23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 15 EYLÜL 2011 PERŞEMBE kultur@cumhuriyet.com.tr 14 KÜLTÜR KUTLUĞ ATAMAN’IN SER S N N TÜRK YE’DEK LK GÖSTER M ARTER’DE ‘Mezopotamya Dramaturjileri’ Kültür Servisi Kutluğ Ataman’ın 2009’da başlattığı “Mezopotamya Dramaturjileri” serisinin Türkiye’deki ilk gösterimi ARTER’de gerçekleşiyor. 16 Kasım’a kadar devam edecek sergide Ataman, Türkiye’nin modernleşme serüvenine ve Doğu’yla Batı, moderniteyle gelenek, küreselle yerel arasındaki karşıtlıklara odaklanıyor. Coğrafya ve tarihin de birer kurgudan ibaret olduğuna işaret eden işler, daha önce 2009’da Linz Avrupa Kültür Başkenti kapsamında Lentos Sanat Müzesi’nde ve 2010’da Roma’daki Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi MAXXI’nin açılışında gösterilmişti. Sekiz eserin yer aldığı sergideki işler video, yerleştirme ve performanslardan oluşuyor. İlk serideki işlerin birçoğu Erzincan’da çekilen serinin ikinci bölümünün ise Ataman, Mardin, Suriye ve Kuzey Irak’ta gerçekleştirilmesi planlıyor. Sergide bir de Kutluğ Ataman üzerine bir belgesel yer alıyor. Metin Çavuş’un yönettiği 222 dakikalık film, sanatçının 15 yıllık sanatsal üretimini, işlerinden parçalar, sanatçının kendi sözleri ve sanat tarihçisi ve küratörlerin yorumları aracılığıyla takip ediyor. Film, salı, çarşamba ve perşembe 11.00 ve 15.00; cuma, cumartesi ve pazar günleri 12.00 ve 16.00’da gösterilecek. ‘Tuhaf Mekan’ Orhan Pamuk, Açık Şehir’de Kültür Servisi Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk yazarlık sırlarını bugün saat 23.05’te TRT Türk’teki Açık Şehir programında Murat Gülsoy ve Semih Gümüş’e anlatacak. Orhan Pamuk roman sanatının inceliklerini Türk ve dünya edebiyatından örneklerle anlatırken “Roman öldü mü?” tartışmalarına da cevap verecek. Programın tekrarı cumartesi saat 14.00 ve pazar saat 22.00’de. Leonardo ‘alışverişte’ Kültür Servisi İtalyan sanatçı Leonardo Da Vinci’nin yapıtlarının replikalarını içeren “Leonardo: Zamanın Ötesinde İcatlar” sergisi 16 Eylül’den itibaren Ümraniye Meydan Alışveriş Merkezi’nde sergilenecek. Metro Grup’un düzenlediği sergi 5 Aralık’a kadar ziyarete açık. Kutluğ Ataman’ın ‘Aya Seyahat’ adlı videosundan. BOĞAZ Ç K TAP GÜNLER Göç ve edebiyat içi eması ‘göç” olarak belirlenen “Boğaz nbul Kongre Kitap Günleri” bugün İsta r. Merkezi Harbiye Salonu’nda başlıyo göçün 50. yılı olması Türkiye’den Almanya’ya ğu etkinlik, nedeniyle konuk ülkenin Almanya oldu Nereye? saat 10.30’da Ömer Asan’ın “Kardeş ardından inin Mübadele” adlı belgeselinin gösterim edecek. 21 Eylül’e söyleşi ve panellerle devam , internet yayın kadar sürecek etkinlikte eyayıncılık yeni açılım ürlüğü gibi sektöre hakları, internet özg tartışılacak. getiren gelişmeler çeşitli panellerde kçe dışında Etkinlikte ayrıca Türkiye’de Tür enice, Kürtçe konuşulan dört dilde; Yunanca, Erm eller t konulu pan ve Çerkezce edebiya düzenlenecek. ‘Kardeş Nereye: Mübadele’ adlı belgesel bugün Boğaziçi Kitap Günleri’nin açılışında gösterilecek T Acıyı miras bırakanlar Ömer Asan, bir ilke imza atarak tanıkların anlatımıyla belgelediği mübadeleden bugüne kalanları, “En acısı da 90 yıl önce yaşanan o büyük dramın izlerinin varlığını hâlâ koruduğunu görmek. Mübadillerin travması miras gibi yeni kuşağa devredilmiş” sözleriyle tarif ediyor. MELTEM YILMAZ NG L Z RESSAM RICHARD HAMILTON Pop Art’ın ‘babası’ öldü Kültür Servisi Pop Art’ın öncülerinden Londra doğumlu İngiliz ressam Richard Hamilton 89 yaşında yaşamını yitirdi. Hamilton, 1956 tarihli “Bugünün evlerini bu kadar çekici kılan şey nedir?” (Just What Is It that Makes Today’s Homes So Different, So Appealing?) isimli kolajıyla “Pop art’ın babası” ünvanını almıştı. Kapsamlı bir retrospektif sergi hazırlığında olan Hamilton’ın ölüm haberini Gogosian Galerisi “Sanat dünyası çok önemli bir ışığını kaybetti” açıklamasıyla duyurdu. Londra Kraliyet Akademisi ve Slade Güzel Sanatlar Okulu’ndaki eğitimlerini yarım bırakan Hamilton, 1952’de kurduğu bağımsız grup Güncel Sanatlar Enstitüsü’yle İngiliz Pop Art’ının gelişmesine katkıda bulundu. 1960’larda ders verdiği ve desteklediği sanatçılar arasında David Hockney de vardı. Tate Modern, Guggenheim Müzesi’nin de aralarında bulunduğu önemli sanat mekanlarında sergiler açan Hamilton kolajları dışında Beatles’ın 1968 yılında çıkardığı “White”albümünün kapak tasarımını da yapmıştı. Hamilton son dönem çalışmalarında ise savaş sonrası tüketim politikalarına dair imajlara odaklanıyordu. Hamilton 2007 tarihli bir çalışmasında Tony Blair’i Amerika başkanı George Bush’la katıldığı bir konferanstan esinlenerek kovboy kıyafetleriyle resmetmişti. K A M İ L M A S A R A C I Ç İ Z İ K K Ü L T Ü R İçimizde kalan, dilimizde kalan tüm sözcükleri döksek hemen şimdi ortaya, hangisi ya da hangileri “acının mirası” kadar düşündürebilir bizi? Acının mirası olur mu hiç, birileri birilerine miras olarak acıyı bırakır mı hiç? Bırakıyormuş, aslında istemeden bırakılıyormuş... Lozan Antlaşması’na ek protokol uyarınca Türkiye ve Yunanistan’ın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine zorunlu göçe tabi tutması, resmi tarihte geçen şekliyle “Türkiye Yunanistan Nüfus Mübadelesi” ilk kez tanıkların anlatımlarıyla belgelendi. Ömer Asan’ın 1924 öncesi ve sonrası Türkiye ile Yunanistan’ı zorunlu olarak terk eden mübadilleri konu aldığı “Kardeş Nereye: Mübadele” adlı bu belgeseli Yunanistan’ın ardından, bu akşam ilk kez Boğaziçi Kitap Fuarı’nın açılışında gösterilecek. Yaklaşık 20 yıldır bu alanda araştırma yapan Asan’ın belgeseli daha sonra da 1001 Belgesel, Altın Koza ve Altın Portakal Film festivallerinin konuğu olacak. Bu kadar önemli ve hassas bir konunun bugüne kadar sinemada her iki boyutuyla işlenmemiş olmasını neye bağlıyorsunuz? Ender de olsa bazı yayınlar, tek taraflı belgeseller yapıldı aslında, ama her iki halkı aynı anda konu alan bir roman, film yapılmadı. Hatta derli toplu bir arşiv de yok maalesef. Ülkemizde işlenmemiş öyle çok konu var ki... Ancak mübadele konusunun öne alınmamasında öncelikle iki devletin Lozan anlaşmasında resmi imzasının bulunması olabilir. Her iki tarafın da bu kararları sorgulaması zordu ve hâlâ zor. Belgesel önce Katerini, Kilkis ve Selanik Kitap Fuarı’nda gösterildi. Orada nasıl tepkiler aldınız? Üç gösterim de oldukça hüzünlüydü ve oradaki mübadil kuşağı şaşırttı diyebilirim. Belgeseli, Türkiye’den bir “anlamaya çalışma” adımı olarak gördüler. Hatta çoğunun Yunanistan’dan gidenler hakkında bilgisi olmadığı için tek taraflı bakış açıları vardı. Benzer dramları ve travmaları başka bir halkın da yaşamış olduğuna tanık oldular. ‘Suyun iki yanındaki’ mübadillere ulaşmak konusunda zorlandınız mı? Türkiye’de Ordu’daki mübadillerle işbirliği yaptık, ayrıca Lozan Mübadilleri Vakfı’ndan yardım aldık. Yunanistan’da da bir haftalık bir geziyle mübadillerin yaşadığı yerleri ve kişileri seçtik. Sonunda halen Ordu’da yaşayan Selanik mübadillerinin 1. ve 2. kuşağı ile Ordu’dan zorunlu olarak göç etmiş Rum mübadillerinden yaklaşık 30 kişi ile söyleşi yaptık. Tanıkların anlattıklarıyla birlikte bu travmayı yeniden nasıl tanımlarsınız? Türk ve Yunan heyetinin Lozan’da aldığı kararın tebliğ edildiği gün binlercesinin, apar topar evlerini terk etmek zorunda kalması, yollarda her iki taraftan binlerce insanın dizanteri, tifo gibi çeşitli hastalıklardan ölmesi, ailelerinden bir daha haber alamayanlar... En acısı da 90 yıl önce yaşanan o büyük dramın izlerinin varlığını hâlâ koruduğunu görmek. Mübadillerin travması miras gibi yeni kuşağa devredilmiş. Özcan Alper’in ‘Gelecek Uzun Sürer’inin ilk gösterimi Toronto Film Festivali’nde yapıldı Hem sanatsal, hem siyasal MEHMET BASUTÇU TORONTO “Gelecek Uzun Sürer”, iki açıdan önemli ve başarılı bir film. Önce, temelleri sağlam diliyle, etkileyici bir yaratıcı sineması örneği. Sonra da son 15 yıl içinde gelişen, yeni politik sinema dediğimiz türün, Türkiye gerçeklerinden beslenen çarpıcı bir örneği. Özcan Alper, ilk filmi “Sonbahar”da benimsediği sanat sineması dilinin tutukluğunu tümüyle aşmış görünüyor. Biçimsel açıdan model aldığı Angelopulos’un, Tarkovski’nin ve daha yakınımızda Ceylan’ın izini sürerken kendi özgün sinemasına giden yolda mesafe almış. İlk filminde de belirgin olan, politik gerçekleri bireyin günlük yaşamından kesitler eşliğinde anlatma çabasını da bir adım öteye taşımış. “Gelecek Uzun Sürer” Diyarbakır’dan Van’a dek uzanan yolculuğa eşlik eden Doğu Anadolu coğrafyasının o ezici azameti, özenle seçilmiş açılar ve ışıklar gerisindeki plastik çarpıcılığıyla seyirciyi büyülemekle kalmıyor. Görsel başarının ötesinde, o doğanın yüceliğinden saygılı bir yaklaşımla yararlanan mizansen var. Film, bu görsel bütünlük eşliğinde Türkiye’nin son Filme daha iyi hazırlanabilmek için Kürtçe bile öğrenen genç tiyatro oyuncusu Durukan Ordu ile Gaye Gürsel’in yorumlarındaki doğal inandırıcılığın altını da çizmeliyiz. Yeşim Ustaoğlu, Derviş Zaim ve son olarak da Seren Yüce’nin başarılı örneklerini sunToronto dukları yeni politik sinema araFestivali yöneticisi Piers yışları içinde önemli bir yer alan Handling, Alper’in “Gelecek Uzun Sürer”, PKK’nin yeni eylemleriyle giyapıtını, “Bireysel, derek gerilen Türkiye ortatoplumsal ve tarihsel mında yanlış anlaşılma tehlibelleğin filmi; heyecan kesiyle de karşı karşıya. Halveren genç bir yeteneğin buki, önyargılardan arınmış bir Alolgunluğunun habercisi” gözle izlendiğinde, Özcanyapper’in şu temel saptamayı 30 yılda yaşadığı acı gerçekleri, belgesel undiye niteledi. tığı görülecektir: surlar içeren bir kurmaca eşliğinde gündeme Nereden ve kimden kaynakgetiriyor. Zorla boşaltılan Kürt köyleri, apar lanırsa kaynaklansın, kimi hantopar göçe zorlanan insanları, yakınları gözleri önünde öldürülenlerin içlerinde taşıyacakları ve ge gi nedenlerle hedef alırsa alsın, her tür şiddet ve baslecek kuşaklara miras bırakacakları onulmaz yaralar… kı, sorunları çözmek yerine düğümler; yaşanan acıBu gerçekler, yer yer o gerçekleri yaşayanların bi lar, dökülen her damla kan unutulmaz ve hesabı sore bir kamera önünde bugün anlattıkları; yer yer de, rulmadığında kuşaklar boyu sürecek daha derin acıdaha önce çekilmiş belgesel filmlerden parçalar eş lara yol açar. “Gelecek Uzun Sürer” bu hümanist mesajı ve dimliğinde, ağıtları derlemek üzere Diyarbakır’a gelen araştırmacı genç kızın günlük yaşamını anlatan se dik duruşuyla, bugün çok ihtiyacımız olan önemli bir film; damıttığı sinema tadı da cabası. naryo içinde harmanlanıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle