27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM 2012 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Silivri’dekileri Unutmak! Ne çabuk unuttuk! Ne çabuk ne çabuk!.. Silivri’de, Hasdal’da, daha nerelerde aylardır, yıllardır yatanları ne çabuk unuttuk? Yüzlerce, belki binlerce insanımız dört yıldır “içerde”. Kadını erkeği genciyle binlerce insan kapatılmışlar hücrelere, koğuşlara! Bekliyorlar bekliyorlar. Kim onları kurtaracak? Mahkeme karar verdi, on yıl, yirmi yıl!.. Bu kişiler zaten yıllardır tutukluydu. Şimdi bir de adaletin kararıyla yıllarını içerde geçirecekler! Albaylar, generaller, siviller. On yıl, kimi de yirmi yıl! Bir ömür, bir yaşantı! Durup dururken birtakım şüphelerin kurbanı olarak!.. Ben çok yaşlandım, anlamıyorum! Mahkeme bir adalet yeridir. Suçladığı insanı tanımak zorundadır. Bir cezayı verirken sonunu da düşünmek gerekir. Sen nasıl verirsin koskoca bir aydına, bir subaya yirmi yıllık hapisliği!.. Ne yapmış, birilerini mi öldürmüş, vatan düşmanı bir çete mi kurmuş, düşmanlara ajanlık mı yapmış, yoksa falanca görevdeyken sayısız yurttaşın ölümüne sebep mi olmuş? Adalet, bir genç kadının elindeki teraziyle simgeleştirilir. O terazi dimdik durmaz, bir yana eğiktir hep. O yan neresidir? Bunu kimse bilmez, hatta düşünmez. Hep suçlama, hep şüphelerle kişileri yargılamaya kalkma, sonra da iyi kötü demeden ölümcül kararlar verme!.. Bir genç savcıyı ya da bir genç yargıcı düşünüyorum. Babam da hukukçuydu, asker, yarbay olarak savaşta görevliydi. Sonra avukatlık yaptı. Ben de onunla Sultanahmet’teki eski Adliye Sarayı’na gider duruşmaları izlerdim. İlkokul öğrencisi olarak kimi zaman şaşardım, yargıcın verdiği acele kararlara. Düşünürdüm, acaba konuyu iyice hesapladı mı da böyle bir sonuca varıyor? Camus’nün “Veba” romanındaki savcının oğlu, kırmızı cüppeli babasını bir tür acımasızlık örneği diye yazıyor. Yasalar var elbet, onu uygulayacak insanlar da var. Ama her şey yasalardaki gibi değil, yaşamın kendi özellikleri var, kendine vergi oyunları var; sen yargıç ya da savcı olarak bakıyorsun kara kitaba, veriyorsun kararı! Yeter mi, kendi vicdanına soruyor musun, kendi yaşam serüveninde ona da yer veriyor musun, yani yargıladığın, mahkum ettiğin kişiyi gerçek bir insan olarak tanıyabiliyor musun? Çocuk yaşımda duruşmaları babamın yanında izlerken aklımdan geçen şeylerdi bunlar. Hâlâ da kafamın içinde!.. Cumhuriyet ve Kazanımları Tersyüz Edilemez Atatürk düşüncesi, emperyalizme karşı bağımsızlıktır; şeriat sistemine karşı laik düzendir; ümmetçiliğe karşı ulusçuluktur; biat kültürüne karşı vatandaşlıktır, kadını köle olarak gören düşünceye karşı kadının eşit haklara kavuşmasıdır. Eleştirel aklın öne çıkarılması ve aklın yol göstericiliğinin kabul edilmesidir. Alev COŞKUN Kasım’lar sadece Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’ü anma günü değildir. Ona bağlılığımızın yinelenmesi ve geçmişin “muhasebesi”nin, gözden geçirilişinin ve özeleştiri yapılmasının da günüdür. Ölümünün 74. yıldönümünde, bir devlet kurucusu ve çağdaş bir toplum yaratıcısı olarak Atatürk’ün değeri her geçen gün daha fazla artıyor. Öte yandan, günümüzde bir zamanların sosyalist ama günümüzün dönek liberalleri için Atatürk’e, Cumhuriyete ve Cumhuriyet kazanımlarına saldırmak, çok önemli bir “misyon”, vazgeçilmez bir görev haline geldi. Ayrıca son on yıldır, siyasal iktidar her geçen gün aydınlanma kazanımlarını birer birer geriye almaya çalışıyor. En çarpıcı örnek, Atatürk’ün büyük devrimi olan “Eğitim Birliği Yasası”na karşı girişilen yıkıcı saldırılardır. Hiç eğip bükmeye gerek yok. Atatürk ve O’nun aydınlanma devrimlerine karşı bir “rövanş” hareketi, laiklik ilkesinin törpülenmesi, hatta yok edilmesi için planlı bir tasarımla karşı karşıya olunduğumuz artık biliniyor. Eğitim Birliği Yasası’nı torpilleyen son 4+4+4 yasası; yasakçı bir zihniyetle bağımsızlık savaşımızı ve Cumhuriyeti simgeleyen 19 Mayıs ve 29 Ekim gibi milli bayramların kutlanmalarının önlenmeye çalışılması bu konudaki en son girişimlerdir. 10 Barikatların açılması için o mu, yoksa bu mu emir verdi söylemleri temelsizdir. Barikatları halkın “azim ve kararı” açmıştır. Tıpkı, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’dan hemen bir ay sonra Amasya Bildirisi’nde söylediği gibi: “Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir... Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır...” Şurası açıkça bilinmelidir. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet asla yıkılamaz. Onun önderliğinde gerçekleştirilen aydınlanma devrimleri tersyüz edilemez. Bu devrimleri yıkmak, tekrar din devleti kurmak istemleri başarılı olamayacaktır. Belki kimi devrimler üzerinde törpüleme yapabilirler, çentik atabilirler ama temelde bunları Türk toplumundan söküp atamayacaklardır. Gençler, Atatürkçü kadınlar, çağdaşlaşma yandaşları, böylesi geriye gidişlere set çekeceklerdir. Atatürk’ün Aydınlanma devrimlerine karşı yürütülen girişimler, yeni direnç noktaları yaratıyor. AKP iktidarının Atatürk’ün aydınlanma devrimlerine karşı yürüttüğü tasarımlar, Atatürkçüleri, Cumhuriyetçileri gün günden çoğaltıyor. Bunun nedenleri sosyolojiktir ve toplum biliminin tunç yasası, tezantitez çelişkisine dayanır. Bir kez, toplumsal ilerleme durdurulamaz. Aydınlanma devrimleriyle bir kez iletişim kuran ve o devrimlerin ürünlerini ve değerlerini bir kez tadan toplumları, elde ettikleri çağdaşlık düzeyinden geriye döndürmek çok güçtür. Türk aydınlanması, ortaçağlarda yaşayan bir toplumun çağdaşlaşma projesidir. Toplum dönüşmüş, laik ilkelere dayalı çağdaş bir devlet kurulmuştur. 21. yüzyılda Cumhuriyet kaldırılarak, padişahlığa ya da halifeliğe geri dönülemez. Türk aydınlanması, hukukun laikleşmesini sağlamıştır. Şeriat temel Cumhuriyet yıkılamaz Ancak bu süregelen saldırılar, Atatürkçüleri, Cumhuriyetçileri birleştirdi, ayağa kaldırdı. Bir dip dalgası, tüm toplum içinde harekete geçti. Atatürk’ün aydınlanma devrimlerine karşı yürütülen “rövanş” istemlerine karşı, Atatürk gençliğinin önderliğinde toplumsal bir hareket başladı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, kararnamelerle halktan koparılmaya çalışılınca, halk katmanları içinde dalga dalga yayılan direnme, 29 Ekim’de Ulus Meydanı’nda kendisini bir şahlanış olarak gösterdi. 10 Kasım’da da aynı şahlanış devam etti. Atatürkçüler birleşti Türk aydınlanması lerine dayalı hukuk sistemi kaldırılmış, laik esaslara dayalı yurttaşlık, borçlar, ticaret ve ceza yasaları kabul edilmiştir. Bu yasalar 85 yıldır her gün uygulanıyor. Bu laik yasaların ortadan kaldırılarak din esaslarına dayalı kanunların geleceğini sanmak sadece saflık değil, aynı zamanda aptallıktır, bilime de aykırıdır. Türk aydınlanması, kültürün laikleşmesini sağladı. Türbe, tekke, zaviyeler kaldırıldı. Harf devrimi yapıldı. Hangi zavallı kafa, 21. yüzyılda modern Türk alfabesini kaldırıp Arap harflerini geriye getirebilir. Bunu düşünmek bile okunaklı değildir. Sosyolojinin temel kurallarına aykırıdır. Türk aydınlanması, eğitimin laik temellere oturmasını sağladı; mahalle mektepleri ve medreseler kaldırıldı. Dine dayalı devlet düzeni arzulayanlar, özellikle eğitimin birleştirilmesi yasasını hedef almışlardır. 1950 yılından bugüne daima bu temel eğitim devriminin yozlaşması ve delinmesi için uğraş veriliyor. Başarılı oldukları en önemli alan burasıdır. Ama gelişim ve değişimin tunç yasaları, ne yaparlarsa yapsınlar laik eğitimin tümünü egemenliklerine alamayacaklarını bu önemli devrimi tersyüz edemeyeceklerini kanıtlamaktadır. Atatürk, Türk toplumunun çağdaşlaşmasını temel almıştı. Atatürk’ün amacı, “Tam bağımsızlığa ve ulusal egemenliğe dayalı, laik, çağdaş ve uygar bir Türkiye Cumhuriyeti kurmak ve çağdaş bir toplum yaratmaktı.” Atatürk Cumhuriyeti ve Atatürk idealleri neyi temsil ediyor. Gazete köşelerini tutmuş, TV söyleşilerini egemenliklerine almış kimi yorumcuların Atatürkçülük, Kemalizm var mıdır, yok mudur biçimindeki tartışmaları, ayakları yere basmayan, temelsiz değerlendirmelerdir. Atatürk, dogmalara karşı savaşan bir liderdi ve ben dogma bırakmıyorum dedi. Atatürk düşüncesi, emperyalizme karşı bağımsızlıktır; şeriat sistemine karşı laik düzendir; ümmetçiliğe karşı ulusçuluktur; biat kültürüne karşı vatandaşlıktır, kadını köle olarak gören düşünceye karşı kadının eşit haklara kavuşmasıdır. Eleştirel aklın öne çıkarılması ve aklın yol göstericiliğinin kabul edilmesidir. Bu düşünceler o derece güçlüdür ki, ona karşı gelen hareketleri, kendi düşünce gücü ve nitelikleri çerçevesinde yoğurur ve uzun dönemde etkisizleştirir. Evet, Türk toplumunu çağdaşlaşma ideallerinden geriye çevirmeye hiçbir güç ve kudret yeterli olamayacaktır. ‘Sap Gibi’ Durmadı... 10 Kasım günü, dünyanın en uzak ucuna gitti... Sultan Hasan’a... “Sap gibi” durmak yerine... H Ne yapacaksın bir ulusun duygularını paylaşıp?.. Senin yolun ayrı... Böylece 1938’den bu yana, 10 Kasım ilk kez “başbakansız” anıldı... Darısı gelecek yıllara... H Sultan Hasan El Bulkia’nın tam 5 bin arabası var, aynısından iki tane yok... Sadece RollsRoyce’ların sayısı 500... Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi, araba sayısından... Ülkenin altı petrol, üstü sultanın otoparkı... Uçağı altın, kuyruğu kopup hangi ülkeye düşse, bütçe açığı kapanır... Sarayında 1788 oda var... Demokrasinin ise “D”si yok... Sapla samanı karıştırmıyorum, gezisi bittiği halde, programını değiştirip işte oraya geçti bizim Sultan... H Dünyanın öbür ucuna gitti yani... Atatürk kalksa var ya... 1788 odada ara ki bulasın... H Atatürk’ü anma törenleri ise sultanın taklacıbaşısı İçişleri Bakanı tarafından bir genelgeyle sınırlandırıldı: Kaldırımdan yürünecek, ses çıkartılmayacak... Ve sınır; iki saat... H Olsun... Çocukları O’nu andılar... Dün Atatürk’ün doğum günüydü sanki... Sanki en baştan... Sanki yeniden... Yine en önde... Bir kurtuluşun yine lideriydi, gördünüz... H Ölümünden bunca zaman sonra bile ulusunun önüne düşen... 74 yıl önceki söylemleri ile halkını yönlendiren... Üniversite kürsülerinde ders veren... Köy odalarında çay içen... Sırtında çanta ile okula başlayan... Düğünlerde zeybek oynayan... Yiğit sofralarında rakı tokuşturan... Ve işler kötüye gittiğinde kaşlarını çatıp meydanlara yürüyen bir lider, yeryüzünde başka yok... Hâlâ orada... Dimdik... Ayakta... Kaşları çatık... H Tüymez mi insan?.. Tüyer...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle