18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA 15 D. Telegraph’tan tazminat kazandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, “İran AKP’ye 25 milyon dolar yardım yaptı” haberi nedeniyle İngiliz Daily Telegraph gazetesinden 25 bin sterlin tazminat kazandı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, iddiaları gündeme taşıyan CHP ve YARSAV’ı özür dilemeye çağırdı. YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, özür dilemeyeceklerini belirtti. Baykam yeni sergisinde ‘Aynaların sivri ucu yüreğinizi kanatsın’ diyor ‘İçim parçalanıyor’ SELDA GÜNEYSU TSK yorumlardan rahatsız oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın vefatının ardından, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in yayımladığı mesaj ile askerin cenaze törenine katılmasına ilişkin yapılan yorumlar TSK’yi rahatsız etti. Genelkurmay kaynakları, Erbakan’ın vefatının ardından yapılan açıklamayı ve cenaze törenine katılımı “insani görev” olarak tanımladı. Riyakârlık!.. Günlerdir Erbakan Hoca’nın ardından yazılıp söylenenleri, o satırları yazıp, ekranlarda yorum yapanları izliyorum... Utanıyorum!.. Bu nasıl bir ikiyüzlülük, bu ne tür bir riyakârlıktır yarabbim!.. İnsan biraz dürüst, biraz sahici olur.. Hadi, geçmişte yaptıklarını, söylediklerini itiraf edemiyorsun; hiç olmazsa sus, arşivlerin dili olduğunu, hiçbir şeyin gizli kalmadığı, kalamayacağı gerçeğini hatırla.. Ama hayır: Sırtlanların utanması olmadığı gibi, gerçeği barındıran hafızası da yoktur!.. Ben, Necmettin Erbakan’ı 1970’lerin ikinci yarısında tanıdım.. Bir gazeteci olarak, görüşmelerim, röportajlarım oldu.. Yanılmıyorsam birkaç kez de miting ve toplantılarını izledim... Bende yarattığı izlenim şuydu: Son derece nazik, güleryüzlü, olağanüstü esprili ve de kararlı bir şeriatçı!.. ‘Ateistimiz sofrada besmele çeker’ Haber Merkezi Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kamalak, Necmettin Erbakan’ın ölümünün ardından Milli Görüş’ün geleceğini NTV’ye değerlendirdi. Seçim ittifakı soruları üzerine Kamalak, “Sürekli şunu söylüyorum, bizim ateistimiz bile Batıdan farklıdır, sofraya besmeleyle oturur. Halk bünyesinde ayrılık yok. Partiler arasında neden ittifaklar olmasın” dedi. İstanbul Haber Servisi Kadın Araştırmaları Derneği “Üç Devrim Yasası”nın kabul edilişinin 87. yıldönümünde “Yok Sayılan Hukukun Üstünlüğü ve Devrim Yasalarımız” başlıklı toplantı düzenliyor. Toplantı bugün Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde 13.0017.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. ‘Üç Devrim Yasası’ konferansı Nazlı Ilıcak’a para cezası İstanbul Haber Servisi Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, Ergenekon davası sanığı Hasan Atilla Uğur’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 1740 TL adli para cezasına mahkum edildi. Mahkeme cezayı ertelemedi. ANKARA Ressam Bedri Baykam, Galeri Kara’da açtığı “İçim Parçalanıyor” isimli resim sergisinde, Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ten suikastlar sonucu katledilen gazetemiz yazarları Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’ya, Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan, Prof. Dr. Mehmet Haberal’a kadar pek çok önemli ismi, “kırık aynalar” eşliğinde betimliyor. Baykam’ın yeni sergisinde resmedilen yüzler tanıdık. Atatürk, İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Deniz Gezmiş, geçen yıl yaşamını yitiren Başyazarımız İlhan Selçuk ve niceleri... Ancak bu tanıdık yüzlerin yanına “ucu sivri kırık aynalar” iliştirmiş Baykam. “İçim Parçalanıyor” adını da bu nedenle vermiş sergisine. Baykam, yurttaşlara şu çağrıda bulunuyor: “Ülkemizde yaşananlar yalnızca Mustafa Balbay’ın, Doğu Perinçek’in, Soner Yalçın’ın, Tuncay Özkan’ın sorunu değil. Salt, Ahmet Taner Kışlalı’nın, Uğur Mumcu’nun, İlhan Selçuk’un da sorunu değildi. Bu sorunlar, bu gemide var olan herkesin. Hiç kimse, ‘Aman ben bu işlere bulaşmadığım sürece bir sorun yok’ deme hakkına sahip değil. İşte bu nedenle içim parçalanıyor. Bu nedenle resimlerin ya Ressam Bedri Baykam’ın Galeri Kara’daki sergisini TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu ve Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık inceledi. (NECATİ SAVAŞ) nında kırık aynalar var. O kırık aynada herkes kendisiyle yüzleşsin diye.” Sergide pek çok rengi kuşatan siyahı da görebilmek mümkün. “Neden siyah daha fazla yer teşkil ediyor bu renkler içinde” diye sorduğumuzda Baykam, “Çünkü siyah adım adım ele geçiriyor, renkleri yok ediyor. Onların mücadelesi, dayanıklılığı, o gerilim hattına karşı, o korku tünelinde boğulmama direnci var. Bir yanda bu direnci görüyoruz, simge isimleri diğer yanda şehitlerimizi... ” yanıtını veriyor. Bombalı suikast sonucu yitirdiğimiz gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun eşi, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu da Baykam’ın eserlerinden çok etkilendiğini belirterek “Sanatçılar çağının tanıklarıdır. Uğur öldürüldüğünden beri susulmaması, korkulmaması ve yılmamak için büyük çabalar gösteriyorum. Sanatın da susmadan, korkmadan ve yılmadan, gerçek bildiği ve çağının tanıklığını yaptığı her şeyi açıkça ve netlikle söylemesi gerektiğinden yanayım” diyor. Baykam’ın sergisi 31 Mart’a değin Galeri Kara’da görülebilecek. Gündem Gene Çok Yoğun PER HAN ERGUN K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK [email protected] Her sabah gözümüzü ağaran güne açtığımızda yeni, şaşırtıcı, düşündürücü, birçok kez de üzüntüyle isyan ettirici haberlerle karşılaşıyoruz. Haftanın öncelikle izlenen en önemli olayı Sayın Prof. Dr. Erbakan’nın vefatıydı. Başarılı bir öğrenim ve azimli adımlarla makine mühendisliği sıfatıyla Pancar Motor’un yapıcısı oluşu, onun adının toplumda ilk yansımasıydı. Daha sonra Milli Görüş’ün temsilcisi olarak ve bu idealini hayata geçirmek için oluşturduğu Milli Nizam Partisi’ndeki düşüncelerinden hiç sapmadan bunu ölümüne dek sürdürdü. Bu siyasi görüşünün temelinde dini inançlara kuvvetle bağlılığı nedeniyle şeriat düzeyinde bir devlet kurma istemi yatıyordu. İlkelerinde dış siyasette ABD ile AB’ye karşıtlığı büyük önemde yer almıştı. Vatanına ve ulusuna çok bağlıydı. Tüm bu düşünce ve dini inançla yadsıdığı Atatürk ilkelerinin temeli olan laikliğe karşıydı. Şu anda ABD’nin görüşü olan sekülarizmden yanaydı. Bundan dolayı da Atatürk Cumhuriyetine ters düşüyordu. 1973 genel seçiminde CHP en yüksek oyu alarak, başarılı olduysa da oylar tek başına hükümet kurmaya yetmediği için Ecevit Erbakan’ın partisiyle birleşerek koalisyon hükümetini kurdu. Erbakan’ın ideallerini benimseyen o günlerin imam hatipli ve liseli öğrencileri MNP ve MSP kapatıldıktan sonra Refah Partisi’nde beraberlikle hocalarının görüşlerini benimseyerek yola devam ettiler. 28 Şubat 1997 muhtırasından sonra onu terk ederek içerde aynen şeriatçı yolda oldukları halde dış siyasette üstatlarının ilkelerine aykırı biçimde ABD ve AB yandaşlığına soyundular. AKP’yi kurdular. ‘Biz eskiyi terk ettik, yenileştik’ diyerek iktidara yürüdüler. Bu gençler Erbakan’ın izinde giderken ve ben Kasımpaşa Lisesi’nde öğretmenken inançlarına uygun olarak kurulan derneklerinde aldıkları kararlardan birinde, Atatürkçülüğümden ötürü beni yok etmeyi amaçladıkları söylentisini çok üzülerek öğrenmiştim. Bunu rahmetle andığım o günlerin İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ali Yalkın Bey de öğrenmiş, bu nedenle beni makama çağırıp duyduklarını anlattıktan sonra karşı çıktığım halde yılın ortasında can güvenliğimi sağlamak amacıyla Taksim Atatürk Erkek Lisesi’ne atamamı yapmıştı.1978 öğretim yılı ortasında gene fikrim alınmadan merhum Bakan Necdet Uğur beni İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yeniden yapılandırma amacıyla, lütuf saydığım Özel Öğretim Kurumları İstanbul Müdür Yardımcılığı’na atamıştı. Bu görevi sürdürürken yenileştirilmek istenen eğitim ilkeleri ışığında Taksim Atatürk Erkek Lisesi’ne kız öğrencileri aldırarak karma hale getirmem, çalışma yaşamımın övünçlerindendir. Mili eğitimimize büyük hizmetler vermiş olan, örneğin dünya klasiklerini dilimize çevirterek bastıran, Köy Enstitüleri’nin açtırılması ve daha birçok hizmetleriyle geçtiğimiz 26. 02 2011 günü 50. ölüm gününde borçlulukla yâd ettiğimiz Hasan Ali Yücel’in de karma ortaöğretim okullarını yaygınlaştırmak istemi en başta gelen yaptırımlarındandı. 12 Eylül yönetimince görevden alındıktan sonra o yönetimin çıkardığı erken emeklilik yasasına uyarak, süremi doldurmadan çok sevdiğim mesleğimden kend isteğimle emekli oldum. Çevre ve doğa tutkumla İstanbul sevdalısı Çelik Gülersoy’un öncülüğünde Ada Dostları Derneği’nin kurucularıyla birlikte Marmara’nın incileri Prens Adaları’nın çevre ve kültürünün korunmasını amaçlayan çalışmalara katıldım. Halen 40 yıla yakındır iyi kötü bu yolda savaşımla yürümeye çalışıyoruz. Çalışmalarımızın başında Adalar’ı 1. derecede sit alanı ilan ettirmemiz en büyük övüncümüzdür. Bu konuda hafta başında basında kara haber niteliğinde bir duyuruyla sarsıldım. Habere göre; TBMM Çevre Komisyonu’nda görüşmeleri süren tabiatı koruma tasarısı doğal sit alanlarını ortadan kaldırarak buraları ticarileşmeye açma arzusundaymış. Oysa; bilindiği gibi anayasanın 56. maddesi “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın görevidir” der. Adalar’a göz dikenlere karşı yıllardır verdiğimiz savaşla koruduğumuz Adalar, eğer bu yasa Meclis’ten geçerse ziyan olur. Güzellikte eşi olmayan adaları betonlaştırmayı dört gözle bekleyen inşaat mafyası da herhalde zil takıp oynar!.. Başta muhalefet partisi CHP olmak üzere tüm komisyon üyelerinden dileğim, satılan vatan toprakları yetmezmiş gibi yağmalamayı sağlayacak olan bu tasarıya karşı çıkmalarıdır. Bu düşüncem, ölümüne dek hiç değişmedi... Erbakan Hoca, siyasal İslamı Türk siyasetine sokan, dini, Ortadoğu tipi ümmetçi bir rejim hayal eden ve bunu “Milli Görüş” adı altında doktrine eden bir şeriat yanlısıydı.. Şimdi bakıyorum; en yaralı olduğu zamanda kendisini terk eden yakın öğrencilerinden koltuğunu altından çeken askerlere, gazeteci sıfatlı rüzgâr güllerinden yıldızının hiç barışmadığı kocaman işadamlarına dek, akıl almaz bir ağlama korosu işbaşında!.. Yok şöyle değerliydi, yok böyle hizmetleri vardı, aman da pek müthiş bir liderdi, falan filan... Efendiler, madem böylesine karizmatik, böylesine müthiş bir liderdi; niçin en bunalımlı zamanında partiyi bölüp, hocanızı gömüp, 30 yıldır “en büyük düşman” dediğiniz ABD ile el ele verdiniz? İktidara gelebilmek uğruna, tüm öğrendiklerinizi bir yana itip, sırtınızı “şeytana” dayayıp, Hoca’ya ihanet ettiniz?.. Hadi ettiniz; iktidarınız süresinde niçin “olmamış darbeler” üzerinde fırtınalar koparırken, Hoca’yı ve fikirlerini derdest eden 28 Şubat’la ilgili en ufak bir girişimde bulunmadınız? Yoksa size iktidar yolunun kapısını açtığı için mi? Efendiler, madem eşi bulunmaz bir devlet adamıydı, madem ülkemize büyük hizmetlerde bulunmuştu, niçin 28 Şubat’ı gerçekleştirip adamcağızı alaşağı ettiniz? Niçin “büyük hizmetlerini” engellediniz? Cevap isterim!.. Şu mide bulandırıcı riyakârlığı bir yana bırakalım, sahici olalım.. 28 Şubat bir ABD projesiydi!. Bu saptamayı, 28 Şubat 1997’de ilan edilen 18 maddelik MGK bildirisini destekleyen bir gazeteci olarak yapıyorum. Aynı bildiriyi bugün de desteklerim! O dönem, asker ya da sivil, irticaya karşı tavır alan ve bu nedenle 28 Şubatı destekleyenlerin yanı sıra, gayet “bilinçli” bir şekilde yeni ABD konseptine hizmet edenler maskelerini çok sonraları attılar!.. Atladığımız nokta; 1996’da Morton Abromowitz’in, Tayyip Bey’i geleceğin başbakanı olarak hazırladığı haberleriyle, 28 Şubat’ın Fazilet Partisi’ni bölüp AKP’yi yaratmasının “aynı projenin” ayakları olduğu gerçeğiydi!.. Kemal Derviş’in Türkiye’ye gönderilmesi, üçlü koalisyondan azami fayda sağlandıktan, acı reçeteler hayata geçirilip, üst üste iki kriz yaratıldıktan sonra “en olmayacak zamanda” seçime gidilmesi, aslında neyin kotarıldığını açıkça gösteriyordu ama görmekte geç kaldık.. Geçmiş olsun!.. Bir Yurtsevere Mektup (103) Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] duyabilecek misin, bu mektubu okuyabilecek misin bilmiyorum... Ama yüreğimin kanadığını haykırabilirim.. 28 Şubat günü sabaha karşı 03.00’te Tuncay’la birlikte kaldığınız hücrenin basılıp, apar topar tek kişilik hücrelere kapatıldığınız haberi dünkü gazetelerde yer aldı. Aynı gazetelerde terörist başı Öcalan’a ev hapsi uygulaması tartışmaları da manşetteydi!. Adalet Bakanı Ergin “toplum hazır değil” demiş!. Demek ki hazırlayacaklar.. Gazetecilerini hapishane içinde bile işkenceye yatırıp, on binlerce insanın katiline ayrıcalık yapmaya hazırlanan bir sisteme “ileri demokrasi” adını vermek akıl almaz bir ironi olsa gerek!. 5 Mart Cumartesi günü Ankara’da kitaplarını imzalarken bu “zulüm”ü haykıracağız kardeşim.. Seni ve tüm yurtseverleri, dışarda yüreği kanayan milyonlar adına sevgiyle kucaklıyorum.. Sevgili kardeşim Balbay, sana bu seslenişimi BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARB SEM H POROY HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Klasik Türk mü 1 ziğindeki sözlü türlerden biri. 2/ Ura 2 nüs gezegeninin bir 3 uydusu... İskandi 4 nav mitolojisinde, denizcileri kapıp ka 5 çırdığına inanılan 6 tanrıça. 3/ Dinsel 7 tören ve kuralları... Alışkanlık. 4/ Tav 8 lada “üç” sayısı... 9 “Olağandışı, çılgın1 2 3 4 5 6 7 8 9 ca, hayal ürünü” anlamlarında kullanılan sözcük. 1 U L U B U R U N 5/ Tokat iline özgü bir 2 Z U L A E R E K halkoyunu... Eylemleri 3 U T A R İ T S U olumsuz yapmakta kulla 4 N Ç A L Ş İ P nılan ek. 6/ Bir şeyin bir di 5 GO NO T AM zi içindeki yerini gösteren 6Ö L E T AM İ K sayı. 7/ Uzak... Pokerde 7 L A Z A N Y A İ aynı cins beş karttan olu8 S İ E T ME N şan ve “floş” da denilen el. A L G 8/ En kısa zaman süresi... 9 S I K I T Susığırı. 9/ Avcının av beklemek için taş yığınlarından yaptığı pusu... Şarap mahzeni. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk edebiyatına özgü, 8’lik hece ölçüsüyle yazılan bir şiir türü. 2/ Yahudi inancında kötü ruhlu meleklere verilen ad... Nâzım Hikmet’in soyadı. 3/ Mason sırlarının öğretildiği, belli kurallara göre düzenlenen tören... Gelenek. 4/ Selenyum elementinin simgesi... Genellikle ateşli hastalıklar sonucu deride fiskeler durumunda beliren kabarcık. 5/ Samsun’un bir ilçesi... Kuzu sesi. 6/ Hile, düzen. 7/ Asya’da bir ülke... “Bütün ’ler aynı hızla kirleniyordu / Birinciliği beyaza verdiler” (Özdemir Asaf). 8/ Tarla sınırı... Kendi kendini yönetemeyen bir ülkeyi yönetmek üzere Milletler Cemiyeti’nin bir devlete verdiği vekillik. 9/ Duvarın yıkılmasını önlemek için konulan destek... Yılanın deri değiştirirken attığı deri. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle