Katalog

SAYFA CUMHUR YET 24 HAZ RAN 2011 CUMA 14 HABERLER YÖK, ÖSYM’nin skandalları nedeniyle başkan hakkında savcılığın soruşturma talebine izin vermedi Demir’e koruma kalkanı Kimsesizler mezarlığında yapılan kazıda babaoğula ait olduğu tahmin edilen cesetler çıkarıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK; ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir hakkında Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) yaşanan şifre skandalı nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma talebine izin vermeyerek son 3 ayda art arda yaptığı hata ve skandallarla gündeme gelen Demir’i korudu. YÖK Genel Kurulu, dünkü toplantısında YÖK Üyesi Prof. Dr. Yavuz Atar başkanlığındaki 3 kişilik ön inceleme komisyonunun hazırladığı rapor ele alındı. Prof. Demir ve çalışanların idari yönden kusurlu olduğu için haklarında idari işlem yapılması istemini reddeden YÖK; milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren YGS’de şifre skandalında ÖSYM Başkanı Demir’i aklamış oldu. lemi uygulanmasının gerektiği belirtildi. Demir de dahil olmak üzere toplam 15 kişinin ifadeleri alınarak, çeşitli incelemeler yapılarak hazırlanan raporda, YGS’de şifre nedeniyle kimsenin mağdur olmadığı ve kamu zararına neden olmadığı için adli suç teşkil edecek bir durumun ortaya çıkmadığı belirtildi. Raporda, Demir ile diğer personelin kusurlu davranışları nedeniyle disiplin işlemi uygulanması gerektiği ifade edildi. Raporda, adaya özgü kitapçık uygulaması konusunda programın yeterince denenmemiş olduğu belirtildi. Raporda, YGS 2011’in basım sürecinde programın son şeklini almadığı, ÖSYM personeline eğitim verilmediği ve personelin deneyimsiz olduğuna dikkat çekildi. Raporda, sınav kitapçıklarının oluşturulması aşaması olan kapalı dönemde “görev ve yetki karmaşası” yaşandığı tespiti yapıldı. Soru kitapçıklarının hazırlandığı programın yetersizliğine sıklıkla vurgu yapılan raporru değerlendiren YÖK, Ankara Baş savcılığı’nın soruşturma izni talebini oyçokluğuyla reddetti. YÖK, Demir ve çalışanların idari yönden kusurlu olduğu için haklarında idari işlem yapılması ve disiplin soruşturması açılması yönündeki talebi ise oyçokluğuyla reddetti. Çimento Bile thalatçı Çıktı… Cari açık paniği başlayalı beri plana programa dudak büken piyasaperestlerin nereden, nasıl döviz harcamasını kısarız telaşı da başladı. Teslim olunan ve kısa zamanda değişmeyecek kalem enerji. Kamuyu enerji üretiminin kapısına koydular, özele meydanı açtılar ama özel enerji üretimi nal topluyor. Bugünkü haliyle enerjide mutlak ithalat bağımlılığı var. Öyle ki, ham petroldoğalgaz, kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri ve maden kömürü, linyit ithali olarak 3 alt başlıkta yer alan enerji sektörünün 20052010 dönemi ithalatı 200 milyar doları geçiyor. Aynı dönemde gerçekleştirilen 26 milyar dolarlık ihracat çıkarıldığında enerjide Türkiye, 20052010 döneminde 174 milyar dolarlık net ithalatçı. Bu, yıllık 30 milyar dolara yaklaşan bir net ithalat demek. Hazine Müsteşarlığı bir hesap yapmış; enerjiyi dışarıda bırakacak olsak, cari açığın milli gelire oranı yüzde 6.6 değil, yüzde 3.3 olacakmış… Fantastik bir yaklaşım tabii. Öyle dışarıda filan bırakamıyorsun, ayrıca, öyle sektörlerin var ki ihracatçı sanıyorsun, ama altını kazıyınca bal gibi ithalatçı çıkıyor. En aklıma gelmeyenini, ODTÜ’lü bir arkadaşımdan öğrendim. İhracat yıldızı sandığımız çimentoyu mercek altına alalım: Arkadaşım, 33 yılını çimento sektöründe geçirmiş, bir büyük grubun üst düzey yöneticiliğinden emekli. Bizler, tekstil ve gıdadan sonra, sayılardan hareketle, çimentoseramikcam sanayisini en ihracatçı sektörlerden biri biliriz. Nitekim, 20052010 döneminde bu alt sektörün ihracatı 25 milyar dolar, ithalatı 8 milyar dolar görünüyor ve sektör, 13 milyar dolara yakın net ihracatçı… Ama kazın ayağı öyle mi? Öğreniyoruz ki çimento, enerji tüketimi yoğun bir ürün. İthalatla karşılanan yakıt ve enerji, yarı mamul klinkerin değişken maliyetinde yüzde 6080, toplam maliyetinde yüzde 5070 paya sahip iken çimentoda katkı kullanımı nedeniyle bu oranlar sırasıyla yüzde 5070 ve yüzde 4060 arasında değişiyor. Sektörün kullandığı bu enerji ise göbeğinden ithalata bağımlı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre 2009 yılı çimento sektöründe kullanılan yakıtın yaklaşık yüzde 80’i ithal kaynaklı. Elektrik enerjisine gelince, gene Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2008 yılı verilerine göre ülkemizde üretilen elektrik enerjisinde kullanılan primer enerjilerin yüzde 60’a yakını ithal kaynaklı. Çimento ve çimento hammaddesi kütlece ağır bir meta olması nedeniyle nakliye, gerek üretimde gerekse pazarlamada ayrıca önemli bir maliyet kalemi. Pazarlara ve limanlara uzak fabrikaların iç piyasa ve ihracatı da bu nedenle önemli dezavantajlar yaratıyor. Çimentoda ihracat, üretimle artıyor. Son üç yılda ihracatın toplam üretime oranı yüzde 2126 arasında değişiyor. Çimento yüksek enerji maliyetlerine ek olarak başta karbon emisyonu olmak üzere önemli çevre sorunları olan bir sektör. Sektör tek başına Türkiye’nin toplam karbon emisyonunun yüzde 10’unu üretiyor. Bu sektörün gelişmiş ülkelerdeki karbon emisyonu yüzde 5. İleriki dönemlerde karbon emisyonu karbon kotaları nedeni ile bu sektörün önemli bir sorunu haline gelecek. Ancak çimentoyu ikame edecek başka bir ürün bulunamadığı sürece kullanımı da vazgeçilmez bir ürün. Çimento uzmanı dostum, bu arada sektörün tamamen enerji canavarı olarak görülmesinin de haksızlık olacağını ekleyerek, enerjiye olumlu katkılar yapan yanlarını da hatırlatıyor: “Oranı halen çok küçük olmasına rağmen sektörde atıklar yakıt olarak kullanılmaktadır. Ayrıca gene sayısı çok az olmakla birlikte fabrikalardaki atık ısıların elektrik enerjisine dönüştürme yatırımlarına başlanmıştır. Tüm bu girişimler özellikle AB ve dünyadaki uygulamalarına paraleldir ve bir çevre faaliyeti olmakla birlikte maliyet avantajı sağladığı takdirde hayata geçirilmektedir.” Bakın, ihracatçı sandığınız ve olumladığınız bir çimento torbasının içinden neler çıktı… Yine net ihracatçı sandığımız metal eşya sanayisini, mobilyayı, otomotivi, madenciliği deşsek altından kim bilir ne çapanoğulları çıkar… Ceza istediler Edinilen bilgiye göre genel kurulda bazı YÖK üyeleri ceza yönünden soruşturma yapılması gerektiği görüşünü bildirdi. Bazı üyeler şifreye neden olan sorumluların ortaya çıkarılmasını isterken bazıları ise Demir’in idari yönden soruşturulması gerektiği görüşünü bildirdi. Demir hakkında soruşturma izni isteyen Başsavcıvekili Şadan Sakınan ise “YÖK’ün kararına karşı Danıştay’da itiraz edecek misiniz” sorusuna, “Süreci görelim. Sonra değerlendireceğiz” dedi. ‘Kazıdan faili meçhul çıktı’ MAHMUT ORAL dari işlem istenildi Edinilen bilgiye göre, 92 sayfa uzunluğundaki raporda yapılan incelemeler ve alınan ifadeler kapsamında YGS’de şifre skandalında adli suç unsuruna rastlanmadığı, buna karşın idari kusurdan dolayı disiplin iş DİYARBAKIR Diyarbakır’da 19941996 yıllarında faili meçhul cinayete kurban giden Fethi Yıldırım ve Hakkı Kaya için eski terör örgütü PKK üyesi ve JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan’ın ifadesi üzerine Mardinkapı Mezarlığı’ndaki kimsesizlere ait bölümde kazı yapıldı. Açılan mezarlarda kayıp olan Sadık ve oğlu İsmail Ulumaskan’a ait cesetlere de ulaşılmış olabileceği belirtildi. Mezarlardan alınan kemik ve doku örnekleri kimlik tespiti için Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Serdar Çelebi, “Kazı çalışmasında açılan 5 mezardan birinde 2 ceset bulundu. Adli Tıp uzmanının kemiklerde yaptığı ilk incelemeye göre birinin yaşlı diğerinin de genç olduğunu sanıyoruz. Bu ilk bilgiler ışığında baba oğul Ulumaskan’lar olabileceklerini düşünüyoruz” dedi. Tahliyeyle birlikte mahkumiyet Edemir serbest H LAL KÖSE ngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in doğum günü ve Birleşik Krallık Silahlı Kuvvetler Günü nedeniyle ngiltere Büyükelçiliği’nde bir resepsiyon verildi. Resepsiyona katılan Orgeneral Aksay (solda) ve Orgeneral Güner, büyük bir jeste imza atmış oldu. (Fotoğraf: AA) ODTÜ yüksek lisans öğrencisi Hüseyin Edemir, bir buçuk yıllık tutukluluğun ardından tahliye edildi ancak “terör örgütü üyesi” olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edildi. Dosyanın Yargıtay’a gidiş geliş süresi dikkate alınarak tahliye edilen Edemir’in yurtdışına çıkışı da yasaklandı. Nişanlanacağı gün gözaltına alındığında yargılandığını öğrenen Edemir, bu karar nedeniyle Berlin’deki Humboldt Üniversitesi’nde eğitimine devam edemeyecek. Edemir, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 5. duruşmada “Adalet adına bir buçuk yılımı çaldınız” dedi. Savcı Kasım İlimoğlu esas hakkındaki görüşünde, sanığın suçlanmasına dayanak olan iki adet bilgisayar çıktısının, bağlayıcılığının bulunmadığını kaydederek tutuklama tedbirinin ilk andan itibaren orantısız olduğunu vurguladı. TSK’den ngiliz açılımı Geçmiş yıllarda en yüksek korgeneral seviyesinde katılım olan resepsiyonda bu yıl, orgeneraller Aksay ve Güner de yer aldı BARKIN ŞIK Savcı’nın Selek’e ceza istemi Israr A HM’de İstanbul Haber Servisi Sosyolog Pınar Selek’in Mısır Çarşısı’nda 7 kişinin öldüğü 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin dava nedeniyle, AİHM’de açtığı dava sürüyor. Selek’in avukatları, savcının ceza ısrarını da AİHM’e bildirildi. Selek, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada iki kez beraat etmişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ‘ceza verilmesi’ gerektiğini belirterek kararı iki kez bozdu. Mahkeme üçüncü kez yapılan yeniden yargılamanın ilk oturumunda Selek hakkındaki beraat kararında direndi. Savcısı Nuri Ahmet Saraç ise direnme kararına itiraz ederek Selek’in tutuklanmasını istemiş, talebi kabul edilmemişti. Selek’in avukatları, Mayıs 2010’da AİHM’e başvurmuştu. Selek’in başvurusunu kabul eden AİHM, gelişmelerin bildirilmesini istemişti. ANKARA Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in doğum günü ve Birleşik Krallık Silahlı Kuvvetler Günü nedeniyle İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği’nde düzenlenen resepsiyonda büyük bir jeste imza attı. TSK, resepsiyona ilk kez iki orgeneral ile birlikte katıldı. Geçmiş yıllarda resepsiyona en yüksek korgeneral seviyesinde katılım oluyordu. Türkiye’nin ulusal bağımsızlık mücadelesinde Yunanistan’a destek veren İngiltere, 1926’da da Musul operasyonuyla Misakı Milli sınırlarının değişmesine neden olması nedeniyle TSK’nin mesafeli durduğu ülkeler arasındaydı. Ankara, 2003 yılında koalisyon güçlerinin Irak’a düzenlediği işgal harekâtı sırasında da bu yüzden İngiltere Silahlı Kuvvetleri’nin Türkiye üzerinden Irak’a girmesini müzakereye dahi açmazken, ABD ordusu ile mutabakat muhtırası imzalamıştı. Birleşik Krallık Büyükelçisi David Reddaway’in ev sahipliğindeki resepsiyona Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay ile Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Aslan Güner’in yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da katıldı. Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, çeşitli ülkelerin büyükelçileri, Ankara’daki yabancı misyonların temsilcileri, uluslararası kuruluşlardan yetkililer de resepsiyonda hazır bulundu. rakılan yüzyılın savaşlar ve acılarla dolu bir yüzyıl olduğuna işaret eden Günay, “21. yüzyılın barış yüzyılı olmasını umut ediyoruz hep birlikte” dedi. Turizm ve kültür alanının barış yüzyılını kurmakta büyük katkı sağlayacağına inandığını ifade eden Günay, geleceğin barışçı dünyasının bu alandaki çalışmalarla şekilleneceğini kaydetti. ‘Turist gönderen 3. ülke’ İngiltere’nin Türkiye’ye turist gönderen ülkeler arasında üçüncü sırada olduğunu belirten Günay, İngiliz halkının yüzde 30’dan fazlasının Türkiye’yi gördüğünü, bir o kadarının da görmek istediğini ifade etti. Bunların dışındaki gruba Türkiye’yi tanıtma konusunda da hep birlikte çalışacaklarını vurgulayan Günay, iki ülke arasındaki güzel ilişkilerin bundan sonra da başarıyla sürmesini umut ettiğini söyledi. Günay savaşları anımsattı Günay, resepsiyonda, Kraliçe’ye sağlıklı güzel yıllar, Birleşik Krallık Silahlı Kuvvetleri’ne de barışçı bir dünyayı kurmak yolunda başarılı çalışmalar diledi. Geride bı GÜRSEL TEK N’DEN ‘D S PL N’ S NYAL Aytaç Durak ifade verdi Muhalifler ‘iddialı’ parti yönetimi ‘rahat’ Lidere eylemli destek CHP’de parti içi muhalefetin başlattığı kurultay tartışmaları sürerken Ankara l Başkanlığı, parti genel merkezi önünde bir eylem düzenleyerek, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdi. Genel merkez bahçesini dolduran partililerin taşıdıkları “Seçimde 10 dakika çalışmayanların 1 dakika konuşma hakkı yoktur” dövizi dikkat çekerken partililer “Halkın umudu Kılıçdaroğlu” sloganları attı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş, “Hiç kimseyi kırmadan, dökmeden yolumuza devam edeceğiz” dedi. (AA) 11 saat anlattı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana’daki Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve aralarında Anakent Belediye Meclisi 1. Başkanvekili Mustafa Tuncel’in de bulunduğu 17 kişinin sorgusu sürüyor. Soruşturma kapsamında İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırılan Anakent Belediye Başkanı Aytaç Durak da, “şüpheli” sıfatıyla 11 saat sorgulandı. Soruşturma çerçevesinde bazı gazeteciler de emniyette ifade verdi. Zanlıların bugün adliyeye çıkarılacakları bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’de genel seçim sonuçlarından memnun kalmayan parti içi muhalifler “PM değişikliği ile sınırlı” olağanüstü kurultay için imza toplamaya başlarken parti yönetimi de muhaliflere karşı milletvekilliğinin “3 dönemle sınırlanması”nı da içeren “tüzük değişikliği kurultayı” kozunu kullanmaya hazırlanıyor. Eski CHP lideri Deniz Baykal ve eski Genel Sekreter Önder Sav’ın başını çektiği parti içi muhaliflerin olağanüstü kurultay için imza toplama çabaları sürerken muhalifler ilk günden 350 imzaya ulaşıldığını iddia etti. CHP yönetimi ise muhaliflerin kurultay için yeterli imzaya ulaşılamayacağı hesabı yaparken, yeni tüzük çalışmalarına hız verdi. CHP yönetimi, tüzük kurultayı ile olağan kurultayı arka arkaya toplama hesabı yapıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, olanağüstü kurultay için imza girişimi başlatan muhaliflere “disiplin” sinyali verdi. Tekin’in, gazetecilerin “Disiplin sürecini işletiririz, dediniz. Buna Deniz Baykal dahil mi” sorusu üzerine “Ben dahil...” yanıtını vermesi dikkat çekti. C MY B C MY B