18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 2007’ye göre 670 bin kişi daha işsiz kaldı, 104 bin kişi umudunu kesti, toplam sayı 5 milyon 878 bini buldu AKP işsize sırtını döndü Kadınlar kayıt dışında 2010’da toplam istihdam artışının yüzde 34’ünü ve kadın istihdamındaki artışın yüzde 60’ını kayıt dışı istihdam artışı oluşturdu. stihdama eklenen her 3 kişiden 1’i, kadınlarda her 3 kişiden 2’si kayıt dışında iş buldu. Ekonomi Servisi Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), 2010’un gücünün işsizliği kriz öncesine döndürmeye yetmediğini, en geniş tanıma göre Türkiye’de 5 milyon 878 bin işsiz bulunduğunu bildirdi. TİSK’in araştırmasında öne çıkan sonuçlar şöyle:  İşsizlik 2009’a göre gerilemekle birlikte kriz öncesine (2007) göre 670 bin kişi daha yüksek düzeyde. İşsizlik oranı 1990’lı yıllarda ortalama yüzde 7.8 iken 2000’li yıllarda ortalama yüzde 10.3’e yükseldi. İşsizlik oranı 2010’da 1990’a göre 3.9 puan, kriz öncesine göre de 1.6 puan daha yüksek.  İş bulmaktan umudunu kesenlerin sayısı kriz öncesine göre 104 bin kişi arttı. En geniş tanıma göre 5 milyon 878 bin işsiz var. 2009’a göre işsizlik ödeneğine başvuru sayısı azalmış olmakla birlikte 2007’ye göre yüksek gerçekleşti. Başvuru sayısı Ekim Aralık 2010 döneminde hafifçe yükseldi.  2010’da işgücüne katılma oranındaki artışta, çalışmaya başlayan ev kadınları etkili oldu.  Kadınlarda işgücüne katılma oranı kriz öncesine göre 4 puan yükseldi. Toplam istihdam 2010’da 2009’a göre yüzde 6.2 artarak kriz öncesini temsil eden 2007 düzeyinin yüzde 8.9 ki Dünya Arasında 1980’in ilkyarısında Almanya’da Milli Görüş Hareketi’nin iki dünya arasında yaşanan insani çelişkilerinden günümüze köprülerin altından çok sular aktı... Edebiyat fakültesi öğrenci derneğinden, komşu odadaki gazetecilik derneğinden tanıştığımız Almanya Milli Görüş Hareketi’nin o tarihteki lideri Hamburg camii baş imamı inancının gereği elimi sıkmamıştı. Teravi namazı vaazını ayrı binada namaz kılan kadınlar arasında, mikrofondan dinleyeceğimi söylemiştim... Kocalarının her dediğine, her istediğini eksiksiz uyan kadınların, cenette erkeklerinin yanındaki yerinin huriler arasında en itibarlı olacağını anlatıyordu. Yaz aylarına rastladığı için Hamburg’da çok uzun süreli oruç, ağır işçilik yaşamı üzerine sabah çok erken işe gidecek işçi kadınlarımız, gecenin on buçuğunda bir yandan uyukluyor, bir yandan da cenette kendilerine vaat edilen yerden hoşnut gülümsüyorlardı... Bu kadar özveri ve sadakat karşılığında gelinebilecek yerin huriler arasındaki en itibarlı yerin olmasına isyan, benim gibi günahkârların ancak aklından geçebilirdi. Komşu odalar dernek dostluğu adına söyleşiyi kabul eden Almanya cemaat önderi, şimdilerde Başbakan Erdoğan’ın danışmanlık kadrosuna alındığını öğrendiğim, Almanya’da eğitim görmüş, çok iyi dil bilen arkadaşlarını Alman kamoyuna dönük sözcü seçtiklerini gururla anlatıyordu... Vaazında ise okullardaki din dersleri hakkını kapmalarında dinler kardeşliği dayanışması içinde kendilerine yardım eden Hıristiyan dini örgütlenmelerini de içine alacak biçimde “batıl” kapsamında, diğer inanç sahiplerine, cihatla fetih üzerinden, düşmanlık besleyen bir söylem tutturuyordu... Erdoğan hükümetlerinin ilk kuruluş yıllarında Almanya’daki birden fazla etkinlik, hatta kadın hakları üzerinden söyleşilere Milli Görüş’ün yöneticilerinin katılıyor olması dikkatimi çekti. Elimi sıkıyor, dostça sohbet ediyor, değiştiklerini vurgulayarak dünya görüşlerimiz uymasa da pek çok konuda birlikte durulacak çok fazla işimiz olduğunu söylüyorlardı... Dışarıya dönük ser verip sır vermeme özelliklerini hep koruduklarından o günden bugüne, yakınlık, gerçek destekte ne kadarı ile Erbakan’ın, ne kadarı ile Başbakan Erdoğan ekibinin yanında durduklarını bilemedim... Aslında uzaktan çok uyum sağladıkları izlenimi veren 21. yüzyıl, bilişimmedyateknoloji çağı ilişkileri üzerine de madalyonun hangi yüzünden baktığınıza bağlı olarak birbirinin zıddı sonuçlara varabilirsiniz.. Erbakan’ın cenaze töreninde, sadece giyimleri, kadınerkek örtünme biçimleri, giysileri, yaşam biçimleri, şeriat yorumlarıyla değil, ABDemperyal kimlik, düzenle uyuşmuş ya da tam karşıtı, ılımlıradikal şeriat, siyaset yorumlarıyla da zıt kardeşler konumunda cemaatlerin buluşmasına tanıklık ettik... Haberlerde altı çizilen, bu çok büyük kalabalıkların buluşmasında başbakanlık yapmış, siyasetinin adının “millli” sözcüğü ile taçlandırılmış Erbakan’ın cenaze töreninde bir tek Türk bayrağının görülmemiş olmasıydı... Belirlenmiş, Erbakan’ın kimliği sloganlar, Milli Görüş hareketinin simgesi işaretler, tekbir, dualarla yetinilmesiydi... KaragümrükSaraçhane hattında ana caddede, nerede ise tüm cemaatlerin var olduğu bir kalabalığın içinde, en az 4 saat boyunca, soğukta sıkışıp kalmış olmam gözlem için şanstı... Cami avlusu, resmi cenaze töreninde yaşananları nasılsa isteyen televizyonlardan ayrıntılı izledi... Bir tek Erbakan’ın cenazesinde bulunmak, oluşturdukları büyük kalabalıkla, kendilerini kanıtladıklarının gururunu paylaşmaktan mutlu olmakla yetinen, çoğunluk cemaatler müridi, aynı zamanda Erbakan hayranı, besbelli siyasal İslamcı inanç ile çağdaş uygarlığın nimetlerinden yararlanma arasında sıkışıp kalmış, azı zengin, biraz daha çoğu orta sınıf, çoğu fakir insanları, aralarındaki ilişkileri izlemek, gözlemlemek gerçekten anlamlı... En çok, namaz kılacak yer bulamamaktan, namaz kılmadan cenaze namazına, daha doğrusu uzaktan kumandalı namaz duasına katılmaktan yakınıp durdular... Ellerindeki cep telefonları ile bulundukları yerlerin sıkışık kalabalığının fotoğraflarını çekmekten de hiç vazgeçmediler. Arada bir, biri diğerinden rica ediyor, yükselip gururla oluşturdukları kalabalıkları izliyorlardı. Kadınerkek ayrımı yapmanın olanağı kalmadığından erkekler arasındaki kadınları, kendiliğinden oluşan daha kalabalık kadın gruplarının içine yönlendiriyorlardı. Cep telefonları bir de başka mekânlarda sıkışıp kalmış yakınlarla, daha çok bilgi edinme amaçlı kullanılıyordu... Cenaze törenine gelenleri getiren otobüsler Abdi İpekçi Parkı’nın orada bekleyeceklerdi... At kuyruğu örgülü erkek de vardı, dinen zorunlu olmadığı halde, o soğukta modern pantolonlu, tabii türbanlı kızının döktüğü şişe suyu ile çorabını çıkarıp ayağını da yıkayarak tam abdest alanı da... Bir arada göremeyeceğimiz çok farklı İslami yorumlara bağlı cemaat grupları, kimbilir belki de İslam ülkelerindeki sokak gücünün etkisinde, ortak güç gösterisine çıkmış gibiydi... stihdamın kalitesi düştü şsizlik oranı 1990’lı yıllarda ortalama yüzde 7.8 iken 2000’li yıllarda ortalama yüzde 10.3’e yükseldi. 2010’daki istihdam artışı en yoğun şekilde düşük eğitim düzeylerine sahip kesimde oldu. üzerine çıktı. 2010’da tarım sektörünün ekonomik büyüme konusunda başarılı olmadığı dikkate alındığında, tarım sektörünün istihdamda başı çekmesi çelişki yarattı.  İmalat sanayiinde de ciddi artış olmasına rağmen sektörün istihdam düzeyi 2007’den aşağıda. 2010’da toplam istihdam artışının yüzde 34’ünü ve kadın istihdamındaki artışın yüzde 60’ını kayıt dışı istihdam artışı oluşturdu. İstihdama eklenen her 3 kişiden 1’i, kadınlarda her 3 kişiden 2’si kayıt dışında iş buldu.  Kayıtlı ücretli ve yevmiyelilerin sayısı ve toplam istihdama oranının arttığı, tarımdaki ücretsiz aile işçilerinin sayısının ve toplam istihdamdaki payının büyümesinin ise sağlıksız bir gelişme yarattığı belirtilen bültende, İstanbul’un, sanayi üretimindeki ve sanayi istihdamındaki önemli artışlara rağmen işsizlik oranında 1’inci sıraya çıkmasının çelişkili bir duruma işaret ettiğine vurgu yapıldı.  Okumayazma bilmeyen ve yalnızca okumayazma bilenlerin işgücündeki oranı arttı, genel lise ve meslek lisesi mezunlarının payı ise azaldı. İstihdamda en büyük payı yüzde 38.1 ile ilkokul mezunları aldı. 2010’daki istihdam artışı en yoğun şekilde düşük eğitim düzeylerine sahip kesimde oldu. İstihdamın kalitesi azaltı. Almanya Başbakanı, Türk Telekom’un Avrupa ve Ortadoğu şebekesine hayran kaldı Merkel: Bu altyapı sizin mi? Hannover’de devam eden CeBIT Bilişim Fuarı’nı ziyaret eden Almanya Başbakanı Merkel, Türk Telekom’un Avrupa ve Ortadoğu’yu kapsayan altyapı şebekesini görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Mücevher tüketiminde ilk 3’e girdik Ekonomi Servisi Dünya Elmas Konseyi (HRD) Türkiye Genel Müdürü Mehmet Can Özdemir, “Türkiye, dünya mücevher piyasasında ilk 5’te, mücevher tüketiminde ise ilk 3’te yer alıyor” dedi. Özdemir, AA’ya yaptığı açıklamada, HRD’nin dünya genelindeki ikinci büyük laboratuvarını Türkiye’de geçen yıl açtığını, 1 yıllık süreçte mücevher üretimi yapan 372 firmayla çalışmaya başladıklarını söyledi. Türkiye’de mücevhere büyük ilgi olduğunu ancak bunun da beraberinde güven sorununu getirdiğini vurgulayan Özdemir, bu güven sorununu da HRD’nin kapattığını, çalıştıkları firmaların tüm ürünlerini laboratuvarlarında tek tek inceleyip sertifikalandırdıklarını vurguladı. Her mücevherin ayrı bir değeri, kimliği olduğunu dile getiren Özdemir, şöyle devam etti: “HRD olarak 372 firma ile çalışıyoruz. Bu, Türkiye’deki devasa sektör için çok büyük değil ama şu anda piyasanın yüzde 6070’lik bir bölümüne hizmet veriyoruz. Türkiye, dünya mücevher tüketiminde ise ilk 3’te yer alıyor. Bu kadar büyük piyasada ürün güvenliği çok önemli. Tüketiciler, mücevher alırken sertifikalı ürün tercih etmeli. Sertifikalı ürün yıllar geçse de değerini günün piyasasına göre mutlaka korur.” PEL N ÜNKER HANNOVER Türkiye’nin partner ülke olarak yer aldığı CeBIT 2011 fuarına Türk firmaları damgasını vuruyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri fuarı kapsamında Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün ziyaret ettiği firma standlarından biri de Türk Telekom Grubu oldu. Ziyaretin ardından basın mensupları ile bir araya gelen Türk Telekom Grubu Üst Yöneticisi CEO’su Hakam Kanafani ve Türk Telekom Genel Müdürü Gökhan Bozkurt, Merkel’in Türk Telekom’un tüm Avrupa’ya yayılan fiberoptik altyapısını görünce yaşadığı şaşkınlığı gazetecilere anlattı. Kanafani, Başbakan Merkel’in “Bu altyapının hepsi gerçekten sizin mi?” diye sorduğunu belirtti. 16 ülkede 30 bin kilometreye yakın fiberoptik ağına sahip olan Pantel şirketini satın aldıklarını kaydeden Bozkurt da “İletişim altyapımızı bu satınalma ile Avrupa’ya yaymış olduk. Türk Telekom altyapısı artık Türkiye sınırları dışında da iletişim altyapısına sahip. Son 5 yılda teknolojiye ve altyapıya yaptığımız yatırımın toplamı 9 milyar TL’yi buldu” diye konuştu. milyon Avro’ya partner olduk’ CeBIT 2011’e “partner ülke” olan Türkiye, fuar organizasyonu için yaklaşık 4 milyon Avro harcadı. Ağırlığı İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından karşılanan partner ülke masrafları Turkcell, Ericsson Türkiye gibi firmaların sponsorluk bedellerini de içeriyor. ‘4 artner ülkelik gereği Hannover’in dört bir yanında Türkiye reklamları yapılıyor. Bu arada İTO, şehirdeki yaklaşık 100 mağazayla anlaşarak partner ülke posterleri astırdı. Fuarın süreceği beş gün boyunca her akşam yapılacak çeklişle doğru yanıt verenler arasından bir kişi, iki kişilik 6 günlük Türkiye tatili kazanacak. Böylelikle Türkiye’ye ilginin artması amaçlanıyor. Almanya’nın en büyük yazılım şirketi SAP da ODTÜ ile yazılım destek sözleşmesi imzaladı. CeBIT’te sergilenen Türk ürünleri ve hizmetleri, dijital ekranlardan navigasyona ve sanal bankacılığı kadar birçok alanda dikkat çekti:  Arvento: Başta Combo mobil izleme cihazı, Treyki İnsan ve Varlık İzleme Sistemi ve iPadiPhone’a özel mobil izleme yazılımını tanıttı.  Basarsoft: Özellikle görme engellilerin şehirde serbestçe dolaşmasına olanak tanımak üzere geliştirilmiş bir mobil navigasyon uygulaması.  Mabas: Banknot Bantlama Makinesi para destelerini elle kaşelemeye son veriyor.  Nintendo: Gözlüksüz üçboyutlu oyun oynanabilen taşınabilir oyun konsolu 3DS ile aynı zamanda üçboyutlu fotoğraf da çekebiliyor. TO’dan yoğun tanıtım P Herkesin Avatar’ı olacak Türk Telekom Grubu teknoloji şirketi Argela internet TV ve Avatar teknolojilerini tanıttı. Avatar teknolojisi ile kullanıcıların seçtiği avatar ile telefon aramalarında yansıma olarak bu görüntü belirecek ve kullanıcının duygularını farklı hareketleriyle aranılan kişiye yansıtacak. Ayrıca FemtoCell ev içi cihazı sayesinde, cep telefonu 3G kapsama alanını geliştirmenin yanı sıra, eğlence, güvenlik ve sağlık alanlarında birçok uygulama sunulacak. Cenevre’nin gizli kahramanı Türk kalıpçıları oldu markasının oluşturulması için özgün tasarım, özgün tasarımın hayata geçirilmesi için de kalıpçılık bilgi birikiminin ve kapasitesinin geliştirilmesi şart. Otomotiv sanayi başta olmak üzere Türk sanayiinin ihtiyaç duyEkonomi Servisi Kalıplarıduğu kalıpların tedariğinde nı Türkiye’de Yıldız, Alba ve yurtdışına bağımlılığın orKarel Kalıp’ın ürettiği Porsche tadan kaldırılması, ihracatın Cayenne, Mercedes, Maserati, arttırılması ve yerli kalıp Renault, Seat, Volkwagen, Misanayimizin korunmasına ni Cooper ve BMW otomobilleyönelik; kümeleşme, rekabet ri Cenevre Otomobil Fuarı’nda Fuarda talyan süper spor araba üreticilerinden öncesi işbirliği, ArGe ve tekgörücüye çıktı. Motor kaputunPagani Zonda da ‘Huayra’ modelini tanıtıyor. noloji merkezi kurulması gidan arka bagaj kapağına, iç sacUlusal Kalıp Üreticileri Birliği Yöbi çalışmaların devletimizin dan dış yan panellere kadar her türlü kalıbı üreten Türk kalıp üreticileri kendi netim Kurulu Başkanı Şamil Özoğul, desteğiyle süratle yapılması gerekilerini Cenevre fuarının gizli kahra “2015 yılına kadar 1 milyar dolar ih yor. Kriz sonrası oluşan bu büyük fırracat hedefliyoruz. Yerli otomotiv satı kaçırmamalıyız” diye konuştu. manları olarak niteliyor. Toprak: Dünyada cami satanı görmedim FIRAT KOZOK Kalıpları Türkiye’de üretilen Porsche, Mercedes, Maserati, Renault gibi dünyanın önde gelen markaları Cenevre’de görücüye çıktı. ANKARA İşadamı Halis Toprak, Toprak Sağlık Gereçleri fabrikasını satışa çıkaran Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nu (TMSF) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şikâyet etti. Toprak, mektubunda “TMSF, Bozüyük’te 182 bin metrekare arsası ve üzerinde 62 bin metrekare fabrika binası olan; ayrıca 3 fabrikanın lojmanları ve camisi bulunan Toprak Sağlık Gereçleri fabrikasını 9 milyon 100 bin dolara satıyor. Orası asgari 500 milyon dolardır. Ben dünya tarihinde cami satanı görmedim. Dünya tarihinde hiçbir hükümet başkanının döneminde kimsesizler çocuk yurdu satılmamıştır” dedi. Erdoğan’a gönderdiği mektupta, kendisinin TMSF’ye borcu olmadığını, çok büyük miktarda alacağı bulunduğunu savunarak “Danıştay’ın kararı ile de bu alacağım tescillenmiştir. Danıştay, tüm mallarımın satılmasına sebep olan işlemlerin hukuka aykırılığını tespit etmiş, TMSF’den alacaklı olduğumu belirtmiş ve söz konusu işlemlerin yürütmesini durdurmuştur” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle