16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 N SAN 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER ‘Gece sokakta görünce hayat kadını sandım’ CAN HACIOĞLU ESK ŞEHiR Eskişehir’de üniversite öğrencisi genç kız, gece sokakta iki kişi tarafından elle ve sözle taciz edildi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi 3. Sınıf öğrencisi Ö.T (21), önceki gün sabaha karşı saat 04.25 civarında Tepebaşı lçesi Yenibağlar Mahallesi Üniversite Caddesi üzerindeki evine giderken yolda, apartman görevlisi Yalçın Bilgin ve Mersin Üniversitesi 1. sınıf öğren 3 heykeli beğenip övebilir de, beğenmeyip eleştirebilir de… Bu onun sanat ve kültür anlayışına bağlı bir tutum ve davranıştır. Kamuoyu da bu tutum ve davranışına göre Başbakan hakkında bazı izlenimler edinir ve bunlar dile de getirilir. Ama Başbakan “ucube” dedi diye bir heykelin yıkılması... İşte o kabul edilemez! Başbakan’nın çocuklarından biri, çiklet çiğneyerek izlediği bir tiyatro oyununu beğenmeyebilir; salondan çıkıp gidebilir de… Bu da onun sanat ve kültür anlayışını yansıtır ancak. Ama Başbakan’ın çocuklarından biri, interaktif bir oyunda, sahne gereği olarak izleyiciyle kurulan ilişki sırasında “türbanlı olduğu için” kendine hakaret edildiğini iddia etti diye, soruşturma açılması ve Devlet Tiyatroları’nın kapatılmasının bile gündeme gelmesi… İşte o kabul edilemez! Tekrar edelim; Başbakan da, aile efradı da her sanat ve kültür olayında fikir beyan edebilir, övgüde veya eleştiride bulunabilir… Bu onların kendi sanat ve kültür anlayışlarını yansıtan en doğal haklarıdır. Ama onların kendi anlayışlarını yansıtan bu tutum ve davranışlarına göre sanat dünyasını “biçimlendirmek”, ancak otoriter rejimlerde görülen bir davranıştır… Ve dünyanın neresinde olursa olsun bunun adı “Faşizmdir”! Önemli not: Tam bu yazıyı noktaladığım sırada televizyonlarda Aksoy’un heykelinin yıkılmasını protesto için yapılan toplantıdan çıkan ressam Bedri Baykam’a yapılan bir bıçaklı saldırı haberi yer aldı. Baykam’a “Geçmiş olsun” diyor ve iktidarın bu tür olaylar karşısındaki sorumluluğunu anımsatmak istiyorum! Tacizcinin özrü de skandal kabahati de cisi 19 yaşındaki Murat Soyal ile karşılaştı. Soyal genç kızı sözle taciz ederken, Bilgin genç kızı hem sözle hem elle taciz etti. Genç kızın şikâyeti üzerine Soyal ve Bilgin’in ifadeleri alındı. Murat Soyal serbest bırakıldı, Yalçın Bilgin adliyeye sevk edildi. Bilgin’in taciz savunması şaşkınlık yarattı. Bilgin, genç kızı taciz etmesinin nedeninin gece yalnız görünce hayat kadını zannetmesi olduğunu, bu yüzden sarkıntılık yaptıklarını söyledi. Burası seks yapma yeri değil İstanbul Haber Servisi TaksimSarıyer seferini yapan İETT otobüsü şoförünün genç bir çifte yönelik “Burası seks yapma yeri değil, siz inmeden otobüsü kaldırmam” sözleri önce sözlü tartışmaya, sonra da kavgaya dönüştü. İddiaya göre, şoföre tepki gösteren bir kişi yumruklu saldırıya uğradı. İETT olay üzerine inceleme başlattığını bildirdi. TaksimSarıyer arasında sefer yapan 25T hattındaki İETT otobüsünde 17 Nisan gecesi 22.55 sıralarında şoförle yolcular arasında önce sözlü tartışma ardından da arbede yaşandı. Olayın mağdurlarından Onat Baş olayı şu şekilde anlattı: “Otobüste kız arkadaşıma sarılmıştım. Kısa bir süre sonra şoför bize dönerek ‘İnin lan arabadan, burası şey yapma yeri değil’ dedi. Ben ilk önce şoke oldum. Onat Baş otobüsün fotoğrafını da çekti. ETT şoförü kız arkadaşına sarılan genci böyle ‘uyardı’: sözle tacize de devam etti. Sonunda biz ve bizimle birlikte şoförle konuşan arkadaş otobüsten indik. Fakat şoför otobüsü hareket ettirmedi ve sonrasında o da otobüsten indi. Bir arbede oldu. Bize yardım eden arkadaş darp edilmeye başlandı. O sırada birileri araya girdi.” Otobüste tecavüz dehşeti Ardından, ‘Ne yapma yeri değil, açık konuş’ dedim. Şoför de bana, ‘Seks yapma yeri değil’ cevabını verdi. Bu sırada otobüse binen başka bir yolcu şoföre böyle konuşamayacağını, söyleyerek bana destek verdi. Şoförse otobüsü hareket ettirmeyeceğini, bizim inmemiz gerektiğini söyledi. Bir süre bizi Art arda yaşanan olaylar gözleri İETT’ye çevirdi. Yaklaşık bir buçuk ay önce de üstünde “İETT Personel Servisi” yazan bir otobüse binen kadın, kaçırılarak şoförün ve arkadaşının tecavüzüne uğramıştı. Olayla ilgili açıklama yapan İETT, aracın İETT personelini taşıyan taşeron firmaya bağlı bir servis aracı olduğunu belirtmişti. Her siyasal lider de bir insandır… Onun da bir sanat yapıtını beğenme ya da beğenmeme, övme ve eleştirme hakkı vardır. Bunu açıkça belirtebilir de. Siyasal liderler, gelişmiş Batı ülkelerinde halkın sevdiği sanatçılarla bir araya gelmeye, beğenilen diziler üzerinden seçmene mesaj vermeye özen gösterirler. Amerikan başkanlarının zaman zaman sinema sanatçılarını, sporcuları başkanlık konutunda ağırlamaları, bu sırada ilginç davranışlarda bulunmaları, bunların medyaya yansıması ve çeşitli yorumlara tabi tutulması âdettendir. Örneğin Obama seçmenlere mesaj vermek için gençlere yönelik olan “Entourage” ve kadınlara yönelik olan “Desperate Housewives” adlı televizyon dizilerini severek izlediğini belirtmişti. Bizde de cumhurbaşkanları, 29 Ekim Cumhuriyet kutlamalarına artık sanatçıları da davet etmeye başladılar. Atatürk ve İnönü dönemlerinden sonra ihmal edilen sanatçılara ilgi, Fahri Korutürk zamanında yeniden başlatıldı ve sanatçılara da Çankaya Köşkü’nün kapıları açıldı. Tabii her lider, kendi kültürel, sanatsal, siyasal görüşlerini sanat ve sanatçı tercihlerine de yansıtabilir. Kimi zaman bu tercihler kamuoyunca onaylanır, kimi zaman onaylanmaz; bu da son derce doğal ve normaldir. Kimi sanatçı ve edebiyatçı, bir siyasal liderin kendine gösterdiği ilgiyle gönenir, övünür… Kimi sanatçı ve edebiyatçı ise bu ilgiyi küçümser, reddeder… Bu iki farklı tavır, sanatçı ve edebiyatçıların “siyasal bilinçlerine” ve söz konusu olan liderin temsil ettiği görüşlere karşı olan tutumlarına bağlıdır. Kimisi bütünüyle apolitiktir; ‘Ucube’ ve ‘Hakaret’ Tartışmaları: Sanatta Faşizm mi? kimden gelirse gelsin bir liderin ilgisi onu memnun eder… Kimisi yüksek siyasal bilince sahiptir, izlenen politikalara göre bazı liderleri onaylar, bazı liderleri onaylamaz; tavrını da buna göre koyar. Buraya kadar bütün anlattıklarım, bir demokrasi içinde, son derece doğal, normal ilişkiler, oluşumlardır. Bir de Kenan Evren’in ziyaret ettiği resim sergisindeki bir tabloyu kaldırtması gibi olaylar var. İşte o zaman işin rengi değişir: Konu, liderin veya ailesinin kişisel tercihlerinden çıkar, rejim tartışmalarına kadar gider! Son günlerde Türkiye’de liderlerin ve çocuklarının yarattığı iki “sanatsal olay(!)” kamuoyunu uzun süre işgal etti ve daha da edeceğe benzer: Biri Başbakan’ın dünyaca ünlü sanatçımız Mehmet Aksoy’un Kars’taki “İnsanlık Anıtı” heykeline “ucube” demesi ve bunun üzerine heykelin yıkılmaya başlanması… Öteki de Başbakan’ın çocuklarından birinin interaktif bir tiyatro oyunu sırasında, kendine (özellikle de türbanlı olduğu için) hakaret edildiğini iddia ederek salonu terk etmesi ve bunun üzerine ilgili bakanın, Devlet Tiyatroları yöneticilerinin başlattığı soruşturmalar ve yaptıkları yorumlar. Hiç kuşkusuz bir başbakan, bir Depremzede protesto için kendini yaktı Kocaeli’nde 17 Ağustos Marmara depremi sonrasında “Arızlı Irak Konutları”na geçici olarak yerleştirilen ve halen burada kalmaya devam eden yurttaşlar, mahkemenin konutların boşaltılması yönünde verdiği kararı protesto etti. Grup adına açıklama yapan Recep Uğur açıklamanın ardından üzerine benzin dökerek kendini yaktı. Uğur’un kardeşi Çisem Uğur da kararı protesto etmek için benzin içti. Hastaneye kaldırılan Recep ve Çisem Uğur’un sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi. (Fotoğraf: AA) Bursa’da vahşet BURSA (Cumhuriyet) Bursa’da bir meyve bahçesinde, yanmış ve sırtında bıçak yarası olan erkek cesedi bulundu. Cesedin, elleri ayakları naylon iple bağlanıp, etrafına otomobil lastikleri dizilerek yakılmış 30 yaşlarında bir erkeğe ait olduğu tahmin ediliyor. Polis cesedin kimliğini araştırıyor. Bağda, denizde derede ceset Haber Merkezi Kayseri’de üzüm bağlarında çalışan işçiler Abdullah Keçibaş’ın (66) cesedini buldu. Keçibaş’ın cesedi morga kaldırıldı. Adana’da ot biçen köylü, dere yatağında ceset buldu. Cesedin bir erkeğe ait olduğu ve kısmen çürüdüğü belirlendi. İstanbul Harem’de denizde ceset olduğunu gören yurttaşlar durumu polise bildirdi. Cesedin 35 yaşlarında bir erkeğe ait olduğu belirlendi. Çocuk ağaca asılı bulundu TEKİRDAĞ (AA) Tekirdağ’da arkadaşlarıyla buluşmak için dışarı çıkan ancak geri dönmeyen ilköğretim 4. sınıf öğrencisi Emrullah Üngören’in (11) cesedi evlerinin yakınındaki bir parkta ağaca kabloyla asılmış halde bulundu. Talihsiz çocuğun ablası Leyla Üngören, Emrullah’ın arkadaşlarını çok iyi tanımadığını belirterek, “Emrullah tanımadığımız kişilerle de dışarı çıkmış olabilir. 10 kardeşiz. Emrullah en küçüğümüzdü Olayın açığa çıkması için gerekeni yapacağız” dedi. PROF.’TAN ‘KADIN’ GAFI ‘Şiddet gören masum değil’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Psikiyatr Prof. Dr. Oğuz Berksun, aile içi şiddette kadınların da masum olmadığını öne sürerek “Birçok kadın kendisini mağduriyetin gücüne kavuşmak üzere şiddete maruz bıraktırıyor. Kadın, ilişkinin en son noktasına kadar zorlayıp, şiddetin çıkması sonrası mağduriyetin gücüyle hareket etme gereksinimini duyuyor” dedi. Bu ilginç sunumu “Ailenin Korunması Sempozyumu”nda yapan Berksun’un boşanmaların da “Kadının erkekle eşit olayım derken erkeğin olmayacak yönlerini örnek almasından” kaynaklandığını iddia etti. ‘Ecem intihar etti’ iddiası İstanbul Haber Servisiİstanbul Başakşehir’deki evinden “keman kursuna gidiyorum” diyerek çıkan İlköğretim 8’inci sınıf öğrencisi Ecem Çokluk’un intihar ettiği önü sürüldü. Çokluk’un sınıf arkadaşı M.A’nın “Anne babası sürekli baskı yapıp Ecem’i dövüyor. Ailenin baskısından bıktığını, kendini uçurumdan atacağını söylemişti” dediği ifade edildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle