27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM 2012 PAZAR 4 HABERLER Üslubu Beyan Aynıyla... Sevgili, Başbakan ile ana muhalefetin başı arasındaki düzeyi düşük ağız dalaşı, hafta içinde, üslup konusuna odaklanmamıza yol açtı. Her iki politik figür de bu eleştirilerden bolca nasiplenirken siyasetimizin üslubu da yerden yere vuruldu. Doğrusu ben olayı, yalnız üslup ile sınırlı tutmanın doğru olmadığını sanıyorum. Hani deveye sormuşlar, “Boynun neden eğri?” diye, yanıtlamış: “Nerem doğru ki?” Aynen onun gibi, bir türlü demokratikleşemeyen entelektüel düzeyi düşük siyasetimizin neresi doğru ki, üslubu yanlış olmasın? Siyasi konuları irdelerken düştüğümüz yanlışlardan biri de hedefe yalnızca siyasileri oturtmak oluyor. Bu yanlışa düşmemizin ana nedeni, sanırım siyasetçiyi her şeyin nedeni olarak görüp gerçek nedenleri gözden kaçırmamız oluyor. Bence siyasetçi, bir ölçüde siyasetin yapısının nedeni olsa da daha çok sonucudur. Somut bir örnekle açıklamak gerekirse, Irak’ta Saddam egemen olduğundan demokrasi gelişmiyor değil, demokrasi gelişmediği için“Saddam” egemen oluyordu. ??? Durum böyle olunca, “Tartışmada kınanacak taraf bu düzeysiz lafları söyleyenler mi, yoksa dinleyenler mi olmalı” sorusu önem kazanıyor. Bir deyiş vardır, atasözü der geçeriz, aslında orijinali bizim atalarımızın değil. 18. yüzyıl Fransız bilim adamı ve düşünürü Buffon’a aittir. Buffon (1707 1788) “Le style est l’homme meme” demiş, Ziya Paşa (1825 – 1868) bunu “Üslubu beyan aynıyla insandır” diye dilimize aktarınca, atasözü olmuş. Yalnız insanın biçemi ile kişiliği arasındaki yakın bağlantıyı vurgulamakla kalmayan bu gözlem aynı zamanda biçem ile özün, aralarında ast üst ilişkisi olmayacak kadar birbirleriyle iç içe olduklarını da anlatır. Bu deyişe bakarak şunu rahatlıkla söyleyebilirsin: Her siyasetçinin konuşma üslubunu onun kişiliği belirler. Bir ölçüde bazı doğruları içerse de ben tümüyle katılmayıp şöyle diyeceğim: Siyasetçinin konuşma üslubunu konuşan ağız değil de dinleyen kulak belirler. Çünkü siyasetçinin konuşması, halkın beğenisine sunulmuştur. Başka deyişle, halkın beğenisi belirler kalıcı üslubu. “Marifet iltifata tabi” olduğu için, iltifat görmez ise tekrarlanmaz. ??? Görüyorsun, politikacının üslubunun müstehcen, hatta müstekreh olmasındaki belirleyici öğe, kendisi değil seslendiği kitledir. Durum, ayıp laf eden çocuğun halini andırır. Dikkat etmişsindir, çocuklar büyüklerden duydukları kimi küfürleri söyledikten sonra, şöyle yan gözle bir etrafa bakarlar, ters tepki görürlerse bir daha ağızlarını açmazlar ama onay bulurlarsa, onu üst üste yineler dururlar. İşte politikacının üslubu da aynıyla böyledir. Toplum neye iltifat ederse, o marifetten sayıldığı için, belirleyici olan söyleyen değil dinleyen olmakta. Yoksa ince mizahi üslubu olan politikacılarımız da olmadı değil. Örneğin Erdal İnönü bunlardan biriydi. Ama ince mizahı o kadar da tasvip görmedi. Yaşanmış öyküdür. İzmir milletvekillerinden biri genel başkanı eleştiriyormuş: Sayın genel başkanım, çıkıp elinizi masaya vurun ve adlı adınca, “Şey yapa şey yapa iktidara geleceğiz” deyin! “Halk sizden bunu bekliyor” demiş. Olur demiş Erdal Bey, çıkmış kürsüye elini vurarak seslenmiş: Arkadaşlar, iktidara geleceğiz! Nasıl geleceğimizi birazdan Neccar Bey anlatacak. Erdal Bey’in mizahi üslubu eşsizdi... Ama galiba topluma birkaç derece bol geldi, anlaşılamadı, anlaşılsa bile Tayyip Bey kadar iltifata mazhar olmadı. Bu durumda siyasetteki üslubun ayıbını kimde aramalı? Ne dersin? On binlerce yurttaş hem Anıtkabir avlusunda hem de görevli askerlerin tüm uyarılarına karşın mozolede “Ya istiklal ya ölüm, tam bağımsız Türkiye” sloganları attı. Yurttaşlar Başbakan Erdoğan’ın gelmediği Anıtkabir’de Atatürk’ü andı On binler Anıtkabir’e aktı ? Sağanak yağmura aldırmayan yurttaşlar, Başbakan Erdoğan’ın gelmediği Anıtkabir’de “Hükümet istifa” sloganıyla tepkisini gösterdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) On binlerce yurttaş, Türkiye Gençlik Birliği (TGB), Atatürkçü Düşünce Derneği ile CHP başta olmak üzere sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin çağrısıyla 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndan sonra 10 Kasım’da da Anıtkabir’e aktı. Sağanak yağmura aldırmayan yurttaşlar, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gelmediği Anıtkabir’de “Hükümet istifa” sloganıyla tepkisini gösterdi. On yıllardır haykırılan“Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganı, Anıtkabir’de “Susma sustukça vatan elden gidiyor”a dönüştü. Mustafa Kemal Atatürk, yurdun dört bir yanından on binlerce yurttaşın geldiği Anıtkabir’de özlemle anıldı. TGB’nin çağrısıyla Anıtkabir’in Tandoğan kapısına gelen yurttaşlar, sabah saat 08.00’den itibaren polis barikatlarının kaldırılarak Anıtkabir’in ziyarete açılmasını bekledi. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve sendikalar ise saat 09.05’te Sıhhiye’deki Zafer Anıtı’na çelenk bıraktı. ADD’liler daha sonra Anıtkabir’e yürüyerek, uzun kuyruklar oluşturan yurttaşlara katıldı. Bu sırada Anıtkabir’e çıkan yollarda ve Anıtkabir çevresinde alınan güvenlik önlemlerinin yoğunluğu dikkat çekti. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in kutlamayı izlediği helikopter, dün de Anıtkabir’in üstünde tur attı. Kapıların 10.00’da açılacağının duyurulmasına karşın, sağanak yağmur nedeniyle polis barikatları resmi törenin tamamlanmasından kısa süre sonra, 09.30’da açıldı ve on binlerce yurttaş ellerinde Türk bayrakları ile iki koldan Anıtkabir’in avlusuna yürüdü. Aslanlı Yol’un sonunda yurttaşlar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık tarafından karşılandı. Yurttaşlar izdiham halinde mozoleye çıkarken, Atatürk’ün 10. Yıl Nutku kendi sesinden yayımlandı. TGB üyesi gençlerin kol kola “asker yürüyüşü” ile ayaklarını yere vurarak ve “Gençlik yürüyor, Atatürk geliyor” sloganı ile alana girdiği ve ellerinde kırmızı ve beyaz karanfillerden oluşturulmuş “Bu topraklarda Mustafa Kemaller Yenilmez” tablosu taşıdıkları görüldü. Tablo daha sonra avludakilerin sloganları ve alkışları ile mozoleye çıkan merdivenlere yerleştirildi. TGB’li gençlerin ellerinde ayrıca Atatürk’ün fotoğrafının altında Gençliğe Hitabe’den cümlelerin yazıldığı afişler görüldü.Yurttaşlar hem avluda hem de ÖZEL GÜNDEMLE TOPLANILDI Meclis’te 10 Kasım oturumu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 74. yıldönümü dolayısıyla parti grupları konuşma yaptı. TBMM Genel Kurulu Ulu Önder Atatürk’ün hayatını kaybettiği 10 Kasım’ın 74. yıldönümü dolayısıyla özel gündemle toplandı. TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, milletvekillerini 2 dakikalık saygı duruşuna davet etti. 10 Kasım dolayısıyla yapılan oturuma BDP katılmazken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hazır bulundu. Siirt’te 17 askerin şehit olduğu kazayla ilgili olarak başsağlığı dileklerinde bulunan Sağlam, BDP grubundan hiç kimsenin olmaması nedeniyle ilk sözü MHP’li Yusuf Halaçoğlu’na verdi. Bu sırada CHP’li Kamer Genç, “Meclis Başkanı nerede, ne zaman gelecek?” diye tepki gösterirken, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in Genel Kurul’da arka sırada oturması dikkat çekti. CHP adına konuşan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “Barışın egemen olduğu bir Türkiye’yi hepimiz istiyoruz. Huzurun egemen olduğu bir Türkiye’yi hepimiz istiyoruz. Babalarımız ve dedelerimiz mücadeleyi bu amaç için yaptılar” dedi. Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın kolay kazanılmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ağır bedeller ödedik. Ayrılık, gayrılık olmadı. O mücadelenin sonunda bugünkü genç Türkiye Cumhuriyeti’ni elbirliğiyle kurduk” diye konuştu. Cumhuriyet’in kurulduğu ilk yıllarda yapılanları anlatan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle yargılanıp mahkum olan bakanlara ilişkin örnekler verdi. Sağanak yağmur nedeniyle barikatlar resmi törenden kısa süre sonra, 09.30’da açıldı ve yurttaşlar bayrakları ile iki koldan Anıtkabir’in avlusuna yürüdü. görevli askerlerin tüm uyarılarına karşın mozolede “Ya istiklal ya ölüm, tam bağımsız Türkiye”, “Atatürk gençliği görev başında”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları attı, marşlar ve türküler söyledi. TGB’nin, kapıların açılmasını beklerken yurttaşlara dağıttığı kırmızı ve beyaz karanfiller, mozoleyi donattı. ‘Mustafa Kemal’ler yenilmez’ ‘Hükümet istifa’ sloganları Yıllardır tüm mitinglerde hep bir ağızdan söylenen “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganının 10 Kasım’da Anıtkabir’de “Susma, sustukça vatan elden gidiyor” şekline dönüşmesi dikkat çekti. Yurttaşlar, Başbakan Erdoğan’ın anma törenine katılmamasına “Hükümet istifa” ve “Tayyip baksana kaç kişiyiz saysana” sloganları ile tepki gösterdi. Yurttaşların Anıtkabir’i ziyareti saatler sürdü. Gazetemiz Cumhuriyet de Atatürk’ün 74. ölüm yıldönümüne ilişkin anma etkinliklerine imza attı. Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Ana Sanat Dalı öğrencileri Yiğitcan Tatlıoğlu (bas), Çınar Onur Önder (tenor), Işılay Meriç Karataş (soprano), Aylin İpekçioğlu’nun piyanosu eşliğinde Atatürk’ün en sevdiği opera olan “Tosca”daki aryalardan ve türkülerden bir dinleti sundu. Ardından gazetemiz imtiyaz sahibi ve yazarı Orhan Erinç, “10 Kasım” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Atatürk’ün bugünlerde, özellikle bazı kesimler tarafından iki noktada eleştirildiğini dile getiren Erinç, “Bugünlerde Atatürk üzerinden gerçekleştirilen tartışma Atatürk’ün demokrat olup olmadığı ile ilgili. Atatürk yaşamı boyunca demokrasiyi savundu. Hatta onun en büyük hedeflerinden bir tanesi çok partili yaşama geçmekti. Ancak o dönemin koşulları buna izin vermedi” dedi. Erinç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Kasım törenlerine katılmaması hakkında da “Onun daha önce de ’10 Kasım’larda sap gibi durmak’ şeklinde bir sözü olmuştu. O yüzden 10 Kasım törenlerine katılmamasını yadırgamamak gerek” dedi. Brunei Sultanlığı’nda olan Erdoğan’a Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ vekâlet etti Ankara’da 10 Kasım paneli ? ANKARA,(Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde de gazetemiz yazarı Bekir Coşkun ile Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun konuşmacı olarak yer aldığı “10 Kasım” konulu panel gerçekleştirildi. Coşkun panelde, “Çok çalışmalıyız, arka sokaklara gitmeliyiz. Oralara gittiğimizde akademisyenler gibi bilgi vermeye kalkmamalıyız. Yerel yönetimler de sokağa çıkmalı. Eğer kimse yapmıyorsa, başkan bizzat sarı çizme giyip kendisi yerleri süpürmeli. Ben de daha çok çalışmalıyım. Gazetem de daha çok çalışmalı. Biz bunları yaptıktan sonra bir de ana muhalefet partisi gerekir. Atatürk üç çeyrek asırdır öldüğü halde toplumu yönlendiren başka bir önder yok” diye konuştu. Panelin ardından “Cumhuriyete 100 Tanık Çoban Alevi Bir Devrim Hikâyesi” adlı belgesel film yurttaşların beğenisine sunuldu. İlk kez Başbakansız tören ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürk’ün ölümünün 74. yıldönümünde Anıtkabir’de düzenlenen resmi törene Brunei Sultanlığı’nda olan Başbakan Tayyip Erdoğan katılmadı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığındaki devlet erkânının katıldığı Anıtkabir’de düzenlenen törende Erdoğan’a Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ vekâlet etti. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, yaşamını yitirmesinin 74. yılında Anıtkabir’de düzenlenen devlet töreniyle anıldı. Resmi anma törenlerine 74 yıldır ilk kez Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı katılmadı. Anıtkabir’deki tören, saat 08.55’te devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Yoğun yağmur altındaki yürüyüşte, Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, bakanlar kurulu üyeleri, kuvvet komutanları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bulundu. Bekir Bozdağ, Atatürk’ün mozolesi önündeki saygı duruşunda ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladığı Misakı Milli Kulesi’nde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun yanındaki yerini aldı. Gül’ün mozoleye çelenk koymasının ardından Atatürk’ün 74 yıl önce yaşamını yitirdiği saat olan 09.05’te sirenler eşliğinde 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Ardından Gül ve devlet erkânı Misakı Milli Kulesi’ne geçti ve Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı. Cumhurbaşkanı Gül başkanlığındaki protokol, Anıtkabir’den sonra, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen Atatürk’ü Anma Töreni’ne katılmak üzere Milli Kütüphaneye geçti. Gül, “Özellikle demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, kadın erkek eşitliği, şeffaflık, hesap verebilirlik gibi alanlarda yapacağımız yeni hamle ve reformların ülkemizin uluslararası gücünü ve ağırlığını daha artıracağını hiçbir zaman hatırdan çıkarmamalıyız” dedi. Bahçeli: Art niyeti gösterdi MHP lideri Bahçeli ise yayımladığı mesajda “Milli bayramları sabote eden yönetim anlayışının, 10 Kasım Anma törenlerine de soğuk ve mesafeli yaklaşması elbette taşıdığı art niyeti göstermesi bakımından son derece anlamlıdır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle