18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 15 Üçüncü çeyrekte şirketlerin kredi riski arttı ? Dünyada 200 milyondan fazla firmanın ticari bilgilerinden oluşan bir veritabanına sahip olan danışmanlık şirketi D&B’nin Türkiye’de 52 bin şirkete göre yaptığı değerlendirme, üçüncü çeyrekte Türkiye genelinde şirketlerin kredi riskinin arttığını ortaya koydu. Ekonomi Servisi Kredi risk haritasında yüksek riskli bölgelerin başında Güneydoğu Anadolu ve Doğu Karadeniz yer aldı. D&B Türkiye’nin 12 bölgede 81 ilde ve 52 binin üzerinde şirketin kredi riskini değerlendirdiği Dun & Bradstreet’in (D&B) Türkiye Kredi Risk Haritası’nın 2012 üçüncü çeyrek verileri açıklandı. Sonuçlar şöyle: ? En riskli iller Niğde, Van ve Batman. Karaman son bir yıldır olduğu gibi bu çeyrekte de riski en düşük iller arasında ilk sırada yer alırken bunu Bolu ve Edirne izledi. ? En az riskli bölgeler Orta Anadolu, Doğu Marmara, Batı Anadolu ve İstanbul bölgesi. Yüksek riskli bölgelerin başında ise Güneydoğu Anadolu, Doğu Karadeniz, Kuzeydoğu Anadolu ve Orta Anadolu yer aldı. Batı Marmara, Ege, Akdeniz ve Batı Karadeniz ise orta derecede riskli. ? Deprem nedeniyle net göç hızının (46.7) en hızlı artış gösterdiği il Van. En fazla göç veren illerden Yozgat, Çankırı, Kırıkkale, Kars, Ağrı, Adıyaman, Ardahan ve Bitlis’te son dört çeyrekte ekonomik etkinlikler yetersiz. D&B Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Selim Seval, 3. çeyrekte endeksin 1065’e gerilediğini, ortalama kredi notlarını temsil eden endeksin yüzde 1 azaldığını ifade etti. Bu verinin Türkiye’de kredi riskinin artması olarak yorumlanabileceğini kaydeden Seval, “Sonuç, D&B Türkiye Ekonomik Beklentiler Endeksi’ndeki gelişmeye paralel. İlk üç çeyrekte yükselerek 49’a ulaşan Ekonomik Beklentiler Endeksi, yılın son çeyreğindeki ekonomik, sektörel ve firmalardaki beklentiler için 10 puan gerilemişti” dedi. ‘Bir Ulus Bir Halk’ İyi ki Amerikan seçimlerinin tarihi ile çakıştı, iyi ki Amerikan seçimleri medya gündemimizde çok geniş yer aldı... Bizde “Küçük Amerika” oluyoruz büyük yalanıyla, insan hakları, demokrasi, Cumhuriyet kazanımları ve değerlerinin katledilmesi anlamına gelen, medyatik pazarlanan tuzaklar... İktidarın işin içinde, suç ortaklığı yaptığı rejimimizi, kaderimizi, geleceğimizi değiştirmekte olan adımlardaki kirli oyunlar, çamaşırlar... aklını kullanabilecekler için biraz su yüzüne çıkmış oldu... Amerika’nın Türkiye’ye uyarlanması sözkonusu olmayan, konfederal yapısı, başkanlık sistemlerinin kötü kopyaları bile değil... Türkiye’de bize dayatılmak, kelime oyunları, kavram kargaşası kullanılarak bize yutturulmak istenenler, bizim için geri dönüşü olmayan, eksikli, gedikli, defolu da olsa göreceli var olan, insan hakları, demokrasi, birlikte rejimimizi, toprak bütünlüğümüzü koruyarak yaşayabilme olanaklarımızın toptan katledilmesini içeren, yaşamsal tehditlerin her biri, bir diğerinden beter... Başlığa aldığım “Bir ulus, bir halk” vurgulaması Obama’ya ait olmanın ötesinde, seçimi kazanması üzerine, gelecek dönem iktidarının önceliklerinin altını çizdiği kısa ama öz konuşmasının başında yer aldığı için, anlamını sorgulamak, üzerinde düşünmek gerek değil mi? Aynı konuşmasının içinde açtığı üzere de dünyanın en farklı etnik kimlikleri, inançları, kökenleri, kültürlerinin bileşkesi ülkede yaşayan milyonların, en aykırı farklılıkları ile ortak amaçlar, kültür ve değerlerde buluşmalarını içeriyor... ??? Bilmem ABD’de vatandaşlık hakkı kazanmanın yanında bu çok farklı ırklar, dinler, inançlar, kültürler kökenli insanların, bölgelerde, konfederasyonlarda ayrı ayrı ırklar, dinler, kimliklerden ikiüç sıfırla yazılan milyonlarla çoğunluklar oluşturmuş olsalar da adam gibi İngilizce bilmek, okullarda öğrenmek, resmi kurumlarda kullanmak zorunda olduklarını anımsatmak bir işe yarar mı? Birlikte yaşayabilmenin koşulları içinde, anadilini öğrenme, kullanma hakkının kutsallığı yanında, anlaşabilecek kadar ortak tek bir dili öğrenme, resmi kurumlarda, ortak kamu alanlarında kullanma zorunluluğu da insan hakları kavramı kapsamında olarak var. ABD’de yürürlükte olan yasal düzen de, aynı zamanda birlikte yaşamanın ekonomik zorunluluğu olarak da İngilizcenin tek ortak dil olarak kullanılmasını öngörüyor... İktidarlarımızın bir önceki seçim döneminden bugüne 12 Eylül’ün darbeci anayasasından kurtulmak, sivil anayasa için uzlaşma propagandasını bir yana yine dayatma olarak gündemimize soktuğu başkanlık sistemi anayasa değişikliğinin de ABD başkanlık sistemi ile uzaktan yakından bir ilişkisi yok. Ey uysa da uymasa da her yerde Allah adını ağızlarından düşürmeyenler; Allah’ınızı severseniz Başbakan Erdoğan’ın bal gibi de kendi cumhurbaşkanlığına dönük olarak pat diye gündeme sokturduğu başkanlık sitstemi anayasa değişikliği taslağının ABD başkanlık sistemine neresi benziyor? ABD başkanlık sisteminin çok etkin, şaşmaz güçler ayrılığının işleyişine bir bakın, bir de bizdeki, yasamayürütmeyargı sistemlerinin toptan işleyişlerinin, parti içi demokrasi de dahil, devlet yönetimini tümden, padişah, diktatoryal yetkiler boyutunda tek kişiye, Başbakan’a bağlanmış haline bir bakın hele... ABD sisteminin yaşamsal denge araçları, iki Meclis, çok etkin güçler ayrılığı sistemi, yargı bağımsızlığı, kuruluş yapısından gelen eyaletlerin yönetim gücü... farklılıklarına bakmadık bile... ??? ABD’nin bir de, dünya kaynaklarını çok büyük ağırlıkla toplamış, ekonomiksosyalsiyasalaskeri tek güç olarak, değişen dünya dengeleri, koşullarında, en çok da insanın, çoğunluğun canı yakan krizler karşısında, dünyada geçerli bugünkü emperyal düzeni de değiştirmeye yönelik, ABD vatandaşlarının yaşamsal sorunlarına yönelik gündemine girmiş ortak değerleri, amaçları var... Obama dünkü konuşmasında ortak değerlerini güçlü eğitimlerine borçlu olduklarını söylüyordu. İktidar icraatlarında giderek öne çıkan işsizliğe çözüm üretme, sağlık reformu, insan eksenli kamu politikalarına ağırlık verilmesi... Son örnek seçim günleri ile çakışan fırtınada, doğa felaketinde, seçim kampanyasını bir yana bırakarak acil önlemlerin peşinde koşuşturması... Bizdeki iktidarlarının icraatları, yapısal değişimleri ile tersine bir gidişi sergilemiyor mu? Sözün özü ABD’nin stratejik ortağı, Ortadoğu politikalarının başrol oyuncusu siyaseti ile, Irak işgali sürecinin başında kurulmuş iktidarlarının sıkı desteklenmesi konumu, yeni dengeler değişiminde fena halde çelişkili, açığa düşüyor gibi... Son Suriye politikaları çelişkisi, vitrinde ilk dikkat çeken olgu olsa da, sivil darbe hukuku uygulamaları niteliğini kazanmış özel yargı sonuçları, basın özgürlüğü raporları, daha da çok baş ağrıtacağa benziyor. Arkası geliyor... Fitch başanalistine göre, Merkez Bankası, ekonomiyi kredi şişmesinden ve cari açığın artmasından korumalı Aşırı ısınmaya dikkat ? Fitch Başanalisti Parker, geç kaldıkları eleştirisine “Risk vardı. Şimdi tam zamanıydı” derken bundan sonra Merkez Bankası’nın sermaye akışını yönetmesinin önemine işaret etti. Parker’a göre en büyük risk aşırı ısınma ve kredi şişmesi. Ekonomi Servisi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir ülke” seviyesine çıkarmasının yankıları sürerken Fitch Başanalisti Ed Parker, 2013 için Merkez Bankası’nın atacağı adımların sermaye akışını kontrol etmekte önemli rol oynayacağını söyledi. Fitch yetkililerinin bugün İstanbul’da düzenlenecek toplantıda yeni döneme ilişkin öngörülerde bulunması bekleniyor. AA’nın sorularını yanıtlayan Parker, not artışı için geç kaldıkları eleştirisi ve yeni dönem üzerine şu mesajları verdi: Geç kaldığımıza inanmıyorum. Aşırı ısınma riski varken bir not artırımın çok bir manası olmazdı. İki yıl boyunca Türkiye Fitch’ten yeni bir not artışı beklememeli. Ekonominin yumuşak inişe doğru ilerlemesi, yakın dönem makro finansal risklerdeki iyileşme, kamu borcundaki azalış, güçlü bankacılık ile Türkiye iyi durumda olduğunu gösterdi. Fakat kırılgan bir ekonomik geçmişi ve süregelen bir cari açık sorunu var. Merkez Bankası’nın ileriye yönelik olarak ekonomiyi kredi şişmesinden, aşırı ısınmadan ve cari açığın yeniden artması olasılığından koruyacak bir şekilde yönlendirmesi gerekiyor. Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye’nin 12 yıl sonra yaklaşık 32 milyar dolar doğrudan yatırım çekebileceğini bildirmişti. Rogers, not yükselişine şaşırdım Yatırım gurusu Jim Rogers, Obama’nın ikinci zaferini CNBCe’ye değerlendirdi ve “20132014 için endişeli ve hazırlıklı olun” mesajı verdi. Obama’nın zaferini kutlayanların önümüzdeki 2 yıl çok mutsuz olacağını öngören Rogers, 20132014 yıllarının 20072008 krizinden beter geçeceği uyarısında bulundu. Türkiye’ye dair iyimser olduğunu kaydeden Rogers, yüksek cari açığın kaygı uyandırdığını, bu nedenle nota şaşırdığını Ekonomi Servisi Uluslaraktardı. Rogers, yine de arası Yatırımcılar Derneği Moody’s ve S&P’nin de (YASED), Türkiye’nin notunun Fitch’e benzer bir karar artması sonrasındaki sürecin, verebileceği önümüzdeki dönemde portföy ve yorumunda bulundu. büyük ölçekli doğrudan stratejik YASED: Stratejik yatırımlar artacak Koç: Diğerleri de not artırmalı Koç Grubu Onursal Başkanı Rahmi Koç, Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye getirmesine ilişkin, “Asıl ben Moody’s ve Standart&Poor’s’tan not artışı bekliyorum” dedi. Koç, “Ben yatırımdan gerçek yatırım yapmayı anlıyorum. Önemli olan borsaya gelip her şey iyi iken hisse senedi alıp işler bozulduğunda da gitmek değil. Yatırım yapmak, istihdam yaratmak, fabrika kurmak de yatırımları hızla artıracağını açıkladı. YASED’in açıklamasında, “Türkiye, hem borçluluk hem de diğer makro ekonomik veriler bağlamında, diğer ‘yatırım yapılabilir’ seviyesindeki ülkelerden mektir” diye konuştu. daha iyi konumda. Ancak cari açığın önümüzdeki dönemlerde SJ: Türkiye daha aşağı inmesi ve sürdürüşoklara açık lebilir oranda bir büyümenin ABD’de borsa ve iş devamı için yatırım ortamıdünyasının gazetesi Wall nın iyileştirilmesi, istikrar Street Journal ise Fitch’in ortamının korunması, yanot artırımı karşısında Türk pısal reformların devamı yetkililerinin “tepeden bave katma değerli ürekan” bir tonla konuştuklarını ifatim ve yatırımların de ederek “Türkiye ekonomisi reartırılması büyük sesyona ve finansal şoklara hâlâ önem taşıyor” açık. Nakit girişi konusunda speküdenildi. lasyon yapmak için henüz erken” dedi. W Komşuda kemer sıkmaya isyan büyüyor ATİNA (AA) Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras’ın, ülkesinin AB ve IMF’den tahsis edilen kredinin 31.5 milyar Avro’luk yeni dilimini alabilmesi için dün akşam parlamentodan geçirmesi gereken 13.5 milyar Avro’luk kemer sıkma önlemlerine tepkili on binlerce kişi, parlamento binası önünde gösteri düzenledi. Yunanistan Kamu Çalışanları Federasyonu (ADEDY) ve Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla önceki gün başlatılan 48 saatlik genel grev çerçevesinde toplanan binlerce kişi “Bizi uçuruma sürükleyecek önlemleri onaylamayın”, “Troyka Yunanistan’dan dışarı” şeklinde sloganlar attı. Parlamento önünde kurulan barikatı aşmak isteyen gruba polis gaz bombasıyla müdahale etti. Maskeli gruplar parlamento ve bakanlıkları koruyan polislere taş ve molotof kokteylleri attı, polis de ses ve gaz bombası kullandı. Öte yandan, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığına giden yolda barikatı aşmak isteyen göstericileri dağıtmak için tazyikli su kullanıldı. Olaylarda çok sayıda kişinin gözaltına alındığı bildirildi. AFP Uçurumun kenarında ? 10 yıl önce ekonomiyi canlandırmak için getirilen vergi indirimlerinin süresi 31 Aralık’ta doluyor, mali kesintiler başlıyor. Obama, Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu sürdüren Cumhuriyetçiler’i ikna edip süreyi uzatamazsa, ekonomiyi “mali uçurum”a itmiş olacak. dirim süresinin 1 Ocak 2013’te dolması. İndirimlerin vadesi dolduğunda, zengini fakiri, tüm mükelleflerin vergisi 600 milyar dolar artacak. İkinci sorun da, daha önce alınan karar gereğince, kamu harcamala Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu rından yapılacak otomatik kesintiFitch, ABD Başkanı lerin yeni yılın başından itibaren Obama, “mali uçuotomatik olarak devreye girmesi. Buna göre 2013’te 109 milyar do rum”dan kurtulmak ve lar, on yıl içinde 1 trilyon dolar keborç tavanının yükselsinti için sosyal programlarda tatilmesi konusunda ansarrufa gidilecek, işsizlik yardım laşma sağlamak için yeları sona erecek. Bu da yoksullaterince hızlı davranarı vuracak. mazsa, ABD’nin kredi Bu iki kararın birlikte yürürlü notunu gelecek yıl içinğe girmesi, durgunluk içindeki de düşürülebileceğini ekonomiyi canlandırmak için yaaçıkladı. Açıklamada, pılması gerekenlerin tam zıddı et“Obama’nın karşı ki yapacak, işi çıkmaza sokacak. karşıya bulunduğu Bunun için de soruna, “mali uçu güçlük, güven sağlayarum” deniyor. cak bir açık azaltma planının yürürlüğe konulması. Bu soruna Obama’nın zaferi piyasaları rahatlatırken dolar düştü, altın yükseldi. Asbir çözüm getirilebiya borsaları yükselirken ABD borsa endeks vadelilirse, ABD’ye verilen leri pozitife geçti. ABD Doları, Asya’da düştü. Altın AAA notunun korun1729 dolara kadar çıktı. Öğleden sonra ise iyimserliği masını sağlayabilir” bitti. Avrupa Komisyonu, AB ekonomisinin gelecek denildi. Fitch’in yıl neredeyse hiç büyümeyeceğini açıkladı. Avro kaABD’y e verdiği kredi yıplarını artırdı. Dolar karşısında iki ayın en düşük notu AAA, görünümü seviyesine geriledi. Pariteye paralel içeride dolar negatif. yeniden 1.78 TL’nin üzerine çıktı. Ekonomi Servisi Obama’nın ABD’de başkanlık seçimlerini kazanıp Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu alamaması, dünya piyasalarının önüne yeni bir sorun daha çıkardı. Sağlık politikasını revize etmek ve vergi yükünü orta ve alt sınıflar leyhine yeniden dağıtmak için daha kararlı adımlar atması beklenen Obama’nın, bunlardan önce “mali uçurum”a düşmeden ekonomiye makas değiştirtmesi gerekiyor. Oysa hem sorunu çözüp hem açığı azaltma konusunda Cumhuriyetçi çoğunlukla derin görüş ayrılıkları çözülebilmiş değil. Birinci sorun, bundan 10 yıl önce, George W. Bush döneminde, ekonomiyi canlandırmak için yürürlüğe konan gelir ve istihdam vergilerindeki in Fitch: Sorun çözülmezse notunu kırarım Efes Rusya ‘yılın şirketi’ Ekonomi Servisi SABMiller ile stratejik ittifakı ardından Rusya pazarında ikinci büyük bira üreticisi konumuna gelen Anadolu Efes, Rus iş dünyasının saygın dergilerinden Company’ce “Yılın Şirketi” ödülüne değer bulundu. Ödülü veren danışma kurulu, gazeteciler, bağımsız uzmanlar, iş dünyası ve kamu uzmanlarından oluşuyor. 2012 Mart’ta SABMiller ile gerçekleştirilen işbirliği çerçevesinde, SABMiller’ın, Rusya ve Ukrayna’daki bira operasyonlarını devralan Anadolu Efes’in ortaklık yapısı, devir işlemleri tamamlandığında şöyle şekillendi: Anadolu Grubu yüzde 43, SABMiller yüzde 24, halka açık kısım yüzde 33. Piyasalar Obama’yı selamladı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle