17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 15 EYLÜL 2011 PERŞEMBE [email protected] 12 DIŞ HABERLER Başbakan’ın Kahire konuşmasını yorumlayan Batı basını, ABD’nin tercih durumunda İsrail’i seçeceğini yazdı Erdoğan’ın tehlikeli oyunu ew York Times, Erdoğan’ın sözlerinin, “ srail’e ve BM Genel Kurulu’nda Filistin devleti ilanına yönelik herhangi bir girişime karşı çıkmaya söz veren ABD’ye yeni bir meydan okuma” olduğunu belirtti. Guardian’daki yorumda ise “Erdoğan için risk, bütün bunların, ABD ve Türkiye’nin diğer NATO ortaklarına fazla gelmesidir” denildi. Dış Haberler Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Mısır’daki konuşmaları Batı basınında geniş yankı buldu. Amerikan New York Times gazetesi, Erdoğan’ın sözlerini “İsrail ve ABD’ye yeni bir meydan okuma” diye nitelerken, İngiliz Guardian gazetesi, “Erdoğan çok riskli bir oyun oynuyor” değerlendirmesinde bulundu. New York Times, Erdoğan’ın, Mısır’ın başkenti Kahire’de yapılan Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında, “Türkiye’nin Ortadoğu’da büyüyen konumu ve nüfuzundan yararlanarak Birleşmiş Milletler’de Filistin’in devlet olarak tanınma başvurusuna destek isteyip, İsrail ve ABD’ye baskıyı arttırdığını” yazdı. Erdoğan’ın Filistin’e verdiği desteğin sürpriz olmadığını belirten gazete, “Ancak, mesajının emredici tonu ve bir zamanlar Türkiye’nin yakın bir dostu olarak görülen İsrail’e giderek artan hasmane tutumu, Türkiye’nin kendini nasıl bölgede lider olarak konuşlandırdığına vurgu yapıyor” diye yazdı. New York Times, Erdoğan’ın sözlerinin, “İsrail’e ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin devleti ilanına yönelik herhangi bir girişime karşı çıkmaya söz veren ABD’ye yeni bir meydan okuma” olduğunu da belirtti. Guardian’da yayımlanan bir yorumda da Kahire’deki konuşmaların, “Ortadoğu’da büyük oyuncu olma kampanyası” açısından “fevkalade bir platform” sağladığı kaydedilerek, “Erdoğan için N Erdoğan dün Kahire’de Filistin Yönetimi lideri Abbas ile görüştü. (Fotoğraf: AA) ‘Bölgenin lideri olamaz’ ‘Allah’ın Azizi’ Kahire’de… Kahire sokaklarındaki “Allah’ın azizi” karşılamalarını “hayret”le izlerken, yirmi yaşındayken bir Arap ülkesine yaptığım ilk ziyareti hatırladım. Beyrut’ta oturaklı bir burjuva evinde resmi bir akşam yemeğindeydim. Masada yanı başımda oturan kerli ferli beyefendiyle gayet güzel sohbet ederken, sohbetin tonu bir anda değişiverdi. Adam, şimdi niye olduğunu hatırlamadığım bir sebepten, birden saldırganlaştı ve bana “Biz zaten sizin (Osmanlı İmparatorluğu!) yüzünüzden geri kaldık!” dedi, ardından da kin ve öfkeyle devam etti: “Türkler olmasaydı, biz şimdi kim bilir nerelerde olurduk?” Konuk olarak bulunduğum bir evde, yaşını başını almış bir adamın, hasbelkader yanında oturan benim gibi genç bir insandan durduk yerde böyle tarihin hıncını almaya çalışmasına hiçbir anlam verememiş ve bugün dahi hatırladığım derin bir şaşkınlık hatta afallama duygusu yaşamıştım. Sonra gittiğim çok Arap ülkesinde, bilhassa Suriye ve Mısır’da, benzer çıkışlar/dokundurmalarla heyhat! sık karşılaştım. En çok da Filistinlilerden gelen benzeri tepkilere şaşardım… Kendilerini gelişmişlik ve kültür düzeyleri açısından! Arap halklarının en gelişmişi sayan ve (bu meyanda Türklerden de!) üstün gören Filistinliler, Osmanlı dönemini hayırla anmazlardı. Beni en çok şaşırtan, “geçmişin emperyal güçlerine duyulan” bu yerleşmiş öfkenin yalnız Osmanlı/Türklere yönelik olmasıydı. Halbuki örneğin Yahudileri Ortadoğu’ya yerleştiren güç zamanında Britanya İmparatorluğu olmamış mıydı? Arap halkları bu süreç içinde “Filistinli kardeşlerinin haklarını” göz önünde satmamış mıydı? Ama Araplar; Ortadoğu tarihinin labirentlerine girdiklerinde, seçici oluveriyor ve yalnız “Osmanlı zulmü”, “barbarlığını” hatırlıyorlardı. İngilizlerin her şeye rağmen, “white man’s burden/gelişmiş beyaz adamın çilesi” kontenjanından, çöl topraklarına medeniyet getirdiği varsayılıyordu. Kaba saba Türkler ise orayı burayı yalnızca “işgal etmiş”; “kelle sallandırmışlardı”… “Mısır’ın rakipsiz kahramanı” olarak karşılanan Erdoğan için kabına sığmayan “Arap sokağı tezahüratlarını” izlerken, ister istemez aklıma, geçmişte yaşadığım bir o kadar “kabına sığmayan”! bu tepkiler geldi. Evet… doğru… dünya, Türkiye… ve algılar değişti. Bırakın gençlik yıllarımın Ortadoğu’sunu, bir yıl öncesinin Ortadoğu’sunda bile değiliz. Tüm taşları yerinden oynatan bir “Arap baharı” yaşandı. Bunların hepsi doğru. Ama bütün bunlar “tarihin ağırlığını”, “tarihin tortularını” yok etmez. Uluslararası ilişkilerde “tarih” her zaman hesaba katılması gereken bir değişkendir. Erdoğan’la Arap halkları arasındaki çiçeği burnundaki balayını izlerken, beni en çok şaşırtan şey, “geçmişin ivmesinin” Türkiye’de tamamıyla göz ardı edilmesi, görmezden gelinmesidir. Geçmiş derken ezelden beri araçsallaştırılan“Arap bizi hançerlemişti!” edebiyatını kastetmiyorum... Kastettiğim… bunun çok ötesine giden bir geniş genel “tarih bilinci” ve “şuur”… “Kahire yorumlarının” çoğunun, bahsettiğim “tarih şuurundan” ne yazık ki! yoksun olduğunu görüyorum…. Erdoğan Araplarla sanki bir “tabula rasa/beyaz sayfa” açıyor... Böyle bir şey olabilir mi? Yerli medyadan Batı medyasına döndüğünüz anda hemen… TürkArap ilişkilerinin Erdoğan ile başlamadığını görüyorsunuz. Mısır sokaklarında Erdoğan için yapılan tezahüratları “flaş” haber geçen BBC, örneğin önceki gece, gelişmeleri ilk üç cümlede şöyle değerlendirdi: “Mısır’da yeni Nasır olarak karşılanan Erdoğan, aslında bir Arap bile değil. Tersine. Türk Başbakanı, Mısır’ı yüzyıllar boyunca boyunduruk altında tutmuş ve üstüne Kahire’ye on yıllar boyunca sırt çevirmiş olan bir ülkenin başbakanı!” Üç cümle... Bu üç cümlede, Erdoğan’ın Araplar için sadece bir “outsider/yabancı” olduğu hatırlatılmakla kalmıyor; aynı zamanda, haberin girişinde daha yöredeki “emperyal geçmişin mirasçısı” olduğu hatırlatılıyor. Türkiye televizyonlarında sözgelimi Cameron’ın Delhi’ye yaptığı bir gezinin hemen ilk cümlesinde!“Eski sömürge gücü İngiltere Başbakanı’nın Hindistan ziyareti” vurgusuyla verilmesi gibi… Laf arasına ayrıntıymış gibi sokuşturulan böylesi bir cümle, tarihin tüm ağırlığını anında devreye sokuyor. İngilizler; “bilginin gücü” (ve manipülasyonuyla!) Yahudileri Araplara, Arapları Türklere karşı kolaylıkla kullanabilmiş; ardından bölgeden, “her şeye rağmen medeniyet getiren güç” olarak ayrılmayı başarabilmişler… Erdoğan, bu coğrafyada bir “milat” olmadığını/olamayacağını anlamak zorundadır. TürkArap ilişkilerinin çok uzun bir mazisi var. Bu maziyi biz ve (Arap baharı gazıyla!) “din kardeşlerimiz” hesaba katmasa; görüldüğü üzere… başkaları hesaba katıyor… Türkiye’nin Arap dünyasıyla ilişkilerinde “tarihten arındırılmış” bu havalanmayı izlerken, şaşkınlık duymamın nedeni budur. Buradan devam ederiz. Başbakan’a Müslüman Kardeşler ayarı Dış Haberler Servisi Mısır’ı ziyaret eden Başbakan Tayyip Erdoğan dün Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile bir araya geldi. Başkent Kahire’de yapılan ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ve AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin de katıldığı görüşme 1 saat sürdü. Görüşmede özellikle Filistin’in BM’de devlet olarak tanınma başvurusu ele alındı. Mısır’ın en güçlü İslami hareketi Müslüman Kardeşler’in partisi, Özgürlük ve Adalet Partisi Başkan Yardımcısı Essam el Erian ise, Erdoğan ve Türkiye’nin Ortadoğu’da hâkimiyet kurmaya çalışmaması gerektiğini belirtti. El Erian, Türkiye ve Erdoğan’ın tek başına bölgeye liderlik yapamayacağını ya da geleceğini tayin edemeyeceğini, Arap devletlerinin dışardan projelere ihtiyacı olmadığını, projelerin, devrimler yaşanan Arap ülkelerinden geleceğini söyledi. Müslüman Kardeşler’in yönetici kadrolarının Türkiye ve Erdoğan’a mesafeli durdukları, ancak gençlerin Erdoğan’a sempati duydukları belirtiliyor. Erdoğan’ın Arap ülkelerine Kahire’den mesajlar vermesi, ABD Başkanı Barack Obama’nın da İslam dünyasına Kahire’den seslenmesini hatırlattı. Reuters ajansına konuşan Mısırlılar, Obama’nın geçen iki yılın ardından hayal kırıklığı yarattığını, Erdoğan’ın ise Obama’nın yapamadığını başaracağına inandıklarını belirttiler. 26 yaşındaki Ayman Soliman Mahgub, Obama’nın söz verdiğini ancak ABD Kongresi’nin politikalarını izlediğini söyledi. 34 yaşındaki mühendis Ahmed Yusef de Erdoğan’ın Kahire konuşmalarını “Mükemmel konuşma. Bizim ülkemizi de böyle birinin, aynı zihniyette, aynı güvene sahip birinin yönetmesini umarım” diye konuştu. risk, bütün bunların, ABD ve Türkiye’nin diğer NATO ortaklarına fazla gelmesidir” denildi. Ian Black imzalı yorumda, Foreign Policy dergisinden Daniel Wagner’ın, Erdoğan için yaptığı değerlendirmeye yer verilerek, “Bahislerin daha fazla yükseltilemeyeceği bir dönemde çok riskli bir oyun oynuyor. ABD, Türkiye ile İsrail arasında bir ter bir model olarak göründüğü” de kaydedildi. Yine Guardian’da Brian Whitater imzasını taşıyan diğer bir yorumda, Türkiye ve Başbakan Erdoğan’ın Arap halklarının gözünde kazandığı öneme dikkat çekildi, ancak “Türkiye, herkese hoş görünmeyi sürdüremez ve taraf seçmek zorundadır” denildi. ‘Yeni Eyyubi’ srail ve Arap basını Erdoğan’ın sözlerine geniş yer verdi. (AA) Sarkozy önce gidiyor İsrail gazeteleri de Erdoğan’ın Kahire’deki konuşmalarına geniş yer verdiler. Haaretz gazetesi, “Erdoğan Kahire’de: İsrail’in saldırganlığı, halkının geleceğini tehlikeye atıyor” başlığını atarken, Jerusalem Post gazetesi Erdoğan’ın Mısır’da “kahraman gibi”, Yedioth Ahronot da “rock yıldızı gibi” karşılandığını yazdı. İsrael Hayom gazetesinin haberinde ise Mısır sokaklarının Erdoğan’ı heyecanla karşıladığı belirtilerek, Başbakan için “Yeni Selahaddin Eyyubi” denildi. ‘Tarih şuuru’ olmadığında cih yapma durumunda kalırsa, tabii ki İsrail’i seçecek” denildi. Yazıda, Türkiye’ye, İsrail’e yönelik daha cesur ve daha çatışmacı tutumu nedeniyle hayranlık duyulduğu belirtilerek, “Bunun ötesinde Türkiye’nin siyasi sisteminin, on yıllarca süren otoriter yönetimlerden kurtulmuş olan Arap ülkeleri için yararlı Mısır ve Tunus ziyaretlerinin ardından Libya’ya gidecek olan Başbakan Erdoğan, başkent Trablus’un muhaliflerin eline geçmesinin ardından bu ülkeye giden ilk lider olacaktı. Ancak Fransız basınına göre, sürpriz bir hamle yapan Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Başbakan Erdoğan’dan önce bugün Libya’ya gidiyor. AKDEN Z’DE PETROL ARAMA srail hava kuvvetleri Alarm B durumunda MURAT LEM Kâbil’i 20 saat esir aldılar başkenti Kâbil’de Afganistan’ınABD Büyükelçiliği ve önceki gün NATO karargâhlarına saldırı başlatan Taliban militanları ile Afgan ve NATO birlikleri arasında 20 saat süren çatışmalar yaşandı. Çatışmalarda 14 kişi öldü, 6’sı yabancı asker 28 kişi de yaralandı. NATO sözcüsü, ölenlerden 11’inin 3’ü çocuk olmak üzere Afgan sivil, 3’ünün de polis olduğunu açıkladı. 6 militanın öldüğü çatışmalar dün NATO’ya bağlı helikopterlerin bölgeye gönderilmesiyle sona erdi. Yetkililer, militanların, üzerlerinde intihar kemerleri ve roketatarlarla saldırı başlattıklarını belirttiler. Saldırganların Pakistan’daki militanlarla temas halinde oldukları gelen bilgiler arasında. ABD Büyükelçisi Ryan Crocker ise büyükelçilik binası yakınlarına 6 roket düştüğünü belirtti. Crocker, saldırıdan Taliban’ın müttefiki Hakkani örgütünü sorumlu tuttu. (Fotoğraf: REUTERS) Erdoğan milat olabilir mi? ATİNA İsrail ile Kıbrıs Rum Kesimi’nin 1 Ekim’de Doğu Akdeniz’de başlayacakları sondaj çalışmaları öncesinde İsrail hava kuvvetleri ile deniz kuvvetlerinin alarm durumuna geçirildiği ortaya çıktı. Yunan basınında yer alan ve askeri çevrelerin kaynak gösterildiği habere göre, İsrail Genelkurmay Başkanlığı’nın geçen hafta verdiği emir üzerine hava kuvvetleri savaş hazırlığı öncesi sayılan “Alarm B” durumuna geçirildi. Bu çerçevede hava kuvvetlerindeki tüm uçakların bakım ve cephane yükleme işlemleri tamamlandı, pilotlardan görevli oldukları bölgeleri terk etmemeleri istendi. Türkiye’nin bölgedeki hareketliliğini sürekli olarak izleyen İsrail hava kuvvetlerinin, bu görevi 24 saat icra ettikleri belirtiliyor. Gemilere ise sondaj çalışmalarını yapacak olan Amerikan firmasının platformlarını koruma emir verildi. Yunan basınında yer alan konuyla ilgili haberlerde ise ABD yönetiminin son gelişmeleri büyük kaygı ile izlemeye başladığı belirtiliyor. ABD’nin Ankara büyükelçisine sürekli mesajlar iletilerek başta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olmak üzere ulaşabildiği kim varsa temasa geçmesi önerisi yapıldığı kaydediliyor. Demokratlar 90 yıllık kaleyi yitirdi Dış Haberler Servisi ABD’de Demokratlar, kaleleri olarak görülen New York’ta Cumhuriyetçilere karşı yaklaşık 90 yıldır elerinde tuttuğu bir kongre sandalyesini yitirerek tarihi yenilgiye uğradı. Adları seks skandallarına bulaşan iki kongre üyesinin istifasının ardından düzenlenen özel ara seçimlerde yüzü gülen taraf Cumhuriyetçiler oldu. Kongre’nin New York 9. bölgeden Demokrat Partili Temsilciler Meclisi üyesi Anthony Weiner Twitter üzerinden kadınlara müstehcen fotoğraflar göndermesiyle patlak veren skandalın ardından istifa etmişti. Boşalan sandalye için gerçekleşen ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin adayı emekli TV yöneticisi Bob Turner, Demokrat rakibi belediye meclisi üyesi David Weprin’e karşı kazanan isim oldu. 1923 yılından bu yana ilk kez New York’un Queens and Brooklyn bölgelerinde oyların çoğunu alan Cumhuriyetçilerin bu çıkışının 2012 başkanlık yarışı öncesinde Demokrat Partili Obama yönetimine ciddi bir uyarı olduğuna dikkat çekiliyor. Kampanya döneminin, Obama’nın ekonomik politikası için referandum niteliğine dönüştürüldüğü belirtilirken Washington Post gazetesindeki haberde Ortadoks Yahudi nüfusun yoğun olduğu bölgede seçmenin, yönetimin İsrail’e karşı tutumunu cezalandırdığına ilişkin yorum dikkat çekti. İsrail gazetesi Haaretz ise Weprin’in Yahudi olmasına rağmen destek bulamadığını belirtti ve Demokratların New York hezimetinin ABD siyasetinde derin etkilerinin olabileceğini savundu. Bazı yorumlarda ise bugüne kadar ABD’de İsrail’e destek konusunda partiler arası görüş birliğinin olduğu ancak bundan sonra seçimlerde İsrail kartının ortaya çıkabileceği savunuldu. Weprin’in eşcinsel evliliklere destek vermesinin de seçmen üzerinde etkisinin olabileceği kaydedildi. Nevada’da Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi üyesi John Ensign’ın adının karıştığı seks skandalı ardından istifası üzerine boşalan sandalye için düzenlenen özel ara seçimlerde Cumhuriyetçi Mark Amodei, Demokrat Kate Marshall’a karşı oyların çoğunu kazandı. Elçiler eylemci cenazesinde AKIN BODUR Yıldız: Mısır’la arama yapabiliriz Haber Merkezi Enerji Bakanı Taner Yıldız, Başbakan Tayyip Erdoğan ile bulunduğu Kahire’de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yıldız burada yaptığı açıklamada, Türkiye ile Mısır’ın birlikte Akdeniz’de doğalgaz arayabileceğini söyledi. İSKENDERUN Suriye ordusundan zırhlı birliklerin Türkiye sınırı yakınlarında operasyon düzenlediği bildirildi. Bu arada bazı yabancı misyon temsilcilerinin öldürülen bir eylemcinin cenazesine katıldığı kaydedildi. Muhalif kaynaklar, güvenlik güçlerinin işkencesi sonucu yaşamını yitirdiğini savundukları 26 yaşındaki Giyat Matar’ın Şam’da düzenlenen cenaze törenine ABD, Fransa, Japonya ve Danimarka büyükelçilerinin katıldığını duyurdu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle