18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 3 MART 2011 PERŞEMBE [email protected] 16 KÜLTÜR Doğanbey semtindeki TOKİ kuleleri Uludağ’ın bile kentten görünmesini engelliyor Bursa’nın ‘devasa’ ucubeleri Necatigil Ödülü’ne son başvurular Kültür Servisi 1979 yılında yitirdiğimiz şair Behçet Necatigil’in anısına ailesi tarafından düzenlenen “Necatigil Şiir Ödülü”, 2001 yılında da şairin doğum günü olan 16 Nisan tarihinde verilecek. 2 bin TL tutarındaki ödüle, Mart 2010 ile Şubat 2011 tarihleri arasında yayımlanan şiir kitapları aday olabilecek. Seçici kurulu Cevat Çapan, Turgay Fişekçi, Haydar Ergülen, Doğan Hızlan, Mehmet Taner, Tahsin Yücel ve Necatigil ailesinin bir temsilcisinden oluşan ödüle katılmak isteyen adayların sekiz adet kitabı 15 Mart 2001 gününe kadar kısa özgeçmişleri, telefon numaraları ve adresleriyle birlikte “Necatigil Şiir Ödülü Seçiciler Kurulu Sekreterliği, P.K. 109, 34349 Beşiktaş, İstanbul” adresine göndermeleri gerekiyor. (İletişim için: 0212 293 06 65 ya da http://www.necatigil.com) Başbakan’ın Kars’taki İnsanlık Anıtı’na “ucube” demesi infial yaratsa bile kimi kentlerimizde “hayırlara vesile” oldu... Örneğin Bursa’nın Doğanbey semtinde Başbakanlık’a bağlı TOKİ tarafından yapılan yüksek konut bloklarının kent merkezindeki “heyula” duruşlarını tanımlama zorluğu çekenler, eleştirilerini artık “İşte Bursa’nın ucualk kandırıldı beleri” diyerek özetliyorlar... 1 Uludağın eteğinde artık TOK dağları yükseliyor... Bursa’yı “Bursa” olmaktan çıkartan “Kentin yaslandığı Uludağ”ı bile “gö 2 Burası Bursa’ydı... Sevimli sokaklarla birlikte semtin bu imar darbesinde “skandal” deniadını taşıyan Doğanbey Caddesi bile kalmadı... rünmez” kılan devasa bloklar, TOKİ’nin bu lebilecek bir süreç de projenin sözdarbesine “arsa” sağlayan yerel yöneticilede “tanıtım”larında yaşanmış. rin de “böylesini tahmin etmiyorduk” deBölgedeki yıkımlar sırasında asılan melerine neden olacak kadar “ucube”ler... “halkı bilgilendirme panoları”ndao kadar ki Mimarlar, Şehir Plancıları ve İnki resimler ile şimdiki görünümün şaat Mühendisleri Odası Bursa şubelerinin “bambaşka” olduğuna dikkat çeken ortak basın açıklamasında, “Doğanbey mimar, mühendis ve şehir plancıları, Kentsel Dönüşüm Projesi” denen acımasız kamuoyu ile birlikte kendilerinin de rant yapılaşması için “Bursa tarihinde geaçıkça “yanıltıldık”larını söylüyorlar... ri dönülemez kara bir leke” deyimi kullaYeşil alanların yetersizliği bir yana, binılıyor. naların güneyden hemen hiç ışık alBasın toplantısını düzenleyen şube başmayacak şekilde dikildiklerini de kanlarının yakalarındaki “kınama” yazılaanımsatarak, ülkeyi 50 yıldır betonlaştıran “Var olanı yık, daha fazlarında bakın neler neler yazıyor: sını inşa et” anlayışında doruğa çıkan Nizamettin Kaya (Mimarlar Odası): “Taörneğin yaratıldığını belirtiyorlar... rihe saygı mı, o da ne?” Bursalı şehir plancılarının saptaFüsun Uyanık (Şehir Plancıları Odası): dağ peyzajıyla birlikte yaşama” hakları bile maları da özetle şöyle: “Doğanbey projesinde “TOKİ’nin kente tokadı...” açıkça çiğnedi. gelecek nüfusa yönelik gerekli altyapı planlaNecati Şahin (İnşaat Müh. Odası): “Ben dikmaları yapılmadığından, altyapı maliyetleritim, yüksek olsunTOKİ”... elediye ‘yanıltıldı’ Peki, bu “sonuç” inşaatlar yükseldiğinde ortaya nin giderek artması ve geri dönülemez, içineyfi imar yetkileri çıktığına göre, daha “proje aşaması”ndayken ne den çıkılamaz bir hal alması kaçınılmazdır. Bursa’da taksi şoföründen esnafına, memu den denetlenemiyor; hatta neden tartışılamıyor? 1/25 bin plandaki yoğunluk ise yaklaşık 10 kat arttırılmıştır!..” rundan tüccarına hemen herkesin şaşkınlık ve nef Üstelik şu “ileri demokrasi” sürecinde! Füsun Uyanık ekliyor: “Tarihi, kültürü, tiretle karşıladıkları TOKİ ucubelerinin temelinde, Yanıtını Necati Şahin bakın nasıl veriyor: “Ne bu kuruluş için “torba yasa”lara madde eklene TOKİ ne de işbirliği yaptığı belediyeler mes careti, tarımı, turizmi ve sanayisiyle büyük porek sağlanan “keyfi imar yetkileri” de var. lek odalarını dikkate alıyor. Doğanbey projesi tansiyeli içinde barındıran Bursa’yı tahrip etKonut ve kent planlaması arasındaki ilişkiyi sa de başından beri gizlilikle yürütüldü. 40 bin mek, kent dokusunu hiçe saymak, rant elde etdece “emlak rantını yükseltme” anlayışına teknik elemanı temsil eden meslek odaların mek adına kentin geleceğini ipotek altına albağlayan yetki kullanımında “belediyeleri de dev dan görüş almak bir yana, projenin ayrıntı mak kimsenin hakkı olmamalıdır.” Ne dersiniz; Bursa’nın bu serzenişlerini, re dışı” bırakarak, ülkenin her yerinde tarihsel ve larını öğrenmeleri bile engellendi.” Oda başkanlarının dikkat çektiği bir başka Kars’taki “İnsanlık Anıtı”na ucube diyen Başdoğal çevreyle uyumlu yapılaşma uygarlığını “umursamayan bir tutum” içinde olan TOKİ, “ilginç” durum ise özetle şöyle: “TOKİ be bakan acaba okur ve kendine bağlı TOKİ’cileri eline geçirdiği Hazine ve kamu arazilerinde, Ba lediye başkanlarını da yanıltıyor. İmar de uyarır mı? Bunu yapsa bile Bursa’da artık ne “Bursa” var, yındırlık ve İskân Bakanlığı’nda bile olmayan yet kurallarına ‘uymama’ özgürlüğü ise bu kilerle dilediği yapılaşmaya karar verme özgür tür kent katili yapılaşmalara sağlanan ya ne de o güzelim Uludağ peyzajıyla bütünleşen tarihsel siluet... lüğünü kullanarak kentin kalbine sapladığı han sal ayrıcalığın daniskası...” Yazık, çok yazık... Bu değerlendirmelere Nizamettin Kaya’nın ekçerle, planlama ilkeleri bir yana, Bursalıların “Ululediği saptamalar ise sonucun neden “ucubeleşti”ğini yeterince açıklıyor; “Doğanbey projesi için 2006’dan beri sürekli görüş ve önerilerimizi bildirdiğimiz halde asla dikkate alınmadık. Sorun kenti ezercesine yükselen kişiliksiz kulelerle de sınırlı değil. Yaratılan ‘yüksek yoğunluğu gözeten bir ulaşım ve çevre düzenlemesi’ planlaması bile yok!” Bursalı mimarlara göre, Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projelerinden biri olan Doğanbey’de, mimari ve şehircilik değil; sadece rant ön planda tutulduğu için bu ucube durum yaratılıyor. Eczacıbaşı ve Taner’e Fransa’dan nişan Fransa’nın en prestijli nişanı ‘Legion d’Honneur’e değer görüldüler Kültür Servisi Fransız devletinin en prestijli nişanı sayılan “Legion d’Honneur”e İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner değer görüldü. Fransa ve Türkiye arasında kültürel bağın güçlenmesine katkıda bulunması, sanata ve sanatsal eyleme, evrensel kültür ve sanatın yaygınlaşmasına hizmet etmesi ve İstanbul Modern’de bir buluşma noktası yaratması nedeniyle Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Bernard Emié ve dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’in tavsiyesiyle, nişana değer görülen Eczacıbaşı, iki ülke arasında yarattığı bağ ile FransızTürk ilişkilerini yaşatan başlıca aktörlerden biri olarak nitelendirildi. 1 Temmuz 2009 31 Mart 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilen “Fransa’da Türkiye Mevsimi” etkinliğinin Türkiye Komiserliği görevini üstlenen Görgün Taner ise Fransa’da etkinliğin başarısında oynadığı önemli rol ve iki ülke arasındaki dinamizm ve kültürel ilişkilerin güçlendirilmesine katkısından dolayı yine Emié ve Kouchner’in tavsiyesiyle nişanı almaya hak kazandı. Napoleon Bonaparte döneminde 1802 yılından başlayarak Fransız hükümetinin üstün başarılarda bulunanları ödüllendirmek amacıyla verdiği Chevalier dans L’Ordre National de la Legion d’Honneur nişanı, Eczacıbaşı ve Taner’e önümüzdeki günlerde özel bir törenle takdim edilecek. Oya Eczacıb aşı H ‘Yaşamın Renkleri’ Kültür Servisi İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Kaypmaz’ın “Yaşamın Renkleri” başlıklı sergisi Tıp Tarihi Müzesi’nde açıldı. Kaypmaz, “Mor Salkımlardan” “Arıkpaşa İstasyonu”na uzanan suluboya resim çalışmalarından oluşan seçkisinin tüm gelirini öğrencilerine burs olarak bıraktığı sergisiyle 40 yılı aşan hekimliği süresince mezun ettiği onlarca öğrencisi ve hastasını da bir araya getirdi. Sergi, 17 Mart’a dek sürecek. B K Sony Yahudilerden özür diledi TOKYO (AA) Sony Music şirketi, sponsorluğunu üstlendiği Japon rock grubu Jpop Kishidan’ın, MTV müzik kanalında bir programa nazi üniformasıyla çıktığı için, Los Angeles’taki Musevi kuruluşu Simon Wiesenthal Merkezi’nden özür diledi. Sony Music Artists, ayrıca, söz konusu grubun da üzgün olduğunu belirtti. Jpop Kishidan grubunun altı üyesinin, simsiyah, nazi üniformasını andıran ve üzerinde nazi sembolleri bulunan üniformalarla programa katılması Simon Wiesenthal Merkezi’nin tepkisine yol açmıştı. 7 VE 14 MART’TA TAL MHANE T YATROSU’NDA Bir kara komedi: ‘Yastık Adam’ Kültür Servisi “Leenane’ın Güzellik Kraliçesi”, “Inishmorelu Yüzbaşı” ve “Inishmaan’ın Sakatı” oyunları ile “In Bruges” filmiyle de tanınan Martin McDonagh’ın en iyi oyunlarından “Yastık Adam”, Mehmet Ergen çevirisi ve rejisiyle Talimhane Tiyatrosu’nda. 7 ve 14 Mart’ta saat 20.30’da seyirciyle buluşacak oyun, totaliter bir ülkede bir yazarın, kısa hikâyelerindeki tüyler ürpertici şiddet öğelerinin, bazı çocuk cinayetlerine benzerliklerinden ötürü sorguya çekilmesini ve sonrasında gelişen olayları konu ediniyor. Bekir Çiçekdemir, Murat Garipağaoğlu, Murat Karasu ve Serhat Tutumluer’in rol aldığı oyun için New York Times’ta “Enerjik, kör edici bir ışığı olan kara bir komedi. ‘Yastık Adam’ McDonagh’ın en acımasız ve en cesaretli oyunu” yorumu yapılmış. (0 212 238 85 09) K A M İ L M A S A R A C I Ç İ Z İ K K Ü L T Ü R !f ‘kısa’sını seçti Kültür Servisi !f izleyicileri “Türkiye’den Kısalar” seçkisinde tamamı Kürtçe çekilmiş olan “Berf” (Kar) filmiyle Erol Mintaş’ı !f izleyici ödülüne değer gördü. Anne Oğul Üçlemesi’nin ikinci filmi olan Berf, Ağrı’nın bir köyünde yaşayan bir anne, oğul ve torunun hikâyesini konu ediyor. Kısalar seçkisinde yer alan 43 film arasından seçilen filmde ölmeden önceki son isteği “bir avuç kar” olan, oğlunu kaybetmiş bir annenin acısı anlatılıyor. Galliano’dan geri adım Kültür Servisi Paris’te bir lokantada yemek yerken Yahudi karşıtı sözler sarf ettiği için Christian Dior modaevinin işine son verdiği tasarımcı John Galliano, ayrımcılığın toplumda yeri olmadığını söyleyerek özür diledi. Amatör kameranın çektiği görüntülerde Galliano, bir çiftle girdiği tartışmada “Hitleri seviyorum. Sizin gibi insanların tamamı öldürülmeli” demişti. Ünlü modaevi Dior ise yaptığı resmi basın açıklamasında, 1996’dan beri baştasarımcılık görevini üstlenen Galliano ile yollarını ayırdığını açıklamıştı. Görgün Taner C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle