17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 24 HAZ RAN 2011 CUMA 4 HABERLER Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku adayları Dicle kararını protesto için TBMM’ye gitmeme kararı aldı Daha Karanlık Günlere Ak günlere Türkiyem, bir zamanlar Türkiye’sinin sloganıydı. 12 Eylül darbesinden 31 yıl sonra, güya ileri demokrasinin yaşandığı dönemde şimdi slogan şudur: Daha kara, daha karanlık günlere Türkiyem. Seçimlerin hemen ertesinde, bir TV söyleşisinde, seçim sonuçlarını nasıl yorumladığım sorusunu şöyle yanıtlamıştım. Sonuçta Türkiye kaybetmiştir. Durum böyle olunca gerisi de teferruattır. Bu sonuca varmamın nedeni şu ya da bu partinin önde çıkması, şunun ya da bunun beklenen başarıyı gösterip gösterememesinden kaynaklanmıyordu. Kim kazanırsa kazansın, Türkiye ve demokrasi bu koşullar altında kaybedecekti. Seçimlerin bir topluma ya da demokrasiye yarar sağlaması, oylamanın ancak, demokratik çözümün ve müzakerenin önünü açması, milli iradenin bu yöndeki çağrısını pekiştirmesiyle mümkün olabilirdi. Bugün, 12 Haziran seçimlerinin üstünden topu topu 12 gün geçmiştir. Söyler misiniz bana, Türkiye’de demokratik çözümlerin önünü açacak bir ortam çıkmış mıdır seçimlerle ortaya? Daha Meclis toplanmadan, milletvekilleri yemin etmeden, Türkiye’nin önündeki devasa sorunların çıkmaza doğru dört nala gitmekte olduğunu görüyoruz. Halk sandık başına gideli daha 12 gün oldu. Her olay, her gelişme aynı sloganı haykırıyor: Daha karanlık günlere Türkiyem! Bugün Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu çıkmaz, iki yargı kararından kaynaklanıyor gibi görünmektedir. Birincisi YSK’nin Hatip Dicle ile ilgili kararı, ikincisi de Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nin Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın tahliye taleplerini ret kararlarıdır. Hatip Dicle’nin, milletvekili olmasını engelleyecek bir durumu var idiyse, YSK bunu yeni mi fark ediyor? Adaylığına neden onay veriyor? Kimileri, eylemsizlik durumunun devamının seçimlerde AKP için yaşamsal önemi olduğunu, son sonuçlarda bu olgunun etkisinin bulunduğunu, YSK’nin de adaylıklar konusunda karar verirken, önce veto ettiği adaylıklarla ilgili kararlarını kaldırırken AKP’nin lehine olan eylemsizlik durumunun bozulmamasını gözeterek siyasal saiklerle hareket ettiğini ileri sürüyorlar. Fısıltı gazetesinde bol bol tekrarlanıyor bu haber. Ben bu iddiayı paylaştığımı söylemiyorum, ama buna karşı çıktığımı da söyleyemiyorum. Balbay ve Haberal ile ilgili duruma gelince: Olaya milletvekili seçilmelerinin otomatik olarak tahliyelerini gerektirip gerektirmediği açısından yaklaşırsak, daha baştan yanlış bakmış oluruz. Daha milletvekili seçimlerinden önce de Balbay ve Haberal’ın yargısız infaz aleti haline sokulmuş olan tutukluluk halleri herkesin vicdanını kanatmaktaydı. Balbay ve Haberal’ın tutuklanmaları zaten milletvekili seçilmeselerdi bile insanların vicdanlarını sızlatan bir yanlışlıktı. Kimse anayasanın şu maddesi, Ceza Yasası’nın bu maddesi, CMK’nin filanca hükmü diye gerekçeler göstererek kendini haklı çıkarmaya kalkmasın! Çünkü verilen yargı kararları hep kamuoyunun vicdanını rahatsız etmekte, hep kimi soru işaretlerinin oluşmasına yol açmaktadır. Türkiye’yi askeri vesayet anayasasından kurtarıp yeni ve ileri demokrasiye geçirmeyi hedeflediği ileri sürülen 12 Eylül 2010 anayasa referandumun üzerinden daha on ay dahi geçmeden tuzun bile koktuğu bir ülke haline gelmiştir. Kimse de masumları oynamasın! Kimse de “biz de onaylamıyoruz ama, ne yapalım yargı kararı” gibi gerekçelerin ardına gizlenmesin! Yeterli çoğunluğa sahip bir iktidar vardır ve onun elinde bütün bu aksaklıkları giderecek güç bulunmaktadır. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri de kaldırılabilir, (zaten o iktidar getirmişti) CMK’nin ilgili maddeleri de düzeltilebilir (zaten onlar düzenlemişlerdi). Yeter ki, demokrasi isteği olsun! Yoksa hep daha karanlık günlere gidecektir Türkiyem. BDP ‘boykot’ dedi MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşürerek, yerine AKP’nin adayı Oya Eronat’ı getirmesi Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku adaylarının TBMM’yi protesto etmelerine neden oldu. Diyarbakır’da toplanan bağımsız milletvekilleri, somut adım atılıncaya kadar TBMM’yi boykot edeceklerini açıkladı. DTK ve terör örgütü PKK de önceki gün bağımsız vekillere Meclis’e gitmemeleri çağrısı yapmıştı. Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşüren YSK, avukatlarının karar düzeltme istiğini de reddetti. BDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku bileşenleri ile bağımsız milletvekili seçilenler, Dicle ve sonrasında ortaya çıkan gelişmeleri ele almak üzere dün Diyarbakır’da merkez Kayapınar ilçesindeki Cegerxwin Kültür Merkezi’nde toplandı. Toplantıya BDP Eş Genel Başkanı Filiz Koçali, DTK Eşbaşkanı ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk ile DTK Eşbaşkanı ve Van Milletvekili Aysel Tuğluk, blokun Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile BDP milletvekilleri katıldı. Toplantının ardından karar, kültür merkezinin önünde tüm milletvekillerinin katılımıyla açıklandı. Millet vekilleri adına açıklama yapan Şerafettin Elçi, Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun, Türkiye halklarının barış içinde ve özgürce bir arada yaşaması amacıyla yan yana geldiği günden beri, birçok operasyonun hedefi haline geldiğini belirtti. Elçi, “YSK vetosu ile başlayan süreç, keyfi tutuklama, gözaltılar, askeri ve siyasi operasyonlarla hiç durmadan devam etmiştir. Bu engelleme ve barış sürecinin önünü tıkama operasyonlarının son halkası Diyarbakır Milletvekili Sayın Hatip Dicle’nin yasal hakkının yetkisiz bir kurum tarafından gasp edilmesiyle sonuçlanmıştır. (...) AKP yönetimi, çalınmış milletvekilliğini, hakkı olana derhal iade etmelidir” dedi. Hatip Dicle’nin milletvekiliğinin iptali ardından durum değerlendirme toplantısının sonucunu açıklayan Şerafettin Elçi, “Parlamento ve iktidar bu haksızlığı giderme ve demokratik siyasetin önünü açarak çözüm olanaklarını geliştirme yolunda somut bir adım atıncaya kadar parlamentoya gitmeyeceğiz’’ dedi. (Fotoğraf: ) M LLETVEK LLER BEKLEMEDE KCK tutukluları için yine karar çıkmadı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’ndan milletvekili seçilen, ancak KCK davaları nedeniyle halen Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Kemal Aktaş, E Tipi Cezaevi’nde bulunan Selma Irmak, Mardin Kapalı Cezaevi’nde bulunan Faysal Sarıyıldız ve Gülser Yıldırım ile Şanlıurfa Kapalı Cezaevi’nde bulunan İbrahim Ayhan’ın, Özel Yetkili Diyarbakır 5 ve 6. Ağır Ceza Mahkemeleri’nce tahliye edilmeleri bekleniyordu. Ancak mahkemeler, dün milletvekillerine ilişkin dosyaların incelemesini tamamlamadı ve bir karar vermedi. Savcılık, önceki gün milletvekillerine ilişkin mütalaasında KCK tutuklusu milletvekillerinin serbest bırakılmaması yönünde görüş bildirmişti. YSK’nin bağımsız milletvekili Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşürmesinin ardından KCK tutuklusu beş vekilin de serbest bırakılmaması olasığı bölgedeki gerilimi daha da arttıracak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle