Katalog

7 HAZ RAN 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER AYHAN ÇARKIN 10 ARKADAŞININ ADINI VERD BALYOZ’DA ORGENERAL BALANLI’NIN TUTUKLANMASINA T RAZ ED LD 7 ‘Devletin bilgisi vardı’ Eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın, DEP’li Candan’ın Ahmet Sakarya, avukat Ekinci’nin ise Ayhan Akça tarafından öldürüldüğünü söyledi. “1996 yılına kadar Ankara’da bulunan grubun birçok olayı olduğunu” kaydeden Çarkın, “Ben bazen sorduğumda ‘Milli Güvenlik Kurulu ve devletin bilgisi dahilinde oluyor’ diye bir şeyler söyleniyordu” ifadesini kullandı. kanlığına gidiyoruz diye Akça’nın içinde bulunduğu araçta diğerleri ANKARA Susurluk hükümlüsü daire başkanlığına gitti. eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın, Bu işi daire başkanı biliyor: 1990’lı yıllarda Ankara’da işlenen üç Biz de bir müddet sonra daire başfaili meçhul cinayet konusunda “dakanlığına gittik. Orada yoktular. Buva arkadaşlarına” işaret etti. Çarkın, nun üzerine İbrahim Şahin bize “BuAvukat Yusuf Ekinci’nin eski Özel rada ne işiniz var, gidin onlarla buHarekâtçı Ayhan Akça, DEP İl Başluşun” dedi. Onların piecers denilen kanı Avukat Faik Candan’ı ise Ahaletleri vardı. Bu mesaj aletiydi. met Sakarya’nın öldürdüğünü anlaOnunla Gölbaşı’nda olduklarını antan Çarkın, olaylardan eski ladık. Yanlarına gittiğimizde Özel Harekât Daire Başkanı Mecit Baskın’ın ölmüş olduİbrahim Şahin’in “bilgisi” ğunu gördük. Kimin öldürdüolduğunu söyledi. ğünü bilmiyorum. Orada AyÇarkın, Ankara Cumhurihan Akça ile kavga ettik. “Bu yet Başsavcılığı’nın dört faine biçim görev, bu ne biçim li meçhul cinayete ilişkin iştir” diye söyledim. “Bu işi yürüttüğü soruşturma kapdaire başkanı biliyor, sen kasamında önceki gün tutukrışma” dedi. Biz birbirimize lanmıştı. Cumhuriyet, Çaryumrukla girdik. Ceset orada kın’ın mahkemede üç sayfa Yusuf Ekinci kaldı. Olay yerinde Akça, Ziyı bulan ifadesine ulaştı. Tuya Bandırmalıoğlu, Seyfettin tanağa göre, Çarkın, “Suç işlemek Lap, Ayhan Özkan, Ahmet Sakarya amacıyla kurulan silahlı suç örgüvardı. Biz Oğuz Yorulmaz ve Ercan tünün faaliyeti çerçevesinde tasarErsoy ile birlikte aynı araçla sonradan layarak birden fazla adam öldürgitmiştik. O günden sonra onlarla me” suçundan mahkemeye sevk edilemniyetteki ilişkilerimiz bozuldu. di. Çarkın, Sağlık Bakanlığı Teftiş Avukat Ekinci’yi Ayhan AkKurulu Başkan Yardımcısı Namık ça öldürdü: Avukat Ekinci, YuErdoğan’ın öldürülmesine ilişkin suf Yüksel isimli komiserin kullandığı bilgisi olmadığını açıkladı. Çarkın’ın arabayla bürosunun önünden günmahkeme tutanaklarına yansıyan ifadüz vakti alındı. Ayhan Akça, Ziya desi özetle şöyle: Bandırmalıoğlu, Enver Ulu, Ahmet Peşimi bırakmadılar: Sakarya, Ayhan Özkan, Şahin 1993’te Ankara’ya geldim. ve Sait vardı. Sivil insan da Emniyet Genel Müdürlüğü vardı. Gölbaşına giderken bünyesinde Özel Harekât Ümitköy yolu sapağından saDaire Başkanlığı kuruldu. ğa dönüldü. Yakın bir mesaBu dairenin daha deneyimli fede Akça tarafından öldürülpersonel yetiştirmesi amadü. Başkasının kurşun atıp atcından saptırıldı. Tasvip etmadığını bilmiyorum. Akça mediğim olaylara şahit olunbana “Bacanak seni göreca ortamı da hukuki değildi. yim. Al bir siftahın olsun. Bu nedenle tayin istedim, Faik Candan Sen de milli ol” diye Uzi martekrar İstanbul’a gittim. Anka silah verdi. Ben de silahı fırcak bu sefer peşim bırakılmadı. Belatıp attım. Aramızda tartışma çıktı. ni Sedat Bucak’ın koruması yaptılar. MGK’nin bilgisi dahilinde: Kokain ve esrar kullandım: Daha sonra Şahin ile aramızda sorun Abdullah Çatlı’yı Ankara’da çalıçıktı. Biz birbirimizle yumruklaştık. şırken tanımıştım. O zaman kendiBen kendimi polislikten ihraç ettirmek sinden “Beni buradan kurtar” diistedim. Özel Harekât grubunun içeye yardım istedim ve İstanbul’a tayin risinde bir de Siirt grubu vardı. Böyoldum. 3 Kasım 1996’da Susurluk le denmesinin nedeni, Siirt’ten gelen kazası olarak bilinen kazaya kadar Terörle Mücadele grubu ile İbrahim polislik yaptım. Sonra açığa alındım, Şahin orada da beraber çalışcezaevine girdik. Geçimimi tığı için bu grup etkindi. Ben şu anda çay ve Nescafe saEkinci’nin ne amaçla öldütarak sağlıyorum. Ben uyuşrüldüğünü bilmiyorum. Baturuculardan kokain ve esrar zen sorduğumda MGK ve devmaddesi kullandım. Polis letin bilgisi dahilinde oluyor diolarak görev yaparken ye bir şeyler söyleniyordu. 1990’da ilk denemem olKorkut Eken danışman olarak muştu, en son 12 ay önce esgörev yapıyordu. rar kullandım. Candan’ı Sakarya inÖnce emniyete göfaz etmiş: Avukat Faik türmüşler: O zaman Özel N. Erdoğan Candan’ın bürosundan alınHarekât Daire Başkanı olarak İbradıktan sonra Oğuz, ben ve Ercan Erhim Şahin görev yapıyordu. Mecit soy bizim kullandığımız arabayla gitBaskın Altındağ Nüfus Müdürü’ydü. tik. Biz avukatın bulunduğu aracı taBize söylenen, bu kişinin emniyete kiben peşi peşine 45 araçla gittik. intikalini sağlamaktı. Bilgisine başGölbaşı’ndan sonra biz araçla devurulacağı söylendi. Biz istihbaratıvam ettik. Konya Yolu’nda sol tarafmız yaptık, Oğuz Yorulmaz, Ercan ta açık arazide Ahmet Sakarya’nın Ersoy ve ben 1 haftalık çalışma soöldürdüğünü kendi beyanıyla duynucunda kendisini üçümüz gidip Aldum. Ondan sonra ben aylarca tındağ Nüfus Müdürlüğü’nden emgöreve gitmedim. Çatlı’nın da niyete davet ettik. Emniyete götüryardımıyla İstanbul’a gittik. İsmek için Akça, Ziya Bandırmalıtanbul’da tanık olduğum oğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet Saolayları anlattım. Soruşkarya’nın olduğu araçta Mecit Basturma İstanbul savcılığı takın emniyete götürüldü. Daire başrafından sürdürülmektedir. AL CAN ULUDAĞ ki albay tutuklandı stanbul Haber Servisi Balyoz Planı soruşturması kapsamında dün Beşiktaş’taki stanbul Adliyesi’ne getirilen 2 albay çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Merkez Komutanlığı’na ait araçla adliyeye getirilen hâkim Albay Ahmet Erdem ve Albay Ahmet Dikmen, soruşturmayı yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar’a ifade verdi. Erdem ve Dikmen, tutuklanma istemiyle stanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkeme iki albayın tutuklanmasına karar verdi. Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı’nın, Balyoz soruşturması kapsamında darbeye teşebbüs ettiği iddiasıyla tutuklanmasına itiraz edildi. Balanlı’nın itirazını stanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirecek. Balanlı’nın avukatı brahim Şahinkaya’nın mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesinde, Balanlı’nın imzasız, dijital dokümanlar nedeniyle tutuklandığına dikkat çekildi. Balanlı’ya ifade sırasında 8 adet dijital dokümanın gösterildiği belirtildi. Taraf muhabiri Mehmet Baransu da, adliyeye gelerek binbaşı Nedim Ersan hakkında suç duyurusunda bulundu. Baransu, Ersan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydında kendisi için “Yemin ediyorum, Harp Okulu’nun o meydanında ipe asmazsam şerefsizim” dediğini söyledi. Hava’da bir istifa daha İstanbul Haber Servisi Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı Tümgeneral Mehmet Yılmaz Erdoğan’ın iki ay önce özel yaşamıyla ilgili bazı bilgilerin internet sitelerine düşmesi nedeniyle istifa ettiği öne sürüldü. Hürriyet gazetesinin haberine göre istifanın arkasında son dönemde Hava Kuvvetleri’nin hedef alınmasına yönelik tepki olduğuna ve Erdoğan’ın Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay ile sorunlar yaşadığına ilişkin iddialar doğrulanmadı. Resmi makamlar istifayla ilgili herhangi bir değerlendirme yapmadılar. 2007 yılında Tümgeneral Orhan Uğurluoğlu istifa etmişti. Hava Harp Okulu’nun komutanı Tümgeneral Sinan Şanlı ile 1. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı’nın iki numaralı ismi Tümgeneral Levent Türkmen ise 2009’da istifalarını vermişlerdi. Savcı Hüseyin Görüşen darbeyle ilgili Kenan Evren’in 2.5 saat ifadesini aldı 12 Eylül’e 12 soru LHAN TAŞCI AL CAN ULUDAĞ KAYACAN’IN ÖLÜM TAR H N KARIŞTIRDI Evren, “Yönetime el koyma” gerekçeleri olarak “57 kişinin öldüğü Çorum Katliamı’nı, 105 kişinin öldüğü Maraş Katliamı’nı, Eski Başbakan Nihat Erim’in” olaylarını anlattı. Evren, savcıya ifade verirken Türkiye’yi 12 Eylül’e götüren olayları anlatımı sırasında Deniz Kuvğu askeri lojmana geldi. Görüşen’i burada Evren’in avukatı Ömer Nihat Özgün karşıladı. Görüşen, yaklaşık 4 saat sonra buradan ayrıldı. Evren’e 12 Eylül darbesi ile ilgili 12 sorunun yöneltilmesi dikkat çekti. “Yönetime neden el koydunuz” sorusunu Evren, 12 Eylül öncesinde yaşanan katliam ve olayları kronolojik olarak anlattıktan sonra, “Çok bekledik. Polis artık görevini yapamıyordu. Başka seçeneğimiz yoktu” karşılığını verdi. Savcının “Pişman mısınız” sorusuna Evren, “Hayır pişman değilim, 12 vetleri Komutanı Oramiral Kemal Kayacan’ın öldülürülmesi olayını da gerekçeler arasında gösterdi. Ancak Kayacan, 12 Eylül döneminde değil 1992 yılında öldürülmüştü. Avukatı Özgün, bu durumun 94 yaşındaki müvekkilinin hata payı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Eylül öncesi Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar bunu gerektirdi. Bugün aynı koşullar olsa yine yapardım” yanıtını verdi. Birbiriyle bağlantılı 12 sorunun Evren’in “Beklediği gibi olduğu” öğrenildi. Evren’in, soruşturmanın seçimler öncesinde yapılıyor olmasını ve 12 soru yöneltilmesini anlamlı bulduğunu yakın çevresiyle paylaştığı bildirildi. Evren’in avukatı Özgün ise “Takdir edersiniz ki soruşturma devam ediyor. Soruları tek tek sizinle paylaşmamız mümkün değil ancak Sayın Evren kendisine yöneltilen 12 soruya da tek tek cevap verdi ve soruşturmanın ANKARA Seçime 6 gün kala, özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Hüseyin Görüşen, 12 Eylül askeri darbesine ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında Kenan Evren’in ifadesini aldı. “Yönetime neden el koydunuz” sorusuna verdiği “Çok bekledik, başka seçenek yoktu” yanıtıyla Evren, darbeye mecbur kaldıklarını savundu. Savcı Görüşen, 2 buçuk saatlik sorgu boyunca Evren’e “Sayın Cumhurbaşkanı” şeklinde hitap etti. Hüseyin Görüşen, dün saat 10’u 20 geçe Evren’in oturdu ‘Pişman değilim’ bu aşaması sona erdi. Şimdi çarşamba günü aynı soruşturma kapsamında İstanbul GATA Hastanesi’nde yatan sayın Tahsin Şahinkaya’nın ifadesine başvurulacak. Daha sonra ikinci bir süreç başlayacak. Bu süreçte ilgili olarak cumhuriyet başsavcılığı dava açılması veya açılmaması yönünde karar verecek” dedi. “Kenan Evren’in yönetime el koymayı neyle açıkladığının” sorulması üzerine Özgün, “Bunu ifadesinde çok açık yüreklilikle, ‘o günkü ülkenin şartları, anayasal kurumların işlememiş olması nedeniyle İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesindeki yetkiye dayanarak ülke yönetimine el koyduklarını’ söyledi” dedi. Özgün, “Takdir edersiniz ki şu anki soruşturma anayasal düzeni değiştirmekle ilgili, 12 Eylül askeri müdahalesiyle ilgili. Süreci bekleyeceğiz” diye konuştu. “Cezaevlerindeki işkenceler soruldu mu” sorusuna Özgün, “Sorularla ilgili tek tek bilgilendirmem ve size cevap vermem mümkün değil. İlerleyen dönemde bu sorular kamuoyuyla paylaşılacak” karşılığını verdi. ‘Her şeyi detayıyla biliyorum’ Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında yaşanan tartışmalara değinen Gül, ‘O dönem demokrasiye yakışmayan birçok şeylerin olduğunu hep beraber gördük’ diye konuştu FIRAT KOZOK ‘O GRUBUN B RÇOK OLAYI VAR’ Ankara’da benim somut olarak bildiğim bu üç eylem vardı. Takip ettiğim kadarıyla 1996’ya kadar Ankara’da bulunan grubun birçok olayları olmuştur. Ben bu olayların içinde olmaktan üzgünüm. Yıllardır bu olayları unutamadım. Bu gerçeklerin ortaya çıkmadan bu şekilde kalmasına vicdanım el vermedi. Tutuklanan Çarkın’dan ‘üç’ işareti. VARŞOVA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2007’deki sancılı cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un ANAVATAN lideri Erkan Mumcu’ya baskı kurduğu yönündeki iddialar konusunda ilk kez konuşarak, iddialara kaynaklık eden belgeyi görmediğini ancak o dönemin tüm detaylarını bildiğini söyledi. Gül, Polonya’ya giderken uçakta bazı gazetelerin muhabirlerine gündemi değerlendirdi. Gül’ün açıklamalarından önemli satır başları şöyle: leride yazılır çizilir: (Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un Mumcu’yu baskı altına aldığı iddialarına ilişkin belge konusunda) Ben görmedim doğrusu, daha taze sayılır tarih açısından bu olaylar. Sizler hepiniz de bunları bire bir yaşadınız. Bizler aktör olduk, sizler de bunları takip ettiniz. O dönem demokrasiye yakışmayan birçok şeylerin olduğunu hep beraber gördük ettik, ama isim bazında bir şey söylemek istemem. Daha ileride belki bunlar daha yazılır, çizilir. O dönemde çok şeyler oldu, bunu herkes biliyor. Yani herhalde geriye baktığımızda bunlar inkâr edilmeyecek gerçekler, çünkü herkes hayatta, herkes biliyor. Her şeyi biliyorum: Tabii ki devleti yönetiyoruz, her zaman kendimi cumhurbaşkanı olarak, çocuğun annesi olarak görüyorum. Onu korumak, devletimizi korumak... O açıdan her şeyi detaylarıyla biliyorum onu söyleyeyim. Çünkü dışarıdan bir insan değildim ben. Nihayetinde hükümetin bir parçasıydım ve hatta bütün güvenlik işleriyle de ilgilenen başbakan yardımcısıydım. Ama hiçbir zaman cumhurbaşkanı olduktan sonra ne kimsenin yüzüne vurmuşumdur, ne ima etmişimdir. Bugün müsaade etmem: Geçmişi çok kurcalamak yerine, şuna önem verdim ve herkese bunu da söylemi ‘Gazetecilikten tutuklanan yok’ Varşova’daki Natolin Avrupa Koleji’nde öğrencilere hitap eden Gül, bir öğrencinin Türkiye’deki tutuklu gazetecilere ilişkin sorusuna “Arkasında şiddet olmadıkça ifadenin açıklanmasında bir engel yok. Türkiye’de bu nedenle kimse hapse girmez. Eskiden vardı, ama bugün yok” yanıtını verdi. Gül sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama haklı olarak soracaksınız ‘bazı gazeteciler neden tutuklanıyor’ diye. 20032004 yıllarında hükümete karşı darbe planları yapıldı ve bunun sivil bağlantıları da olduğu yönünde savcıların elinde güçlü dokümanlar geçti. Bu nedenle bazı gazeteciler de yargılanıyor. Yargılama bitmeden kimseyi suçlu ilan edemem. Sayıları çok fazla değil. Başka bazı tutuklulur da var. Dışarıda gazeteci olarak geçiyor ama bunlar şiddet kullanan örgütlerin üyeleri. Kendileri de şiddetin içinde bulunuyorlar. Yoksa yazdıklarından dolayı değil. Burada bir yanılgı var ve bu kampanya şeklinde de devam ediyor.” ‘Şimdi sıra Türk muslukçularda’ Cumhurbaşkanı Gül’ü makamında kabul eden Polonya Cumhurbaşkanı Bronislav Komorowski, heyetlerarası görüşmede, ülkesinde Türkiye’nin AB’ye üyeliğine desteğin yüzde 80’ler civarında olduğunu belirterek “AB vatandaşları Polonya AB’ye üye olmadan önce bizim muslukçularımızla korkutuluyordu. Ama bu, bizim başarı sembolümüz oldu. Biz de şimdi Türk muslukçuları bekliyoruz” dedi. Gül de temmuz ayından itibaren AB Dönem Başkanlığı’nı üstlenecek olan Polonya’dan yeni fasıllar için destek istedi. (Fotoğraf: AA) şimdir: “Geçmişte olanların bugün olmasına müsaade etmem” demişimdir. Türkiye’nin çok önemli meseleleri var, hep beraber omuzlamamız gereken; kendi ülkemizi, kendi devletimizi hırpalatmadan, Türkiye’yi daha ileriye taşımak... Politikam bu oldu ve hep buna inandım. Böyle yapmaya da çalışıyorum. Geleceği kim garanti edebilir?: (‘5 yıl sonra sizi nerede göreceğiz’ sorusu üzerine) Dur bakalım, kim neyi garanti edebilir, değil mi? Böyle uzun vadeli planlar falan yapmak doğrusu pek doğru değil. Nasıl geçmişi gördüyseniz, hep beraber onu da görürüz. Yeni anayasa: Çok detaylı bir anayasa var, daha öz olmalı. Detaya kısıtlamak için girilir. Türkiye artık öyle değil. Tabii uzlaşmadan, daha doğrusu beraber çalışmadan “gel uzlaşalım” demek olmaz. Beraber olgunlaştırarak, herkesin ortak bir müellifi olan bir eser olarak çıkması lazım bu işin. Yani biri bir şey hazırlar, öbürü bir şey hazırlar, “hadi bunları birleştirelim” olmaz. Seçimden sonra ta başından TBMM’de öyle herkesi kapsayan bir komisyonun oluşturulup her kesimin hep beraber çalışması ve ortak bir metin çıkartmanın çok doğru olacağı kanaatindeyim. Başkanlık sistemi: Şu anda tartışılan konu değil. Gerek hükümet, ge rekse diğer partiler daha önceki anayasa taslaklarını baz alırlar. Nihayetinde, nedir temel ilkeler? Anayasanın başında da söylediği gibi, demokratik olması, hukuk devleti, laik bir ülke olması. Bu temel prensipleri gördükten sonra iyi bir metodoloji izlenirse, gerçekleşir. Yani takip edilecek metot önemli. srail’e Mavi Marmara mesajı: “Şu sivil toplum örgütünün şöyle yönlendireyim, bunu böyle yönlendireyim” diye bir davranış içinde değil Türkiye. Türkiye’nin çıkarlarına, herhangi bir vatandaşımızın çıkarlarına hukuk dışı herhangi bir saldırı olursa, buna karşı tavrımızı her zaman alırız. C MY B C MY B