16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 N SAN 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Ekrem Keskin: Zorunlu karşılıklarda faiz uygulaması 25 baz puan maliyet yüklüyor Bankalar ‘zorunlu’ inişte Bankalar artan riskleri ve maliyetleri henüz fiyatlamadılar. Aracılık maliyetlerinin artması nedeniyle ürün ve hizmetlerin fiyatları artacak. Maliyetler nisanın ikinci yarısımayıs gibi fiyatlara yansımaya başlayacak. PEL N ÜNKER Güç Üzerinden AKP’nin 12 Eylül’ü, referandum sonrasında çok daha görünür boyutlarda insan haklarından, demokrasiden yana vitrin, siyasal İslamın takıyye siyasetinin terk edildiği, iktidar gücünü orantısız kullanma, korkutarak, sindirerek, cezalandırarak teslim alma yollarını, cepheleşme, çatışma siyasetini yeğlediğini görmemek aymazlık olur... Başbakan Erdoğan’ın iktidarının ilk yıllarında önlenemez, doğaçlama gibi pazarlanmış bireysel çıkışları, öfkesi, siyaset üslubu, iktidarın yıpranmışlığı, işlerin iyi gitmediği, kimi rüzgârların ters esmeye başladığı koşullarda, yandaşlarının bile savunamayacakları boyutlar kazanıyor... Böylesine etkin bir iktidar gücü eldeyken, kamunun özerk olması gereken tüm kurumları ele geçirilmiş, hukukun katledildiği bir düzende; mutlak iktidar gücü özel kurumların da teslim alınması aracı olarak etkin kullanıldığı, medyanın tam teslim alındığı bir süreçte; bu kadar görünür, kaba saba orantısız güç kullanımı, bu öfke, şiddet neyin nesi? AKP iktidarı demokrasinin ilkelerini ayaklar altına almış olarak, yasama yürütme, yargı bağımsızlığını, Meclis içi ve dışı demokratik muhalefet gücünün kullanılmasını, seçim sisteminden yargı bağımsızlığına özerk kurumlar, sivil toplum örgütlenmelerinin işlevlerini diplere vurdurmuşken, anketlerde çok önde göründüğü bir seçime giderken neden bu kadar çok korkuyor? Hele de çok sevdikleri dilimizi(!) de bozan söylemleriyle “seçim sathı mahalline” girilmişken, ilk bakışta apolitik görünen, elbette insan haklarına aykırı, antidemokratik, çağdışı ataklardan geri duramıyorlar... Akıl yolu neyi öngörür? Ortada sınavlara katılmış 2 milyona yakın öğrenci, aileleriyle birlikte milyonlarca seçmenin haklı isyanı söz konusuyken bir kör inadı sürdürmek, suçluluğa, haksızlığa prim vermek akıl işi mi? 1973 sınavlarını iptal ettirmiş bir haberci olarak, iddia ediyorum ki tek başına, her öğrenciye özel sınav kâğıdı, kasıtsız bile olsa ortaya çıkmış şifreler olgusu dururken, gerçekten sınav hırsızlığı olmamış olsa dahi, söz konusu sınavın güven sarsıcı boyutlarıyla bağlantılı olarak iptalini, sorumlularının da görevden alınmasını gerekli kılar. Milyonların sıralandığı binlerce, on binlercesinin aynı puanlarda dolaştığı öğrenciler, sıralamaeleme sistemi söz konusuyken, her öğrenci için önceden ismi belirli sınav kâğıdı sınav hırsızlığına kapı açma, güven duygusunu yıkmak demektir. Kızların bir sınav salonuna toplanmış olması dahi başlı başına yeterince güven sarsıcı bir eylemdir. Birçok sorunun anahtar şifreyle çözülebilmesi olgusu, birileri, birilerine çok az sayıda da kalsa para ya da cemaat dayanışması örgütlülüğü karşılığı kopyayı hedeflemişse, uçurum puanlar farklılığı kayırma demektir. İstenilenlere en kaymak bölümler, üniversitelerde yer ayrılmış sonucunu da getirir. Doğrusu yıllarla belli dershaneler, belli görüşler, cemaatler çevresindeki başarı oranları yeterince bu şüpheleri beslemiştir... Sınav sisteminin yakalanmış, kamuoyuna yansımış, hesabı sorulmamış sabıkalarının üzerinde medya elden geldiğince durmaya çalıştı. AKP’nin sırf militanca atadıkları, kadroları koruma adına CumhurbaşkanıBaşbakan, sorumlu bakanlar tam kadro, hesap vermesi gereken sorumluların açıklamalarını inandırıcı bulmaları, uzaktan siyasal skandal, yanlış seçim hesabı... Akıl “Siyasi sorumluluklarının gereğini yapmış olsalar, kefil olacaklarına sorumlulardan hesap sorsalardı. Daha akılcı olurdu..” diyorsa da... AKP besbelli sorumluluklarının, suçlarının, açıklarının hesabının sorulmaya başlanmasından çok korkuyor... Korkutarak bu yolun açılmasını durdurmaya bakıyor... Dün AKP’yi dünya çapında Taliban’a benzemeye doğru kimlik değişikliğine koşar adım götüren, Başbakan’ın “ucube” demek “cüretini” gösterdiği evrensel sanatçılarımızdan Mehmet Aksoy’un Kars’taki “İnsanlık Anıtı“ heykelinin sadece sanatı değil, hukuku tanımaz bir saldırganlıkla yıktırma operasyonuna karşı sanatçılar ağırlıklı protesto eylemi vardı. Bedri Baykam’a bıçaklı saldırı eylemiyle yeni, provokatif bir boyut da eklendi. Gündemi saptırmadan; “Heykel de içinde, birçok sanat dalına düşman kültürün oya dönüştürülmesi hesabıyla, bu kadar çağdışı, hukuk dışı eylemi, profesyonel uzmanlarla çalışan bu iktidar aklının ucundan geçirmiş olamaz” diyorum. Heykel düşmanlığına, “İnsanlık Anıtı”nın insanlık, barıştan yana verdiği mesajlar, değerlerin korkusunu, milliyetçilerin diyemeyeceğim, akıldışı ırkçılığın, ayrımcılığın oylarının alınması hesaplarını ekleyelim... AKP siyasal İslamcıları çantada keklik varsayıp yeni oy kapma alanı olarak ırkçılığa oynamayı öngörmüş olsa bile, bu hesabın götürüsü getirisinden fazla olur. Öyleyse seçim öncesi anıtı yere indirmeye yönelik bu acele, bu hırs denemesi, güç gösterisi neden? Orantısız güç kullanmayla teslim alma; yaşamın her alanında iktidar gücünü gösterme, şiddet kullanma gereksinimiyle şov yapma, en çok da geri adım atılırsa, arkasının çorap söküğü gibi geleceği korkusu olabilir mi? 180 hastaneye 833 cihaz TBB’nin 2003’te başlattığı tıbbi destek ve sosyal yardım programı olan “Çok Yaşa Bebek” kapsamında bu yıl da Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Gevher Nesibe Hastanesi yenidoğan ünitesine tıbbi cihaz bağışında bulunuldu. Birlik üyesi tüm bankaların destek verdiği programa ayrılan pay sekiz yılda 6.5 milyon TL’ye ulaşırken, Türkiye’nin 65 ilinde ihtiyaç tespiti yapılan 180 hastanenin yenidoğan, çocuk acil ve yoğun bakım bölümlerine 833 cihaz bağışı yapıldı. Ayrıca 3 bin 500 annebaba “çocukları kazalardan koruma” konusunda eğitim aldı. Esnafın borcuna kredi kolaylığı Keskin’in verdiği bilgiye göre Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nın borçlarının yeniden yapılandırılması için yaptığı başvuruya 13 banka onay verdi. Yapılan hazırlıkların ardından dün Rekabet Kurulu’na muafiyet başvurusunda bulunuldu. Rekabet Kurulu’nun uygun görmesi halinde Akbank, Alternatifbank, Denizbank, Eurobank Tekfen, HSBC, Şekerbank, Tekstilbank, Ziraat Bankası, Garanti, Halkbank, İş Bankası, Vakıfbank ve Yapı Kredi, üç aydan 36 aya kadar vadeyle daha düşük ortak bir faizle kredi verecek. Bu, finansal yapılandırma konusunda bir ilki temsil ediyor. NEVŞEHİR Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, bankaların kaynak maliyetinin yılın ilk çeyreğinde 150 baz puan arttığını ifade ederek Merkez Bankası’nın (TCMB) büyüme hızını sadece bankalar üzerinden yavaşlatmaya çalışmasının, bankacılık sektörünün krize karşı dayanıklılığını baltaladığına dikkat çekti. Zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi gerektiğine işaret eden Keskin, “Zorunlu karşılık oranları bu düzeyde tutulup bu karşılıklara yüzde 5 oranında faiz ödenseydi, bankacılık sistemine maliyeti daha az olurdu. 125 baz puanlık bir etki söz konusu olurdu. Yani 25 baz puan fazladan geliyor” dedi. Keskin, TBB’nin “Çok Yaşa Bebek” sosyal sorumluluk projesi kapsamında gerçekleştirilen KayseriNevşehir ziyareti sırasında düzenlediği sektör bilgilendirme toplantısında, önlemlerin bankalara etkilerinin görülmeye başlandığını ifade ederek, yüksek aracılık maliyetinin kredi talebini kısıtladığına ve finansal sektörün uluslararası rekabet gücünü olumsuz et kilediğine işaret etti. Rekabetçi sektörlerin yurtdışından borçlanmalarının hız kazandığını ve bankaların pazarı yurtdışındaki bankalara kaptırdığını dile getiren Keskin, bankaların öz kaynak kârlılığının da azaldığına dikkat çekti. Keskin özetle şunları söyledi: Fiyatlara yansıyacak  Finansal sektörün dayanıklılığını ölçecek olan öz kaynaklar. Öz kaynakların zayıflaması bankaların krizlere karşı bünyesinin zayıfladığını gösterir. Bunu 2001’de acı bir şekilde öğrendik. Öz kaynak kârlılığı şu an yüzde 16’lar düzeyinde. Yıl so nunda yüzde 1213 gibi bir noktaya çekilecek gibi görünüyor.  Bankalar artan riskleri ve maliyetleri henüz fiyatlamadılar. Aracılık maliyetlerinin artması nedeniyle ürün ve hizmetlerin fiyatları artacak. Mayıs gibi yansıtmaya başlar.  2010 tasarruf açığı yüzde 32.6. Bu rekor bir düzey. Türkiye bu tasarruf açığıyla büyümeye devam ederse ileride sorun yaşanacağı açık. İç talep yönetimini daha etkin hale getirecek önlemlere ihtiyaç var.  Bankaların piyasa değeri 125 milyar dolardan 100 milyar civarına indi. Halka açık bankaların gerçek his sedar sayısı 520 bin. Bu borsadaki gerçek hisse senedi sahiplerinin yarısının etkilendiği anlamına geliyor. KOB kredileri birinci  1 aylık mevduattan 3 aylık mevduata kayış söz konusu. 1 aylık mevduatın payı yüzde 24’ten yüzde 19.9’a gerilerken, 3 aylık mevduat yüzde 55.2’den 59.2’ye çıktı.  KOBİ kredileri 12 aylık yüzde 48, yılın ilk üç ayında yüzde 7 büyüdü.  Tüketici kredileri yüzde 45, taşıt kredileri yüzde 42, konut kredileri yüzde 36, bireysel kredi kartları yüzde 21 büyüdü. Wall Street’e bomba düştü Metal işçisi tarih yazdı Ekonomi Servisi DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası ile MESS arasında uyuşmazlıkla sonuçlanan ve grevlere çıkılan 20102012 grup toplu iş sözleşmelerinde sona gelindi. Birleşik Metalİş Sendikası tarafından yapılan açıklamaya göre uyuşmazlık kapsamında olan bütün işyerlerinde MESS ve Türk Metal işbirliği ile metal işçilerine dayatılan ücret zammının çok üzerlerine çıkıldı. Yapılan sözleşme ortalamada 5.35 grup zammının yüzde 82 üzerine çıktı. BMİS Başkanı Adnan Serdaroğlu, metal işçilerinin verdikleri mücadele ile tam 30 yıllık bir toplusözleşme düzeninin yıkılabileceğini herkese gösterdiğini dile getirerek, “22 Mart günü Eskişehir Doruk işçilerinin grevi ile yükselen mücadele, Arfesan işyerimizde müzakerelerde mutabakat sağlanması ve grevin kaldırılmasıyla tamamlanmış, 15 Nisan 2011’de işveren sendikası MESS ile yapılan anlaşmayla da süreç sona ermiştir” dedi. Serdaroğlu, artık diğer metal işçilerinin de saflarını netleştirmeleri gerektiğini vurguladı. ABD’deki bütçe krizi, kredi notu şoku ile sonuçlandı. S&P, ABD’nin AAA olan kredi notunu teyit ederken görünümünü “durağan”dan “negatif”e çevirince piyasalar karıştı. Wall Street yarım saatte yüzde 2 geriledi. MKB günü yüzde 2.69 düşüşle kapattı. ELÇ N POYRAZLAR S&P’nin açıklamasının WASHINGTON Uluslararası kredilendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P) ABD’nin kredi notunu teyit ederken görünümünü “durağan”dan “negatif’e çevirince piyasalar sallandı. Açıklamanın ardından ABD borsalarında düşüş yaşanırken Amerikalı yetkililer bunun siyasi bir karar olduğu yorumunu getirerek tepki gösterd. S&P açıklamasında “çok çeşitlendirilmiş ekonomisi ve etkin para politikaları büyümeyi sağladığı için” ABD’nin AAA olan kredi notunu değiştirmediğini ancak uzun vadeli kredi öngörüsünü “durağandan negatife” çevirdiklerini belirtti. Kuruluş buna gerekçe olarak ülke içindeki mali sorunları ve buna yönelik siyasi tartışmaların belirsizliğini gösterdi. S&P ayrıca “iki yıl içinde ABD’nin uzun vadeli kredi notunun düşürülme olasılığının ardından Avrupa borsaları da yüzde ikinin üzerinde kayıpla kapandı. Buna göre Almanya yüzde 2.2, Yunanistan yüzde 2.8, Fransa yüzde 2.3 ve ngiltere borsası yüzde 2.1 değer kaybetti. Brent petrolü 121.3 dolar, ABD ham petrolü 106.9 dolara geriledi. Spot altın, 1.497.20 dolarla yeni bir rekora imza attı. üçte bir olduğunu” vurguladı. Kuruluşun kredi analisti Nikola Swann, “Bu tahmin, ülkenin orta ve uzun vadeli mali zorluklarının nasıl ve ne zaman aşılacağına ilişkin siyasi pazarlıkların en azından 2012 seçimlerinden sonraya kalma riskinin arttığı yönündeki görüşümüzü yansıtıyor” dedi. ABD Başkanı Barack Obama bütçe açığının kapatılması için 12 yılda 4 trilyon dolarlık bir kesinti önermiş, Cumhuriyetçiler ise 10 yılda 4.4 trilyon dolarlık kesinti istemişti. Bütçeye yönelik yoğun tartışmalar Kongre’de sürüyor. Haber üzerine Dow Jones endüstri endeksi ilk yarım saatte 200 puandan fazla düşerken Nasdaq, yüzde 1.86, S&P 500 endeksi ise yüzde 1.52’lik bir düşüş yaşadı. Açıklama dünya borsalarını da salladı. İMKB, haberin duyulmasının ardından yaklaşık iki saat içinde yüzde 2.69 düştü. Bankacılık hisselerindeki kayıplar ise Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin’in sektörde 4 milyar lirayı aşan kâr kaybı olabileceği açıklamasının da etkisiyle yüzde 3.25’i buldu. Yatırım Finansman Araştırma Müdür Yardımcısı Hakan Tezcan, “Endeksteki düşüş tamamen S&P’nin ABD açıklamasıyla ilgili. Açıklamanın yurtdışı borsalardaki olumsuz etkisi İMKB’de de görülüyor. Ancak biz yurtdışına göre çok daha hızlı reaksiyon gösterdik ama 66.500 seviyesi kırılmadıkça sorun yok” dedi. Altında yeni rekor Endişelerin artmasıyla spot altın fiyatı 1.498 dolar ile rekor kırdı. Kapalıçarşı’da 1.5360 liradan alınan dolar 1.5410 liradan, 2.1930 liradan alınan avro 2.1970 liradan satılmaya başladı. Serbest piyasada Cumhuriyet altını 495 liraya ulaştı. gerçekleşmiş bulunmakta. Çeyrek dönemlere tekabül eden ortalama bütçe Reel Ödenek Reel giderleri 78 milyar TL Yıllık olduğundan 2011 Bütçeharcamalarda Öngörülen Ocak nin ortalamanın altında Milyon TL 2010 2011 Değişim Mart %’si Bütçe Giderleri 293.628 312.573 18.945 72.853 23 kalınmış olmaktadır. Faiz dışı giderler 245.332 265.073 19.741 58.885 22 Faiz giderlerinde Faiz giderleri 48.296 47.500 796 13.969 29 bütçenin yüzde Bütçe Gelirleri 254.028 279.026 24.998 68.729 25 29’unun Vergi 210.512 232.220 21.708 57.450 25 gerçekleşmesi Bütçe Açığı 39.600 33.546 6.054 4.124 12 durumu yıl sonunda Faiz dışı fazla 8.696 13.953 5.257 9.844 71 faiz giderlerinde bütçe rakamının aşınabileceğinin ve bunun Rakamları incelediğimizde 2011 da faiz dışı fazlayı OcakMart döneminde 73 milyar azaltacağının ve bütçe açığını TL bütçe gideri yapıldığını, bunun arttıracağının sinyali olabilir. Zaten 59 milyar TL’sinin faiz dışı faiz dışı fazlanın yüzde 71’inin giderlerden oluştuğu, faiz gerçekleşmesi de bunu gösteriyor. giderlerinin 14 milyar TL’yi Vergi gelirlerinde gerçekleşme bulduğunu, bütçe gelirlerinin 69 ortalamayı tutturmuş milyar TL’ye ulaştığı, bu gelirlerin bulunmaktadır. 57.5 milyar TL’sinin vergi Faiz dışı giderlerde bu gelirlerinden meydana geldiğini, dönemdeki çeyrek ortalamasının bütçe açığının 4 milyar TL altında kalınması nedeniyle bütçe olduğunu, faiz dışı fazlanın ise 10 milyar TL olarak hesaplanabildiğini açığı 10 milyar TL’yi aşmamıştır. Bu şimdilik bütçe disiplininden görüyoruz. ayrılınmadığını göstermektedir. Bütçe giderlerinin yüzde 23’ü 2010 OcakMart dönemi ile 2011 OcakMart döneminde 2011 OcakMart dönemi bütçe gerçekleşmeleri belli oldu. 2011 Bütçesinde Gerçekleşmeler Neyi fade Ediyor? 2011 OcakMart dönemini karşılaştırdığımızda bütçe giderlerinde yüzde 6.6, faiz dışı giderlerde yüzde 10.3 artış, faiz giderlerinde yüzde 6.9 azalış, bütçe gelirlerinde yüzde 20.5 artış, vergi gelirlerinde yüzde 19.9 artış, bütçe açığında yüzde 63.6 azalış, faiz dışı fazlada yüzde 169 artış olmuştur. Aslında bu karşılaştırma çok şey ifade etmiyor; dönemden döneme değişimler, dönem özellikleri nedeniyle bütün yılın rakamları için bir ipucu olmuyor. Sadece dönemsel değişimler olumlu ise bütün yıla bu olumlu değişimin yansıyacağı varsayılıyor. Ancak önümüzde önemli bir seçim var ve büyük harcamalar gerçekleşecek. Torba Yasası’ndan dolayı Hazineye girecek ciddi paralar ve Hazinenin vazgeçtiği büyük bir alacak var. Bütün bunları üst üste koyduğumuzda, 2011 OcakMart dönemi gerçekleşmeleri ile 2011 sonunu tahmin etmek zorlaşıyor. 2011 yılında (vergi gelirleri/faiz dışı giderler) oranı 88 olarak öngörülmüşken, 2011 OcakMart döneminde bu oran yüzde 98 olmuştur. Bütçe giderleri içinde en önemli kalemi yüzde 50 ve 29.5 milyar TL ile cari transferler, yüzde 32 ve 18.8 milyar TL ile personel giderleri oluşturmaktadır. Cari transferlerin bütçe giderlerinin yarısını oluşturması zaten başlı başına analiz edilmesi gerekmekte olup bütçe niyetinin ortaya konulması bakımından ilginç bir rakamdır. Cari transferler 2010 yılında 102 milyar TL olarak gerçekleşmiş ve faiz dışı giderlerin yüzde 42’sini oluşturmuştur. 2011 bütçesinde 116 milyar TL olarak öngörülmüş olup faiz dışı giderlerdeki nispi payı yüzde 44’tür. Bu 2010 ve 2011 yılında vergi gelirlerinin yarısının cari transferlere gittiğini göstermektedir. Bütçe rakamlarını analiz ederken mutlaka cari açığa bakmak ve birlikte değerlendirmek gerekiyor. 2011 OcakŞubat cari açığı yüzde 126.7 artış göstererek 6 milyar 127 milyon dolar oldu. Cari açıktaki bu artış bütçe ile ilgili değerlendirmelerde dikkate alınmalı. Esas olan yurtdışından döviz kazanarak katma değer yaratıp bu katma değerden ödenecek vergilerle giderler karşılanmalıdır. Bizde tüm gelirlerimizin kaynağında sıcak para ve borç yer almaktadır. Cari açık bir bomba olarak bütçemiz, ekonomimiz için büyük tehlike oluşturmaya devam ediyor. ‘Hesap özetlerinde fazladan taksit’ ADANA (AA) Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, son dönemde bazı firmalarca, yapılmamış alışverişlerin ya da fazladan taksitlerin kredi kartına yansıtıldığını, tüketicilerin ve esnafın mağdur edildiğini belirterek, ödeme yapılmadan önce “hesap özeti”nin dikkatli bir şekilde incelenmesi konusunda uyarıda bulundu. Kaya, “Bu durumla genelde internet üzerinden ‘mail order’ sistemiyle alışverişlerde karşılaşılıyor. Bunun için, sayıca fazla işlem yapan kişiler tercih ediliyor. Taksit sayısından fazla taksit ödemesi de yansıtılabiliyor. Örneğin 10 taksitli alışverişse, 11 taksit yansıtılıyor” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle