17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 24 HAZ RAN 2011 CUMA [email protected] 16 KÜLTÜR İngiliz yönetmen Nigel Cole’un ‘Kadının Fendi’ adlı filmi haftanın seyre değer yapımlarından Maçoluğa atılmış bir tokat Nigel Cole, kadın hakları ve feminizm hareketinde dönüm noktası oluşturan, ciddi bir olayı hikâye ederken, yine gülmece, alay ve espriyi öne çıkarmış. n yıl kadar önce gerçek bir olaydan esinlenerek, Yorkshire’lı yaşını başını almış bir grup saygın kadının, geliri hayır işlerine verilecek bir takvime Playboy’vari çıplak poz vermesini konu edinen, sevimli “Calendar Girls” filmiyle adını bellediğimiz (bu arada “Saving Grace”, “A Lot Like Love” gibi görmediğimiz romantik komedileri de bulunan) İngiliz yönetmen Nigel Cole, 1968’de gerçekten yaşanmış (hatta efsaneleşmiş) bir grev, başkaldırı ve kadın dayanışması eyleminden yola çıkarak çektiği “Made in DagenhamKadının Fendi”yle yine turnayı gözünden vuran, yeni bir şirin yakın dönem filmine soyunmuş. Kadın hakları ve dalga dalga yayılan feminizm hareketinde bir dönüm noktası oluşturan, ciddi ve önemli bir olayı hikâye ederken yine gülmeceyi, alay, espri ve şirinliği öne çıkarmış yönetmen, olayın si O yasaltarihsel arka planına pek değinmeksizin. 1968’de Londra’nın doğusunda Dagenham’daki Avrupa’nın en büyük motor üreticisi Ford fabrikalarında, kötü iş koşullarında, makine başında saatlerce çalışarak arabaların iç döşemelerini diken 187 kadın emekçinin, 2 çocuk annesi kendi halindeki bir kadın olan Rita’nın (Sally Hawkins çok iyi) önderliğinde ve ayrımcı erkek egemen zihniyetin tüm hinoğluhin numaralarına vâkıf bir sendikacının (Bob Hoskins) kışkırtıcı kılavuzluğunda, başkaldırıp binlerce erkek işçiyle eşit maaş ve haklar isteyerek başlattığı grevi, öncesi ve sonrasıyla ele alıyor Cole, komedi öğelerine ağırlık vererek. Çabucak toplumun ilgi odağı haline gelen bu kadın dayanışması ve grev eylemi, üretimi aksatınca Ford yöneticileri ve kocalarınca derhal işe dönmeleri için baskı yapılan kadınlara önderlik etmenin sorumluluğunu yüklenip, kocasını ve ev işlerini savsaklayan Rita’yla arkadaşlarına, Demir Leydi Thatcher’ı çağrıştıran, kurmaca bir karakter olan kadın bakanın (yıllara meydan okuyan oyunculardan Miranda Richardson) da arka çıkmasıyla hükümetin de ilgisiz kalamadığı bu sorun tatlıya (film de mutlu sona) bağlanıyor finalde ve bu eşit ücreteşit hak eylemi,1970’te İngiltere’de yasalaşıp giderek tüm dünyaya yayılıyor sonrasında. Rita karakterinin, gerçekte 68’de grevi başlatıp emekçi kadınların sözcülüğünü yapmış birkaç devrimci hatunun özelliklerinin birleştirilmesiyle oluşturulduğu “Kadının Fendi”, öncelikle 40 yıl önce geçerli maço zihniyete atılmış bir tokat niteliğindeki konusuyla öne çıkan, haftanın ilginç bir komedisi sayılabilir. HAFTANIN S NEMA Ç ZELGES Kartal RUHLAR BÖLGES / Insidious: Altunizade Capitol Spectrum 14, 11.00 13.15 15.30 17.45 20.00 22.15 (Cuma, C.tesi 23.15); Ataköy Cinebonus (Ataköy Plus), 12.00 14.15 16.45 19.00 21.15 (Cuma, C.tesi 23.30); Bahçeşehir Cinemax, 12.30 14.45 17.00 19.15 21.30 (Cuma, C.tesi 23.45); Bakırköy Cinebonus (Capacity), 11.00 13.00 15.15 17.30 19.45 22.00 (Cuma, C.tesi 24.15); Bakırköy Cinebonus (Marmara Forum), 11.00 13.00 15.15 17.30 19.45 22.00; Bayrampaşa AFM Forum İstanbul, 11.40 14.10 16.40 19.20 21.50 (Cuma, C.tesi 24.10); Beylikdüzü AFM Migros, 11.45 14.15 16.45 19.15 21.45 (Cuma, C.tesi 24.15); Beyoğlu AFM Fitaş, 11.20 13.50 16.15 18.45 21.15 (Cuma, C.tesi 23.35); Caddebostan AFM Budak, 11.00 13.30 16.00 18.45 21.15 (Cuma, C.tesi 23.50); Fatih Cinebonus (Historia), 11.30 13.45 16.00 18.30 21.00 (Cuma, C.tesi 23.30); İstinye AFM İstinyePark, 11.45 13.45 16.15 18.45 21.15 (Cuma, C.tesi 23.45); Kadıköy Cinebonus (Nautilus), 11.45 14.15 16.45 19.15 21.45 (Cuma, C.tesi 24.15); Kozyatağı Cinebonus (Palladium), 11.00 13.30 16.00 18.30 21.00 22.00 (Cuma, C.tesi 23.30); Kozyatağı Kozzy Avşar, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Levent Cinebonus (Kanyon), 11.45 14.15 16.45 19.15 21.45 (Cuma, C.tesi 24.15); Maltepe AFM Carrefour Park, 11.20 13.50 16.15 18.40 21.15 (Cuma, C.tesi 23.50); Mecidiyeköy Cinebonus (Cevahir), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Pendik AFM Pendorya, 11.05 13.40 16.15 18.50 21.20 (Cuma, C.tesi 23.50); Ümraniye AFM Carrefour, 11.30 13.50 16.15 18.45 21.15 (Cuma, C.tesi 23.45); Ümraniye Cinebonus (Meydan), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00). KARTAL / The Eagle: Altunizade Capitol Spectrum 14, 11.00 13.40 16.15 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 22.45); Ataköy Cinebonus (Ataköy Plus), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00); Ataköy Galleria Prestige, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00); Avcılar Pelican Mall Cinema Pink, 11.15 13.45 16.15 18.45 21.15; Bahçelievler Metroport Cine Vip, 11.15 13.30 15.45 18.00 20.15 22.30 (Cuma, C.tesi 23.30); Bahçeşehir Cinemax, 12.00 14.20 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 23.45); Bakırköy Cinebonus (Capacity), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi Çömez 24.00); Bakırköy Cinebonus (Marmara Forum), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Bakırköy Carousel Cinema Pink, 11.15 13.45 16.15 18.45 21.15; Beylikdüzü Perla Vista Cinema Pink, 11.15 13.45 16.15 18.45 21.15; Beyoğlu AFM Fitaş, 10.50 13.30 16.10 18.50 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00); Esentepe Cinebonus (Astoria), 11.45 14.15 16.45 19.15 21.45; Fatih Cinebonus (Historia), 11.00 13.30 16.00 18.30 21.00 (Cuma, C.tesi 23.30); Güngören Cinebonus (Kale), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30, 12.45 15.15 17.45 20.15 (Cuma, C.tesi 23.45); İstinye AFM İstinyePark, 11.00 13.30 16.10 18.50 21.40 (Cuma, C.tesi 24.15); Kadıköy Cinebonus (Nautilus), 11.15 13.45 16.15 18.45 21.15 (Cuma, C.tesi 23.45); Kozyatağı Cinebonus (Palladium), 11.15 13.45 16.15 18.45 21.15; Maltepe AFM Carrefour Park, 11.00 13.40 16.20 19.00 21.40 (Cuma, C.tesi 23.15); Mecidiyeköy AFM Profilo, 11.10 13.45 16.20 18.55 21.30 (Cuma, C.tesi 24.10); Mecidiyeköy Cinebonus (Cevahir), 11.00 13.30 16.00 18.30 21.00; Nişantaşı Citylife (Citys AVM), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.15 (Cuma, C.tesi 23.30); Sefaköy Armoni Park Prestige, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00); Ümraniye AFM Carrefour, 11.00 13.40 16.15 18.50 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00); Ümraniye Cinebonus (Meydan), 11.00 13.45 16.30 19.15 22.00 (Cuma, C.tesi 24.00); Yeşilköy Airport Cinemas, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 23.15). KADININ FEND / We Want Sex: Altunizade Capitol Spectrum 14, 11.10 13.40 16.15 19.00 21.30; Esentepe Cinebonus (Astoria), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Etiler AFM Akmerkez, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Kozyatağı Cinebonus (Palladium), 11.45 14.15 16.45 19.15 21.45 (Cuma, C.tesi 23.00); Nişantaşı Citylife (City’s AVM), 12.15 14.30 17.00 19.15 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00). ÇÖMEZ / Cherry: Beyoğlu AFM Fitaş, 11.30 14.00 16.20 19.00 21.20 (Cuma, C.tesi 23.40); Caddebostan AFM Budak, 10.30 12.50 15.15 17.45 20.00 22.30; İstinye AFM İstinyePark, 10.30 12.40 15.00 17.20 19.40 22.00 (Cuma, C.tesi 24.20); Levent Cinebonus (Kanyon), 11.45 14.15 16.45 19.15 21.45 (Cuma, C.tesi 24.15). ÖZGÜRLÜK YOLU / The Way Back: İstinye AFM İstinyePark, 12.00 15.00 18.00 21.00 (Cuma, C.tesi 23.50) ‘Özgürlük Yolu’, Avustralyalı usta yönetmen Peter Weir’in imzasını taşıyor Özgürlüğe uzun yürüyüş 1939’da batıdan Hitler, doğudan Stalin’in saldırısıyla bölünen Polonya’da Ruslar tarafından casuslukla suçlanıp dünyanın en büyük ve dehşetengiz doğasına sahip olan açık hava zindanı Sibirya’yı (ilk kez muhalif romancı Soljenitsin’in “Gulag Takımadaları”nda yazdığı o korkunç hapishane) boylayan Polonyalı asker Janusz’la (Jim Sturgess), Amerikalı (Ed Harris), Rus (Colin Farrell), Hırvat (Alexandru Potocean), Letonyalı vb. gibi mahkum arkadaşlarının, kilometrelerce yolu katedip çeşitli ülkeleri ve zorlu koşulları aşarak yaptıkları, özgürlüğe giden, inanılmaz kaçış yolculuğunu perdeye taşıyor “The Way BackÖzgürlük Yolu.” 2003 yapımı “Dünyanın Uzak Ucu”ndan bu yana suskunluğa gömülmüş Avustralyalı usta yönetmen Peter Weir’in imzasını taşıyan, görselliği, mekanları, müzikleri ve oyuncularıyla göz alan, 2 saati aşkın bir süreye yayılmış, meraklısının kaçırmayacağı türden, epik bir seyirlik niteliğindeki “Özgürlük Yolu”, biraz aceleye getirilmiş finaline (Tibet, Hindistan bölümü) karşın, seyircinin kaçak mahkumlarla özdeşleşerek baştan sona ilgiyle seyrettiği, politik soslu bir hayatta kalma mücadelesi. Polonyalı Slavomir Rawicz’in 6 mahkumla birlikte, Sibirya’daki esir kampından kaçışını anlattığı “The Long Walk” adlı kitabından esinlenen Weir’in, Keith R. Clark’la beraber yazdığı senaryodan çektiği “Özgürlük Yolu”, kar, tipi, soğuk, sıcak, çöl, (artık var olmayan) Baykal Gölü, Himalayalar filan demeden tüm zorlu engelleri yürüyüp geçerek Sibirya’dan Hindistan’a varan kaçak mahkumların müthiş serüvenine bizi de dahil ettiği, korkunç doğanın başrolüne kurulduğu ve iyi tezgahlanmış bir stüdyo filminin klişe albenisine de sahip bir yol filmi. Weir filmografisinin en başarılı parçalarından biri olmasa da, kuşkusuz meraklısının kaçırmayacağı bir epik “Özgürlük Yolu.” “Özgürlü Weir filmo k Yolu”, gra başarılı ya fisinin en pıtlar biri olmasa ından da meraklısın , ın kaçırmaya cağı bir ep ik seyirlik. Cemal Süreya’nın evine plaket Kültür Servisi Kadıköy’de şair Cemal Süreya’nın adının verildiği sokaktaki evine plaket takılıyor. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın “çağdaş kent kültürü çalışmaları”ndan biri olan bu etkinlik, yarın saat 19.00’da gerçekleştirilecek. Gazeteci yazar Necati Güngör’ün girişimiyle hazırlanan plaketin çizimi ve tasarımını ise gazetemiz çizeri Semih Poroy yaptı. Stanley Kubrick yılı... ASLI SELÇUK Cer Modern’de şiir günleri Kültür Servisi Cer Modern Sanatlar Merkezi Şiir Günleri’nde bugün saat 16.00’da dünya şairi Yunus Emre anılacak. Yunus Emre’nin şiirini, tasavvufun çağdaş anlamıyla yorumlayan gazetemiz yazarı Mustafa Şerif Onaran’ın düzenlediği söyleşide, şiirleri Devlet Tiyatrosu Başrejisörü Rüştü Asyalı yorumlayacak. Etkinliğe giriş serbest. Fransız Sinematek Derneği 2011’i sinemanın kurallarını altüst eden yetkin yaratıcı Stanley Kubrick’in yılı ilan etti. Yönetmenin başyapıtlarının yenilenmiş kopyaları, sanatçıya ait belgeler haziran süresince Fransız Sinematek’inde ilgililere sunuluyor. Mükemmelliğin şaşmaz ustasının birçok projesi başka yönetmenlerce çekildi. Arthur C. Clarke 1982’de Kubrick’in filmleştirdiği 2001: Uzay Yolu Macerası’nın (1968) devamını, 2010’u yazdı. Bu bilimkurguda denetimini yitiren bilgisayar Hal 9000’in izini bulmak için Amerikalılarla Ruslar işbirliği yapmak zorunda kalırlar. Görevlerinde başarılı olamazlarsa insan türünün sonu gelecektir. Kubrick, 2010: The Year We Make Contact’i gerçekleştirmek istese de sonunda filmi Peter Hyams çeker. 1969’da yönetmen Brian Aldiss’in insan olmak isteyen robot çocuk öyküsünü okur, 1975’te öykünün telif haklarını satın alır. Yetmişlerde fütüristik bir dünya yaratımı için gelişmiş bir teknoloji yoktur. Kubrick 1994’te projesini yetmişlerden beri tanıdığı meslekdaşı Steven Spielberg’e verir. Spielberg, Yapay Zekâ’yı ancak 1999’da Kubrick’in ölümünden sonra gerçekleştirir. Kubrick’in yirmi dört yıldır yapamadığı bilimkurguyu Spielberg yirmi ayda çeker. 1985’te Patrick Süskind’in ünlü Parfüm romanı tüm dünyada büyük bir etki yaratır. Üç yıl sonra Roman Polanski’den erken davranan Kubrick romanın haklarını satın alır. Sinemacı yeni bir Barry Lyndon (1975) çekmeyi planlıyordur ancak Süskind’le işbirliği iyi gitmeyince bir yıl sonra projeden vazgeçer. Tom Tykwer 2006’da Parfüm’ü yapar. Kub rick’in yarım kalan projeleri içinde en ünlüsü Napolyon’dur. Daha önce Anthony Burgess’in Otomatik Portakal romanını sinemaya uyarlayan (1971) yönetmen bu kez yazarın 1969 tarihli Napoleon Symphony: A Novel in For Movements’i çekmek ister (1974). Tonlarca belge toplar, elli bin figüran işe alınır, filmin bütçesi giderek kabarır, sonunda yapımcı şirket MGM havlu atarak pes eder. Kubrick, Napolyon’un gençliği için Al Pacino’yu, yetişkinliği içinse Marlon Brando’yu düşünür ama iki dâhi Kubrick’le Brando anlaşamazlar. Geride kalan notlar, senaryo parçaları, fotoğraflar Napoléon: The Greatest Movie Never Made kitabında yer alır. “Her ne kadar başkaları sizi zor lasa da, engellemeye kalkışsa da sinemada denetim salt kendinizdedir. Sinema, askeri sanata benzetilebilir. Napolyon manevralarının ayrıntılarına önem vermeseydi savaş alanında bir deha olamazdı. Sinemada kesinlikle lojistiği denetlemeniz gerekiyor. Bence savaşlar komutan olarak yorulmuş Napolyon için film setleri gibiydi” diyen Kubrick setlerdeki temel stratejisini özetler. 2006’da ustanın dört kayıp senaryosu bulunur, bunları 1961’de Hollywood’dan Londra’ya taşınırken bir kasada unutmuştur. The Killing (1956) ve Zafer Yolları’nda (1956) çalıştığı polisiye yazarı Jim Thompson’a ısmarladığı Lunatic at Large ellilerde New York’taki huzurevinden kaçan baltalı katilin izlenme öyküsüydü. Shelby Foote’un Amerikan iç savaşı dramı The Down Slope, özel görevlerdeki özel bir birimi anlatıyordu. Gerçek öykü God Fearing Man, 191621 yıllarında ABD’nin en ünlü hırsızı rahip Herbert Emerson Wilson’ın ilginç portresiydi. Yarım kalan, hiç başlanmayan projelerinin yanı sıra Kubrick’le ilgili çok sayıda söylenti de vardır. Yönetmen Umberto Eco’nun Foucault’nun Sarkacı romanıyla çok ilgilenmişti. Gülün Adı romanının sinema uyarlamasından hiç hoşnut kalmayan Eco bu projeye hiç sıcak bakmamıştır. Kubrick propaganda filmi Jew Süss’ün (1940) yönetmeni Nazi sinemacı Veit Harlan’ın yaşamını anlatmayı da istemişti. Louis Begley’in Wartime Lies (1991) kitabını Aryan Papers adıyla sinemaya uyarlamayı düşünen Kubrick, Nazi işgalindeki Polonyalı bir Yahudi kadının yazgısını işlemekten Schindler’in Listesi’nin (Steven Spielberg/1993) büyük başarısından sonra vazgeçti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle