19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 2012 ÇARŞAMBA 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y B Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y 23 21 19 19 23 22 21 20 20 20 21 21 20 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y PB Y Y B B Y Y Y Y Y Y Y 18 19 20 22 29 27 20 20 18 19 17 16 14 HABERLER Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel PB Paris PB Bonn B Münih B Berlin B Budapeşte B Madrid Y Viyana B 6 10 8 16 15 15 16 15 17 13 17 22 12 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam B PB PB PB B PB PB PB Y PB Y PB PB 19 21 22 22 15 4 26 23 21 22 22 27 26 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Ekim GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Cumhuriyetin 89. yıldönümünde bu ülkenin aydınları, milletin vekilleri yeni anayasada “vatandaşlık tanımını” tartışıyor. 82 Anayasası’ndaki “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” diyemiyor ulusal partiler... Maddenin başlığında, vatandaşlığın tarifinde bile uzlaşamıyorlar. Her milletin bir adı var. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan millet, Türk milleti diye biliniyor, anılıyor, yazılıyor. AKP diyor ki Türk yok! Türkiye vatandaşı var.. CHP, “Türk vatandaşlığı herkesin eşitlik temelinde Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olması anlamına gelir” diyelim, Türk olmayı hukuksal bir metne bağlayalım olsun bitsin diyor. MHP’ye göre “Türk vatandaşlığı: Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür”. Karısı Arap, kendisi Çeçen, adı Rumca bir köyden gelenle karısı da kendisi de Kürt olanların, Türk sözcüğünü ağzına almayan, ama yıllardır parti liderliği yapanların ülkesi Türkiye’de, bir Almanın, bir İngilizin, hangi millettensin, sorusuna nasıl yanıt vereceğimizi varın siz hesap edin. Şayet AKP’nin Türk olmayı defterden silen anlayışı egemen olursa yeni anayasaya; örneğin şöyle yanıtlayabilirsiniz soruyu: Türkiyeli vatandaşım! ??? Bu kadarla kalmıyor Türk olmaya, Atatürk’e düşmanlık. AKP, Cumhuriyet bayramlarını gerçek anlamı doğrultusunda kutlama hazırlıklarını yasaklıyor. Her yıl Cumhuriyete bağlılık yürüyüşünün yapıldığı İstanbul Bağdat Caddesi’nde Atatürk posterlerinin asılmasına izin verilmiyor. Birinci TBMM’nin toplandığı başkentteki binanın önünde 29 Ekim’de tören yapılmasına da karşı çıkıyor. AKP’nin, 1923 Cumhuriyeti’nin törenlerle anımsanmasına, Atatürk posterlerinin asılmasına tahammülü yok: RTE’nin kutlama dehası gazetelere verdiği tam sayfa ilan. Kurban’la Cumhuriyet Bayramı’nı ilanla kutlamayı yeterli görüyor. Çankaya’daki AKP’li de sarılı başlı kadınlarıyla AKP’lileri,TSK komuta heyetini eşleriyle bir araya getireceği resmi kabulle Cumhuriyeti herhangi bir sıradan bayram gibi kutlama kervana katılıyor ??? Meclis’in yarısı hatta fazlası AKP çoğunluğu. AKP milletvekillerinin çoğu Cumhuriyet dönemi çocukları. Cumhuriyetin kendilerine bahşettiği erdemleri herhalde okumuş olmalılar. Ne ki aralarında Cumhuriyetin coşkuyla kutlanmasını engelleyen uygulamalara karşı çıkanı tek bir vekil yok! Şu fıkra AKP grubuna yakışıyor: Yaşadığı dönemin ünlü yazarı Hüseyin Cahit Yalçın, sahibi olduğu Tanin gazetesinde milletvekillerinin yarısının bilgisiz olduğunu yazar. Bu yazı Meclis’te büyük gürültü koparır, ertesi günü özür dilemesi istenilir. Ertesi günü gazetesinde Yalçın şöyle bir özür yazısı yayımlar: “Meclis’in yarısı bilgisiz değildir.” ??? Bugün arife. Yarın Kurban Bayramı Bektaşi’ye sormuşlar: “Rakı içer misin?” “Akşamdaaaan akşama” “Namaz kılar mısın?” “Bayramdan bayrama, bayramdan bayrama” demiş. Gelecek hafta salı günü buluşma umuduyla bayramdaaan bayrama kullandığım kısa bir tatil izni istiyorum okurdan. Bayramlarını kutlayarak... Cezaevindeki milletvekilleri, gazeteciler ve öğrenciler, uzun tutukluluk süreleri gibi, adalet sürecinde yaşanan hukuksuzluklar nedeniyle içeride ve dışarıda sert eleştirilere uğrayan AKP hükümeti, bu konuları da içine alan kapsamlı düzenlemeler yapmak yerine kamuoyunda sempati toplayacağını düşündüğü tali düzenlemelere gitme yolunu seçiyor. Bunlardan biri de Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından önceki günkü Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında kamuoyuna açıklanan yeni yasa değişikliği. Planlanan değişikliklerin ayrıntıları şöyle: 1. Yakınlarını kaybeden tutuklu ve hükümlülerin geceyi evi yerine cezaevinde geçirmesi uygulamasına son veriliyor. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’da “İzin verilen tutuklunun, izin süresi içinde gece konaklaması gerektiği takdirde, bulunduğu yerde bulunan ceza infaz kurumunda, bulunmaması tedavileri evlerinde sürecek. Cezaevi avlusuna suit oda 3. Daha önce Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından duyurulan mahkumlara tanınacak eşleriyle birlikte olma izninin çerçevesi de önceki günkü Bakanlar Kurulu’nda belli oldu. Buna göre: Hükümlüler, 3 ayda bir eşleri ve isterlerse çocuklarıyla bir tam günü birlikte geçirebilecek. Bunun için cezaevlerinin bahçesine ebeveynler ve çocukları barındıracak iki odalı (suit) daireler yapılacak. Prof. Dr. Sevil Atasoy, Ergenekon davasında tanık olarak ifade verdi Evlense de Öcalan’a ‘Aile’ İzni Yok halinde ise kolluk tarafından güvenli görülen yerde kalır” ifadesi nedeniyle yakınını kaybeden tutuklu ve hükümlülerin cezaevinde kalması gerekiyordu. Bu yüzden geçen hafta oğlunun cenazesine katılmak için Ankara’ya gelen Prof. Fatih Hilmioğlu’nun evi yerine Sincan Cezaevi’nde gecelemek zorunda kaldı. Yeni düzenlemeyle tutuklu ve hükümlülerin cezaevi yerine evlerinde kalmaları ve bunun mülki idare (valilik) tarafından düzenlenmesi sağlanacak. kadar ertelenecek. Bu kapsamda bulunan hükümlülerin sayısının 300 ile 400 arasında olduğu sanılıyor. Düzenlemeyle ilgili yanıtı merak edilen soru, birinci derece mahkemeler tarafından mahkumiyet kararı verilen ancak davaları temyiz aşamasında olan kişilerin “hükümlü” sayılıp sayılmayacağıydı. Hükümetin tercihinin birinci derece mahkemelerinin mahkumiyet kararı verdiklerinin “hükümlü” sayılması şeklinde oldu. Balyoz davasında karar açıklandığı için “hükümlü” statüsünde sayılacak Ergin Saygun’un da arasında bulunduğu bazı ağır hasta isimler de Adli Tıp Kurumu’ndan alacakları raporlar doğrultusunda tahliye edilecek ve ‘O raporu yazanı bilmiyorum’ HATİCE TUNCER Öcalan’a özel istisna 39 bin “evli” hükümlünün faydalanacağı uygulamadan bekâr hükümlüler yararlanamayacak. İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan ise kapsam dışı bırakıldı. Bekâr olan Öcalan’ın evlense dahi uygulamadan faydalanamaması için “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırılan mahkumların uygulama kapsamı dışında tutulacağına ilişkin özel bir hüküm konduğu öğrenildi. Cenazede ev izni 300 hasta mahkuma tahliye yolu 2. Ağır ve kendine bakamayacak konumdaki “hükümlüler”in cezasının infazı, tedavileri bitinceye Ergenekon davasında, emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un savunma tanığı olarak dinlenmesini talep ettiği ve mahkemenin hakkında zorla getirilmesi kararı çıkarttığı Prof. Dr. Sevil Atasoy dün duruşmaya gelerek tanık olarak ifade verdi. Davanın dünkü durumasında Prof. Dr. Mesut Parlak’ın rektörlüğü döneminde Adli Tıp Enstitüsü Müdürlüğü görevinin uzatılmadığını belirten Atasoy, “Müdürlük görevi 3 yıl sürelerle uzatılır. Rektör, kadronun gençleştirilmek istendiği, benim yaşlı olduğuma ilişkin bir açıklama getirdi. Belki çocukça veya kadınca bir tepki ama görev süremin neden uzatılmadığını araştırdım” dedi. Atasoy, milletvekilleri, bakanlar ve daha birçok kişi ile bu konuyu konuştuğunu ifade ederek “Ümit Sayın randevu aldı ve haziran ayının ortalarında Tolon’u ziyaret ettik. Ben, görev süremin uzatılmamasının nedeni konusunda bilgisinin olup olmadığını sordum” diye konuştu. Atasoy, Tolon’a sunulan kapağında “Prof. Dr. Sevil AtasoyAdli Tıp Kurumu Müdürü” yazılı 47 sayfalık, Adli Tıp Entitüsü öğretim üyelerine ilişkin “Kürtçü, irticacı, TSK aleyhtarı” şeklinde değerlendirmeler bulunan raporu kendisinin yazmadığını ifade etti. Avukat İlkay Sezer, Atasoy’un bazı gazetelere verdiği röportajlardan bölümler okuyarak “Röportajınızda Ümit Sayın’ın size ‘Öyle bir rapor hazırladım ki küçük dilinizi yutacaksınız’ diye yazdığınızı anlatmışsınız. Bu raporu Sayın’ın mı yazdığını düşünüyorsunuz” diye sordu. Atasoy, “Raporu kimin yazdığını bilmiyorum. Ama içimde kullanıldığıma dair bir infial uyanmıştı. Demek ki Tolon’a gitmemiz, sadece bana destek için değilmiş diye düşündüm” şeklinde konuştu. Atasoy, “Ümit Sayın hakkında neden suç duyurusunda bulunmadınız” sorusuna “Raporun kapağına benim adımı Ümit Sayın mı yazmış, başkaları mı yazmış bilemiyorum” dedi. ‘Kullanıldığımı hissettim’ CHP lideri, Wall Street Journal’da AKP’nin Suriye politikalarını eleştirdi ‘Savaş istemiyoruz’ Dış Haberler Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Wall Street Journal’a yazdığı makalede, AKP’nin Suriye politikalarını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, Suriye tezkeresinin tansiyonu yükselttiğini ve Meclis’in savaş izninin riskli ve yersiz olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Savaş lehinde verilen tek taraflı bir karar, Suriye’deki krizi sadece iki ülke arasında bir çatışma olarak yeni bir çerçeveye koymaktır. Türkiye bu sorumluluğu tek başına göze alamaz” diyerek sınırdaki çatışmaların geniş çapta bir savaş başlatmak için yeteri kadar iyi bir neden olmadığını belirtti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’nin çok satan gazetesi the Wall Street Journal’a yazdığı, “Türkiye Savaş Tehdidini Göze Alamaz” başlıklı makalesinde, Beşşar Esad rejimine karşı yabancı ülkelere asker göndermesi ve görevlendirmesi yetkisini tanıyan tezkerenin iki gergin komşu arasındaki tansiyonu yükselttiğine vurgu yaptı. Türk hükümetinin vatandaşlarının ‘MÜLTECİLER BAHANE EDİLEMEZ’ ılıçdaroğlu, “Türkiye çaresiz bir şekilde yardıma ihtiyacı olan bu kişiler için güvenli bir sığınak olarak hizmet veriyor ve benim partim, Cumhuriyet Halk Partisi, hükümetin insani tedbirlerini destekliyor. Ancak biz mültecilerin Suriye’nin işlerine müdahale için bir bahane olarak kullanılmasına karşıyız” ifadelerini kullandı. Suriye’ye barış getirilmesi için uluslararası toplumların Suriye’nin geleceğine karar vermek için etkili bir sese sahip olan tüm meşru grupları garanti altına almak zorunda olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Şu an farklı uluslararası oyuncuların kendi seçtikleri grupları silahlandırdığı kanlı bir çıkmazdayız” uyarısını yaptı. K ‘Askeri Casusluk’ta gerekçeli karar ölümüne tepkisiz kalamayacağına belirten Kılıçdaroğlu, “Ancak Meclis’in savaş izni riskli ve yersiz. Oylama, çatışmada bir aktör olmak için açık bir şekilde iktidardaki AKP’nin tercihini gösteriyor” diyerek Türk halkının çoğunluğunun AKP’nin Suriye’deki agresif tutumuna karşı olduğunu gösterdiğine dikkat çekti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP’nin AKP’nin planına dört nedenden dolayı karşı olduğunu ifade ederek bu nedenleri şöyle sıraladı: ? Suriye’deki çatışmaların karmaşık etnik ve dinsel yönleri göz önüne alındığında diplomasinin Suriye’de barışı sağlamak için tek yol olduğuna inanıyoruz. Esad’ın gitmesi nihai amaç olmamalıdır. Bundan ziyade nihai amaç, Esad’ın yerini alması için meşru, demokratik ve laik bir rejimin kurulmasıdır. ? Türkiye’nin askeri müdahalesine karşı olmak Esad’ın baskısını onaylamak demek değildir. Aksine Suriye’nin iç işlerine karışılmasının meşrulaştırılmasına, bu müdahalenin mantığına karşı çıkmaktır. Savaş lehinde verilen tek taraflı bir karar, Suriye’deki krizi iki ülke arasında bir çatışma olarak yeni bir çerçeveye koymaktır. Türkiye bu yükü tek başına üstlenmeyi göze alamaz. ? Asker konuşlanması tehdidinin etkili bir caydır ma olması olası değil. Türk yetkililer zaten Türkiye’nin Suriye ile bir savaşa niyeti olmadığını açıkladı. Bu açıdan 4 Ekim’de yapılan oylama ciddi görünmüyor ve bu nedenle Esad rejimine cesaret verebilir. Diğer taraftan eğer Türkiye müdahale ederse bu diğer komşu ülkeleri ve dünya güçlerini de olayların içine çekebilir. Bu, sınırın her iki tarafında da yaşayan Kürtlerle olan gerilimi ateşleyebilir. ? Türkler bu savaşı istemiyor. Suriyelilerle uzun zamandan beri var olan bağları güçlü bir şekilde sürüyor ve sınırdaki çatışmalar geniş bir çapta savaş başlatmak için yeteri kadar iyi bir neden değildir. BALYOZ’DA YİNE RET İstanbul Haber Servisi İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, “Balyoz Planı” davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21 Eylül’deki son duruşmasında verdiği tutuklama ve yakalama kararlarına ilişkin sanık ve avukatların yaptığı itirazları reddetti. Bir kısım sanıkların “yargılama aşamasında olduğu gibi karar sonrası kaçmaya yönelik eylemlerde bulunmasını” da dikkate alan mahkeme heyeti, tutuklama ya da yakalama emri çıkartılmasını gerektiren şartların geçerliliğini sürdürdüğünü ve sanıklar hakkındaki adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının da yetersiz kalacağını bildirdi. İnfaz yasasında düzenleme Tutukluhükümlü ayrımı yapılacak BARKIN ŞIK ‘Mahkumiyet için yeterli delil yok’ İstanbul Haber Servisi “Şantaj ve askeri casusluk” iddialarına ilişkin emekli Albay İbrahim Sezer’in de aralarında bulunduğu 56 sanıklı davanın gerekçeli kararı açıklandı. Bütün sanıkları beraat ettiren mahkeme, “Sanıkların elde ettikleri gizli bilgileri özel maksat olan askeri casusluk amacıyla elde ettiklerine veya bu bilgileri bu amaçla kullandıklarına yönelik mahkumiyetlerini sağlayacak derecede yeterli, inandırıcı ve kesin delil elde edilememiştir” dedi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında “Casusluk suçlamasının, Türkiye’de ilk defa yargılama konusu olduğuna” dikkat çekilerek “Türkiye’de devlet sırlarını kimlerin belirleyeceğini, bunlarla ilgili karar vermeye yetkili makamları ve bilgilerin saklama süresini düzenleyen bir kanun mevcut değildir” denildi. 16. Ağır Ceza Mahkemesi, iki davayı birleştirmek için müzekkere yazdı Odatv de Ergenekon torbasına Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Müyesser Yıldız, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan Odatv davasında tutuksuz yargılanıyor. B.Terkoğlu B.Pehlivan İstanbul Haber Servisi Odatv davasına bakan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı, Ergenekon davasıyla birleştirmek için Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkamesi’ne müzekkere yazdı. 13. Ağır Ceza Mahkemesi bu talebe olumlu yanıt verirse Odatv davasından tutuklu olan Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı’nın tahliye talepleM.Yıldız rini de Ergenekon davasına bakan mahkeme değerlendirecek. Danıştay saldırısı, İrtica ile Mücadele Eylem Planı davası, İnternet Andıcı dosyalarının da aralarında bulunduğu 20 dosya Ergenekon davasıyla birleştirilmişti. Soner Yalçın gazetemize gönderdiği mektupta, duruşmada yaşanan bir diyaloğu aktararak Odatv davasının Ergenekon ile birleştirileceği sinyalini vermişti. Yalçın mektubunda “Bakınız: Tarih: 27 Eylül 2012, 13. Ağır Ceza Mahkemesi 235. duruşmasında savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Odatv iddianamesinde yer alan Soner Yalçın ile ilgili gazeteci tanığa bir soru soruyor. ‘Bu sorunun davayla ne ilgisi var’ yanıtı üzerine mahkeme başkanı Hasan Hüseyin Özese şöyle diyor: ‘Savcı bey birleştirme talepli dosyadan soru soruyor.’ Ne? Odatv davasıyla Ergenekon davası birleştiriliyor mu? Bizim niye haberimiz yok! Biz TÜBİTAK raporunu bekliyorduk, ne safmışız! Karar çoktan verilmiş: Odatv davası ile Ergenekon davası birleştiriliyormuş! 2 yıldır cezaevindeyim, ‘Ergenekon davası torbasına’ atılarak ‘tutukluluk mahkumiyeti’ sürecek” demişti. ANKARA Hükümet, ağır hasta veya sakat “hükümlülerin” infazının ertelenmesi alanında düzenleme yapıyor. Adalet Bakanlığı kaynakları, Balyoz davası sanıklarının da düzenmeden yararlanacağını açıkladı. Hastanede tedavi gören emekli Orgeneral Ergin Saygun gibi sağlık problemi yaşayanlar, Adli Tıp Kurumu’nun vereceği “cezaevinde kalamaz” raporuyla tahliye edilebilecek. Düzenlemeden, “tutuklular” ise yararlanamayacak. Balyoz davasından hüküm giyen emekli Orgeneral Çetin Doğan, 28 Şubat soruşturması kapsamında da tutuklandığı için bu düzenlemeden yararlanamayacak. Balyoz davasında avukatlık yapan Hüseyin Ersöz, tutukluların tahliye edilmeyecek olması ile ilgili olarak “Adli Tıp Kurumu’na sorulacak soru, ‘Bu kişinin sağlık durumu cezaevi koşullarında kalmaya uygun mudur?’ ise ve gelen yanıt ‘kalmaya uygun değildir’ şeklinde olursa, o zaman kişinin hükümlü veya tutuklu olması neyi fark ettirir? Kişi hastaysa hastadır” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle