18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 30 EKİM 2011 PAZAR İstanbul’da gerçekleştirilen KCK operasyonunda gözaltı sayısı 49’a yükseldi Zarakolu gözaltında İstanbul Haber Servisi İstanbul’da gerçekleştirilen KCK operasyonu kapsamında Türkiye Yayıncılar Birliği Yayımlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı ve Belge Yayınları yetkilisi Ragıp Zarakolu da önceki gün gözaltına alındı, KCK gözaltılarının sayısı 49’a yükseldi. BDP İstanbul İl Başkanı Hüseyin Çalışçı gözaltıları kınarken BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, “Gerçekten BDP’lileri tutuklayınca Kürt sorunu bitecekse, Kürtlerin dil, kimlik ve kültür hakkı anayasal güvenceye kavuşacaksa, bu ülkede savaş bitecekse önce gelin bizi alın. Biz hazırız. Partinin kapısını kapatalım, insanlar gelmesin, kilidi de Başbakan’a verelim istiyorlar. Kusura bakmayın, bu halk siyaset yapacaktır” diye konuştu. BDP İstanbul İl Örgütü, Halkların Demokratik Kongresi üyelerinin de katılımıyla, KCK operasyonu kapsamında yapılan gözaltıları protesto etti. BDP İstanbul İl Başkanı Hüseyin Çalışçı, “Ülkemiz büyük bir deprem felaketiyle sarsılırken hükümet hızından herhangi bir şey kaybetmeden askeri ve siyasi operasyonlar yapmaktadır” dedi. “BDP üzerindeki tutuklamalar adeta siyasi soykırım boyutuna vardığını” söyleyen Çalışçı, “En son parti meclisi üyemiz Prof. Büşra Ersanlı ve yayıncı Zarakolu başta olmak üzere 41 üyemiz daha gözaltına alınmıştır. Bu saldırıları şiddetle kınıyor, hükümeti bu politikalardan vazgeçmeye çağırıyoruz” dedi. Tuncel ise KCK operasyonu kapsamındaki gözaltılara yönelik cevaplarını bugün Bağcılar’da gerçekleştirilecek OSMANİYE’DE ŞEHİT OLAN İKİ POLİS MEMLEKETLERİNDE TOPRAĞA VERİLDİ Osmani’ye’de PKK’li teröristlerce kurulan hain pusuda şehit olan polis memurlarından Mehmet Ali Ünal, memleketi Tarsus’ta gözyaşları arasında toprağa verildi. Şehit polisin yakınlarını Ünal’ın meslektaşları teselli etmeye çalıştı. (Fotoğraf: SELAHATTİN ÖZBOZKURTAA) Polisin elinde 70 kişilik liste mi var? KCK’ye yönelik İstanbul’da başlatılan operasyonda gözaltına alınanların sayısı ise 49’a yükseldi. Zarakolu da önceki gün saat 20.00 sıralarında Erenköy’deki evine gittiği sırada polis ekiplerince gözaltına alındığı öğrenildi. Prof. Dr. Ersanlı’nın da aralarında bulunduğu 49 kişinin Vatan Caddesi’nde İstanbul Emniyet Müdürlüğü yerleşkesindeki işlemleri ise devam ediyor. Polisin elinde ise 70 kişilik bir listesi olduğu iddia ediliyor. Zarakolu’nun oğlu Deniz Zarakolu da İstanbul’da 4 Ekim’de yapılan baskınlarda gözaltına alınmış ardından da tutuklanmıştı. Zarakolu olan BDP İstanbul İl Kongresi’nde vereceklerini söyledi. AKP’nin “baskı” politikasını sürdürdüğünü anlatan Tuncel, “Bu ülkede Kürtler özgür olmadan demokrasi olmaz, olmayacaktır da... Barış da olmaz” dedi. Türkiye Yayıncılar Birliği, gözaltıların “demokrasi açısından çok sakıncalı ve vahim bir uygulama” olduğunu belirtti. Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi de Türkiye’de gazetecilere, aydınlara, insan hakları savunucularına yönelik baskıların giderek daha da ağırlaştığına dikkat çekti. Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay ise Zarakolu’nun gözaltına alınmasının “düşünce ve ifade özgürlüğünü zedeleyen yeni bir örnek olduğunu” belirtti. Öte yandan bir grup akademisyen, Ersanlı’nın serbest bırakılması için imza kampanyası başlatıyor. Metin, önümüzdeki günlerde açıklanacak. Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada da “Cumhuriyetin 88. yılını kaygıyla değil coşkuyla kutlamak istiyoruz” denildi. Bu arada Ersanlı, Tarih Vakfı tarafından Santralistanbul’da düzenlenen “Cumhuriyet tarihinin tartışmalı konuları” sempozyumunun dünkü bölümünde “Sınıf, Kimlik, Devlet ve Birey” konulu oturumu yönetecekti. Oturumun dünkü bölümünde Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın boş kalan sandalyesi önünde konuşan Tarih Vakfı Başkanı Oktay Özel, sürecin tüm mağdurlarının özgürlüğüne kavuşmasını istediklerini söyledi. Şehitler sonsuzluğa uğurlandı ABİDİN YAĞMUR SELAHATTİN GÖKATALAY Oturumu yönetecekti İmza kampanyası başlıyor MERSİN/ MALATYA Osmaniye’de önceki gün düzenlenen terörist saldırıda şehit olan iki polis memuru memleketlerinde son yolculuklarına uğurlandı. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde devriye gezerken yıldırım çarpması sonucu yaşamını yitiren Piyade Uzman Çavuş Erol Özkul da Mersin’de toprağa verildi. Osmaniye’de öğrenci yurdunun önünde trafik uygulaması yaptıkları sırada bir grup teröristin saldırısı sonucu şehit olan polis memurları Mehmet Ali Ünal (49) ile Vahap Alagöz (35) için ilk tören Osmaniye İl Emniyet Müdürlüğü önünde yapıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve şehit polisle rin özgeçmişlerinin okunmasıyla başlayan törende konuşan Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, “Türk milleti tek yürektir. Van depreminin acısını nasıl hep birlikte paylaşmışsak eminim ki şu an tüm ülkemizde doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle şehitlerimizin acısını da tüm Türkiye paylaşmaktadır” dedi. Şehit polis Ünal’ın cenazesi Mersin’in Tarsus ilçesine getirildi. Tarsus Küçükminare Camisi’ndeki törende şehit polis memurunun 20 yıllık eşi Ayşe ve kızları Esra Betül (18) ile Kübra Meriç (16) ayakta durmakta güçlük çekti... Ayşe Ünal ve kızlarına, Tarsus Emniyet Müdürlüğü’nde görevli kadın polis memurları kollarına girerek destek olmaya çalıştı. Şehidin cenazesi törenin ardından ilçe mezar lığındaki şehitlikte toprağa verildi. Şehit polis Vahap Alagöz de Malatya’nın Doğanşehir ilçesine bağlı Söğüt beldesinde ikindi vakti düzenlenen törenle toprağa verildi. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde devriye gezerken yıldırım çarpması sonucu yaşamını yitiren Piyade Uzman Çavuş Erol Özkul için Mersin’de tören düzenlendi. Şehit uzman çavuşun cenaze namazı Muğdat Camisi’nde kılındı. Cenaze namazına Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna ve çok sayıda vatandaş katıldı. Cenaze töreninde ayakta durmakta güçlük çeken Özkul’un 6 aylık hamile eşi Yeliz Özkul, “Ben o dağlara bakmaya korkardım. Korktuğum başıma geldi” diyerek ağladı. PARTİDE İYİ ŞEYLER DE YAPILIYOR CHP’nin Doğu ile barışma çabası: Muş Gençlik Merkezi IŞIK KANSU MUŞ Toparlanamayacak gibi gözüken dağınıklık, eşgüdümsüzlük, düşünce ve uygulamada çok parçalılık süredursun CHP’de birkaç kişinin gönülden çalışması ile çok iyi işler de yapılıyor. Bunlardan biri de Muş’ta önceki gün açılan Gençlik Merkezi örneğin. Merkezin açılış öyküsünü CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı’dan dinledik. Muş gençlik kollarını ayakta tutan iki Mehmet (Başkan Mehmet Emin Gül ile İl Sekreteri Mehmet Şerif Sönmez), bölgeye gönderilen parti sorumluları Ali Topuz ile Perihan Sarı’ya konuyu bu yıl başında aktarıyorlar. Böylece, seçim bürosu olarak tutulmuş, yıkık dökük bir daireyi gençlik merkezine dönüştürme çabaları başlamış oluyor. Perihan Sarı, Ali Topuz ve göreve gelişini “Beni buraya Önder Sav hani neredeyse cebren atadı” diyerek tanımlayan ama parti için canı gönülden çalışan Muş İl Başkanı İsmail Adanur hep birlikte kolları sıvıyorlar. Aslında paçaları da sıvıyorlar diyebiliriz. Çünkü öğrendiğimize göre; Ali Topuz, daireyi temiz, kullanılabilir hale getirmek için deyim yerindeyse bütün yaz boyunca, bir elinde su terazisi, öbür elinde proje kalemi adeta amele gibi çalışmış Muş’ta. Arkadaşlara, partililere çağrı yapılmış. Büro mobilyaları alınmış, halılar, buzdolabı ve bilgisayarlar edinilmiş. Mutfağından toplantı salonuna mis gibi tertemiz bir büro çıkmış ortaya. Gençlik kollarından iki Mehmet’in gözlerinin içi gülüyordu ve diyorlardı ki, “Bizim için buranın bu hale gelmesi bizim için hayalden de öte bir hayaldi”. Toplantılar yapmayı, geziler, konserler düzenlemeyi düşünüyorlar şimdi. İl Başkanı İsmail Adanur, Ali Topuz ve Perihan Sarı’nın desteklerini unutmadıklarının altını çizerek merkezin işlevini şöyle özetledi bize: “CHP, Muş’ta da yaşlanmaya yüz tutuyordu, gençsiz bir partinin gelişmeyeceği ortadaydı. Bu merkezle iyi bir taban oluşacağı ümidi içinde ‘Cebren atadı’ yim. Gençlerin şimdiden merkeze ilgi duyduklarını görüyoruz.” 80 yaşına merdiven dayadığı bir dönemde Muş’ta gençlerle birlikte çalışmayı yeğleyen Ali Topuz ise gençlik merkezi üzerinden bir gerçekliğe dikkat çekti: “Bu bölgede toplumla buluşabilmemiz için yöre insanıyla çok titiz bir diyalog kurmamız gerekli. Uzun yıllar CHP bölgeyi ihmal etti. Yaratılmış kopukluğun giderilmesi için bir genç hareketine ihtiyaç var. Partili, partisiz her gence açık olacak bu merkez, bu gençlik hareketine önemli bir ivme kazandırabilir.” Topuz’un vurguladığı “titiz diyalog”un ne anlama geldiğini, merkezin açılış töreni için Siirt’ten gelen CHP İl Başkanı Nevaf Bilek’in birkaç tümcesi yeterince açıklığa kavuşturuyor aslında: “Yakın geçmişte benim öz yeğenlerim kaçırıldı, kemiklerini bulduk sonradan. Batı’daki aydınların bizi, bizim yaşadıklarımızı anlamaları lazım. Kendilerini bizim yerimize koymaları lazım.” Nevaf Bilek’e göre, CHP’nin son dönemlerde Doğu ve Güneydoğu’ya gösterdiği ilgi ancak zamanla etkisini gösterecek. Çünkü aktarılanlara bakılırsa, bölge halkı, DYPSHP koalisyonu dönemindeki köy yakmalardan, faili meçhullerden, sorgusuz sualsiz gözaltılardan bu yana CHP’yi gözden çıkarmış... Yaşanılan ortam açısından da CHP’nin bölgeye sırt dönmüşlüğünün aşılmasının zorluğunu anlatmak için üç gözlemi okurlarla paylaşmak gerek. Birinci gözlem: Muş’ta Milli Eğitim Bakanlığı’na ait bir okulu gezme olanağımız oldu. Okul yöneticisinin makam odasının kapısının arkasında namazgâh vardı, ilkokul çocuklarına rol model olan kadın öğretmenler ise sınıfta türbanla ders veriyorlardı. İkinci gözlem: Muş’un en işlek caddesinde bir büyük binanın ön cephesinde “Ne mutlu O’nun ümmetindenim diyene” yazılı koskoca bir pankart asılıydı. Üçüncü gözlem: CHP heyeti ile bir kahvenin önünde sabah kahvaltısı yapıyorduk. Öğrendiğimize göre, hemen yanımızda oturan bir genç ile yaşlı arasındaki Kürtçe geçen diyalog şöyleydi: Dayı, bunlar da kim ola ki? Bunlar, komünistlerdir... Okulda namazgâh 344’üncü buluşma Cumartesi Anneleri, 29 Ekim 1995’te Mardin Dargeçit’te 7 ayrı eve baskın düzenlenerek aralarında 11 yaşındaki çocukların da bulunduğu gözaltında kaybedilen 7 kişinin akibetlerinin ortaya çıkarılmasını istedi. Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kayıp Komisyonu üyeleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle 344’üncü kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Eyleme sanatçı Suavi ve Ferhat Tunç, yazar Necmiye Alpay da katıldı. 20 yıl önce gözaltında kaybedilen Hüseyin Toraman’ın kardeşi Sakine Toraman, annesi ve babasının tüm yetkililere başvurmasına karşın sonuç alamadığını anımsattı. Fotoğraf: VEDAT ARIK C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle