18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 10 EKONOMİ CUMHURİYET 30 EKİM 2011 PAZAR [email protected] Heyette MemurSen, kurulda bakanlık söz sahibi. KamuSen ile KESK’e ise göstermelik temsil düşüyor Görüntüde toplusözleşme MUSTAFA ÇAKIR Cumhuriyeti Korumak Cumhuriyetin ilanının seksen sekizinci yılını kutluyoruz. Bu dönemde, Cumhuriyeti kurabildik, gereğince koruyabildik mi? Yaşatabilecek miyiz? Bu soruları içtenlikle yanıtlamalıyız. Basmakalıp, klişe demeçlerle, coşkusu tartışılabilir törenlerle, Anıtkabir ziyaretleri ile bu soruları geçiştiremeyiz. Açık yürekli olmalıyız. Cumhuriyetten ne anlıyoruz? Amacı, ilkeleri nelerdir? Soruları, kuşkuları yanıtlayabilmek için amacı ve kuralları ortaya koymak gerekir. Tebaa oluştan, kulluktan vatandaşlığa geçiş, vatandaşların ülkenin geleceğini belirleme hakkı; egemenliğin kayıtsız şartsız vatandaşlara ait olması, vatandaşlar arasında ayrım gözetilmemesi, yasalar ve yasa uygulamalarında eşitlik, hiçbir cemaate, kişiye, aileye yönetimde imtiyaz tanınmaması, herhalde cumhuriyetin olmazsa olmaz (sine qua non) ilkeleridir. 88 yılda toplumun oldukça önemli bir bölümü vatandaşlık bilincine ulaştı mı? Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olması özlemi gerçekleşti mi? En azından yasalar karşısında eşitlik sağlanabildi mi? Mevki, gelir ve servet farklarının, dini inançların, hatta belli cemaat, tarikat ve derneklere mensubiyetin vatandaşlar arasında yarattığı ayrım giderildi mi? Bu soruların ciddi yanıtlarını bulmak gerekir. Cumhuriyeti kurmak ve korumakta başarılı değiliz. Cumhuriyete sahip çıkacak, kollayacak güç ülkenin vatandaşlarıdır. Her siyasal ve ekonomik düzenin kendine özgü bir insan davranış biçimi ve özellikleri vardır. Vatandaşlık bilinci, egemenliğe sahip olma tutkusu, haksızlığa başkaldırı, haklarını savunma isteği ve gücü, cumhuriyet düzenine uygun davranış özellikleridir. Tebaa olma duygu ve alışkanlığından kurtulamamış, irdeleme yeteneği gelişmemiş, çeşitli çıkar çevrelerinin iğvasına, ayartısına kapılan, tepki vermeyen, en azından yeterli duyarlılığı göstermeyen bir toplumda cumhuriyet düzenini kurmak, yaşatmak olanaklı mı? Cumhuriyet için beliren yeni tehlike, gizli amaç anayasa değişikliği veya yeni anayasa alalamasıdır. Bu konuda bir vatandaş olarak kaygılarımı açıklayayım. Bir kez sunuluşu içtenlikli, samimi değil. Halk yeni anayasa istiyor sloganı, bence dayatmanın üstü örtülü ifadesi, politik gerekçesidir. Keşke halkımız anayasayı okusa da tepki verse, bilinçli bir istekle ortaya çıksa. Böyle bir davranışı cumhuriyet açısından çok olumlu bir davranış olarak nitelerim. Açık konuşalım, ülkemizde kaç kişi mevcut anayasayı okumuş, hatta şöyle göz ucuyla bakmıştır? Sayıyı bindelerle ifade etmek bile iyimser tahmin olur. Bir kişi, anlamını bile bilmediği, okumadığı, göz ucu ile bakmadığı, içeriği hakkında bilgisi olmadığı bir şeyin değişmesini bilinçli olarak nasıl isteyebilir? Böyle bir gerekçeye hak vermek, anlamak olanaklı değil. Yeni anayasa veya değişikliği, kuşkusuz, demokratik, insancıl, sivil, çağdaş, özgürlükçü gibi cilalı sözcüklerle süslenerek kamuoyuna sunulacaktır. Yeni anayasa isteği, aslında uzun süreli iktidarda kalma özlem ve tutkusunun yasal altyapısını oluşturma ve milli mücadelenin kalan izlerini de silme girişiminin bir alalamasıdır. Geçen yıl yapılan anayasa oylamasını anımsayalım. Anayasa değişikliği gündeme geldiğinde, uyarmaya çalışmıştık. Amaç yargı bağımsızlığını tümüyle ortadan kaldırmak, yargının siyasallaştırmasına yasal altyapı hazırlamak diye... Bu amacı gerçekleştirmek için ikiüç madde değişikliği yeterli iken, asıl amacı gizlemek, alalamak için değişiklik geniş tutuldu, süslendi. Özgürlükleri genişletme, sivilleşme, 12 Eylül’den hesap sorma, çalışanlara yeni haklar gibi gerekçelerle sunuldu. Sonuç ne oldu? Yargı bağımsızlığını tümüyle ortadan kaldırma dışında değiştirilen maddeler uygulanmadı. Yalnız milletvekilliği seçimi sırasında oy kazandırır düşüncesiyle, hesap soruluyor izlenimi verebilmek için savcı, Sayın Evren’i ziyaret ederek bazı sorular sordu. Yeni anayasa ile kişi, tek parti egemenliği pekiştirilebilir, egemenliğin bölüşülmesine zemin hazırlanabilir; bölünmenin tohumları güçlendirilebilir, kalan özgürlüklerimiz de kısıtlanabilir. Cumhuriyet için bir tehlike de yeni anayasa girişimidir. Ayartıya kapılmayalım. İşin acıklı yanı, halkımız Cumhuriyeti ortadan kaldıracak böyle bir girişimi tam olarak algılayamıyor. Halkımızı uyarmaya çalışalım. ANKARA Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırladığı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasa Taslağı’nın uygulamaya geçmesi durumunda toplusözleşme masasında konfederasyonlar adına en fazla üyeye sahip MemurSen tek belirleyici olacak. Türkiye KamuSen ile KESK’in “göstermelik” olarak yer alacakları görüşmelerde uyuşmazlık çıkması halinde başvurulacak olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda da bakanlığın ağırlığı bulunuyor. İstatistiklere göre MemurSen’in 515 bin 378, Türkiye KamuSen’in 394 bin 497 ve KESK’in 232 bin 83 üyesi var. Türkiye KamuSen ile KESK’in, toplamda 626 bin 580 üyeye sahip olmalarına karşın, toplusözleşmede tek yetkiyi 515 bin 378 üyeli MemurSen’e verdiği için tepki gösterdikleri taslağın yasalaşması halinde süreç söyle işleyecek: Genel toplusözleşme görüşmelerinde ka Kamu Görevlileri Sendikaları Yasa Taslağı uygulamaya geçtiğinde toplusözleşme masasında konfederasyonlar adına en fazla üyeye sahip MemurSen tek belirleyici olacak. Türkiye KamuSen ile KESK’in “göstermelik” olarak yer alacakları toplusözleşme görüşmelerinde uyuşmazlık çıkması halinde başvurulacak olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda da bakanlığın ağırlığı bulunuyor. mu işveren heyetine, Devlet Personel Başkanlığı’nın bağlı olduğu bakan başkanlık edecek. Toplam 7 kişiden oluşacak işveren heyetinde bakanın belirlediği temsilciler bulunacak. Masada, memur konfederasyonlarından da 7 üye yer alacak. Konfederasyonların oluşturduğu Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti’nin başkanlığını en çok üyeye sahip olan MemurSen’in belirleyeceği bir temsilci yapacak. Heyette MemurSen’den 3 üye, Türkiye KamuSen’den 2 üye, KESK’ten de 1 üye yer alacak. Bu durumda MemurSen, başkanla birlikte heyette 4 kişiyle temsil edilmiş olacak. Genel toplusözleşme, salt çoğunlukla imzalanacak. Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet ‘iüyeleri arasında toplu sözleşme veya toplantı tutanağı imzalanmasında uyuşmazlık çıkması ve sayıların eşitliği halinde heyet başkanının (MemurSen) bulunduğu tarafa itibar edilecek. Toplusözleşmenin oyçokluğu ile imzalanması halinde ise azınlıkta kalan temsilciler, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvuramayacak. MemurSen’in toplusözleşmeyi kabul etmesi durumunda, Türkiye KamuSen ile KESK, Hakem Kurulu’na gidemeyecek. Uyuşmazlık halinde toplusözleşmenin taşınacağı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda da bakanlığın ağırlığı bulunuyor. Taslağa göre Hakem Kurulu’nda, Kamu İşveren Heyet başkanının yani bakanın, Maliye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıkları ile Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığı’ndan görevlendireceği birer üye olacak. Ayrıca bakan, Devlet Personel Başkanlığı’nca belirlenecek yedi öğretim üyesi arasından birisini de kurula seçecek. Bu durumda kurulda bakan tarafından doğrudan belirlenmiş 5 üye yer alacak. Bakan ayrıca MemurSen’in 3, Türkiye KamuSen ile KESK’in 2’şer olmak üzere toplam 7 öğretim üyesi adayından birisini de yine kurula seçecek. Dolayısıyla kurulda 5’i doğrudan, 1’i de dolaylı olmak üzere bakan tarafından seçilmiş 6 üye yer alacak. Kurulda en çok üyeye sahip konfederasyon sıfatıyla MemurSen tarafından belirlenecek 2, Türkiye KamuSen ve KESK tarafından belirlenecek 1’er üye bulunacak. Böylece sendikalar 4 üyeyi doğrudan kendileri Hakem kuruluna seçecek. 1 üye ise gösterdikleri adaylar arasından bakan tarafından belirlenecek. Bu bir temsilcinin de hangi konfederasyonun adayları arasından seçileceği merak konusu. Maliye evi olana ‘olta atıyor’ MURAT KIŞLALI Bakanlar Kurulu, üreticiler ile esnaf ve sanatkârların borçlarını faizsiz erteledi Depremzede esnafa 1 yıl süre ANKARA Maliye Bakanlığı’nın, birden fazla gayrimenkulü bulunmayan mükelleflere bile “yapılan analizler sonucunda 2 ve üzeri gayrimenkulünüz bulunduğu tespit edilmiştir” yazısı göndererek fazladan vergi istediği ortaya çıktı. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Vergi Dairesi Başkanı adına Gelir İdaresi Grup Müdür Vekili Yüksel Duman tarafından isminin açıklanmasını istemeyen bir mükellefe gönderilen 19 Ekim 2011 tarih ve “Kira Geliri” konulu yazısında, söz konusu mükellefin ismi ve TC kimlik numarasına yer verildikten sonra şu ifadeler yer aldı: “2010 takvim yılı itibarıyla mülkiyetinizde en az 2 (iki) ve üzeri sayıda gayrimenkulünüz (bina, kat irtifakı, kat mülkiyeti) bulunduğu tespit edilmiştir. ... Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde sahibi olduğunuz gayrimenkullerden kira geliri elde ediyorsanız, bu geliri beyan etmeniz gerektiğini hatırlatır, iyi günler dileriz.” Mülkiyetinde sadece tek bir gayrimenkul olduğunu ifade eden söz konusu mükellef, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na gittiğinde, kendisine şifaen “Eğer birden fazla gayrimenkulünüz yoksa dikkate almayın” dendiğini, kendisinin “O zaman Maliye ‘ya tutarsa’ diye rasgele olta atıyor” esprisi üzerine de görevlilerin güldüklerini söyledi. Üreticinin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nden kullandığı tarımsal krediler, esnafın da Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri kefaletiyle veya doğrudan Halkbank’tan kullandıkları krediler ertelendi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu, Van’da meydana gelen deprem nedeniyle zarar gören gerçek ve tüzel kişi üreticilerle esnaf ve sanatkârların kullandıkları düşük faizli kredilerinden doğan borçlarını 1 yıl süreyle erteledi. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanarak 23 Ekim’den itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren karara göre, 23 Ekim 2011 tarihinde Van’da meydana gelen depremde kamu kurum ve kuruluşları hariç olmak üzere zarar gören gerçek ve tüzel kişi üreticilerin bu tarihe kadar Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nden kullanmış oldukları düşük faizli tarımsal kredilerden doğan borçları kapsamda. Esnaf ve sanatkârların ise Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri kefaletiyle veya doğrudan Halk Bankası’ndan kullandıkları düşük faizli kredilerden doğan borçlarından, vadesi gelmemiş olmamakla birlikte 23 Ekim 2011’den itibaren bir yıl içinde dolacak olan veya 23 Ekim 2011 tarihi itibarıyla vadesinden itibaren 90 günlük bekleme süresi içerisinde olanlar, vadesinde ilgili mevzuatına göre faiz tahakkuk ettirilmek suretiyle, vade tarihinden itibaren bir yıl süreyle faizsiz olarak ertelendi. Münih’teki BMW Welt’te düzenlenen gecede büyük ödülü Bilim İlaç yöneticilerine EFQM Yönetim Kurulu Başkanı Mark Duhem ve Bavyera Ekonomi Bakanı Martin Zeil birlikte verdiler. Bilim İlaç’a Kalite Büyük Ödülü Ekonomi ServisiBilim İlaç, son 3 yıldır Avrupa’da başvuran hiçbir firmanın alamadığı Avrupa Kalite Büyük Ödülü’ne layık görülen ‘ilk şirket’ oldu. Bilim İlaç Genel Müdürü Dr. Erhan Baş “Bu prestijli ödülün şirketimize kazandırılmasının arkasında 2 binden fazla Bilim İlaç çalışanı ve aileleri var. Bu başarıyı onlara armağan ediyorum” dedi. Türk ilaç sektöründen de bahseden Baş; “Günümüzde ilaç sektöründeki büyüme gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru kayıyor. Bu anlamda Türk ilaç sektörü dünya genelinden daha hızlı büyüyor. Türk ilaç sektöründe 300 firma faaliyet gösteriyor, bu sayının 90’ı yabancı, 210’u yerli ilaç firması. Bilim İlaç 3. sırada yer alıyor. 2014 yılı sonuna kadar Türk ilaç pazarında ilk 2 firma arasında yer almak, ayrıca en fazla ihracat yapan yerli ilaç üreticisi olmayı hedefliyoruz” diye konuştu. WHIRLPOOL 5 BİN KİŞİ ÇIKARIYOR NEW YORK (AA) Dünyanın çeşitli bölgelerindeki 66 fabrikasında 71 bin kişiye istihdam sağlayan Amerikalı beyaz eşya üreticisi Whirlpool 5 bin kişiyi işten çıkarmaya hazırlanıyor. Whirlpool’dan yapılan açıklamada “Yüksek malzeme fiyatları ve gelişmekte olan ülkelerde talebin düşmesi nedeniyle Kuzey Amerika ve Avrupa’daki çalışma gücünün yüzde 10’una denk düşen 5 bin kadar kişiyi işten çıkarmayı planlıyoruz” denildi. Almanya’nın Neunkirchen bölgesindeki bulaşık makinesi üretimini Ocak 2012’de Polonya’ya taşıyacağını belirten şirket, istihdamı azaltarak 2013 yılı sonuna kadar 400 milyon dolar tasarruf edeceğini tahmin ediyor. ‘Siyasi kavgayı bırak ekonomiye bak’ HİLAL KÖSE QUANTAS’I GREV VURDU Ekonomi Servisi Avustralya Havayolları Quantas, çalışanlarıyla yaşadığı uzlaşmazlıkların ardından bütün uçuşlarını iptal etti. Şirketin yeniden yapılanma stratejisi gerekçesiyle bazı faaliyetlerini Asya’ya taşıyacağını açıkladığı ağustos ayından bu yana yönetimle sendikalar arasında uzlaşmazlık yaşanıyor. Yeniden yapılanma stratejisinin 35 bin çalışanın bulunduğu şirkette bin kişinin işini kaybetmesine neden olması bekleniyor. Yer hizmetleri çalışanları, teknisyenler ve pilotların katıldığı grevlerin maliyeti haftalık 16 milyon dolar olarak hesaplanıyor. ANTALYA Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası’nın (TÜTSİS) düzenlediği “Bölgedeki Fırsatlar ve Tehditler” başlıklı panelde konuşan TÜTSİS Başkanı Halit Narin siyasi kavgalarla değil, dünyanın Türkiye’ye bakışıyla ilgilendiklerini belirterek; “Kavganın yeri değil. Türkiye’nin bir fırsatlar ülkesi olduğunu bizler çalışarak gösteriyoruz. Bunu zedeleyecek her türlü olay için hepimiz yek vücut, nar gibi olmalıyız. Tükettiğimizden daha fazla ürettiğimizde daha mutlu bir ülke olacağız” dedi. Oturumda reformlarla Türkiye’nin güçlü bir ekonomik büyüme gerçekleştirdiğini söyleyen The Washington Post köşe yazarı Fareed Zakaria’ya CHP Milletvekili Faruk Loğoğlu tepki gösterdi. Loğoğlu dünyanın büyük bir kısmında açlık ve krizin yaşandığını ifade ederek “Türkiye’nin ekonomiyle dünyaya açılmasının daha doğru olduğuna” işaret etti. Vatan Bilgisayar’da kampanya Teknoloji perakendecisi Vatan Bilgisayar, tüm mağazalarında satılan ürünlerde yüzde 25 indirim kampanyası başlattı. Türkiye’deki 43 mağazasında geniş ürün çeşidi ve uygun fiyat sunmayı hedefleyen Vatan Bilgisayar, yüzlerce markaya ait, televizyondan cep telefonuna, bilgisayar parçalarından dijital kameralara, notebook’lardan küçük ev aletlerine kadar 10 binin üzerinde üründe World ve Axess kredi kartlarına özel yüzde 25 indirim yanı sıra şimdi alıp 2012 yılında 10 taksitte ödeme imkânı sunuyor. Maya Tekstil’den uyku için ArGe merkezi Maya Tekstil, Sakarya Akyazı’ya üretim kapasitesini dörde katlayacak Uyku Ürünleri ArGe ve üretim üssü yatırımı yaptı. Maya Tekstil Genel Müdürü Yavuz Demirel; teknolojiyi uyku ürünleri üretiminin her alanında kullandıklarına dikkat çekerek şu bilgileri verdi: “Kaz tüyü yorgan yastık üretimine odaklandık. İlk kurulduğumuzda üretime 250 m2’lik alanda başladık. Şimdi 6 bin m2’lik alanda üretim yapıyoruz. Bu sene, Sakarya Akyazı’da üretim kapasitemizi dörde katlayacak, 46 bin m2’lik açık alan üzerine kurulu 23 bin m2’lik uyku ürünleri araştırma ve üretim üssünün temellerini attık. Uyku kalitesi için araştırmalarımızı da sürdüyoruz.” McDonald’s’ta yönetim serviste McDonald’s, Türkiye’deki 25’inci yılında, açılan ilk restoran olan Taksim restoranı dekorasyondan çalışanların üniformalarına, mönülerin sergilendiği mönü alanlarından posterlere 25 yıl öncesine döndü. 24 Ekim olan yaş gününde, başta McDonald’s Genel Müdürü Dilek Başarır olmak üzere McDonald’s’ın 24 yöneticisi de 25 yıl öncesinin üniformalarıyla restoranda görev yaptı. Electro World ortaklığı memnun etti Avrupa’nın önde gelen elektronik markası Electro World’ün sahibi Dixons Retail plc, 25’inci mağazasını açan Electro World Türkiye’yi kutlamak için uluslararası yönetim kurulu toplantısını Türkiye’de gerçekleştirdi. Türk ortak Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emine Kamışlı 73 milyonluk nüfusunun ortalama 29 yaşında olmasının Türkiye’yi dünyanın en cazip pazarlarından biri haline getirdiğini belirtti. Kamışlı bu ortaklığa yatırım yapacaklarını belirtirken Electro World Türkiye Genel Müdürü Bahadır Özbek ilk altı ayda yüzde 65’e varan büyümeyle pazarın 3 katı büyüme gerçekleştirdiklerini söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle