Katalog

SAYFA CUMHUR YET 16 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon B Giresun B Ankara B 29 31 30 30 32 35 34 25 20 25 26 26 28 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B PB PB PB B B B B B B Y 27 28 22 29 30 30 33 35 31 32 27 24 18 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki B Stockholm PB Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y 21 23 23 22 22 23 22 22 26 28 29 21 29 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y Y Y Y Y B A B B Y Y A A 26 27 24 27 23 21 32 38 26 32 27 37 34 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu (Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır, Bingöl, Erzincan ve Tunceli) ile Artvin, Rize, Gümüşhane çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. 7 HAZ RAN 2011 SALI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 Haziran GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Ankara il zümre toplantısında eğitimde dini etkiyi arttıracak önerilere vurgu yapıldı Baştarafı 1. Sayfada vermemesini istiyor. Muhalefet de AKP’ye… Seçimin doğası bu. Eleştirilecek yanı yok. Fakattt: RTE; örneğin Economist gibi saygın bir derginin CHP’ye oy verilmesini istemesine hâlâ tahammül edemiyor, sindiremiyor. Neredeyse muhalefetin iktidara, iktidarın muhalefete oy vermesini onaylayacak ama… …bir dergi, üstelik yabancı bir dergi; CHP’ye oy verilmesini salık verecek ha! Liderin saldırılarına gem vurmasını beklemek olanaksız! Sinirlerinin bozulmasına belki de bir başka etken neden oldu. Belki de bu denli sinirlenmekte haklı. Medyamızın kocaman gazetelerinde, kocaman puntolarla; memleketin geleceği ve demokratik rejimin selameti için… …“CHP’ye oy verin” diye bir manşet göremiyor. Görülemiyor! Türk medyası cesaret edip her alanda şikâyetçi olduğu AKP’nin uydurma “ileri demokrasi” düzenine karşı, manşetlerden; “CHP’ye oy verin” diye halka seslenebiliyor mu, seslenebilir mi? Hayır! Bu nedenle, bir İngiliz dergisinin CHP’ye oy verilmesini salık vermesi derin yankılar uyandırıyor ve tabii Economist’e RTE tahammül edemiyor. RTE’nin İngiliz dergisini (veya Batı medyasını) korkutması olanaksız. İngiliz dergisinin yazıişleri sorumlusu ile yazarını, burada yaptığı gibi, ne evden yaka paça yakalatarak; argo diliyle “dama”, Silivri’ye atabilir… ne de vergi memurlarını (medyamızın kimi gazetelerine yaptığı gibi) derginin üzerine salabilir. Üstelik Economist; CHP’ye oy verilmesindeki nedenin gerekçesini de açıklıyor. Üstüne üstlük “AKP hükümetini” övüyor da... “Hükümetin ekonomide, dış politika ve ordunun siyasetin dışına itilmesi gibi alanlarda başarılı performans sergilediğini, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada ekonomik ve siyasal güç haline geldiğini” yazıyor. Bu övgüler yetmiyor RTE’ye. Zira Başbakan’ı asıl sinirlendiren neden; derginin, CHP’ye, “demokrasi için” oy verilmesini istemesindeki gerekçe. Dergi açıkladığı gerekçede yalnız da değil. Türkiye’de seçim sathı mailine girilmeden çok önceleri, AKP’nin 2011’de yine tek başına gelmesi olasılığından söz edilirken, özenle, önemle bir kaygının altı çiziliyor ve… …AKP bu kez şayet 367 milletvekilli çoğunluğu yakalarsa; RTE’nin ilk işi yeni bir anayasayı kendi amaçlarına uygun ve referanduma da götürme gereğini duymadan gerçekleştireceğinden korkuluyordu. İçerideki ve dışarıdaki kaygılar örtüşüyor. Burada da Economist’in yazdığı gibi, RTE’nin tek başına anayasa yapmasını ve daha “otokrat” hale gelmesini engellemek için… …CHP’nin parlamentoda daha güçlü temsil edilmesi gerekiyor. Economist, genel manzarayı; “otokratik (tek adamlık) güdülerinin yanı sıra, yolsuzluğun artması, basın özgürlüğünün saldırı altında olması, Türkiye’de Çin’dekinden daha fazla sayıda gazetecinin cezaevlerine kapatılması, kaygı verecek kadar çok sayıda karşıtını, ‘düşmanını’ hapsetmesi, bunlar arasında çok sayıda emekli subayın da soruşturmalara malzeme olması” diye özetliyor ve... ...bu nedenlerle RTE’yi engellemek için parlamentoda 367’lik çoğunluğu yakalamaması gerektiğini gerekçe gösteriyor. İstanbul mitinginde İngiliz dergisinin mantıksal, gerçekçi eleştirilerine AKP’nin yanıtını özetleyen yazılı şu pankart herhalde RTE’yi mutlu etmiştir: “Defol The Economist!” Dün kimi köşe yazılarının başlığı da şöyleydi: “Batı’nın RTE yargısı değişiyor”. Başlık şunu özetliyor: Bu ülkede onca yıl, aydır RTE’nin otoriter uygulama ve amaçlara yöneldiği yazılıyor, konuşuluyor. Demek oluyor ki; Batı medyası, neden sonra, nihayet; “uyandı!” Günaydın! Eğitime dinsel ayar MAHMUT LICALI ANKARA Ankara Zümre Öğretmenler Kurulu’nun 20102011 eğitim öğretim yılı 2. dönem başı il zümre toplantılarında ortaöğretim okullarında mecsit açılması, ilköğretim okullarında imam hatip liselerinin tanıtılması ve kutlu doğumla ilgili faaliyetlerin yapılması istendi. Ankara Zümre Öğretmenler Kurulu’nun, ilköğretim ve ortaöğretimde yer alan her branşa yönelik yaptığı toplantılarda eğitimde dini etkinin artmasına neden olacak çok sayıda öneri sıralandı. Zümre toplantılarının yayımlanan özet raporlarında din kültürü ve ahlak bilgisi dersine ilişkin pek çok ilginç istek yer aldı. Ortaöğretim raporlarında 20112012 eğitimöğretim yılından itibaren okutulacak yeni din kültürü ve ahlak bilgisi dersi programına ilişkin öğretmenlerin yeterli bilgiye sahip olmadığı da ortaya çıktı. Raporda, yeni program ve mezhepler konusunda eğitim verilmesi ve öğretmenler için Alevilik konusunda seminer düzenlenmesi gerektiği belirtildi. Aynı istek ilköğretim Toplantıda, okullara mescit açılması, imam hatip liselerinin tanıtılması, kutlu doğumla ilgili faaliyetlerin arttırılması şeklindeki öneriler sıralandı. raporlarında da “Yeni eklenen program doğrultusunda tasavvufi yorumlarla ilgili olarak (Alevilik, Kadirilik, Nusayrilik gibi) seminerler düzenlenmeli” şeklinde yer aldı. saati dışında, seçmeli derslere din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin konulması, misyonerlik ve yıkıcı faaliyetlere karşı yeni konuların ders programına dahil edilmesi önerisinde bulunuldu. si öğretmenlerinin hac ve umrelerde görevlendirilmesi istenirken, okullarda mescit açılması önerisi yer aldı. Şenlikli, Umut Dolu Bir Gün Bana bir şeyler oldu, Ankara’yı sevmeye başladım. Neden acaba? Oysa geçmişi çok sade, ama derin anılarla yüklü bu güzelim kent giderek bir kasabaya dönüşüyor. Her yerde bir karışıklık hâkim evet, ama kentin bağımsız, görmüş geçirmiş ruhu bir yerlerde usulca ortaya çıkıyor. İki ay önce, 16. Uluslararası Karikatür Festivali’nde bunu yaşamıştım. Şimdi başka bir şenlikte, ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi’nde 7. Edebiyat Günleri’ndeyim. Heyecanım ODTÜ Kampusu’na girerken başlıyor. Kişisel tarihimde bu geniş alan önemli bir yer tutuyor. Burada, işte tam burada ben küçücük bir kız çocuğuyken, yirmili yaşlarda, beş bin kişilik çok coşkulu bir kalabalığa DİHT’nin (Devrim İçin Hareket Tiyatrosu) “Köprü” oyununu oynamıştık. Hey gidi günler hey… İşte okula giriyorum. Bütün duvarlarda öğrencilerin yaptığı resimler, öğrencilerin yaptığı gazeteler, her yer rengârenk... Lisenin edebiyat öğretmenleri beni karşılıyor, neden benim böyle heyecanlı, coşkulu edebiyat öğretmenlerim olmadı? Vay canına, ne kadar çok sevdiğim insan burada: Ayşe Sarısayın, Cemil Kavukçu, Feridun Andaç, Füruzan, Handan Gökçek, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Nursel Duruel, Özcan Karabulut ve Sibel Türker. Hepsi çocuklar gibi heyecanlı, çünkü bizi az sonra önemli bir sınav bekliyor. Çünkü lise bir ve ikinci sınıflar, her birimizden bir kitap seçip okumuşlar ve bizlere çeşitli sorular hazırlamışlar. Heyecan içinde sınıflara dağılıyoruz. Benim sınıfta çocukların ellerinde “Gezi Fısıltıları” adlı kitabım. Sorular birbiri ardına gelmeye başlıyor: “Küba’daki gibi insanlar arasında eşitlik sağlanabilir mi?” “Adalet mi eşitlik mi önemli?” “Herkes için adalet sağlanabilir mi?” Sorulara elimden geldiğince yanıt vermeye çalışıyorum ve karşı taarruza geçiyorum. “Bu ülkede nereleri gezdiniz?” “ Dünyayı gezen bir belgeselci olmak istemez misiniz?” Ve tabii en can alıcı soruya geliyorum: “Kentinizdeki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne gittiniz mi?” “Evet!” Yaşasın çoğunluk bu dünyanın en güzel müzesinde epey vakit geçirmiş. Zaman su gibi akıp gidiyor ve son sözlere sıra geliyor; eh yaş erdi kemale, biraz hayat dersi vermeden olmaz. Onlara “İster doktor, ister mühendis, ister işadamı, ne olursanız olun mutlaka müzikle, resimle, fotoğrafla, edebiyatla, sinemayla ilişkiniz olsun” diyorum; “Sizi daha iyi mühendis, doktor yapar.” Bu kez Ankara’dan ayrılmak bana zor geliyor, dönüş yolunda trende dosyanın içindeki çok özel bir kitabı okumaya başlıyorum. Kitabın adı, “Beşi Bir Yerde” içinde otuz öykü var. Ankara, Kayseri, Kocaeli, Antakya, Denizli, Mersin kentlerinde çeşitli okullarda okuyan genç liselilerin yazdığı öyküler. Kitabın iki de alt başlığı var: “Son Durak” ve “Sesini Duydum.” Kitap şöyle başlıyor: “Merhaba, bir yola çıktık tam yedi ay önce. Hayallerimiz vardı, hedeflerimiz vardı, gerçeğe dönüşmesini istediğimiz. ‘Bizimle var mısınız’ dedik, ‘evet’ dediler, yola koyulduk. Uzun, zahmetli bir yolculuktu çıktığımız ama olsun. ‘Beşi Bir Yerde’ idi projemizin adı. ‘Beşi Bir Yerde’, beş tam altının bir arada bulunduğu çok değerli bir şey olduğu için; beş ayrı il, sonunda bir yerde, Ankara’da bir araya gelerek duygu ve düşüncelerini paylaştığı için... Gözlemleyecek, araştıracak, uygulamalar yapacaktık bu süreçte; görmeyi öğrenecek, sözcük dağarcığımızı geliştirecek ve sonunda… Öğrendiklerimizi, öykü düzleminde yazıya aktaracaktık. Oldu… Pek kolay olmadı. Ama kolay olan ne var ki? O gün bu fotoğrafı düşlemiştik; hatta görmüştük, ne diyebiliriz ki... İyi ki, yola çıktık. İyi ki yanımızdaydınız. İyi ki…” Evet, tren İstanbul’da durdu. Ortalık henüz sakin, seçim arabaları henüz yola çıkmamış, derin bir soluk alıp evime yollanıyorum. Yüzümde bir gülümseme... ‘ mam hatipler tanıtılsın’ İlköğretim raporunda, Seviye Belirleme Sınavları’nda (SBS) din kültürü ve ahlak bilgisi dersiyle ilgili soruların sayısının arttırılması, ilköğretim öğrencilerine yönelik yapılan mesleki yönlendirme gezilerine imam hatip liselerinin de dahil edilmesi, bu liselerin mesleki açıdan tanıtılması talep edildi. Seçmeli din dersi isteği Raporda din kültürü ve ahlak bilgisi ders saatlerinin yetersiz olduğu savunularak zorunlu ders ‘Mescit açılsın’ Raporda, Diyanet İşleri Başkanlığı ile bir protokol yapılarak din kültürü ve ahlak bilgi ‘KUTLU DOĞUM FAAL YETLER YAPILSIN’ İlköğretim raporunda, okullarda kutlu doğum ile ilgili faaliyetlerin yapılması önerilirken okul, ilçe ve il bazında din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine ilişkin yarışmalar düzenlenmesi, dini mekânlara yapılacak öğrenci ziyaretlerinin kolaylaştırılması istendi. Öğrencinin başarısını arttırmaya yönelik önerilerin sıralandığı bölümde, 9. sınıfa yeni gelen bir öğrencinin ilköğretim havasında olduğu ve gençliğe geçiş sürecinin yaşanmasından dolayı farklı ve tasvip edilmeyecek bir biçimde tavır ve hareketler sergilediği savunulan raporda, bu gibi öğrencilere öğretmenlerin sabır ve hoşgörüyle yaklaşması gerektiği ifade edildi. ‘Haksız kazanç sağlıyorlar’ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde görevli bazı öğretim üyelerinin girmedikleri dersin parasını aldıkları iddia edildi MAYIN DAVASI CAN HACIOĞLU Telsiz kayıtları imha edilmiş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri Çukurca ilçesinde 2009’da mayın patlaması sonucu 7 askerin şehit olmasıyla ilgili davaya devam edilirken, mayını teröristlerin yerleştirdiğine yönelik telsiz konuşmalarının imha edildiği ortaya çıktı. Tanık sıfatıyla ifadesi alınan Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Kahraman Güneş, telsiz görüşmelerinin bir süre muhafaza edildiğini, ancak sonra silindiğini beyan etti. Sanık Zeki Es de belli aralıklarında kayıtların imha edildiğini söyledi. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği’nce mahkemeye terör örgütünün sitelerinde, patlama haberlerinin dökümü gönderilirken, telsiz kayıtlarının bulunmadığı bildirildi. Mahkeme, 2 Ağustos’a erteledi. ESKİŞEHİR Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Yılmaz Şentürk, aynı üniversite öğretim üyesi ve Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitü Müdürü Prof. Dr. Ferruh Yücel’i, vermedikleri derslerin ücretlerini aldıkları gerekçesiyle YÖK’e şikâyet etti. Şentürk ayrıca olaydan haberi olan Rektör Fazıl Tekin’in, haksız kazançla ilgili “Sizin beyan ettiğiniz kadar çok değil” dediğini öne sürdü. Prof. Şentürk, öğretim üyelerinin yaklaşık 6 yıl önce, fakülte kurulu ve yönetim kurulunca yeniden belirlenen ek ders ücretleri kriterlerine göre ücret aldıklarını belirterek, öğretim üyelerinin ders yüklerini tamamlamalarının çok zor olduğunu söyledi. Prof. Dr. Şentürk, şöyle konuştu: “Prof. Dr. Gürsel Ortuğ hariç diğer öğretim üyeleri, anlatmadıkları halde yalan beyanla ve dol durdukları sahte ek ders ücreti talep formu ile yaklaşık 56 yıldır ek ders ücreti almaktadırlar. Bu konuda rektörlüğümüze şikâyet dilekçem ile hakkında inceleme başlatılmıştır. Bu konuyu rektörümüz Prof. Dr. Fazıl Tekin’le de üç kez konuştum. Tekin, Prof. Dr. Nedim Ünal ile Prof. Dr. Ferruh Yücel’in, haksız kazançla ilgili olarak ‘Sizin beyan ettiğiniz kadar çok değil’ dedi. Sahtekârlığın, biri, beşi, olmaz. Ayrıca, hakkında inceleme başlatılan Prof. Dr. Yücel’in, Sağlık Bilimleri EnsHaksız kazanç titü Müdürsağladığı iddia edilen lüğü’ne Prof. Dr. Nedim Ünal üçüncü defa atanması öğretim üyeleri arasında şaşkınlık yarattı.” Hamzaçebi: Saydam bir devlet İstanbul Haber Servisi CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Ataşehir’deki İstanbul Umum Servis Aracı İşletmeleri Esnaf Odasını ziyaret etti. Kamuda saydamlık konusuna değinen Hamzaçebi, “Öncelikle kamuda, devlette saydam bir yönetim istiyoruz. Vatandaşın nezdinde devlette işler birileri için çok hızlı yürüyor. Onların istediği gibi yürüyor izlenimi uyanmışsa o devlet yönetiminde bir reform gerekir. Her şey gün ışığında olacak diyoruz. Ampul ışığında değil. O suni bir aydınlıktır” dedi. Hamzaçebi, esnafa yönelik vergi oranlarının indirilmesi ve kredi olanaklarının genişletilmesinin ana programları içerisinde olduğunu söyledi. BEYOĞLU’NDA BASKIN DHKPC OPERASYONU Bir apartmanda çok sayıda silah bulundu İstanbul Haber Servisi Beyoğlu’nda bir apartmanın çatı katında çok sayıda silah ve mermi ele geçirildi. Beyoğlu Firuzağa Mahallesi Türkgücü Caddesi Borazan Sokak’taki bir apartmana ihbar üzerine baskın düzenleyen terörle mücadele polisleri, 1 adet lav silahı ve 50 adet Kalaşnikof mermisiyle çok sayıda tabanca mermisi ele geçirdi. Silah ve mermiler balistik incelemeler yapılmak üzere emniyete götürüldü. Öte yandan, terörle mücadele ekipleri tarafından Güngören’de düzenlenen operasyonda da 5’i çocuk 9 kişi gözaltına alındı. Yapılan aramalarda çok sayıda molotof kokteylleri bulundu. Bursa’da 21 kişi gözaltına alındı BURSA/ADANA Bursa ve Adana’da DHKP/C örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda 21 kişi gözaltına alındı. Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin DHKP/C üyesi oldukları iddia edilen kişilerin evlerine dün sabaha karşı saat 03.00 sıralarında, Özel Harekât ve Çevik Kuvvet ekiplerinin de katıldığı operasyon düzenlendi. 22 adrese yapılan eşzamanlı operasyonda 10 kişi gözaltına alınırken ev ve işyerlerinde bulunan bilgisayar ve dokümanlara el konuldu. Adana’da da dün sabah saatlerinde çeşitli evlere düzenlenen baskınlarda 11 kişi gözaltına alındı. ‘Başbakan cevap versin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “OrduAybastı’daki rüşvet CD’leri hakkında Başbakan neden suskun” başlıklı yazılı bir açıklama yapan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “Başbakan’ın açığa çıkmasından korktuğu ilişkiler mi söz konusudur” diye sordu. Kart, “Başbakan ve İçişleri Bakanı 23 aydan bu yana neden suskundur” diye sordu. Kart açıklamasında “Halkımız ve kamuoyu bu soruların cevaplarını merak etmektedir. Başbakan kendisine ve kadrosuna güveniyorsa ve aynı zamanda halka saygı duyuyorsa bu sorulara cevap vermelidir” dedi. On Numara’da 4 kişiye 45 biner lira 1, 2, 8, 12, 18, 20, 22, 25, 30, 37, 38, 44, 45, 47, 55, 61, 62, 69, 73, 76, 78 ve 80 C MY B C MY B