22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 20 MART 2011 PAZAR leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr 14 PAZAR KONUĞU CHP’nin Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin hükümete ağır yüklendi: Eşkıyalık sistemini yarattılar SÖYLEŞ LEYLA TAVŞANOĞLU CHP’nin Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin partisinin yeni ve gerçekçi politikaları sayesinde AKP hükümetinin kimyasının bozulduğunu söylüyor. Tekin bugün Türkiye’de yaşanan kargaşa ve karmaşa için ise “eşkıya sistem” tanısını koyuyor. CHP, yeni yönetimiyle birlikte özellikle AKP tarafından çok ciddi eleştirilerin hedefi halinde. Partinin ne yaptığını bilmediği, oradan oraya savrulduğu, her kafadan ayrı bir ses çıktığı iddia ediliyor. Bu eleştirilere ne diyeceksiniz? G.T. Aslında her kafadan bir ses çıktığı filan yok. Ama CHP’nin yükselişinden rahatsız olan AKP ve yandaş medyası, CHP içinde çekişme, kavga varmış uğraşı içine girdiler. Ama nafile. Bunların gücü yetmeyecek. CHP şu anda kendi işine bakıyor. Özellikle son dört aydır CHP kadroları gecelerini gündüzlerine katarak çalışıyorlar. Bazen gazeteci arkadaşlar, “Dokuz saat süren MYK toplantısı olur mu” diye soruyorlar. Evet, MYK toplantılarımız dokuz saati bulabiliyor. Bu MYK’lerde bugüne kadar parti içi tartışmalar ya da şu bu örgüt konuşmaları olmadı. Biz tamamıyla Türkiye’nin sorunlarına odaklanmış durumdayız. Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu son altı aydır özellikle Aile Sigortası üzerinde çalışıyor. Herkes bilir. Sayın Kılıçdaroğlu hesap uzmanıdır. Kılı kırk yarar. Doğruyu bulmadan hiç kimsenin karşısına çıkmaz. Türkiye’nin özellikle üç tane hastalığı var. Sayın genel başkanımız uzun süredir bu hastalıkları nasıl tedavi edebileceğimizin, nasıl ortadan kaldırabileceğimizin uğraşı içinde. Türkiye’nin bu hastalıklardan kurtulması gerekiyor. Bunlar Türkiye’nin hangi hastalıkları? G.T. Birincisi yoksulluk. Sayın Başbakan (Erdoğan) her gittiği yerde, “Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz” diye övünüyor. 2005’ten beri gündemi saptırma merkezi ya da çete, istediği zaman Türkiye’nin bütün gündemini değiştiriyor. AKP, kamuoyu yoklamalarında puan kaybederken bir Bülent Arınç suikastı çıktı. Dünyanın en büyük 17. ekonomisinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 13 milyon yoksulu varsa burada ciddi bir hastalık var demektir. Ekonomisi 20. ya da 22. sırada olan ülkelere bakalım. Bunların acaba 13 milyon yoksulu var mı? Niye onların yok da bizim var? Burada da bir arıza var. Bu arızayı gidermek de CHP’nin, sosyal demokrat partilerin görevidir. Bunu da Aile Sigortası’yla gidereceğiz. Türkiye’nin gerçek gündemi yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Bundan sonra tantanalara cevap vermeyecek, sürekli Türkiye’nin sorunlarını konuşacağız. demokrasiden söz edebilir misiniz? Bu üç hastalığı en ivedi bir şekilde Türkiye’de bertaraf etmek bizim namus borcumuz olacak. Sayın genel başkanımız altı aydır bunlar üzerinde çalışıyor. Kendine gazeteci diyen İklim Bayraktar olayı patlak verdikten sonra savcı Zekeriya Öz bir önceki genel başkan Deniz Baykal’ı mağdur, Kılıçdaroğlu ve sizi tanık sıfatıyla ifade vermeye çağırdı. Bu ne demek?Yani Baykal’a kaset komplosunu sizin yaptığınız gibi bir görüntü mü verilmeye çalışılıyor? G.T. Türkiye’de her şey gibi hukuk düzeni de bozuldu. Bakın, bir dedikodu haber ne noktalara geldi. Türkiye’nin bu kadar sıkıntıları varken sadece bunu konuşuyoruz. Bir kızcağız çıkıyor. Bir şeyler anlatıyor. Herkes de buna takılıyor. Önce bize tebligat filan gelmedi. Tebligatı da, yargılamayı da yandaş medya yapıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Ayrıca o savcı beni ne diye çağırıyor? Merak ediyorum. Bana ne soracak? Ne konuştunuz mu diyecek? Sayın savcı ben günde 300’ün üzerinde kişiyle konuşuyorum. Konuşmalar ne zamandan beri suç oldu? Acaba ortada ne var? Haa, ortada bir şey var. 2005’ten beri gündemi saptırma merkezi ya da çete istediği zaman Türkiye’nin bütün gündemini değiştiriyor. Hatırlayın, AKP kamuoyu yoklamalarında puan kaybederken bir Bülent Arınç suikastı çıktı. Yirmi beş gün Bülent Arınç’la meşgul olduk. Sizce o suikast ciddi bir iddia değil miydi? G.T. Bu ciddi bir iddia. Bir ülkede bir ‘Aile Sigortası, AKP’nin kimyasını bozdu Sizce AKP’liler Aile Sigortası projesini duyunca neden o kadar telaşlandılar? G.T. Çok telaşlandılar ya. “Parayı nereden bulacaklar” diye soruyorlar. Para var, kardeşim. Siz parayı çarçur ediyor, yandaşlarınıza peşkeş çekiyorsunuz. O peşkeş çekilen paraları biz yoksul vatandaşımıza geçimini sağlaması için vereceğiz. Devletin bu paraları var. İkinci hastalık yolsuzluk belası. Dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri bu hastalıktan kurtuldu. Şu anda kurtulmayan geri kalmış ülkeler var. Şu anda bir tek merkez Türkiye. Devletin resmi rakamlarına göre 200 milyar dolar. TMSF tahsil edemediği 63 milyar doları çöpe attı. Peki, bu para kime gitti? G.T. Tabii ki siyasetçiler çaldı, çaldırdı. Başka kim olabilir? Bunların hiçbirinin hesabı da sorulamadı. Siz 63 milyar doları çöpe atacaksınız, ona buna peşkeş çekeceksiniz ama fukaraya gelince parayı nereden bulacaksınız diye soracaksınız. Fukaraya para bulunur. Bu Türkiye büyüktür. Olanakları da var. Sosyal devlet anlayışı budur. Senin bu ülkenin vatandaşına bakmak gibi bir zorunluluğun var. Bu anayasal haktır. Tabii bizim söylemimiz onların kimyalarını bozdu. İkinci olarak da yolsuzluk onların kimyasını bozacak. Sayın Kılıçdaroğlu’nun onlara çok ciddi sürprizleri var. Hazırlıklı olsunlar. Onun öyle sakin duruşuna bakmasınlar. Bu ülkede son dokuz yılda bu iktidarın ne kadar yolsuzluk yaptığını, para çaldığını Sayın Kılıçdaroğlu önümüzdeki günlerde toplumla paylaşacak. Yok, efendim, Kayseri şöyle oldu, öbürü böyle oldu... Kayseri’de sorun yoksa iktidarın görevi oraya müfettiş gönderip iddiaların doğruluk derecesini inceletmektir. Buna neden cesaret edemiyorsunuz? Öte yandan CHP’li belediyelerin kapısından müfettişler eksik oluyor mu? G.T. CHP’li belediyeler her hafta yol geçen hanı haline geldi. Önemli değil. Her yer denetlensin. Buna hiç itirazımız yok. Üçüncü olarak da kimyalarını yasaklar bozacak. Türkiye’nin bu üç sıkıntısını CHP bir namus borcu olarak kabul edip yoksulluğu ve yolsuzluğu bitirecek; yasaksız bir Türkiye yaratacak. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in demeci var. Konuşmaktan korktuklarını söylüyor. Konuşmaktan korkan bir ülkede özgürlüklerden, başbakan yardımcısına suikast planı iddiası varsa bunun arkasında kim var, kimler yapıyor, bu bulunur. Soğancı, domatesçi arabalarını çevirdiler. İnanılır gibi değil. Türkiye’yi ayağa kaldırdılar. Kozmik odalara girdiler. Eee, ne oldu? Şimdi bir tane kızcağız çıktı. Bir dedikodu haberi Türkiye’nin gündemine oturttu. 2005’le 2011 arasındaki altı yıllık sürece baktığınızda ciddi olarak örgütlü biçimde gündem değiştiriliyor. Önce YÖK’ten başladılar. Bir buçuk yıl YÖK’le yatıp kalktık. Ardından Sayıştay, Yargıtay, Danıştay’a itibarsızlaştırma sırası geldi. Bu arada asker ve Genelkurmay da bundan nasibini aldı. Türkiye’nin son altı yılını devletin bütün kurumlarıyla kavga ederek geçirdiler. İktidarın kendi kurumlarıyla kavga ettiği bir ülkenin benzeri dünyada yok. Kardeşim, aksaklıklar varsa giderirsin. Senin işin bu. Ama tantana yaparak kurumları itibarsız hale getirmek hiçbir ülkeye yarar sağlamaz. Bütün bunları bitirdikten sonra elde ne kaldı? CHP. Bu CHP’ye ne yapalım? Yolsuz diyeceğiz ama başında öyle bir adam var ki çay içerken bile bu kimin çayıdır diye soruyor. Neye bağlayacaklar? Bel altı vuracaklar. Bu kadar ayıp, çirkin bir iş olamaz. İnsanların özel hayatı siyaset filan değildir. Bu ciddi bir korkudur. Amaç CHP’yi itibarsızlaştırmak Acaba o kızcağızı da kullandılar mı? G.T. Bilemiyorum ki. Kızcağızı da öbürlerini de tanımıyorum. Amaç CHP’yi nasıl itibarsız hale getirmek. Onların birkaç tane ekranı var. Koca koca gazeteciler o ekranlara çıkıyor. O anda Türkiye’nin gündemi Japonya depremi diyelim. Adam Japonya’yı konuşurken lafı getirip CHP’ye bağlıyor. Başka türlü rahat edemezler. Yok inen merdivenden çıkmak istemiş, yok bilmem ne. Ama bu toplum bilinçli. Bunların hiçbirini yemiyor, yemeyecek ve bu iktidar gidecek. Bu iktidar gidici olduğu için yandaşları korkuyor. Gazeteci ekranda yüzüme açık açık, “CHP gelirse halimiz perişan olur” dedi. Ben de, “Hayır, korkmayın, kardeşim. CHP iktidarında yandaş medya olmayacak. CHP iktidarında özgür medya, özgür gazeteciler olacak. En rahat sizler bizi eleştireceksiniz. Yine bizi eleştirin. Ama size ne insanların kişisel yaşamlarından?” diye karşılık verdim. Çevrenize bakın. Herkesin bir eksiği vardır. Bu eksikler üzerine siyaset yapılır mı? Türkiye’nin beklentisi bu mu?Anadolu’daki insanın beklentisi Ahmet’in, Mehmet’in özel yaşamı mıdır? Emekli, köylü, işçi, çiftçi, küçük esnaf aç mı, perişan mı? Sen ona bak. AKP’nin malum korosunun, ‘Gürsel Tekin referandum öncesi bir hayır oranı ortaya koymuştu. Sonunda morardı. 12 Haziran seçimlerinden sonra daha çok moraracak’ alaylarına ne diyorsunuz? G.T. Ben söylediklerimin hepsinin arkasındayım. İki şey söyledim. Birincisi, “Yerel seçimlerde yüzde 40 alacağız” dedim. Bütün yandaş araştırma şirketleri bizi yüzde 20’ler civarında gösterdi ama sonuçta hepsi yanıldı. Yüzde 38.5 aldık. O seçimde elektrikler kesildi, sandıklar çalındı, baskılar yapıldı. Buna rağmen o oyları aldık. Hiç sorun değil. Bir kere benim referandum döneminde parti içinde bir görevim yoktu. Ama şu anda partinin örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısıyım. Televizyon ekranlarında, kamuoyu araştırma şirketlerinin CHP için yüzde 22, yüzde 23 tahminleri 12 Haziran seçimlerinde doğru çıkarsa 13 Haziran’da görevi bırakacağım, dedim. Onların dediği çıkmazsa onlar şirketlerini kapatacaklar mı? Bütün belgeleri toplamışım. 13 Haziran’da o kamuoyu yoklaması şirketlerinin belgelerini ekranlardan açıklayacağım. O zaman ne yapacaklarını merak ediyorum. Başbakan yerel seçimlerde yüzde 5055 oy alacaklarını söyledi ama yüzde 38 oy aldı. Hiç kimse Başbakan’a yüzde 55 hedef koymasına rağmen yüzde 38 almasının sebebini sordu mu? Ama benim bir buçuk puanı sorguladılar. Bunu hoş görmeyip Başbakan’ın yüzde 17’lik yanılma puanını hoş görenleri de vicdanlarına havale ediyorum. Artık bağımsız medya olmadığı gibi bağımsız kamuoyu şirketi de kalmadı. Onlara bir bakın, nerede ne iş yaparlar? Siyasette mizahı bile bırakmadılar Önceki yıllarda rakip siyasetçiler ekranlarda tartışmalar yapmaz mıydı? G.T. Yaparlardı. Herkes kendi politikalarını anlatırdı. Hatta siyasetin bir mizahı da olurdu. Erbakan, Demirel, İnönü, sayısız siyasetçi mizah yaparlar, biz de onları izlemekten keyif alırdık. Şimdi siyasetin mizahı bile kalmadı. Adeta bir savaş meydanındayız. Bu nasıl bir anlayıştır? Bunu bilinçli yapıyorlar. Çünkü Türkiye’nin gerçek gündemini konuştuğumuzda maskeler inecek. Türkiye’nin gerçek gündemi yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Bunları konuşmayalım. Ne konuşalım? Tantana... Bundan sonra tantanalara cevap vermeyeceğiz. Sürekli Türkiye’nin sorunlarını konuşacağız. Bu ülkede üç milyon taşeron işçi var. Geçenlerde üç tane genç beni durdurdu. “700 bin lira maaş alıyoruz. Buna razıyız. Ama acaba yarın hangimiz işten atılacak korkusuyla yaşıyoruz” dediler. Böyle bir ülke olabilir mi? Bütün bunlar konuşulmazsa ne konuşulacak? Tantana... CHP’nin gündeminde tantana olmayacak. CHP’nin gündeminde Türkiye’nin temel sorunları olacak. Basın üzerindeki inanılmaz baskılara ne diyorsunuz? G.T. Yok yahu. İftira atmayın. “Hocam, senin avrat çok geziyor” demişler. Hoca da “Yahu iftira atmayın. Çok gezse arada bir bize de uğrar” demiş. Baskı olur mu? Basın son derece özgür. Başbakan, “Biz hangi gazetenin manşetini değiştirttik?” dedi... G.T. Manşeti boş verin. Gazete patronlarını sürgün ettiler. Daha yeni, elimde bir sayfanın manşetinin provası var. O gazeteyi ve gazeteci arkadaşlarımızı zora sokmamak için bunu kamuoyuyla paylaşmıyorum. Gece yarısı o nasıl değişti? Türkiye’nin medya grubu Doğan Grubu. Gazetelerinin künyesinde Aydın Bey’in, kızının adı var mı? Malınız var, künyede yoksunuz. Yani mal sizin ama tapusu size ait değil. Böyle bir şey olabilir mi? Peki, tapu kime ait? G.T. Belli değil. Başbakan, iktidar, “Ben seni istemiyorum. Seni sürgüne göndereceğim” diyor. Anlayış bu... P O R T R E GÜRSEL TEKİN 1964, o dönem Kars’ın ilçesi olan Ardahan doğumlu. Lise öğrenimini Kars Alpaslan Lisesi’nde yaptı. 1984’ten beri siyasetin içinde. CHP Gençlik Kolları’nda siyasete atıldı. SHP ve CHP’nin çeşitli kademelerinde çalıştı. Son olarak CHP stanbul l Başkanlığı’nı yürüttü. Partinin son kurultayının ardından yapılan görev dağılımında örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı oldu. Korkaklar korktukları için insanlara baskı uyguluyorlar Ya da acaba Ergenekon’dan içeri mi atılacaklar? G.T. Hiç kimseyi de içeri atamazlar. Bugün atıyorlar. Ama önümüzdeki süreçte görürsünüz. Hepsine güçleri yetti. CHP’ye nasıl güçleri yetecek? Bu CHP’nin ölüsü onların dirisine bedeldir. Bunu herkes bilsin. Kılıçdaroğlu’nun, “AKP 12 Haziran seçimini de alırsa ben dahil hepimizi içeri atacaklar” demesini nasıl karşıladınız? G.T. Hiçbirimize güçleri yetmez. Merak etmesinler. Hiçbir CHP’linin kılına bile dokunamazlar. Gülen cemaatinin özellikle emniyet teşkilatı ve yargı içinde ciddi biçimde örgütlendiği iddialarına ilişkin duyumlarınız nedir? G.T. Burada iktidarın sorumluluğu var. O, bu cemaat olabilir. Bir ülkede bunlar tartışılıyorsa bunun sorumluluğu Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a aittir. Bunlardan İçişleri Bakanı bile rahatsız olmuyor. Bu nasıl iş? “Bu Türkiye Cumhuriyeti’ne hakarettir. Biz varız” diyemiyorlar. İnanılır gibi değil. Korkaklar korku yaratır. Dünyanın her yerinde böyledir. Mafya liderlerine, diktatörlere bakın. Korktukları için korku yaratır, baskı uygularlar. Bu iktidar korktuğu için sürekli insanları baskıyla tutmaya çalışıyor. Ama ne zamana kadar? Dünyada hiçbir diktatör, hiçbir baskıcı sistem ayakta kalamamıştır. Akıllarını başlarına toplasınlar. Demokraside bir tahribat olursa en büyük zararı kendileri görür. 12 Haziran seçimlerinde sandıklar nasıl denetlenecek ve adrese dayalı nüfus kayıt sisteminin sakıncaları nasıl giderilecek? G.T. Başbakan elektronik devletçilik diyor. Teknik devletin olduğu bir yerde seçmen güncellenmesi yapılamıyorsa bu ne büyük ayıptır. İstanbul’da biz bunu başardık. Dokuz milyon seçmeni bilgisayara yükledik. Bir siyasi parti bunu yapıyorsa koskoca devlet bunu yapamaz mı? Türkiye’de insanlar iki şeye çok inanır. Birincisi Allah, ikincisi devlettir. Ama artık hiç kimsenin devlete inancı kalmadı. Eskiden devlet baba denirdi. Bugün babalığı bırak, amcalığı bile kalmadı. Lanetliyorum, kim olursa olsun, seksendoksan yaşındaki insanların oylarına tenezzül eden nasıl bir anlayıştır? Halen devlet bunlara karşı önlem alabilmiş değil. Peki, devlet neden önlem alamıyor? G.T. Eşkıyalık sistemi olduğu için. Her gittiğim yerde, “Sandıklara sahip çıkabilecek miyiz” sorusuyla karşılaşıyorum. İşte, devletin en büyük ayıplarından bir tanesi budur. Kaybettiğiniz ikinci inancınızı yeniden hayata geçirmek için CHP’nin iktidarına ihtiyacınız var. CHP iktidarı olmazsa Türkiye nefes alamayacak. Her şeye rağmen bütün CHP teşkilatları olarak 12 Haziran’da hepimiz sandıkların başında olacağız. Eşkıya dünyaya hükümdar olmasın diye bunları yapacağız. YÜZDE 10’LUK UCUBE BARAJI KALDIRACAĞIZ İyi de bir de yüzde 10 barajı meselesi yok mu? G.T. Bu bize çok soruluyor. Bunlar dokuz yıldır iktidardalar. Bu dokuz yılda Kürt sorununu nasıl çözeceksin diye soran yok. Bize, “Sizin Kürt raporu ne oldu” diye soruyorlar. Bizim rapor öyle böyle çıkacak. Bunu bir tarafa bırakalım. Türkiye’de dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan yüzde 10’luk ucube bir seçim barajı var. Gelin bunu yüzde beşe indirip milleti kendi temsilcisini seçebilir duruma getirelim. Ama Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin, yüzde 10 barajının indirilmesine hazır olmadığını söyledi... G.T. Başbakan buna hazır değil ama Türkiye buna çoktan hazır. Ülkede 17 bin tane faili meçhul cinayet işlendi. Mademki darbelerle, çetelerle hesaplaşmak istiyorsunuz; gelin o kanamalı coğrafyada (Güneydoğu Anadolu) insanların çok ciddi sıkıntıları var, onları rahatlatacak bir şeyler yapalım; bir komisyon oluşturup bunun hesabını soralım. Ama buna da hayır diyorlar. 4000 bin tane boşaltılmış köy var. Nüfusun geri dönmesini sağlayalım, bunları siz yapın, diyoruz. AKP olarak siz öncü olun, biz de CHP olarak size destek verelim. O bölgede işsizlik, ekonomik sıkıntı var. Hadi, buradan başlayalım. Bırakın şimdi raporları filan. Var mısınız? Yok. Sizin derdiniz sorunları çözmek değil, sorunları büyütmek. Bütün bunları da CHP çözecektir. CHP’siz bunların çözülmesi mümkün değil. CHP iktidarında baraj yüzde beşe inecek, faili meçhul cinayetlerin hesabı sorulacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle