, açlık grevlerinin çözümü için eylemcilerin taleplerinin karşılanacağı mesajını verdi ve anadilinde savunmaya ilişkin tasarının Meclis’e gönderileceğini, Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesinin de sağlanabileceğini açıkladı. Bakanlar Kurulu’ndan çıkan taleplerin karşılanabileceğine ilişkin bu açıklamalar üzerine, Erdoğan’dan randevu talep eden aydınlar yeniden umutlandı. Ancak Erdoğan, randevu vermediği gibi partisinin salı günü grup toplantısında başta BDP olmak üzere açlık grevini savunan kesimlere yönelik “nekrofili hastaları” şeklinde ağır suçlamalar yöneltti. Ancak buna karşın Erdoğan’ın aynı gece Endonezya’ya gideceği ve ziyaretinin üç gün süreceği bilgisi doğrultusunda aydınlar, beklentisini sürdürdü. Fakat Erdoğan, açlık grevleriyle ilgili randevuyu vermeden Endonezya’ya gitti. Aydınlar, bu durumu “Erdoğan’ın çözüm sağlansa bile kendisinin bu işin içinde görünmeme tutumu izlediği” şeklinde yorumladı. Aydınlar eylemin sona erdirilmesi sürecine katkı verme tavrını sürdürme kararı aldı. Ergin: BDP çağrı yapsın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cezaevlerinde 60. güne yaklaşan açlık grevleri için “temas trafiği” hızlandı. Önceki gün Çankaya Köşkü’ne çıkan Adalet Bakanı Sadullah Ergin dün akşam BDP’lilerden oluşan bir heyetle ikinci kez görüştü. Edinilen bilgiye göre BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Muş Milletvekili Sırrı Sakık ve Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk’ten oluşan heyetin talebi üzerine gerçekleşen görüşmede Ergin, hükümetin yürüttüğü “anadilinde savunma” hakkı ile ilgili bilgi verdi. Öcalan’la görüşmek için Adalet Bakanlığı’na 2 avukatın başvurduğuna dikkat çeken BDP heyeti, tecritin sona erdirilmesi durumunda, eylemlerin de bitebileceğine dikkat çekti. Ergin’in ise hükümetin üzerine düşeni yaptığını belirterek “Siz de üzerinize düşeni yapın” diyerek, açlık grevlerinin sona erdirilmesi için çağrı yapmaları talebinde bulunduğu öğrenildi. MAVİ MARMARA DAVASINDA İKİNCİ GÜN Yargılamaya itiraz var HİLAL KÖSE Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara’ya yönelik yapılan ve 9 kişinin öldürüldüğü saldırıya ilişkin, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Aşkenazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında açılan davanın ikinci oturumu yapıldı. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, yabancı şikâyetçilerin ifadelerinin alınmasıyla devam edildi. Duruşmada, mahkemenin talebi üzerine atanan avukat Uğur Kasapoğlu, söz aldı ve müvekkiliyle görüşemediğini, mahkemenin sanıklarını davadan haberdar eden tebligatın ulaşıp ulaşmadığını bilmediklerini ifade etti. Mahkeme başkanının “Ulaştığına dair yanıt gelmedi” demesi üzerine avukat Kasapoğlu, “ Barodan atandık ama sanıklarla görüşemedik. Yargılamaya devam edilebilmesi için tebligatın sonucunun beklenmesi gerekir. Bu şekilde bir hüküm kurulursa AİHM’de Türkiye aleyhine mahkumiyet kararı çıkabilir” dedi. Mahkeme başkanı da “Talepler bölümünde bunları değerlendireceğiz” dedi. Müşteki avukatlarından Müşir Deliduman da sanıkların Interpol aracılığıyla aranmalarını talep etti. Deliduman, “Türk istihbaratı bilgi toplamış mıdır? Devlet vatandaşını korumamıştır. Devlet Denetleme Kurulu’nca araştırma yapılsın. İddianame cumhubaşkanına gönderilsin. Ölen Furkan Doğan ABD vatandaşı. Gemide İranlı bir aktivist de bulunuyor. Bu iki ülkenin davaya katılması için iddianameler gönderilsin” dedi. Okul yakanlara operasyon Erdost için gözyaşları bitmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mamak Askeri Cezaevi’nde dövülerek öldürülen yayıncı İlhan Erdost, ölümünün 32. yıldönümünde gömütü önünde anıldı. Karşıyaka Gömütlüğü’nde gerçekleşen törende konuşan İlhan Erdost’un ağabeyi ve TİHAK Başkanı Muzaffer İlhan Erdost, “Bir beden olarak İlhan bir battaniye arasına sığıyor. Bir ölü olarak Türkiye coğrafyasına sığamayacak. Bir beden olarak, seksen santim enindeki bir parselin içinde İlhan. Bir ölü olarak tarihe sığmayacak” dedi. Erdost’un kızı Alaz Erdost’un, şair Hüseyin Haydar’ın Erdost için yazdığı şiiri okuduğu törende, HakPar Genel Başkanı Kemal Burkay, “Biz sosyalizmi Erdostlar’ın yayımladıkları kitaplardan öğrendik. Sosyalist düşünceye çok büyük katkısı vardır” diye konuştu. Eski TİHAK Başkanı Nevzat Helvacı, bugün hukukun yerlerde süründüğüne, laikliğin elden gittiğine değinirken, eski TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş, ÇGD’nin Erdost’a onur ödülü verme sürecini anlattı. Vecihi Timuroğlu, Erdost’un düşüncelerini yaşatabilecek büyük bir kitlenin varlığından söz ederken Devrimci 78’liler Federasyonu’ndan Hüseyin Esentürk, Mamak Cezaevi’nin bir zulüm merkezi olarak müze yapılması için girişimlerde bulunacaklarını dile getirdi. VAN/SİİRT/MARDİN (Cumhuriyet) Van polisi, 11 Ekim’de Mehmet Akif Ersoy Lisesi’ndeki konteynır dersliklere ve 22 Ekim’de Van Gölü İlköğretim Okulu’na molotofkokteylli saldırıda bulunanlar ile 3 Kasım’da Van Gölü Endüstri Meslek Lisesi ve pansiyonuna taşlı saldırı bulunanlara operasyon düzenledi ve 23 kişi gözaltına alındı. Siirt’te ise güvenlik güçlerine taş atıp devlet malına zarar verdikleri iddiasıyla 10 kişi gözaltına alındı. Mardin Midyat’ta da terör örgütü PKK üyesi oldukları gerekçesiyle 4 kişi tutuklandı. Pozantı’ya dokunan yandı MERSİN (Cumhuriyet) 3 Kasım’da düzenlenen KCK operasyonunda gözaltına alınan Dicle Haber Ajansı muhabiri Zeynep Kuriş tutuklandı. Kuriş, “Pozantı Çocuk Cezaevi’nde cinsel taciz ve istismar” skandalını ortaya çıkaran gazeteciler arasında yer alıyordu. Kuriş, bu haberiyle Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü’ne layık görülmüştü. Skandalı ortaya çıkaran İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi ile DİHA muhabirleri Özlem Ağuş ve Ferhat Arslan da “terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla geçen aylarda tutuklanmıştı. diyerek dövdüler’ Saldırı sırasında Mavi Marmara’da olan şikâyetçi Fahrettin Seyyar da “Tam bir can pazarı vardı. İsrailli askerler her vurduklarında ‘Tayyip gelsin kurtarsın, one minüte’ diyorlardı” diye konuştu. İki günde toplam 65 şikayetçinin ifadesini alan heyet davayı 9 Kasım tarihine erteledi. ‘Bizi ‘One minute’ Törene, Erdost’un eşi Gül ve diğer kızı Türküler Erdost ile yakınları, dostları da katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle