18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y B B Y Y Y Y B Y Y 18 19 19 16 21 21 19 16 13 17 19 18 18 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y B B B B B B PB PB PB 18 17 16 19 21 19 22 23 18 20 13 11 13 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid PB Viyana Y 4 1 4 13 14 13 13 14 13 15 16 18 15 Belgrad Y 17 Sofya Y 14 Roma Y 16 Atina Y 19 Zürih Y 14 Moskova PB 6 Aşkabat PB 21 Taşkent Y 19 Baku B 14 Bişkek PB 17 Tiflis Y 19 Kahire B 26 Şam B 24 30 MART 2011 ÇARŞAMBA Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Kuzey Ege, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu, Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batı kesimleri ile Zonguldak ve Düzce çevreleri yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 30 Mart GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada soran RTE, Bingazi Limanı’nda, havaalanında söz sahibi. Denizden denetim ve hava sahasının kontrolü görevlerini üstlenerek Libya’da NATO’nun baş aktörlüğüne soyundu. Arap kardeşlerini öldürdüğü için Libya’yı “müttefiklerin” bombalamasına karşı çıktı. Fakat bir üst düzey ABD yetkilisinin açıkladığına göre bombardımanlardan önce “Türkiye bilgilendirildi ve saldırılara Türkiye karşı çıkmadı”. Oysa burada hükümet öyle bir hava bastı ki; Türkiye, Arap kardeşlerini korumak amacıyla daha önce karşı çıkmadığı bombardımanların bir an önce durdurulmasını” istiyordu. Çok geçmedi. Hükümetin içeriye böyle, dışarıya öyle davranışının gerçek yüzü açıklandı. NATO’nun bombardımanların başlayacağını hükümete bildirdiği ve Ankara’nın karşı çıkmadığı gerçeğini, kamuoyumuz Türk medyasından değil, yabancı kaynaklardan ve Batılı gazetelerden öğrendi. Çelişkili politika içeride eleştirilmiyor. Hükümetin önünde artık ne siyasal ne de medyatik hiçbir eleştirisel baraj kalmayan başarılı politikalarını, Dışişleri Bakanı Davut’un oğlu Ahmet Bey; Osmanlı’nın devamı Türkiye hasretini de dile getiren bir örnekle övdü. Şöyle dedi TV’lerde: 1911’de vatan toprakları bildikleri Libya’yı Mustafa Kemal ve Enver beylerin savunmaya koştuklarını… ama ilginç bir rastlantı. 2011’de de Türkiye’nin Libya’yı kurtarma görevi üstlendiğini söylüyor. Zikzaklı dış politika, muhalefetin ve medyanın onayı ile ulusal bir kimlik kazanmış bulunuyor. RTE, Tunus’tan başladı. Mısır’a uğradı. Bir eli Libya’da (halkı), bir eli de (Esad’ı kurtarmak için) Suriye’de. Arap halklarını esaretten kurtaran lider! Nobel ödülüne layık bir siyaset adamı! Oysa, Ortadoğu’daki kitlelere hoş görünen hamlelerini bugüne kadar devrilip gitmelerine uğraş verdiği tek adamlarla yürüttü. Bu ülkelere demokrasi geldiğinde, halk iradesiyle işbaşına geçecek hükümetler RTE’nin tek adamlarla oynadığı rolü benimseyecekler mi acaba? Medyamız, parlamento içi dışı muhalefet partilerimiz oy toplama sancısına öylesine kaptırdılar ki, dış politikadaki gelişmeleri bırakın bir yana içerideki kimi gelişmeleri bile irdelemekten çekiniyorlar. Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi, Güneydoğu’da sözüm ona daha çok özgürlük için “sivil itaatsizlik” adını verdiği başkaldırı provası izlenimi veren eylemler yapıyor. Öne sürdükleri dayatmalarda AKP iktidarda kaldığı sürece asla gerçekleşmeyecek kimi koşullar geliyor. Örneğin seçim barajının yüzde 5’e indirilmesi! Seçimden başka bir şey görmeyen gözlerden Güneydoğu’daki son gelişmeleri irdeleyen tek bir açıklama yok. Arap ülkelerinden çok “yüksek sesle özgürlük” isteyeceklerini söyleyen bu partinin eşbaşkanı Ahmet Türk’e, sivil itaatsizliğin ve bu son açıklamasının gerçek nedeni ve amacı sorulacak mı acaba? Gündemden düşmeyen soru ise 12 Haziran seçimlerinden sonra bu memleketin hali ne olacak? Yanıtlar genelde şöyle özetlenebilir. Her alanda bugüne kadar olanlar daha da genişleyecek! Meraklı soru: AKP 350 ya da yeni anayasayı dilediği gibi yapmak için 367’nin üstünde milletvekili çıkaracak mı? AKP’nin (RTE’nin) yeni bir iktidarında bugünden neler olacağını kestirmek için bakla veya kahve falı açmaya gerek yok! Yoluna nasıl devam edeceğine bugünden bir örnek verdi. Seçime 1.5 ay kala Kanun Hükmünde Kararname ile TSK dahil, bilumum kurum ve kuruluşlarda görevden alma, tayin, emekliye sevk yetkileri istiyor. Daha neler mi olacak? Okul sınavlarında harem selamlık uygulaması daha da genişletilecek elbette. Daha neler mi olacak? Laikliğin yeniden yazılmasına gerekçe olacak kimi açılımlar; örneğin “dekolte giyene tecavüzü” savunma, yasalara girecek elbette. Görünen köy kılavuz istemediğine göre: Kısacası efendim, “İçeriden dışarıdan ne söylerse söylesinler. Biz bildiğimizi yaparız” diyen RTE’nin tek adamlığını pekiştirmeye koşar adım giden zihniyeti yine iktidar olursa… …daha neler olacağını ne siz söyleyin ne de yazılmasını isteyin! Türkiye, yüzde 10 gibi dünya rekoru sayılabilecek yükseklikteki seçim barajı nedeniyle, seçmen iradesinin parlamentosuna en az yansıdığı ülkelerin başında geliyor. 2002’de oyların yüzde 45’i TBMM’ye yansımazken 2007’deki son genel seçimlerden galip çıkan iktidar partisi AKP, yüzde 46.5’lik oyuyla milletvekilliklerinin yüzde 62’sini elde etti. 6 milyon seçmenin oyu ise seçim barajı nedeniyle bugünkü Meclis yapısında ne yazık ki temsil edilemiyor. DTP’li milletvekillerinin bağımsız adaylıkları sayesinde 2002’deki adaletsizlik bir miktar giderilmiş olsa da dengesizlik hâlâ sürüyor. Dolayısıyla, partilerin aday listelerini YSK’ye verecekleri tarih yaklaştıkça, barajı tek başına geçme olasılığı düşük partilerin ittifak girişimleri de hızlanıyor. Dün Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP) ile ittifaklarını açıklayan DSP Genel Başkanı Masum Türker, diğer küçük partilere de kendilerine katılma çağrısında bulundu. Türker’e göre “Seçmen iradesinin yüzde 27’si şu anda devre dışı. Ve bu kitlenin vereceği oylar seçimin sonucunda belirleyici olacak.” mamaya da hazırım” dedi. Bahçeli’nin kurmayları, MHP liderinin yeni bir değerlendirme yapma olasılığı bulunmadığını ifade ederken DP cephesi özellikle MHP tabanında 11 Nisan’a kadar sürprizler yaşanabileceği beklentisi içinde. 8 YILDA ÇARPICI DEĞ Ş M Saadet ile çatı tartışması Seçime Doğru ttifak Arayışları Ayrı ayrı toplam oyları yüzde 10’u bulmayan bu partilerin ittifakına sandıktan yüzde 16 oy çıkmıştı. Zeybek, haziran seçimlerine iki partinin MHP çatısı altında girmesi durumunda çıkacak tablo için şu tahmini yapıyor: “Örgütümüzdeki teamül, ittifakın MHP ile olmasından yana. Şimdiden heyecan var. Bu heyecan MHP teşkilatına da Türkiye’ye de yayılacaktır. İttifak halinde, iki partinin ayrı ayrı oylarından çok daha fazlasını alarak yüzde 2025’lere rahatlıkla ulaşmamız mümkün.” DP’nin ‘kutsal ittifak’ arayışı İttifak arayışlarının bir başka cephesi ise DP. Uzun süredir SP ile ittifak görüşmeleri yürüten DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, hafta başında sürpriz bir manevrayla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den randevu istedi. “Türkiye’nin AKP’den kurtulması için güçlü bir merkez sağ partiye ihtiyaç var. Bunun sağlanması için her türlü işbirliğine de fedakârlığa da hazırız” diyen Zeybek’in aklında 1991 yılında, RP ile MÇP’nin yanlarına DP’yi de alarak yaptığı türde bir ittifak yapmak var. MHP kapıları kapatırsa gündemdeki en güçlü senaryo, DPSP ittifakı. Yürütülen müzakereler ise ‘çatı’ sorununa kilitlenmiş durumda. Her iki parti de ittifakın kendi tabelası altında olması gerektiğinde ısrarcı. Zeybek, “Örgütlerimiz MHP çatısına sıcak bakar ama SP adı altında seçime girmeyi kabul etmez. SP ısrarcı olursa tek başımıza gireriz” diyerek net bir tutum takınıyor. Tek başına da olsa, ittifak da yapsa yürüteceği kampanya için genel bir ilke belirlemiş: “Asıl hedef sadece AKP olacak. CHP’yi, hele hele MHP’yi hiç eleştirmeyeceğiz.” DSP lideri Türker ise farklı bir taktik izleyerek, ittifakının yelkenlerini ‘yeni CHP’nin izlediği politikalar sayesinde şişirmek niyetinde. Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin iç ve dış politika tercihlerinden memnun olmayan seçmenler için ikinci adres olmak istiyor. Haziranda seçilecek Meclis, Türkiye’nin yeni anayasasını hazırlayacağı için seçmen iradesinin parlamento aritmetiğine en adil biçimde yansıması son derece önemli. Barajı aşabilecek seçim işbirliklerinin sağlanamaması durumunda, gelecek yasama döneminde de anayasadaki “temsilde adalet” ilkesinin yaşama geçirilmesi bugün itibarıyla mümkün gözükmüyor. Bakalım sürmekte olan müzakereler bu olumsuz tabloyu değiştirmeye yetecek mi? Kuzey Irak politikası sil baştan BAHADIR SEL M D LEK Aday olmayabilirim MHP lideri Bahçeli 21 Mart’ta yaptığı bir açıklamayla bu tür önerilere kapıyı baştan kapatmıştı. Dün basında yer alan demecinde de Zeybek’in daha önce MHP’de siyaset yaptığını hatırlatarak kendisi için ‘uyumsuz’ nitelemesini kullanmıştı. Zeybek ile görüşmemizde bu konuda da farklı bir yaklaşımı olduğunu belirterek “Bu ittifakın gerçekleşmesinin önündeki tek engel bensem, mesele olmaması için aday ol Başbakan Erdoğan, Hz. Ali’nin türbesini ziyaret etti, Erbil’de Barzani ile görüştü İlklerin ziyareti Haber Merkezi Başbakan ReKURAN’DAN ALINTI YAPTI cep Tayyip Erdoğan, Irak ziyare TÜRKMEN BAŞKAN JEST tinde ilklere imza attı. Erdoğan, NeÖnceki gün Irak Meclisi’ne seslenen Erdocef’te Hz. Ali’nin türbesini ziyaret Başbakan Erdoğan’ın ziyareti öncesi Kuğan, Irak’ta bir bomba patladığında Türeden ilk Sünni lider oldu. Erbil’de zey Irak’ta, Türkmen ve Kürtler arasında gerginliğe neden olan Kerkük Kent kiye’de gözyaşı döküldüğünü belirterek Bölgesel Kürt Yönetimi’ni ziyaret Meclisi Başkanlığı’na ilk kez bir Türk“Sadece Ankara’nın, İstanbul’un, İzmir’in eden ilk Türk başbakan olarak komen seçildi. 15 gün önce Kürt asıllı RızDiyarbakır’ın çocukları değil, Beyrut’un, nuşan Erdoğan, Kerkük parlamengar Ali’nin istifasıyla boşalan Kerkük Kahire’nin çocukları da ağlıyor. İlahi metosunun başına bir Türkmeni getisaj son derece açık kardeşlerim. Diyor ki rerek jest yapan Barzani’ye “Baş Kent Meclisi’nde 27’si Kürt, 6’sı Türkmen ve 8’i Arap olmak üzere 41 üyesinin Kuranı Azimüşşan, ‘Peygamberle birlikte kan” diye hitap etti. Erdoğan, silahlı bugün yaptığı seçimlerde Türkmen asıllı olanlar, küffara karşı şiddetli, kendi aralasaldırı sonucu yaralanan İbrahim Hasan Turan’ın seçilmesi, ‘Barzani’nin rında merhametlidir’. Ben, bunun üzerine Tatlıses’in dizelerinden alıntı yaErdoğan’a jesti’ olarak yorumlandı. söz olduğuna inanmıyorum” dedi. parak Kürt açılımını anlattı. Erdoğan, Irak ziyaretinin son gününe Bağdat’ta Kazımiye ve İmamı Azam Ebu Hanife türbelerini ziyaret etti. Erdoğan daha sonra Şiilerin kutsal kenti Necef’e geçti. Erdoğan beraberindeki heyetle birlikte Hz. Ali türbesini ziyaret etti ve böylece Hz. Ali’nin türbesini ziyaret eden ilk Sünni lider oldu. Türbe ziyareti, iki mezhep arasında gerilimin arttığı bir dönemde Sünni ve Şii dünyasının yakınlaşmasında önemli bir adım olarak görülüyor. Erdoğan, şehir merkezinde Şii dini lider Büyük Ayetullah Ali Sistani ile görüştü. Daha sonra Erbil’e geçerek Bölgesel Kürt Yönetimi’ni ziErdoğan, Irak ziyaretinin son gününe Bağdat’ta Kazımiye ve mamı Azam yaret eden ilk Türk başbakan olEbu Hanife türbelerini (yanda) ziyaret etti. Şiilerin kutsal kenti Necef’e gedu. Erdoğan’ı, Erbil’de Bölgesel çen Erdoğan Hz. Ali türbesini ziyaret ederek burada dua etti. (Fotoğraf:AA) Yönetimin Başkanı Mesud Barzani uçağın merdiveninde karşılasaldır; dini, mezhebi, dili, rengi, etnik dı. Hakkında açılan davalar nedeniyle Al kökeni ne olursa olsun insan önce inmanya’ya iltica eden ve 18 yıldır yurtdı sandır” dedi. Son 8 yılda bu yönde adımşında yaşayan, Anayasa Mahkemesi ta lar attıklarını söyleyen Erdoğan, “Şu an rafından kapatılan eski DEP Genel Baş Kürt kökenli vatandaşlarımızın yoDış Haberler Servisi Irak’ın Tikrit kentinde il kanı ve sözde sürgündeki Kürt Parla ğun yaşadığı bu bölgede, inkâr politimeclisi binasına düzenlenen saldırıda 58 kişi mentosu Başkanı Yaşar Kaya da Erdo kasına son veriyor, ihmalleri ortadan öldü, 97 kişi yaralandı. Irak’ta son dönemin ğan’ı karşılayanlar arasında yer aldı. Er kaldırıyor ve kaynaşmayı gerçekleştien büyük saldırılarından biri dün düzenlendi. Tikrit kentindeki il meclisi binasının önünde doğan’la görüşmek isteyen ve bir mektup riyoruz” dedi. Erdoğan’ın konuşmasınbir araç havaya uçuruldu. Binanın girişindeveren Kaya, mektubunda “18 yıl geçti, da Mesud Barzani’ye ‘Başkan’ diye hiki güvenlik görevlilerinin etkisiz hale gelmetap etmesi dikkat çekti. Erdoğan “Değerli kalp hastasıyım ve Türkiye’ye dönmek si üzerine üzerlerinde bombalı yelekler ve istiyorum. Hukuki koşullar hazırlan dostum, Sayın Başkan Barzani’ye ve ağır silahlar bulanan saldırganlar binaya giprojenin gerçekleşmesinde emeği gemalı” talebini dile getirdiğini açıkladı. rerek içerdekileri rehin aldı. Saldırı haberi Erdoğan, daha sonra Barzani ile birlikte çenlere teşekkür ediyorum” şeklinde koüzerine ABD askerlerinin de desteklediği güUluslararası Erbil Havaalanı’nın açılışı nuştu. Barzani de konuşmasında “Sayın venlik güçleri binayı kuşattı. Saldırıda ve çıkan çatışmada 58 kişi öldü, çoğu ağır 97 kişi nı gerçekleştirdikten sonra THY’nin 14 Erdoğan’ın bugün Irak’a gelişi tarihi yaralandı. En az 6 saldırganın da ölü olarak Nisan’dan itibaren Erbil’e doğrudan uçuş günlerden biridir. Bu sizin cesaretli kaele geçirildiği saldırıda ölenler arasında 3 lara başlayacağını açıkladı. “Önemli bir rarlarınızdan biridir. Bu gelişiniz Kürmeclis üyesinin olduğu, üyelerden birinin, sanatçımız olan İbrahim Tatlıses’in distan ile Türkiye arasında köprü olaIrak’taki El Kaide örgütüne karşı fikirleriyle Erbil’de çok sevildiğini biliyorum ve cak” ifadelerini kullandı. tanındığı bildirildi. Yetkililer saldırıyı El KaiTörenin ardından Türkiye’nin Erbil kendisinin de burada yatırımları var” de’nin düzenlemiş olabileceğini bildirdi. diyen Erdoğan şunları söyledi: “Bir şar Başkonsolosluğu ile Vakıfbank Erbil ŞuÖte yandan Bağdat’ta Türk işadamlarıkısında diyor ki, ‘Fark etmez ne dili ne besi’nin açılışını gerçekleştiren Erdoğan, nın da kaldığı bir otele yapılan roket saldırengi, madem ki insandır saygımız vardır.’ Barzani’nin onuruna verdiği akşam yerısında iki Iraklı yaralandı. Evet bizim için insan kutsaldır, can kut meğinden sonra Ankara’ya döndü. ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyaretinin programına bölgesel Kürt yönetiminin Başkenti Erbil’i alması, AKP’nin Kürt politikasında 2003’ten bu yana yaşanan çarpıcı değişimi gözler önüne serdi. ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra, gerek PKK’ye verdiği destek gerekse, Türkiye karşıtı söylemleri nedeniyle Kürt liderler Celal Talabani ve Mesud Barzani’ye görüşme ambargosu bile koymuş Türkiye’nin, geçen 8 yıl içinde Kürt politikasını Erbil’e Başbakan düzeyinde resmi ziyareti gerçekleştirecek şekilde değiştirmiş durumda. Erdoğan için hazırlanan programda Talabani ve Barzani’nin gönlünü hoş tutma çabası içine giren Dışişleri Bakanlığı’nın, programa Kerkük’ü almaması da bu tarihi Türk kentinde yaşamakta olan Türkmenlere verilen önemi ortaya koyuyor. Erdoğan Necef’i de ziyaret ederek Iraklı Şiilerin dolayısıyla Başbakan Nuri el Maliki’nin de beklentisini yerine getirirken Kerkük’e giderek Türkmenlere jest yapma gereği duymadı. Ankara ile Kürt liderler arasındaki mesafe, Erdoğan’ın 5 Kasım 2007’de Beyaz Saray’da vardığı mutabakat sonrası kapanmaya başladı. Türkiye önce Irak Özel Temsilcisi’ni Bağdat’a gönderip Kürtlerle burada resmi temas kurdu. Daha sonra Cumhurbaşkanı Talabani Ankara’ya geldi ardından da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Erbil’i ziyaret eden ilk Türk dışişleri bakanı oldu. AKP’den yalanlama gelmedi İşte yakın tarihin notları arasında, AKP’nin Iraklı Kürtlere ilişkin söylemi ve uygulamada bugün gelinen nokta: Erdoğan, 28 Ocak 2004’te Washington programı kapsamında Stratejik ve Uluslararası Etüdler Merkezi’nde (CSIS), Amerikalı işadamlarının da katıldığı bir gruba yaptığı konuşmada, “Federe Kürt devleti yaklaşımını sağlıklı bulmuyoruz. Etnik kökene veya mezhebe dayalı federal yapı Irak’ı paramparça eder. Yeraltı zenginliklerini tüm Irak halkı paylaşmalı. Ayrıca, belli bir bölgenin belli bir etnik yapıya verilmesi sakıncalı” açıklamasını yaptı. Erdoğan, bu açıklamasından tam 7 yıl 2 ay sonra, federe Kürt devletinin başkentine gitti. 5 Mayıs 2005’te IKYB’nin Washington temsilcisi Kubad Talabani, ABD’deki düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi’nde yaptığı, “Kürt bağımsızlık hareketleri konusunda Türkiye’nin endişelerini gidermek için elimizden geleni yaptık. Başbakan Erdoğan’dan babama (Celal Talabani) gönderilen yakın dönemdeki bir mektupta Erdoğan, Türk hükümetinin Irak için federalizmi desteklediğini ifade etti. Bu ilk defa oluyor. İlk defa açıkça federalizm kavramını kamuoyu önünde onayladılar” dedi. Bu demeç basında da yer almış olmasına karşın AKP’den bir yalanlama gelmedi. ‘Muhalif güçleri destekleri’ Tikrit’te kanlı saldırı Erdoğan, kraliçe ile görüşecek Haber Merkezi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere Başbakanı David Cameron’un daveti üzerine bugün de İngiltere’ye gidecek. Başbakanlık Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Başbakan Erdoğan, yarın İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth tarafından kabul edilecek, ayrıca İngiliz muhatabı Başbakan David Cameron ve Yardımcısı Nick Clegg ile görüşecek. Talabani, ABD’nin kamu radyosu NPR’a 26 Eylül’deki demecinde Türkiye’yi Irak’ın içişlerine müdahale etmekle suçlaması, bundan vazgeçmemesi durumunda Irak’ın da aynı şekilde karşılık vereceğini, o ülkelerdeki muhalif güçleri destekleyeceğini ve o ülkeler için sorun çıkaracağını açıklaması üzerine Erdoğan, “Açıklaması çirkindir. Herhalde bunu bir sürçülisan olarak etmiştir. Düzeltecektir, diye düşünüyorum” derken dönemin Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, NTV’ye yaptığı açıklamada, “Terörle ilgili şu ülkenin yöneticisi, filanca aşiret şeyhi, ‘dünün postal öpücüleri’ şöyle demiş, böyle demiş... Şu anki terör algılamamızda bir değişikliğe neden olmaz. Biz inanıyoruz ki hâlâ terörün destekçileri dışarıdadır” tepkisini gösterdi. 27 Eylül’de ise basına açıklama yapan bir “Dışişleri Bakanlığı yetkilisi” Talabani’nin Irak’ın Cumhurbaşkanı olduğunu unutarak bir Kürt aşiret reisi sıfatıyla konuştuğunu söyledi. 29 Eylül’de ise dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, “ABD’ye bir iki ay konuk olursunuz, ama komşular önemlidir. Biz elektriği, mazotu sağlamazsak hayat bir günde durur” açıklamasını yaptı. 2007 yılı başında Barzani’nin, “Eğer Türkler sadece birkaç bin Türkmen için Kerkük’e karışırsa, o zaman biz de Türkiye’deki 30 milyon Kürt için harekete geçeriz” sözleri üzerine Erdoğan, Barzani’nin haddini aştığını söylerken Gül de, Amerikalı mevkidaşı Condolezza Rice’ı arayıp “çok rahatsısız” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle