16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 19 N SAN 2011 SALI 4 HABERLER YSK; Zana, Dicle, Kışanak, Tuncel ve Kürkçü’nün de aralarında bulunduğu 7’si BDP’li 12 bağımsızı veto etti Örgütün Adayı Cihaner Genel seçimlerin en hoş sürprizlerinden biri, eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in, Denizli ikinci sıradan kontenjan adaylığının açıklanması oldu. Evet, Denizli’den ikinci sırada kontenjan adayı göstereceğini söyleyen CHP, bunu unutup, YSK’nin uyarısıyla eksiği kapatmak zorunda kalınca, eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’i aday göstermiştir. İlk bakışta partinin Cihaner için kontenjan kullandığı izlenimi ediniliyorsa da, biraz daha dikkatli bakınca, olayın değişik olduğu görülüyor. Başlangıçta aday adaylığına parti yönetiminden onay alamayan Cihaner’in, sonradan Denizli ikinci sıradan adaylığına karar verilmesinin nedeni, yönetimin tercihinin örgütte tepki görmüş olmasıdır. Cihaner’in aday yapılmamasına gösterilen tepki, parti örgütünde, hukuk devleti ve demokrasi değerlerine bağlılığın hâlâ sürdüğünün bir kanıtıdır. Bilindiği gibi, parti yerel örgütleri, kendi bölgelerinden ne kadar değerli olursa olsun, merkezden getirilip paraşütle indirilen adaylar gösterilmesine her zaman tepki göstermişlerdir. Bunun tek istisnası, İstanbul’dur. Çünkü İstanbul’un yerlisi zaten oranın azınlığı durumuna düşmüş, dağdan gelenler tarafından kovulmuş gariptir. Hatta, sonradan aile boyu dönekliğin alameti farikası haline gelenler, üretim ve sanat metropolünü, köylülük karşısında küçümseyen analizler yaparak, İstanbul kültürüne sahip olmayı neredeyse bir suç kertesine indirgemişlerdir. Ama İstanbul dışındaki kentlerde ve seçim bölgelerinde, yerel örgütler dışarıdan gösterilen adaylara tepki koyarlar. Ne var ki adaylarını önseçimle belirlemiş olan Denizli, İlhan Cihaner’in 2. sıradan kontenjan adayı gösterilmesine tepki göstermemiş, adaylığı şu sözlerle karşılamıştır: İlhan Bey’in adaylığı Denizli’ye yakıştı. Gazetelere yansıyan haberlerden anlaşıldığına göre, bundan da ötesi, İlhan Cihaner’e önce çok görülmüş olan adaylığın kabulü, örgütte bu ret tavrına gösterilen tepkinin ürünü. Olay, CHP’de hâlâ sol eğilimler arayanlar için umut vericidir. Bilindiği gibi, Kılıçdaroğlu yönetimi partide yenileşme vaadiyle işbaşına gelmiş, hatta daha ileri giderek “yeni CHP” söylemini bile sıkça kullanır olmuştu. Bunda yadırganacak bir yön yok. Çünkü Baykal’ın ve ekibi içinde önde gelen çok değerli kişilerin övgüye değer niteliklerine karşın, o CHP çok değişik nedenlerle yüzde 20 25’ler bandına demir atmış durmaktaydı. Bu da partiyi alternatif olmaktan çıkarmıştı. Bu durum tabii ki yeni yöneticileri yeni arayışlara, yeni açılımlara yöneltecekti. Kimi göstergeler, bu yeni açılımın, daha ziyade sağda olduğunu düşündürmekteydi. Türkiye gibi seçmeninin çoğunluğunun tartışmasız sağda bulunduğu bir ülkede, kitle partisi olmak isteyenlere neden sağa bu kadar itibar ettiklerini sormak anlamsız. Ancak, sağ seçmene seslenmek isterken, sağın leş gibi popülizme bulanmış değerler bataklığına düşmemeye de özen göstermek zorunlu. Yoksa amacın tam tersi sonuçlar kaçınılmaz olur. Belirli değerleri koruyan, ayrıca da korumak zorunda olan partilerin sağa açılımlarından elde edecekleri faydalar (o da eğer varsa) oldukça sınırlıdır. Bu gerçeği bilmek ve elde edilecek fayda için göze alınacak özverilerin sınırını iyi çizmek gerek. Yoksa Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak sonucu kaçınılmazlaşır. 2011 listelerinde Öymen’in yerine Tayanç’ın adını görenlerin, başka örneklere de bakarak bu tür düşüncelere kapılmalarını da yadırgamamak gerekir. İlhan Cihaner’in örgüt tepkisiyle nihayet kontenjandan aday gösterilmesi, CHP içinde, teşkilatın bu dengenin önemini kavramış olduğunu gösteriyor. Bu durum, CHP ile organik bağı olmayan, ama demokrasi ve özgürlükler açısından olduğu kadar, Cumhuriyetin değerleri bakımından da yine onu tek gerçekleşebilir seçenek olarak görenlerin içini rahatlatıyor. BDP’ye ikinci baraj AYŞE SAYIN ANKARA Yüksek Seçim Kurulu, aralarında mevcut milletvekillerinden, Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ile eski DTP’liler Leyla Zana, Hatip Dicle’nin de bulunduğu 7’si BDP’nin gösterdiği, 12 bağımsızın milletvekili adaylığını iptal etti. Karara tepki gösteren BDP kökenli bağımsızlar, “seçimden çekilme” resti çekti. YSK, bağımsız milletvekili adayları ile siyasi partilerin milletvekili geçici aday listeleri üzerindeki incelemelerini tamamladı. BDP’nin desteklediği bağımsız adaylardan 7’sinin “milletvekili seçilme yeterliliği olmadığı”na karar verdi. Siirt’ten aday olan Kışanak, İstanbul 1. bölge adayı Tuncel, Diyarbakır adayları Zana, KCK davasından tutuklu bulunan Dicle, Mersin adayı aktivistyazar Ertuğrul Kürkçü, Elazığ adayı İsa Gürbüz ve Hakkari adayı Salih Yıldız’ın adaylığını “eski mahkumiyetlerini” gerekçe göstererek iptal edildi. Bağımsız milletvekillerinde “yedek” gösterme şansı olmadığı için, bu isimlerin yerine yeni isimler koyulamayacak. BDP, Mersin, Elazığ ve Siirt’te tek bağımsız aday gösterdiği için bu 3 ilden milletvekili seçtirme şansı bulunmadığı gibi, Diyarbakır’da da 2 adaylığın iptali nedeniyle seçime girmesi durumunda en fazla 4 milletvekilini Meclis’e gönderebilecek. BDP’li bağımsızlar “umutlu” olmadıklarını belirtmelerine rağmen YSK kararına itiraz edecek. YSK’nin 2007’de adaylıklarına vize verdiği Tuncel ile Kışanak’ı bu kez veto etmesi tartışma yarattı. YSK’nin Tuncel’in milletvekili seçilmeden önce “terör örgütü propagandası”ndan 10 aylık mahku Mardin adayı Ahmet Türk: Karar tamemen siyasi. Kürtlerin demokratik siyasete katılımını engelleyen bir karardır. YSK’nin tek başına verdiği bir karar değildir. YSK’ye gidildi ve itirazlar belgeleriyle sunuldu. Ancak buna rağmen bu karar, hukuki değil. Genel eğilim seçime girmeme yönünde. Van adayı Aysel Tuğluk: Bir kez daha Kürtler’e mesaj verildi. Kürt sorununun Meclis zemininde çözümü için çaba sarf eden kişilerin veto edilmesi çok vahim. Siyasal bir karar. Kışanak’ın o zaman vekilliği için sorun yoktu da, şimdi ne oldu? Seçimden çekilmek dahil her şeyi tartışmak durumundayız. Sağduyu içinde bir değerlendirme yapacağız. stanbul adayı Sırrı Süreyya Önder: Fırıncıya söyleyin ekmek de vermesin! Yıllarca baraj ve tutuklama de; insanların oyunu Meclis’e yansıtmamak için elinden geleni yap, sonra da ‘dağdan insin siyaset yapsın’ de. Alsınlar Meclislerini ne yapıyorlarsa yapsınlar. Allah bu millete savaşı göstermesin. Ondan sonra ‘biz nerede yanlış yaptık’ diye düşüneceklerse, bugünü unutmasınlar. Mersin Adayı Ertuğrul Kürkçü: YSK’nin yeterlilik için saptamış olduğu kriterlerin hepsine kendim adına uyduğumu düşünüyorum. YSK’nın daha özgürlükçü bir yorum ile hareket etmesini beklerdim. Hakkımızı ararız, bu burada bitmez. miyeti olduğu, ancak bu mahkumiyetin milletvekili seçildikten sonra “sicil kaydına” girdiği, bu durumun da yeniden adaylığını engellediğine hükmettiği öğrenildi. YSK, Kışanak’ın “kızlık soyadıyla sicil kaydı araması yapıldığında, milletvekili seçilmesini engelleyecek sabıka çıktığı” sonucuna vardı. Kışanak’a “adaylık vizesi”nin verildiği 2007’de görev yapan YSK yetkilileri ise “Bizim dönemimizde böyle bir kayıt yoktu” açıklaması yaptı. anıtılmayan aday veto edildi Bir başka ilginç karar da Hakkari adayı Salih Yıldız için oldu. BDP’lilerin, Hakkâri adayı Adil Kurt’un adaylığının YSK’den dönebileceği kaygısıyla, “yedek”te tutup, ismini YSK’ye bildirmesine rağmen, kamuoyuna ilan etmediği Salih Yıldız “veto” yiyen isim oldu. YSK ayrıca, BDP dışındaki bağımsızlardan Abdullah Kızılay, Çiçek Otlu, Harun Özelen, Nezir Sincar ve Şerafettin Efe’nin adaylıklarını da iptal etti. eçimden çekilmeyi tartışacaklar BDP’li bağımsızlar bugün Diyarbakır’da üzerine kapsamlı bir toplantı T yapıp, seçimden çekilme dahil, izleyecekleri stratejiyi tartışacak. Ancak, BDP’nin seçimden çekilip çekilmeme konusunda Abdullah Öcalan’ın görüşünü almadan hareket etmeyeceği ve hemen net bir karar veremeyeceğine dikkat çekiliyor. BDP’nin bağımsız adaylarını çekmesi durumunda, PKK’nin seçim sonuna kadar aldığı “eylemsizlik” kararını sona erdirip, büyük şehirler dahil daha sert bir çatışma sürecini başlatabileceğine dikkat çekiliyor. ti olarak giremiyoruz, baraj mağduruyuz hem de bağımsız adaylarımız için böyle bir şey yapılıyor” dedi. Demirtaş, AKP’nin, YSK’den böyle bir karar çıkacağını bildiği için bölgede “zayıf” adaylar gösterdiğini savundu. Askerlik belgeleri ÖDP’yi yaktı ÖDP’nin 41 ildeki aday listesinin tamamı askerlik belgesinin eksikliği gerekçesiyle YSK tarafından veto edildi. ÖDP yetkilileri, geçtiğimiz seçimlerdeki başvurularda askerlik belgesi şartının aranmadığını, bu yüzden bu seçimlerde belgeyi hazırlamadıklarını kaydetti. ÖDP Başkanlık Kurulu üyesi Önder İşleyen, eksik belgelerini iletmek için vakitleri olduğu ve ilettikleri halde YSK tarafından kabul edilmediğini söyleyerek “Bir saat önce ‘tamam getirin, alacağız’ dediler. Götürdüğümüzde ‘almıyoruz’ dediler. Yasal olarak 12 Haziran’a kadar askerlik belgelerini tamamlama hakkımız var. Bizim seçime girme hakkımız gaspedildi. Artniyetli bir davranış olduğunu düşünüyoruz. İtirazlarımız yaptık, sonuçlarını bekleyeceğiz. Seçimi şimdiden gayrımeşru hale getirdiler. Seçilme hakkımız gasp edildi” dedi. İşleyen, YSK’ye sundukları dilekçenin seçimleri iptale kadar gidecek bir hukuki süreci başlatacağını söyledi. S Bağımsız Hakkâri adayı Selahattin Demirtaş, karara sert tepki göstererek, “Seçime girmeme ve bütün adayları geri çekme dahil bütün alternatifleri tartışacağız” dedi. Kararı “faşizan, antidemokratik” ve “AKP operasyonu” sözleriyle nitelendiren Demirtaş, “Parlamento toplanmalı ve seçim ertelenmeli, yeniden başvuru süresi tanınmalı” çağrısında bulundu. “Demokratik olmayan seçime girmeyeceğiz” diyen Demirtaş, YSK’nin bu kararı hükümetten bağımsız almış olamayacağını ileri sürdü. Demirtaş, “Bölgede yeni bir savaş kararı alma adına alınmış bir karar. Par ‘Parlamento toplansın, seçim ertelensin’ Batman Milletvekili Bengi Yıldız “devleti yönetenlerin Kürtlere savaş ilan ettiğini” savunarak, “Kürtler de bunun karşılığını verecektir. Bu milletvekillerini dağa taşıma operasyonudur” dedi. Yıldız, kendilerinin olmadığı seçimde, AKP dahil hiçbir siyasi partiyi “seçime sokmayacaklarını” belirtirken, “Ne yapacaksınız?” sorusuna, “Sonucu çok kötü olur, buradan söylemek istemiyorum, ama hiçbir şekilde siyaset yapamazlar” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da BDP’lilerin veto edilmesini “Siyasal nedenle mahkumiyetlerin vekil seçilmesine engel olması demokrasinin ayıbıdır. Sorunun bu noktaya gelmiş olması bütün taleplere karşın Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmemiş olmasından birinci derece sorumluluk AKP’nindir” dedi. ‘Milletvekillerini dağa taşıma operasyonu’ YGS’deki şifre skandalını protesto edenleri suçlayıp ‘Biz de karşılarına 510 bin genci koyarız’ dedi Erdoğan gençleri tehdit etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, “Başbakan olarak YGS iddialarının tamamının takipçisiyim” derken YGS’deki şifre iddiaları nedeniyle protesto gösterisinde bulunan gençlere gözdağı anlamına gelecek bir açıklama yaptı. Erdoğan, “Taksim’de bin kişiyi, 2 bin kişiyi yürütmek, 2 bin genci yürütmek problem değil. Onlar YGS sınavının karşısında tavır ortaya koyduklarını açıklarken biz de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin tane genci koyarız. Ama biz bu ülkede gerilimden yana değiliz” dedi. Erdoğan, Ankara Arena’da partisinin milletvekili adaylarını tanıtırken YGS’deki şifre tartışmalarına değinerek muhalefet partileriyle protestocu gençleri suçladı. Erdoğan, CHP, MHP ve BDP’nin “YGS üzerinden, çok yoğun bir şekilde gençleri istismar etme gayreti içinde olduklarını, 1.7 milyon gencin hayallerini, geleceklerini, umutlarını, siyasi malzemeye dönüştürerek, buradan kendilerine bir rant sağlamanın çirkin gayreti içinde olduklarını” söyledi. Erdoğan, “Gece gündüz ders çalışan, uykusundan, oyunundan, eğlencesinden fedakârlık yapan gençlerin hissiyatını siyasi malzeme haline getirmek ahlaksızlıktır, fırsatçılıktır. Eğer, sınavda bir yanlış varsa, bir kayırma varsa, yasadışı, kirli ilişkiler varsa, buna karşı çıkacak, bunun karşısında güçlü tepki koyacak ilk kişilerden biri ben olurum, arkadaşlarım olur” dedi. ‘Yakanızı bırakmayacağız’ ZM R’DE ŞENL K DÜZENLEND Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi, YGS’deki şifre skandalını ÖSYM Başkanlığı’na mektup göndererek protesto etti. Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi üyeleri dün Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. “Tatmin olmadık, Ali Demir istifa” pankartı açan grup adına açıklama yapan Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi üyesi Özgür Ersoy, “Başta ÖSYM Başkanı Ali Demir olmak üzere bu sürecin tüm sorumluları derhal istifa etmelidir. Bizler, veliler, öğrenciler, öğretmenler olarak asla sorumluların yakasını bırakmayacağız” dedi. Açıklamanın ardından grup ÖSYM Başkanı Ali Demir’e mektup gönderdi. Mektupta şu ifadelere yer verildi: “Tatmin olmayan gençlerimizden biri hayatına son verdi bile. Mektubunuzda belirttiğiniz ‘Hak edenlerin hak ettiği üniversiteye girmesi’ yerine şifreleme yaptığınız sınav sonucunda geleceği kararan gençlerimizden smail Paslanmaz artık aramızda yok.” (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Başbakan delil istiyor Cumhuriyet Güçbirliği adaylarını tanıttı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Cumhuriyet Güçbirliği, ülke genelindeki bağımsız milletvekili adaylarını, önceki akşam İzmir’de, Halkapınar Spor Salonu’nda gerçekleştirilen şenlikle tanıttı. Cumhuriyet Güçbirliği Şöleni’nde 31 ilden gösterilen bağımsız milletvekili adayları basına ve partililere tanıtıldı. Silivri Cezaevi’nde bulunan milletvekili adayları Doğu Perinçek, emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Albay Atilla Uğur ve Deniz Yıldırım’ın mesajları okundu, Moğollar Grubu konser verdi. Cumhuriyet Güçbirliği Sözcüsü Erdoğan Özer, vatanın bütünlüğü, milletin bölünmezliği, ülkenin bağımsızlığı için Atatürk etrafında birleştiklerini ve bağımsız milletvekili adayları için oy istediklerini belirterek, 12 Haziran’da adaylarının milletvekili seçileceğine inandığını ifade etti. Erdoğan’ın eylem yapan öğrencileri hedef alan sözleri büyük tepki çekti ‘Başbakan değil, çete reisi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın YGS’deki şifre iddialarını protesto eden gençlere yönelik “Karşılarına 5 bin, 10 bin genci koyarız” sözlerine tepki yağdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay, konuyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yaparak “Bu bir Başbakan’dan çok çete reisi açıklamasıdır. Bu ancak fitne fesat merkezlerinden yapılacak türden bir açıklamadır” dedi. Erdoğan’ın sözlerinin ülkeyi kaotik bir ortama sürükleyecek tarzda olduğunu savunan Altay, “Büyük bir tahriktir, bölücülüktür, ayrımcılıktır, nerede oturduğunu bilmemektir. ÖSYM’de tezgâh kuracaksın, yandaşlarına sınav şifresi vereceksin sonrada kalkıp emeğine, geleceğine sahip çıkan gençlerimizi tehdit edeceksin” diye konuştu. Herhangi bir gencin burnu kanarsa ya da gençler karşı karşıya gelirse bunun sorumlusunun Başbakan olacağını söyleyen Altay, “Böyle bir durumda dünyayı Recep Erdoğan’ın başına yıkarız. Mahalle ağzı ve çete reisi edasıyla sağa sola tehdit savuran bu hastalıklı ruh halini yüce milletimizin takdirine sunuyoruz. Bütün eylemleri polis zoruyla bastıran Recep Tayyip tatmin olmamış olacak ki, bu sefer de paramiliter güçlere başvuruyor” dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, Erdoğan’ın “milleti tehdit edeceğine, hesap vermesi” gerektiğini belirterek “Başbakan, bu sınava müdahale yapıldığını kabul etti” dedi. EğitimSen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, Erdoğan’ın açıklamalarının “çelişkili”, “provokatif” ve “bölücü” olduğunu ifade etti. Kılıç, “Bu ifadelerin suç teşkil ettiği ortadadır” diye konuştu. Devletin ilgili kurumlarının büyük bir hassasiyet içinde konuyu incelediklerini anlatan Erdoğan, “Ama soruyorum, bir tek kişinin kayırıldığına dair somut deliliniz var mı? Şifre iddialarından çıkar sağladığını ispat edebileceğiniz tek bir genç var mı? Yok. Ama ortada, duyguları istismar edilecek, sokağa dökülecek, zihinlerine, yüreklerine şüphe düşürülecek bir genç grup var” diye konuştu. “Bu ülkenin başbakanı olarak, YGS ile ilgili iddiaların tamamının takipçisiyim. Gençlerimiz rahat olsunlar, müsterih olsunlar, gönül rahatlığı içinde ikinci sınava hazırlansınlar” diyen Erdoğan, protestocu gençlere yönelik de şunları söyledi: “Gençlerimiz, kendilerini istismar edenleri, iddiaları fırsatçılığa çevirenleri de lütfen çok iyi görsünler, tanısınlar. Taksim’de bin kişiyi, 2 bin kişiyi yürütmek, 2 bin genci yürütmek problem değil. Onlar YGS sınavının karşısında tavır ortaya koyduklarını açıklarken, biz de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin tane genci koyarız. Ama biz bu ülkede gerilimden yana değiliz. Bırakın kurumlar işini yapsın. Bırakın kurumlar görevini yapsın. Hiç kimsenin asla ve asla hakkı yenemez. Buna müsaade etmeyiz. Gençlerimiz bunu böyle bilsin.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle