18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MART 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Japonya depreminin etkisine dair endişeler, özellikle sigorta şirketlerinin hisselerini aşağı çekti Piyasalarda artçı şok Cuma günü meydana gelen depremin etkileri, borsalarda baskı yarattı. Endeksler, sigorta şirketleri önderliğinde değer kaybetti. Tokyo Borsası’nda, devasa hisse satışlarıyla kayıp 287 milyar dolara ulaştı. Düşüş yüzde 6.2’yi buldu. Ekonomi Servisi Japonya depreminin piyasalara etkisine dair endişeler borsalarda baskı yarattı. Tokyo Borsası’nda büyük kayıp yaşanırken Avrupa borsaları da düştü. Depremin petrol talebini azaltacağı beklentisi fiyatları aşağıya çekti. Deprem felaketinden sonraki ilk işlem gününde endeksler sabah saatlerinde ekside işlem gördü. Hisselerdeki kayıpta nükleer şirketleri ile sigortacılar başı çekti. Avrupa borsaları yüzde 1 düşürken Fransız nükleer reaktör üreticisi Areva hisselerinde kayıp yüzde 8’i buldu, EDF yüzde 4 düştü. Tokyo Menkul Kıymetler Borsası’nda, devasa hisse satışları sonrasında kayıp 23.5 trilyon yene (287 milyar dolar) ulaştı. Satışlar sonrasında borsada işlem gören şirketlerin piyasa değeri yaklaşık 289 trilyon yene (3.5 trilyon dolar) düştü. Tokyo Borsası’nın temel göstergesi Nikkei Endeksi, günü, 2008 yılı Ekim ayından bu yana kaydedilen en büyük tek günlük düşüşle, yüzde 6.2 değer kaybıyla kapattı. Borsanın ilk seansında 4 milyar 88 milyondan fazla hisse el değiştirdi. Tokyo Borsası’ndaki kayıp son iki günde yüzde 9’u buldu. Asiye Nasıl Kurtulur? Genç kuşaklar, oyuncuları, gündemi ile tiyatro sanatımızın onuru, başyapıtlarından olan “Asiye Nasıl Kurtulur?”u bilmezler.. Medyamızda uzun yıllardır gazeteciler, piyasa düzeninin yıldızı(!) olma yarışında, bireysel kurtuluşlarını Asiye’nin yolunda yürüyerek aradılar. Kendilerini çok mutlu, çok büyük gazeteci, görseler de, ayrımında olarak ya da olmayarak Asiye’nin dramını paylaştılar.. Doğaldır ki gazetecilerin örgütlü olmayı seçenleri, gazetecilik değerleri, etiği, toplumsal işlevleri üzerinde duranları, sadece patronlar, siyasi çıkar ittifaklarını yeğeleyen siyasiler katında istenmeyenler oldukları kadar, gazetecilikte yer tutmak isteyenler arasında da rol model sayılmadılar.. Asiye’nin tek başına kurtuluşu sandığı yol yol olmaktan çıktığında, işler sarpa sardığında, gerçekler tokat gibi yüzlere çarptığında işin rengi değişir ya.. Söz konusu meslek, insan hakları, demokrasinin olmazsa olmaz güvencesi, halkın gerçekleri öğrenme, bilgilenme, kendine, çıkarlarına yabancılaşmama hakları.. basın özürlüğü olunca, işin rengi değişiyor; gazetecilik kimliği, etiği, basının özgürlüğü, gazetecilerin hakları.. çok farklı bir önem, içerik kazanıyor.. 1961 Anayasası’nın ardından, bugünlerde çokça bir anlamı, işlevi kalmamış 212 sayılı yasa ile gazetecilerin kimlik, özgürlük, özlük haklarının korunmasının bir anlamı var elbet. DP iktidarı, gazetecilere yönelik baskılar, patronlar eliyle iktidarın gazeteciyi satın alma operasyonları karşısında.. düşüncelerini yazamayan, yayınlatamayan ya da düşüncesi veya gerçekler dışında yazı yazmaya zorlanan gazetecinin yasal koruma kalkanını patronlar sevmemiş, üç günlük gazete çıkarmama, boykot kararı almışlardı. 10 Ocak 1961, 212 sayılı yasa güvencelerine karşı 3 günlüğüne gazetelerini kapatan patronlar karşısında, o tarihlerde örgütlü, güçlü TGS, gazeteciler çatısı altında “Basın” gazetesini çıkardığında, dönemin genel yayın müdürleri, ünlü yazarlar, çizerler, sendika üyesi, yöneticisi olarak Basın gazetesinde gönüllü çalışmışlardı.. Turhan Selçuk, Ali Ulvi, Semih Balcıoğlu çizgi ustalarına, röportaj yapan Yaşar Kemal, Hıfzı Topuz, Hasan Yılmaer.. bugünün genel yayın müdürlüğü yerine yazıişleri müdürü iken, sendika safında yerlerini alan gazeteciler, yazarlara sevgi ve saygıyla.. 12 Mart süreci tabii ki çok anlamlı bir basın özgürlüğü, insan hakları, demokrasi açılım sürecinden sonra, gazetecilik, basın özgürlüğü için de zor günler anlamına geliyordu.. Cumhuriyet özel darbe yemişti; başyazar, ortak Nadir Nadi, yazarları, çalışanları işimizi kaybetmiştik. İlhan Selçuk işkence de görerek, Ali Sirmen, Oktay Kurtböke cezaevleri, tutuklulukla tanışmışlardı.. Dünya Gazeteciler Sendikaları Konfederasyonu FIJ, genel kurulunu Türkiye’ye taşıyarak, Türkiye’deki gazetecilerin, basının özgürlüğünü savunmaya yönelik savaşım, dayanışmanın içinde, sendikamız, cemiyetimizle dayanışmalı etkinliklerle yanımızdaydılar.. 12 Eylül’ün çok daha katı, acımasız örgütleri, düşünce sistemlerini hedef almış operasyonuna gazetecilik örgütlülüğü gereği daha da güçlü girmişti. Bu kez işçi örgütlülüğü emek haklarının daha ağır gasp edilmesine yönelik, DİSK yöneticileri 4 yıl tutuklu, ağır işkencelerden geçirilince, Türkİş, işçi sınıfı da fiilen teslim alınmış, yasaklı düzen kolay dayatılmıştı. TGS, Cemiyet ve derneklerimiz, 12 Eylül sürecinde göreceli dik durabilen örgütlenmelerin başını çekmişlerdi.. 12 Eylül Anayasası, yasaklı düzenine karşı en düzgün karşı duruş, etkinliklerde lokomotif işlevi, sorumluluğunu üstlenmiştik. Ne çarpıcı bir çakışmadır ki.. gazeteci patrondan holding patronuna, Babıâli’den İkitelliye taşınma, gazeteciliğin etik, içerik ile yapıldığı, kailetinin önemli olduğu süreçten, promosyonlu, eğlendirme, her tür deformasyon sürecine geçişler iç içedir. Dünyada ilk renkli medya yarışını, promosyonu, asparagası keşfeden, dünya medyasına yayan ülke olmakla övünülecekse övünebiliriz. Doğaldır ki Türkiye, rejimi demokrasi olan ülkeler içinde gazeteciliğin örgütlenmesinde en ağır darbeyi yiyen, taşeronlaşmaya, yasadışılığa, kuralsızlığa kayışın, gazetecilik etiği, kimliği deformasyonunun odağındadır.. Günümüzde insan hakları, demokrasinin katledilmesinin aracı medya, gazetecilik etiğinde; erozyonda başı çeken ülke olmamız elbet rastlantı değil.. Başbakanımız ne derlerse desinler, rejimi demokrasi olan ülkeler içinde cemaat, yandaş medya yapılanmasında rekor bizde. Gazeteci özgürlüğünün katledilmesi, sonucu olarak da toplumun bilgilendirme hakkının elinden alınması, çarpık güdülenmesinde; baskılar çeşitliliklerinde de rekor bizde. Marka olarak, Asiye’nin yolundan kurtulabilmeye çalışan arkadaşlarımız bile artık bu baskı ve tehditlerden kendilerine düşen payları fazlasıyla almaktalar.. Meslek örgütlerimizin çatısı altında, Gazetecilere Özgürlük Platformu altında, “yetti gayrı” çırpınışlarımızı böyle okumalısınız... stanbul Borsası yükselişle kapandı Türkiye’de ise İMKB 100 endeksi günü yüzde 1.17 yükselişle 64,530.05 puandan tamamladı. Avro ülkeleri devlet başkanlarının, borç krizindeki ülkelere verilecek mali yardımı artırma kararının ardından yükselişe geçen Avro/dolar paritesinin etkisiyle, dolar/TL kuru geriledi; yabancı ilgisinin devam ettiği gösterge tahvilin faizi yüzde 9 seviyesinin altında dar bantta seyretti. Avro ülkeleri devlet başkanları cumartesi günü tamamladıkları zirve toplantısında, Avro Bölgesi ülkelerinin bazılarını bir yıldır esir alan borç krizine karşı alınacak nihai önlemler üzerinde mutabık kaldılar. Yatırımcılar, alınan tedbirlerin piyasalarda endişe yaratan alanları kapsadığını belirtiyorlar. Devlet başkanları borç krizine düşen Avro Bölgesi ülkelerine yardım sağlayacak Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nun borç verebileceği azami tutarın şu andaki 250 milyar Avro düzeyinden, 440 milyar Avro’ya çıkarılması konusunda mutabakata vardı. OJ para pompaladı Borsada kayıp yaşanırken Japonya Merkez Bankası (BOJ), depremin finansal bir sarsıntıya dönüşmemesi için harekete geçti. Banka, dün sabah bankacılık sistemine 15 trilyon yen, yani yaklaşık 180 milyar dolarlık rekor likidite pompaladı. Normalde iki gün sürecek olan faiz toplantısını bir günde sonuçlandıran banka, tahvil alım programının büyüklüğünü 35 trilyon yenden, 40 trilyon yene yükseltti. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, depremin ekonomiye etkisinin beklenenden daha fazla olabileceğini söyledi. Japonya hükümetinin yaraları sarabilmek için borçlanma planını değiştirmek zorunda kalacağını öngören Moody’s, ülkedeki ödeme sisteminde bir sorun yaşanmadığını ifade etti. B ETK S BÜYÜK OLACAK Deprem ve tsunami felaketinin ekonomiye etkisinin beklenenden daha fazla olmasından korkulan Japonya’da otomotiv şirketleri faaliyetlerini durdurdu. Toyota Japonya’daki 12 fabrikasında faaliyetlere 16 Mart’a kadar ara verdi. Nissan, altı fabrikasındaki üretimi durdurdu. Honda da 20 Mart’a kadar üretimi durdurdu. Toyota, dünden itibaren geçerli olacak kararla araç üretiminin 40 bin kadar azalacağını belirtti. Araç üretiminin yüzde 38’ini Japonya’da yapan Toyota, ocak ayında bu ülkede 234 bin 45 araç üretmişti. Türkiye ağır silah kulübüne AB’nin silah üreticisi olmak için girmek istiyor OCCAR’a üyelik girişimi başlatıldı BARKIN ŞIK THY’nin ‘uçan aşçı’sı Guangzhou yolunda Ekonomi Servisi Türk Hava Yolları’nın (THY) uçan aşçıları Çin’e açılan üçüncü hat olan Guangzhou seferlerinde de görev yapmaya başladı. THY’nin müşteri odaklı yeni uygulamasına göre, ikram şirketi Turkish Do&Co ile beraber kıtalararası uçuşlarda sunulan ikram servisinde “First” ve “Business” yolcularına Türk mutfağının zengin çeşitleriyle dünya mutfaklarından örnekler sunulurken “Flying Chef” de (uçan aşçı) mönü konseptini yolculara tanıtıyor ve uçuşta görevli kabin ekibine yemeğin hazırlık aşamasında profesyonel destek sağlıyor. Türk misafirperverliğinin tüm dünyaya gösterilmesinde büyük rol oynaması düşünülen uygulama önce New York, ardından Şikago ve Tokyo gibi uzun uçuşlu hatlarda devreye girmiş, ünlü NBA oyuncusu Kobe Bryant’ın rol aldığı reklam filmleriyle tüm dünyaya duyurulmuştu. Uçan aşçıların, THY’nin Çin’de 3. uçuş noktası olarak 30 Ocak 2011’den beri başladığı Guangzhou seferlerinde de görev yapmaya başlamasının yolcu mennuniyetini arttırdığı belirtiliyor. Salı, perşembe ve pazar olmak üzere haftada üç gün düzenlenen Guangzhou uçuşları, 31 Mart’a kadar gidiş dönüş 599 Avro’dan başlayan fiyatlarla yapılıyor. ANKARA İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya’nın kurduğu savunma tedarik teşkilatına (OCCAR) üye olmak isteyen Türkiye, alanında faaliyet gösteri rak etkin bir rol almak isyeni bir girişim başlattı. Bel yor. EDA tarafından be tiyor. NATO tarafından çika ve İspanya’nın katılımı lirlenecek savunma ihti da desteklenen OCCAR, ile üye sayısı 6’ya çıkan yaçlarının OCCAR tara AB üyesi ülkelerin yanı sıOCCAR, AB üyesi ülkele fından üretilmesi planla ra NATO üyesi ülkelere de rin ana silah tedarikçisi po nıyor. Güney Kıbrıs Rum silah satabilecek. OCCAR, zisyonuna yükseliyor. Tür Yönetimi’nin vetosu ne imzaladığı güvenlik ankiye, OCCAR’a 7’nci üye deniyle EDA’ya alınma laşmaları ile NATO’nun olarak girebilirse, adını dün yan Türkiye, OCCAR’a gizlilik dereceli, hassas ve ya savunma sanayii ülkele yapılan başvuru ile Avru ayrıcalıklı bilgi ve teçhiri arasında önemli bir ko pa Savunma ve Güvenlik zatlarına da rahatça erişenuma taşıyacak. Politikası’nda dolaylı ola biliyor. 2005 yılında kurulan Avrupa Savunma Ajansı PROJELER (EDA), bir tedarik kuruOCCAR’ın halen yüluşundan çok, Avrupa Gürüttüğü dev silah projelevenlik ve Savunma Politikası (ESDP) hedefleri ışı ri şöyle: Hava savunma ğında Avrupa’nın ihtiyaç sistemleri FSAF ve Roland duyduğu savunma yete Boxer tekerlekli zırhlı araç Tiger hücum helineği alanlarının belirlenkopteri Çok amaçlı fırkamesi ve projelendirilmesi teyn A 400M ulaştırma uçağı alınmadan karayollarına çıkamıyordu.Torba yasanın getirdiği ilave bir hüküm buna bir istisna sağladı. İlk tescili yapılan araçlar için düzenlenen tescile ilişkin geçici belgelerin geçerlilik süresi içinde, trafik belgesi alma zorunluluğu aranmayacak. Yabancı araçlar da trafik sigortası yaptıracaklar Yabancı plakalı taşıtların Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslara göre Türkiye’de geçerli sigortaları yoksa bunlar için zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırlarına girişleri sırasında yapılacak. Trafik kazalarında artık tedavi paralarını SKG ödeyecek Trafik kazalarında tedavi giderlerinin ödeme şekli tamamen değiştirildi. Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve ngiltere, Fransa, Almanya ve talya’nın kurduğu savunma tedarik teşkilatı OCCAR’a girmek isteyen Türkiye, 7’inci üye olursa dünya savunma sanayii ülkeleri arasında yer almış olacak. Türkiye, OCCAR’a girebilmesi durumunda, yüksek maliyetli savunma harcamalarını en aza indirgeyecek. Ayrıca, AB üyesi ülkeler ile doğrudan teknoloji transferi yaparken, savunma sanayii alanında önemli iş payları elde edecek. Oy hakkı kazandıracak. OCCAR üyesi 6 ülke ihracat rakamları açısından da dünya silah pazarında önemli bir konuma sahip. Türkiye, teşkilata girebilmesi durumunda, söz konusu ihracaat gelirlerinden pay alacak. Torba yasa olarak adlandırılan 6111 sayılı Yasa ile birçok kanunda çok önemli değişikler yapıldı. Bazılarını bugün size aktarmak istiyoruz. Avukatlar, muhasebeciler, mali müşavirler ruhsattan muaf Bunlardan biri, avukatlar, muhasebeciler, mali müşavirlerin belediyelerden ruhsat almalarına gerek kalmadı. Bu kanunun 201. maddesine göre, bu kişiler ruhsat almaktan muaf tutuldular. Artık belediyeden ofislerine gelip ruhsat baskısı yapılamayacak. Varlık barışında ek süre verildi Bu kanunla getirilen önemli hükümlerden biri 5811 sayılı kanun (Varlık Barışı) ile ilgili süre uzatımı oldu. Gerçek veya tüzelkişilerce, 01.06.2009 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını 30.09.2009 tarihine kadar Türkiye’ye getirmeyenler ile yurtiçinde bu kanundan yararlanarak varlıklarını bilançoya kaydedip sermaye arttırımı yapamayanlar 30 Nisan 2011 tarihine kadar bu işlemleri yaptıkları takdirde 01.01.2008 öncesi dönemlere ilişkin yapılacak vergi incelemeleri nedeniyle tarh edilecek vergi ve cezalardan mahsup ve düzeltme yapma olanağını tekrar elde edecekler. Varlık barışı beyanlarına ait vergileri zamanında ödemeyenler veya henüz ödemeyenler bu hükme göre 30 Nisan 2011 tarihine kadar ödeme yaparlarsa varlık barışından yararlanma hakkına tekrar kavuşmuş olacaklar. Yalnız dikkat edilmesi gereken husus şudur: Varlık barışına göre düzeltmelerin yapılabilmesi için 5811 sayılı Kanunda aranılan diğer şartların varlığına ilişkin hususların vergi incelemesine yetkili olanlarca tespit edilmesi şarttır. Araçların tescili ile ilgili yenilik geldi Araç sahipleri tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak olan araçların satın alma veya gümrükten çekme tarihinden itibaren üç ay içinde tescili için; bunların hurda Avukatlar, Muhasebeciler ve Mali Müşavirlere Müjde... durumuna gelmesi halinde ise bir ay içinde tescilin silinmesi için ilgili trafik tescil kuruluşuna veya Emniyet Genel Müdürlüğü’nün belirleyeceği kamu kurum veya kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzelkişilerine başvuracak.Burada tescil için özel kişiler de yetkili olacak. Geçici tescil belgeleri ile araçlar trafiğe çıkabilecek Bilindiği gibi tescil edilen araçlar, “Trafik Belgesi” ve “Tescil Plakası” diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. SGK’ye bu kaynağı sigorta şirketleri ve Hazine sağlayacak. Belediyelere Emniyetten aktarılacak yeni bir kaynak olanağı sağlandı Belediyelerce kendi bütçe kaynakları kullanılarak, karayollarında can ve mal güvenliğini sağlamak, düzenli ve güvenli trafik akışını temin etmek amaçlarına hizmet etmek üzere kurulmuş veya kurulacak elektronik sistemlerin Emniyet Genel Müdürlüğü’nce trafik ihlallerinin tespiti amacıyla kullanılması durumunda, aylık dönemler halinde yapılan tespitlere dayanılarak düzenlenen trafik idari yaptırım karar tutanaklarında yer alan trafik idari para cezasının %30’u oranındaki tutar, izleyen ayın sonuna kadar Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesinden ilgili belediyelere sistem kullanımı hizmet bedeli olarak ödenecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle