23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 3 MART 2011 PERŞEMBE 18 SPOR AVRUPA VE LİGİN ARDINDAN TÜRKİYE KUPASI DA GİTTİ, KULÜPTE KÖKLÜ DEĞİŞİM KAPIDA G.Saray sezonu kapattı G.SARAY: 0 G.ANTEP: 0 STAT: Türk Telekom Arena HAKEMLER: Cüneyt Çakır (6), B.Tuncay Akkın (6), Bahattin Duran (6) GALATASARAY: Zapata (5), Sabri (5) (dk. 18 Serkan 4), Cana (4), Servet (5), Çağlar (5), Neill (4), Ayhan (4) (dk. 62 Yekta 5), Culio (6) (dk. 79 Pino), Kazım (4), Stancu (4), Baros (5) GAZ ANTEP: Karcemarskas (7), Elyasa (6), Yalçın (5) (dk. 54 Emre 4), Danny (6), van (5), Sosa (6) (dk. 84 Olcan), Hürriyet (5), Murat (6), Wagner (5) (dk.88 Zurita), Popov (6), Cenk (6) SARI KARTLAR: Cana, Stancu, Serkan, Neill (G.Saray), Cenk, El Yasa, Karcemarskas Tarihinin en kötü sezonunu yaşayan Galatasaray gelecek yıl Avrupa Kupaları’na katılma şansını da mucizelere bıraktı (Fotoğraflar:FAT H ERDOĞDU) ELEŞT R ARİF KIZILYALIN Son Çırpınış Yetmeyince! Önce şunu ifade etmekte fayda var, eğer G.Saray dün geceki gibi oynasa, Avrupa’ya ‘plaj mevsimi’nde, lige 15. haftada, kupaya da martın başında veda etmezdi. Gerçekten ellerinden geleni yaptılar ama karşılarındaki rakip de artık büyüklüğe soyunan G.Antep’ti ve ilk maçtaki 32’lik skor çeyrek finalin yazgısını belirlemeye yetti. Gerçi G.Saray iyiydi de niye gol atamadı diyebilirsiniz? Öncelikle şanssızlık, sonra da G.Antep tandemindeki Kamerun asıllı Fransız Danny’nin inanılmaz performansı. İnanın, koyun Albiol’ün yerine kesin oynar Real’de. İtalya’yı falan saymıyorum bile. Evet yine de Danny’ye karşın atabilirdi G.Saray birkaç gol birden! Baros, aşırı hırsı nedeniyle pozisyonlarda zamanlama hatası yapmasa, Kâzım fantaziye kaçıp boş topa plaselese, abanmasa, Servet’in kafası direği yalamasa... Ama futbol ayrıntı oyunu, ‘ince’ düşüneceksin... Aslında, gole ihtiyaç varken, garip 433’ün göbeğine NeillAyhanCulio’da ısrar etmek çok mantıklı mı? Örneğin oyuna girdikten sonra takımı hareketlendiren Yekta baştan tercih edilemez miydi, baştan çift santrafora dönülemez miydi gibi sorular geliyor insanın aklına. Hagi de galiba ayrıntıda hata yaptı. Son dakikalardaki çırpınışı da çözüm olmadı golü getirmeye! Maçı bir kenara bırakıp erken biten sezona şöyle bir bakarsak; gerçekten yazık. Bunca para, onca eziyet, beklenti, umut ve sıfıra sıfır elde var sıfır. Hem de kocaman. Dün akşam 21.45 itibarıyla G.Saray sezonu bitirdi. ‘Kepenk kapattı’ kabaca bir ifadeyle. Hasta, masada kaldı! Kim suçlu, fatura kime kesilmeli, camia özellikle de mart kongresinde üyeler bilir ama bu kadar transfer yapıp da mart ayının başında tribüne çıkmak gerçekten G.Saray gibi bir markaya yakışmadı. Rijkaard’lar, Hagi’ler ve futbolculardan önce sayın başkan Adnan Polat ile futbol şubesindeki profesyoneller şapkalarını önlerine koyup bir düşünsünler, ‘Nerede hata yapıyoruz’ diye! Hatta, “Bizden kat ve kat ucuz maliyetli G.Antep, iki ayaklı kupa mücadelesinde ‘yerli’ hocası Tolunay ile bize nasıl ders verdi” diye de dizlerini dövsünler! İşte Rijkaard’lı Hagi’li G.Saray, işte Tolunay’lı G.Antep! Bu kadar açık ve net! ‘O B R YALANCI’ G.Saray’da Hagi tarafından kadro dışı bırakılan Misimovic, D.Moskova ile büyük ölçüde anlaştığını kaydederek, “G.Saray’a gelmemi bir hata olarak görmüyorum. Hagi ile ilgili konuşmak istemiyorum ama o bir yalancı. G.Saray’da artık kalmam söz konusu değil” dedi. 90 DAK KA FATİH KUŞÇU Kekeme Futbol Maçtan saatler önce bir grup meslektaşın sohbetinden alıntılar: “G.Saray bu akşam kazanır mı?” Yanıt sert: Bu sezon çıktığı hiçbir mücadelenin favorisi olamadı ki! Avrupa kupalarında henüz 8 takıma düşülmedi, G.Saray yok; ligde daha 11 hafta var, liderin 19 puan gerisinde 10. sırada. Varoluş karşılaşmasına dönen kupa maçında, en önemli eksik özgüven ve birinci sorumlu yönetim, “Her şeyin sorumlusu Hagi” demeye hazır. Öyle ki, “Hagi istedi, gönderdik” diyorlar. “Misimovic’i sattık” haberleri veriyorlar. Sonra Bosnalı bir meslektaşımız açıklıyor, Misimovic’e, “Rusya’da imza atmadan bu maç sonucunu bekle” deniliyor. İnsan G.Saray maçı izlerken ne düşüneceğini şaşırıyor. Gençlerbirliği, Gaziantepspor, Kayserispor, şampiyonluk sezonuna dek Bursaspor gibi takımların, zihnimize yerleşmiş bir karakteri vardır: zirveye oynamaz, kupayı zorlar, üç büyüklerin dişli rakipleri olurlar. Kimi zaman bir kaç başka takım girer bu çerçeveye. Üç büyükler, her daim favoridir ve genelde kazanırlar da. Bu, ‘büyük’ takım imajını, elleriyle ufalayan ilk kulüp G.Saray. Her takımla başa baş mücadele ediyor. Yukarıda andığımız takımlarla rol değişiyor. Hedefsizliğin hafifliğiyle lig maçlarında biraz daha rahat. Varoluş mücadelesinin ağırlığınıysa kaldıramıyor. Adına yıldız sıfatı ekleyen oyuncuları, sahada beceriksiz kalıyor. Sürekli yapamadıklarını tekrarladılar. Bu kekeme futbol anlayışını önce yönetim görmeli. Kendilerinden başlayarak yeni yapılanmaya gitmeliler, sil baştan! Ne Hagi’nin 433 dizilişi, ne Baros’un mazide kalan yetenekleri…G.Saray, Tolunay Kafkas’ın hızlı oyun anlayışını bozamadı. 60’ta Yekta ile canlansa da, oyun karakteri değişmedi: G.Saray yüklendiğini sandı, G.Antepspor, ilk maçın avantajını korudu. Islıklarla çıkarken formayı öpen Ayhan, profesyonel olmanın gereklerini anımsamalı. Seyirci de futboldan anlıyor. Futbol, zoraki krallara oskar vermiyor. AYHAN’A ISLIK G.Saraylı taraftarlar yaptığı hatalar nedeniyle tepki gösterdiği Ayhan’ı, oyundan çıkarken ıslıkladı. Bu duruma sinirlenen Ayhan, formasını çıkarıp, tribünlere doğru G.Saray armasını öperek öfkesini dile getirdi. Akman’ın soyunma odasında gözyaşlarına hakim olamadığı öğrenildi. Büyük fırtına kopacak AL CAN SEZER Avrupa’ya bu sezon erken veda eden, üst üste aldığı sonuçlarla lige havlu atan G.Saray’ın tutunacağı tek dal olan Ziraat Türkiye Kupası’nda yarı finale yükselememesi üzerine Sarı Kırmızılı camia karıştı. Taraftarın ‘istenmeyen adam’ ilan ettiği başkan Adnan Polat ile yönetimin yanı sıra G.Saraylı futbolcular G.Antep maçı sonrası büyük tepkiyle karşılaştı. Tribünlerde “Yönetim istifa”, “Formayı çıkarın s... gidin”, “Ruhsuz i...ler”, “Hagi artık istifa” tezahüratları yapıldı. Ayrıca kale arkası tribünde G.Saraylı taraftarlar arasında çıkan kavgayı emniyet güçleri engelledi. 9. haftada Rijkaard’la yolların ayrılmasının ardından teknik direktörlüğe getirilen Hagi’nin biletinin bugün yapılacak ‘olağanüstü’ yönetim toplantısı sonrası kesilmesi bekleniyor. Hagi’nin yokluğunda takım yardımcı antrenör Tugay Kerimoğlu’na emanet edilecek. Ayrıca sportif direktör Adnan Sezgin’le de bağlar kopacak. Performansı beğenilmeyen Kewell, Neill, Aydın, Mustafa Sarp, Insua, Ayhan ve Barış da takımdan gönderilecek. Başkan Adnan Polat’ın da son dönemde camiada yükselen ‘genel kurul’ çağrılarını kabul etmeye sıcak baktığı öğrenildi. ‘G T’ DERLERSE ÖNEML DEĞ L’ .Saray Teknik Direktörü Hagi, “Bu durumda konuşmak çok zor. G.Saray camiası büyük bir acı içinde. Hayat devam ediyor. Önemli olan yarından itibaren neler yapacağımız. Şu anda işler iyi gitmiyor. Herkes bir ders çıkarmalı. G.Saray’ın büyüklüğü her zaman kalacak. Yaşananlar hazmedilecek bir durum değil. Topumuz çizgiyi geçmedi ve biz de turu geçemedik. Yönetim ve başkan neler yapılacağını düşünmeli. Çünkü ben, bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyorum. İstifa sorusu bana yöneltilmemeli, çünkü ben istifayı düşünmüyorum. G.Saray’a büyük bir zevkle geldim. ‘G.Saray için önemin kalmadı’ denirse benim açımdan önemli değil. Daha önce G.Saray’da başarılara imza attım ama böyle durumlar yaşamadım” dedi. G HAGI’YE DE PROTESTO T ribünlerde maç öncesi “Bu maçı almadan Florya’ya gelmeyin” tezahüratları yapılırken mücadele sonrası tepkiden nasibini alan isimlerden biri de teknik direktör Hagi oldu. Baros’un ise saha içindeki agresif tavırları dikkat çekti, Çek golcü devre arasında G.Antepli bazı oyuncularla tartıştı. G.Saray son 6 sezondur kupada finale yükselemedi. Yeni stadında oynadığı 3 resmi maçı da kazanan SarıKırmızılılar, dün ilk kez TT Arena’da berabere kaldı. SABR 1 AY YOK .Saraylı Sabri, maçın ilkyarısında Popov’la girdiği ikili mücadele sonrası yerde kaldı. Sağ ayak bileği çatlayan Sabri’nin en az 1 ay forma giyemeyeceği öğrenildi. Maç sonrası çok sayıda G.Saray taraftarı Florya’ya giderek Sarı Kırmızılı futbolculara tepki gösterdi. Gerginlik güçlükle önlenebildi. ŞÜKÜR TEMK NL Maçı TRT adına yorumlayan eski G.Saray kaptanı Hakan Şükür, “Size bir görev verilirse kabul eder misiniz” sorusuna, “Şu şartlarda görev almam beni yıpratır. Yeni sezonda, yeni bir yönetim ya da kongreden güvenoyu alarak çıkacak bu yönetimden teklif gelirse göreve talip olurum. Şu şartlarda bu görevi kabul etmem” yanıtını verdi. G Türk Telekom ile yapılan anlaşma gereği Seyrantepe’deki yeni stadyum bir süre ‘isim karmaşası’ yaşasa da, Ali Sami Yen Spor Kompleksi adı zoraki de olsa maç günleri stadın ışıklı panosuna yazılmaktadır. Maç bittikten sonra otoyoldan geçenler sadece Türk Telekom Arena ifadesini görüyorlar. ‘Aslanın Arenası’ olarak görülen bu mekânın kimleri nasıl oynatacağı tartışmalıdır ama Aslantepe’de taraftar sıkıntısı yaşanacağına ilişkin bir korku ve endişenin duyumsanmayacağı açıktır. Çok fazla yenilgi alındı diye bu sezonu tarihinin en kötü dönemi olarak değerlendirenler, G.Saray’ın küme düşmekten son anda kurtulduğu seneye nasıl bir ad koyacaklar acaba? Bu sezon onca yenilgi alınmasına karşın yandaşların tribünlerde yerini almasının altında nasıl bir psikolojik durum var? Hadi Aslantepe’yi anladık. O mekânda bulunmak bile insana güven ve takımdaşlık duygusunu verebilir. Peki, inanılmaz bir soğukta, ligden tamamen kopmuş, gidip dönülmesi çoğu deplasmandan zor olan Olimpiyat Stadı’nda Yandaş Aşkına Tehdit zemheri ayazını yiyen yandaşlara ne demeli? Tarihin büyük bölümünde aşk, bireyin ve toplumun sürekliliğine yönelik bir tehdit olarak değerlendirilmiş, çağımızın toplumlarında ‘süreklilik’ veya devamlılık denilen bir yaşam biçimi özgür olmanın karşısında daha da değerli sayılmaya başlanmıştır. Batı ülkelerinde yaşayan insanların büyük çoğunluğunun görüşü bugünün yaşamının ateşli tutkulara eskisi kadar izin vermediği, ama zaten bu açıdan bir altın çağın da hiç yaşanmamış olduğu yolundadır. Ateşi bulan insanı ateşli tutkulara yol almaktan ne alıkoyabilir ki? Samimi ve içten ilişkilere dayalı bir yaşam kuramayan bu konuda umutsuzluğa kapılan çoğu insan hayvanlara ve spora yönelmiştir. İnsanların futbol kulüplerinin peşinde koşmalarının takım ve renk tutkusunu da, günümüz toplumlarında yalnızlaşan bireylerin bu durumdan kurtulma çabası olarak değerlendirilebilir mi? Kadınların yüceltilmesi ve âşık ruhların tek bir hale dönüşmesi aşkın temelini oluştursa da, karşı cinsten insanların arasındaki aşk henüz evrimini de devrimini de tamamlamamış gibi görünüyor. Bu demektir ki aşk sanatında ustalaşmak için insanların daha çok çaba harcaması gerekmektedir. Ama gene de, birbirinden uzaklaşarak değil, yakınlaşarak kendini ve kültürünü yaratan insan ‘bir olmak’ fikrinde olmayı bir gereksinim gördüğünden futbol takımlarının bünyesinde birleşmektedirler. Taraftarlık, yandaşlık kavramının pek çok çekim alanı olabilir ama Olimpiyat Stadı’ndaki izleyiciler bana yol gösterdi: Acaba taraftarı denetlemek için verilen çaba, bir bakıma yandaş aşkını tehdit etme uğraşı mıdır? C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle