26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 2012 ÇARŞAMBA [email protected] 14 KÜLTÜR İş Sanat, Borusan ve İKSV’de sezonun öne çıkan klasik müzik etkinlikleri Mega konserler... eçen haftalarda İstanbul’un “butik” konserlerine değinmiştim. Bir okurum, “mega” konserlerimizi de yazacak mısınız, diye sormuş. Doğrusu büyük bütçeli mega organizasyonlar zaten günlük gazetelerin sayfalarında duyurulma şansına sahip. Onların programlarında öne çıkan etkinliklere de şöyle değinebiliriz: Önümüzde İKSV organizasyonuna ait iki “mega” olay var: 40. yıl kutlamaları içinde, 10 Kasım’da Lorin Maazel ve Amsterdam Concertgebouw Orkestrası’nın solistsiz konseri, 7 Aralık’ta Zubin Mehta yönetimindeki Pekineller’in Bartok’tan İki Piyano ve Vurmalılar İçin Konçerto’yu çalacakları Floransa Maggio Musicale konseri. Her ikisi de Haliç Kongre Merkezi’nde yer alacak ve büyük iz bırakacak dinletiler. İş Sanat’ta, zamansız ölümüyle hepi G ? Önümüzde günlerde İKSV’nin iki “mega” konseri var: Lorin Maazel ve Amsterdam Concertgebouw Orkestrası’nın konseri ile Zubin Mehta yönetimindeki Floransa Maggio Musicale konseri. İş Sanat ise ünlü piyanist Volodos’un resitaliyle sezonu açıyor. Piyanist Toros Can’ın solist olacağı “BİFO Avangard” programı ise ilgi çekici. mizi sarsan sevgili Meriç Soylu’nun hazırladığı programı izleyeceğiz: 3 Kasım’da ünlü piyanist Volodos’un resitali, aralıkta Rudin, Melnikov ve Faust üçlüsünden bir oda müziği dinletisiyle Viyana Strauss Festival Orkestrası’nın yeni yıl konseri yer alacak. 2013 ile birlikte dünyanın en ünlülerinden bir geçit resmi var: Hilary Hahn’ın keman resitali, Jansen yönetiminde Academy of St. Martin in the Fields, Deutsche Kammerphilharmonie Bremen, ChampsElyse Orkestrası, Ca Zubin Mehta merata Salzburg, kontrtenor Andreas Scholl, flütçü Emmanuel Pahud, piyanist Paul Lewis, Berlin Oda Orkestrası, Bavyera Radyo Orkestrası, Prag Filar moni, Micha Maisky ailesi ve Macar Oda Orkestrası. Ayrıntılarına girmediğim bu programları ancak Londra’nın hatırı sayılır salonlarında bulabilirsiniz. Ben sadece klasik müzik konserlerine değiniyorum. Onların dışında dans, bale, caz ve dünya müziği de İş Sanat’ı zenginleştiriyor. Borusan İstanbul Filarmoni’nin Lütfü Kırdar Salonu’nda yer alan konserlerinde de zengin bir program ve hatırı sayılır solistler göze çarpıyor: 8 Kasım’da Sacha Goetzel yönetiminde V. Mullova, Şostakoviç’in 1. Keman Konçertosu’nu çalacak. 12 Kasım’da GüherSüher Pekinel projesi olan “Dünya Sahnelerindeki Gençler”i alkışlayacağız. Yeni yılın ilk konserinde Gürer Aykal yönetiminde Labeque kardeşlerden Poulenc piyano konçertosunu ve Aykal’ın bu konser için genç bestecimiz Zeynep Gedizlioğlu’na ısmarladığı senfonik yapıtın ilk çalınışını dinleyeceğiz. James Judd yönetimindeki İngiliz bestecileri programının solisti giderek yıldızı parlayan viyolonselci Daniel Müller Schott. Piyanist Tzimon Barto, Çaykovski’nin, kemancı Isabelle Van Keulen, Korgold’un konçertolarını çalacaklar. Piyanist Toros Can’ın solist olacağı “BİFO Avangard” programı ise çok ilgi çekici. Umarız bu “avangard” programlar daha çok yapılır, içinde yaşadığımız çağın yapıtları da İstanbul dinleyicisine sunulur. Avangard müziğin geniş bir “genç dinleyici” kitlesi olduğunu unutmamalıyız. Bayramlık Yarın bayram. İnsanlar güzel bir güne uyanmak isteyecek. Barış, mutluluk içinde yaşayabileceği bir hayat özlemine... Dünyadaki her şey en geniş anlamda insan mutluluğu için değil mi? Ekonomik ve toplumsal düzenler, alışveriş, eğitim öğretim, çalışma, hepsi insanlar mutlu yaşasınlar diye. Şu üç günlük, hepimizin gelip geçici olduğu dünya başka neye yarar, mutlu ve huzurlu yaşayamayacaksak. Bunun için ne gerek? İnsanların insan olması gerek. Ama öyle mi ya? Bir soygun düzenidir almış başını gidiyor. Geçenlerde Başbakan, özel dershaneleri kapatacağım, yurttaşları soydurtmayacağım yolunda bir açıklamada bulundu. Yalnız dershaneler mi? İnsan her adımında soyuluyor duygusuna kapılıyor bu ülkede. Hemen her gün bindiğim Harem Sirkeci arabalı vapurlarında daha yakın zamana kadar çay da elli kuruştu, küçük bir şişe su da. Özelleşti mi ne oldu anlayamadım; çay oldu bir lira yirmi beş kuruş. Su da öyle. Ne oldu da bir günde elli kuruşa satılan çay, bir lira yirmi beş kuruşa satılmaya başlandı. O gün bugündür içime bir soyulma duygusu yerleşti, vapurda çay içemez oldum. Susadıysam vapura binmeden elli kuruşa bir büfeden alıp suyumu öyle biniyorum. Zaten vapur biniş fiyatları da daha yeni arttı, ona da alışamadık. Kullandığımız şeylerin fiyatları arttı diye, bizim ücretlerimiz artıyor mu! Soygunu sürekli kılabilmenin bir yolu da sürekli yalanla desteklemek. Dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz. Neden? Devlet bütçemiz denk olsun diyeymiş. Benzin sadece arabası olanın harcaması değil ki! Antalya’dan domates, Uludağ’dan su getiren kamyon da kullanıyor onu. Yediğimiz domatese, içtiğimiz suya dek iğneden ipliğe her şeye yansıyor en pahalı benzinin fiyatı. Bütçemiz denk olacak ama vatandaşın boğazından keserek öyle mi? Şu her gün defalarca söylenen, Avrupa’nın durumu çok kötü, bizimse çok iyi yollu açıklamaların da büyük bir yalan olduğunu düşünmeye başladım. Bizim insanlarımız her gün dağlarda ölüyor, işsizler dağıtılan makarnayla, bulgurla yaşamaya çalışıyor, iş bulabilenler acımasızca sömürülüyor. Avrupalı yiyor içiyor, geziyor tozuyor. KabataşAksaray tramvayında Avrupalılardan yer bulunamıyor binecek. Avrupa krizde, ama gelirleri bizim dört katımız olan ülkelerde benzin bizden ucuz. Orada hiçbir yönetim krizden kurtulmak için vatandaşının boğazını sıkmaya yanaşmıyor. Bu nasıl bir krizse, insanın içi gidiyor; biraz da biz şu krize girip Avrupalılar gibi yiyip içsek, gezip tozsak diye iç geçiriyor. Savaşsız, sömürüsüz, yalansız nice bayramlara… Miller’in vârislerinden ‘Orkestra’ya yasak Ankara DT’nin de sahneye koyduğu oyuna tüm dünyada engel SELDA GÜNEYSU Büyük soygun iki dakikadan az sürmüş ? Kültür Servisi Hollanda’nın Rotterdam kentindeki Kunsthal Müzesi’nde geçen hafta gerçekleşen, Picasso, Matisse ve Monet gibi ünlü isimlerin tablolarının çalındığı soygunun iki dakikadan kısa sürdüğü açıklandı. Müze yetkilileri yaptıkları açıklamada, hırsızların güvenlik sistemindeki bir açıktan yararlandığı, alarmın iki dakikadan kısa bir süre devre dışı kaldığı sırada soygunun gerçekleştiği, polisin ise beş dakikada müzeye ulaştığı belirtildi. Soygunda çalınan eserlerin değerleri 200 milyon Avro’nun üzerinde. ANKARA Ünlü oyun yazarı Arthur Miller’in vârisleri yazarın “Orkestra” adlı oyununun tüm dünyada oynanmasına “yasak” getirdi. Ankara Devlet Tiyatrosu’nca (ADT) geçen sezon Ayşe Emel Mesci’nin rejisiyle sahneye taşınan ve bu yılki repertuvar takvimine de alınan oyunu Ankara DT de “yasak” nedeniyle sahneleyemeyecek. Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü Lemi Bilgin, “Miller’ın vârislerinin neden böyle bir karar aldığını biz de bilmiyoruz. Birtakım protokollerle sorunu aşmaya çalışıyoruz. Bilindiği gibi DT sahnelerinde Miller’ın birçok oyunu sahneleniyor. Sahnelenmeye de devam edecek. O oyunların hiçbirinde bugüne değin bu şekilde bir sorunla karşılaşmadık. Miller’ın vârisleri nedense tüm dünyada sadece bu oyunun sahnelenmesini istemediklerini beyan etmişler. Hal böyle olunca dünyadaki pek çok tiyatro bu oyunu repertuvarından kaldırmak zorunda kaldı. Sorun DT’den değil, Miller’ın vârislerinden kaynaklanıyor” açıklamasında bulundu. Mesci’nin yönettiği iki perdelik oyun, bir kadınlar orkestrasına sahip tek toplama kampı AuschwitzBirkenau’da, Avrupa’nın Nazi çizmeleri altında kalmış her yerinden toplanıp getirilmiş, Yahudi, komünist, direniş hareketleriyle bağlantılı kadınların yaşam kavgasını anlatıyor. Geçen yıl kapalı gişe oynayan oyun, bu yıl da DT’nin repertuvarında olmasına karşın, “yasak” nedeniyle apar topar yeni sezon oyunları arasından çıkartıldı. ‘Son Mohikan’ Russell Means öldü ? Kültür Servisi Amerikalı yerli aktör Russell Means 72 yaşında Güney Dakota’daki çiftliğinde hayata veda etti. Means, 2011 yılında ameliyat edilmesi mümkün olmayan gırlak kanserine yakalandığını, hastalığını geleneksel yerli ilaçlarıyla ve alternatif yöntemlerle tedavi etmeye çalıştığını açıklamıştı. Aktörlük kariyerine “Son Mohikan” filmiyle 1992 yılında başlayan, “Katil Doğanlar”da rol alan Russell Means, animasyon filmi “Pokahantas”da Şef Powhatan’ı seslendirmişti. Depeche Mode mayısta İstanbul’da Topluluk 2013’te yayınlayacağı yeni albümünü ve dünya turnesini tanıttı ZÜLAL KALKANDELEN Arka Pencere’nin Emmanuelle kapağı Facebook’a takıldı Kültür Servisi Haftalık online sinema dergisi Arka Pencere’nin Facebook sayfası ve derginin beş editörünün kişisel Facebook sayfaları, derginin kapağında kullanılan “Emmanuelle” filminden bir fotoğraf yüzünden kapatıldı. Arka Pencere, yaptığı yazılı açıklamada “Emmanuelle kapağı Facebook’a şikayet edilmiş olduğu için profil fotoğrafı olarak kullanılamamaktadır... Gördüğünüz fotoğraf estetik kaygılarla çekilmiş ve pornografik olmayan bir fotoğraftır... Biz geçtiğimiz hafta aramızdan ayrılan bu ‘bedeniyle şiir yazan kadın’ı yine de saygı ve sevgiyle anıyoruz...” derken, görüşlerini aldığımız Arka Pencere yetkilileri, sayfaların yeniden açılabilmesi için gerekli mercilere başvuracaklarını açıkladı. Orhan Pamuk’a Legion d’honneur nişanı ? PARİS (AA) Fransa, 29 Ekim Pazartesi günü Paris’te düzenlenecek törenle Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’a Legion d’honneur liyakat nişanı verecek. Törende Pamuk’a liyakat nişanını Fransa adına Kültür Bakanı Aurelie Filippetti takdim edecek. Orhan Pamuk, cumartesi ve pazar günü Louvre Müzesi’nin genişletilmiş İslam sanat eserleri bölümünde kitaplarıyla ilgili düzenlenen konferanslarda Fransız edebiyat severlerle buluşacak. Şahika Tekand’ın yönettiği Beckett’in ‘Oyun’u İBBŞT’de Oyun içinde ‘oyun’ İlk olarak geçen mayıs ayında, 18. İstanbul Tiyatro Festivali’nde seyirciyle buluşan Samuel Beckett’in yazdığı, Şahika Tekand’ın yönettiği “Oyun”, sezon boyunca İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nca sahnelenmeye devam edecek. Önceki akşam Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde galası yapılan oyun, küçük bir insan öyküsünden yola çıkan 15 kişilik, eğlenceli bir gösteri. Tekand, küçük dünyalarına sıkışmış kentsoylu insanın, var olma mücadelesini, oyuncuları küçük kutulara hapsederek yarattığı alanda geçen oyun için “Seyredenin basit bir aşk öyküsünü izlerken artistik olanı da fark ederek, tam da o anda sahnede olup bitene ait bir haz duymasını sağlıyor. Bir yandan da insanın varlığını anlamlandırma çabasına tanık oluyoruz. Oyundaki şu cümle aslında her şeyi açıklıyor: Son başlangıcın içinde bulunuyor, buna rağmen sürdürüyoruz” diyor. PARİS Synthpop’un en başarılı gruplarından Depeche Mode, 2013’te yayınlayacağı yeni albümünün dünya turnesi kapsamında Purple Concerts organizasyonuyla 17 Mayıs’ta İstanbul’a geliyor. Grubun 2009’da İstanbul’da vermesi planlanan konser, vokalist Dave Gahan’ın sağlık sorunları yüzünden iptal edilmiş ve hayranları arasında büyük üzüntü yaratmıştı. 32 yıldır birlikte müzik yapan Dave Gahan, Martin Gore ve Andy Fletcher, kariyerlerinin 13. albümü ve yeni turne hakkında dünya medyasının sorularını dün Paris’te düzenlenen bir basın toplantısıyla yanıtladı. 2013’te gerçekleşecek turnenin şu ana kadar planlanan programında 25 ülke kapsamında 34 konser açıklandı. 7 Mayıs’ta Tel Aviv’de verilecek ilk konserle hayranlarına yeniden merhaba diyecek grubun İstanbul konseri Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşecek. Depeche Mode üyeleri, basın toplantısında sorulan bir soru üzerine geçmişte sorunlu dönemleri olduğunu, ama artık gençlik dönemlerini geride bırakıp olgunlaştıklarını, bu kadar uzun zaman süren her iliş kide olabileceği gibi, grup içinde de zaman zaman anlaşmazlığa düştüklerini söylediler. Geçen hafta kaydı tamamlanan albümün adı, tam olarak ne zaman yayınlanacağı ve hangi plak şirketinden çıkacağı henüz belli değil. Dave Gahan, bu konudaki sorulara basın toplantısına katılan Mute Records’ın sahibi Daniel Miller’ı göstererek, “O hâlâ bizimle. Biz de kendisine hâlâ çok güveniyoruz” diyerek yanıt verdi. Martin Gore ise, albümden çok memnun olduklarını, hatta yeni yazdıkları birkaç şarkının şu ana kadar kaydettiklerinin en iyisi olduğunu, Dave Gahan’ın da şarkı yazımına katkıda bulunduğunu söyledi. Müzik dünyasında belirli bir kategoriye girmediklerini ve yaptıkları müziğe hâlâ ilgi duyan sadık hayranlarının olmasından dolayı kendilerini şanslı hissetiklerini söyleyen Martin Gore, bir gerçeğin de altını çiziyordu. Depeche Mode, kendine özgü soundu ve güçlü sahne performansıyla en sadık hayranlara sahip gruplardan birisi. Yeniden stadyumları dolduracak olması, hem onları hem de müzikseverleri heyecanladırıyor. (www.zulalkalkandelen.com) Scott’ın otopsi raporu açıklandı ? Kültür Servisi Geçen ağustos ayında ABD’nin Los Angeles kentinde köprüden atlayarak yaşamına son veren ünlü İngiliz yönetmen Tony Scott’ın otopsi raporu açıklandı. Los Angeles adli tıp uzmanının yaptığı açıklamada, Scott’ın ölüm nedeninin başa alınan darbe ve boğulma olduğu belirtildi. Scott’ın kanında antidepresan ve uyku ilacı bulunduğu da açıklandı. “Top Gun” ve “Crimson Tide” gibi filmlerin yönetmenlik koltuğuna oturan Scott, 68 yaşındaydı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle